29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Tuhaf Şeyler İki dönemdir milletvekili olan İçişleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Beşir Atalay ı soğukkanlı, sözlerini seçerek konuşan bir kişi olarak tanıdık. Kendisi Atatürk ve Marmara üniversitelerinde öğretim üyeliği, Kırıkkale Üniversitesi nde kurucu rektörlük görevlerinde bulunmuş bir bilim adamı olmasının yanı sıra eski Devlet Planlama Teşkilatı Sosyal Planlama Daire Başkanı, Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi, Ankara Sosyal Araştırmalar Merkezi Koordinatörü sıfatlarını da taşımaktadır. Son zamanlarda Sayın Bakan ın soğukkanlılığını yitirdiğine, önce düşünüp sonra konuşmak yerine önce konuşup sonra düşünmek gibi bir tuhaflık içinde olduğuna tanık oluyoruz. Örneğin, TBMM de yirmi milletvekili ile yer alan BDP yi terörden beslenen bir siyasal parti olarak değerlendiriyor. Bu değerlendirmeyi ne zaman yapıyor? Kürt sorununun çözümüne ilişkin görüşmelerde BDP nin bu sorunun çözümünde hükümetin muhataplarından biri olduğu iyice belirginleştiği zaman! Sayın Bakan Sorun çözüldüğünde terörden beslenen bu parti ortadan kalkacak derken, Sayın Cumhurbaşkanı, TBMM deki konuşmasında, Kürt sorununun muhataplarıyla demokratik bir zeminde çözümü doğrultusunda öneriler getiriyor. BDP ye, Gel, şu sorunu birlikte çözelim, sen de ortadan kalk! deniyor bir biçimde. Bu mantık bana tuhaf geliyor. Hanefi Avcı nın başarılı bir polis olduğunu dostu da düşmanı da kabul ediyor. Göreve 1976 yılında Mersin in Mut ilçesinde emniyet komiseri olarak başlamış, daha sonra İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ne getirilmiş. 2003 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı na atanmış. 2006 yılında vek leten, 2007 yılında da asaleten Edirne İl Emniyet Müdürü, iki yıl sonra da Eskişehir İl Emniyet Müdürü olmuş. Susurluk Olayı nı deşifre eden ilk ve tek resmi görevli olarak biliniyor ve bulunduğu her yerde yolsuzluklara karşı etkili savaşımlar vermiş bir polis olarak tanınıyor. Hanefi Avcı şimdi Silivri de tutuklu; Devrimci Kararg h adlı silahlı bir örgüte yardım etmek savıyla içeride. Deneyimli polis, aylar önce telefonlarının dinlendiğinin farkına varıyor, küplere biniyor. Önce İçişleri Bakanı na gidiyor, İstihbarat Dairesi beni dinliyor, komplo hazırlığı var. Kanunsuz dinleme var. Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı yöneticileri de dinletiliyor, diyor. Aldığı yanıt, Ben niye dinleteyim, üstelik bu işleri de hiç sevmem. O zaman biz burayı İstihbarat Dairesi ni denetletelim oluyor. Bakıyor ki bu görüşmeden bir sonuç çıkmayacak, şik yet ve ihbar dilekçeleri yazıp Adalet ve İçişleri bakanlıklarına, İstanbul ve Ankara başsavcılıklarına, Ankara ve İstanbul Özel Yetkili başsavcı vekilliklerine, Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı na ve Başbakanlık a veriyor. Geriye bir tek mahalle muhtarlığı kalıyor. Aylar geçiyor. Sonuç: sessizlik! Oturuyor, Fethullah Gülen cemaatinin emniyet örgütünü ahtapot kolları gibi nasıl sardığını anlattığı Haliç te Yaşayan Simonlar: Dün Devlet Bugün Cemaat adlı kitabı yazıyor. Vay, sen misin yazan! Dinlenen telefon görüşmelerinin birinde konuştuğu kişinin kullandığı telefonun numarası ile bir silahlı örgüt üyesi arasında ilişki kurularak tutuklanıyor. Tüm bunlar bana tuhaf geliyor. Bekir Coşkun severek okuduğum bir yazardır. Gazetesinden kovuldu; bertaraf edildi. Onun o vurdu mu ses getiren yazılarını, yürekliliğini, saydamlığını, yalınlığını çok özlüyorum. Hürriyet ten Habertürk e geçtiğinde yeni gazetesinin televizyonda sürdürdüğü o etkili tanıtım kampanyasını anımsıyorum. Habertürk ün üst yönetimi o zaman Bekir Coşkun un nasıl bir yazar olduğunu bilmiyor muydu? Kimi liberal yazarlar pek sevindiler Bekir Coşkun un ortada kalmasına. Eser Karakaş gibi onu merkez basının bir köşe yazarı olarak meşruiyet sınırlarını zorladığı savıyla kovulmasını haklı görenler bile çıktı. Liberal özgürlükçü olduğunu söyleyen insanlar nasıl olup da düşünce ve anlatım özgürlüğünün karşısında bir beton duvar gibi dikilebiliyorlar. Tuhaf değil mi? Tuhaf, hem de burası Türkiye deyip geçiştirilemeyecek ölçüde tuhaf! dkavukcuoglu@superonline.com www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Sahte Diploma ! lı Mimarlar Yabancı ülkelerden mezun olanların Türkiye de çalışmak üzere meslek odalarına kayıt yaptırabilmeleri için, YÖK ün denklik belgesi vermesi ge rekiyor. Ülkemizi ve meslek in sanlarımızı yetersiz eğitim al mış uzmanlardan korumayı amaçlayan bu uygulama, YÖK ün nadir olumlu işlev lerinden biri Ne var ki Mimarlar Odası na göre, öğrenimlerini KKTC de tamamladıklarını belirten 30 ki şiye ait diplomanın sahte ol duğu; YÖK ün de bunlara denk lik verebildiği anlaşıl mış! Oda Başkanı Eyüp Muhçu23 Eylül deki basın toplantısında dedi ki; Sahte diploma ve denklik belgeleri ile mimarlık yetkisi kullanan organize bir sahtek rlıkla karşı karşıya yız. Çünküsahtemimarlarıntümü, KKTC deki üniversitelerden sözde mezun olmuşlar; açıkla mada özetle şunlar belirtiliyor: Talebimizle KKTC deki üniversitelerden gönderilen mezun listeleri ile odaya kayıt lı üyeleri karşılaştırdık. Me zunlar listesinde adları olmadığı halde YÖK ün onayıyla mes leki yetki üstlenen kişileri sap tadık. YÖK ten istediğimiz belgeler sonucunda da 30 kişi nin diplomalarının ya da denklik belgelerinin sahte ol duğunu belirledik. Bir 12 Eylül dönemi yasa sıyla kamu kurumlarında çalı şan mimar ve mühendislere meslek odalarına üyelik zorun luluğu kaldırılmıştı! Çeyrek yüzyıldır yürürlükte tutulan bu darbe kuralı nedeniyle sahte diplomalı kişilerin ne rede çalıştıkları da saptanamı yor. Ülkede sayısız gerçek diploma lı iş bulamazken sah tek rlara kucak açan kamu ku rumları hangileridir? Olayın en düşündürücü yanı ise YÖK ün denklik belgesi dü zenlerken diplomanın sahteliği ne aldırmaması; ülkemizde ve dünyada kabul edilen mimarlık eğitimine denk bir öğrenim görmemiş kişilere mimar un vanı verilmesi zaten sorun iken, şimdi de geçersiz diplomala rın onaylanmış olması... YÖK ün Açıklaması ! YÖK, Oda nın açıklaması üzerine kısa bir yanıt yayım ladı; ancak nerede çalıştıkları saptanamayan ! 30 sahte mi mar hakkında tek kelime söyle mezken, yabancı ülkelerden alı nan diplomaların titizlik le in celendiğini belirtmekle yetindi. Oysa Oda, sahtek r mimarla rın tümünün KKTC üniversite leriyle ilişkilerini açıkça belge lerken;bunlardan13 ününDoğu Akdeniz, 3 ünün Girne Ameri kan, 8 inin Lefke Avrupa, 3 ünün Uluslararası Kıbrıs, 3 ünün de Yakın Doğu üniver sitelerinden alınmış sözde diplo malarla YÖK e ve meslek odalarına başvurduklarını belirterek, tümü hakkında dava açıldığını ve üyelikle rinin iptal edildiğini belirti yor. Sahte mimarlardan 2 sinin Adana, 6 sının An kara, 3 ünün Diyarbakır, 5 inin Gaziantep, 10 unun İstanbul, 1 er de Antalya, Bursa, İzmir ve Mersin şubelerine kayıt yaptırdık ları da Oda nın verdiği bil giler arasında Buna rağ men YÖK ün 24 Eylül de ki açıklamasında, özetle şunlarla yetiniliyor: Diploma denklik baş vuruları yönetmeliğe gö re inceleniyor. Şüphe uyandı ran her belge araştırılıyor ve gerekirse yasal işlem başlatılı yor. Mimarlar Odası nın sö zünüettiği30sahtediplomaile ilgilidenklikbelgeleriiseYÖK dışındaüretildiveincelemesü rüyor. Ne var ki yine Oda nın bu ya nıt üzerine yaptığı açıklamada ise bakın ne söyleniyor: YÖK e yaptığımız başvu rulara verilen yanıtlarda, sah te oldukları anlaşılan denklik belgelerinin kendileri tarafın dan düzenlendiği ve onaylan dığı bildirilmiştir. YÖK ün denklik belgesi verirken diplo maların geçerliliği ile ilgili hiç bir araştırma yapmadığı açık ça anlaşılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Devlet De netleme Kurulu, meslek odaları nın görevleri dışında işlerle uğraştığına ve siyaset yaptık ları na dair rapor hazırlamıştı. Bakalım sahte diplomalı ve denklik belgeli mimarlar ile YÖK sayesinde çalıştıkları kurumlar için de harekete ge çecek mi? SAYFA CUMHUR YET 3 EK M 2010 PAZAR 20 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK K MİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com HARBİ SEMİH POROY HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ ekinci@cumhuriyet.com.tr nasıl olsa bakan yok... BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 Hastanelerde, yatacak hastaların kayıt ve kabul edil dikleri yer. 2 Va şak denilen hay vanın ufak bir tü rü... Üzeri kırmızı parafinle kaplanan bir peynir. 3 Ha waii de karşılama ya da uğurlama anısı olarak veri len, çiçeklerden yapılmış kolye... Sütün üzerinde biriken yağlı madde. 4 Konut... Alan. 5 Kahverengi kabuklu ve yeşil etli bir meyve... Bir şeyin varlığını orta dan kaldırma. 6 Yakın dost, arkadaş... Yabancı. 7 Tanrı... Mersin in Si lifke ilçesinde antik bir kent. 8 İri bir hıyar cin si... Türlü bitkilerin yaprak ve kabuklarıyla kokulan dırılmış acımtırak bir içki. 9 Kılıç, bıçak gibi saplı şey lerin sap içinde kalan bölümü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Bal, yoğurt gibi şeyler koymaya yarar tahta kova... Ya pının ya da arsanın boyutlarını ve sınırlarını gösteren ha rita. 2 Yoksullara yemek dağıtılan yer... Kuru gazel gi bi göğe savrulma poyraz gibi esip yorulma Kara caoğlan . 3 Oy... Kadife. 4 Bir renk... Büyük zoka. 5 Akım şiddeti birimi kiloamperin kısa yazılışı... Kalın bü külmüş sicim. 6 Askerlik ödevini bitirenleri bırakma... Tuzağa düşürülen şey. 7 Düşüncenin tasarlayabileceği bü tün üstün nitelikleri kendinde toplayan... Artvin yöresi ne özgü, yağı çıkarılmış ayranın kaynatılmasıyla yapılan peynir. 8 Şöhret... Kuruyunca çatlayan toprak. 9 Göz leri görmeyen... Akdeniz Bölgesi nde bir akarsu. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Ş A H S E V E N E L A N İ K A P R E Y H A N M İ P D A Y A K R A G A M İ O T O L A R A A Z İ M A M İ R A L R A R E A L İ C A N T O T O L O J İ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Karaciğer kanserinin nedenleri 7. Ulusal Hepato Gastroenteroloji Kongresi nde tartışıldı Bayat gıdalara dikkat SİBEL BAHÇETEPE BELEK Karaciğer kanserinin dünyada ve Türkiye de ölüm ne denleri arasında ilk 10 sırada geldiği belirtiliyor. Uzmanlar, ülkemizde sıklıkla tüketilen kuruyemiş ve ba haratların bayat ve küflü olmasının, uygun şartlarda üretilmemesi ve saklanmamasının karaciğer kanse rine yol açabileceğini vurgulayarak, bu tür gıdalardan uzak durul ması gerektiğini söylediler. Hepato Bilio Pankreatoloji HE BİPA tarafından düzenlenen 7. Ulusal Hepato Gastroenteroloji Kongresi 29 Eylül3 Ekim tarihle ri arasında Antalya Belek te Gloria Otel de gerçekleştirildi. Yerli ve yabancı 500 hekimin katıldığı kon grede, Hepatit B ve Hepatit C nin tedavisindeki yenilikler, Irrıta bıl Barsak Sendromu IBS , Ref lü, Karaciğer Kanseri gibi gast roenterolojinin önemli konu baş lıkları ele alındı. Kongre ile ilgili dün düzenlenen basın toplantısında ko nuşan Hebipa Derneği Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Dökmeci, ka raciğer kanserinin ülkemizde sin dirim sistemi kanserleri arasında ilk 5 sırada yer aldığını belirterek, Karaciğer kanserinin nedenleri arasında Hepatit B ve Hepatit C önemli bir yer tutar. Hepatit B ve Hepatit C nin ülkemizde görülme sıklığı azalırsa karaciğer kanse rinin görülme sıklığı da azalır de di. Hepatit B ve C nin ilerlemiş bo yutunun karaciğer sirozu ve kara ciğer kanserine yol açabileceğini anımsatan Dök meci, alkol tüke timi, karaciğer hastalıkları, me tabolik hastalık lar, eskimiş, man tarlaşmış gıdala rın yenmesinin de karaciğer kanse rine neden olabileceğini anlattı. Karaciğer kanserinde aflatoksin de nilen maddenin etkin olduğunu kaydeden Dökmeci, söz konusu maddenin de beklemiş kuruyemiş lerde, baharatlarda gelişebileceğini, bu tür baharat ve kuruyemişlerin tü ketilmemesi gerektiğini anlattı. Hebipa Derneği Genel Sekreteri ve Ankara Üniversite si AÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Gastro enteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Özkan da Hepatit B nin Türki ye de yüzde 5 oranında görüldüğünü, bu oranın Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde yüzde 10 a çıktığını, Batı bölgelerinde ise bu ra kamın yüzde 1 i bulduğunu söyle di. Hepatit B de tadaviyi etkile yen faktörler beslenme, çevre, bağışıklık sistemi, ilacın etkinliği, kişinin genotipi ve virüsün geno tipidir ifadelerini kullanan Öz kan, Tedaviyi planlarken en önemli unsur, en etkin tedaviyi en doğru zamanda vermektir dedi. AÜ Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necati Örmeci ise Hepatit C de iyi haber yeni antiviral ilaç ların kullanımda olmasıdır. Ül kemizdeki Hepatit C genotipi ne yazık ki tedavi şansını yüzde şan sını azaltıyor, çünkü tedaviye di rençli genotip söz konusu. Ame rika ve Avrupa da Hepatit C nin tedavi oranı yüzde 80 iken Tür kiye de yüzde 50. Hepatit C de şu an için aşı mümkün değil ama önümüzdeki yıllarda tam şifa yö nünde beklentilerimiz var dedi. Hekim gözüyle hayatın kadrajı İstanbul Haber Servisi GlaxoS mithKline Türkiye, Atlas dergisi işbir liğiyle hekimlere yönelik Hekim Gö züyle Hayatın KaDRajı adlı bir fotoğ raf yarışması düzenleniyor. Yarışma, hekimlere, mesleklerine farklı bir gözle bakma ve fotoğrafın evrensel diliyle kendilerine ifade etme imk nı sunuyor. 25 Ekim de başvuru süresinin sona ereceği yarışmada jürinin yapacağı de ğerlendirme sonucunda ilk 3 e Nikon marka, 9 kişiye de mansiyon olarak Olympus marka fotoğraf makinesi ve rilecek. Fotoğraflar, Atlas dergisinde ve www.hayatinkadraji.com sitesinde yayımlanacak. Göz tansiyonu taramalarına uyarı ANTALYA AA Uludağ Üniver sitesi Tıp Fakültesi Göz Sağlığı Hasta lıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Tuncer Özmen, alışveriş mer kezleri ya da başka alanlarda özel has tane ya da poliklinikler tarafından ya pılan göz taramalarını eleştirerek, Özel sektör de bunu her zaman çok etik koşullarda gerçekleştirmiyor. Nor malde bunu ölçmek için ideal yöntem ler var, hem kolay ve pratik hem de halkın gözünde cazip görüldüğü için havalı tonometre dediğimiz havayla ça lışan aletlerle ölçüyorlar. Bu alet, göz tansiyonunu her zaman normalin üze rinde çıkarıyor. Bu taramaları orada burada, alışveriş merkezlerinde yapı yorlar ve diyorlar ki sende göz tansi yonu var, sen bizim hastaneye gel . Bu tarama yalancı bir hastalık çıkarıyor. İnsanlar telaşlanıyor ama o kurumlar kendilerine yeni hasta kazanıyor, rek lamla müşteri kazanıyor dedi. UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Tuhaf Şeyler İki dönemdir milletvekili olan İçişleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Beşir Atalay ı soğukkanlı, sözlerini seçerek konuşan bir kişi olarak tanıdık. Kendisi Atatürk ve Marmara üniversitelerinde öğretim üyeliği, Kırıkkale Üniversitesi nde kurucu rektörlük görevlerinde bulunmuş bir bilim adamı olmasının yanı sıra eski Devlet Planlama Teşkilatı Sosyal Planlama Daire Başkanı, Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi, Ankara Sosyal Araştırmalar Merkezi Koordinatörü sıfatlarını da taşımaktadır. Son zamanlarda Sayın Bakan ın soğukkanlılığını yitirdiğine, önce düşünüp sonra konuşmak yerine önce konuşup sonra düşünmek gibi bir tuhaflık içinde olduğuna tanık oluyoruz. Örneğin, TBMM de yirmi milletvekili ile yer alan BDP yi terörden beslenen bir siyasal parti olarak değerlendiriyor. Bu değerlendirmeyi ne zaman yapıyor? Kürt sorununun çözümüne ilişkin görüşmelerde BDP nin bu sorunun çözümünde hükümetin muhataplarından biri olduğu iyice belirginleştiği zaman! Sayın Bakan Sorun çözüldüğünde terörden beslenen bu parti ortadan kalkacak derken, Sayın Cumhurbaşkanı, TBMM deki konuşmasında, Kürt sorununun muhataplarıyla demokratik bir zeminde çözümü doğrultusunda öneriler getiriyor. BDP ye, Gel, şu sorunu birlikte çözelim, sen de ortadan kalk! deniyor bir biçimde. Bu mantık bana tuhaf geliyor. Hanefi Avcı nın başarılı bir polis olduğunu dostu da düşmanı da kabul ediyor. Göreve 1976 yılında Mersin in Mut ilçesinde emniyet komiseri olarak başlamış, daha sonra İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ne getirilmiş. 2003 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dai
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear