Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ardõndan ülke sağ ve sol parti-
lerce kurulan koalisyon hükümet-
lerince yönetildi. Bu yönetimler
içinde zaman zaman barõştan, hu-
zurdan, mutluluktan uzak günler,
yõllar yaşandõ. 12 Mart 1971 Muh-
tõrasõ geçici bir işlev yerine getir-
diyse de ülke yönetimine hiçbir
katkõ sağlamadõğõ daha sonra anla-
şõldõ. Tersine etki-tepki yasasõ ge-
reği toplumsal tepkilere yol açtõ.
Tepkiler çõğ gibi büyütüldü, darbe
ortamõ hazõrlandõ ve 12 Eylül ger-
çekleştirildi. 12 Eylül 1980 darbe-
siyle sol darmadağõn edildi.
Gelelim son döneme…
3 Kasõm 2002’de büyük bir ço-
ğunlukla iktidara gelen tek parti, de-
mokrasiden yararlanarak seçimleri
kazandõ. Ancak yavaş yavaş her de-
mokrasi ölçütünü kendine göre
ayarlamaya başladõ ve hukuk açõ-
sõndan meşruiyetten tümüyle uzak-
laşma durumuna düştü. Kapatõl-
maktan kõl payõ kurtuldu. Ne var ki
bu partiye oy verenler bunu algõla-
yamadõ. Ama parti bir miktar oy yi-
tirip yine iktidarda kalmayõ başar-
dõ, bu da her şeyin yolunda gittiği
biçiminde sanal bir görüntü sergi-
ledi. Öte yandan sol, 22 Temmuz
2007 genel ve 29 Mart 2009 yerel
seçimler sonrasõ biraz kendini to-
parlasa da aldõğõ oy, iktidar olma-
ya yetmedi. Muhalefette kaldõ. An-
cak demokrasiyi işletmek açõsõndan
üzerine düşeni yaptõ. Demokrasiye,
rejime aykõrõ işlemler için yargõya
gitti. İyi ki vardõ da bu kadarõnõ yap-
tõ. Ya hiç olmasaydõ?
Sağlõklõ bir demokrasi için sağ ve
solun parlamentoda kesinlikle tem-
sil edilmesi gerekir. Çünkü barõş için
uzlaşõ kaçõnõlmazdõr. Bu ilkeden yo-
la çõkarak, solun tüm gücünü tem-
sil eden bir yapõyõ ortaya koymasõ,
tüm çalõşmalarõnõ buna paralel ola-
rak yapmasõ gerekir. Her seçim
döneminde ortaya atõlan slogan
“Solda arayış”tõr. Oysa artõk “Sol-
da arayış”õn tamamlanmõş oldu-
ğunu ortadadõr. Bu nedenle olacak
ki, CHP’nin 29 Mart 2009 yerel se-
çimlerinde yükselen oylarõ, şimdi-
lerde daha da artmõş görünüyor. Bu
artõş, hõzla yoksullaşan toplumun bu
partide bir umut gördüğü anlamõna
gelir. Ama bu artõşõ kendi gelecek-
leri için tehlike sayanlar bundan ür-
küyor olacaklar ki, bunu engelle-
meye, parçalamaya çalõşõyorlar.
Böyle bir durumda solun önceliği
hiç duraksamadan, kişisel hesapla-
rõ bir yana bõrakarak, başkalarõnõn
kişisel hesaplarõna da malzeme ol-
madan, CHP’de bir araya gelmek
olmalıdır.
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Uluslararası nitelik de taşıyan pek çok siyasi
davada avukat olarak işlev üstlenen Jacques
Verges, mahkeme salonlarındaki bu iklimi ikiye
ayırıyor:
Uyum davaları ve kopuş davaları.
Var olan adalet mekanizmasının tamamen
kabul edildiği, bu konuda tarafların tümüyle
görüş ve anlayış birliği içinde olduğu davalara
uyum davaları adı veriliyor.
Var olan adalet mekanizması dışında
tarafların tamamen kendi gerçekleriyle hareket
ettiği davalar ise tam bir kopuş sonucunu
doğuruyor.
Tarihte uyum davalarına başlıca örnek
Dreyfus Davası...
Kopuş davalarının en büyük ve en eski örneği
ise Sokrates’in yargılanması...
Her iki tipteki davaların da standart bir
sonucu yok, ancak “tarih mahkemesi” dava
sonuçlarından bağımsız olarak er ya da geç
gerçeklerin tümünü insanlığın önüne seriyor.
Silivri’de görülmekte olan davalar yukarıda
yaptığımız sınıflamada nereye konacaktır?
Elbette bir uyum davası...
Başka türlü düşünülemez...
Ancak mahkeme sürecinde yaşananlar ister
istemez bir dizi soru işaretini beraberinde
getiriyor.
Her şey bir yana, ceza davalarında usulün,
esas kadar önemli olduğu gerçeği göz ardı
ediliyor. Klasik anlatımla usul, esasın kapısıdır.
Eğer yanlış kapıdan girerseniz esas varmak
istediğiniz yere varamazsınız. Sanıkların,
avukatların bu yöndeki istemlerine hep şu
karşılık veriliyor:
“Bu konuda hüküm aşamasında karar
verilmesine...”
Girdiğiniz kapı tartışmalı ama, bu konuda en
son noktaya ulaşınca karar verelim deniliyor!
Davanın hızlı yürümesi için duruşmalar sürekli
yapılıyor. Ne var ki, iddianamenin okunma
yönteminden istemlerin yerine getiriliş süresine
kadar bu “süreklilik” ucu açık bir hal almış
durumda.
Davanın kopuş değil, uyum davası olduğunu
söyledik ama.. pek çok uyumsuzluğun da
dikkat çektiğini vurgulamak gerek.
Davanın medyada görülen boyutu için ne
diyeceğiz? Uyum mu, kopuş mu?
Her şey ortada... Yeni malzeme bulamayan
malum yayın organları 2 yıl önceki dosyalardan
“flaş haber” yakalıyor!
AB’nin davaya bakışı için söylenecek çok şey
var.
O AB ki, yüzde yüz sabit bir suçun delilleri
eğer hukuki olmayan yöntemlerle elde
edilmişse ceza verilemez ilkesini benimsemiş
bir hukuk anlayışına sahip...
O AB ki, örneğin 100 zanlıdan 99’u suçlu, biri
suçsuzsa ve bu ayrımlanamıyorsa kimseye
ceza verilemez ilkesini benimsemiş hukuk
anlayışına sahip...
AB’nin bu ilkelerle Silivri’ye bakışı arasında
uyum mu var, kopuş mu?
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Baykal gezilere devam etmesindeki nedeni
söylüyor: “Sizin ne yapacağınız belli olmaz!”
RTE ise “Evet, haklısınız. Her şey olabilir” diye
karşılık veriyor.
Medyatik haber ve yorumlara göre bu kısa
söyleşi, iktidarın erken genel seçimlere gitmeyi
düşündüğüne bir işaret.
Oysa hayret edilecek, üzerinde durulması
gereken başka bir öğe var konuşmada.
Hangi dağda kurt öldü ise, söylemediğini
bırakmadığı, yalancılıkla, olayları saptırıp
kışkırtmakla suçladığı ana muhalefet liderine hak
veriyor, onaylıyor...
...yedi yıldır ilk kez siyasetteki gerginliği
yumuşatıyor derken:
Heyhat! Erken seçim imasını bile çok gördü
Başbakan.. konuşmayı yalanladı!
İkinci konuşma:
Başbakan’la Genelkurmay Başkanı arasında bir
buçuk saat sürüyor.
Tarafların mezara götürecekleri, esrarını hâlâ
muhafaza eden yeni bir Dolmabahçe görüşmesi
mi gerçekleşiyor kuşkuları dolaşırken;
Başbakanlık, görüşmeyle ilgili bir açıklama
yapıyor.
Temel konu, aslı olduğu iddia edilen İrticayı
Önleme Planı belgesi.
Görüşmede, adli ve askeri yargı makamlarının
yürüttüğü soruşturmanın en kısa zamanda
sonlanmasında ve ancak:
Sivil kanatla askerin çıkacak sonuçlara göre;
belgeyi hazırlayanlar ve hazırlanmasına önayak
olan kimi askerlere “gerekenin uygulanmasında”
mutabık kalıyorlar.
Org. Başbuğ’un görüşmede medyaya
belgelerin sızdırılması ve yargısız infaz üzerinde
şikâyetçi olduğunu varsaymak herhalde yanlış bir
değerlendirme olmayacak.
Yasadışı bu iki uygulamaya değinen
Genelkurmay Başkanı’nı, RTE’nin nasıl
yanıtladığını bugün öğrenmek olanaksız.
Ergenekon soruşturması ve davaları
başladığından beri ilk soruşturmanın gizliliği
korunmuyor.
Kimine göre millete ihanet, kimine göre şunun
bunun tasfiyesi adlarıyla afişe edilen son belge
olayında da tanık olduk.
Ya Emniyet’ten ya da soruşturmayı yürüten
savcılıktan “birileri” yandaş veya yalaka medyaya
son belgeyi sızdırdı.
Bugüne kadar bu belge ve bilgilere dayanarak
medyanın malum bölümünde yargısız infaz
gerçekleştirildi.
Bu kez de medya giyotini çalıştırıldı; sanık veya
şüpheli yargıç önüne çıkmadan suçlu ilan edildi.
RTE’nin aylardır süregelen infaz olaylarına karşı
çıktığı da görülmedi.
Bugün farklı bir durum izleniyor: Belgenin
orijinali diye piyasaya sürülen belgeye dayanarak
yargısız infaza girişen yandaş, yalaka medyaya
“öteki medya da” katıldı.
Kimi sorular yanıt arıyor.
Örneğin; Başbakan, Org. Başbuğ’un belgelerin
sızdırılması… yargısız infaz olaylarına değinen
yazılı sözlü açıklamalarını acaba nasıl yanıtladı?
Şayet sızdırma olayları üzerinde ilgili çevrelerde
gereken soruşturmanın başlatıldığını söyledi ise;
havada bulut sen bu sözleri unut!
Zira bu konuda daha önceki soruşturmaların
hiçbirinden bir sorumlu bulunmadı, yargılanıp
cezalandırılmadı.
Yargısız infaza gelince; RTE yine basın
özgürlüğü edebiyatıyla medyaya müdahale
edemediklerini söylemiş olabilir ama; bu olgunun
-sonuncusu dışında- yandaş, dinci ve yalaka
basının eseri olduğunu nasıl savunacak, kılıfı
minareye geçirebilecek mi?
Vatan, millet gibi hamaset kokan… anaların
gözyaşlarını dindirmek gibi duygusal kimi
nedenlere sığınarak son Kürt açılımını savunan
RTE veya ülkenin doğusu batısı olmadığından söz
eden Çankaya’daki AKP’li…
Genelkurmay Başkanı ve ana muhalefet liderinin
onca yoğun çalışma arasında vakit bulup, izlediği
“Nefes” filmini görmeye vakit ayıramıyorlar.
Başbakan’ın oğlu üç ay “askerlik” yaparak vatan
borcu ödüyor; ülkemin doğusundan batısından
sade vatandaşların çocukları Güneydoğu’da dağ
başında teröristlerle çarpışarak can veriyor…
Ülke adına can verenlerin hangi koşullarda
vatan görevi yaptıklarını yansıtan filmi halk içinde,
halkla beraber neden izlemiyorlar?
Bir iki damla gözyaşını şehit analarıyla
babalarından, kardeşlerden neden esirgiyorlar?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 31 EKİM 2009 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 15
Edirne Y 9
Kocaeli Y 14
Çanakkale Y 11
İzmir B 19
Manisa Y 18
Aydın B 22
Denizli Y 19
Zonguldak Y 14
Sinop Y 14
Samsun Y 14
Trabzon Y 14
Giresun Y 13
Ankara Y 14
Eskişehir Y 12
Konya Y 15
Sıvas Y 12
Antalya Y 22
Adana Y 23
Mersin Y 23
Diyarbakır Y 17
Şanlıurfa Y 18
Mardin Y 15
Siirt Y 16
Hakkâri Y 11
Van Y 12
Kars Y 10
Oslo B 5
Helsinki B 3
Stockholm B 7
Londra Y 18
Amsterdam Y 14
Brüksel B 14
Paris B 17
Bonn B 11
Münih PB 7
Berlin PB 9
Budapeşte B 11
Madrid PB 26
Viyana B 8
Belgrad B 10
Sofya B 9
Roma B 18
Atina Y 16
Zürih PB 15
Moskova B 1
Aşkabat B 25
Astana B 7
Taşkent B 23
Bakû B 17
Bişkek PB 23
Tiflis Y 11
Kahire PB 25
Şam B 20
Yurt geneli parçalı ve
çok bulutlu, Güney Ege
kıyıları haricinde kalan
tüm yurt yağışlı geçecek.
Yağmur ve sağanak şek-
linde görülecek. Yağış-
ların Marmara, Batı Ak-
deniz’in kıyı kesimleri,
Doğu Akdeniz, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu
bölgeleriyle Doğu Kara-
deniz’in doğusunda kuv-
vetli olması bekleniyor.
Solun Önceliği...
Hikmet ALTINKAYNAK
Baştarafı 2. Sayfada
Tutuklu kanser hastasõ Güler Zere’nin babasõ Haydar Zere’nin çõğlõğõ:
Ölmeden verin koklayayõm
Haber Merkezi - Zere’nin avukatõ Tay-
lan Tanay ise olayda siyasal iktidarõn ve
Adli Tõp Genel Kurulu’nun kayõtsõzlõğõnõn
görüldüğünü belirterek, “Bu kadar uzun
süre dosyayı bekletmek ihmal değil, açık
bir kasıt. Bu taammüden öldürmektir”
dedi. Tanay, önümüzdeki hafta Adli Tõp
Kurumu Başkanõ hakkõnda “taammüden
ödürme” suçundan suç duyurusunda bulu-
nacaklarõnõ söyledi.
İstanbul Haber Servisi - Çok sayõda si-
yasi parti, sivil toplum kuruluşu ve meslek
odasõ düzenledikleri protesto eylemlerinde
“Güler Zere serbest bırakılsın” çağrõsõnõ
yineledi. Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emek-
çileri Sendikasõ (SES), Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül’e bir mektup göndererek
Gül’ün Zere’nin serbest bõrakõlmasõ için
“toplum vicdanını temsil eden salıver-
me yetkisini” kullanmasõnõ istedi.
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Avu-
katlarõyla görüşen PKK lideri Abdullah Öca-
lan, AKP’nin açõlõm sürecinin “hikâye” oldu-
ğunu belirterek ağõr sözlerle Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õ eleştirdi. Öcalan “Bunların
yaklaşımı on beş yaşındaki kızı kandırmaya
çalışmaktır. Bundan sonra grup murup da
gelmeyecek” dedi. Abdullah Öcalan’õn çar-
şamba günü avukatlarõyla yaptõğõ görüşmenin
ayrõntõlarõ Fõrat Haber Ajansõ’nda yayõmlandõ.
Habere göre Öcalan, “Bu oyun değildir, ciddi
olunması gerekiyor. Saygı gösterilmesi gere-
kir. Bu grupların gelişi ve buna karşı Kürt
halkının onurlu sahiplenişi, duruşu, hükü-
metin gerçek yüzünü, niyetini ortaya çıkar-
mıştır. Hükümetin planı suya düştü” dedi.
AKP’nin oy kaybõndan korktuğunu ifade eden
Öcalan, “AKP samimi değil, bunların barış
istedikleri yok. Bu açılım sürecinin geldiği
son nokta, yine ‘alavere dalavere Kürt Mehmet
nöbete’dir. Yine her şeyin günahını Kürtlerin
üzerine atmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
YUSUF BAŞTUĞ
ADANA - Çukurova Üniversitesi Tõp
Fakültesi Balcalõ Hastanesi’ndeki mah-
kûm koğuşunda kalan tutuklu kanser has-
tasõ Güler Zere’nin babasõ Haydar Ze-
re, kõzõnõn ölümle pençeleştiğini söyle-
di. Artõk adalete güveninin kalmadõğõnõ
anlatan Baba Zere, “Kızım her geçen
gün ölüme biraz daha yaklaşıyor. An-
ladım ki dirisini bana vermeyecekler.
Vicdanları varsa ölmeden kızımı ba-
na versinler, en azından ölmeden kok-
layayım kızımı” dedi.
Güler Zere’nin kaldõğõ hastanenin bah-
çesinde 114 gündür TAYAD üyeleriyle
birlikte oturma eylemi yapan Haydar
Zere, kõzõnõn bugüne dek üç ameliyat ge-
çirdiğini anlattõ. Kõzõnõn üst damağõnõn
alõndõğõnõ, bu nedenle katõ bir şey yiye-
mediğini, mamayla beslenmeye çalõştõğõnõ
aktaran Zere, doktorlarõn aşõrõ zayõflõk ve
uzun süren tedavide serum takmak için
damar bulmakta zorluk yaşadõğõnõ ifade
etti. Bunlara rağmen kõzõnõn mide bu-
lantõsõ nedeniyle yediklerini de dõşarõ çõ-
karttõğõnõ bildiren Zere, “Kan değerleri
düşük çıkıyor. Kızım gözümün önün-
de eriyor, bitiyor. Çok büyük ağrıları
var. Kimsenin umurunda değil. Ken-
di çocukları olsa acaba ne yaparlardı?
Biz perişan haldeyiz” diye konuştu.
Güler Zere’nin ölmek üzere olduğuna
dikkat çeken baba Zere, bu süreçten son-
ra sağlõğõnõn düzelme şansõnõn bulun-
madõğõnõ vurguladõ. Artõk adalete güve-
ninin kalmadõğõnõ söyleyen Zere, kõzõnõn
ölmeden kendisine verilmesini istedi.
Gözyaşõ dökerek, çaresizce ölümünü
beklediklerini açõklayan Zere, şöyle ko-
nuştu: “Annesi Güler’in olduğu has-
taneye bile gelemiyor. Çünkü acısın-
dan düşüp bayılıyor. Durumumuzu
kimseye anlatamıyoruz. Anladım ki
dirisini bana vermeyecekler. Vicdan-
ları varsa ölmeden kızımı bana ver-
sinler, en azından ölmeden koklayayım
kızımı. Ama belki cenazesini bile ver-
mezler. Ne yapacağımı şaşırdım. Yüz
bin kere söyledim, yine söylüyorum.
Ne olur cezasını erteleyin. İyileşirse ge-
tiririm. Yine cezaevine koyarsınız.
Burada böyle elimiz ayağımız bağlı, ça-
resizce bekliyoruz. Bu çığlığımızı ar-
tık duysunlar. Kızımı ölmeden ver-
sinler, toprağa vermeden, cansız be-
denine sarılmadan, gözlerini yum-
madan...”
‘AĞRIDAN UYUYAMIYOR’
Hastanedeki mahkûm koğuşunda Gü-
ler Zere’ye refaketçilik yapan Seval
Aracı, Zere’nin sağlõk durumu hakkõn-
da bilgiler verdi. Zere’nin geceleri de ağ-
rõdan uyuyamadõğõnõ belirten Aracõ,
“Zor da olsa çok alçak sesle ve yavaşca
konuşabiliyor. Tek üzüntüsü kendisi
için oturma eylemi yapan ailesi ve ar-
kadaşları. Sağlığı kötü ama havalar so-
ğuduğu için arkadaşlarını düşünü-
yor. Sürekli yatakta olmaktan şikâ-
yetçi. Yaşadığı onca zorluğa karşın
kendine verilen destekten büyük mo-
ral kazandığını söylüyor” dedi.
ZERE’YE ÖZGÜRLÜK ÇAĞRISI
‘ADLİ TIP’A SUÇ DUYURUSU
Baba Zere hastane
bahçesinde oturma
eylemi yapıyor.
ÖCALAN: AKP’NİN AÇILIMI HİKÂYE
Ergenekon iddianamesi okunuyor
İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz Ankara
temsilcisi Mustafa Balbay’õn tutuklu bulunduğu
108 sanõklõ ikinci Ergenekon davasõnõn dünkü
duruşmasõnda iddianamenin okunmasõna de-
vam edildi. Üçüncü Ergenekon iddianamesinin
kapsamõyla birleştirilen davada, sanõklarõn hu-
kuki durumlarõnõn değerlendirildiği bölüm ta-
mamlandõ. Duruşma 2 Kasõm’a ertelendi.
Özel okullarda Atatürk köşesi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eği-
tim Bakanlõğõ Özel Öğretim Kurumlarõ Yönet-
meliği’nde Değişiklik Yapõlmasõna Dair Yönet-
melik, Resmi Gazete’nin dünkü sayõsõnda ya-
yõmlandõ. Buna göre özel öğretim kurumlarõnda
uygun bulunan yerde Atatürk devrim ve ilkele-
rini içeren anlamlõ bir kompozisyon oluşturacak
şekilde “Atatürk köşesi” düzenlenecek.
Genç başsavcı trafik kurbanı
SAKARYA (AA) - Adapazarõ’ndan Karasu
yönüne giden Yusuf Soyhan yönetimindeki oto-
mobil, kontrolden çõkarak karşõ yola geçince, Fe-
rizli Cumhuriyet Başsavcõsõ Serkan Akça’nõn (26)
otomobiliyle çarpõştõ. Akça hastaneye kaldõrõlõr-
ken yaşamõnõ yitirdi. Soyhan ise ağõr yaralandõ.
Maliye’den Doğan’a davetiye
İSTANBUL (AA) - Doğan Yayõn Holding
AŞ’den yapõlan açõklamada Maliye Bakanlõğõ
Gelir İdaresi Başkanlõğõ’nõn şirkete doğrudan
bağlõ ortaklõğõ Doğan TV Holding ile dolaylõ
bağlõ ortaklõklarõ D Yapõm Reklamcõlõk, Doğan
Prodüksiyon Hizmetleri ve Alp Görsel İletişim
Hizmetleri’ne uzlaşma davetiyesi gönderdiğini
duyurdu. Açõklamada, “Uzlaşmanõn vaki olma-
masõ durumunda açõlmõş olan davalar kaldõğõ
yerden devam edecektir” denildi.
Açıklama
İstanbul Haber Servisi - Gazetemizin önceki
günkü sayõsõnda “Islak İmza Tartõşmasõ” başlõ-
ğõ ile yayõmlanan haberde adõ geçen ve bir dö-
nem Adli Tõp Kurumu’nda (ATK) çalõşan gra-
folog S. Güray Akõn, “imza incelemesini dok-
torlarõn da yapabileceğini” belirtti. Akõn, “Te-
mel tõp eğitiminin, grafolog olmak için yeterli
olmadõğõ kabul edilmekle birlikte adli tõp uz-
manlõk eğitimi konsepti adli grafolojik incele-
meleri de kapsamaktadõr” dedi.
T.C. ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ (22) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN
TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI
DOSYA NO: 2008/890 Es.
Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, evsafõ
Satõş Şartlarõ: 1-Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Macun Mahallesi, (Mehmet Akif Ersoy Mahallesi) Anadolu Bulvarõ ile Bağdat Caddesi arasõnda, ASEL-
SAN’õn arka tarafõnda, Özel İdare Müdürlüğü Gençlik Merkezi arasõnda, halihazõrda belediyece açõk otopark olarak kullanõlan parsellerin devamõnda, Bağ-
dat Caddesi’ne 200 metre mesafede, Gençlik Merkezi’ne 150 metre mesafede, imarõn 43510 ada, 4 parseli teşkil eden, 2984 m2 arsa vasõflõ taşõnmazõn
borçluya ait 206//2984 hissesi, 2-Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Macun Mahallesi, (Mehmet Akif Ersoy Mahallesi) Anadolu Bulvarõ ile Bağdat Caddesi
arasõnda, ASELSAN’õn arka tarafõnda. Özel İdare Müdürlüğü Gençlik Merkezi arasõnda, halihazõrda belediyece açõk otopark olarak kullanõlan parselle-
rin devamõnda, ASELSAN lojmanlarõna yaklaşõk 100 metre mesafede. Gençlik Merkezi’nin kuzey batõsõnda, imarõn 43507 ada, 1 parseli teşkil eden,
2761 m2 arsa vasõflõ taşõnmazõn borçluya ait 26//2761 hissesi.
Bir borç nedeni ile açõk artõrma suretiyle ayrõ ayrõ satõlacaktõr.
Gayrimenkullerin geniş evsafõ dosyada mevcut bilirkişi raporunda açõklanmõştõr.
NOT: Her iki taşõnmazõn imar durumu dosyasõnda mevcuttur.
S. No Ada-Parsel Bağõmsõz Bölüm Takdir Olunan Kõymeti KDV Satõş Saati
1- 43510-4 ARSA 103.000,00.TL. %18 09.30-09.40
2- 43507-1 ARSA 13.000,00.TL. %18 09.45-09.55
KDV ALICIYA AİTTİR.
1-Satõş 09.02.2010 günü, yukarõda yazõlõ saatler arasõnda Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açõk artõrma sureti ile yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin
edilen kõymetin %60’õ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa mecmuunu ve satõş ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ
çõkmaz ise en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla, gayrimenkul 19.02.2010 günü, yukarõda yazõlõ saatler arasõnda Ankara Adliyesi Mezat Salo-
nunda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak üzere artõrma ila-
nõnda gösterilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve sa-
tõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr.
Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmaz ise satõş talebi düşecektir. 2-Açõk artõrmaya katõlmak isteyenlerin takdir edilen kõymetin %20’si nispetinde nakit pey ak-
çesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanõn kesin ve süresiz (dosya numarasõ belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satõş pe-
şin para iledir. Alõcõ istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma Değer Vergisi, ihale damga vergisi, alõcõ adõna tahak-
kuk edecek 1/2 tapu harcõ satõn alana ait olacaktõr. Birikmiş emlak vergi borçlarõ, Tellaliye resmi ile satõcõ adõna tahakkuk edecek tapu harçlarõ satõş be-
delinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alõcõsõna aittir. 3-İpotek sahibi alacaklõlarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkõ sahipleri de dahil olmak
üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ, faiz ve masrafa dahil olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gere-
kir. Aksi takdirde, haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça, paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4-Taşõnmazõ satõn alanlar, ihaleye alacağõna mahsuben iştirak
etmemiş olmak kaydõyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satõş bedelini derhal veya İİK 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zo-
rundadõr. 5-Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayõ vermezse ihale kararõ fesh olunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bu-
lunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razõ olursa ona, razõ olmaz veya bulunmazsa hemen artõrmaya çõkarõlõr. Bu artõrma ilgililere tebliğ edil-
meyip, yalnõzca satõştan en az yedi gün önce yapõlacak ilanla yetinilir. Bu artõrmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümleri uymasõ şartõyla taşõnmaz en
çok artõrana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan
ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme gerek kalmaksõzõn icra müdürlüğünce tahsil olunur. 6-
Şartname ilan tarihinden itibaren müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açõk olup, masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örnek gönderilebi-
lir. 7- Satõşa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/890 Es. sa-
yõlõ dosya numarasõ ile müdürlüğümüze başvurmalarõ rica olunur. 19.10.2009
(İc. İf. K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 60917)