Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 17 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
‘Ma Mitavanim’
İran seçimleri Batı’da ve Ortadoğu’da medya-
nın, siyasi analistlerin büyük çoğunluğunun, re-
jimin gerçek niteliğini, seçimlerde çalışan dina-
mikleri hâlâ anlayamadıklarını gösteriyor. Bu
yüzden “bir renkli devrim daha” hayaliyle sokak-
lardaki hareketliliği abartmaya devam ediyorlar.
İran’da “devrim oluyordu ama mollalar son anda
çaldılar” şamatalarına karşılık, Financial Times’ın “Yok-
sullar için değişim, aş ve iş anlamına gelir, kıyafet tar-
zı ya da kadın erkek birlikte eğlenme özgürlüğü de-
ğil… İran’da siyaset, dinden çok sınıf savaşımlarıyla
ilgilidir” (15/06) saptaması gerçeğe çok daha yakın.
Ahmedinejad’ın “Ma mitavanim” (yapabiliriz) slo-
ganının anlamını da ayrıca düşünmek gerekiyor.
‘Yeşil devrim’…
Batı basını, Tahran’ın varsıl mahallelerinden so-
kaklara dökülen “özgürlükçü”, “reformcu” (küre-
selleşmenin tüketim normlarını arzulayan) orta sı-
nıf kalabalıklarını öyle bir abarttı ki, adeta İran’da
o “renkli devrimlerden” biri yaşanıyor. Ama böy-
lece demokrasiyi genel seçimlere indirgeyen
fantezi bir kez daha satışa çıkarılmış oluyor.
İran’da adaylar rejimin koruyucuları tarafından
özenle seçilmiş, seçimlerin sınırları daha baştan,
molla rejimine karşı hiçbir gerçek muhalefetin şe-
killenmesine izin vermeyecek biçimde çizilmiş ve
kapatılmıştı. Seçimler, rejimin içinden gelen, es-
ki Başbakan Musavi, onun etrafında toplanmış
Rafsancani, Hatemi gibi karakterlerle, Devlet Baş-
kanı Ahmedinejad arasında, egemen kurumsal ya-
pının ve ideolojinin sınırları içinde gerçekleşti.
Bu nedenlerle, molla rejiminin kendini korumak
için seçimlerde hile yapmasına gerek yoktu. Se-
çim hileleri, rejimi korumak kaygılarından daha çok,
rejim içi bölüşüm savaşlarından kaynaklanıyor. An-
cak hilelerin düzeyinin de rejimin kaynaklarını ken-
di taraftarları arasında dağıtabilme kapasitesiyle
ters orantılı olduğunu da saptamak gerekir.
İran’da sınıf savaşları ve seçimler
Ahmedinejad’ı devlet başkanlığına yükselten ilk
seçimler, İran’da 1980’lerde şekillenen, kabaca dört
bileşenli “sınıflar matrisinin” varlığını sürdürdüğü-
nü gösteriyordu. Bu seçimlerde de bu “matrisin”
dört ana unsuru arasındaki ilişki belirleyici oldu. Bi-
rincisi: 1980-82’de devletin şiddet araçlarını, bü-
rokrasiyi, ekonominin dağıtım mekanizmalarını ele
geçirerek devletleşen molla örgütlenmesi teme-
linde oluşan bir devlet kapitalisti sınıf. İkincisi: Bu
molla tabakasının içinden gelerek, ama bu ilişki-
leri sayesinde servetine servet katmaya başla-
yanların önderliğinde şekillenen bir özel sektör ka-
pitalisti sınıf. Üçüncüsü: İran’da büyük kentler-
de, bir kanadını iş çevreleri, aydınlar, üniversite öğ-
rencileri, diğer kanadını da çarşı esnafının oluş-
turduğu kentli orta sınıflar. Dördüncüsü: Sana-
yi ve hizmet işçilerinden, kent ve kır yoksulların-
dan, informal (türedi) sektör ve lümpen proletar-
yadan oluşan emekçi sınıflar.
Bu seçimlerde de mücadele, Ahmedinejad’ın
temsil ettiği, ordu ve güvenlik güçlerini içeren bi-
rinci kesim ile Musavi etrafında, Rafsancani ve Ha-
temi’nin desteğiyle şekillenen ikinci kesim arasında
yaşandı. Sokak gösterileri hâlâ yaşanmaya devam
ettiğini gösteriyor. New York Times, Financial
Times’ın da teslim ettiği, The Guardian’da Ab-
bas Barzegar’ın dikkat çektiği gibi, birinci kesim,
devletin kaynaklarını az da olsa dağıttığı, sürek-
li zenginleri yolsuzlukla suçladığı için emekçi sı-
nıfların desteğini aldı. Rockefeller Fonu’nca finanse
edilen bir kamuoyu yoklaması, seçimlerden ön-
ce seçmenin yüzde 75’ine yakınının Ahmedine-
jad’ı destekleme eğiliminde olduğunu ortaya
koymuştu (Washington Post, 15/06).
Seçimlerde, kent orta sınıflarının yine ikiye bö-
lündüğünü, varsıl, “tüketim semtlerinde” (kavra-
mı Ece Temelkuran’dan alıyorum; Milliyet, 17/05)
yığışmış, cep telefonlu, internetli, çoğu İngilizce
konuşabilen kesimin Musavi kampını destekler-
ken Çarşı esnafının, kır ve kent emekçilerinin, köy-
lü sınıfların, seçmenin geniş kesimlerinin, dini ideo-
lojinin de katkısıyla Ahmedinejad kampını des-
teklediği görülüyor.
İşte Ahmedinejad’ın “Ma mitavanim” sloganı, bu
zeminde düşünüldüğünde rejimin esas karakteri-
ni gözler önüne seriyor: Tüm ülke dini “hakikat re-
jiminin” egemenliği altında, ordu, polis, bürokrasi
devlet kapitalisti sınıfın parçası, emekçi kesimler bu
sınıfın hegemonyası (ideolojisinin ve baskı gücünün
etkisi) altında… 1979-2009, dinci rejim hâlâ ideo-
lojik, siyasi kültürel yaşamı denetleyip seçim so-
nuçlarını belirlemeye devam ediyor… Bir “hakikat
rejimi”, bir sınıf egemenliği ve bir devlet biçimiyle
birlikte bir kez yerleşti mi kendisi çökmeye başla-
madan, reformlarla, dış basınçlarla değişemez!
Üniversite öğrencileri, orta sınıf muhalefeti Şah
rejimini devirmeye yetmemişti; 2009’da toplumda
derin kökleri olan molla rejimini hiç yıkamaz. An-
cak karşımızda yeni (bilişim, hizmet sektörü) işçi
sınıfının (“yeni orta sınıf” olarak nitelenebiliyor) bir
refleksi varsa molla rejimi çözülmeye başlayabilir.
1979’da da rejimin kaderi işçi sınıfı ve diğer emek-
çi sınıflar devreye girdikten sonra belirlenmişti.
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
Ankara’da kritik belge turları
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ta-
raf gazetesinde yayõmlanan “AKP’yi ve
Gülen’i bitirme planı”yla ilgili olarak hü-
kümet ile Genelkurmay arasõnda yaşanan
gerilim, Başbakan Tayyip Erdoğan ile
Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker
Başbuğ’un perşembe günkü olağan gö-
rüşmesini 2 gün önceye aldõrdõ. Erdoğan
ve Başbuğ, dün sürpriz bir şekilde 1 saat
10 dakika süren bir görüşme yaptõ.
Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Baş-
kanõ Orgeneral İlker Başbuğ ile dün Baş-
bakanlõk Merkez Bina’da bir araya geldi.
Görüşme, yaklaşõk 1 saat 10 dakika sür-
dü. Erdoğan ile Bağbuğ’un, perşembe gün-
leri yapõlan olağan görüşmeyi belge ge-
rilimi ve tartõşmalar üzerine dün yapma-
larõ dikkat çekti. Görüşme sonrasõnda
herhangi bir açõklama yapõlmadõ.
Öte yandan dün Genelkurmay Baş-
kanlõğõ’ndan Emniyet Genel Müdürlü-
ğü’ne de dikkat çeken bir ziyaret gerçek-
leştirildi. Başbakan Erdoğan ile Genel-
kurmay Başkanõ Başbuğ’un görüşmesinin
ardõndan Genelkurmay İstihbarat Daire
Başkanõ Korgeneral İsmail Hakkı Pekin,
Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan
Köksal’õ makamõnda ziyaret etti.
Emniyet Genel Müdürlüğü’ne öğleden
sonra gelen Korgeneral Pekin ile Köksal
görüşmesi yaklaşõk yarõm saat sürdü.
Emniyet Genel Müdürü Köksal, Pekin’i
çõkõşta aracõna kadar uğurladõ. Genelkur-
may İstihbarat Daire Başkanõ ile Emniyet
Genel Müdürü’nün görüşmesine ilişkin
herhangi bir açõklama yapõlmadõ.
Erdoğan ve Başbuğ, belge gerilimi üzerine yarõn yapõlmasõ planlanan görüşmeyi dün yaptõ.
Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanõ da Emniyet Genel Müdürü’ne sürpriz bir ziyarette bulundu
Erdoğan, Taraf’ta yayõmlanan belgeyle ilgili yargõ sürecinin sonuna kadar takipçisi olacaklarõnõ söyledi
‘Geri çekilmeyeceğiz’Taraf gazetesinde yayõmlanan,‘AKP ve
Gülen’i bitirme’ belgesinin doğruysa da
sahteyse de vahim olduğunu söyleyen
Erdoğan, Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn
haberin ilk çõktõğõ andan itibaren sorumlu
ve duyarlõ bir tavõr sergilediğini belirtti.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan,
Taraf gazetesinde yayõm-
lanan “AKP’yi ve Gü-
len’i bitirme planı”yla
ilgili Genelkurmay Baş-
kanlõğõ’nõn sorumlu ve
duyarlõ bir tavõr sergile-
yerek soruşturma başlat-
tõğõnõ kaydederek “Bu işin
takipçisi olacağız, ricat
(geri çekilme) sergile-
meyeceğiz” diye konuştu.
Erdoğan, Genelkurmay
Başkanõ Orgeneral İlker
Başbuğ ile yaptõğõ görüş-
menin hemen ardõndan
partisinin grup toplantõ-
sõnda Genelkurmay’da ha-
zõrlandõğõ ileri sürülen bel-
geyle ilgili açõklamalar
yaptõ. Erdoğan, “Eğer bu
iddialar gerçek dışıysa,
devletin kurumlarını
karşı karşıya getirmek,
devletin kimi kurumla-
rını yıpratmak, bir tah-
rik ortamı oluşturmak
gibi niyetler taşıyorsa
bu vahimdir. Eğer id-
dialar doğruysa mesele
daha vahimdir” dedi.
Genelkurmay Başkan-
lõğõ’nõn haberin ilk çõktõğõ
andan itibaren sorumlu
bir tavõr sergilediğini, bel-
genin gerçek olup olma-
dõğõnõn ortaya çõkarõlmasõ
için soruşturma talimatõ
verdiğini kaydeden Erdo-
ğan, “konunun takipçisi
olunacağına, belgenin
doğruluğunun ispat edil-
mesi durumunda so-
rumluların cezalandırı-
lacağı güvencelerinin
tam olduğuna” ilişkin
açõklamanõn da kamuoyu
tarafõndan olumlu şekilde
algõlandõğõnõ söyledi.
‘İstismar etmeyin’
Bu tür iddialarõn cum-
huriyetin saygõnlõğõna göl-
ge düşürdüğünü kayde-
den Erdoğan, “Kimse
böyle bir cüret, sorum-
suzluk, sapkınlık içinde
olmamalıdır. Bu yüzden
yargının titiz bir çalışma
yürüterek ivedi olarak
kamuoyunu rahatlata-
cak bir sonuca ulaşması,
toplumumuzun beklen-
tisidir. Hiç kimse bu ola-
yı istismar ederek ku-
rumlarımızı birbirine
düşürme, yıpratma, fit-
ne çıkarma yaklaşımı
içine girmemelidir” gö-
rüşünü dile getirdi.
İddialarõn mutlaka açõk-
lõğa kavuşturulmasõ ge-
rektiğini kaydeden Erdo-
ğan, partisinin konunun
takipçisi olacağõnõ söyle-
di. Erdoğan, gerek sivil ge-
rek askeri yargõnõn üzeri-
ne düşeni yapõp bir an ön-
ce sonuca varmasõ gerek-
tiğine dikkat çekerek “Di-
ğer partiler net bir duruş
sergilemese, tek başına
da kalsa demokrasiyi sa-
vunmak AKP’nin vazi-
fesidir. AKP, bu vazife-
sini en küçük bir ricat
(geri çekilme) sergile-
meden ifa edecektir. Baş-
ta hukuki makamlar ol-
mak üzere ilgili ve so-
rumlu tüm tarafların so-
rumluluklarını hakkıyla
yerine getireceğine ina-
nıyorum” diye konuştu.
Vekillere yine fırça
Erdoğan, toplantõnõn
basõna kapalõ bölümünde
milletvekillerini Meclis
çalõşmalarõ nedeniyle yi-
ne fõrçaladõ. Saat 24.00’e
kadar çalõşma kararõ alõn-
masõna karşõn erken sa-
atlerde genel kurulun ka-
pandõğõna dikkat çeken
Erdoğan, “Çıkarmamız
gereken kanunlar var.
Temmuzun ilk haftası-
na kadar çalışacağız.
Muhalefet görevini ya-
pıyor, ona diyecek bir
şeyimiz yok. Ama siz
niye görevinizi yapmı-
yorsunuz? Madem ça-
lışmayacaksınız, niye
geldiniz, o rozeti niye ta-
şıyorsunuz? Dışarıda
gezebilirdiniz” dedi.
Dilekçeyi Şahin
ve Bozdağ verdi
AKP Genel Sekreteri İdris Na-
im Şahin ve AKP Grup Başkan-
vekili Bekir Bozdağ, Ankara
Adalet Sarayı’na gelerek İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletil-
mek üzere suç duyurusu dilekçe-
sini verdi. Çıkışta gazetecilerin
sorularını yanıtlayan Şahin, di-
lekçede şüpheli olarak herhangi
bir ismin geçip geçmediğine iliş-
kin soruya “Hayır, sadece haber
ve habere konu olan eylem planı
ve gazetede yer alan haberin hu-
kuki değerlendirilmesi ifade edili-
yor. Dilekçemizde onun dışında
bir şey yok” karşılığını verdi. Bir
gazetecinin, “Bu suç duyurusu ki-
me karşı” sorusuna Şahin, “Ha-
berde ismi geçen kişilere karşı”
yanıtını verdi. (Fotoğraf: AA)
Genelkurmay Başkanõ Başbuğ, komuta kademesinden bu yönde bir talimat verilmediğini söyledi
‘Belge TSK’de yazılmadı’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ge-
nelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ,
Hürriyet Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Er-
tuğrul Özkök’ün asker ile hükümet arasõnda
karşõlõklõ sert açõklamalara neden olan “AKP’yi
bitirme planı” iddialõ belgeye ilişkin sorula-
rõnõ yanõtladõ.
Özkök’ün Askeri Savcõlõğõn önceki gün yap-
tõğõ “ele geçirildiği iddia edilen belgenin, Ge-
nelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir bi-
riminde hazırlanmadığına ilişkin bir kanaa-
te varıldığı”na ilişkin açõklamasõnda neden
muğlak ifadeler kullanõldõğõ sorusuna Başbuğ,
“O açıklama Genelkurmay’ın değil Askeri
Savcılığın. İş mahkemeye intikal ettiği için, o
ana kadar ellerindeki bilgi neyse ona göre
açıklama yapıyorlar. Var veya yok diyebil-
meleri için ellerinde bütün verilerin olması ge-
rekir. O nedenle temkinli davranıyorlar” kar-
şõlõğõnõ verdi.
“Ama kamuoyu merak ediyor. Gazetenin
yayımladığı belgede adı geçen albay böyle bir
çalışma yapmış mı, yapmamış mı?” sorusu
üzerine Genelkurmay Başkanõ Başbuğ, “İlgili şa-
hısların ifadeleri alındı. Kendilerine soruldu.
Böyle bir çalışma yapmadıklarını söylüyor-
lar. Bütün bilgisayarlara el kondu. Yapılan
bütün incelemelerde, teknik bir ize rastlan-
madı. Yani o bilgisayarlarda böyle bir şey ya-
zılmamış” dedi.
“Komuta kademesinden, yani sizlerden
böyle bir çalışma talimatı verildi mi?” soru-
suna ise Genelkurmay Başkanõ Başbuğ, “Bana
bu soruyu sormanız bile abestir, hakarettir.
Böyle bir talimat kesinlikle verilmemiştir” ya-
nõtõnõ verdi. Neden kesin bir dille “Yok böyle
bir şey. Belge dedikleri şey sahtedir” denil-
mediğine ilişkin ise Başbuğ şunlarõ söyledi:
“Olay mahkemeye intikal etti. On binde bir
ihtimali bile dikkate alıp, çok temkinli ko-
nuşmamız doğru değil mi? Askeri Savcılık
kendi açısından incelemesini yaptı ve Ge-
nelkurmay’da böyle bir planın hazırlandığı-
na dair somut hiçbir ize rastlamadı. Gazete-
nin yayımladığı bir belge var. İstanbul Cum-
huriyet Başsavcılığı’nda bulunduğu söylenen
belge. Askeri Savcılığın onu da görmesi ge-
rekir ki, somut bir şey söylesin. (Belgeyi) İs-
tedik, bugün (dün) kurye ile gönderiyorlar.
Askeri savcılık kriminal tetkikini yapacak.”
Orgeneral İlker Başbuğ, belgenin gerçek
çõkmasõ durumunda ne yapõlacağõnõn sorulma-
sõ üzerine, “Silahlı Kuvvetler bu konuda çok
ciddi ve şeffaftır; gereken neyse onu yapa-
cağız” dedi. Başbuğ, belgenin sahte çõkmasõ du-
rumunda yapõlacaklarõ ise “Ne yapacağımızı
hep birlikte göreceğiz. Bütün Türkiye göre-
cek” sözleriyle dile getirdi.
Cumhuriyet Mitingi 21 Haziran’da
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir’de
pazar günü gerçekleştirilecek “Cumhuriyet Mi-
tingi” öncesi açõklama yapan Cumhuriyet İçin
Güçbirliği Platformu Dönem Sözcüsü Erdoğan
Özer, “Vatanõmõz ve ulusumuzun birliği için yine
Gündoğdu Meydanõ’nda olacağõz” dedi. Özer,
tüm yurtseverleri saat 17.00’de alana bekledikle-
rini belirterek “Haydi İzmir! Haydi Ege! Haydi
Türkiye! Tam bağõmsõz ve demokratik Türkiye
için yeniden alanlara” açõklamasõnõ yaptõ.
Başbuğ Makedonya’da
ÜSKÜP (AA) - Genelkurmay Başkanõ
Orgeneral İlker Başbuğ, Makedonya Genel-
kurmay Başkanõ Miroslav Stoyanovski’nin
davetlisi olarak gittiği Üsküp’te en üst düzey-
de askeri törenle karşõlandõ. Stoyanovski ile
görüştükten sonra Makedonya Savunma Ba-
kanõ Zoran Konyanovski’yi makamõnda ziya-
ret eden Başbuğ, Makedonya Cumhurbaşkanõ
Corve Ivanov ve Başbakan Nikola Gruevski
ile ayrõ ayrõ görüşmelerde bulundu.
Belge iddialarõnõn yargõya intikal etmesi nedeniyle TSK’den
yapõlan açõklamalarõn temkinli olduğunu belirten Orgeneral İlker Başbuğ,
“Belgenin sahte çõkmasõ durumunda ne yapacaksõnõz?” sorusuna
“Bütün Türkiye görecek” sözleriyle yanõt verdi.
AKP’den suç duyurusu
Taraf’ta yayõmlanan belgenin gerçek olup olmadõğõ hâlâ tartõşõlõrken ‘illegal bir yapõlanma
suretiyle hükümetin ortadan kaldõrõlmasõnõn planlandõğõ’ gerekçesiyle savcõlõğa başvuruldu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP,
Taraf gazetesinde yayõmlanan “AKP ve Gü-
len’i Bitirme Planı” ile ilgili Ankara Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bu-
lundu. Suç duyurusu dilekçesinde, “hukukun
koruması altında bulunan bir siyasi parti-
nin ve onun kurduğu hükümetin ortadan
kaldırılmasının, görevlerini kısmen veya ta-
mamen yapamaz hale getirilmesine yöne-
lik yasadışı çalışmaların, bir hukuk devle-
tinde asla kabul edilemeyeceği ve cezasız bı-
rakılamayacağı” savunuldu.
AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin ve
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ,
Ankara Adalet Sarayõ’na gelerek Cumhuri-
yet Başsavcõsõ Hüseyin Boyrazoğlu’nun
makamõna geçti. Şahin ve Bozdağ tarafõndan,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na iletilmek
üzere, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na su-
nulan suç duyurusu dilekçesinde, Taraf ga-
zetesinin 12 Haziran 2009 tarihli nüshasõn-
da, çeşitli ifadelerin içerisinde yer aldõğõ bir
belgenin, “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı”
manşetiyle yayõmlandõğõ kaydedildi. Ana-
yasanõn siyasi partilerle ilgili maddelerine atõf-
ta bulunulan dilekçede, siyasi partilerin de-
mokratik siyasi hayatõn vazgeçilmez unsur-
larõ olduğu kaydedilerek şöyle denildi: “Bu
nedenledir ki siyasi partiler, sahip olduk-
ları vazgeçilmez konumları sebebiyle hu-
kuki güvencelere kavuşturulmuştur. Mez-
kûr belgede ise hukuk devletinin gerekle-
rine uygun ve demokratik yollarla iktidara
gelen ve hükümet etmekte olan partimize
yönelik olarak asılsız, haksız, mesnetsiz,
gerçeklerle asla bağdaşmayan hayali suç-
lamalarda bulunularak demokratik ol-
mayan yöntemlerle ve hukuka aykırı bir
şekilde iktidardan uzaklaştırılmasının
planlandığı görülmektedir.”
‘İftira niteliğinde çalışma planı’
Habere konu belgede yer alan ve “suç teş-
kil eden” ifadelerin, “AK Parti’nin Türki-
ye’de ve dünyada farklı bir konumda gös-
terilmesine sebebiyet verecek nitelikte ol-
duğu” ifadelerine yer verilen suç duyurusu di-
lekçesinde, “Partimizin kişilik haklarına sal-
dırının ötesinde, iftira niteliğinde çalışma
yapılmasının planlandığı, bu çalışmaların
gerçekleştirilmesine yönelik olarak illegal
bir yapılanma suretiyle suç örgütlenmesi-
ne gidildiği haberin içeriğinden anlaşıl-
maktadır” denildi. AKP Genel Sekreteri
Şahin’in imzasõyla sunulan suç duyurusu di-
lekçesinde, “gerekli soruşturmanın yapıla-
rak suç fail veya faillerinin ortaya çıkarıl-
ması ve cezalandırılmaları hususunda ge-
reğinin yapılması” talep edildi.
Şahin, Bekir Bozdağ ile suç duyurusu di-
lekçesini başsavcõlõğa vermelerinin ardõndan
gazetecilere açõklamada bulundu. “Taraf ga-
zetesinde 12 Haziran 2009’da yayımlanan
bir belge ve ona bağlı habere dayalı olarak,
AK Parti’nin tüzelkişiliğini temsilen” suç
duyurusunda bulunduklarõnõ belirten Şahin,
bundan sonraki değerlendirmeyi adli ma-
kamlarõn yapacağõnõ bildirdi. Suç duyurusu
dilekçesinde şüpheli olarak herhangi bir is-
min geçip geçmediğine ilişkin soruya, Şahin
“Hayır, sadece haber ve habere konu
olan eylem planı ve gazetede yer alan ha-
berin hukuki değerlendirilmesi ifade edi-
liyor. Dilekçemizde onun dışında bir şey
yok” karşõlõğõnõ verdi. Bir gazetecinin, “Bu
suç duyurusu kime karşı” sorusuna Şahin,
“Haberde ismi geçen kişilere karşı” yanõ-
tõnõ verirken, suç duyurusu dilekçesinde is-
nat edilen suç maddesinin tayininin ve tas-
hihinin savcõlõğa ve gerektiğinde mahkeme-
ye ait olduğunu ifade etti.