Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 31 EKİM 2009 CUMARTESİ
6 HABERLER
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Köpekler…
Köpek en sevdiğim evcil hayvanların başında
gelir.
İnsan türüne kedinin mi köpeğin mi daha yakın
olduğu tartışıldığında ben hep köpekten yana
olurum.
Kedinin daha bağımsız, bu anlamda da daha
soylu olduğu belki söylenebilir.
Fakat aynı ölçüde nankörlüğü de kuşku
götürmez.
Köpeğin sadakati ise, masallardan gerçek
yaşama, sayısız örnekle efsaneleşmiştir…
Fakat unutmayalım ki bu, bir “sahip”e,
“efendi”ye olan sadakattir…
Bu sahibin kim, nasıl biri olduğu köpek için
önem taşımaz…
Alçak, karanlık, erdemsiz biri olabileceği gibi,
erdem sahibi bir insan da olabilir.
Köpek için fark etmez…
Onun bağlılığı, sadakati, hizmeti; kim olursa
olsun bir “efendi”ye, “sahip”edir…
Namık Kemal’in “Hürriyet Kaside”sindeki,
“Köpektir zevk alan sayyad-ı bi insafa (acımasız
avcıya) hizmetten” dizesindeki aşağılamayı da,
köpek türüne değil, bu hayvancıkların (kuşkusuz,
olumlu yönü de bulunan) bu özelliklerine yormak
gerekir…
Tam da Cumhuriyet Bayramımızı kutladığımız
şu günlerde bu köpek konusu da nereden çıktı,
diyeceksiniz…
Bilmem!..
Bilinçaltının bir oyunudur belki de…
Dilimize Can Yücel’in çevirdiği, yaklaşık 1500
yıl önce yazılmış, orijinali Sanskritçe bir şiir,
yıllardır zihnimde dolanıp durur, zaman zaman
da dilime dolanır… Birlikte okuyalım:
Köpek var taş yok
Taş var köpek yok
Taş var köpek var
Ama kralın köpek
Sıkıysa at taşı
Yine diyebilirsiniz ki “İyi de, günümüzde kral mı
kaldı?..”
Eski zamanların kralları belki yok ama,
Cumhuriyet adını taşıyan yönetimlerde,
demokrasiyle yönetildiği iddia edilen ülkelerde
bile kralları aratmayacak iktidar sahiplerinin
varlığı gün gibi ortada…
Peki ya köpek, köpekler?
Yazıya başlarken amacım, birkaç günlük
yurtdışı yolculuğumun sonrasında, son günlerin
“siyasal” oluşumlarından, özellikle de
“demokratik açılım”ın akıbetinden söz etmekti…
Fakat Türkiye’de beni “ıslak imza” sürprizi
karşıladı…
Bu sürprizi, Hikmetyar’ın dizi dibinde çekilmiş
fotoğrafıyla başlayan kariyerini “one minute”üyle
bütün İslam dünyasında pekiştiren Başbakan’ın,
bu kez İran ziyaretinin ve Ahmedinejad’la, dini
lider Ayetullah Ali Hamaney’le can ciğer kuzu
sarması görüşmelerinin haber ve fotoğrafları
izledi…
Siz köşe yazarı olsanız ne yapardınız, ne
yazardınız?
Bilinçaltının oyunu dedim ama öyle sanıyorum
ki bana bu yazıyı, (subay mı, sivil mi bilemem),
Ergenekon savcılığına şu “ıslak imza”lı belgeyi
gönderen kişinin “ihbar” mektubundaki
“köpeksi” ifadeler esinledi…
Bu kişinin kimliği konusunda gerçeği belki
hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz…
Çünkü yaşamın herhangi bir alanında uyulması
gereken ilkeler, değerler, kurallar, bir kez
bozulup altüst oldu mu, neyin ne olduğunu, ne
olacağını hiç kimse kestiremez…
Tıpkı günümüz Türkiye’sinde yaşanmakta
olduğu gibi…
Deniyor ki piyasaya bu kez “ıslak imza”lı
belgenin sürülmesindeki zamanlama, AKP’yi
“demokratik açılım” sürecinde düştüğü sıkıntıdan
ve zaten genel olarak düşüşe geçmiş
olmasından kurtarmak için düzenlenmiş bir
tezgâhı düşündürüyor.
Akla yakın görünse de, bulunduğumuz
ortamda bunu da tam olarak bilemeyeceğiz…
En iyisi biz yine her türlü ahlak ve mantık
kuralının dışına çıkmış olan günümüz “siyaset”ini
bir yana bırakıp yine baştaki konumuza,
“köpekler”e dönelim…
2000’li yılların Türk şairi, 1500 yıl öncenin
Sanskritçe yazan şairinden geri kalacak değil ya!
Çok yıllar önce yazdığım bir dörtlüğümü, yeri
geldiği için, Cumhuriyetimizin yıldönümünü
büyük kaygılar içinde kutladığımız şu günlerde
sizlerle paylaşayım:
Elinde ne piyon kaldı, ne vezir, ne kale,
Düştü birbiri ardına atlar, filler
Ama şah hâlâ ayak diremekte
Yeni taşlar bulundu çünkü: Köpekler…
Dörtlüğün son sözcüğündeki niteleme, bana
kalırsa, gerçek kimlikleri belki hiçbir zaman
bilinemeyecek ihbarcılar ve benzerlerinin yanı
sıra ve belki daha çok, gerçek ve “medya”tik
kimlikleriyle toplumun gözleri önünde, ahlak ve
kural dışılığı yayıp yaygınlaştırmayı meslek
edinmiş kimselere yakışıyor.
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
Dış Haberler Servisi - AKP ikti-
darõnõn dõş politikasõna ilişkin tar-
tõşmalar yabancõ basõnda yer alma-
yõ sürdürüyor. İngiltere’de yayõmla-
nan The Economist dergisi, “Tür-
kiye’nin AB’ye katılım amacı or-
tadan kalkar ve Türkiye İran’a
baskı girişimlerini zayıflatıyor gi-
bi görünürse, Batı’nın Türkiye’ye
karşı ılımlı tavrının değişebilece-
ğini” yazdõ.
“Türkiye ve Ortadoğu - Do-
ğu’ya ve Güney’e Bakmak” başlõklõ
makalede, Türkiye’nin son dönem-
deki dõş politikasõ ve bölgede oyna-
dõğõ rol ele alõndõ. Dergide ayrõca
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn sõrtõ-
nõ batõya dönmüş, elinde teleskopla
cami minaresinden doğuya bakarken
çizilmiş bir karikatürüne yer verildi.
“Avrupa’nın kelime oyunlarıyla
hayal kırıklığına uğrayan Türki-
ye, Arap komşularıyla yıllardır sü-
ren husumetini değiştiriyor” ifa-
desiyle başlayan yazõ şöyle devam
ediyor: “Orta Asya’dan Anado-
lu’ya göç eden Türkler Ortado-
ğu’ya geleli 1000 yıl oldu. Bu bin
yılın yarısı bölgeyi yönettiler. Ama
Osmanlı İmparatorluğu çöküp,
Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında
kurulunca, eski köklerinden ko-
parak, Avrupa’ya yöneldiler ve
Amerika’nın Sovyetler Birliği’yle
soğuk savaşını kabul ettiler.”
Bölgedeki güç boşluğunun Tür-
kiye’nin başarõlõ olmasõna neden ol-
duğu savunulan yazõda “Türki-
ye’nin bölgede olumlu karşılan-
masının bir sebebi de, İran’a gö-
re birçok Arap’ın Türkiye’yi da-
ha ılımlı bir denge ve Batı’ya açı-
lan bir pencere olarak görmesi”
ifadeleri yer aldõ.
‘Kullanışlı köprü’
Türk yetkililerin, Doğu’ya ilginin
Batõ’ya karşõ soğuma anlamõna gel-
mediğini anlattõklarõnõ kaydeden
dergi, yetkililerin Türkiye’yi kulla-
nõşlõ bir köprü, barõş için bölgesel bir
güç ve demokrasi modeli olarak
sunduklarõnõ yazdõ. Batõlõ ülkelerin de
genel olarak bu görüşe katõldõğõ be-
lirtilirken “Eğer Türkiye’nin AB’ye
katılım amacı ölür ya da Türkiye
İran’a baskı girişimlerini zayıfla-
tıyor gibi görünürse, Batı’nın bu
ılımlı tavrı değişebilir” denildi.
ABD’de yayõmlanan Wall Street
Journal gazetesi, Erdoğan hükü-
metinin bağlõlõklarõnõ Batõ karşõtõ İs-
lama doğru kaydõrdõğõnõ yazdõ. Ha-
berde şu ifadeler yer aldõ: “Erdoğan
ve İslamcı AKP’si 2003’te iktidara
geldikten sonra Türkiye’nin stra-
tejik önceliklerinde sadece böl-
gesel gerilimleri azaltmak ola-
rak nitelendirilemeyecek temel-
den bir değişim göze çarpıyor. Er-
doğan şimdi Türkiye’nin gelece-
ğinin Batılı ülkelerin kuyruğuna
takılmaktansa Müslüman dün-
yasına liderlik etmek olduğu ku-
marını oynuyor olabilir. Belki de
bunların hiçbiri şaşırtıcı olma-
malı. Çünkü Avrupa, Türkiye’nin
AB’ye girme hevesini kırdı. Yine
de laiklik, hoşgörü, özgürlük ve
Batı ile Doğu arasında köprü ni-
teliklerinden gurur duyan Türk-
lerin bu nitelikleri daha karanlık
zaferlere tercih etmeyeceğini
umut edebiliriz.”
Dergide Başbakan Erdoğan’ın teleskopla
doğuya bakan bir karikatürü yayımlandı.
‘Erdoğan’ın Doğu kumarı’
Avrupa ve ABD basõnõ, AKP iktidarõ ile birlikte değişen Türk dõş politikasõnõ tartõşõyor
İbrahim Şahin’e tepki büyüyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TRT Ge-
nel Müdürü İbrahim Şahin’in Çankaya Köşkü’nde-
ki Cumhuriyet resepsiyonunda İran Büyükelçisi ile
birlikte Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün eşi Hay-
rünnisa Gül’ün elini sõkmamasõ tepki çekti. CHP
İzmir Milletvekili Canan Arõtman, resepsiyondaki
görüntünün milyonlarca kadõnõn “içini acõttõğõnõ”
söyledi. Haber-Sen Genel Başkanõ Ali Yõlbaşõ
da, “TRT gibi bir kurumu yöneten kişinin kadõn
elini sõkmayacak kadar çağdõşõ bir yaklaşõm içe-
risinde bulunduğuna inanmak istemiyoruz” dedi.
TRT Genel Müdürlüğü, Şahin’in, Hayrünnisa
Gül’ün elini uzattõğõnõ fark etmediği için kendisini
“baş selamõyla” selamladõğõnõ savundu.
‘Dağdan
yine dönüş
olabilir’
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - İçişleri Bakanõ Beşir Atalay,
Avrupa’dan PKK’lilerin gelişiyle
ilgili çalõşma yapmadõklarõnõ belir-
terek “Avrupa’dan gelişleri birin-
ci planda görmüyorum. Yakında
dağdan ve Mahmur’dan dönüşler
olabilir” dedi.
Katõldõğõ bir televizyon progra-
mõnda sorularõ yanõtlayan İçişleri
Bakanõ Beşir Atalay, PKK’lilerin
Kandil Dağõ ve Mahmur Kam-
põ’ndan gelişini “terörle mücade-
lenin bir başarısı” olarak nitelen-
direrek “İşlemlerin tamamı huku-
ka uygun yapılmıştır” diye konuş-
tu. Atalay, DTP yöneticileriyle ça-
lõşmalar kapsamõnda görüştüğünü,
Kuzey Irak’tan PKK’lilerin gelme-
sinden sonra görüşmediğini belirtti.
“Demokratik Açılım”õn Meclis’te
ele alõnmasõ gerektiğini söyleyen
İçişleri Bakanõ Atalay, “Açık gö-
rüşmenin kasımın ilkyarısında
olması daha iyi olur diye düşünü-
yorum” diye konuştu.
BAKAN ATALAY
DTP’DEN TEPKİ
‘AKP özür
dilemeli’
‘İrticaileMücadeleEylemPlanõ’belgesindeki‘imza’gibihukukisüreçdetartõşmalõ
Tek iddiaya çifte soruşturma
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - “İrtica ile Mücadele Eylem
Planı” adlõ belgeye ilişkin tartõşma
4 aydõr sürerken belgeyle ilgili ola-
rak hem askeri hem de sivil savcõ-
lõk çifte soruşturma yürütüyor.
AKP’nin yaptõğõ düzenlemeyle as-
keri kişilerin sivil mahkemelerde
yargõlanmasõnõn yolu açõlõrken
anayasa uyarõnca askeri kişilerin
soruşturmalarõnda halen askeri
savcõlõklar yetkili gözüküyor. As-
kerlere sivil yargõ yolunu açan ya-
sa değişikliğinin iptali istendiği
için tartõşmalara son noktayõ Ana-
yasa Mahkemesi koyacak.
Taraf gazetesinin “AKP ve Gü-
len’i bitirme planı” başlõğõyla 12
Haziran 2009 tarihinde yayõmladõ-
ğõ “belgenin” orijinaline ulaşõla-
mamasõ üzerine rafa kaldõrõlan so-
ruşturmalar, Ergenekon savcõlarõna
ihbar mektubuyla birlikte gönderi-
len “ıslak imzalı” belgeyle birlikte
yeniden başladõ. Belgeyle ilgili Er-
genekon savcõlõğõ soruşturma yürü-
türken daha önce yetkisizlik kararõ
veren askeri savcõlõk da yeni baş-
tan soruşturma başlattõ. Her iki
savcõlõğõn da soruşturma yapmasõ-
nõn nedeni ise AKP’nin haziran
ayõnda TBMM’de “gece yarısı”
operasyonuyla geçirdiği bir yasal
düzenlemeden kaynaklanõyor.
Yapõlan yasal değişiklikle bera-
ber askerlerin “anayasal düzene
karşı suçlar, terör ve çete” suçla-
rõnõn doğrudan özel yetkili sivil
savcõlõklarca soruşturulmasõnõn yo-
lu açõldõ. Ancak anayasanõn 145.
maddesinde askeri yargõnõn görev
ve yetkilerine ilişkin düzenlemede
herhangi bir değişiklik yapõlmadõ.
Bu nedenle, yasa yönünden olaya
bakõldõğõnda sivil savcõlõk, anayasa
açõsõndan ise bu konudaki soruştur-
ma yetkisi askeri savcõlõğa ait. Ki-
mi hukukçular askeri yargõnõn yet-
kisini anayasadan aldõğõnõ belirte-
rek yargõlama yapabileceği düşün-
cesini dile getiriyorlar.
Ana muhalefet partisi CHP, as-
kere sivil yargõ yolunu açan yasa
değişikliğinin iptali istemiyle Ana-
yasa Mahkemesi’ne dava açtõ. İptal
istemine ilişkin raporunu tamamla-
yan Anayasa Mahkemesi raportörü
ise düzenlemenin anayasaya aykõrõ
olmadõğõnõ belirterek iptal istemi-
nin reddi yönünde görüş bildirdi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 86. kuruluş yıldö-
nümü önceki akşam yerel yönetimlerin düzen-
lediği çeşitli etkinliklerle coşkuyla kutlandı.
Etkinlikler kapsamında çok sayıda yurttaşın
katıldığı fener alayı ve yürüyüşleri gerçekleş-
tirildi, konserler düzenlendi. Kadıköy Beledi-
yesi’nce Bağdat ceddesi’nde düzenlenen
“Cumhuriyet’e Bağlılık Yürüyüşü”nde Cum-
huriyet sevdalıları, ellerinde Türk bayrakları
ve Atatürk posterleriyle yürüdü. Kadıköy Be-
lediye Başkanı Selami Öztürk, CHP İstanbul
İl Başkanı Gürsel Tekin ile bazı sanatçıların
da katıldığı yürüyüşte, Atatürk’ün Cumhuri-
yetin kuruluşunun 10. yılında yaptığı konuşma
dinletildi. Bakırköy’de İlçe Milli Eğitim Mü-
dürlüğü tarafından düzenlenen Cumhuriyet
yürüyüşü ve fener alayına 2 bin öğretmen ka-
tıldı. Yürüyüş ve fener alayının ardından Ba-
kırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin ve Ba-
kırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in
de desteklediği, ilçedeki öğretmenlerin oluştur-
duğu Cumhuriyet Korosu şarkılar söyledi.
Kadıköy’de coşkulu kutlama
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
yabancõ sermayenin Türkiye’de toprak almasõna yönelik eleştirilere
tepki gösterdi. Erdoğan, “Kimsenin bu toprakları söküp de götürecek
hali yok. Bu topraklar bizim topraklarımız. Burada yatırım yapıyor
ve yatırım yaptığı sürece, çalıştığı sürece burada kalacaktır” dedi.
Erdoğan, Türkiye Yatõrõm Destek ve Tanõtõm Ajansõ Danõşma Kurulu
toplantõsõnõn açõlõşõnda yaptõğõ konuşmada, ülkenin istikrarõ, güven
ortamõ, huzuru ve gelecek vizyonunun, hedeflerinin ekonomiden
bağõmsõz olmadõğõnõ söyledi. Türkiye’nin demokrasinin standartlarõnõ
geliştirerek ekonomisini de büyüteceğini ifade eden Erdoğan,
“Demokrasi ve hukuka ilişkin her tartışma, her türlü müdahale,
her türlü olumsuz yaklaşım, her şeyden önce ekonomiyi etkiliyor.
İşimizi, aşımızı, soframızdaki ekmeği etkiliyor. Hiçbir yatırımcı,
geleceği belirsiz, demokrasi standartları düşük, istikrarsız, güvensiz
bir ülkeye gelip orada yatırım yapmak istemez” diye konuştu.
‘TOPRAĞI
SÖKÜP
GÖTÜRECEK
HALİ YOK’
Başbakan yabancõya
satõşõ savundu
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - DTP, İçişleri Bakanõ Beşir
Atalay’õn “DTP açılım sürecini
tahrip etti” sözleri ile AKP Kahra-
manmaraş Milletvekili Cafer Tatlı-
bal’õn 34 PKK’linin Türkiye’ye ge-
lişi ve karşõlanmasõna ilişkin “Bu
doğru bir hamleydi ama DTP şe-
refsizlik etti” şeklindeki sözlerine
sert tepki gösterdi. DTP, AKP’yi de
özür dilemeye çağõrdõ. DTP Genel
Merkezi’nden yapõlan açõklamada,
Atalay’õn sözleri eleştirilerek “Bu
durum, hükümetin açılım konu-
sunda yaşadığı kararsızlığını, ira-
desizliğini ve şaşkınlığını DTP’yi
hedef alarak kamufle etmeye ça-
lıştığını göstermektedir” denildi.
RIZA KUAS
ANILDI
Devrimci İşçi Sendikala-
rı Konfederasyonu’nun
(DİSK) kurucularından ve
Lastik-İş Onursal Genel
Başkanı Rıza Kuas, ölü-
münün 28’inci yıldönü-
münde Edirnekapı’daki
Hava Şehitliği’nde düzen-
lenen törenle anıldı. DİSK
Genel Sekreteri Tayfun
Görgülü “1950’lerde Ku-
as’ın ortaya koyduğu sen-
dikal anlayış, bugün halen
sendikal mücadele açısın-
dan önem taşımaktadır.
Kuas’ın anlayışı emeğin
önemini yücelten bir bakış
açısıydı” dedi.
TRT’DEKİ PROGRAMDA ŞAŞIRTAN İFADELER
Arılar sarhoş ve ahlaksız ilan edildi
FIRAT KOZOK
ANKARA - TRT 1’de yayõmlanan bir
programda, arõlarõn çiçek özlerini içerek
alkol aldõklarõ, fazla çiçek özü içerek
“sarhoş olan” arõlarõn kovan girişindeki
nöbetçi arõlar tarafõndan “ahlaksız ol-
dukları için dışarı atıldıkları”
ifade edildi. Program konuğu,
“Arılar içki içeni ahlaksız bulu-
yorsa biz burada neyiz... İnsanlık,
bizdeki hakikatin gerçek anlamda Al-
lah’a ait olduğunu hissetmektir” dedi.
Hafta içi her gün saat 10.00’da TRT
1’de yayõmlanan “Sabiha Akdemir’le
Günbegün” programõnõn geçen günlerde ya-
yõmlanan bir bölümüne katõlan İslamcõ ya-
zar Cemalnur Sargut katõldõ. Programda-
ki diyaloglarõn bir bölümü şöyle:
Cemalnur Sargut: Efendim arõlar, çiçek
özlerini içerler, alkol alõrlar belli ölçüde, vü-
cutlarõnõn ihtiyacõ olduğu kadar. Fazlasõnõ
alõp sarhoş olan arõyõ, iki tane bekçi arõ var-
dõr, asla bal yapmak için içeri sokmaz.
Onu ahlaksõz bulup dõşarõ atar.
Şimdi arõlar içki içeni ahlaksõz bu-
luyorsa biz burada neyiz?
C.S: Şimdi insanlõk nedir? İnsanlõk,
gerçek anlamda bizdeki hakikatin Allah’a
ait olduğunu hissetmektir. Bu eğer tecelli
ederse, hümanist olmaktan kurtuluruz. Çün-
kü hümanistlik insana değer verirken ondaki
Allah’õ görmeden değer verir, o zaman da
beklentisi olur, o da bana değer versin...