14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4EKİM2009/SAYI1228 Sanat AŞ, bienalde gördüğünüz eserleri zamandan, mekândan ve politikadan ayn bir gözle değerlendinnenizi zorlaştıracak bir kitap... Galeri ve müzelerin arka odaları... DENİZ ÜLKÜTEKİN I stanbul Bienali etrafında yankı bulan muhalif seslerc yazar, küratör ve öğretim görevlisi Julian Stallabrass'ın "Sanat AŞ" isimli kitabı da eklendi. Stallabrass'm soğuk savaş sonrasında çağdaş sanatın kendini vc çevresini nasıl şekillendirdiğiyle ilgili fikirlerini paylaştığı kitabı, ekim ayı boyunca göreceğiniz sanat eserlerinin arkasındaki politik ilişkiler ve kültürel etkileşim ağı üzerine farklı bakış açılan getiriyor. Stallabrass ile "sanat" üzerine konuştuk. - Sanat, ekonomik sistemleri sadece pazarlama stratejileri anlanunda mı takip ediyor? Bu birliktelik sanatçılann üretimini ve yaraücıbguu da etkiliyor mu? Julian Stallabrass: Çağdaş sanat piyasası, az etkili alıcısı olduğundan ve üretim gibi tüketinı de dağıtıcılar tarafından kontrol edildiği için biraz garip bir alan. Yine de her piyasada olduğu gibi ekonomik sebepler burada da üretimin doğasını etkiliyor. - Görünen o ki dünya üzerindeki hâkim kültürlere direnmek ve kültürel ırkçılık arasuıda ince bir çizgi var. Bu ikisi birbirininden nasıl izole edilebilir? - Küresel ideoloji tüııı kültürlerin büyük zenginlik içinde eşit muamelc gördüğuniı farz eder. Tabii ki bu çok yüzeysel bir söylcm. Bu tip bir ideolojiyi sorgulaınak aynı zamanda ırkçı ya da elitist olarak damgalanmak riskini de göze alnıak demek. Aslında kültürel etkileşimin ve çatışmanın kannaşık tarihi bu ideolojiyle birlikte yozlaştı. - Bienaller sanat eserlerini kamusal alana taşımaya odaklanmış durumda. Peki günümüz toplumu her kesimin bir arada olabildiği kamusal alanlar sunabiliyor mu? - Kamusal alanlardaki dikkat çekici eserler bir dayanışma hissini veya sosyal etkileşimi ortaya çıkararak ideal olmaktan uzak kamusal karakterin bilincini geçici olarak yükseltme yöntemini kullanmıştır. Mekânlann özelleştirilmesi ve güvenlik amacıyla değişimc uğratılması sokakLırdakı orgaııik sosyal etkileşimin azalmasına hızmet etti. Sanatçılar bu mücadele ıçınde rol oynayabilirler, ama kitlescl haıeketlerin yarattığı güçten izole olmamak kaydıyla. Videonun tarihi, sanat dünyasmda yenidcn üretilebilir medyalar için bir uyan sunuyor. Video, müzelere taşınarak ucuz, görsel, yeniden üretilebilir olmaktan çıkıp pahalı, fiziksel mekâna bağımlı ve küratörler tarafından yönetilen bir türe dönüştü. Soru şu ki kendini Youtubc gibi bir alanla i sınırlayan kullanıcı sanat dünyasmda ciddiye alınır mı? Problem, "sanat" kelimesinin elitler için, sınırlı ve özel üretim yapmak ve bunu kontrol etmek isteyen kurumlara bağlı olması. - Istanbul'daki çağdaş sanat camiası içinde şöyle bir söylem var. Deniliyor ki "baöda sanatsal yaratıcılık tükenme noktasma geldi. O yüzden burayı araşhrmaya başladılar. Bu yüzden Istanbul yakın gelecekte Avrupa'nın yeni çağdaş sanat merkezlerinden biri haline gelecek." Bu söylemden ne anlamalıyız? - Her zaman şuna dikkat çekebilirsiniz, diyelim ki, "kubistlerin Afrika kabile sanatından bir şeyler aldıklan iddia edildiğinde bunu yapmak zomndaydılar. Çünkü Batı sanatı içinden çıkılmaz bir durumdaydı." Bunu yapmak için de bütün ilginç sorulan bir kenara atmak gerekiyor. Neden bazı insanlar kültürün tükendiğini söylüyoıiar? Bununla ne demek istiyorlar? Ödünç alınan tam olarak nedir? Diğer tarafta da ödünç alınan bir şeyler var mı? Bu tip bir ödünç almaya gclişim denemez, bu sadece kültüıierin ctkileşimidir. • PAZARIN PENCERESİNDEN ». www.faiksonmez.com Adem'i kınıyoruz! SELÇUK EREZ I * stanbul'un Belediye Başkanı Topbaş, Trakya'da gerçekleşen su baskınları konusunda ne dedi? "Son yılların en büyük yağışının Istanbul'a düşmesi karşısında insanın yapacağı şey kalmıyor" dedi ve CHP'yi suçladı: "Basın Ekspres Yolu yapılırken, yol dere yatağı üzerinden geçirilirken, Bağcılar, Bahçelievler, Küçükçekmece tepelerinden gelecek yağmurları •• denize aktaracak kanallar düşünülmedi." Topbaş'ın, kenti kendilerinden önce yönetmişleri suçlaması yerindedir; ancak, bu kenti sadece on altı yıl önce yönetenler değil daha öncekiler de kınanmalıydı! Mesela, Genç Osman, Deli Ibrahim, 3. Selim, Abdülhamit ve hatta Vahdettin! Neden mi? Selanikli Mustafa Efendi, "Tarih-i Selaniki" adlı eserinde 1563 sel felaketini anlatmıştır. O zaman Silivri, Bakırköy ve Kağıthane'yi adam boyunu aşan seller basmış. Kanuni zamanının bu felaketini unutup önlem almamış olan padişahlar da bu yıl Ikitelli ve Güneşli'de yüzlerce ev ve işyerini mahveden baskınların sorumluları değil midirler? Yunanca bildiği halde ve Bizans zamanındaki su baskınlarını anlatan bir çok kaynak bulunduğu halde bu konuda önlem almayı kendinden sonrakilere bırakan Fatih de hatasız sayılamaz. Bizanslı şairTzetzes, 12. yüzyılda bu kentte yağmur yağdığında oluşan feci sellerin evleri basmasını engelleyecek tesisatın işe yaramadığını anlatmıştır. Bu nedenle 12. yüzyıldan 1453'e kadargelmiş geçmiş Bizans kıralları, Komnenos'lar, Paleolog'lar da utanması gerekenler listesinde yer almalıdırlar. Daha gerilere gitsek, Marmara Denizi'ni Karadeniz'le birleştiren 4. jeolojik evredeki fay çöküntüsü değil midir? Columbia Üniversitesi'nden W. Ryan ile W. Pitman'a göre Buzul Çağı'nın sonunda Akdeniz'in suları yükselip Marmara'yı doldurdu, Karadeniz'e ulaştı; tarım alanları suyla kaplandı ve bu olay, kuşaktan kuşağa aktarılarak Nuh Tufanı efsanesinin kaynağını oluşturdu. Tufan, Tanrı'nın, insanların sapkınlıklarına tepkisi değil miydi? Doğru yoldan sapma? Adem'le Havva'nın yasak meyveyi yemeleriyle başlamamış mıydı? Onlar bu nedenle Cennetten kovulmasalar, torunları orada sonsuza dek tufansız, tsunamisiz, mutlu bir hayat sürmeyecekler miydi? Son su baskınları konusunda eleştirilmesi gereken tabii ki CHP'li belediyelerdir ama görüyoruz ki asıl kınanacak baş sorumlu Adem'den başkası değildir! • erezs@superonline.com Imtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına llhan Selçuk Genel Yayın Yönetmenl: Ibrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür Miyase llknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Idare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/lstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordlnatörieri: Hakan Çankaya / Neşe Yazıcı Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74/ 75 / 343 72 74 (554-555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri / Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / Istanbul Cumhuriyet gazetesinln parasız pazar ekidir. Yerel sürell yayın. (cumdergi@cumhuriyet.com.tr) •< . , ' • • 1-, . , . • : • . ; ' ! ' : ' " ' • ' " • ' . ' ( - , . . ••••' ; ; ; " , •• '', \ •;• ' _ • • ^ • • > , , ' ) • > ' • " ' . • " ' • ' ' ' ' ' " " ' . ; ' • v . ' . , . • • ~ .'••'• ;•• • 4 v . ) ' " ' ••. • " ; ' • / . " * *
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear