23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Feridun Andaç'la 'Paris Bir Yalnızlıktır'a dair 'Paris, yazanlarda açar"Kavis Yayınları'nca geçen yılın son çeyreğinde çıkan Paris Bir Yalnızlıktır başlıklı kitabında Andaç, doğduğu kent Erzurum'dan Istanbul'a, istan- bul'dan Paris'e çeşitli kereler yaptığı yolculukların yansımalarıni; dil, dü- şünce, duygu haritasındaki ipuçlarını sürdürüyor okura... Bir gün yolunuz Paris'e düstüğünde, elinizde bu kitap gezebilirsiniz Seine Nehrinin kıyıla- rında, kentin ara sokaklarında, cafelerinde, pasajlarında... Ya da evinizde oturup sayfalan çevirirken kendi Paris'inizi hayal edebilirsiniz Balzac'ın, Beauvoir'ın, Dinolar'ın izinde... Andaç'la kitabı üzerine konuştuk. O Arzu MİLDAN -4- -- I ~wr yr" itabımzjptins Bk m>r Yalnızlıktır, gezi ^ M^L kitabı olarak da JL. JL. anılabilecek nite- liklere sahip ancak siz onca Paris deneyiminize rağmen bu kolayyo- lun üzerine gitmek yerine bir dan- tel gibi işleyerek Paris 'teki iç yol- culuklarınızın izini sürüyor ve sür- dürüyorsunuz okura... SiziParis'i böyle yazmaya götüren neydi? - Paris'e yazmak ve sevmek için gidi- lir, diye bir yanıtla geçiştirebilirim sizi! Ama hiç de öyle değil. Yolculuk deyin- ce, benim için sular durur. Her yolcu- luk yenilik demektir bana. Görmek, his- setmek, okumak ve yazmak için yeni ka- pıları aralamak. Paris'e gelince, çoğu- muzun belleğinde "görülesi kent" imge- si olarak yatmaz mı? Biraz o vardı ben- de de, biraz da koşulların iteklemesiyle, bir aşk kırgını olarak Paris'le buluşmuş- tum. Bazı kentler öyledir, sizde iz bırak- maları için bir "neden" olmalıdır. Pa- ris'in imgesine bir de bu eklenince, vaz- geçilmezim oldu. Kopuldukça bağlanı- lan bir kent... Oraya her döndüğümde yazmadan edemediğim gibi, içyolculuk- lara çıkmak da kaçınılmazdı. Paris'in bir özelliğidir yazan insanlarda içgözü açması. Rilke de orada bu yolculuklan- nı başlatmamış mıydıPYaşadıklarımın ve okuduklarımın buluşmasıydı beni Paris'in içyolcusu kılan.. .Dindirilmiş duygulann kentidir Paris benim için bir bakıma da... "İZLERİNİİÇİNİZDE TAŞIDIĞINIZ KENTLERDEN BİRİ" - Paris'le bir aşk-âşık ilişkisi geliştir- mişsiniz... Hem sürekli sevgilinin ya- nında olma isteği, hem de o gizemi kay- betmemek için gitmek, uzaklaşmak ama üla dönüp dolaşıp onun yanına dönme isteği... - Yazan biri için aşkı bir metafor ola- rak da alabiliriz. Çünkü, sevgilinin sure- ti yitip giderken size kalan budur. Son- rasında ise aşkın aşkınlık durumunu ya- şatrnak kalır size. Olunan ve olunama- yan... Cennetle Cehennemi içinizde ya- şarken kendinizi sürekli Araf ta hisset- meniz... Paris'i bende var kılan biraz da bunlar oldu demeliyim. Eğer bir yere gitmeyi seviyorsanız, oranın sizde de bir izi varsa; hayatımzda oraya dair bir yer açmışsanız vazgeçilmezleriniz arasında- dîr elbette. Paris de biraz öyledir benim için. Bir kenti kitaba dönüştürmek ya da şöyle demeli, o kenti sizin kentiniz kılmak için yazmak. O dönüşme halinin bir yansımasıdır biraz da. Yazmak eyle- mi yitene kavuşmak çabası değildir. Onun yokluğuna karşı hayatı, yaşamayı ve yeniden sevmeyi savunmaktır olsa ol- sa. Kentlerin bendeki imgesi biraz da böyledir. Gidilen, yaşanılan, terk edildi- ğinde de izleri içinizde taşınan kentler. Paris de öylesi kentlerdin biridir. - Paris yüzlerce yıldır Türk aydınları için ve hatta dünya insanları için çekim merkezi halinde... Ama son yülarda dünya bu kadar değişmişken, teknoloji ile artık uzaklar yaktnken, neden hâlâ Paris ve neden hâlâ Fransa..? Gerçi ko- nuyla iîgili koca bir kitap yazdtnız an- cak yıllar içinde Paris neden bu cazibe ve çekim merkezi olma özelliğini yitir- medi sizce? - Tarihe bakan Paris'i sever. Edebiya- tı tutkulu yol bilen Paris'e yolunun çık- masını ister. Devrimden söz eden, Bas- til'den yolunu geçirmek ister. Bence, Paris bir bellek kenttir. En azından sö- zünü ettiklerim açısından bakarsak öy- le. Paris'i biraz da, yeryüzüne açılma kenti olarak görürüm. Dünyanm bütün dillerinin buluştuğu kenttir bir bakıma benim için. Çoğu uçaklar da oraya gelir, oradan başka yerlere gider. Avrupa'nın kalbidir de ondan Paris'ten vazgeçüme- me, oraya yolları düşürme isteği. Koru- nan ve koruyan kenttir Paris. Kentin mekân dokusuna bakınca bunu anlarsı- nız, müzelerini, kütüphanelerini, kita- bevlerini adımlayınca da karşınıza çıkan budur. Bir kentin kimliğini var eden nüfusunun çokluğu, dikey gelişmesi değildir. Bu anlamda Paris örnek kent- lerin belki de en başında gelir. Yeryü- zünde böyle kaç kent vardn- merak ede- rim. Çoğunlukla da gidip görmek ve ya- şamak istediklerim hep bunlar olmuş- tur. Baku örneğin, Üsküp, Saraybosna, Stockholm, Floransa... - Parissizlik nasddır? Yaşamı boyunca bir kez bile Paris 'e gitmeyen bk insan sizce ne kaybeder? Sevemedim öyle bir kavramı, ve de şunun gibileri: "Paris'im tuttu! "Kenttir benim için asal olan. tnsanı yeniden ya- ratır kent. Gösterir, öğretir, eğitir, bi- çimler. tnsanı baştan aşağı yeniden ku- ran, uygarlıkları var eden taşıyan, koru- yan kenttir. Çünkü insanlığın belleği kentlerdedir. Kentsiz yaşam yabandır. Çoğu kez özlesek de o yaban hayatı, ge- ne de kentin cazibesinden kurtulama- yi2. Ama her kent beni sarmaz, içine al- maz. Bu, biraz kendi konumunuz, duy- gu ve düşünce dokunuzla ilgilidir. Ör- neğin Zürih ya da Viyana hiç de yaşaya- mayacağım, hatta aramayacağım kent- lerdir benim için ama Saraybosna ya da Paris vazgeçilmezimdir. Paris'e gitme- yen insan ne kaybeder? "Hiçbir şey" di- yemem elbette! Dönüp kendine, kendi ülkesine bakmayı öğrenebilir insan Pa- ris'e giderek. Oraya oralı olmak için gi- demezsiniz. Bu çok komik olur. Ama oradan dönerken 'kendi' olmayı öğre- nebilirsiniz, en azından bunun kapıla- rında gezindirir sizi o kent. - Gözlemlediğiniz kadanyla Parisliler kendi şehrini nasıl yaşıyor? Paris ancak Parisîi olmayan için mi "Paris "tir? On- lar için Londra, Berlin, Istanbul vb. bir yalnızhk mıdır örneğin? Siz Istanbul'da ya da soluk alıp yaşa- dığınız kentte nasılsanız, bir Parisli de öyledir kendi kentinde. Biz, kente gelip dışarıdan katılanlar; görenler, bir süre yaşayıp çekip gidenler oraya farklı an- Iamlar yükleriz. Bazen de keşif duygu- muzun onlardan daha farklı olduğunu düşünürüz, bu belki de öyledir sahiden! Bunu da hissettiklerimize, yaşayıp ettik- | lerimize göre adlandırırız. Henry Miller ı için Paris kendini bulma, yazarlığmı var I edip kanıtlama alanıdır; Stefan Zweig I içinse yaşama ve dostlarıyla buluşma | mekânıdır. Dostoyevski ise biraz burun j kıvırır Paris'e; "Batı dedikleri de bu j muymuş," gibisinden! BİR ŞEHRİ AŞKINUKLA SEVMEK - Paris sizi birçok yanıyla kendine çe- kiyor. Bunlardan da söz ediyorsunuz da kitabınızda. Örneğin pasajlan, kitabev- leri, kafeleri.. .Kendinizi duyumsadığı- nız yerler midir buraları? - Bir kentin dokusunu var eden şey- lerden bazılannın içinde bulursunuz kendinizi. Sürüklenirsiniz kimi kez. Ya- Feridun Artdac. Paris'le bir ask-âşık Mlşklsl gellştlrmlş... şadtklarınız kadar okuduklannız da size bunların kapılarını açar. Pasajlara ilgim Beyoğlu'yla başlar. 1950'lerin Istan- bul'u; 1958 ya da '59 olmalı: Halamın elimden tutup gezdirdiği pasajları Be- yoğlu'nun. Büyülü, rengârenk bir dün- yaydı. Düşünün ki, tek renkli bir taşra kentinden gelmişsiniz, karşmıza pasaj- larda bambaşka bir dünya çıkıyor. Pa- ris'in pasajlarını adımlarken bunu keş- fettim. Benzersizdir halen pasaj içleri, apayn bir dünyadır orada yaşanan. Yaz- maya karar verirken de pasajları, fotoğ- raf makinem elimden düşmedi. Paris, biraz da pasajlarıyla var benim için. Ki- tabevlerini ve cafeleri kendi çalışma me- kânım gibi algılarım bazen. Paris'te bu duyguyu derinden hissetmişimdir. Bu yüzden de vazgeçilmez yerlerim olmuş- İardır. Kitaplara dokunmak, bir deftere kapanıp yazmak, satırlar arasında ken- dinizi bulmak. Paris'in dinginliğinde bunlarla yol alırken kapatırsınız kendi- nizi başka dünyalara. Bilirsiniz ki; bu süreç bir sağalma mevsimi gibidir, iyi de gelir insana. Yürümeyi, görmeyi öğre- nirsiniz bu kentte. Binalara bakmayı, sokaklarm anlammı içinizde taşımayı, bir insanla ansızın karşılaşmanın sevin- cini içinizde filizlendirmeyi, ülkenizi öz- lemeyi, sevdiğiniz kokulara kavuşma- yı... Eğer bir kent bunları yaşatıyorsa size, bunun için neden kitaplar yazılma- sm, neden içinizde ona yer açmayasmız; neden bir kadının aşkını içinizde taşıdı- ğınız gibi o kenti de aşkınlıkla sevmeye- siniz. - Kentlere dair yazmak sizi kendine çeker. Sırada hangi kentler var, kitaba dönüştürecekleriniz neler? - Erzurum: Bir Kentin Solgun Yüzü şu günlerde çıkmak üzere. Paris kitabı- nın ardından anlamlı geldi bana, baka- hm okurun yaklaşımı nasıl olaeak? Ge- ne farklı kentler üzerine bir kitap var okura ulaşacak olan: Geçen Zamanm İzinde. Aynca Girit ve Saraybosna üze- rine iki ayn kitap.. .Tümlenmesi için ye- niden oralara gitmeye hazırlanıyorum. Benim Istanbul Çağım'ı yazıyo- rum.. .Heyamola Yayınlan'nın isteği üzerine bir başka Erzurum kitabı (Yedi Cihan Kenti) şu günlerde tümlenmek üzre, bir tür romans biçiminde yazıldı. Bana Izmir'i sevdiren Tank Dursun K.'ya adadığım, onunla ve başka Izmirli yazarlarla/şairlerle gezinen bir anlatıcı- nın gözünden Izmir'i yazmaya karar kıl- dım nicedir; bir de bununla uğraşıyo- rum. ı C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 4 0 Paris Bir Yalnızlıktır/ Feridun An- daç/ Kavis Yayınlan/ 230 s. SAYFA 13 . . - T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear