28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Ardõndan ülke sağ ve sol parti- lerce kurulan koalisyon hükümet- lerince yönetildi. Bu yönetimler içinde zaman zaman barõştan, hu- zurdan, mutluluktan uzak günler, yõllar yaşandõ. 12 Mart 1971 Muh- tõrasõ geçici bir işlev yerine getir- diyse de ülke yönetimine hiçbir katkõ sağlamadõğõ daha sonra anla- şõldõ. Tersine etki-tepki yasasõ ge- reği toplumsal tepkilere yol açtõ. Tepkiler çõğ gibi büyütüldü, darbe ortamõ hazõrlandõ ve 12 Eylül ger- çekleştirildi. 12 Eylül 1980 darbe- siyle sol darmadağõn edildi. Gelelim son döneme… 3 Kasõm 2002’de büyük bir ço- ğunlukla iktidara gelen tek parti, de- mokrasiden yararlanarak seçimleri kazandõ. Ancak yavaş yavaş her de- mokrasi ölçütünü kendine göre ayarlamaya başladõ ve hukuk açõ- sõndan meşruiyetten tümüyle uzak- laşma durumuna düştü. Kapatõl- maktan kõl payõ kurtuldu. Ne var ki bu partiye oy verenler bunu algõla- yamadõ. Ama parti bir miktar oy yi- tirip yine iktidarda kalmayõ başar- dõ, bu da her şeyin yolunda gittiği biçiminde sanal bir görüntü sergi- ledi. Öte yandan sol, 22 Temmuz 2007 genel ve 29 Mart 2009 yerel seçimler sonrasõ biraz kendini to- parlasa da aldõğõ oy, iktidar olma- ya yetmedi. Muhalefette kaldõ. An- cak demokrasiyi işletmek açõsõndan üzerine düşeni yaptõ. Demokrasiye, rejime aykõrõ işlemler için yargõya gitti. İyi ki vardõ da bu kadarõnõ yap- tõ. Ya hiç olmasaydõ? Sağlõklõ bir demokrasi için sağ ve solun parlamentoda kesinlikle tem- sil edilmesi gerekir. Çünkü barõş için uzlaşõ kaçõnõlmazdõr. Bu ilkeden yo- la çõkarak, solun tüm gücünü tem- sil eden bir yapõyõ ortaya koymasõ, tüm çalõşmalarõnõ buna paralel ola- rak yapmasõ gerekir. Her seçim döneminde ortaya atõlan slogan “Solda arayış”tõr. Oysa artõk “Sol- da arayış”õn tamamlanmõş oldu- ğunu ortadadõr. Bu nedenle olacak ki, CHP’nin 29 Mart 2009 yerel se- çimlerinde yükselen oylarõ, şimdi- lerde daha da artmõş görünüyor. Bu artõş, hõzla yoksullaşan toplumun bu partide bir umut gördüğü anlamõna gelir. Ama bu artõşõ kendi gelecek- leri için tehlike sayanlar bundan ür- küyor olacaklar ki, bunu engelle- meye, parçalamaya çalõşõyorlar. Böyle bir durumda solun önceliği hiç duraksamadan, kişisel hesapla- rõ bir yana bõrakarak, başkalarõnõn kişisel hesaplarõna da malzeme ol- madan, CHP’de bir araya gelmek olmalıdır. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Uluslararası nitelik de taşıyan pek çok siyasi davada avukat olarak işlev üstlenen Jacques Verges, mahkeme salonlarındaki bu iklimi ikiye ayırıyor: Uyum davaları ve kopuş davaları. Var olan adalet mekanizmasının tamamen kabul edildiği, bu konuda tarafların tümüyle görüş ve anlayış birliği içinde olduğu davalara uyum davaları adı veriliyor. Var olan adalet mekanizması dışında tarafların tamamen kendi gerçekleriyle hareket ettiği davalar ise tam bir kopuş sonucunu doğuruyor. Tarihte uyum davalarına başlıca örnek Dreyfus Davası... Kopuş davalarının en büyük ve en eski örneği ise Sokrates’in yargılanması... Her iki tipteki davaların da standart bir sonucu yok, ancak “tarih mahkemesi” dava sonuçlarından bağımsız olarak er ya da geç gerçeklerin tümünü insanlığın önüne seriyor. Silivri’de görülmekte olan davalar yukarıda yaptığımız sınıflamada nereye konacaktır? Elbette bir uyum davası... Başka türlü düşünülemez... Ancak mahkeme sürecinde yaşananlar ister istemez bir dizi soru işaretini beraberinde getiriyor. Her şey bir yana, ceza davalarında usulün, esas kadar önemli olduğu gerçeği göz ardı ediliyor. Klasik anlatımla usul, esasın kapısıdır. Eğer yanlış kapıdan girerseniz esas varmak istediğiniz yere varamazsınız. Sanıkların, avukatların bu yöndeki istemlerine hep şu karşılık veriliyor: “Bu konuda hüküm aşamasında karar verilmesine...” Girdiğiniz kapı tartışmalı ama, bu konuda en son noktaya ulaşınca karar verelim deniliyor! Davanın hızlı yürümesi için duruşmalar sürekli yapılıyor. Ne var ki, iddianamenin okunma yönteminden istemlerin yerine getiriliş süresine kadar bu “süreklilik” ucu açık bir hal almış durumda. Davanın kopuş değil, uyum davası olduğunu söyledik ama.. pek çok uyumsuzluğun da dikkat çektiğini vurgulamak gerek. Davanın medyada görülen boyutu için ne diyeceğiz? Uyum mu, kopuş mu? Her şey ortada... Yeni malzeme bulamayan malum yayın organları 2 yıl önceki dosyalardan “flaş haber” yakalıyor! AB’nin davaya bakışı için söylenecek çok şey var. O AB ki, yüzde yüz sabit bir suçun delilleri eğer hukuki olmayan yöntemlerle elde edilmişse ceza verilemez ilkesini benimsemiş bir hukuk anlayışına sahip... O AB ki, örneğin 100 zanlıdan 99’u suçlu, biri suçsuzsa ve bu ayrımlanamıyorsa kimseye ceza verilemez ilkesini benimsemiş hukuk anlayışına sahip... AB’nin bu ilkelerle Silivri’ye bakışı arasında uyum mu var, kopuş mu? GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Baykal gezilere devam etmesindeki nedeni söylüyor: “Sizin ne yapacağınız belli olmaz!” RTE ise “Evet, haklısınız. Her şey olabilir” diye karşılık veriyor. Medyatik haber ve yorumlara göre bu kısa söyleşi, iktidarın erken genel seçimlere gitmeyi düşündüğüne bir işaret. Oysa hayret edilecek, üzerinde durulması gereken başka bir öğe var konuşmada. Hangi dağda kurt öldü ise, söylemediğini bırakmadığı, yalancılıkla, olayları saptırıp kışkırtmakla suçladığı ana muhalefet liderine hak veriyor, onaylıyor... ...yedi yıldır ilk kez siyasetteki gerginliği yumuşatıyor derken: Heyhat! Erken seçim imasını bile çok gördü Başbakan.. konuşmayı yalanladı! İkinci konuşma: Başbakan’la Genelkurmay Başkanı arasında bir buçuk saat sürüyor. Tarafların mezara götürecekleri, esrarını hâlâ muhafaza eden yeni bir Dolmabahçe görüşmesi mi gerçekleşiyor kuşkuları dolaşırken; Başbakanlık, görüşmeyle ilgili bir açıklama yapıyor. Temel konu, aslı olduğu iddia edilen İrticayı Önleme Planı belgesi. Görüşmede, adli ve askeri yargı makamlarının yürüttüğü soruşturmanın en kısa zamanda sonlanmasında ve ancak: Sivil kanatla askerin çıkacak sonuçlara göre; belgeyi hazırlayanlar ve hazırlanmasına önayak olan kimi askerlere “gerekenin uygulanmasında” mutabık kalıyorlar. Org. Başbuğ’un görüşmede medyaya belgelerin sızdırılması ve yargısız infaz üzerinde şikâyetçi olduğunu varsaymak herhalde yanlış bir değerlendirme olmayacak. Yasadışı bu iki uygulamaya değinen Genelkurmay Başkanı’nı, RTE’nin nasıl yanıtladığını bugün öğrenmek olanaksız. Ergenekon soruşturması ve davaları başladığından beri ilk soruşturmanın gizliliği korunmuyor. Kimine göre millete ihanet, kimine göre şunun bunun tasfiyesi adlarıyla afişe edilen son belge olayında da tanık olduk. Ya Emniyet’ten ya da soruşturmayı yürüten savcılıktan “birileri” yandaş veya yalaka medyaya son belgeyi sızdırdı. Bugüne kadar bu belge ve bilgilere dayanarak medyanın malum bölümünde yargısız infaz gerçekleştirildi. Bu kez de medya giyotini çalıştırıldı; sanık veya şüpheli yargıç önüne çıkmadan suçlu ilan edildi. RTE’nin aylardır süregelen infaz olaylarına karşı çıktığı da görülmedi. Bugün farklı bir durum izleniyor: Belgenin orijinali diye piyasaya sürülen belgeye dayanarak yargısız infaza girişen yandaş, yalaka medyaya “öteki medya da” katıldı. Kimi sorular yanıt arıyor. Örneğin; Başbakan, Org. Başbuğ’un belgelerin sızdırılması… yargısız infaz olaylarına değinen yazılı sözlü açıklamalarını acaba nasıl yanıtladı? Şayet sızdırma olayları üzerinde ilgili çevrelerde gereken soruşturmanın başlatıldığını söyledi ise; havada bulut sen bu sözleri unut! Zira bu konuda daha önceki soruşturmaların hiçbirinden bir sorumlu bulunmadı, yargılanıp cezalandırılmadı. Yargısız infaza gelince; RTE yine basın özgürlüğü edebiyatıyla medyaya müdahale edemediklerini söylemiş olabilir ama; bu olgunun -sonuncusu dışında- yandaş, dinci ve yalaka basının eseri olduğunu nasıl savunacak, kılıfı minareye geçirebilecek mi? Vatan, millet gibi hamaset kokan… anaların gözyaşlarını dindirmek gibi duygusal kimi nedenlere sığınarak son Kürt açılımını savunan RTE veya ülkenin doğusu batısı olmadığından söz eden Çankaya’daki AKP’li… Genelkurmay Başkanı ve ana muhalefet liderinin onca yoğun çalışma arasında vakit bulup, izlediği “Nefes” filmini görmeye vakit ayıramıyorlar. Başbakan’ın oğlu üç ay “askerlik” yaparak vatan borcu ödüyor; ülkemin doğusundan batısından sade vatandaşların çocukları Güneydoğu’da dağ başında teröristlerle çarpışarak can veriyor… Ülke adına can verenlerin hangi koşullarda vatan görevi yaptıklarını yansıtan filmi halk içinde, halkla beraber neden izlemiyorlar? Bir iki damla gözyaşını şehit analarıyla babalarından, kardeşlerden neden esirgiyorlar? ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 31 EKİM 2009 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 15 Edirne Y 9 Kocaeli Y 14 Çanakkale Y 11 İzmir B 19 Manisa Y 18 Aydın B 22 Denizli Y 19 Zonguldak Y 14 Sinop Y 14 Samsun Y 14 Trabzon Y 14 Giresun Y 13 Ankara Y 14 Eskişehir Y 12 Konya Y 15 Sıvas Y 12 Antalya Y 22 Adana Y 23 Mersin Y 23 Diyarbakır Y 17 Şanlıurfa Y 18 Mardin Y 15 Siirt Y 16 Hakkâri Y 11 Van Y 12 Kars Y 10 Oslo B 5 Helsinki B 3 Stockholm B 7 Londra Y 18 Amsterdam Y 14 Brüksel B 14 Paris B 17 Bonn B 11 Münih PB 7 Berlin PB 9 Budapeşte B 11 Madrid PB 26 Viyana B 8 Belgrad B 10 Sofya B 9 Roma B 18 Atina Y 16 Zürih PB 15 Moskova B 1 Aşkabat B 25 Astana B 7 Taşkent B 23 Bakû B 17 Bişkek PB 23 Tiflis Y 11 Kahire PB 25 Şam B 20 Yurt geneli parçalı ve çok bulutlu, Güney Ege kıyıları haricinde kalan tüm yurt yağışlı geçecek. Yağmur ve sağanak şek- linde görülecek. Yağış- ların Marmara, Batı Ak- deniz’in kıyı kesimleri, Doğu Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleriyle Doğu Kara- deniz’in doğusunda kuv- vetli olması bekleniyor. Solun Önceliği... Hikmet ALTINKAYNAK Baştarafı 2. Sayfada Tutuklu kanser hastasõ Güler Zere’nin babasõ Haydar Zere’nin çõğlõğõ: Ölmeden verin koklayayõm Haber Merkezi - Zere’nin avukatõ Tay- lan Tanay ise olayda siyasal iktidarõn ve Adli Tõp Genel Kurulu’nun kayõtsõzlõğõnõn görüldüğünü belirterek, “Bu kadar uzun süre dosyayı bekletmek ihmal değil, açık bir kasıt. Bu taammüden öldürmektir” dedi. Tanay, önümüzdeki hafta Adli Tõp Kurumu Başkanõ hakkõnda “taammüden ödürme” suçundan suç duyurusunda bulu- nacaklarõnõ söyledi. İstanbul Haber Servisi - Çok sayõda si- yasi parti, sivil toplum kuruluşu ve meslek odasõ düzenledikleri protesto eylemlerinde “Güler Zere serbest bırakılsın” çağrõsõnõ yineledi. Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emek- çileri Sendikasõ (SES), Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’e bir mektup göndererek Gül’ün Zere’nin serbest bõrakõlmasõ için “toplum vicdanını temsil eden salıver- me yetkisini” kullanmasõnõ istedi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Avu- katlarõyla görüşen PKK lideri Abdullah Öca- lan, AKP’nin açõlõm sürecinin “hikâye” oldu- ğunu belirterek ağõr sözlerle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õ eleştirdi. Öcalan “Bunların yaklaşımı on beş yaşındaki kızı kandırmaya çalışmaktır. Bundan sonra grup murup da gelmeyecek” dedi. Abdullah Öcalan’õn çar- şamba günü avukatlarõyla yaptõğõ görüşmenin ayrõntõlarõ Fõrat Haber Ajansõ’nda yayõmlandõ. Habere göre Öcalan, “Bu oyun değildir, ciddi olunması gerekiyor. Saygı gösterilmesi gere- kir. Bu grupların gelişi ve buna karşı Kürt halkının onurlu sahiplenişi, duruşu, hükü- metin gerçek yüzünü, niyetini ortaya çıkar- mıştır. Hükümetin planı suya düştü” dedi. AKP’nin oy kaybõndan korktuğunu ifade eden Öcalan, “AKP samimi değil, bunların barış istedikleri yok. Bu açılım sürecinin geldiği son nokta, yine ‘alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete’dir. Yine her şeyin günahını Kürtlerin üzerine atmaya çalışıyorlar” diye konuştu. YUSUF BAŞTUĞ ADANA - Çukurova Üniversitesi Tõp Fakültesi Balcalõ Hastanesi’ndeki mah- kûm koğuşunda kalan tutuklu kanser has- tasõ Güler Zere’nin babasõ Haydar Ze- re, kõzõnõn ölümle pençeleştiğini söyle- di. Artõk adalete güveninin kalmadõğõnõ anlatan Baba Zere, “Kızım her geçen gün ölüme biraz daha yaklaşıyor. An- ladım ki dirisini bana vermeyecekler. Vicdanları varsa ölmeden kızımı ba- na versinler, en azından ölmeden kok- layayım kızımı” dedi. Güler Zere’nin kaldõğõ hastanenin bah- çesinde 114 gündür TAYAD üyeleriyle birlikte oturma eylemi yapan Haydar Zere, kõzõnõn bugüne dek üç ameliyat ge- çirdiğini anlattõ. Kõzõnõn üst damağõnõn alõndõğõnõ, bu nedenle katõ bir şey yiye- mediğini, mamayla beslenmeye çalõştõğõnõ aktaran Zere, doktorlarõn aşõrõ zayõflõk ve uzun süren tedavide serum takmak için damar bulmakta zorluk yaşadõğõnõ ifade etti. Bunlara rağmen kõzõnõn mide bu- lantõsõ nedeniyle yediklerini de dõşarõ çõ- karttõğõnõ bildiren Zere, “Kan değerleri düşük çıkıyor. Kızım gözümün önün- de eriyor, bitiyor. Çok büyük ağrıları var. Kimsenin umurunda değil. Ken- di çocukları olsa acaba ne yaparlardı? Biz perişan haldeyiz” diye konuştu. Güler Zere’nin ölmek üzere olduğuna dikkat çeken baba Zere, bu süreçten son- ra sağlõğõnõn düzelme şansõnõn bulun- madõğõnõ vurguladõ. Artõk adalete güve- ninin kalmadõğõnõ söyleyen Zere, kõzõnõn ölmeden kendisine verilmesini istedi. Gözyaşõ dökerek, çaresizce ölümünü beklediklerini açõklayan Zere, şöyle ko- nuştu: “Annesi Güler’in olduğu has- taneye bile gelemiyor. Çünkü acısın- dan düşüp bayılıyor. Durumumuzu kimseye anlatamıyoruz. Anladım ki dirisini bana vermeyecekler. Vicdan- ları varsa ölmeden kızımı bana ver- sinler, en azından ölmeden koklayayım kızımı. Ama belki cenazesini bile ver- mezler. Ne yapacağımı şaşırdım. Yüz bin kere söyledim, yine söylüyorum. Ne olur cezasını erteleyin. İyileşirse ge- tiririm. Yine cezaevine koyarsınız. Burada böyle elimiz ayağımız bağlı, ça- resizce bekliyoruz. Bu çığlığımızı ar- tık duysunlar. Kızımı ölmeden ver- sinler, toprağa vermeden, cansız be- denine sarılmadan, gözlerini yum- madan...” ‘AĞRIDAN UYUYAMIYOR’ Hastanedeki mahkûm koğuşunda Gü- ler Zere’ye refaketçilik yapan Seval Aracı, Zere’nin sağlõk durumu hakkõn- da bilgiler verdi. Zere’nin geceleri de ağ- rõdan uyuyamadõğõnõ belirten Aracõ, “Zor da olsa çok alçak sesle ve yavaşca konuşabiliyor. Tek üzüntüsü kendisi için oturma eylemi yapan ailesi ve ar- kadaşları. Sağlığı kötü ama havalar so- ğuduğu için arkadaşlarını düşünü- yor. Sürekli yatakta olmaktan şikâ- yetçi. Yaşadığı onca zorluğa karşın kendine verilen destekten büyük mo- ral kazandığını söylüyor” dedi. ZERE’YE ÖZGÜRLÜK ÇAĞRISI ‘ADLİ TIP’A SUÇ DUYURUSU Baba Zere hastane bahçesinde oturma eylemi yapıyor. ÖCALAN: AKP’NİN AÇILIMI HİKÂYE Ergenekon iddianamesi okunuyor İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz Ankara temsilcisi Mustafa Balbay’õn tutuklu bulunduğu 108 sanõklõ ikinci Ergenekon davasõnõn dünkü duruşmasõnda iddianamenin okunmasõna de- vam edildi. Üçüncü Ergenekon iddianamesinin kapsamõyla birleştirilen davada, sanõklarõn hu- kuki durumlarõnõn değerlendirildiği bölüm ta- mamlandõ. Duruşma 2 Kasõm’a ertelendi. Özel okullarda Atatürk köşesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eği- tim Bakanlõğõ Özel Öğretim Kurumlarõ Yönet- meliği’nde Değişiklik Yapõlmasõna Dair Yönet- melik, Resmi Gazete’nin dünkü sayõsõnda ya- yõmlandõ. Buna göre özel öğretim kurumlarõnda uygun bulunan yerde Atatürk devrim ve ilkele- rini içeren anlamlõ bir kompozisyon oluşturacak şekilde “Atatürk köşesi” düzenlenecek. Genç başsavcı trafik kurbanı SAKARYA (AA) - Adapazarõ’ndan Karasu yönüne giden Yusuf Soyhan yönetimindeki oto- mobil, kontrolden çõkarak karşõ yola geçince, Fe- rizli Cumhuriyet Başsavcõsõ Serkan Akça’nõn (26) otomobiliyle çarpõştõ. Akça hastaneye kaldõrõlõr- ken yaşamõnõ yitirdi. Soyhan ise ağõr yaralandõ. Maliye’den Doğan’a davetiye İSTANBUL (AA) - Doğan Yayõn Holding AŞ’den yapõlan açõklamada Maliye Bakanlõğõ Gelir İdaresi Başkanlõğõ’nõn şirkete doğrudan bağlõ ortaklõğõ Doğan TV Holding ile dolaylõ bağlõ ortaklõklarõ D Yapõm Reklamcõlõk, Doğan Prodüksiyon Hizmetleri ve Alp Görsel İletişim Hizmetleri’ne uzlaşma davetiyesi gönderdiğini duyurdu. Açõklamada, “Uzlaşmanõn vaki olma- masõ durumunda açõlmõş olan davalar kaldõğõ yerden devam edecektir” denildi. Açıklama İstanbul Haber Servisi - Gazetemizin önceki günkü sayõsõnda “Islak İmza Tartõşmasõ” başlõ- ğõ ile yayõmlanan haberde adõ geçen ve bir dö- nem Adli Tõp Kurumu’nda (ATK) çalõşan gra- folog S. Güray Akõn, “imza incelemesini dok- torlarõn da yapabileceğini” belirtti. Akõn, “Te- mel tõp eğitiminin, grafolog olmak için yeterli olmadõğõ kabul edilmekle birlikte adli tõp uz- manlõk eğitimi konsepti adli grafolojik incele- meleri de kapsamaktadõr” dedi. T.C. ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ (22) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2008/890 Es. Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, evsafõ Satõş Şartlarõ: 1-Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Macun Mahallesi, (Mehmet Akif Ersoy Mahallesi) Anadolu Bulvarõ ile Bağdat Caddesi arasõnda, ASEL- SAN’õn arka tarafõnda, Özel İdare Müdürlüğü Gençlik Merkezi arasõnda, halihazõrda belediyece açõk otopark olarak kullanõlan parsellerin devamõnda, Bağ- dat Caddesi’ne 200 metre mesafede, Gençlik Merkezi’ne 150 metre mesafede, imarõn 43510 ada, 4 parseli teşkil eden, 2984 m2 arsa vasõflõ taşõnmazõn borçluya ait 206//2984 hissesi, 2-Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Macun Mahallesi, (Mehmet Akif Ersoy Mahallesi) Anadolu Bulvarõ ile Bağdat Caddesi arasõnda, ASELSAN’õn arka tarafõnda. Özel İdare Müdürlüğü Gençlik Merkezi arasõnda, halihazõrda belediyece açõk otopark olarak kullanõlan parselle- rin devamõnda, ASELSAN lojmanlarõna yaklaşõk 100 metre mesafede. Gençlik Merkezi’nin kuzey batõsõnda, imarõn 43507 ada, 1 parseli teşkil eden, 2761 m2 arsa vasõflõ taşõnmazõn borçluya ait 26//2761 hissesi. Bir borç nedeni ile açõk artõrma suretiyle ayrõ ayrõ satõlacaktõr. Gayrimenkullerin geniş evsafõ dosyada mevcut bilirkişi raporunda açõklanmõştõr. NOT: Her iki taşõnmazõn imar durumu dosyasõnda mevcuttur. S. No Ada-Parsel Bağõmsõz Bölüm Takdir Olunan Kõymeti KDV Satõş Saati 1- 43510-4 ARSA 103.000,00.TL. %18 09.30-09.40 2- 43507-1 ARSA 13.000,00.TL. %18 09.45-09.55 KDV ALICIYA AİTTİR. 1-Satõş 09.02.2010 günü, yukarõda yazõlõ saatler arasõnda Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açõk artõrma sureti ile yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen kõymetin %60’õ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa mecmuunu ve satõş ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmaz ise en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla, gayrimenkul 19.02.2010 günü, yukarõda yazõlõ saatler arasõnda Ankara Adliyesi Mezat Salo- nunda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak üzere artõrma ila- nõnda gösterilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve sa- tõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmaz ise satõş talebi düşecektir. 2-Açõk artõrmaya katõlmak isteyenlerin takdir edilen kõymetin %20’si nispetinde nakit pey ak- çesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanõn kesin ve süresiz (dosya numarasõ belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satõş pe- şin para iledir. Alõcõ istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma Değer Vergisi, ihale damga vergisi, alõcõ adõna tahak- kuk edecek 1/2 tapu harcõ satõn alana ait olacaktõr. Birikmiş emlak vergi borçlarõ, Tellaliye resmi ile satõcõ adõna tahakkuk edecek tapu harçlarõ satõş be- delinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alõcõsõna aittir. 3-İpotek sahibi alacaklõlarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkõ sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ, faiz ve masrafa dahil olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gere- kir. Aksi takdirde, haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça, paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4-Taşõnmazõ satõn alanlar, ihaleye alacağõna mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydõyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satõş bedelini derhal veya İİK 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zo- rundadõr. 5-Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayõ vermezse ihale kararõ fesh olunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bu- lunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razõ olursa ona, razõ olmaz veya bulunmazsa hemen artõrmaya çõkarõlõr. Bu artõrma ilgililere tebliğ edil- meyip, yalnõzca satõştan en az yedi gün önce yapõlacak ilanla yetinilir. Bu artõrmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümleri uymasõ şartõyla taşõnmaz en çok artõrana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme gerek kalmaksõzõn icra müdürlüğünce tahsil olunur. 6- Şartname ilan tarihinden itibaren müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açõk olup, masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örnek gönderilebi- lir. 7- Satõşa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/890 Es. sa- yõlõ dosya numarasõ ile müdürlüğümüze başvurmalarõ rica olunur. 19.10.2009 (İc. İf. K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 60917)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear