28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
QQ + Adli Tıp Kurumu saydam olmadıkça... Saydamlık, katılımcı demokrasinin temel öğelerinden biri olsa da, değerini bilmediği- miz bir olgu. Kamu yönetimlerinde "dışardan yapılacak denetimi benimsemede diren- me (güç bende) eğilimi ve hesap verme korkusu" saydamlık ilkesini olumsuz etkiliyor. "Hak aramanın önünde sürekli güncelleşen engellerin, toplumda yarattığı bıkkınlık (adam sende)" da eklenince yol ve yöntemine aykırı davranışlar yaygınlaşarak meş- Çetin >4ff/00/li Yargıtay Onursal Üyesi -cetinaiscioglu@gmail.com. 00 o Birçok kurum gibi Adli Tıp Kurumu da (ATK), saydam olmadığı için sık sık eleştirilerle karşı karşıya kalmakta ve güven yitirmektedir. Ne var ki; hizmet verdiği yargı üzerinde olumsuz etkisi çok daha önemlidir. Önümüzdeki aylarda yayımlanacak olan "Bilirkişilik" adli yapıtımda; ATK'yi da ele aldım ve Bilgi Edinme Hakkı Yasası'na göre, inceleme yapmak için başvurdum. Yönetim, istemimi anlamsız buldu ve gerekçesiz ret yanıtı verdi. İtirazım da; sözde gerekçe- lerle reddedildi. Bunun üzerine; Adalet Bakanlığı'na b a ş v u r d u m . Dilekçem incelen- meden ATK'ye gönderildi (görevi savsaklama). Hak aramanın yolu tükenmemişti; yönetsel işlemin ip- tali için idari yargı- ya dava açtım. Bakanlığın yanıt dilekçesindeki "ak- la zarar" savunma- larını burada tartı- şacak değilim. Ancak bir nok- taya değinmeden geçemeyeceğim: Müsteşar yardımcı- sının sunduğu yanıt dilekçesi; biçim ve biçem açısında yü- rekler acısıydı. Arzuhalciler bile böylesine özensiz bir dilekçe yazmaz. Yargıya saygısızlık bir yana "bakan- Uktaki kadrolaşrnasınm belirtisi olarak" daha da dü- şündürücü. Sınırlı düzeyde ulaşabildiğim bilgi ve belgeleri hu- kuk ve yasal ilkelerin ışığında incelediğimde: AKT'nin, yargıdan kopuk çalıştığı, yer yer yasaları çiğnediği, "yanlı görünümü verecek düzeyde özensiz hatta keyfi" işlemler oluşturduğu yargısma vardım. Kanıtlara dayanmadan yapılan eleştirilere ne etik ne de hukuk onay verir. Bu nedenle, yargımın sınırlı kanıtlarını sizlerle paylaşmak istiyorum: KEYFİ İŞLEMLERE ÖRNEKLER OLAY 1: Küçük kızm cinsel saldırı nedeniyle rulv sal sağlığının bozulup bozulmadığı, ATK Genel Kurulu (ATKGK) gündemine gelir. Ancak ATK'de çocuk psikiyarrı yoktur. Istanbul Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi anabilim dahndan görüş istenir. Ayrıca ge- nel kurulda üye olmayan çocuk psikiyatrisi bir doçent de dinlenerek rapor oluşturuyor (04.06. 2008 -190- 150109-3894 E-168 K): a) ATKK.m.23a, "ilgili uzman üye" hazır olma- dıkça konunun müzakere edilemeyeceği öngörülmüş- tür. Bu nedenle; kurulda, üye olarak çocuk psikiyatrı olmadan düzenlediği rapor yok hükmündedir. b) Bilirkişi atama yetkisi yargıcındır. Kurum "ko- Sınırlı örneklerle ATK'nun çalışmalarını irdelemeye ça- lıştım. Bu bağlamda giincel ıslakimza incelemesinde "kurul oluşturma biçimi"; ATK başkanının "raporya- zarken, salt hastanın (kıygın sanık) yararı kadar, bazıke- simlerinin düşüncelerini de düşünmekzorundayız" açık- laınası; Başbakanın "bu iş bitti, ATK kararını verdi, şim- di gereği yapılmalıdır" sözle- ri de birlikte değerlendiriidi- ğinde: Benim ATK'de yapa- cağım incelemeden korkula- rı mı vardı? Ne dersiniz... nunun uzmanı değilim" gerekçesiyle bilirkişi ataya- maz. ATKK. m. 23/C, ATK'ye özel yasa niteliğinde- ki Ceza Muhakemesi Kanunu yaıgıcın yetkilerini kul- lanma yetkisi vermeı. Bilirkifinin bilirkisj atadığı bir hukuk düzeni hiçbir ülkede söz konusu değiidir. c) ATKGK, olayda aralannda çocuk psikiyatır bulunmayan değişik dallardan 37 uzmanın kaumıyla oyçokluğuyla görüj açıklamiftır. Kurula katılan üye hekimlerin, çocuk psikiyatrisi konusunda bilgilerinin tıp öğrencinin biraz üzerinde olması doğaldır. Bu ne- denle vanlan sonuç, bilimsel çalısmanın ürünü ola- maz. jfirinin kanıt değeıiendinnesi gibi duygusal ol- ması kaçmılmazdır. OLAY 2: Sanık, yanında sevgilisi olduğu halde kullandığı aracı; yol kenarında karşılama amacıyla bi- rikmiş topluluğun üzerine sürer ve yedi kişinin ölü- müne neden olur. Zanlının "akıl hastası olup olmadı- ğı" sorunu ATKGK gündemine gelir: Kurul, gözlem ve diğer raporları inceleyerek; "santğm suçu işlediği anda eylemin hukuki anlam ve sonuçlannı algdama ve davranışlannı yönlendinne yeceneğini ortadan kal- dıracak derecede akd hastası (paranoid sendrom) o\- duğu" ve cezai sorumluluğunun bulunmadığı açıkla- masında bulunur (ATKGK 21,02. 2006 - 73 K.) a) Kurul, "paranoid sendrom" tanısı koyarken, akıl hastalığının tıp bilimindeki tanımı ve soyut dav- ranış biçimleriyle ilgili açıklamalarda bulunmadı. Oysa bilirkişi, önce teknik ve bilimsel soyut bilgileri açıklayacak buna dayanarak saptama yapacaktır. Tersi durumda özensiz ve keyfi davranışlar ve denetim ola- naksızlığı gündeme gelebilir. b) Kurul, yalnız sanığın tutuklandıktan bir süre sonra "gözlem altındaki davranışlannı değerlendire- rek" görüş açıklamıştır. Oysa sanık bir kuruluşun üst düzey yöneticisi olup olay anına kadar ve tutukluğun bir bölümünde akıl hastası olduğunu gösterecek ne bir davranışı ne de bir belge söz konusudur c) Bu nedenlerle üçpsikiyatr uzmanı (biri karşı oy açıklamış) ve tıp bilimin çok çeşitli dallarından he- kimlerin bulunduğu 47 kişiden oluşan kurulun (jüri) vardığı sonucu bilimsel olduğunu zorlamadan soyle- mek olanaksızıdır. d) Kurul, "bir hukuk sorunu olan ayırt etme gücii (ceza ehliyet) ile bir tıp sorun olan akıl hastalığını da kartştırdığından" yargının yetki sahasına girmiştir. OLAY3 (Ank. 2. Ağır Ceza 2005 /227 E): Hız sı- nırının 50 km olduğu yerleşim yerinde geceleyin 100 km üzerinde hızla araç kullanan sürücü: Kısa bir süre önce kavşakta karşıya geçen aracın bankete çarparak oluşan kazaya yardım eden kişilere çarparak trafik ka- zasına neden olur. İlk olaydaki araçkısmen yol üzerinde kaldığından, olası tehlikeye karşı trafik kurullarına göre gerekli ön- lemler (reflektör- dörtlü ışıklar) alınmıştı. Yardıma gelen araçların da ışıkları da yanmaktaydı. Yüksek hız- la gelen zanlı yönetimindeki araç, ilk olayda yola akan yağların yaratabileceği tehlikeyi önlemek için kum döken kişilere çarparak birini 35 metre ileriye uçura- rak ölümüne ve diğerinin yaralanmasına neden oldu. Yazının devamı 15. sayfada 000F OFF LINE Tanoi Türkoğlu (tanoi turkogi u@gmail.com) "Youtube'un kapalı olması gündelik hayatımızı nasıl sekteye uğratabilir ki" diye soran çok olacaktır. Çünkü Youtube ya da daha genel bir ifadeyle internet dediğimizde aklımıza ilk gelen şey "boşzaman aktivitesi" ya da "eğlence kaynağı". Ötekine Tolerans Geleneğimizdir Bir mizah dergisinde Başbakan Erdoğan kediye benzetildiği için konu mahkemeye yansıdı. Internette zaman zaman Atatûrk ile ilgili asılsız içerik sunan video klipler yayınlanıyor ve mahkemeler marife- tiyle bu siteler Youtube kadar popûler dahi olsa kapatılabiliyor. Pek çok kişi ile birlikte, pire için yorgan yaktığımız için bu sansürcü men- talitenin sağlıklı olmadığını savunuyoruz. Sonra da ABD Başkanı Obama'nın eşi Michelle Obama'nın Google'da yapılan aramalarda eşeğe dönüştürülmüş resmi ön sıra- larda çıktığında global kıyamet kopuyor. Öncebu tûr resimleri yayın- layan siteler sansürleniyor. İş bununla da kalmıyor arama ekranlann- da "zaman zaman rencide edici sonuçlar'ın çıkma olasılığından do- layı Google resmen özür diliyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demeden, önce şu iki özlü sö- zü anımsayalım: Birincisi "Aton kural şudur:Altını olan kuralı koyar". Ikincİsiise "Herkes eşMrama bazılan daha eşhtir". Mentalite olarak gösterilen refleks üç aşağı beş yukarı aynı. Rencide edici bir durum ve bunun karşısında duyarlılık örneğigöste- rilmesi. Ancak göz ardı ettiğimiz fark alınan aksiyonlarla ilgili. Biz, bi- raz da kültürümüz gereği, kurunun yanında yaşın da yanacağını dik- kate almadan harekete geçiyoruz. Youtube'u birkaç rencide edici vi- deo klip için kapatıyoruz ama bunun yanında milyonlarca faydalı video klibin de erişilemez hale gelmesini dikkate almıyoruz. Almıyoruz çünkü "öteki" konusunda olgunluğumuzu unutmuşuz. Öteki denilince ülkemizde aklımıza derhal bazı azınlıklar, etnik gruplar vb geliyor. Oysa hepimiz her an öteki olma durumundayız. Yelda yü- rürken, ofiste çalışırken, evde televizyon izlerken. Sorun öteki olma durumu değil. Öteki'nin de beriki ile denk olduğunu (yeniden) anım- sayabilmek, Yukarıdaki Youtube örneğini ele alalım. Youtube bugün bir buçuk yılı aşkın bir süredir kapalı ve bu karar çerçevesinde pek çok insan hem beriki hem de öteki konumuna diişmüş durumda. Bir başka de- yişle hem müdahil hem de mağduruz. Müdahiliz çünkü bu tür rencide edici video kliplerin yayınlanmasını istemiyoruz. Mağduruz çünkü ren- cide edici olmayan öteki milyonlarca klibe erişemiyoruz ve belki de bu sayede gündelik hayatımız sekteye uğruyor. Evet bu ilginç değil mi? Youtube'un kapalı olması gOndelik hayatımızı nasıl sekteye uğra- tabilir ki, diye soran çok olacaktır. Çünkü Youtube ya da daha genel bir ifadeyle internet dediğimizde aklımıza ilk gelen şey "boş zaman akti- vitesi" ya da "eğlence kaynağı". Internetin yaşama değer katan bir unsur olduğunu algılamış ol- sak, yorganı yakmak yerine emek sarfeder ve pireyi ayıklarız. Işte bu nedenle terörist bir eylem bir kamyonet kullanılarak yapılıyorsa, Türkiye'de kamyonet kullanımını yasaklamıyoruz. Artık zihnimize ka- zınmış durumdadır ki kamyonet kullanmak gündelik yaşamımızın de- ğişmez birparçasıdır. Ama benzer durum internet ile ilgiliyse yorganı yakıp çıkıyoruz işin içinden. Hadi diyelim ki başka politik konular söz konusu olduğunda yorganı toptan yakmanın kabul edilebilir bir yanı olsun. Peki internet örneğinde de aynı durum mu var? Dijital ortamda da mı öteki herkes Türkiye'yi alaşağı etmek, onu zayıflatmak için organize bir faaliyet içinde? Tabii ki hayır. Ancak kültürümüze zorla şırınga edilmiş o özel- lik nedeniyle farkında bile olmadan her şeyi aynı kategoride ele alma aceleciliği ya da acemiliğigösteriyoruz. Yüzlerce yıl envai çeşitinsa- nın bir arada yanyana yaşadığı toprakların bugünkü mirasçılarından bahsediyorum. Öteki olma durumunu politik bir malzeme olarak görmeyelim. Her an hepimiz ötekiyiz. Yüzlerce yıl ötekine tolerans göstermiş insanlann evlatlan olduğunu anımsamalıyız. Yoksa öteki, beriki demeden hepi- miz kaybedeceğiz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear