24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 17 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU ‘Ma Mitavanim’ İran seçimleri Batı’da ve Ortadoğu’da medya- nın, siyasi analistlerin büyük çoğunluğunun, re- jimin gerçek niteliğini, seçimlerde çalışan dina- mikleri hâlâ anlayamadıklarını gösteriyor. Bu yüzden “bir renkli devrim daha” hayaliyle sokak- lardaki hareketliliği abartmaya devam ediyorlar. İran’da “devrim oluyordu ama mollalar son anda çaldılar” şamatalarına karşılık, Financial Times’ın “Yok- sullar için değişim, aş ve iş anlamına gelir, kıyafet tar- zı ya da kadın erkek birlikte eğlenme özgürlüğü de- ğil… İran’da siyaset, dinden çok sınıf savaşımlarıyla ilgilidir” (15/06) saptaması gerçeğe çok daha yakın. Ahmedinejad’ın “Ma mitavanim” (yapabiliriz) slo- ganının anlamını da ayrıca düşünmek gerekiyor. ‘Yeşil devrim’… Batı basını, Tahran’ın varsıl mahallelerinden so- kaklara dökülen “özgürlükçü”, “reformcu” (küre- selleşmenin tüketim normlarını arzulayan) orta sı- nıf kalabalıklarını öyle bir abarttı ki, adeta İran’da o “renkli devrimlerden” biri yaşanıyor. Ama böy- lece demokrasiyi genel seçimlere indirgeyen fantezi bir kez daha satışa çıkarılmış oluyor. İran’da adaylar rejimin koruyucuları tarafından özenle seçilmiş, seçimlerin sınırları daha baştan, molla rejimine karşı hiçbir gerçek muhalefetin şe- killenmesine izin vermeyecek biçimde çizilmiş ve kapatılmıştı. Seçimler, rejimin içinden gelen, es- ki Başbakan Musavi, onun etrafında toplanmış Rafsancani, Hatemi gibi karakterlerle, Devlet Baş- kanı Ahmedinejad arasında, egemen kurumsal ya- pının ve ideolojinin sınırları içinde gerçekleşti. Bu nedenlerle, molla rejiminin kendini korumak için seçimlerde hile yapmasına gerek yoktu. Se- çim hileleri, rejimi korumak kaygılarından daha çok, rejim içi bölüşüm savaşlarından kaynaklanıyor. An- cak hilelerin düzeyinin de rejimin kaynaklarını ken- di taraftarları arasında dağıtabilme kapasitesiyle ters orantılı olduğunu da saptamak gerekir. İran’da sınıf savaşları ve seçimler Ahmedinejad’ı devlet başkanlığına yükselten ilk seçimler, İran’da 1980’lerde şekillenen, kabaca dört bileşenli “sınıflar matrisinin” varlığını sürdürdüğü- nü gösteriyordu. Bu seçimlerde de bu “matrisin” dört ana unsuru arasındaki ilişki belirleyici oldu. Bi- rincisi: 1980-82’de devletin şiddet araçlarını, bü- rokrasiyi, ekonominin dağıtım mekanizmalarını ele geçirerek devletleşen molla örgütlenmesi teme- linde oluşan bir devlet kapitalisti sınıf. İkincisi: Bu molla tabakasının içinden gelerek, ama bu ilişki- leri sayesinde servetine servet katmaya başla- yanların önderliğinde şekillenen bir özel sektör ka- pitalisti sınıf. Üçüncüsü: İran’da büyük kentler- de, bir kanadını iş çevreleri, aydınlar, üniversite öğ- rencileri, diğer kanadını da çarşı esnafının oluş- turduğu kentli orta sınıflar. Dördüncüsü: Sana- yi ve hizmet işçilerinden, kent ve kır yoksulların- dan, informal (türedi) sektör ve lümpen proletar- yadan oluşan emekçi sınıflar. Bu seçimlerde de mücadele, Ahmedinejad’ın temsil ettiği, ordu ve güvenlik güçlerini içeren bi- rinci kesim ile Musavi etrafında, Rafsancani ve Ha- temi’nin desteğiyle şekillenen ikinci kesim arasında yaşandı. Sokak gösterileri hâlâ yaşanmaya devam ettiğini gösteriyor. New York Times, Financial Times’ın da teslim ettiği, The Guardian’da Ab- bas Barzegar’ın dikkat çektiği gibi, birinci kesim, devletin kaynaklarını az da olsa dağıttığı, sürek- li zenginleri yolsuzlukla suçladığı için emekçi sı- nıfların desteğini aldı. Rockefeller Fonu’nca finanse edilen bir kamuoyu yoklaması, seçimlerden ön- ce seçmenin yüzde 75’ine yakınının Ahmedine- jad’ı destekleme eğiliminde olduğunu ortaya koymuştu (Washington Post, 15/06). Seçimlerde, kent orta sınıflarının yine ikiye bö- lündüğünü, varsıl, “tüketim semtlerinde” (kavra- mı Ece Temelkuran’dan alıyorum; Milliyet, 17/05) yığışmış, cep telefonlu, internetli, çoğu İngilizce konuşabilen kesimin Musavi kampını destekler- ken Çarşı esnafının, kır ve kent emekçilerinin, köy- lü sınıfların, seçmenin geniş kesimlerinin, dini ideo- lojinin de katkısıyla Ahmedinejad kampını des- teklediği görülüyor. İşte Ahmedinejad’ın “Ma mitavanim” sloganı, bu zeminde düşünüldüğünde rejimin esas karakteri- ni gözler önüne seriyor: Tüm ülke dini “hakikat re- jiminin” egemenliği altında, ordu, polis, bürokrasi devlet kapitalisti sınıfın parçası, emekçi kesimler bu sınıfın hegemonyası (ideolojisinin ve baskı gücünün etkisi) altında… 1979-2009, dinci rejim hâlâ ideo- lojik, siyasi kültürel yaşamı denetleyip seçim so- nuçlarını belirlemeye devam ediyor… Bir “hakikat rejimi”, bir sınıf egemenliği ve bir devlet biçimiyle birlikte bir kez yerleşti mi kendisi çökmeye başla- madan, reformlarla, dış basınçlarla değişemez! Üniversite öğrencileri, orta sınıf muhalefeti Şah rejimini devirmeye yetmemişti; 2009’da toplumda derin kökleri olan molla rejimini hiç yıkamaz. An- cak karşımızda yeni (bilişim, hizmet sektörü) işçi sınıfının (“yeni orta sınıf” olarak nitelenebiliyor) bir refleksi varsa molla rejimi çözülmeye başlayabilir. 1979’da da rejimin kaderi işçi sınıfı ve diğer emek- çi sınıflar devreye girdikten sonra belirlenmişti. erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com Ankara’da kritik belge turları ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ta- raf gazetesinde yayõmlanan “AKP’yi ve Gülen’i bitirme planı”yla ilgili olarak hü- kümet ile Genelkurmay arasõnda yaşanan gerilim, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’un perşembe günkü olağan gö- rüşmesini 2 gün önceye aldõrdõ. Erdoğan ve Başbuğ, dün sürpriz bir şekilde 1 saat 10 dakika süren bir görüşme yaptõ. Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Baş- kanõ Orgeneral İlker Başbuğ ile dün Baş- bakanlõk Merkez Bina’da bir araya geldi. Görüşme, yaklaşõk 1 saat 10 dakika sür- dü. Erdoğan ile Bağbuğ’un, perşembe gün- leri yapõlan olağan görüşmeyi belge ge- rilimi ve tartõşmalar üzerine dün yapma- larõ dikkat çekti. Görüşme sonrasõnda herhangi bir açõklama yapõlmadõ. Öte yandan dün Genelkurmay Baş- kanlõğõ’ndan Emniyet Genel Müdürlü- ğü’ne de dikkat çeken bir ziyaret gerçek- leştirildi. Başbakan Erdoğan ile Genel- kurmay Başkanõ Başbuğ’un görüşmesinin ardõndan Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanõ Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal’õ makamõnda ziyaret etti. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne öğleden sonra gelen Korgeneral Pekin ile Köksal görüşmesi yaklaşõk yarõm saat sürdü. Emniyet Genel Müdürü Köksal, Pekin’i çõkõşta aracõna kadar uğurladõ. Genelkur- may İstihbarat Daire Başkanõ ile Emniyet Genel Müdürü’nün görüşmesine ilişkin herhangi bir açõklama yapõlmadõ. Erdoğan ve Başbuğ, belge gerilimi üzerine yarõn yapõlmasõ planlanan görüşmeyi dün yaptõ. Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanõ da Emniyet Genel Müdürü’ne sürpriz bir ziyarette bulundu Erdoğan, Taraf’ta yayõmlanan belgeyle ilgili yargõ sürecinin sonuna kadar takipçisi olacaklarõnõ söyledi ‘Geri çekilmeyeceğiz’Taraf gazetesinde yayõmlanan,‘AKP ve Gülen’i bitirme’ belgesinin doğruysa da sahteyse de vahim olduğunu söyleyen Erdoğan, Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn haberin ilk çõktõğõ andan itibaren sorumlu ve duyarlõ bir tavõr sergilediğini belirtti. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taraf gazetesinde yayõm- lanan “AKP’yi ve Gü- len’i bitirme planı”yla ilgili Genelkurmay Baş- kanlõğõ’nõn sorumlu ve duyarlõ bir tavõr sergile- yerek soruşturma başlat- tõğõnõ kaydederek “Bu işin takipçisi olacağız, ricat (geri çekilme) sergile- meyeceğiz” diye konuştu. Erdoğan, Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ ile yaptõğõ görüş- menin hemen ardõndan partisinin grup toplantõ- sõnda Genelkurmay’da ha- zõrlandõğõ ileri sürülen bel- geyle ilgili açõklamalar yaptõ. Erdoğan, “Eğer bu iddialar gerçek dışıysa, devletin kurumlarını karşı karşıya getirmek, devletin kimi kurumla- rını yıpratmak, bir tah- rik ortamı oluşturmak gibi niyetler taşıyorsa bu vahimdir. Eğer id- dialar doğruysa mesele daha vahimdir” dedi. Genelkurmay Başkan- lõğõ’nõn haberin ilk çõktõğõ andan itibaren sorumlu bir tavõr sergilediğini, bel- genin gerçek olup olma- dõğõnõn ortaya çõkarõlmasõ için soruşturma talimatõ verdiğini kaydeden Erdo- ğan, “konunun takipçisi olunacağına, belgenin doğruluğunun ispat edil- mesi durumunda so- rumluların cezalandırı- lacağı güvencelerinin tam olduğuna” ilişkin açõklamanõn da kamuoyu tarafõndan olumlu şekilde algõlandõğõnõ söyledi. ‘İstismar etmeyin’ Bu tür iddialarõn cum- huriyetin saygõnlõğõna göl- ge düşürdüğünü kayde- den Erdoğan, “Kimse böyle bir cüret, sorum- suzluk, sapkınlık içinde olmamalıdır. Bu yüzden yargının titiz bir çalışma yürüterek ivedi olarak kamuoyunu rahatlata- cak bir sonuca ulaşması, toplumumuzun beklen- tisidir. Hiç kimse bu ola- yı istismar ederek ku- rumlarımızı birbirine düşürme, yıpratma, fit- ne çıkarma yaklaşımı içine girmemelidir” gö- rüşünü dile getirdi. İddialarõn mutlaka açõk- lõğa kavuşturulmasõ ge- rektiğini kaydeden Erdo- ğan, partisinin konunun takipçisi olacağõnõ söyle- di. Erdoğan, gerek sivil ge- rek askeri yargõnõn üzeri- ne düşeni yapõp bir an ön- ce sonuca varmasõ gerek- tiğine dikkat çekerek “Di- ğer partiler net bir duruş sergilemese, tek başına da kalsa demokrasiyi sa- vunmak AKP’nin vazi- fesidir. AKP, bu vazife- sini en küçük bir ricat (geri çekilme) sergile- meden ifa edecektir. Baş- ta hukuki makamlar ol- mak üzere ilgili ve so- rumlu tüm tarafların so- rumluluklarını hakkıyla yerine getireceğine ina- nıyorum” diye konuştu. Vekillere yine fırça Erdoğan, toplantõnõn basõna kapalõ bölümünde milletvekillerini Meclis çalõşmalarõ nedeniyle yi- ne fõrçaladõ. Saat 24.00’e kadar çalõşma kararõ alõn- masõna karşõn erken sa- atlerde genel kurulun ka- pandõğõna dikkat çeken Erdoğan, “Çıkarmamız gereken kanunlar var. Temmuzun ilk haftası- na kadar çalışacağız. Muhalefet görevini ya- pıyor, ona diyecek bir şeyimiz yok. Ama siz niye görevinizi yapmı- yorsunuz? Madem ça- lışmayacaksınız, niye geldiniz, o rozeti niye ta- şıyorsunuz? Dışarıda gezebilirdiniz” dedi. Dilekçeyi Şahin ve Bozdağ verdi AKP Genel Sekreteri İdris Na- im Şahin ve AKP Grup Başkan- vekili Bekir Bozdağ, Ankara Adalet Sarayı’na gelerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletil- mek üzere suç duyurusu dilekçe- sini verdi. Çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, di- lekçede şüpheli olarak herhangi bir ismin geçip geçmediğine iliş- kin soruya “Hayır, sadece haber ve habere konu olan eylem planı ve gazetede yer alan haberin hu- kuki değerlendirilmesi ifade edili- yor. Dilekçemizde onun dışında bir şey yok” karşılığını verdi. Bir gazetecinin, “Bu suç duyurusu ki- me karşı” sorusuna Şahin, “Ha- berde ismi geçen kişilere karşı” yanıtını verdi. (Fotoğraf: AA) Genelkurmay Başkanõ Başbuğ, komuta kademesinden bu yönde bir talimat verilmediğini söyledi ‘Belge TSK’de yazılmadı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ge- nelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ, Hürriyet Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Er- tuğrul Özkök’ün asker ile hükümet arasõnda karşõlõklõ sert açõklamalara neden olan “AKP’yi bitirme planı” iddialõ belgeye ilişkin sorula- rõnõ yanõtladõ. Özkök’ün Askeri Savcõlõğõn önceki gün yap- tõğõ “ele geçirildiği iddia edilen belgenin, Ge- nelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir bi- riminde hazırlanmadığına ilişkin bir kanaa- te varıldığı”na ilişkin açõklamasõnda neden muğlak ifadeler kullanõldõğõ sorusuna Başbuğ, “O açıklama Genelkurmay’ın değil Askeri Savcılığın. İş mahkemeye intikal ettiği için, o ana kadar ellerindeki bilgi neyse ona göre açıklama yapıyorlar. Var veya yok diyebil- meleri için ellerinde bütün verilerin olması ge- rekir. O nedenle temkinli davranıyorlar” kar- şõlõğõnõ verdi. “Ama kamuoyu merak ediyor. Gazetenin yayımladığı belgede adı geçen albay böyle bir çalışma yapmış mı, yapmamış mı?” sorusu üzerine Genelkurmay Başkanõ Başbuğ, “İlgili şa- hısların ifadeleri alındı. Kendilerine soruldu. Böyle bir çalışma yapmadıklarını söylüyor- lar. Bütün bilgisayarlara el kondu. Yapılan bütün incelemelerde, teknik bir ize rastlan- madı. Yani o bilgisayarlarda böyle bir şey ya- zılmamış” dedi. “Komuta kademesinden, yani sizlerden böyle bir çalışma talimatı verildi mi?” soru- suna ise Genelkurmay Başkanõ Başbuğ, “Bana bu soruyu sormanız bile abestir, hakarettir. Böyle bir talimat kesinlikle verilmemiştir” ya- nõtõnõ verdi. Neden kesin bir dille “Yok böyle bir şey. Belge dedikleri şey sahtedir” denil- mediğine ilişkin ise Başbuğ şunlarõ söyledi: “Olay mahkemeye intikal etti. On binde bir ihtimali bile dikkate alıp, çok temkinli ko- nuşmamız doğru değil mi? Askeri Savcılık kendi açısından incelemesini yaptı ve Ge- nelkurmay’da böyle bir planın hazırlandığı- na dair somut hiçbir ize rastlamadı. Gazete- nin yayımladığı bir belge var. İstanbul Cum- huriyet Başsavcılığı’nda bulunduğu söylenen belge. Askeri Savcılığın onu da görmesi ge- rekir ki, somut bir şey söylesin. (Belgeyi) İs- tedik, bugün (dün) kurye ile gönderiyorlar. Askeri savcılık kriminal tetkikini yapacak.” Orgeneral İlker Başbuğ, belgenin gerçek çõkmasõ durumunda ne yapõlacağõnõn sorulma- sõ üzerine, “Silahlı Kuvvetler bu konuda çok ciddi ve şeffaftır; gereken neyse onu yapa- cağız” dedi. Başbuğ, belgenin sahte çõkmasõ du- rumunda yapõlacaklarõ ise “Ne yapacağımızı hep birlikte göreceğiz. Bütün Türkiye göre- cek” sözleriyle dile getirdi. Cumhuriyet Mitingi 21 Haziran’da İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir’de pazar günü gerçekleştirilecek “Cumhuriyet Mi- tingi” öncesi açõklama yapan Cumhuriyet İçin Güçbirliği Platformu Dönem Sözcüsü Erdoğan Özer, “Vatanõmõz ve ulusumuzun birliği için yine Gündoğdu Meydanõ’nda olacağõz” dedi. Özer, tüm yurtseverleri saat 17.00’de alana bekledikle- rini belirterek “Haydi İzmir! Haydi Ege! Haydi Türkiye! Tam bağõmsõz ve demokratik Türkiye için yeniden alanlara” açõklamasõnõ yaptõ. Başbuğ Makedonya’da ÜSKÜP (AA) - Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ, Makedonya Genel- kurmay Başkanõ Miroslav Stoyanovski’nin davetlisi olarak gittiği Üsküp’te en üst düzey- de askeri törenle karşõlandõ. Stoyanovski ile görüştükten sonra Makedonya Savunma Ba- kanõ Zoran Konyanovski’yi makamõnda ziya- ret eden Başbuğ, Makedonya Cumhurbaşkanõ Corve Ivanov ve Başbakan Nikola Gruevski ile ayrõ ayrõ görüşmelerde bulundu. Belge iddialarõnõn yargõya intikal etmesi nedeniyle TSK’den yapõlan açõklamalarõn temkinli olduğunu belirten Orgeneral İlker Başbuğ, “Belgenin sahte çõkmasõ durumunda ne yapacaksõnõz?” sorusuna “Bütün Türkiye görecek” sözleriyle yanõt verdi. AKP’den suç duyurusu Taraf’ta yayõmlanan belgenin gerçek olup olmadõğõ hâlâ tartõşõlõrken ‘illegal bir yapõlanma suretiyle hükümetin ortadan kaldõrõlmasõnõn planlandõğõ’ gerekçesiyle savcõlõğa başvuruldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP, Taraf gazetesinde yayõmlanan “AKP ve Gü- len’i Bitirme Planı” ile ilgili Ankara Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bu- lundu. Suç duyurusu dilekçesinde, “hukukun koruması altında bulunan bir siyasi parti- nin ve onun kurduğu hükümetin ortadan kaldırılmasının, görevlerini kısmen veya ta- mamen yapamaz hale getirilmesine yöne- lik yasadışı çalışmaların, bir hukuk devle- tinde asla kabul edilemeyeceği ve cezasız bı- rakılamayacağı” savunuldu. AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin ve AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Ankara Adalet Sarayõ’na gelerek Cumhuri- yet Başsavcõsõ Hüseyin Boyrazoğlu’nun makamõna geçti. Şahin ve Bozdağ tarafõndan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na iletilmek üzere, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na su- nulan suç duyurusu dilekçesinde, Taraf ga- zetesinin 12 Haziran 2009 tarihli nüshasõn- da, çeşitli ifadelerin içerisinde yer aldõğõ bir belgenin, “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı” manşetiyle yayõmlandõğõ kaydedildi. Ana- yasanõn siyasi partilerle ilgili maddelerine atõf- ta bulunulan dilekçede, siyasi partilerin de- mokratik siyasi hayatõn vazgeçilmez unsur- larõ olduğu kaydedilerek şöyle denildi: “Bu nedenledir ki siyasi partiler, sahip olduk- ları vazgeçilmez konumları sebebiyle hu- kuki güvencelere kavuşturulmuştur. Mez- kûr belgede ise hukuk devletinin gerekle- rine uygun ve demokratik yollarla iktidara gelen ve hükümet etmekte olan partimize yönelik olarak asılsız, haksız, mesnetsiz, gerçeklerle asla bağdaşmayan hayali suç- lamalarda bulunularak demokratik ol- mayan yöntemlerle ve hukuka aykırı bir şekilde iktidardan uzaklaştırılmasının planlandığı görülmektedir.” ‘İftira niteliğinde çalışma planı’ Habere konu belgede yer alan ve “suç teş- kil eden” ifadelerin, “AK Parti’nin Türki- ye’de ve dünyada farklı bir konumda gös- terilmesine sebebiyet verecek nitelikte ol- duğu” ifadelerine yer verilen suç duyurusu di- lekçesinde, “Partimizin kişilik haklarına sal- dırının ötesinde, iftira niteliğinde çalışma yapılmasının planlandığı, bu çalışmaların gerçekleştirilmesine yönelik olarak illegal bir yapılanma suretiyle suç örgütlenmesi- ne gidildiği haberin içeriğinden anlaşıl- maktadır” denildi. AKP Genel Sekreteri Şahin’in imzasõyla sunulan suç duyurusu di- lekçesinde, “gerekli soruşturmanın yapıla- rak suç fail veya faillerinin ortaya çıkarıl- ması ve cezalandırılmaları hususunda ge- reğinin yapılması” talep edildi. Şahin, Bekir Bozdağ ile suç duyurusu di- lekçesini başsavcõlõğa vermelerinin ardõndan gazetecilere açõklamada bulundu. “Taraf ga- zetesinde 12 Haziran 2009’da yayımlanan bir belge ve ona bağlı habere dayalı olarak, AK Parti’nin tüzelkişiliğini temsilen” suç duyurusunda bulunduklarõnõ belirten Şahin, bundan sonraki değerlendirmeyi adli ma- kamlarõn yapacağõnõ bildirdi. Suç duyurusu dilekçesinde şüpheli olarak herhangi bir is- min geçip geçmediğine ilişkin soruya, Şahin “Hayır, sadece haber ve habere konu olan eylem planı ve gazetede yer alan ha- berin hukuki değerlendirilmesi ifade edi- liyor. Dilekçemizde onun dışında bir şey yok” karşõlõğõnõ verdi. Bir gazetecinin, “Bu suç duyurusu kime karşı” sorusuna Şahin, “Haberde ismi geçen kişilere karşı” yanõ- tõnõ verirken, suç duyurusu dilekçesinde is- nat edilen suç maddesinin tayininin ve tas- hihinin savcõlõğa ve gerektiğinde mahkeme- ye ait olduğunu ifade etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear