26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Bruno Nardini'den 'Leonardo da Vinci' Bir dâhinin yaşamı Leonardo da Vinci yalnızca bir ressam değil; o, aynı zamanda bir bilim insanı ve düşünür. Kendi çağını aşan, bugün bile kendisine atıf yapılan yılmaz bir araştırmacı. Bruno Nardini bu ismin dönemine bakışı ve hayatını hikâye duruluğunda betimliyor. n All BULUNMAZ I v " ^ önesans gibi bir deneyim 3 yaşanmasaydı ne moder- I % nizm ne de teknik anlam- -JL m. da ilerleme hayat bulabi- lirdi. Ortaçağ'ın karanlık maskesi- ni yüzünden çıkaran insanoğlu, kendisiyle eski Yunan'dan sonra yeniden tanıştı. Bedenini keşfetti, hümanizmin coşkun sularında yüzmeye başladı. Elbette bu işin öncüleri vardı ve Leo- nardo da Vinci de onlardan biriydi. Flo- ransa ve Roma gibi önemli kültür mer- kezlerinin mimari yapıları üzerine ince- lemeler kaleme aJan Bruno Nardini, Leonardo da Vinci isimli eseriyle Röne- sans'ın doruk noktasını eşeliyor. Hemen hemen bütün bilim dalları ile ilgili çalışma yapan; ışık, görüntü, kuşla- rın uçuşu ve tıp konusunda bugün büe temel alınan görüşler ortaya koyan Leo- nardo'nun, kimi gizli kalmış yönlerini de okuyucuya sunan Nardini, sanatçı duyarlılığı ile yoğun gözlemciliğin bile- şimini gözler önüne seriyor. DÜNYA VATANDAŞI Nardini kitabın hemen başında Leo- nardo'nun günlük, bir başka ifadeyle özel yaşamından neredeyse hiçbir ayrın- tıyı dışarı sızdırmadığını söylüyor ve onu, bugünkü anlamıyla "dünya vatan- daşı" şeklinde tanımlıyor. Rönesans'ı sırtlayan pek çok sanatçı- nın yaşamı hakkında bilgiler bulunuyor- ken, Leonardo büyük oranda ortaya koyduklarıyla insanların karşısına çıkar. Nardini'nin değişiyle yenilikçidir ama yeni olanın öncülüğünü yapmak adına özel anlamda kendi zamanına sırt çevi- rir. Leonardo'ya "iyi kanlı" denmesi, bel- ki de onun gelecekte yapacaklarının ha- bercisidir. Doğduğu dönemde aile def- terine önemli olayların kayıt edildiği düşünülürse, Leonardo'nun hayata geli- şi de , dünya defterinde önemli bir ta- rihti. Amcasından aldığı gözlem gücü ve doğa sevgisi Leonardo'yu "doğadaki şeyler üzerine felsefe yapmaya" yöneltir. Zaten yaşadığı dönemin temel özelliği de Eski Yunan düşüncesine eğiliş; bir anlamda doğayı yeniden keşfetmedir. Leonardo o yıllarda yeni bir keşif da- ha yapar; "dünya" denen Floransa'ya yollanır. Bu gidiş, onun zihinsel devri- minin başlangıcı olur. Çünkü Röne- sans'ın taşıyıcısı olan sanatçıların nere- deyse tümü Floransa'da yaşamaktadır. Bu arada katıldığı derslerden aritme- tikte harikalar yaratır, kendini tanımaya SAYFA 14 başlar. Nardini'nin aktardığına göre ba- bası, Leonardo'nun aile mesleği noterli- ğe yöneleceğinden hiç kuşku duymaz. Ama gözlem ve doğa onu sanata yönelt- meye başlamıştır bile. Verocchio'nun yanında resim eğitimine başlayan Leo- nardo'nun, hem kendi hem de sanat ta- rihinin geleceği ağır ağır şekillenir. Ana- tomi, geometri, matematik, mekanik, hidrolik, botanik, astronomi... Tüm bunlar resmin yanına kattığı alanlardır. Nardini, ondan §u satırlan aktararak, gözlem ve doğaya ne denli önem verdi- ğini sezdirir: "Ressam bir doğa gözlem- cisidir; taşları, bitkileri ve hayvanları ile dünya dediğimiz bir dı§ doğa vardır; bir de daha gizli bir doğa: Insan doğası (...) Akıl olmadan, kendi deneyimine daya- narak ve gördüklerine göre çizen res- sam, karşısına koyulmuş her şeyi taklit eden ama hiçbiri hakkında bilgisi olma- yan ayna gibidir. Biz bilgiyi arıyoruz, çünkü yalnızca bilgi sayesinde nesnelere ilişkin kesinliğe ulaşabiliriz" (s. 44). Babasını ve tüm tüm aileyi noter ol- mayacağına, yaptığı çizim ve desenler ile hemen her yerde gerçekleştirdiği gözlemlerle ikna eden Leonardo, artık büyük haline geleceğinin işaretlerini vermektedir. Ressamlık konusundaki kararlılığını babasına söylediği şu söz- lerde bulmak mümkündür: "Benim için kaygılanmayın. Ben herkesten farklı bir ressam olmak istiyorum ve bunun için başkalarının ihmal ya da göz ardı ettiği şeyleri incelemem gerekiyor. Ben, sonsuz olan nedenleri resme akta- rabilmek için, sonuçlan değil, ne- denleri bilmek zorundayım* (s. 52). BİLCİ PEŞİNDE "HARCANAN" ZAMAN Leonardo'yu yenilikçiliği veya ortaya koyduğu özgün çalışmalar nedeniyle "büyücü" diye adlandı- ranlar da olur. Oysa o, "büyü"den çok gözlem, deney ve aklın öncülüğünde yürüyen bir adamdır. Özgün çizim ve yaratıları kısa sürede dikkat çekmesini sağlar. Tanınır; ünü, döneminin önemli isimlerine kadar yayılır. Milano günleri aynı zamanda Leonar- do'nun "uçuk" şehircilik anlayışını ge- liştirdiği dönemdir. Kendi zamanının ötesinde iki bin yılının şehrini yaratma- ya koyulur ve bu şehri tanımlamak için kullandığı ifade "organik"tir. Insan su- retindeki organik şehir, metabolizma ya da beden ile birebir benzerlik gösterir. Nardini, Leonardo'nun şehir planını yirminci yüzyılda bile gerçekleştirebile- cek mimarlar bulunmadığını ekler. Milano'daki günleri sırasında yeni bir kimlik daha edinir: Tiyatro teknisyeni ve sahne tasarımcısı. "Cennet" adlı şiir, Leonardo'nun yeni kimliğinin ve tasa- rımcılığının en üst noktasını yansıtır. Nardini'ye göre onun Milano'da ger- çekleştirdikleri "gençlikten olgunluğa geçişini" simgeler (s. 84). Ote taraftan bu olgunluk, edebiyatçılarla yaptığı tar- tışmalarda kendisini a eği- timsiz kişi" olarak tanımla- masını sağlar. Leonardo'nun bilgi açlı- ğı, not defterlerini her yere götürmesine neden olur ve defterler günden güne ço- ğalır. Belirgin bir çalışma yöntemi bulunmaz ve he- men her şey ilgi alanına gi- rer. Bu yüzden Nardini, Leonardo'yu "bilginin pe- şinde 'zaman yitiren' adam" diye tanımlar. Bilgi peşinde koşma onu, "Insan Bedeninin Oranları" ya da "Işık ve Gölge Incelemesi" gibi ça- lışmaları kotarmaya götü- rür. Sadece bu da değil: Özel savaş giysileri, yine savaş için savunma sistem- leri, silah, araç gereç... He- men hepsi kendi çağının önünde giden yaratımlar- dır. Örneğin Leonar- do'nun tasarladığı "dalgıç giysisi"nin ilk biçimi, an- cak dört yüzyıl sonra yeni- den keşfedilir (s. 114). . • . . . ,.. Altın oran MONA LİSA'NIN GÜLÜMSEYİŞİ Milano'nun ardından Floransa'ya döndüğünde bu kez yoğun matematik deneyleriyle ilgilenir. Do- layısıyla firça ile arası açı- lır. Bu sırada Michelangelo ile Leonardo rekabete tutuşur, hatta Leonardo'nun varlığı bile rakibini hu- zursuz eder hale gelir. Nardini, Miche- langelo'nun çekemezliğini "patolojik" olarak niteler (s. 131). Hümanizmin altın çağını temsil eden Leonardo'ya karşılık, Nardini'nin yoru- muna göre, Michelangelo hümanizmin krizini yansıtır. Iki deha, Floransa'da kozlarını paylaşmaktadır. Leonardo'nun en büyük gizi Mona Lisa da bu döne- min ürünüdür. Söz konusu resimde he- men her insani ögenin yanı sıra, teknik bilginin dışavurumu da bulunur. Tablo ortaya çıksa da tartışma hiç bitmez. Mo- na Lisa'nın kimliğinden tablonun aslın- da tamamlanmadığına dek pek çok şey söylenir. Nardini bu tablo için noktayı kendince şöyle koyar: "Mona Lisa'nın gülümsemesi, başkalarının henüz bilme- diği şeyi 'bilen' kişinin hüzünlü bilinci- dir" (s. 141). Floransa ve Milano arasında mekik dokuyan ve neredeyse paylaşılamayan Leonardo'ya davetler gelir, eserler üret- mesi için teklifler sunulur. Nardini, perspektif ve insan bedeni üzerine çalış- malarını sürdüren Leonardo'nun bunla- rı kaydettiği defterleri okuyucuya hatır- latır: "Masallar, efsaneler, kehanetler ve gündelik yaşam üstüne değerlendirme- ler. Defterleri, sonsuz ilgi alanlarının özetini içeriyordu. O da bu defterlerin organik bir bütünlükten yoksun oldu- ğunu fark ediyor ve onları ansiklopedik bir bütüne dönüştürmek için yeniden düzenlemeyi amaçlıyordu" (s. 156). Yaşlı Leonardo'nun çalışmalarının ağır- laştığı bir aşamada bu defterleri düzen- leme olanağı da pek kalmamıştı. 2 Mayıs 1519'da öldüğünde ondan geriye pek çok çizim, el yazması, desen ve resim kalır. Bir de gözlerini hayata yummadan önce ağzından dökülen bir çift söz: "Işte şimdi ırmakların suyu gibi gidebileceğimi, ölüme doğru kendimi akıntıya bırakabileceğimi hissediyorum, ölümü yaşamak için, ölüm deneyimini" (s. 184). Nardini'nin, bu büyük dâhiyi anlattığı eseri düzayak bir biyografi değil, aksine hikâye tadında yazılmış bir metin. Ya- pıt, Leonardo'nun yaşamı, ilişkileri ve iç dünyasına dair bilgileri aktarıyor ve Rö- nesans'ın bu etkin isminin karanlıkta kalan kimi yönlerini gün ışığına çıkarı- yor. • Leonardo da Vinci/ Bruno Nardini/ Çeviren: Kemal Atakay/ Can Yayınları/ 200 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1018
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear