Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Okumam yazmam var sayılır...
Sohbet etmişliğim de fena sayılmaz.
Konferanslara katılmayı bildiklerimi anlatmak
kadar öğrenmek için de isterdim. Yöneltilen her
soru bir başka ufuk demektir. İnsan bir şeyler
anlatmak için önce öğrenmek zorundadır.
Anlatırken öğrenmek de ayrıca güzeldir.
Gezmek üzerine de bir şeyler yaptım sayılır.
Yazı aramızda 80 kadar ülke dolaştım. Bunun
üçte biri görevim gereği izlediğim, katıldığım
resmi geziler, toplantılardı. Kalanı, sırt
çantasıyla öğrenmek, görmek üzerine çıktığım
kendimle programlı geziler.
Ne demişler?
İnsan görmeden öğrenebilir, ama görmeden
sevemez.
Dünyayı sevmek için görmek gerek.
Gezdiğim yerleri öğrenerek, inceleyerek
kitaplaştırdım. Böylece ortaya 8 “gez-inceleme”
çıktı.
Kendimle baş başa kalmaya gelince...
Hep bir yerlere yetişmeye çalışmaktan buna
çok az zamanım olmuştu.
Bazen kendimi arıyordum; meşgul çalıyordu!
Kısacası yeterince dinleyen var düşüncesiyle
de olsa gerek, kendimi dinlemeye pek fırsatım
olmamıştı.
İnsanın kendisini dinlemesi, kendi içinde
uzun yolculuklara çıkması çok da kolay bir şey
değil. Her şeyden önce istediğin hızda
ilerleyemiyorsun. Virajlar, daralan yollar, durup
soluklanmadan geçemeyeceğin uçsuz
bucaksız çayırlar, dinleme girmemiş ormanlar,
tüneller.
İnsanın kendisiyle konuşmaya başlaması
bazen yolculuktan çok arkeolojik bir kazıya
benziyor. Buluntulara zarar vermeden usul usul
kazmak gerek.
Yıllar önce bir arkeologla sohbetimde şöyle
demişti.
“En iyi kazı müzenin deposunda yapılır.”
Arkasını şöyle getirmişti:
“Antik alanda hedeflediğin bir şey vardır. Ona
ulaşmaya çalışırsın. Kazıda ortaya çıkanları
özenle çıkarır müzenin deposuna koyarsın. Bir
süre sonra hedefini tamamlar kazıyı bitirirsin.
Sonra müze deposuna dönüp daha önce
çıkarmış olduklarına bakarsın. O da ne; asıl
hedeflediğinden çok daha önemlilerini bulup
depoya kaldırmışsın. Ayırdına varamamışsın...”
İnsan kendi içinde kazı yaparken, tabii ki
depolarına da uğramalı.
Neler koymuşsun, neler biriktirmişsin...
Derken insan, kendisinden bir şeyler
öğrenmeye başlıyor.
Ne güzel anlatım:
- Kardeşim Balbay, bu yaptığın tanımlamalar,
örneklemeler ilginç. Kim anlattı bunları?
“Kendim!”
İnsanın kendi içinde yolculuğu ile mekânsal
bağlantı kurulursa; ortaya ters orantılı sonuçlar
çıkar.
15 adımlık havalandırma insanın içindeki
uçsuz bucaksız bir yolculuğun ilk adımı
olabiliyor. Çok uzun yolculuklar bile küçük bir
adımla başlar...
Geçen gün havalandırmada bir türkü
mırıldanırken sözlerine takıldım.
“Seher vakti bu yaylada kimler ağlamış.
Çimenler üstünde gözyaşları var.”
Al sana bir düşünme konusu; bir türkünün
sözlerindeki anlatım derinliği...
İnsan kendisiyle konuşmaya başlayınca ucu
bucağı yok. Git gidebildiğin kadar...
Bütün mevsimleri aynı anda yaşamak gibi bir
şey bu. İnsan hızını alamaz şiir yazmaya bile
girişir. İnsan kendisine hem hastalık hem
derman üretir derken havalandırmanın tel
burçlarında güneşin batışına bakıp mırıldandım:
Sağlıklı kalmak için hapiste
Ne doktor ne hap iste
Aradığın her şey kendi içindedir
Ne duvarın ötesinde ne Çin’dedir!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Beytüşşebap’ta hak aramayı aşan şiddet
eylemleriyle dehşet saçtılar.
Hükümet, günlerdir olayları tribünden izliyor.
Geçenlerde sorduğumuz soru hâlâ geçerli:
Hükümet, kentli PKK’lilerin, gösteriler adı
altında, kalkışmanın provaları niteliğindeki
gösterilerine karşı çıkmanın Kürt açılımına zarar
vereceğini mi düşünüyor?
Aynı kaygıyla Demokratik Toplum (Kürt)
Partisi Başkanı Türk (Kürt) Ahmet’in son
açıklamalarına yanıt vermekten mi çekiniyor?
DTP Başkanı Ahmet Bey; son uzun
açıklamasında “Ne CHP ve MHP’nin statükoda
ısrarıyla, ne de AKP’nin tasfiye mantığı ile Kürt
sorunu gibi kapsamlı bir sorunun
çözümlenemeyeceğini” ilan etti.
DTP böylece hükümetin açılım politikasının
iflas ettiğini kanıtladı, bir.
Hükümetin davul zurna ilan ettiği kimi
yaptırımlarla yetinmeyeceklerini… asıl amacın
başka olduğunu bir kez daha açıkladı, bu da
iki.
Ahmet Bey’e göre, “barışın” anahtarı
İmralı’daki terörist başı.
İnanılmaz yüzsüzlük sergilemektedir Türk
(Kürt) Ahmet Bey:
“Kürtlerin gözü kulağı İmralı’dadır. İmralı,
Kürtlerin ve toplumsal barışın en hassas
noktasıdır” diyebilmekte, halkın gözünün içine
bakarak, hiç sıkılmadan 30 bin kişinin katlinden
sorumlu eli kanlı bir hükümlüyü kahraman
mertebesine yükseltecek davranış içinde
olduklarını söyleyebilmektedir.
Devletin bütün kurumları, başta sorumlu
hükümet; bu söylemlere… İmralı’dakinin
yaşam koşullarını bahane ederek dağdan
sokağa inen kentli PKK’lilerin gösteri adı
altındaki kalkışmanın ilk işaretlerini veren
eylemlerine gerekli önlemleri almıyor.
Güvenlik güçlerinin eylemlere karşı
görevlerini yaptığını... İçişleri Bakanı Beşir
Atalay’ın dün söylediği gibi; “huzur ve
beraberliği bozmayı amaçlayan hiçbir davranışa
müsamaha edilmeyeceğini” açıklamak yeterli
midir?
Genç haberciler; yazılı açıklamasını
dinledikten sonra DTP Başkanı’na şu soruyu
yönelttiler:
“Toplumun gerilmemesini söylüyorsunuz ama
İmralı’daki koşullar değişmezse toplumda bazı
gerilimler yaşanır diyorsunuz. Bu tehdit değil
mi?”
Tabii yanıt her zamanki toplumsal barış
üzerine. “Biz bir gerçeği dile getiriyoruz” gibi
kaçamak ifadelerle!
İmralı’dakinin cezaevi koşullarının
düzeltilmesini istemek için makamına gelen
DTP heyetine; Adalet Bakanı Sadullah Ergin,
“konuyla ilgileneceklerini ve cezaevinde
yeniden inceleme yaptıracağını” vaat ediyor.
DTP de İmralı üzerinden yeni tartışmalara,
tehditlere girişebilmek için sonucu “merakla
beklediklerini” söylüyor.
Kentlerde sokak savaşları sürüp giderken
Danıştay, YÖK’ün katsayı uygulamasını iptal
eden kararını açıklar açıklamaz, önce
Çankaya’daki AKP’lide bir telaş; YÖK Başkanı
Yusuf Ziya Özcan’ı çağırıyor Köşk’e.
Hemen sonra YÖK Başkanı Başbakanlık’ta
RTE ile baş başa.
Bu trafik AKP’yi A’dan Z’ye ilgilendiren
konunun her şeyin ötesinde katsayı sorunu
olduğunu açığa çıkarıyor.
Kaygıların, kuşkuların, iç savaş olasılıklarının
gündemden düşmediği şu günlerde; Tunceli
Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, TBMM
kürsüsünde:
“…Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç zaman
zaman konuşmalarında ağlıyor. Bir hükümet
mensubu acaba niye ağlıyor?” diyor.
Evet, Arınç ikide bir halkın önünde ağlıyor,
doğru. Lakin Kamer Genç yanılmış olabilir.
İnsan elbette hayal ettiği sürece yaşıyor.
Belki “ağabey” oldu partide ama
cumhurbaşkanı, başbakan olamadığına veya:
Memleketin durumuna ağlıyordur Arınç. Kim
bilebilir?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 4 ARALIK 2009 CUMACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4 Aralık
Oslo K 1
Helsinki K 4
Stockholm K 4
Londra Y 8
AmsterdamY 9
Brüksel K 5
Paris Y 7
Bonn B 5
Münih Y 9
Berlin B 5
Budapeşte B 9
Madrid B 14
Viyana B 6
Belgrad B 11
Sofya Y 17
Roma Y 16
Atina Y 18
Zürih Y 6
Moskova B 4
Aşkabat B 8
Taşkent Y 7
Bakû PB 11
Bişkek B 6
Tiflis B 5
Kahire PB 20
Şam B 17
İstanbul Y 14
Edirne B 13
Kocaeli Y 17
Çanakkale B 15
İzmir B 17
Manisa B 16
Denizli Y 15
Zonguldak Y 13
Sinop B 16
Samsun B 16
Trabzon PB 15
Giresun B 13
Ankara Y 10
Eskişehir Y 8
Konya Y 13
Sıvas K 3
Antalya Y 20
Adana Y 18
Mersin Y 17
Diyarbakır Y 11
Şanlıurfa Y 13
Mardin Y 10
Siirt Y 12
Hakkâri PB 4
Van PB 6
Kars S 5
Tüm bölgelerimiz par-
çalı çok bulutlu, Mar-
mara’nın doğusu, Batı
ve Orta Karadeniz’in iç
kesimleri, Güney ve İç
Ege, İç Anadolu, Akde-
niz, Güneydoğu Anado-
lu’nun batısı ile Zongul-
dak ve Bartın çevreleri
yağışlı geçecek. Yağış-
lar; Antalya il geneli ge-
neli ile Anamur çevrele-
rinde kuvvetli olmak üze-
re yağmur ve sağanak,
İç Anadolu’nun kuzey-
doğusu ile Erzincan ve
Tunceli’nin yüksek ke-
simlerinde karla karışık
yağmur ve kar şeklinde
olacak.
ARDA ÇOBAN
24.10.1982–05.12.2006
O bir candõ…
Dirençli kişiliği bir tek kanserle baş edemedi. Onu üç yõl önce kaybettik.
Henüz 24 yaşõndaydõ ve hepimizin canõ, Arda’sõydõ…
Sağlõklõ, dik ve genç duruşunu ne devirdi Arda’nõn? Neler sebep oldu
Arda’sõz kalmamõza?
Põtrak gibi dört yanõmõzõ saran baz istasyonlarõ mõ? Gün içinde altõndan
belki de birkaç kez geçtiğimiz yüksek gerilim hatlarõ mõ? Egzoz gazlarõ,
delik deşik ozon tabakasõ ve güneş õşõnlarõ mõ? Çernobil mi?
9 Kasõm 2007’de kabul edilerek yasalaşan Nükleer Güç Santralleri’nin
kurulmasõ ve işletilmesi ile enerji satõşõna ilişkin yasa tasarõsõna imza
atanlarõ yalnõzca kõnamõyoruz, onlara duyduğumuz kini yüzlerine vuruyoruz!
İnsanlõk adõna kesinleşmiş idam kararõdõr bu!
Kalemlerini kõrabilirler artõk!!!
Her yõl yeni bir olumsuz karar ekleniyor bu ilana. Temiz üretici, ürününün üzerine;
temizdir (GDO’suzdur) yazamõyor. Kirli ithalatçõnõn baskõsõna boyun eğenler yüzünden.
Bugün ve bundan önce, rant ve politik çõkarlar uğruna bütün bunlara izin vererek,
hayatõmõzõn tehdit altõnda kalmasõnõ umursamayanlara
çok ciddi sözümüz var!
Arda ve biz, hakkõmõzõ helal etmiyoruz. Bize bir can borçlarõ var!
‘Gidişini sessiz bırakmayacağız’ yeminimizi yarõn mezarõ başõnda tekrarlayacağõz…
Yer : Zekeriyaköy Mezarlõğõ /Sarõyer
Saat : 12:00
Tarih : 05.12.2009 (Yarõn)
Saint Benoit Lisesi ve Koç Üniversitesi’nden arkadaşlarõ
Eski Milli Görüş yöneticisi, yolsuzluğun milyarlarõ bulduğunu ileri sürdü:
Vurgunun ucu Ankara’da
DERNEKTE ÖLÜM
İşadamı
Dindar
kavga
kurbanı
İstanbul Haber Ser-
visi - Bakõrköy’de, bir
kahvehanede çõkan tar-
tõşmanõn Cizre Sosyal
Kültürel Yardõmlaşma
ve Dayanõşma Derneği
lokaline taşmasõ sonucu,
derneğe girerek çevreye
ateş açan bir kişi, Cizre-
li işadamõ Selim
Dindar’õn ölümüne ne-
den oldu.
Fabrikalar Caddesi
Numara 12’deki dernek
lokalinin yanõnda bulu-
nan Şenlik adlõ kahve-
hanenin sahibi, dün saat
22.30 sõralarõnda bir
müşterisi ile kavga etti.
Müşterisinin tabanca
çekmesi üzerine kahve-
hane sahibi yan taraftaki
Cizreliler Derneği loka-
line sõğõndõ. Bu sõrada
derneğe giren kişi, kah-
vehane sahibini kendisi-
ne vermelerini istedi.
Olumsuz yanõt alõnca
elindeki tabancayõ rast-
gele ateşleyen saldõrgan,
6 kişiyi yaraladõ. Yaralõ-
lardan Selim Dindar ya-
şamõnõ yitirdi. Polis,
Dindar’õn öldürülmesi-
nin siyasi bir yönü ol-
madõğõnõ belirledi.
Dindar’õn ise ilginç
bir yaşamöyküsü olduğu
ortaya çõktõ. 12 Eylül
darbesi sonrasõ siyasi fa-
liyetlerde bulunmadõğõ
halde 3 yõl Diyarbakõr
Cezaevi’nde kalan Din-
dar, cezaevi günlerini
önce 2003’de Radikal
gazetesinden Neşe Dü-
zel’e ardõndan da
2009’da da Haber-
türk’ten Balçiçek Pa-
mir’e anlatmõştõ. Pa-
mir’e verdiği röportajda,
yaşadõğõ işkenceleri an-
latan Dindar, “Bir daha
dünyaya gelseydim,
Kürt olmak istemez-
dim. Kürt’ün kaderi
cezaevi, işkence ve
ölüm müdür? Diyelim
sağ kaldım kaderim
dağa çıkmak mıdır?
Benim hayalim herkes
gibi mutlu bir yuva
kurmak ve insanca ya-
şamaktır. Ama bugün
olsa yine Cizre’de doğ-
mak isterim” demişti.
55 ülke Türkiye’ye
vize uygulamıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türki-
ye’nin son zamanlarda yürüttüğü diplomatik
atak ve komşularla “sıfır problem” politikasõ-
nõn ardõndan bazõ ülkeler, Türk vatandaşlarõna
yönelik vize uygulamasõnõ kaldõrdõ. Suriye,
Libya ve Ürdün’ün Türk vatandaşlarõna vize
uygulamasõnõ kaldõrmasõnõn ardõndan, Türki-
ye’ye vize uygulamayan ülke sayõsõ 55’e yük-
seldi. Bu ülkeler şöyle: Antigua-Barbuda, Ar-
jantin, Arnavutluk, Bahamalar, Barbados, Be-
lize, Bolivya, Bosna-Hersek, Brezilya, Ekva-
dor, El Salvador, Fas, Fiji, Filipinler, Guete-
mala, Güney Afrika Cumhuriyeti, Gürcistan,
Haiti, Hırvatistan, Honduras, Hong Kong,
İran, Jamaika, Japonya, Karadağ, Kazakistan,
Kırgızistan, KKTC, Kolombiya, Güney Kore,
Kosova, Kosta Rika, Libya, Makau Özel İdare
Bölgesi, Makedonya, Maldivler, Malezya,
Mauritus, Nikaragua, Palau Cumhuriyeti, Pa-
raguay, St. Vincent-Grenadines, Singapur,
Solomon Adalarõ, Sri Lanka, Suriye, Svazi-
land, Şili, Tayland, Trinidad-Tobago, Tunus,
Tuvalu, Uruguay, Ürdün, Venezüella.
İç organlar film izler
gibi izlenebilecek
Ekonomi Servisi - NVIDIA Corp. ve Siemens
Healthcare, insanõn içini çeken bir 3D ultrason
izleme teknolojisi geliştirdi. Deneyimi sergile-
nen teknolojiyle bebek bekleyen anne-babalar
ve tõbbi uzmanlar, fetusu 3D gözlükler kullana-
rak ayrõntõlõ şekilde izleyebiliyor. Kökleri insa-
nõ içine çeken 3D filmlere uzanan teknolojiden
yararlanan yeni Siemens ultrason yazõlõmõ, anne
karnõndaki bebeğin en mükemmel 3D/4D gö-
rüntülerini oluşturmak için NVIDIA® 3D Visi-
on™ stereoskopik gözlükler ve NVIDIA®
Quadro® FX ileri teknoloji profesyonel grafik
çözümler kullanõyor. Siemens Doğum ve Jine-
koloji Küresel Bölüm Müdürü Barbara Del
Prince ve NVIDIA Profesyonel Çözümler Ge-
nel Müdürü Jeff Brown bu teknolojinin 3D/4D
ultrason görüntülemeyi bir üst seviyeye çõkardõ-
ğõnõ söyleyerek “tedavi veya cerrahi planlar-
da önemle yararlar sağlayacağını” belirtti.
Telekulağa Orhan
Veli’li protesto
Gazeteci Musa Ağacık, telefon dinleme
olaylarını şair Orhan Veli’nin Aşiyan’daki
anıtı önünde ilginç bir gösteriyle protesto et-
ti. Ağacık anıtı, çok sayıda kablonun bulun-
duğu, “Dinleme uzmanı” yazılı doktor göm-
leği giymiş halde; steteskopu; “Şeffaf dinle-
yici”, “Ana kulak”, “Baba kulak”, “Aleni
kulak”, “Yalın kulak”, “Koca kulak”, “Doğ-
rudan kulak” tanımlamalarının yazılı oldu-
ğu, elektrik süpürgesinin hortumu eklenmiş
gramafon başlığı ile ziyaret etti. Ağacık,
“Dinlemeler dedikodu mekanizmasına dö-
nüşmüş durumda. Korku toplumu yaratma-
ya çalışıyorlar. Korku vicdanı geliştirmez,
vicdanı ile hareket edemeyen insan köledir”
diye konuştu. “Dinleniyorum, dinleniyor-
sun, dinleniyor; soyuluyorum, soyuluyor-
sun, soyuluyor, oh oh oh, şıkıdım şıkıdım”
dizelerinin yer aldığı şiiri okuyan Ağacık,
Yol TV’de her salı saat 21.30’da yayınlanan
“Musa’nın Mikrofonu” programını hazırlı-
yor. (Fotoğraf: ŞULE KÖKTÜRK)
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Alman-
ya’nõn 17 kentinde önceki gün
Milli Görüş yöneticilerinin ev ve
işyerlerine yapõlan baskõnlarõn ar-
dõnda, eski Milli Görüş yöneti-
cilerinden hukukçu Abdurrahim
Vural’õn ihbarlarõnõn bulunduğu
ortaya çõktõ.
İslam Toplumu Milli Görüş
bünyesindeki yolsuzluklarõn De-
niz Feneri’ndeki yolsuzluğu “sol-
da sıfır, hatta sütten çıkmış ak
kaşık bırakacak kadar” bü-
yük olduğunu savunan Vural,
2006 yõlõnda başvuruda buluna-
rak aralarõnda Deniz Feneri
e.V’nin de olduğu, “İslam tica-
reti yapan, saf Müslümanları
cennet ve cehennemle kandı-
ran” bazõ kuruluşlar hakkõnda
soruşturma ve dava açõlmasõna
neden olduğunu bildirdi. Vural,
Milli Görüş’ün milyarlarõ bu-
lan bir yolsuzluk yatağõ olduğu-
nun ortaya çõkacağõnõ, ancak bu-
nun bugüne kadar engellendiği-
ni de iddia etti.
Cumhuriyet’in Almanya’da-
ki son Milli Görüş baskõnlarõyla
ilgili sorularõnõ yanõtlayan Prof.
h.c. Dr. jur. Vural, Alman ma-
kamlarõnõn õsrarla bugüne ka-
dar gerekli önlemleri almadõğõ-
nõ ileri sürerek kendisine karşõ
hep Milli Görüş’ün desteklendi-
ğini, sonuçta kendisinin mağdur
edildiğini ve haksõz yere hapis
yattõğõnõ ileri sürdü. Vural, bir sü-
re önce AİHM nezdinde de hak-
lõlõğõnõn onaylandõğõnõ belirtti.
Son baskõnlarõn, kendisinin
yoğun yazõşmalarõyla yetkili yar-
gõ temsilcilerini yargõyõ engelle-
mek gibi bir durumla karşõ kar-
şõya bõraktõğõ için gerçekleştiği-
ni savunan eski Milli Görüş yö-
neticisi, “Ben 15 yaşından be-
ri bu cemaatin içindeyim. El-
bette bilgilerim var. Yeni yol-
suzlukların tutarı inanılmaz
boyutlardadır. Ayrıca bunların
Ankara’daki en az iki kuruma
gittiğini biliyorum, ancak şim-
dilik daha açık bir adres ver-
mek istemiyorum. Bunlar za-
manla ortaya çıkacaktır” dedi.
Vural, şu açõklamalarda bulundu:
“2006’dan itibaren bu ko-
nuda hukuki mücadele veri-
yorum. Alman devleti bu hol-
dinglere göz yummamış ol-
saydı cemaatin soyulması
mümkün olmazdı. Sonunda
yapmış olduğum şikâyet hak-
lı bulunmuş ve Yüksek Eya-
let Yargıtay Başsavcısına tah-
kikat emri verilmiştir. Yani şu
anda tüm Almanya çapında
Yavuz Çelik Karahan (gerçek
ismi Osman Döring, cemaat
içinde bu ismi kullanamıyor),
Oğuz Üçüncü, Mustafa Yene-
roğlu, Ali Bozkurt ve bu işle-
re karışan diğer şahıslar hak-
kında nitelikli dolandırıcılık,
sahtekârlık, zimmete para
geçirme, kara para aklama ve
benzeri suçlardan tahkikat
başlatılmıştır.”
Öte yandan Federal İçişleri
Bakanõ Thomas de Maiziere,
camilerde Avrupa ve demokra-
si karşõtõ vaazlar vererek “kin ve
düşmanlık tohumları saçan
yabancı imamların” sõnõrdõşõ
edilebileceklerini söyledi.