29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 3 EK M 2010 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER 7 CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ün sözlerini değerlendirdi Türkiye de sıkıyönetim var ANKARA Cumhuriyet Bürosu CHP Genel Başkanı Kemal Kı lıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Ab dullah Gül ün siyasi temsil ve tu tukluluğun fiili mahkumiyete dö nüşmesiyle ilgili sözlerini önemli bulduğunu vurgularken Bir Sayın Cumhurbaşkanı tutukluluk eğer infaza dönüşüyor diye bir kaygı ta şıyorsa bilin ki o ülkede yargı dü zenine siyasal müdahaleler vardır. Kamu vicdanındaki rahatsızlık, sı radan yurttaştan en tepedeki Cumhurbaşkanı na kadar çık mıştır. Türkiye de adı konmamış bir sıkıyönetim vardır dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu nun dün il başkanları toplantısında verdiği me sajlar, ana başlıklarıyla şöyle: Ana muhalefet dar geliyor: Referandumda elde ettiğimiz sonuç beklediğimiz değildi ama yüzde 58 lik sonucu il il tahlil edeceğiz. Valilere, kaymakamlara, şantaja rağmen güzel bir çalışma yaptınız. Yüzde 42 lik oy bize şunu gösterdi; artık ana muhale fet gömleği bize dar geliyor, inatla, inançla iktidara kilitlenmek zorunda yız. Kavga etme lüksümüz yok. Yurt taşlara ısrarla şunu da söyleyeceğiz; anayasanın değişmez ilkelerinden olan laik, demokratik, sosyal hukuk devle tinde yok olan, asıl tehlikede olan sos yal devlettir. Yoksulluğu tarihe göm mek CHP nin boynunun borcudur. Partide oturmayın: Yalova da bize bir tek oyun çıktığı köye gittim, o köyden sonuç aldık. Gittiğiniz zaman sonuç alıyorsunuz, çünkü bizim gizli gündemimiz yok, millete karşı takıy ye uygulamıyoruz. Referandum bizim ilk müşterek sınavımız. Şimdi önü müzde seçimler var. İl başkanlarımı zın il başkanlığında oturma lüksü yok. Kahvede oturacak, lokantada oturacak, tarlaya gidecek, fabrikaya gi decek, sivil toplum örgütlerine gide cek, bize karşı duranlara gidecek ve onlara kendimizi anlatacağız. CHP statükocu değil:Avrupa Bir liği ne gittim, Almanya ya gittim. CHP yi farklı anlatıyorlardı, CHP sta tükocu, her şeye karşı ... Tam tersi, ruhunda devrimcilik yatan bir partinin statükocu olma şansı var mıdır? Biz de ğişimden, dönüşümden yanayız; top lumu ileriye götürmek için demokra siyi daha da ileriye götürmek için... Ya pılan anayasa değişikliğiyle 12 Eylül Anayasası nda verilen haklar bile alın dı. AB yetkililerine de söyledim, ve rilen bir hakkın alınması nerede han gi kitapta reform olarak algılanıyor? Yargı bağımsızlığının olmadığı bir demokrasiye kim reform diyebilir? Barajı düşürün: Cumhurbaşkanı, Siyasi temsilin derinleştirilmesi ve çeşitlendirilmesinin sağlanması gerekir dedi. Bu öteden beri CHP nin dillendirdiği konudur. İlk kez yine biz söyledik; 12 Eylül ün ürünü olan dü zeni değiştirin, yüzde 10 barajı de ğiştirin. Yüzde 47 oy alacaksın, par lamentoda yüzde 65 milletvekilin ola cak ve yüzde 65 milletin iradesidir diyeceksin , yok öyle kolaycılık. Halkın iradesi Meclis e tam yansımalı. Yürekleri varsa gelsinler. Rahatsızlık Köşk e kadar çık tı: Bir Sayın Cumhurbaşkanı eğer tutukluluk infaza dönüşüyor diye bir kaygı taşıyorsa bilin ki o ülkede yar gı düzenine siyasal müdahaleler vardır,Kemal Kılıçdaroğlu HUKUKÇULARIN GÖRÜŞÜ Yargı ve toplum zarar görüyor ANKARA Cumhuriyet Bürosu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ün yargılama sürecindeki ge cikmelerin, sebebi ne olursa olsun, tutuklulu ğu fiili bir mahkumiyet durumuna dönüştür memesi gerektiği uyarısı, gözleri Ergenekon kapsamında Silivri de yıllardır süren tutukluluk lara çevirdi. Hukukçular makul tutukluluk süre sinin fazlasıyla aşılıp, infaza dönüştüğü konu sunda görüş birliğinde. Gazetemiz yazarı Mus tafa Balbay 577 gündür tutuklu bulunuyor. Cezaevlerinde 116 bin hükümlü ve tutuklu bu lunuyor. Bunlardan 60 bini tutuklu, 56 bini ise hükümlü olarak yatıyor. Tutukluluğun istisna ol duğu ilkesi son yıllarda hiçe sayılmaya devam ediyor. Hukukçular, uzun tutukluluk sürelerini şöyle değerlendiriyor: Prof. Dr. Hikmet Sami Türk: Hukuk devletinin insana sağladığı en önemli hakkın kişi özgürlüğü ve güvenliği olduğu unutulmamalıdır. Devletin görevi her insan için bunu sağlamaktır. Aksi takdirde devletin temeli niteliğindeki adale tin gerçekleşmesi konusunda haklı şüpheler uya nabilir. Balbay, işi, yeri, görevi olan bir insandır. Hakkında bir suç işlediği iddiası varsa yargılan ması doğaldır. Balbay ın kaçacak ve delilleri yok edecek biri olmadığı bellidir. Değerlendirmenin bu çerçevede yapılması zorunludur. Aynı şey Mehmet Haberal için de söylenebilir... YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan: Evrensel hukukun en önemli kurallarından biri masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkıdır. Asıl olan kişilerin tutuk suz yargılanmasıdır. Eğer yeterli kanıt yoksa birinin tutuklanması ceza niteliği taşır. Yeterli kanıt yoksa ve siz insanları bir yere kapatıyorsanız bu tutuklu luktan çıkar, tutsaklığa dönüşür. Bunun telafisi yoktur. Ama ülkemizde son yıllarda bu tür tartış malı kararlar veriliyor. Bu da en çok yargıya ve topluma zarar veriyor. Çünkü toplumda bir korku, endişe ve terörize ortam yaratılıyor. Bu da demokrasiye çok ağır bir saldırı olduğunu gösteriyor. Eğer bir dava daki tutuklama kararında güçlü kanıt, kaçma ve delilleri karatma şüphesi yoksa o zaman aklı mıza hukukun üstünlüğü yerine başka bir şeyin üstünlüğü anlamına gelir. Eski A HM Yargıcı Rıza Türmen: Av rupa İnsan Hakları Sözleşmesi ne göre, bir şüp helinin tutukluluk süresinin uzatılması için yeni delil ortaya koymanız lazım. Yani şüpheli kaça caksa bunu delil ile ispatlamalısınız ya da başka larına baskı yapacaksa bu da delillendirilmeli. Ancak Türkiye de katalog suç kapsamına alındığında kişinin kaçacağına ya da delilleri yok edeceğine dair kanaat geliştiriliyor. Prof. Dr. Timur Demirbaş: Devletin ko ruma verdiği, yanında 24 saat resmi polisle dola şan, evleri barkları bilinen insanlara yakalama kararı çıkartıyorsun, daha sonra tutuklayıp 3 yıl dır da tutukevinde tutuyorsun. Bu suçsuz insan ların kaybolan yıllarının hesabını kim verecek? Prof. Dr. Osman Doğru: Anayasada Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edil mesini veya değiştirilmesini önlemek maksa dıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde h kim kararıyla tutuklanabilir hükmü vardır. Erdoğan, iki geminin denize indirilmesi törenine katıldı Dışa bağımlılık bitti İstanbul Haber Servisi Tuzla da inşa edilen gemilerin denizi indirilmesi ve teslim edilmesi törenlerine katılan Re cep Tayyip Erdoğan, Özel likle askeri gemilerin ülke mizde inşası konusunda dışa bağımlılığımız artık tama men ortadan kalkmış bulu nuyor dedi. Betesan Tersanesi önünde 53 gündür eylem yapan Zeynel Kızılaslan ve Tersane İşçileri Birliği Derneği TİB DER Başkanı Zeynel Nihadioğlu, Erdoğan ın törene katıldığı tersaneye gitmek isteyince zor kul lanılarak gözaltına alındı. FURTRANS Gru bu nca inşa edilen Ç 151 süratli amfibi gemi sini denize indirme töre ni, Tuzla daki Anadolu Deniz İnşaat ADİKı zakları K Tersanesi nde yapıldı.Törende konu şan Erdoğan, Deniz Kuv vetleri Komutanlığı nın etkinliğini ve caydırıcı lığını arttıracak süratli amfibi gemi projesi kap samında, inşası tamam lanan ilk geminin suya indirileceğini söyledi. Erdo ğan, daha sonra Türkiye de inşa edilen en büyük tonajlı ku ru yük gemisi olan Kaptan Arif Bayraktar gemisinin Tuzla daki TORGEM Tersa nesi nde gerçekleştirilen teslim törenine katıldı. Ben ekonomistim Tören sonrasında bazı arma törler krizden şik yet etti. Ken disinin ekonomist olduğunu belirten Başbakan bu sözlere sert tepki gösterdi. Erdoğan, konuşmasında Ticaret, inişi çıkışı olan bir yokuştur. Her zaman tırma namazsınız. Ticaretin bir özelliği vardır. K r ile zarar ticarette ortaktır. Ben eko nomistim, ben bu hayatın içinden geldim. Devamlı tır manmak yok diye bir şey yok bu hayatın içinde... Yaşamla ölüm de bir aradadır. Tuzla Tersanesi nde 2002 yı lında kaç kişi çalışıyor du, çıkış da iniş de ol muştur. Bunların hiç birisi bizim tarafımız dan arzu edilen bir şey değildir. Burada olum suzluğu tahrik edece ğimize, Biz bu süreci nasıl yakalayacağız bu nun üzerinde durma mız lazım dedi. İlk fahri doktora Daha sonra Tuzla daki Piri Reis Üniversitesi nin 20102011 açılış törenine katılan Erdoğan a üni versitenin ilk fahri dok tora unvanı verildi. bilin ki o ülkede yargı sağlıklı çalışmıyor de mektir, bilin ki o ülkede bir Başbakan kalkmış Ben bu davanın savcı sıyım demiştir, demektir. Gözaltına alınıp tutukla nan kişiler 2 yıl geçmesi ne karşın yargıç önüne çı karılmıyor. Türkiye de 48 gazetecinin tutuklu bu lunduğunu Avrupa da an lattım. Artık kamu vicda nındaki rahatsızlık sıra dan yurttaş en tepedeki Cumhurbaşkanına kadar çıkmıştır. Başbakan, Yargı ne istediyse ver dik diyor. O zaman par lamentonun işlevi ne, bu yasaları yapan parlamen to değil mi? HSYK yi da ha fazla siyasallaştırmak için bunları yapmadınız mı? Şimdi aynı kaygı ola cak. Ama unutmayın, bu kez susmayacağız. Bütün Avrupa Birliği ni ayağa kaldıracağız. Adı konmamış sıkı yönetim: Anayasa de ğişikliği sürecinde üni versiteler konuşmadı. Tür kiye de adı konmamış bir sıkıyönetim vardır. Bir spor karşılaşmasında Baş bakan a yuh çekildi. Bu nu doğru bulmuyoruz, ayıplıyoruz. Ancak yu halayanların görüntüleri nin kameralardan tespit edilerek yargılanmaya ça lışılması kabul edilemez. Medya özgür değil. En çok okunan yazarlardan Bekir Coşkun un işine son veriliyor. Bir AKP Genel Bakan Yardımcısı, bu gazetenin patronunu arıyor. Hangi gazete pat ronu çıkıp Hükümet üs tüme baskı kurdu, ben işine son vermek zorun da kaldım diyebilir ki... Örgüt kapılarını açın: Bana Üye ol mak istiyoruz, bizi üye yapmıyorlar diye şi k yetler geliyor. Böyle bir lüksümüz yoktur. Üye olmak isteyen her kese örgütün kapılarını açacağız. İl başkanları bulundukları yerdeki ka naat önderleriyle, sivil toplum örgütleriyle di yalog halinde olacak. Erdem, bölgeye Güneydoğulu olmayan milletvekillerinin gitmesini istedi AKP de farklı bir girişimERDEM GÜL ANKARA Eski DEP mil letvekillerinin cezaevinden tah liyesi sonrası açıklamaları ve dönemin Dışişleri Bakanı Ab dullah Gül tarafından kabul edilmelerine karşı sert bir bildi ri yayımlayan 10 AKP liden bi ri olan Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem, Başbakan Tayyip Erdoğan a Kürt sorunuyla ilgi li farklı bir öneride bulundu. Güneydoğu da ağırlıkla BDP politikalarının etkili olduğunu vurgulayan Erdem, Erdoğan a Güneydoğu kökenli olmayan milletvekilleri olarak bölgeye gidip halkla görüşme yap mak istediklerini iletti. TBMM nin yasama yılı açılış resepsiyonu Erdoğan ın BDP li lerle ayaküstü atışmasının yanı sıra, Kürt sorunuyla ilgili göz lerden kaçan bir başka diyaloğa daha sahne oldu. Erdoğan, par tisi içindeki yaklaşımları nede niyle Devletçimilliyetçi diye nitelenen AKP Kırıkkale Mil letvekili Vahit Erdem le Kürt so runuyla ilgili bir görüşme yaptı. Edinilen bilgiye göre Erdem, resepsiyonda yan yana geldiği Erdoğan a, bir süredir açılım politikaları yürütüldüğünü, bu politikaların ana eksenini Gü neydoğu bölgesinin oluşturdu ğunu belirterek şunları söyledi: Güneydoğu daki halkı mızla milletvekillerimizi bir araya getirmek, buluşturup görüştürmek gerekir. Böyle bir eksiklik olduğu kanısın dayım. Benim izlenimim Gü neydoğu da hep BDP lilerin borusu ötüyor, onların etkin liği var. Onların konuşmaları öne çıkıyor. Halbuki onların dışında da görüşler olması la zım. Bunun için diğer bölge lerden milletvekillerinin de Güneydoğu ya gitmesi, ora daki vatandaşlarımızla buluş ması, onları dinlemesi, onlar la görüş alışverişinde bulun ması gerekli. Böyle bir orga nizasyona ihtiyaç var. Erdoğan, Erdem in bu sözle rine, O zaman önce sen git diye karşılık verdi. Erdem de kendisinin gidebileceğini, an cak kişisel olmak yerine daha ge nel bir organizasyonla, Güney doğu kökenli olmayan millet vekillerinin bölgeye götürülme si gerektiğini söyledi. Eski DEP milletvekillerine karşı bildiri yayımlayan Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem, Başbakan Tayyip Erdoğan a Kürt sorunuyla ilgili farklı bir öneride bulundu. ANKARA Cumhuriyet Bürosu Genel Baş kan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan CHP İl Başkanları Toplantısı nda, il başkanlarının tamamı tüzük kurultayına gerek olmadığı yönünde imza toplayarak genel başkana sundu. Toplantıda, illerin referandumdaki çalışmaları ile 2011 genel seçimleri değerlendirildi. CHP den yapılan açıklamaya göre, dün sabah 10.00 da başlayan toplantı yaklaşık 11 saat sürdü. Kı lıçdaroğlu nun açılış konuşmasını yaptığı toplantı da, her il başkanı referandumda yaptığı çalışmaları ve genel seçimleriyle ilgili görüşlerini açıkladı. Toplantı, Kılıçdaroğlu nun il başkanlarına yanıt vermesi, genel değerlendirmesi ve çok çalışacağız ve iktidara yürüyeceğiz sözleriyle sona erdi. Öte yandan toplantıda, bir internet sitesinde Ge nel Sekreter Önder Sav ile ilgili çıkan bir haber ne deniyle kısa süreli gerginlik yaşandığı ileri sürüldü. Gerginliğin, Kılıçdaroğlu nun konuyu kapatalım demesiyle sonlandığı ifade edildi. Bugün 10.00 da da Kılıçdaroğlu başkanlığında Par ti Meclisi toplantısının yapılacağı bildirildi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Bir Sayın Cumhurbaşkanı tutukluluk eğer infaza dönüşüyor diye bir kaygı taşıyorsa bilin ki o ülkede yargı düzenine siyasal müdahaleler vardır dedi. BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI O Malum Davada Silivri de o malum davayı izliyorum. Üç beş avukat, on on beş sanık, yirmi otuz izleyici, işte karşıda üç yargıçlı mahkeme heyeti, sol taraflarında savcılar ve makamları heyetle aynı düzlemde ve yükseklikte, sanki onlar da yüce makam da oturur gibi... Burası özel mahkeme! Savcıları da özel yargıçları da! Ama en özel olanları savcılar. Zaten savcılar savcı gibi değil, hazırladıkları iddianameyi okursanız, esas hüküm verenler gibi. Kendilerine bir de yargıç rolü biçmişler. Hazırladıklarına, hukuk açısından iddianame demek için bin bir tanık gerektiren, genç hukukçulara bir iddianamenin nasıl olmaması gerektiğini anlatacak değerli belge niteliğinde. Sanık lar, avukatlar savunmalarında lime lime ettiler, ediyorlar. Mustafa Balbay ı Tuncay Özkan ı görüyorum ön sıralarda. Emcet Olcaytu konuşuyor mahkeme heyetine, Aydınlık dergisi yazarı ve hukukçu. Son altı yedi ayın gazete kupürlerini bir bir gösteriyor. Hemen hepsi, nasıl bir Türkiye koşullarında bu davanın açıldığını ve sürdürüldüğünü ve yaşadıklarımızı anlatan birer belge gibi. Olcaytu 2. Rasputin dönemi diyor, yaşadığımız döneme. Kaynaklara bakıyorum, kim bu bildiğimiz Rasputin diye: Gregory Efimoviç Rasputin, bir köylü ailesinin çocuğu. Serseri bir gençlik yaşamının ardından, Ortodoksluktan sapma Skopsty tarikatı ile tanışır. Bu tarikatın müritlerinin, Tanrı ya ulaşmanın tek yolunun günah işlemek olduğunu vaaz etmeleri Rasputin e oldukça çekici gelir... Ve bu yolda ilerleyerek suç işler durur! Rasputin papaz olur, Petersburg da bir şekilde sarayın çevresine girer, 1917 Rus devriminden hemen önceki Çarlık yönetimi içine entrikalarla sızar ve yükselir. Çar ın sağ kolu olur. Yapmadığı rezillik kalmaz... Olcaytu konuşmasında, sık sık, okyanus ötesine gönderme yaptı. Cemaatçilerin, medyayı ve devletin güçlerini kullanarak, insan hak ve özgürlüklerini çiğneyerek, üstelik dini de kullanarak, toplu ve örgütsel bir şekilde işledikleri siyasi ve hukuki suçlarına bakılacak olursa... Tanrı katında epey günah işlediklerini söyleyebiliriz! Silivri deki cezaevi mi desem yoksa toplama kampı mı, Mustafa Balbay ve diğerlerinin, ağır bir tutukluluk suçuna dönen yargılanmaları, hiçbir dinin bile kabul edemeyeceği, gerçekten de Tanrıya ulaşmanın en önemli yolunun suç işlemek ve insanlara eziyet etmek olduğuna inanmışların yapabilecekleri bir şeydir! Mahkemenin arkasındaki duvarda bir Atatürk büstü asılı duruyordu! Her yere Atatürk fotoğrafı ve büstü konmasının ne kadar yanlış olduğunun tescilidir bu! Düşündüm de, Atatürk büstünün hem de bu salonda işi ne?! Balbay ın öğleden sonra yaptığı ilginç konuşmasını, dünkü gazetemizde okumuşsunuzdur. Gazeteyi yapan arkadaşlarımızın, bu konuşmayı ve davayı birinci sayfadan görmeleri çok iyi olurdu! Orada yargılanan sadece Balbay değil, Cumhuriyet de aynı zamanda.. Ve hukuk, adalet, yasalar, insan hak ve özgürlükleri de Silivri de yargılanıyor! NOT 1: Kılıçdaroğlu il başkanlarına çalışın dedi ve 15 günde bir rapor vermelerini istedi. CHP örgütlerinin çalışmadığı konusunda çoğunlukla haklı yaygın bir görüş var. Öneriyorum: Çalışın demekle olmaz, parti örgütlerin nasıl çalışılacağı konusunda iyi bir belge hazırlayıp örgütlere geçmelidir. Parti Meclisi ve Merkez Yönetim Kurulu ve bilim insanları var oralarda. Kısa sürede, seçimlere kadar nasıl çalışılacağı üzerine, bir hafta içinde bir protokol hazırlayıp göndermelidirler! Denetim bunun üzerinden yapılmalıdır! Ayrıca, parti örgütlerinin dışında, örgütlerin çalışıp çalışmadıkları, il ve ilçelerde halk arasında yapılacak, parti dışından veya özel görevlilerden oluşan kurullarca da denetlenmeli ve gerçekçi bir tablo ortaya çıkartılmalıdır, diye öneriyorum. Neden? Seçimlerde başarı, örgütün çalışmasına bağlı da o nedenle!! NOT 2: H.Cemal in önceki günkü yazısı, son bir iki yazısında iktidar uygulamalarına karşı çıkarttığı minik çatlak seslerine karşı tam bir özeleştiri niteliğindeydi. Kulağı çekildi anlaşılan! Hanefi Avcı nın çıkışını, eski dönemin son çırpınışı olarak nitelendiriyor ve demokratik ve neredeyse devrimci yeni bir düzenin kurulduğunu vurguluyor! Beyinler de nasıl çarpıtılmış! obursali@cumhuriyet.com.tr İşten çıkarıldıkları tersane önünde 53 gün dür eylem yapan 2 işçi Erdoğan ile görüş mek isteyince yaka paça gözaltına alındı. Ergenekon davasında bit meyen tutuklu luğa hukukçu lar tepki göster di. YARSAV Başkanı Tar han, adil yargı lanma hakkına dikkat çekerek Asıl olan kişi lerin tutuksuz yargılanması dır dedi. Tüzük kurultayını toplamaya gerek yok CHP İL BAŞKANLARI TOPLANTISI CMYB C M Y B 3 EK M 2010 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER 7 CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ün sözlerini değerlendirdi Türkiye de sıkıyönetim var ANKARA Cumhuriyet Bürosu CHP Genel Başkanı Kemal Kı lıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Ab dullah Gül ün siyasi temsil ve tu tukluluğun fiili mahkumiyete dö nüşmesiyle ilgili sözlerini önemli bulduğunu vurgularken Bir Sayın Cumhurbaşkanı tutukluluk eğer infaza dönüşüyor diye bir kaygı ta şıyorsa bilin ki o ülkede yargı dü zenine siyasal müdahaleler vardır. Kamu vicdanındaki rahatsızlık, sı radan yurttaştan en tepedeki Cumhurbaşkanı na kadar çık mıştır. Türkiye de adı konmamış bir sıkıyönetim vardır dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu nun dün il başkanları toplantısında verdiği me sajlar, ana başlıklarıyla şöyle: Ana muhalefet dar geliyor: Referandumda elde ettiğimiz sonuç beklediğimiz değildi ama yüzde 58 lik sonucu il il tahlil edeceğiz. Valilere, kaymakamlara, şantaja rağmen güzel bir çalışma yaptınız. Yüzde 42 lik oy bize şunu gösterdi; artık ana muhale fet gömleği bize dar geliyor, inatla, inançla iktidara kilitlenmek zorunda yız. Kavga etme lüksümüz yok. Yurt taşlara ısrarla şunu da söyleyeceğiz; anayasanın değişmez ilkelerinden olan laik, demokratik, sosyal hukuk devle tinde yok olan, asıl tehlikede olan sos yal devlettir. Yoksulluğu tarihe göm mek CHP nin boynunun borcudur. Partide oturmayın: Yalova da bize bir tek oyun çıktığı köye gittim, o köyden sonuç aldık. Gittiğiniz zaman sonuç alıyorsunuz, çünkü bizim gizli gündemimiz yok, millete karşı takıy ye uygulamıyoruz. Referandum bizim ilk müşterek sınavımız. Şimdi önü müzde seçimler var. İl başkanlarımı zın il başkanlığında oturma lüksü yok. Kahvede oturacak, lokantada oturacak, tarlaya gidecek, fabrikaya gi decek, sivil toplum örgütlerine gide cek, bize karşı duranlara gidecek ve onlara kendimizi anlatacağız. CHP statükocu değil:Avrupa Bir liği ne gittim, Almanya ya gittim. CHP yi farklı anlatıyorlardı, CHP sta
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear