Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS 2009 PERŞEMBE
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
‘Yesun Onu Nenesu...’
Azgelişmişliğin göstergelerinden biri de, sloganlar
üzerinden tartışma yürütmektir.
Sakın bize veya benzerlerimize özgü bir davranış
sanmayın, en gelişmiş olduğunu düşündükleri-
mizde bile sıkça başvurulan bir yol.
“Kürtlerin ekonomik durumunu düzeltirseniz, bu
sorun sona erer” diye bize akıl satan güya geliş-
miş çok aklıevvel gördük biz, hepsine de gerekli
yanıtı verdik.
Öncelikle tanıları bile yanlıştı. Ekonomik duru-
mu bozuk olan Türkiye’deki bütün Kürtler değil-
di, Güneydoğu’dakilerdi, ekonomik olgular etnik
kökenden değil, bölgesel nedenden kaynaklanı-
yordu. Yani durumu düzeltilmesi gereken bölge in-
sanıydı.
Kaldı ki, ekonomik durum ile etnik talepler
arasında bire bir bağlantı yoktu. Belçika’daki Va-
lon - Flamand, İspanya’daki Bask, hatta Korsika
sorunu bunun kanıtıydı.
Ama tabii ki Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları
Güneydoğu Anadolu’da ekonomik durumu dü-
zeltecek yatırımlar yapılması, çözüm paketleri için-
de yer alması gereken hususlardır.
Ekonomik durumun düzelmesi tek başına çö-
züm değil demek istiyoruz, yoksa çözüm paket-
lerinde ekonomik durumun düzelmesi de yer al-
masın demiyoruz.
Yani bölgenin ekonomik kalkınmasına destek ka-
çınılmaz.
Bölgenin olanakları kısıtlı olduğu için kaynak di-
ğer yerlerden oraya akacak.
Şimdi Öcalan’ın İmralı’dan yaptığı ilk açıkla-
malara gelelim.
Bağımsız devlet istemeyen, Barzani usulü fe-
derasyondan da yana olmayan Öcalan’ın mode-
line göre, TC diye küçümsenen devlet Kürtler ta-
rafından tanınacak, devlet de Kürtlerin demokra-
tik ulus olmak hakkını tanıyacak. Kürtler demokratik
ulus olarak varlık kazanıp, kendi eğitimlerini,
sporlarını, meclislerini, kendi öz savunma güçle-
rini oluşturacaklar.
Ve Kürtler ile Türkler YAN YANA YAŞAYA-
CAKLAR.
“YAN YANA” deyimi benim değil, Öcalan’ın. Dik-
kat buyurun, deyim birlikte değil, yan yana.
Şimdi ortada iki ulus bir devlet, bir de devlet için-
de devlet vardır. Bu telif edilmesi imkânsız bir du-
rumdur.
Ama şimdi bütün bu önerilerin ışığında önerilen
çözüm formülü, iki ulus bir buçuk devlettir. Bir bu-
çuk devletin biri TC olacak, öbürü de “demokra-
tik Kürt ulusunun” özerk birimi.
Bu özerklik neye dayanacak?
Bölgesel ayırıma. Yani bazı bölgelerin kendi
özerk yönetimleri olacak.
Peki Kürtler bütün ülkeye yayıldıklarına göre, bu
nasıl olacak?
Güneydoğu’da özerk Kürtler, öbür bölgelerde
özerk olmayan Kürtler mi?
Bundan böyle Kürtler de “Özerk Kürtler” ve
“Özerk Olmayan Kürtler” diye ikiye mi ayrılacak?
Yoksa özerk olmayan bölgelerde, “TC vatan-
daşları ve Demokratik Kürt Ulusu üyeleri” diye iki
çeşit vatandaş mı olacak?
Görüyorsunuz, içinden çıkılması güç bir durum.
Neyse onları bir yana bırakalım. Şimdi, Türklerle,
birlikte değil, yan yana yaşayan Kürtler kendi özerk
bölgelerinde kendi meclislerini, kendi güvenlik güç-
lerini ve savunmasını, eğitimlerini oluşturacaklar.
Ancak bölgenin imkânları kıt, ayrıca ekonomik
kalkınmanın da eşlik etmesi zorunlu olan bütün bu
hamleler için kaynak lazım.
Nerede kaynak?
Kaynak, devletten gelecek. Devlet dediğin TC,
kaynağı dediğin bütün ülkede yaşayan insanlar-
dan toplayacağı vergi.
Bütün yurt düzeyinde toplanan verginin önem-
li bir bölümü demokratik Kürt ulusunun sporunu,
eğitimini, savunmasını oluşturması için özerk
bölgeye akacak.
Yani oraya Anadolu’dan, Trakya’dan, Ege’den,
yoksul mu yoksul Karadeniz’den kaynak akacak.
Ne için, “demokratik Kürt ulusu kendi savun-
masını, meclisini, eğitimini sporunu oluşturarak, da-
ha rahat, yan yana yaşasın” diye.
Güzel bir çözüm formülü değil mi?
Oy yesun onu nenesu, yesin onu nenesu!
asirmen@cumhuriyet.com.tr
‘Daha güzel
şeyler olacak’
HAKAN DİRİK
DİDİM - Başbakan
Recep Tayyip Erdo-
ğan, “demokratik açı-
lım” gerçekleştirildi-
ğinde “Türkiye eko-
nomisinin de sıçrama
yapacağını” söyledi.
Erdoğan, açõlõmõn
“Türkiye vatandaşlı-
ğı” şemsiyesi altõnda
olacağõnõ belirtti.
Erdoğan, Didim Yat
Limanõ’nõn açõlõşõnda
yaptõğõ konuşmada,
“demokratik açılım”
çalõşmalarõna da deği-
nerek, “Daha güzel şey-
ler olacak” dedi. Tür-
kiye’nin ayak bağõ olan
sorunlardan kurtulmasõ
durumunda kalkõnma-
nõn gerçekleşeceği me-
sajõnõ veren Erdoğan,
“Şu anda bizi bölmeye
çalışanlar boşuna uğ-
raşmıyorlar. ‘Eğer bu
millet tekrar kendine
gelirse, tekrar ayağa kal-
karsa ne olur’ sorusu
onları bizi bölmeye
sevk ediyor. İçerden,
dışarıdan durmuyor-
lar. Ona gayret edi-
yorlar. İşte bu oyuna
gelmeyeceğiz. İşte bu
oyuna gelmeyeceğiz ve
birbirimizi bunun için
ne diliyle, ne rengiyle,
ne etnik yapısıyla se-
veceğiz” diye konuştu.
Türkiye’nin batõsõ ile
kuzeyi ve güneyinin bir
bölümünde yatõrõmla-
rõn devam ettiğini anla-
tan Erdoğan, “Ama
Güneydoğu ve Doğu...
Bu bölgelerde maale-
sef girişimci yatırımda
bulunmamışsa, bulu-
namıyorsa... Oradaki,
ne yazık ki demokra-
tik açılımın, istikrarın
güvenin olamayışı se-
bebiyledir” dedi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN
‘Kâğõt parçasõ’na yetkisizlik
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genel-
kurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’un
“kâğıt parçası” olarak nitelendirdiği, ancak Er-
genekon soruşturmasõna dayanak yapõlan “İr-
ticayla Mücadele Eylem Planı” adlõ belge için
askeri savcõlõğõn ardõndan İstanbul Başsavcõ-
lõğõ da görevsizlik kararõ vererek dosyayõ An-
kara’ya gönderdi. Ankara Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ’nõn, “İrtica ile Mücadele Eylem Pla-
nı” belgesine ilişkin “gerçeğe aykırı belge dü-
zenlemek”ten başlattõğõ soruşturma kapsa-
mõnda 3 kişi “tanık” sõfatõyla ifade verdi. Bel-
geyi “bulan” polislerin de ifadesine başvuru-
lacağõ öğrenilirken Ankara Başsavcõlõğõ, bel-
genin kimlerce ve ne amaçla üretildiğini araş-
tõracak.
Taraf gazetesi tarafõndan gündeme getirilen
ve haftalarca hazõrlayanlar yerine içeriği tartõ-
şõlan “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nõ ki-
min hazõrladõğõ ve amacõnõn ne olduğu halen be-
lirlenemedi. Belgede imzasõ bulunduğu iddia
edilen Albay Dursun Çiçek, Ergenekon so-
ruşturmasõna dahil edilmiş ve tutuklanarak ce-
zaevine konulmuştu. Ancak Çiçek 18 saat
sonra cezaevinden tahliye edilmişti.
Genelkurmay Başkanlõğõ Askeri Savcõlõğõ, 17
Haziran’da, belgenin “Genelkurmay karar-
gâhında düzenlenmiş resmi bir evrak ol-
madığının saptandığını” açõkladõ. Takipsizlik
kararõ alan askeri savcõlõk, belgenin TSK’yi he-
def alõp almadõğõnõn, kimler tarafõndan ve ne
amaçla üretildiğinin tespiti için, soruşturma dos-
yasõnõn bir suretini İstanbul Başsavcõlõğõ’na gön-
derdi. Askeri savcõlõk, “imzanın kendisine ait
olduğuna yönelik bir kanıt bulunmadığını ve
orijinali olmadığı için fotokopi evrak üze-
rinden kesin sonuca ulaşılamayacağını” be-
lirterek, Çiçek hakkõnda da takipsizlik kararõ ver-
di. İstanbul Başsavcõlõğõ da “suç yerinin An-
kara olması” nedeniyle dosyayõ görevsizlik ka-
rarõyla Ankara Başsavcõlõğõ’na gönderdi.
Ankara Başsavcõlõğõ da gelen dosya üzerine
belgenin kimler tarafõndan düzenlendiğini be-
lirlemeye yönelik soruşturma başlattõ. Memur
Suçlarõ Soruşturma Bürosu’nca yürütülen so-
ruşturmada, Ergenekon soruşturmasõ kapsa-
mõnda tutuklanan avukat Serdar Öztürk’ün bü-
rosunda çalõşan avukat Gizem Ulusoy ve staj-
yer avukat Bahar Özgüner’in ifadelerine baş-
vuruldu. Öztürk’ün bürosunda yapõlan arama sõ-
rasõnda, yasa gereğince Ankara Barosu’nu
temsilen bulunan avukat Bayram Özkan’õn da
ifadesi alõndõ. Bu kişilerin “tanık” sõfatõyla din-
lendiği belirtildi. Soruşturma kapsamõnda, önü-
müzdeki günlerde, bazõ avukatlar ile Öztürk’ün
bürosunda yapõlan aramada görevli polislerin
de ifadelerine başvurulacağõ öğrenildi.
Albay Çiçek hakõnda ise dava açõlabileceği
gibi takipsizlik kararõ da verilebilecek.
Çiçek Ankara Başsavcõlõğõ’na suç duyuru-
sunda bulunarak, belgeyi hazõrlayanlarõn bu-
lunmasõnõ istemiş, ayrõca yayõmlayanlarõn da ce-
zalandõrõlmasõnõ istemişti.
‘İrticayla Mücadele Eylem Planõ’ adlõ belge için askeri savcõlõğõn ardõndan İstanbul Başsavcõlõğõ da
yetkisizlik kararõ vererek dosyayõ Ankara’ya gönderdi. Ankara Başsavcõlõğõ belgeyi hazõrlayanõ araştõracak
2.ANDIÇ ŞİKÂYETİ ASKERİ SAVCILIĞA GÖNDERİLDİ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Genelkurmay
2. Başkanõ Orgeneral Çevik Bir hakkõnda yürütülen andõç
soruşturmasõnda Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ görev-
sizlik kararõ vererek, dosyayõ Genelkurmay Askeri Savcõ-
lõğõ’na gönderdi. TBMM’de AKP iktidarõnõn gece yarõsõ
operasyonuyla getirilen ve tartõşmalara neden olan asker-
lerin sivil mahkemelerde yargõlanmasõnõn önünü açan dü-
zenleme Anayasa Mahkemesi’ne taşõnmõştõ. Yasanõn yü-
rürlüğe girmesinin ardõndan, askeri kişilerle ilgili çok sa-
yõda suç duyurusunda bulunuldu. Ankara’da bürosunda
silahlõ saldõrõya uğrağan ve andõçta hedef gösterilen eski
İHD Başkanõ, DTP milletvekili Akın Birdal, andõçta im-
zasõ bulunduğu gerekçesiyle Bir hakkõnda suç duyurusun-
da bulunmuştu. Birdal, Bir’in “suç işlemek amacıyla si-
lahlı örgüt kurmak ve insan öldürmeye azmettirmek,
suç işlemek için tahrik etme, hakaret ve iftira” suçlarõ-
nõ işlediğini savunmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ, suçlamalarõn askerlik görevi dönemine ilişkin olduğu
gerekçesiyle görevsizlik kararõ verdi. Bir hakkõndaki suç
duyurusunu, Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’na gönderdi.
YARSAV BAŞKANI EMİNAĞAOĞLU
Onur Öymen, ‘Hükümet açõlõmda görüşlerini ortaya koysun, değerlendiririz’ dedi
CHP’nin görüşme koşulu
‘Türkiye
fişlemede
tek örnek’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Emina-
ğaoğlu, Adalet Bakanlõğõ’nõn hukuku ih-
lal eden kurum olmaktan çõkmasõ gerekti-
ğini belirterek, “Bakanlığın; yargıç ve
savcı adayları hakkında arşiv araştır-
ması yoluyla, yargıç ve savcılar hak-
kında ise yetkisiz biçimde yürüttüğü
iletişim tespitleri yoluyla, giderek ar-
tan fişleme uygulamaları, hukuk dev-
letleri içinde günümüzdeki tek örneği
oluşturmaktadır”dedi.
Eminağaoğlu, Adalet Bakanlõğõ’nõn yar-
gõç ve savcõ adaylarõ hakkõnda arşiv araş-
tõrmasõ (fişleme) yapõlmasõnõn yasal zorun-
luluk olduğu iddiasõnõ değerlendirdi. Emi-
nağaoğlu, Adalet Bakanlõğõ’nõn Hâkimler
ve Savcõlar Yasasõ’nõn Ek 1. maddesinde-
ki, “(Hâkim ve savcı adaylığına atana-
caklar ile hâkimlik ve savcılık mesleğine
kabul edilecekler ve hâkim ve savcı sını-
fı) dışında kalan adli ve idari yargıda
çalıştırılacak tüm personel” ibaresini,
yorumlamakta zorlandõğõnõ savundu. Emi-
nağaoğlu, “Ancak bu zorlanma, hatalı
uygulamadan dönmemek konusundaki
ısrar yanında, adaylara yönelik yasaya
aykırı biçimde yaptırıldığı bilinen arşiv
araştırmasına dayanak arayışından da
kaynaklanmaktadır” dedi.
Arşiv araştõrmasõ yapõlabilecek kişilerin
kimler olduğunu Güvenlik Soruşturmasõ
Yasasõ’nda gösterildiğini anõmsatan
YARSAV Başkanõ, yasa ve uygulama yö-
netmeliğinde yargõç ve savcõ adaylarõnõn
bu kapsamda yer almadõğõnõ vurguladõ.
Eminağaoğlu, şu değerlendirmeyi yaptõ:
“2003’te yapılan yasa değişikliği, yar-
gıç ve savcı adaylarını arşiv araştırma-
sı kapsamı dışında tutmuştur. 2006’da
yapılan yönetmelik değişikliği ile yasa-
ya aykırı olarak arşiv araştırması kap-
samına alınmalarına rağmen, bu yönet-
meliğin de 2008’de kaldırılması nede-
niyle, artık ne bir yasa ne de bir yönet-
melik hükmü uyarınca, yargıç ve savcı
adayları hakkında, arşiv araştırması
yapılması olanaklı değildir. Kaldı ki ar-
şiv araştırması; arşiv araştırmasının
da ötesinde özde güvenlik soruşturması
niteliğiyle sürdürülmektedir. Adalet
Bakanlığı’nın; yargıç ve savcı adayları
hakkında arşiv araştırması yoluyla,
yargıç ve savcılar hakkında ise yetkisiz
biçimde yürüttüğü iletişim tespitleri
yoluyla, giderek artan fişleme uygula-
maları, hukuk devletleri içinde günü-
müzdeki tek örneği oluşturmaktadır.
Başvurularımıza ve de AB raporlarına
rağmen, yasa değişikliğine gitmeyerek
mülakatları HSYK yerine yapmakta ıs-
rar eden, ayrıca yargı kararlarına ve
yine başvurularımıza rağmen, müla-
katlara kamera koymayan ve mülakat-
ta sorulacak soruları, kişinin kendisine
kupadan çektirmeyerek, objektiflikten
uzak biçimde, adaya göre soru sorma
uygulamasına devam eden Adalet Ba-
kanlığı’nca, arşiv araştırmasının nere-
de ve nasıl kullanıldığının takdiri ka-
muoyuna ve hukuk çevrelerine aittir.”
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Başkanõ Deniz Baykal’õn partisinin
dünkü MYK toplantõsõnda “Kürt açılı-
mı”yla ilgili olarak “Bugüne kadar üni-
versitelerde Kürt Enstitüsü’nün açılmamış
olması büyük ayıptır” görüşünü dile getir-
diği öğrenildi. CHP Genel Başkan Yardõm-
cõsõ Onur Öymen de hükümetin bütün gö-
rüşlerinin ortaya çõktõğõnda, hiçbir zaman “si-
zinle görüşmeyiz” diye bir tavõr içerisinde
olmayacaklarõnõ belirtti.
CHP MYK toplantõsõ dün parti genel mer-
kezinde Baykal başkanlõğõnda gerçekleştirildi.
Toplantõda değerlendirmelerde bulunan Bay-
kal, “Bugüne kadar üniversitelerde Kürt
Enstitüsü’nün açılmamış olması büyük
ayıptır. Üniversitelerde Kürt dilinin, ta-
rihinin, folklorunun bütün yönleriyle in-
celenmesi mutlak zorunluluktur. Ancak
bunun okularda Kürtçe dersi verilmesinin
mekanizması olarak kullanılmasına da
karşıyız” görüşünü dile getirdi.
Onur Öymen de MYK toplantõsõ sonrasõnda
düzenlediği basõn toplantõsõnda hükümetin son
günlerde bahsettiği ancak, içeriği henüz
açõklanmayan “açılım” konusunun da top-
lantõda ele alõndõğõnõ anlattõ. CHP’nin yak-
laşõmõnõn toplumu ayrõştõrarak değil, birleş-
tirerek çözüm üretmek olduğunu anlatan
Öymen, “Biz hükümetin tasarladığı bazı
adımların maalesef ayrıştırıcı nitelikte ol-
duğu izlenimini alıyoruz. Burada dikkat
edilmesi gereken noktalardan biri, bazı
çevrelerin ‘ayrõ millet arayõşõ’ çabalardır.
Buna hiçbir şekilde müsamaha etmemek
lazım. Etnik dilde milli eğitim ayrışmayı,
bölünmeyi başlatıcı bir unsurdur” dedi.
Hükümetin bütün görüşlerinin ortaya çõk-
masõ durumunda kendilerinin, “biz hiçbir za-
man sizinle görüşmeyiz” diye bir tavõr içe-
risinde olmayacaklarõnõ anlatan Öymen,
“Hükümetin tavrı ortaya konulmadan,
açıklıkla ortaya çıkmadan bu tip bir gö-
rüşmenin fayda sağlayacağını düşünmü-
yoruz. Önce hükümet ne istediğini belir-
leyecek, ortaya koyacak, ondan sonra ba-
kacağız, değerlendireceğiz” değerlendir-
mesini yaptõ.
Öte yandan KYB’nin Ankara Temsilci
Behroz Galali’nin dün Öymen’i ziyaret et-
tiği öğrenildi. Görüşmede Baykal’õn ramazan
sonrasõnda Irak’a yapacağõ ziyaretin ele alõn-
dõğõ bildirildi. Görüşmede Galali’nin Kürt açõ-
lõmõ tartõşmalarõna da dikkat çektiği Öy-
men’in ise “bu bizim iç meselemiz” diyerek
bu konuya girmediği belirtildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP’nin Alevi açõlõmõ kapsamõnda ger-
çekleştirilen Alevi Çalõştayõ’nõn üçüncü
oturumu ilahiyat fakültelerinden öğretim üye-
leri ve Diyanet İşleri Başkanlõğõ’ndaki gö-
revlilerin katõlõmõyla dün gerçekleştirildi.
Devlet Bakanõ Faruk Çelik, yaptõğõ ko-
nuşmada, sorunlarõn doğru algõlanmasõ ve ta-
leplerin buna göre değerlendirilmesi doğ-
rultusunda genel akademik çevrenin önem-
li katkõlarõ olduğunu ifade ederek, 3. otu-
rumda ilahiyat alanõnda çalõşan bilim adam-
larõnõn görüşlerine başvurulacağõnõ söyledi.
Çelik, “İdealler ve gerçekleri dikkate
alan yeni bir duyarlılık ekseninde, birlikte
yaşama duygusunu yücelten deneyimle-
ri bugün yeniden canlandırmak zorun-
dayız. Farklılıklar kuşkusuz olacaktır.
Farklı inançlar, farklı kültürler, farklı
pratikler birbirlerine kendilerini açıkla-
mak zorunda kalmaksızın, bir açıklamaya
muhtaç kılınmaksızın yaşama hakkına sa-
hip olmalıdır. Yaptığımız her çalıştay, or-
tak aklı oluşturmak suretiyle toplumsal sa-
hiplenmeyi arttırmakta, çözüme giden yo-
lu daha da kısaltmaktadır” dedi.
‘CEMEVİ CAMİYE ALTERNATİF
OLAMAZ’
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanõ Prof. Dr.
Hamza Aktan, çalõştaya verilen arada ga-
zetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Alevilerin so-
mut talepleriyle ilgili Diyanet’in hiçbir men-
fi tavrõ olmadõğõnõ dile getiren Aktan, “Alevi
yurttaşların özgürlükleri, alabilecekleri
haklar, maddi ve kimlikleriyle alakalı
hem ahlak hem itikat hem de ritüeller hak-
kında talep ettikleri konusunda Diya-
net’in engel oluşturacak bir görüşü yoktur”
diye konuştu. “Müslümanım” diyen kişinin
ibadet yerinin cami olduğunu ifade eden Ak-
tan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun dışında
diğer yerler olsa olsa kültürel, dini, mistik,
ilmi faaliyetlerin icra edildiği mekânlar ola-
bilir. Eğer biz cemevlerini caminin alter-
natifi gibi görürsek, o zaman İslam dışın-
da başka bir şeyin mi tartışması gündeme
getiriliyor gibi endişe taşıyoruz. ”
Halkõn Yükselişi Partisi (HYP) Genel
Başkanõ, ilahiyatçõ Prof. Dr. Yaşar Nuri Öz-
türk de çalõştaydan Alevilerden çok Sün-
nilerin yararlanacağõnõ belirterek, “Birbirini
eleştirmeyi ve özeleştiriyi hayata geçiri-
yorlar. İyi olacak” değerlendirmesinde
bulundu. Sorunun din tartõşmalarõyla çö-
zülemeyeceğinin anlaşõldõğõnõ ifade eden Öz-
türk, “Bunu çağdaş hümanizm ve Atatürk
Cumhuriyetinin getirdiği laiklik çerçe-
vesinde çözeriz. Şimdi oraya doğru gide-
cek” diye konuştu.
AKP’nin 3. Alevi Çalıştayı’nda ilahiyatçı öğretim üyeleri görüşlerini bildirdi
Çalıştaya ilahiyat fakültelerinden
Prof. Dr. Ethem Ruhi Fığlalı, Prof. Dr. Hasan
Onat, Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Prof. Dr. Mehmet Erdo-
ğan, Prof. Dr. Hayri Kırbaçoğlu, Doç. Dr. Aliye Çınar, Prof. Dr. Sü-
leyman Uludağ, Prof. Dr. Şinasi Gündüz ile Goethe Üniversitesi’nden Prof. Dr.
Ömer Özsoy’un da aralarında olduğu 42 öğretim üyesi katıldı. Diyanet İşleri Başkanlı-
ğı’ndan Başkan Yardımcısı İzzet Er, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Hamza Aktan, Türkiye Diyanet
Vakfı Yayın Kurulu Başkanı Saim Yeprem ile Tunceli Müftüsü Arslan Türk de katılımcılar arasında yer aldı.
(Fotoğraf: AA)
Çelik’ten farklõlõk vurgusu
AKP’NİN OLUŞTURDUĞU KOMİSYON RAPOR HAZIRLIYOR
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP’de Kürt açõlõmõ için parti yöneti-
cileri ve milletvekillerinden oluşturulan
komisyon, İçişleri Bakanõ Bekir Ata-
lay’õn sivil toplum örgütleri ve siyasi par-
tileriyle yaptõğõ görüşmeleri masaya ya-
tõrõrken, partinin oluşturacağõ rapor ve yol
haritasõ üzerinde çalõşõyor.
İçişleri Bakanõ Atalay, AKP’de Kürt
açõlõmõ çalõşmalarõ çerçevesinde Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan’õn talima-
tõyla bazõ grup başkanvekilleri, genel baş-
kan yardõmcõlarõ, milletvekilleri ve da-
nõşmanlardan oluşturulan çalõşma grubu
üyeleriyle bir araya geldi. Toplantõda Ata-
lay’õn sivil örgütler ve siyasi partileriy-
le yaptõğõ görüşmeler masaya yatõrõlõrken,
partinin oluşturacağõ rapor ve yol hari-
tasõ üzerinde çalõşmalara devam etti.
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ,
“PKK terör örgütü ve terörist başı ve-
ya bu illegal yapılanmayla irtibatlı her-
hangi bir kişi veya ne ise kesinlikle bu
süreçte muhatap değildir” dedi.