17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 MAYIS 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER DSP lideri, partinin kapatılması dışında, CHP ile her türlü formüle açık olduklarını söyledi YENİ PARTİ İSMİ İLE SEÇİME GİDİLECEK 7 Sezer, Baykal’dan randevu istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP ile DSP’nin güç birliği “çatı” engeline takılırken CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “DSP’nin açıklamasından olabileceği umudunu maalesef almadım, toplumun talebi birleşmeden yana” dedi. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ise Baykal’dan randevu istediğini söylerken “Görüşerek o umudu yaratabiliriz. ‘Partiyi kapatın gelin’ denilirse bu diyalog değil, dayatma olur. Rencide edici açıklamalar yapılıyor, bizim hedefimiz milletvekilliği değil, gerekirse ben aday bile olmam” açıklamasını yaptı. CHP lideri Baykal son grup toplantısında “Ecevit ile, DSP ile birleşmek istiyoruz” açıklaması yaparken DSP Başkanlar Kurulu bu çağrıya “DSP’nin kapatılması dışında, CHP çatısı altında seçime girmek dahil her türlü formülü görüşmeye hazırız” yanıtını verdi. CHP yönetimi “DSP’yi kapatın, CHP’ye katılın” formülünde ısrarlı olurken Rahşan Ecevit’in de Baykal’ı “samimi” bulmadığı vurgulandı. Baykal’ın grup konuşmasında “Biz DSP’nin son seçimde aldığı yüzde 1 oyla ilgili değiliz” şeklindeki sözlerinin ise DSP’yi “rencide ettiği” kaydedildi. lığıyla yani buna saygı duyuyorum da sonuç almak mümkün değil. Bunu yapabilmeyi çok isterim. Bunu yapabilmemiz halinde her türlü beraberliği, özveriyi, dayanışmayı sergileriz.” Baykal, Genç Parti’yle işbirliği konusundaki sorular üzerine ise “Cem Uzan’la görüşmediğini, böyle bir işbirliği konusunda konuşulması gereken çok konu, aşılması gereken pek çok engel olduğunu” vurguladı. Baykal Sezer Sezer: CHP’nin konuşmaları çok rencide edici Zeki Sezer, dün Cumhuriyet’in sorularını yanıtlarken solda işbirliği için CHP Genel Başkanı Baykal’la görüşmek için randevu istediğini söyledi. Milletin kavga değil uzlaşı istediğine dikkat çeken Sezer, “Bugün inatlaşma değil, uzlaşı günü. Halk uzlaşı istiyor. ‘Partinizi kapatın gelin’ denilirse bu diyalog değil, dayatma olur” dedi. CHP ile ileri ye dönük bir çalışma içinde olabileceklerini de ifade eden Sezer, önce “nişanlılık dönemi”nin yaşanılması gerektiğini söyledi. Sezer, “Biz daha toplantıdayken açıklama yapmadan, bir TV kanalında canlı yayında CHP’li Onur Öymen’in açıklamalarını dinledik. ‘Bizi reddettiler’ diye açıklama yaptı, suçlu yaratıp haklı çıkmaya çalışıyorlar. Oyunlardan söz ediliyor. Eğer bir oyun varsa köklü bir partiyi kapatmaya çalış ma oyunu var” dedi. Çağlayan’da 4 saat boyunca binlerce kişiyle görüştüğünü, hiç kimseninin “Partini kapat” demediğini vurgulayan Sezer, “DSP, seçim işbirliği yapıp parlamentoya girmek istiyor, birleşme istemiyor” eleştirilerine de “Bizi parlamentoya onlar mı taşıyacak, biz mi onları iktidara taşıyacağız o belli olmaz. Biz zaten parlamentoya giriyoruz. Sivil toplum örgütlerinin eylemlerinden önce meydanlara çıkıp yüz binleri toplayan sadece DSP vardı. Bizim derdimiz parlamentoya taşınmak değil, iktidar olup ülkeyi karanlığa gitmekten kurtarmak. Böyle konuşmalar çok rencide edici. Ben gerekirse Zeki Sezer olarak milletvekili adayı da olmam” yanıtını verdi. Sezer ayrıca “Baykal’ın kastettiği şekilde, kurultaylar toplayarak birleşmek için yeterli zaman olmadığını” da vurguladı. Merkez sağda birleşme tamam ? DYP bu ay içinde kongre yapıp yeni isim alacak. ANAVATAN’ın bu partiye katılmasıyla seçime “yeni isim” altında gidilecek. Ancak YSK’nin yeni isim altında seçime girilmesine vize vermemesi durumunda, DYP çatısı altında seçime gidilecek, “yeni çatı”da birleşme seçim sonrasına kalacak. Ağar ve Mumcu, bugün ortak basın toplantısıyla, gelinen noktayı ve birleşmenin ayrıntılarını kamuoyuna açıklayacaklarını bildirdiler. AYŞE SAYIN ‘SOLA HAKEMLİK’ ÇAĞRISINA OLUMLU YANIT ‘Umut gerçekleşmedi’ Baykal, bir TV kanalının canlı yayınında, DSP Genel Başkanı Sezer’in açıklamalarının ardından “Keşke daha olumlu, daha yapıcı bir cevap alabilseydik. Bunun olabileceği umudunu maalesef almadım. Açıklanıncaya kadar umutla bekliyordum. Ama o umut gerçekleşmedi” dedi. Toplumun talebinin birleşmeden yana olduğunu ve birleşmenin çatısının CHP olması gerektiğini vurgulayan Baykal, şu değerlendirmeleri yaptı: “CHP Atatürk’ün kurduğu parti, Türkiye’nin sigortası, kimliği. Türkiye ya AKP ya CHP tercihiyle karşı karşıya. Şimdi birisi çıkıp ‘CHP’yi kapat. Biz başka bir siyasi parti kuralım’ dese bu en çok AKP’ye yarar. CHP’nin etrafında birleşmek gerekiyor, bu eşyanın tabiatının gereği. Tek bir çatı altında bir araya gelelim. Siz derseniz ‘biz de bu partide simgemizi bulundurmak istiyoruz. Güvercin bizim simgemizdir, koyun güvercini de CHP’nin simgeleri arasına’ onu da koyalım. Siyaset artık duygusallığı kaldırmıyor. İki ayrı kimlikle bir yere ulaşmak mümkün değil. O duygusallık ve o parti bağlı Tarih yazan kadınlar: Ne gerekiyorsa yaparız BERİV AN TAPAN İKKB Başkanı Necla Arat. ÇYDD Başkanı Türkan Saylan. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’ın “Solda birliktelik sürecinin hakemi olun, bu süreci ya yönetin ya da denetleyin” çağrısında bulunduğu Çağlayan mitingi düzenleyicilerinden Prof. Dr. Türkan Saylan ve Prof. Dr. Necla Arat, yaklaşan genel seçimlerin “muhaSaylan: Anahtar elimizde lif partilerin birleşmesinin gereklilikten öte zorunluluk halini alan” bir tabTürkan Saylan ise sol çizgideki partilo ortaya çıkardığı görüşünde birleşti. lerin ortak bir paydada birleşmelerinin Saylan ve Arat, hakemlik çağrısını ise önemine vurgu yaparak “Çözüm üret“olumlu” bulduklarını mek, üretilmiş çöbelirtti. zümler üzerinde koSolun birleşmesine nuşmak gerekiyor. yönelik birçok kez giYakında gerçekleşeTürkan Saylan: rişimde bulunduklarıcek olan genel seçimÇözüm elimizdeki nı dile getiren Necla ler sürecinde gereken Arat, 29 Nisan günü anahtar, ama her türlü yardımı İstanbul’da gerçekleşyapmaya hazırız. Çökapının kilidini tirilen “Cumhuriyet züm elimizdeki anahaçamıyoruz. Mitingi”nde de haltar, ancak kapının kiKapının açılması kın buna yönelik teplidini açamıyoruz. kilerinin dikkat çekici için ne gerekiyorsa Kapının açılması için olduğunu söyledi. ne gerekiyorsa yapayaparım. Arat, “Verdiğimiz merım” dedi. Saylan, KaNecla Arat: Seçim sajların yerine ulaşrayalçın ile bu konuyu sürecinde muhalif mış olduğunu görühenüz görüşemedikleyoruz. Karayalçın’ın partilerin rini, ancak önümüzdeyaptığı çağrı da buki günlerde konunun birleşmesi artık bir nun bir göstergesi. netliğe kavuşacağını gereklilikten öte Ülkemizde barışın söyledi. egemen olması, soszorunluluk halini SHP Genel Başkanı yal demokrasinin Murat Karayalçın da aldı... gerçek anlamda yaSaylan, Arat ve arkaşanması, kaygıların daşlarının “Tarih yagiderilebileceği bir zan kadınlar” olduseçim sonucunun orğunu, devreye girmetaya çıkması için elimizden gelen her lerini istediğini söyledi. Çağrının muhaşeyi yapmaya hazırız” dedi. taplarının nasıl bir hakemlik görevi üstleneceklerine ilişkin bir soruyu KarayalArat: Talepler itici olmasın çın şöyle yanıtladı: “Herkes bu isimlere güveniyor. Solda birleşmenin daha çok “taraflaNe yapabilirler? Örneğin CHP Gerın talepleri” ile ilintili olduğuna işaret nel Başkanı Deniz Baykal, DSP Genel eden Arat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Söz Başkanı Zeki Sezer ve beni bir araya konusu siyasi tarafların talepleri itici getirecek, siyasileri sivil bir bakışla olmadığı sürece, bir uzlaşma noktası buluşturacak, solun birleşmesine yöbulunursa bir şeyler yapılabileceğini nelik bir baskı unsuru oluşturabiledüşünüyorum. En azından denenmecek bir gücün gerektirdiği yaklaşımsi gereken bir yaklaşım. Seçim sürecinları önümüze sunabilirler. Kısacası kode muhalif partilerin birleşmesi artık laylaştırıcı bir rol üstlenmelerini talep ediyorum.” bir gereklilikten öte zorunluluk hali ni aldı. Bu işin siyasal ve hukuki yanı var. Bütün bunlarda görüşümüzü, önerimizi açıklarız. Baykal’a yönelik açık bir çağrıda da bulundum. CHP’nin kapısını sosyal demakratların bir arada olabileceği bir yaklaşıma açması gerektiğini düşünüyorum.” ANKARA Merkez sağda birleşmede son viraja girildi. DYP ve ANAVATAN liderleri, bugün bir basın toplantısıyla iki partinin birleşmesi kararını ve hangi formülle olacağını kamuoyuna açıklayacak. İki partinin, “yeni parti ismi” ile seçime gidilmesinde hukuki sorun çıkması durumunda, DYP çatısı altında seçime gidilip seçimlerden sonra yeni çatı altında birleşilmesi formülünde uzlaştığı öğrenildi. DYP ve ANAVATAN arasında Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde “somutlaşan” işbirliği, hızla iki partinin “birleşmesi” noktasına geldi. Bir süredir görüşme trafiğini yürüten DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ve ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, önceki akşam başlayıp dün de devam eden zorlu pazarlık sonucunda iki seçenekli formül üzerinde uzlaştı. Edinilen bilgiye göre Mumcu, seçim takvimi nedeniyle iki partinin yeni kurulacak bir parti altında seçime giremeyebileceğini, ancak iki parti tüzelkişiliğinden birinin isim değiştirerek seçime girmesi formülünü gün Mumcu deme getirdi. DYP kanadı önce bu formüle YSK’nin seçime katılacak siyasi partileri ilan aşamasına geldiğini, bu nedenle yeni partinin seçime giremeyeceğini belirterek karşı çıktı. DYP’liler ayrıca seçimlere çok kısa bir süre kaldığını, kamuoyuna yeni partiyi tanıtmalarının zor olacağını, bunun da kendilerine oy kaybettireceğini ifade ettiler. Bunun üzerine ANAVATAN kanadı, Genç Parti’nin (GP) 2002 seçimlerinden önce Yeniden Doğuş Partisi’yle (YDP) birleşme formülünü gündeme getirdi. 2002 seçimleri öncesinde, seçime girme hakkı olmayan GP, seçime girme hakkına sahip olan YDP’ye katılmış, daha sonra Cem Uzan, bu partinin adını Genç Parti olarak değiştirmişti. Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, GP’nin, seçimlerin hemen öncesinde YDP’yi ele geçirme operasyonunu hukuka aykırı bulmuş ve seçimlere katılmasına izin verilmemesi için Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvurmuştu. Ancak YSK, GP’nin seçimlere katılmasına izin vermişti. ANAVATAN’lılar benzer formülü gündeme getirince DYP’liler bu konuda YSK’den görüş alınması ve birleşme formülünün ona göre belirlenmesine ikna oldu. Böylece iki partinin birleşmesindeki en önemli pürüz ortadan kalkmış oldu. Buna göre Hazine yardımını alma avantajına sahip olan DYP’nin bu ay ortasında kongresini toplayarak isim değiştirmesi, ardından ANAVATAN’ın da yine kongresini toplayıp yeni partiye katılması ve seçime bu yeni isim adı altında girilmesi görüşü benimsendi. Bütünleşik partinin ismi konusunda ise Demokrat Parti olması görüşü ağırlık kazandı. Ancak iki parti kurmayları, YSK’nin bu formüle vize vermemesi durumuna göre de bir “B planı” hazırladı. Buna göre, YSK’nin Demokrat Parti adı altında seçime girilmesine vize vermemesi durumunda, Ağar ANAVATAN’ın DYP listelerinden aday gösterilmesi, bir deklarasyonla da seçimler sonrasında Demokrat Parti adı altında birleşilmesinin “güvence altına alınması” benimsendi. Gelinen nokta nedeniyle dün DYP ve ANAVATAN liderleri de bütünleşme konusunda “olumlu” mesajlar verdiler. DYP Genel Başkanı Ağar, birleşmede gelinen noktayla ilgili bugün bir açıklama yapabileceklerini belirtirken artık “hayırlı olsun” denecek noktaya geldiklerini söyledi. Seçimlere kısa süre kaldığı için “yeni parti ismi halka tanıtılabilir mi” endişesi taşıdıklarını belirten Ağar, “Bütün bunları araştırıyoruz. Ama buraya kadar geldikten sonra dönüp ayrılma olmayacak. Bu detaylarda boğulup kalma söz konusu değildir” dedi. DYPANAVATAN dışında üçüncü ismin de olabileceğini kaydeden Ağar, yeni isim olmazsa tarafların seçim sonrasında yeni isim altında birleşme konusunda “niyet beyanında” bulunabileceğini söyledi. Liderlik konusunda bir pürüz olmadığını dile getiren Ağar, Demokrat Parti ismine de sıcak baktıklarını belirterek “Demokrat Parti ismi kimseye yabancı olan bir kavram değildir” dedi. ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu da mutabakatın “çok yakın” olduğunu belirterek birleşmenin iki parti tüzelkişiliğinden birinin çatısı altında olacağını söyledi. CEV AP VE DÜZELTME Cumhuriyet Gazetesi’nin 21.01.2006 tarihli nüshasında yayınlanan “Baskılar operasyonla başladı” başlıklı haberde müvekkilim Sayın Adnan Oktar’ı hedef alan bir takım gerçekdışı iddia ve ithamlara yer verilmiştir. 1. Öncelikle, Sadettin Tantan’ın Bilim Araştırma Vakfı davasının zamanaşımına uğraması konusundaki yakınmaları son derece yersizdir. BAV Davası’nın zamanaşımına uğramasının temel nedeni, ortada DGM kapsamında yargılanabilecek en küçük bir vakıa bulunmadığı halde dosyanın lüzumsuz şekilde DGM’ye taşınmış olmasıdır. Bunun sonucunda dosya, 4 sene boyunca DGM’de (19992003) kalmıştır ve bu sürenin sonunda İstanbul 3. DGM tarafından verilen görevsizlik kararıyla DGM kapsamından çıkmıştır. Olayın (hiçbir ilgisi olmadığı halde) DGM’de görülmeye başlanmasının müsebbibi de bizzat Sadettin Tantan’ın kendisi ve onun emri altında olup bu dosyayı DGM kapsamına sokmaya çalışan ve bu amaçla görevlerini kötüye kullanan bazı memurlardır. 2. Sadettin Tantan’ın, yayında, “kendisinden yardım talep eden aileler” olarak lanse etmek istediği kişiler, aslında, Tantan’ın BAV camiası mensuplarına yönelik olarak düzenlediği operasyon esnasında gözaltına alınan hanımların “eğer BAV mensuplarından şikâyetçi olmazsanız kızınızı hapse atarız” tehditleriyle korkutulup şikayetçi olmaya zorlanan aile fertleridir. Nitekim bu kişiler evlatlarına kavuştuklarında savcılığa ve mahkemeye başvurarak gerçekte kimseden şikayetlerinin bulunmadığını ifade etmişlerdir. 3. Sadettin Tantan, Sayın Adnan Oktar’ın eserleri hakkında da kendincehakaretamiz ifadeler kullanmıştır. Gerçekte ise bu eserler (hem Türkiye’de hem de dünyanın pek çok ülkesinde) geniş kitleler tarafından takip edilmekte, eğitim kurumlarında tavsiye edilmekte, araştırmalara konu olmakta, bu eserlerin yayınlandığı internet siteleri her ay milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilmektedir. 4. Sayın Adnan Oktar’ın ruh sağlığıyla ilgili asılsız iddiaya en güzel cevap Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nin 18.8.2000 tarih ve 4892 sayılı raporudur. Söz konusu rapor bu iddianın gerçekdışı olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Adnan Oktar ve arkadaşları, ülkemizin devletiyle ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün ve Anayasal hukuk düzeninin korunması için varını yoğunu ortaya koyarak mücadele eden Atatürkçü, mukaddesatçı, ilerici vatanseverlerdir. Türk kamuoyu, yayında dile getirilen mahiyetteki mesnetsiz karalamalara değil, müvekkilin 25 yıldır kaleme aldığı eserlerine, kendisinin bu eserlerindeki açıklamalarına ve aynı çizgideki yaşamına itibar etmektedir. Adnan Oktar Vekili Av. Kerim Kalkan (Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi kararıyla yayımlanan cevap ve düzeltme metnidir.) CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear