29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
M Y BC MYBC 3 EK M 2010 SAYI 1280 9 yi yazar Onur Caymaz ın sitesinde gördüm sözünü edeceğim yontuyu. Yontuda, kolomuzsırtkalçabacak kaslarının özellikle belirginleştirildiği çıplak bedenli Atatürk, olağanüstü gücüyle, dev bir makine dişlisini çeviriyor. Yontunun altında şu yazı var: şleyen demir ışıldar! Makine Dişlisi Çeviren Atatürk Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası Bakım Atölyesi . lkokulda bir öğretmenimiz vardı. Türkiye nin kalkınmasına değinirken en başta Devlet Demiryollarını, Sümerbank Kayseri Bez, Turhal Şeker Fabrikalarını anardı. Üstünü başını, ayağına giydiği pabucu göstererek Bende ne görüyorsanız tümü Sümerbank tan, yani yerli malı! der, övüncünü göğsünü kabartarak belirtirdi. Bir yurttaşın, ülkesinin emek gücüyle var ettiği ürünlerle övünmesi ne yüksek duygudur! Günümüzde ise genci yaşlısıyla, kadını erkeğiyle nice insan, üstüne marka vurulmuş süprüntüleri giymekle övünüyor... Sümerbank 1933 yılında Atatürk tarafından kuruldu. Kurumlaşmada uçlu sistem i uygulamaya sokan da Atatürk. Köy enstitüleri gibi dünyada ilk bizde görülen uçlu sistem, üretim için gereken makinelerden, fabrikalardan, satılmak üzere üretilen malların sergileneceği mağazalardan oluşan dev bir kuruluş. şleyiş, biriken nakit para, adı Sümerlerden gelen banka sistemiyle sağlanıyor: Sümerbank ! Ne yazık ki ortada artık böyle bir banka da yok, uçlu sistem de. Her şey birkaç milyon liraya dış ülkelerin ya da içerdekilerin para babalarına satıldı. Ne acı! Sümerbank binalarının eğlence yerlerine dönüştürüleceği yazılıyor gazetelerde. Belki o binaların içinde ardiyeye dönüştürülenler bile olmuştur... Yazılıp çizilmiyor değil ne ki kimsenin kulak verdiği yok! Devletçilik dediğimiz düzenin bir jeton kadar değeri kalmadı. Ülkemiz işporta pazarına döndü. Her hükümet, halkın geleceğini kararttığını düşünmeden çözümü özelleştirmede buluyor. Halkın gücü de birilerinin cebini doldurmanın önünü kesmeye yetmiyor artık. Bir mala herkes sahip olabilir; en başta devlet malı olmak üzere, marifet onu ömürlü kılmakta... Yazıyı yazarken Makine Dişlisi Çeviren Atatürk yontusundan gözümü ayırmadım. çimden de Dede Korkut anlatılarının sonunda geçen Hani o dediğim bey erenler! sözünü yineleyerek Atatürk e özlemimi dile getirdim: Hani, tarih içindeki kültürel kimliğimizi temelinden araştırmaya koyulan Türk Tarih Kurumu? Hani, Türkçenin kök varlığından sözcükler üreterek düşüncemize, duygumuza, insanlığımıza çağdaşlığın yolunu açan Türk Dil Kurumu? Hani, dünya tiyatrolarıyla eş düzeyde oyunların, operaların, balelerin oynandığı Büyük Tiyatro, Atatürk Kültür Merkezi? Hani, o tiyatroları aratmayacak düzeyde AST lar, Kenterler, Gülriz SüruriEngin Cezzar toplulukları? Hani, cumartesi öğle sonralarının halka ve öğrencilere açık orkestralar, konserler? Hani, devlet terbiyesiyle eğitilmiş yöneticiler, bürokratlar, serbest meslek sahibi bayanlar, baylar? Nice değer bilmez, beden yokluğunu, ruhun da yokluğu sanıyor. Cumhuriyetine kastetmek isteyenler, çevirdiğin çarkın işleyen demirini paslandırdılar, şimdi de içte ve dışta, ülkemizi parça pörçük etmenin yollarını arıyorlar. Ülkeyi din bezirg nı cemaatlerin kara kini sardı, adalet mülkün temeli olmaktan çıktı! Korkut Ata nın ecel aldı yer gizledi dediği başını kaldır da gör; gör fani dünya nın kimlere kaldığını!.. G binyazar@gmail.com Bir yontunun düşündürdükleri ADNAN B NYAZAR Çocukların okulda başarılı olmaları için güne kahvaltı ile başlamaları şart. Yeterli ve dengeli bir kahvaltıda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise yumurta ve pekmezin mümkün olduğunca sık tüketilmesi. Uzmanlara göre, her iki besin de çocuklarda sıkça görülen ve öğrenme bozukluklarına yol açan demir eksikliğine karşı birebir. Kahvaltı, günün en önemli öğünü olmasına rağmen özellikle okul çağı çocukları tarafından ihmal ediliyor. Araştırmalara göre; özellikle kahvaltı yapan çocuklar okulda daha başarılı oluyor, daha geç yorgunluk hissine kapılıyor ve sabahları kendilerini daha az aç hissediyor. Ayrıca bu çocuklar bütün derslerden daha iyi not alıyor, problemleri daha iyi çözüyor, derse daha iyi konsantre oluyor ve daha iyi kas işlevlerine sahip oluyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak, çocukların besin öğelerini yeterli almadıkları takdirde büyüme geriliği ve mental gelişim gecikmesi gibi ciddi sorunlarla karşılaştıkları uyarısında bulunarak, Hafif düzeyde beslenme yetersizliği kolaylıkla fark edilmiyor ancak çoğunlukla öğrenme bozuklukları ile sonuçlanıyor. Örneğin daha çok yetersiz besin seçimi ve öğün atlama gibi nedenlerle oluşan demir eksikliği de davranışlarda ve performansta düşüşün yanı sıra konsantrasyon bozukluklarına yol açıyor. Bunun için çocuklara mümkün olduğunca sık yumurta ve pekmez yedirmek gerekiyor diyor. G F GEN ATALAY U ğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı yöneticisi Özge Mumcu, babası Uğur Mumcu nun izini sürüyor. T24 bilgisunar sitesinde yazıları yayımlanmaya başlayan Özge Mumcu ya göre, yazarlık bir devirteslim süreci değil ama genetik bir yatkınlıktan söz edilebilir. Özge Mumcu ya yeni çıktığı yazarlık yolculuğunu sorduk: T 24 bilgisunar sitesinde yazılarınız çıkıyor. Yazarlık mı diyelim bunun adına, yoksa yazarlık denemesi mi? Yaklaşık iki aydır T24 haber sitesinde yazılarım yayımlanıyor. Evet, bir yazarım demek için çok erken olduğunu düşünüyorum. Bu yazıları, bugüne kadar oluşan akademik birikimimi günlük yaşam üzerinden yeniden kurma niyeti olarak görüyorum. Yorumdan öte, olayları derli toplu bir şekilde yansıtmayı amaçlıyorum, elbette şimdiye kadar oluşan kendi bakış açımla. Yazarlık, babadan kıza geçer mi? Yazarlığın bir devirteslim süreci olduğunu sanmıyorum ama genetik bir yatkınlık olabilir. Kitaplardan oluşan bir dünyanın içine doğdum ve içinde büyüdüğüm ortamın da bu yatkınlığa yol açabileceğini düşünüyorum. Bir de yazarak daha rahat kendimi ifade edebiliyorum. Bazen sözel ifade olmadık yerlere gidebiliyor oysa yazarken hem düşüncemi toparlıyorum hem de kendimi aktarabiliyorum. Yazı yolculuğunuz sürecek mi? Sürmesini umuyorum. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı nasıl gidiyor? IŞIK KANSU R ahmi M. Koç Müzesi koleksiyonundan seçilmiş 50 objenin bulunduğu gezici müze Müzebüs ün bu yıl eğitim öğretim yılı boyunca da 24 ilde 220 okulu ziyaret etmesi planlanıyor. 22 Eylül de Mersin den başlayan Müzebüs ün Anadolu Turu, 17 Haziran 2011 de Edirne de bitecek. Bugüne dek 1033 okul ve 155 bin öğrenciye ulaşan gezici müze, bu yıl da 24 ilde 220 okul ve 2025 bin öğrenciye ulaşmayı hedefliyor. Müzebüs te, ulaşım, iletişim, kuvvethareket ve çevre bilinciyle ilgili teknolojik gelişimi gösteren 50 obje sergileniyor. Bu objeler arasında buhar makinesi, kronometre, radyometre, telgraf, gramofon, Güneş saati, Güneş pilli araba vb. bulunuyor. G Okullara müze geliyor Yumurta ve pekmez başarıyı arttırıyor Çocuğunuzun beslenme çantasını hazırlarken ara öğün için meyve, fındık, ceviz ve özellikle badem gibi kuru yemiş, kuru kayısı, süt, meyveli yoğurt, kuruyemişli kek, ev yapımı peynirli poğaça ile ayran gibi besleyici ve tamamlayıcı gıdaları tercih edin. Okul yemeği çıkmıyorsa ve ana öğün oluşturacaksanız; kepekli ekmek arası et grubundan bir gıda ile marullu ve salatalıklı bir sandviç hazırlayabilirsiniz. Yanına ayran, su ve meyve ilave etmeyi de unutmayın. Saklama kabında susuz az yağlı ev yemekleri veya çeşitli salata tarzı gıdalar da tercih edilebilirsiniz. Şengül Sangu Talak tan çocuklara kahvaltı önerileri Çocuğunuzun her gün bir yumurta yemesini sağlayın. Çünkü yumurta yüzde yüz emilebilen en kaliteli protein kaynağı ve kan yapıyor. Ayrıca sürülebilen çikolata, bal, reçel gibi tatlılar yerine kan yapan ve kemiklerin gelişimini sağlayan kalsiyumdan zengin pekmezi tercih edin. Kahvaltılara az miktarda domates, salatalık ile maydanoz gibi vitamin ve posa içeren sebzeler ekleyerek çocuğunuzun iştahının açılmasını ve bağırsaklarının çalışmasını sağlayabilirsiniz. Kahvaltıda sadece ve sürekli mısır gevreğiyle süt tüketimi belki pratik olsa da, sakıncalı. Bu nedenle karışımı kuru meyve, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemiş ve taze meyvelerle daha besleyici ve lezzetli hale getirmeye çalışın. Kahvaltının yanında çay içilmesi demir emilimini engelliyor, ayrıca çok fazla kaynatılması da besin değerini düşürüyor. Bu yüzden mümkün olduğunca çocuğunuza çay içirmeyin . G Beslenmeçantasındakiler Vakıf, eğitimyayınkültür sanathalkla ilişkiler gibi alanlarda çalışıyor. Aynı zamanda Adalet ve Demokrasi Haftası nı hayata geçiriyoruz. Vakıfta, faili meçhullerle dolu bir tarihin aktarılmasının yanı sıra insanın toplumsal ve bireysel acıları aşarak üretime dökmesini sağlamaya çalışıyoruz. Vakfın kuruluş amacı araştırmacı gazeteciliğin yayılmasını sağlamak. Bu çerçevede, her yıl seçtiğimiz öğrencileri, usta gazetecilerle, alanlarında uzman eğitmen kadromuzla ve yoğun bir ders programıyla sektöre hazırlıyoruz. On dört yıldır, araştırmacı gazetecilik kursundan mezun olan 82 öğrencimizin 26 sı sektörde sağlam gazeteciler olarak tutunmuş durumda; gelecek yıllarda kendilerini medyanın önemli yerlerinde de göreceğimize inanıyorum. Türkiye de bir ilk olan yazma seminerleri, 1996 yılından beri kesintisiz devam ediyor. Hocamız Mehmet Eroğlu nun yoğun emeğiyle elbette. Yazma sürecini destekleyecek felsefe seminerleri, felsefe ile yazın ilişkisiyle devam ediyor. Görsel aktarımı da sağlamak amacıyla kısa film ve belgesel atölyeleri ile fotoğrafçılık seminerlerini de açıyoruz. Ekim Ocak Nisan aylarında seminerlerimiz açılıyor. Uğur Mumcu nun kitapları ile derlemelerinin yanı sıra, umag yayınları, araştırma dizileri ile çocuk kitaplarıyla da yoluna devam ediyor. Orhan Tüleylioğlu nun yayına hazırladığı Neden Öldürüldüler dizisine ait 4 kitap ile Kahramanmaraş Katliamı kitapları, dünü gençlere anlatmayı amaçlıyor. çimdeki Güneş Çocuk Kitapları ndan da yeni kitaplarımız çok yakın bir süre içinde okuyucularıyla buluşacak. Kısacası, um:ag hem yıllardır süren seminerleri hem de yeni projeleriyle yoluna devam ediyor. G Uğur Mumcu nun kızı Özge Mumcu, yazarlık yolunda ilk adımı attı. Haber sitesi T24 te yazmaya başlayan Mumcu, kitaplardan oluşan bir dünyanın içine doğduğunu ve büyüdüğünü söylüyor. Özge Mumcu hem yazıyor hem de um:ag ın yöneticiliğini yapıyor. Fotoğraf: Necati Savaş Yazarak daha iyi anlatıyorum M Y BC MYBC 3 EK M 2010 SAYI 1280 9 yi yazar Onur Caymaz ın sitesinde gördüm sözünü edeceğim yontuyu. Yontuda, kolomuzsırtkalçabacak kaslarının özellikle belirginleştirildiği çıplak bedenli Atatürk, olağanüstü gücüyle, dev bir makine dişlisini çeviriyor. Yontunun altında şu yazı var: şleyen demir ışıldar! Makine Dişlisi Çeviren Atatürk Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası Bakım Atölyesi . lkokulda bir öğretmenimiz vardı. Türkiye nin kalkınmasına değinirken en başta Devlet Demiryollarını, Sümerbank Kayseri Bez, Turhal Şeker Fabrikalarını anardı. Üstünü başını, ayağına giydiği pabucu göstererek Bende ne görüyorsanız tümü Sümerbank tan, yani yerli malı! der, övüncünü göğsünü kabartarak belirtirdi. Bir yurttaşın, ülkesinin emek gücüyle var ettiği ürünlerle övünmesi ne yüksek duygudur! Günümüzde ise genci yaşlısıyla, kadını erkeğiyle nice insan, üstüne marka vurulmuş süprüntüleri giymekle övünüyor... Sümerbank 1933 yılında Atatürk tarafından kuruldu. Kurumlaşmada uçlu sistem i uygulamaya sokan da Atatürk. Köy enstitüleri gibi dünyada ilk bi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear