26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 31 EKİM 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Camiye, Okula, Kışlaya... Kime inanacağız, kime güveneceğiz? Asker - sivil bürokrata mı, Başbakan’a mı, Genelkurmay Başkanı’na mı, ana muhalefet liderine mi? Savcılara mı, yargıçlara mı, avukatlara mı, Adli Tıp Kurumu’na mı, siyasetçilere mi, üniversitelere mi, doktora mı, kime? Eğer sizler, bizler devletin kurumlarına güvenmezsek, bu ülke ülke olmaktan çıkar! Ankara’da neler oluyor, bu giz perdesi neden ortadan kaldırılıp her şey tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıyor? Necati Doğru’nun değindiği gibi “Adli Tıp’a saf eroin girer, buğday unudur diye rapor çıkar” haberlerini ben de unutmadım. 35 yıl önce Uşak’ta 40 kilo baz morfin bulunmuştu, sanıklar tutuklandı, uyuşturucu adli emanete alındı, sonunda Adli Tıp inceledi ve rapor verdi: “Ele geçirilen madde baz morfin değil, ayakkabıcıların kullandığı kiriştir...” Sanıklar salıverildi... Şimdi de şöyle diyor okur Doğru’ya: “Özür dilemekte niye acele ettin!” Türk insanı gülmeceyi sever: “Adli Tıp’a şimdi imza kuru gider, ABD’de icat edilen makineler sayesinde ıslak olur çıkar.” Olur mu olur! Burası Türkiye’dir... Sonra bu olay unutulur... Bir belge daha çıkar... Bir süre onunla oyalanıp durulur. İhbarcı subay ortada yok... 30 Ağustos’ta emekli olup ABD’ye mi gitti çoluk çocuk bilmiyorum... Ama biz ıslak imza makinelerini tartışıyoruz... Makineler ABD’de 1000 ile 30 bin dolar arasında satılıyormuş... Orijinal imzayı atan elin ağırlığını bile taklit edebiliyormuş. Bu makinelerde üretilen “ıslak imzayı” aslıyla ayırt etmek olanaksız hale geliyormuş. Bunları ben söylemiyorum, işin uzmanları söylüyor! Akşam gazetesinden Ercan Öztürk’ün haberine göre, savcılara postayla gönderilen “ıslak imzalı” belgeye “özel işlem” yapılmış. Albay Dursun Çiçek’in imzasına ilişkin “aslıdır” raporu geleneklere aykırı olarak hazırlanmış. Hazırlanan raporda Fizik İhtisas Dairesi Başkanı Prof.Dr. Bülent Üner, uzman doktorlar Hacı Mehmet Akın ve Lokman Beşer’in imzaları bulunuyor. Akın ve Beşer bir hafta önce göreve gelmişler... İddialara göre, Adli Tıp’ta bugüne değin süren gelenek bu tür belgeyi inceleyecek heyetin, kurayla belirmesinden geçiyor. Nedense, bu belgede kurala uyulmayıp, gelenek göz ardı ediliyor. Bu olay bir tartışma konusu yaratacak... Savcıya ihbar mektubu yazan kişi, bu nedenle ortaya çıkmalıdır. Mektubu okuyunca bu kişinin Genelkurmay Karargâhı’nı çok iyi bildiği anlaşılıyor. İhbarcı subay, Genelkurmay Karargâhı’na sabaha karşı girebildiğine göre, önemli bir görevde. O görev de mektuptan anlaşıldığı gibi, Psikolojik Harekât Dairesi’nde. İşin ıcığını cıcığını biliyor, subayların adlarını veriyor, kaç bilgisayarın veri yüklü aygıtlarının ortadan kaldırıldığını, kimi raporların erlerce yakıldığını anlatıyor. İhbar mektubunda yok yok! İhbarcı subay ortaya çıkmalı ve bildiği ne varsa savcılara anlatmalı. Anlatmalı ki bu tartışma bitsin, her şey tümüyle aydınlansın! Eğer aydınlatılmazsa olay ısıtılıp ısıtılıp gündeme gelir ve Ankara’daki “gizemli hava” dağılmaz! İhbar mektubunu yazan kişi mutlaka ortaya çıkmalı ve kafalardaki soru işaretleri dağılmalı. Eğer demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak görüp özgürlüklerin genişletilmesini istiyorsak gerçeklerle yüzleşmek zorundayız. Unutmayın, demokrasilerde sandıkla gelen, sandıkla gider! Askeri darbelere umut bağlayarak demokrasiyi koruyup kollayamazsınız! Toplumlar askeri darbeleri değil, demokrasiyi içlerine sindirdikleri sürece ayakta kalabilirler! Üç gün önce yazdığımı bugün de yineleyeyim: Asker askerliğini yapacak, siyasetçi siyasetini! Süleyman Demirel’in 60’lı yılların sonlarında söylediği bir sözü vardır, çok beğenirim: “Camiye, okula, kışlaya siyaset girmemeli!” hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Erdal İnönü anılıyor İstanbul Haber Servisi - Bilim insanõ, Sosyal Demokrat Halk Partisi (SHP) Onursal Genel Başkanõ Prof. Dr. Erdal İnönü, ölümünün 2. yõldönümünde bugün Zincirlikuyu’daki mezarõ başõnda törenle anõlacak. Anma töreni, Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştõrmalar Vakfõ (TÜSES), Sosyal Demokrasi Vakfõ (SODEV), Sosyaldemokrat Halk Partisi (SHP) ve 10 Aralõk Hareketi tarafõndan düzenlenecek ve saat 15.00’te başlayacak. Prof. İnönü, 1 Ekim 2007’de tedavi gördüğü Houston’daki DNC Travel Hospital’da 81 yaşõnda hayatõnõ kaybetmişti. Genelkurmay toplantısı iptal ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanlõğõ, haftalõk basõn bilgilendirme toplantõsõnõ dün son anda iptal etti. Gündemin, Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’nõn soruşturma yürüttüğü “İrtica İle Mücadele Eylem Planõ” konusuna odaklanmasõ nedeniyle toplantõnõn iptal edildiği belirtiliyor. Genelkurmay Karargâhõ’nda yapõlacak toplantõnõn iptal edildiği, dün sabah basõn yayõn kuruluşlarõna iletildi. Cenazede Öcalan posteri Yurt Haberleri Servisi - Bingöl kõrsalõnda girdikleri silahlõ çatõşmada ölü olarak ele geçirilen 5 PKK’liden biri olan Ziyaddin Çayõr (22) için memleketi Muş’un Bulanõk ilçesinde cenaze töreni düzenlendi. Yaklaşõk 200 kişi tarafõndan karşõlanan cenaze ilk olarak DTP ilçe binasõ önüne getirildi. Burada toplanan kalabalõk, sloganlar atarak 1 kilometrelik bulvarda yürüyüş yaptõ. Esnafõn kepenk kapattõğõ ilçede cenaze törenine yaklaşõk bin kişi katõlõrken, bazõ kişiler PKK’nin sembolü üç renkli bez parçalarõ ile Abdullah Öcalan’õn fotoğrafõ bulunan posterleri açtõ. Cenaze köy mezarlõğõnda toprağa verildi. ‘Yargı süreci beklensin’ ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Antalya’daki Avrasya Gençlik Forumu’nun açõlõş programõna katõlan TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin, “İrtica Mücadele Eylem Planõ”yla ilgili tartõşmalarõ değerlendirdi. Başbakan ve Genelkurmay Başkanõ’nõn önceki günkü görüşmesiyle ilgili olarak Şahin, “ TBMM Başkanõ olarak yargõya intikal etmiş konularla ilgili açõklama yapmõyorum. Yapõlan açõklamalar da yargõ süreçlerinin beklenmesinin takip edilmesi yönündeydi. Ben de aynõ şeyleri söylüyorum” dedi. Askerler ifade verdiİstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda “AKP ve Fet- hullah Gülen cemaatini bi- tirme” belgesi olarak yankõ ya- pan “İrtica ile Mücadele Ey- lem Planı” adlõ belgenin ha- zõrlanmasõnda görev aldõklarõ öne sürülen subay ve astsu- baylardan 8 kişi Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Savcõlõk ifadesinin ardõndan serbest bõrakõlan 8 kişiden 7’si tanõk olarak dinlenirken Hava Öğretmen Binbaşõ Hicri Din- çerol ise şüpheli olarak din- lendi. İhbar mektubunda Din- çerol’un “Bu belgeyi biz ha- zırlamıştık. Nasıl sızdı anla- yamadık” ifadelerini kullan- dõğõ belirtiliyordu. Adli Tõp Kurumu’nun bel- genin “gerçek” olduğuna yö- nelik rapor hazõrlamasõnõn ar- dõndan savcõlõk soruşturmanõn genişletilmesine karar vermiş, ihbar mektubunu gönderen ki- şiyi bulmak için harekete geç- mişti. Savcõlõk hafta başõnda Genelkurmay’a gönderdiği ih- bar mektubunda adõ geçen baş- ta Albay Dursun Çiçek olmak üzere diğer 5 subayõn ifade vermesi için gönderilmesini istemişti. Mektupta Albay Çi- çek dõşõnda adõ geçen ve daha önce Ergenekon savcõlarõ ta- rafõndan ihtarlõ davet gönderi- len muvazzaf askerler; Albay Şükrü Kısadere, Üsteğmen Erhan Sakallı, Üsteğmen Ka- zım Bozkurt, Üsteğmen Fatih Karacaer, Üsteğmen Berrin Şahin, Astsubay Başçavuş Mustafa Urhan, sivil memur Rıfat Sülük ile Hava Öğretmen Binbaşõ Hicri Dinçerol dün öğle saatlerde adliyeye geldi. Hâkim ve savcõlarõn giriş yap- tõğõ kapõdan adliyeye alõnan askerler, üç buçuk saat süren savcõlõk sorgusunun ardõndan serbest bõrakõldõ. Adliye çõkõşõnda gazetecile- rin sorularõnõ yanõtlayan İstan- bul Cumhuriyet Başsavcõ Ve- kili Turan Çolakkadı, “Kişi- ler getirildikten sonra ben savcılarla hiç görüşmedim. 9 kişi çağrılmıştı. Biri yurtdı- şında olduğu için 8 kişi geldi” dedi. Çolakkadõ, “Dursun Çi- çek ne zaman gelir” sorusuna ise “Bilmiyorum” yanõtõnõ ver- di. Söz konusu belge, Taraf ga- zetesinde 12 Haziran 2009 ta- rihli sayõsõyla gündeme gel- mişti. “İrtica ile Mücadele Planı”yla ilgili ifadesi istenen Albay Çiçek “örgüt üyeliği” iddiasõyla tutuklanmõş ve Has- dal Askeri Cezaevi’ne gönde- rilmişti. Çiçek, 24 saat geçme- den tahliye edilmişti. ERDOĞAN-BAŞBUĞ BULUŞMASI ‘Dolmabahçe görüşmesine dönüşebilir’ CHP Grup Başkanvekili Okay, “Erdoğan- Başbuğ zirvesinin açõklanmasõnõ” istedi. Okay, yargõ süreci işlerken yapõlan görüşmenin gizli kalmasõnõn kafalarda soru işareti yarattõğõnõ belirterek, “Bu bir Dolmabahçe sohbeti haline dönüşebilir” dedi. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Hak- kı Süha Okay, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Ge- nelkurmay Başkanõ Or- general İlker Başbuğ ara- sõndaki görüşmenin içeri- ğinin kamuoyuna açõk- lanmasõnõ istedi. Okay, Başbakan Erdo- ğan ile Genelkurmay Baş- kanõ Orgeneral İlker Baş- buğ arasõndaki görüşme- ye ilişkin soruyu yanõt- larken toplantõ sonrasõnda yapõlan “yargı sürecinin beklenmesine” ilişkin açõklamanõn doğru oldu- ğunu söyledi. Okay, “Bir araya gelip bir şeyler görüştüklerine göre bu- nun kamuoyuyla payla- şılması lazım. Çünkü hukuk süreci işlediğine göre kimi kademeler- deki kişilerin bu sürece ilişkin bir değerlendir- me yapma hakkı yok. Hukuk işliyor, yargı gerçekleri ortaya çıka- racaktır. Ama bunu otu- rup konuşuyorsanız o zaman kafalarda baş- ka sorular oluşur. Bu bir Dolmabahçe sohbe- ti haline dönüşebilir. Onun için bunun ka- muoyuna açıklanması ve kamuoyu ile payla- şılması lazım” dedi. Muhbirin sözlü olarak ifadesinin alõnmasõnõn zorunlu olduğunu kayde- den Okay, “Muhbirin söylediklerinin hangisi doğru, o da meçhul. Muhbirin, CHP’yi le- kelemeye çalıştığı ifa- deleri de var. Bunlara baktığımızda muhbirin söylediklerinin doğru- luğu da çok ciddi an- lamda tartışılabilir” gö- rüşünü dile getirdi. MHP Grup Başkanve- kili Oktay Vural da gö- rüşmenin ardõndan Baş- bakanlõk’tan yapõlan açõk- lamadaki, “soruşturma- nın beklenmesi gerekti- ği” ifadesine dikkat çek- ti. Başbakanlõk’tan yapõ- lan bu açõklamanõn “bi- zatihi Başbakan’a ve- rilmiş bir ihtar” oldu- ğunu savunan Vural, “Kendisi bunu gündeme getirmedi mi? Daha yar- gı safhasındayken ko- nuşan da Başbakan, ‘so- ruşturmanõn sonucu bek- lenmelidir’ diyen de Baş- bakan. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” diye konuştu. Soruşturmanõn beklenmesi ve gerçeklerin açõğa çõkarõlmasõ gerekti- ğini vurgulayan Vural, spekülasyonlarõ yapanla- rõn kimler olduğunun ve TSK üzerinde baskõ oluş- turmak isteyenlerin açõğa çõkarõlmasõnõ bekledikle- rini söyledi. ‘Teknoloji ıslak imza üretebiliyor’ Uzmanlar, şüpheli ile suç arasõndaki bağlantõnõn yalnõzca imzayla tespitinin mümkün olmadõğõnõ, yan delillerle de desteklenmesi gerektiğine dikkat çekiyor İstanbul Haber Servisi - “İr- ticayla Mücadele Eylem Planı” belgesindeki Albay Dursun Çi- çek’e ait olduğu öne sürülen “ıs- lak imzanın” gerçek olup ol- madõğõna ilişkin tartõşmalar sü- rerken uzmanlar, günümüz tek- nolojisinin, orjinalinden ayõrt edilemeyecek kadar aslõna uy- gun õslak imza atõlabildiğine dikkat çekiyor. Sahte imza konusunda mah- kemelerde bilirkişilik yapan uz- man Zeki Uzun, “Coreld- rawn”, “Freehand” gibi çizim programlarõ kullanõlarak sahte imzanõn oluşturulabileceğini söyledi. Uzun, bu çizimlerin “line art” programõyla tarayõ- cõdan kopyasõnõn alõnarak bu kopyanõn da imza makinelerin- de kullanõlarak aslõna uygun õs- lak imza atõlabileceğini vurgu- ladõ. Kişinin kendi kaleminin da- hi, imza makinelerinin aparat- larõna konulabildiğini belirten Zeki Uzun, “Artık suçu belir- lemekte yalnzca imzanın ger- çekliği yeterli değil. Hukuk sadece imzaya dayanarak ka- rar veremiyor. Çünkü tekno- loji, aslının yüzde yüz aynısı, yetkili kurumlarca incelen- mesi halinde dahi ortaya çı- karalamayacak kadar orjinal imzayı taklit etmeyi sağlıyor. Bu nedenle, yargı artık yan de- lillerle birlikte hareket etmek zorunda” dedi. Adli Tõp Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Alman Hastanesi Ad- li Tõp Merkezi Direktörü Prof. Dr. M. Fatih Yavuz ise ABD’de ve Avrupa’da üst düzey yetkili- lerin kullandõğõ kompleks ma- kinelerle üretilen imzalarõn ger- çeğinden ayõrt edilemesinin da- ha zor olduğunu söyledi. Prof. Yavuz, özetle şu değerlendir- mede bulundu: “ABD ve Av- rupa’da, üst düzey yetkililerin kullandığı büyük, çok kom- pleks makineler var. Bunlar- dan elde edilen imzaların sah- te olduğunu tespit etmek güç- tür. Burada önemli olan im- zanın ne tür bir makine ile üre- tildiğidir. Eğer imza paraf gi- bi basit bir imza ise bunu bah- settiğim büyük, kompleks ma- kinelerle üretmek kolaydır. Bu tür imzaların sahte oldu- ğunu tespit etmek de güçtür. Fakat imza kompleks bir im- za ise bu imzaları o makine- lerde üretmek güçleşir, bunu orijinalinden ayırmak daha kolay olur. O imza kolay üre- tilebilir bir imzadır. Eğer o im- za bu tür kompleks makine- lerde üretilirse onun tespiti de güç olabilir.” CHP, SKANDALLARLA ANILAN KURUMU TBMM GÜNDEMİNE TAŞIDI ‘Adli Tıp imzanın geleceğini biliyor muydu?’ ANKARA/İZMİR (Cumhuriyet) - CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı, “adı sürekli skan- dallarla anılan Adli Tıp Kurumu’nın bu kez de ‘õslak imza’dan karışması- nı” TBMM gündemine taşõdõ. Zonguldak Milletvekili Köktürk, Baş- bakan Tayyip Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle verdiği soru önergesinde, “Ra- porda imzası bulunan Uzman Doktor Hacõ Mehmet Akõn ve Prof. Dr. Bülent Üner’in imza incelemesinden bir haf- ta önce Adli Tıp Kurumu’nda görev- lendirildikleri iddiaları şayet gerçek ise bu durum, ‘õslak imza’ incelemesi ya- pılacak belgenin kuruma ulaşmasın- dan önce durumdan haberdar olun- duğu ve buna yönelik hazırlık yapıl- dığı yönündeki kuvvetli bir şüphe durumu yaratmayacak mıdır?” dedi. Adli Tõp Kurumu’nda dosyalarõn han- gi prosedürlere göre incelendiğinin açõk- lanmasõnõ isteyen Baratalõ da önergesinde şu sorulara yanõt istedi: “Dosyayı inceleyen uzmanlar kim ya da kimler tarafından belirlenmiştir? Söz konusu incelemeyi yapan uz- manlar hangi kriterlere göre seçil- miştir? Adli Tıp Kurumu’nda çalışan diğer uzmanlar bu incelemeyi yapma bilgisi ve yeteneğinden yoksun mu- durlar?” ‘ISLAK İMZA’ SORUŞTURMASINDA YANIT BEKLEYEN SORULAR İstanbul Haber Servisi - “İrticay- la Mücadele Eylem Planı” belgesin- deki Albay Dursun Çiçek’e ait oldu- ğu öne sürülen õslak imzanõn gerçek olup olmadõğõna ilişkin pek çok soru ya- nõtlanmayõ bekliyor. Soruşturmanõn başlamasõna neden olan ve belgenin fo- tokopisini savcõlõğa ulaştõrmasõndan 4 buçuk ay sonra da aslõnõ “posta” ile gönderdiği iddia edilen ihbarcõnõn kim- liğine ilişkin kuşkular da sürüyor. Soruşturmada kuşku ve güven ek- sikliği yaratan sorular şöyle: ? “Henüz kimliği hakkında bir bil- giye ulaşılamayan ihbarcı, belgenin orijinalini, neden 4 buçuk ay bo- yunca ortaya çıkarmadı? ? İhbarcı, ‘Çağõrõrsanõz, tanõklõk yapmaya hazõrõm’ diyor. Açık kimli- ği ve imzası bulunmayan birini sav- cılık nasıl çağıracak? ? Devlet yönetiminde imzasız ih- bar mektuplarına işlem yapılmaz. Bu mektup neden ve nasıl hemen iş- leme alındı? ? Albay Dursun Çiçek’in ıslak im- zasının imza makinesiyle atılmadı- ğından nasıl emin olunacak? ? İhbar mektubunda ‘Genelkur- may Bilgi Destek Daire Başkanlõ- ğõ’ndaki mevcut uygulama, özel içeriği bulunan evraklarõn üzerinde, TSK’ye ait olduğunu gösterir hiçbir ibare bu- lunmaz’ diyor. Ancak basına yansı- yan belgede, hazırlayan albayın adı, soyadı, sınıfı, rütbesi ve imzası var. İhbar mektubunun güvenilirliğine ciddi zarar veren bu çelişkisi nasıl açıklanacak? Türkiye’de dinlenmeyen kalmamış... Islak imza ve ihbar mektubunun ardõndan başlatõlan soruşturma tartõşmalar içinde ilerliyor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear