Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
D
H
er ozan şiir
anlayışını
anlatırken
şiire nasıl bakılma-
sı gerektiğini gös-
termeye çalışır.
Dolaylı olarak
okurları kendî şiiri-
ne alıştırmak ister.
En usta ozandan
yeniyetme ozana
dek şîirbilimi kav-
ramak, kendi anla-
yışıyla gelişen bir
şiiri geçerlî kılmak
özlemi vardır. İzle-
nimci, simgeci bir
şiirle çağdaş Türk
şiirini etkileyen Ah-
metHaşimin "Pi-
yale" adındaki şiir
kitabının başına al-
dığı "Şiir Hakkında
Bazı Mülahazalar"
yazısı, şiirbilim an-
layışını gösteren
önemli bir bildiri
niteliğindedir. Ah-
met Haşim bu yazı-
sıyla yalnız kendi
şiirinin savunması-
nı yapmıyor, deği-
şik bir anlayışla şii-
ri yorumlarken
alışmadığımız bir
şiirl anlamayı ko-
laylaştırıyor.
eğinmeler
liüSTAFAŞEftfFONARAN
Şiir yazıları
Şiirin gücüyle desteklenen bildiri etkisini
sürdürebilir. Çağdaş şiirimizde 30 kadar olu-
şumdan söz edilebilir. Bir oluşum, bildirisiyle
değil, şiir gücüyle önem kazanır.
"Garip Şiiri" öncesinde Orhan Veli ile ar-
kadaşlarının hece şiirine ivme kazandıran bir
birikimi vardı. "Garip Için" Orhan Veli'nin
yazdığı bildiriye Oktay Rifat ile Melih Cev-
det'in katılmadığı söylenir. Ama "Garip"i an-
latan bildiri Oktay Rifat'la Melih Cevdet'in şii-
rini de kapsar.
"Garip", Orhan Veli ile arkadaşlannın şiir
serüveninde bir "geçiş dönemi"dir. Orhan
Veli genç öldüğü halde şiirini değiştirdi. Ok-
tay Rifat ile Melih Cevdet "Garip"ten sonra
başka şiirlere yöneldi. Ama onların şiirini iyi
izlemeyenler hep "Garip"teki şaşırtıcı şiirde
takılıp kaldı. Çünkü "Garip Şiiri"ni bildiriden
çok Orhan Veli'nin şu dizeleri açıklıyordu:
"Gemlik'e doğru
Denizi göreceksin;
Sakın şaşırma."
YENİ OLUŞUMLAR
Necmi Selamet, çağdaş şiirimizdeki bildi-
rileri bir kitapta derleyip ilgimize sunmuştu
(Şiirimizde Manîfestolar, Inceleme Derle-
me, llya Yayınları, 2007).
Çağdaş şiirimizin gelişmesi birtakım olu-
şumlarla mı, usta ozanlann şiirinin etkisiyle
mi gelişme göstermiştir?
"Kırk Şiiri" çok yönlü bir şiirdir. "Garip
Şiiri" bir yönünü oluştursa bile, "Kırk Kuşa-
ğı Toplumcuları". Nâzım Hikmet'in şiiriyle
beslendi.
Ama Ahmet Hâşim ile Yahya Kemal gibi
iki usta olmasaydı çağdaş şiirimizin etkinliği
böylesine gelişme gösterebilir miydi? Olu-
şumlar dize kurmasını bilen usta ozanlardan
el alır.
Zaten "Ikinci Yeni" ile "Yeni Toplumcu-
lar" diyeceğimiz oluşumlann dışında adı anı-
lan nice oluşum etkisiz kalmıştır. Çünkü bir
oluşumu etkili kılan, o oluşumu yaşatan şiirin
gücüdür. Tek bir ozan bile o gücü taşıyabilir.
Ama bir oluşumu geliştiren ozanlar söz ko-
nusu olunca o oluşumun gücü daha belirgin
olarak ortaya çıkar.
Oluşumlann dışında bir başına güç oluştu-
ran ozan azdır. Fazıl Hüsnü Dağlarca tek
başına bir oluşum sayılabilir. Üstelik "Yapıt-
larımla Konuşmalar"ı saymazsak şiir üzeri-
ne görüşlerini kitaplarda toplamış değil.
Oysa şiir yazıları bir ozanı anlamayı kolay-
laştırabilir. örtülü bir şiirin art alanını yorum-
lamak, o ozanın başka şiirlerine de bakmaya
yarar.
Bunca oluşumun içinde emek veren nice
ozanı, onlann şiirindeki ayrıntıyı sezmek şiir-
bilimle uğraşan kaç ozanın işidir? Kaç şiir
eleştirmeni yeni filizlenen bir şiir keşfedebilir?
OLUŞUMLARIN DIŞINDA
Nurullah Ataç'ın "Turgut Uyar için zan-
mı atıyorum" sö-
zü, öylesine söy-
lenmiş bir söz
değildir. O ilk şiir-
lerde bile nitelikli
bir şiirin izini gö-
ren Ataç, iyi bir
ozanın geleceğini
sezmişti.
Ama Turgut
Uyar "Ikinci Ye-
ni"de şiirini geliş-
tirmeyip oralarda
kalsaydı adı anılır
mıydı? Şiirini de-
ğiştirirken geliş-
tirmiş olması gerçek ozan kimliğinin ortaya
çıkmasını sağladı.
Her dönemde, Samanyolu'ndaki sayısız
yıldız gibi nice ozan gelir geçer. Kendi kuşa-
ğının ozanları dayanışma halinde birbirine
yakın dururlar. Onları tek tek tanımak olanağı
var mı? Kimi ozanlann hakkı yenmiş olmuyor
mu?
Şiir yazıları nice bilinmeyen ozanı tanımaya
yardımcı olabilir? Nice bilinmeyen ozan Sa-
manyolu'ndaki sönmüş yıldızlar gibidir. Bir
şiir eleştirmeninin yazısı o yıldızın parlamasını
sağlayabilir mi?
Cahit Külebi anlatmıştı: Sabahattin Kud-
ret Aksal bir gün ona demiş ki: "Külebi, se-
ninle bir şiir oluşumu kuralım da adımız anıl-
sın." Sabahattin Kudret unutuldu mu?
Demek ki yalnız kalan ozanların yıldızı ko-
lay paıiamıyor.
YAHYA KEMAL'I YENİDEN
YORUMLAMAK
Tek bir önemli ozanı bile bütün yönleriyle
bilmek kolay değilken, her ozan üzerine yar-
gıya varmak, hiçbir şiirbilim eleştirmeninin
üstesinden geleceği iş değildir.
Bir ozanla ilgili bilimsel bir toplantı yapıla-
cağı zaman, değişik yönlerini iyi bildiği var
sayılan yazarlar seçiljr.
Ornekse, Bilkent Üniversitesi Türk Ede-
biyatı Merkezi'nde Yahya Kemal üzerine
bir bilgi şöleni düzenlendi. Sonra da o ko-
nuşmacılann bildirileri bir kitapta toplandı
(Hayal Şiir, Yahya Kemal Beyatlı'nm Şiiri
Üzerine Makaleler, Bilkent Üniversitesi Türk
Edebiyatı Merkezi, Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınlan, 2008).
Şiiri üzerine en çok yazılan, konuşulan bir
ozanın bilinmeyen yönleri kalmış mıdır? Bu
konuda en yetkili yazarlar kimlerdir?
Böyle bir bilgi şölenini düzenleyenler kim-
lerin hangi konularda yetkili olduklarını iyi bi-
lir, görev bölümünü ona göre yaparlar. Ne
kadar ayrıntıya inilirse, hazır yargılardan o
kadar kurtulmuş olunur.
Yahya Kemal şiirinin usta yorumculan, o
alıştığımız şiirin bilinmeyen yönlerine bir yol-
culuğa çıkarır bizi.
örnekse, divan şiirine yeni bir yorumla ba-
kan Mehmet Kalpaklı "Eski Şiirin Rüzgâ-
rında Bir Avrupalı: Yahya KemaP'i inceler-
ken, şiirin fikirlerle değil, sözcüklerle yazıldığı
gerçeğinden yola çıkıyor. Içimize işleyen
sözcüklerle gündelik dilde yaşayan sözcük-
ler arasında nasıl bir uyum bulmalı da "eda"
dediğimiz anlatış biçimine varmalı?
Hazır yargılardan biri, Yahya Kemal'in bir
Iştanbul ozanı olduğudur. Süleyman Seyfi
Öğün kente bakışın felsefi boyutlarını inceli-
yor.
Hilmi Yavuz ile Ebubekir Eroğlu "Hayal
Şehir" yakınlığından yola çıkarak T.S. Eliot
ile Yahya Kemal şiiri arasındaki sözcük se-
rüveni üzerinde duruyorlar.
Laurent Mignon'un araştırmasında "Batı
düşüncesi ile edebiyatından yararlanırken
seçmeci davranarak kendi arayışı için yararlı
bulduğu öğretilerden bileşim kurmasını bi-
len" bir Yahya Kemal vardır.
"Yahya Kemal'de Şiir Dilinin Oluşu-
mu"nu inceleyen M. Orhan Okay, "an-
lam"ın ötesinde "ses"in insan üzerinde nasıl
bir etki uyandırdığını anlatıyor.
Geçmişten yararlanmak, dünün değerlerini
güncel anlayışla yorumlamak! Beşir Ayva-
zoğlu, "Yahya Kemal Yeriilikten Ne Anlı-
yordu?" sorusunun yanıtını bu sözlerde arı-
yor.
Kemal Bek, "sen" imgesinden yola çıka-
rak, tarih boyunca ne gibi değişimlerden
geçtiğimizi, yeni benliğimizi nasıl bulduğu-
muzu anımsatıyor. Bunun için de Yahya ke-
mal'in bir şiirinden yola çıkıyor:
"Irkın seni iklimine benzer yaratırken,
Kaç fethe koşan tuğlar ufuklarla yarışmış.
Tarihini aksettirebilsin diye çehren
Kaç fatihin altın kanı mermerle kanşmış."
("Varayım Gideyim Urumeline" yazısın-
da, Cumhuriyet KİTAP 13 Ağustos 2009,
"Türk Edebiyatı'nın Balkan BoyutıTnu an-
latırken, kültür inceliklerinin insanları nasıl
bütünleştirdiğine de değiniyordum. Yahya
Kemal'in yaşattığı "akıncı ruhıTnu kültür in-
celiğiyle kuşatmak istemiştim.)
Üzerinde en çok konuşulan, "Tann Ozan"
katına yükseltilen Yahya Kemal'e değişik
gözlerle de bakılabilir. Duygusal yaklaşımlar
yerine, nesnel ölçütlerle yeniden ele alınabi-
lir.
Ama bir bilgi şöleninde konuşulanların ki-
taba dönüşen şiir yazılarıyla değerlendirilme-
si, ayrıntılardaki gerçekleri de görmemizi
sağlıyor.
ALTIN PORTAKAL
Armağan kazanan bir ozanın şiiri üzerine
bilgi şöleni düzenlenmesi, sonra da bu ko-
nuşmalann bir kitapta toplanması, "Altın
Portakal Şiir Ödülü" için gelenek oluşturdu.
Alışılmış dilin kolaylığında eskiyen şiiri, de-
ğişen toplum koşullarında, değişen dilin ola-
nakları içinde yaşatamazsınız. O eski beğeni-
den kendinizi kurtaramamışsanız değişen şii-
ri anlamanız da kolay olmaz.
Oysa "Altın Portakal Şiir ödülü" 1997'den
günümüze doğru 13 kez verilirken çağdaş
Türk şiirinin nasıl bir gelişme gösterdiğini de
belirtmiş oluyor.
ödül kazanan ozan için düzenlenen tören-
de, ödül kitabı odak alınarak şiirinin değer-
lendirildiği bir bilgi şöleniyle ozanı daha iyi
anlamak olanağı sağlanıyor. Sonra da bu ko-
nuşmalar bir kitapta toplanarak, törene katıl-
ma olanağı bulamayanlann ilgisine sunulu-
yor.
"Altın Portakal Şiir ödülü"nü kazanan
ozanlann adını anımsatmakta yarar var: Enis
Batur, Haydar Ergülen, Gülten Akın, Meh-
met Taner, Hüseyin Feıtıad, Ahmet Oktay,
Necmi Zekâ, Güven Turan, Yücel Kayıran,
Birhan Keskin, Lale Müldür, Cevdet Ça-
pan, Kemal Özer...
Siyasetçiler gelir geçer. Şiir kalıcıdır. Bu şiir
geleneğini yaşatanlar arasında kendini öne
çıkarmaya aldırmayan bir kültür insanı var:
Ahmet Tüzün.
Dar çevrelerde kendini önemseyen insan-
lar birbirini yıpratmaya çalışır. Umanm bu çe-
kişmeler "Altın Portakal Şiir ödülü" geleneği-
ni etkilemez.
Şiir yazılan, kendine özgü bakışı, değişik
yorumu olmayanların sıradan görüşleriyle
değer kazanamaz.
Ama kitaba dönüşen konuşmalar arasında
10. Altın Portakal Şiir Ödülü'nü kazanan
Birhan Keskin'i anladığınız zaman şaşırtıcı
bir şiirle karşılaşıyorsunuz (Birhan Keskin
Şiiri ve BA, Yayıma Hazırlayanlar Ahmet
Tuzün, Yüksel Büyükuysal, Metis Yayınları,
2006).
Alışmadığımız bir şiiri nasıl yorumlamak
gerekir? Değişik imgeler, değişik bir söyleyiş
biçimi çağdaş şiirimize neler kazandınr?
Alışılmış bir şiirin kolaylığından çıkarak,
çağdaş şiirimizin yeni duyarlıklarını anlatan
şiir yazılannı yorumlamayı sürdüreceğiz. •
Bu sayfayla iletişim kurabilmek için dergilehnizi ve
kitaplarınızı aşağıdaki adrese gönderiniz:
Mustafa Şerif Onaran
Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 Ûmitköy-Ank.
7e/.: (0312) 235 9111-236 23 46
SAYFA 22 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1018