Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16NİSAN2000PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
çeo ödii töraü
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Çagdaş Gazeteciler
Derneği'nin (ÇGD) her
yıl geleneksel olarak
düzenlediği "Yılın
Gazetecileri Yanşması
1999"da dereceye
girenlere ödülleri verildi.
Gazetemiz Ankara
Bürosu muhabirlerinden
Ebru Toktar, Anadolu
Ajansı, TV 8, Milliyet'ten
Yavuz Baydar ÇGD Özel
Ödülü'nü aldılar. "ÇGD
Dostluk ödülü" bu yıl,
Türk-Yunan halklanmn
yaşanan depremin
ardından yakınlaşmasına
katkılanndan dolayı
Yunan gazeteci Sofıa
Voultepsi ile Manolis
Mathiodakis'e verildi.
Ödül törenine,
Devlet Bakanlan Şükrü
Sina Gürel ve Mustafa
Yılmaz, CHP Genel
Başkanı Altan Öymen,
ÖDP llideriUfuk Uras,
İHD Genel Başkanı
Hüsnü Öndül, Çankaya
Belediye Başkanı
Haydar Yılmaz,
AA Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Güler
ile bazı milletvekilleri ve
çok sayıda gazeteci
katıldi.
Sıkıntılamn
kaynağı
siyasiler
• ANKARA
(Cıımhuriyet Bürosu) -
Sağlık-tş Sendikasf nca *
düzenlenen "SSK'nin
Yeniden
Yapılandınlması"
panelinde konuşan Yaşar
Okuyan, SSK'ye 10
milyar liradan fazla prim
borcu olan kişi ve
kurumlan ve bunun yanı
sıra kurumun gelir ve
gider bilançosunu 4 ayda
bir kamuoyuna
açıklayacaklannı söyledi.
Türk-Iş Genel Başkanı
Bayram Meral, SSK'nin
sorunlannın ve
sıkıntılannın temel
kaynağının siyasilerden
kaynaklandığına işaret
ederek "Siyasiler SSK
ûzerinde yıllardır
istedikleri gibi cirit
oynadılar" dedi.
Eğmm-Sen
toplantısı
• DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
KESK'e bağlı Eğitim-
Sen'in 2. dönem 8.
Başkanlar Kurulu ve
Merkez Yönetim Kurulu
toplantısı, dün
Diyarbakır'da başladı.
Bugûn kitlesel bir basın
açıklamasıyla son
bulacak toplantıda;
Türkiye'deki eğitim
sistemi başta olmak
ûzere, özellikle OHALde
yoğunlaşan sürgünler,
Meclis komisyonlannda
görüşülen Kamu
Emekçileri Sendikalan
Yasa Tasansı, 1 Mayıs
Emek Bayramı ve
uluslararası düzeyde
yürütûlen "2000 Kadın
Yürüyüşü", "Herkes Için
Nitelikli Kamusal
Eğitim", "Dünya Banş
Yılı" kampanyalan
gündeme geldi.
ÇHD'den çağn
• ANKARA
(Cınnhuriyet Bürosu) -
Çagdaş Hukukçular
Demeği (ÇHD) Genel
Başkanı Ali Ersin Gür,
Ankara DGM'de
yarjılanmasına karşın
Afşon Cezaevi'nde
tutllan Lale Açık'ın 55
güıdür açlık grevinde
oldığunu belirterek
Adüet Bakanlığı'mn bu
koıuda adil davranması
ve \.çık'ın Ankara'ya
naüedilmesi çağnsında
buundu. Gür, "Bu durum
adh yargılanma hakkının
ihlJine yol açtığı gibi,
heıüz hakkında hiçbir
n-Laıkeme karan olmayan
buiişinin bir bıçımde
cealandınlması
anımına da
genektedir" dedi.
Başbakan Ecevit, Genelkurmay'ın açıklamasının ardından KıvrıkoğlıCyla görüştü
Çankaya'ya askerdengesiANKARA(Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türk Silahlı Kuvvetle-
ri'nin (TSK) cumhurbaşkanlı-
ğı seçimiyle ilgilendiğini açık-
lamasının ardından siyaset ku-
lisleri hareketlendi. Cumhur-
başkanının anayasaya göre
TBMM adına TSK'nin başko-
mutanı olduğunu, MGK'ye
başkanlık yaptığını vurgulayan
Başbakan Bülent Ecevit, Ge-
nelkurmay Başkanı Orgeneral
Hüseyin Kıvnkoğhı'yla da gö-
rüştü. Ecevit, Genelkurmay'ın
açıkJamasını "Cumhurbaşka-
m ik TSK arasında çok önem-
li bir iüşki var. Bununla yakın-
danflgflenmeleriçok doğaldır"
diye değerlendırdi. Kıvnkoğ-
lu'nun cumhurbaşkanlığı ile il-
gili temennileri ve beklentile-
rini ilettiğini kaydeden Ecevit,
"Türkrye'nin iyfliğiııi isteyen,
sonınlanmderinfiğmebüenbir
değerti komutanın temennDeri
ne olabüirse o temennilerdir''
diye konuştu.
Milli Savunma Bakanı Saba-
hattin Çakmakoğhı da, "Her-
kesin cumhurbaşkanlığı seçi-
miyle ilgili görüş belirttiği dö-
nemde asker kesiminin de bu
konudaki duyduklannın bir
özetidir, ifadeadir" dedi.
'Yadırgamadık'
Genelkurmay Başkanh-
ğı'ndan, bir gazetede yer alan
yazı üzerine yapılan açıklama-
yı dün siyasiler de değerlendir-
di. ANAP Genel Başkan Yar-
dımcısı Selçuk Pehüvanhoğlu,
açıklamayı yadırgamadıklannı
belirterek "Asker kanadı da bu
toplumun bir parçasıdır. Tabii
ki ülkenin yönetimi ile ilgüi gö-
rüşünü demokratik sistenı da-
hilinde söylemekte özgürdür.
Genelkurmay'ın açıklamasmı
yadırgamıyoruz" dedi.
Ecevit, dün muhalefet lider-
leriyle yaptığı görüşmenin ar-
dından düzenlediği basın top-
lantısında TSK'nin cumhur-
başkanlığı seçimi konusunda
görüşlerini açıklamasının çok
doğal olduğunu dile getirdi.
Anayasaya göre cumhurbaşka-
nının TBMM adına TSK'nin
başkomutanlığını temsil ettiği-
Kutan'dan
kongre
uyansı
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - FP
Genel Başkanı Recai
Kutan, 14 Mayıs 'ta
yapılacak kongre ön-
cesınde "Partmin içi-
ne fitne sokma gayret-
leri bulunduğunu" sa-
vundu. Kutan. u
Boşu-
na heveslenmesinler.
FP büdikleri partüer-
den değfl. Yok gelenek-
çilenniş, yok yenitikçi-
lermiş. Elbette FP kad-
rolannın hepsi gele-
nekçidir. Ancak biz
'îki günü bir olan zi-
yandadır' anlavışında-
yız. Hem gelenekçryiz,
hem yeniHkcryiz" diye
konuştu.
Kutan, FP'li beledi-
ye başkanlan toplantı-
sında yaptığı konuş-
mada kongre sürecine
değinirken muhalifle-
re üstü kapalı uyanlar-
da bulundu. Kutan,
"Ancak bazı çevreler,
bazı mahun medya ku-
ruhışlan kongreyi ba-
haneederekFP'nin içî-
ne fitne sokma gayreti
içindeler** dedi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
OLMASiKl.. &KZ. UBfA
OLARAK O&TCJMÜZB
Muhalefetin nabzını yoklayan Başbakan, liderler zirvesini yeniden topladı
Sıra isîın beürlemeye geldiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Bülent Ecevit,
cumhurbaşkanhğı seçimiyle il-
gili olarak FP Genel Başkanı Re-
cai Kutan ve DYP Genel Başka-
nı Tansu ÇSDer'le ayn ayn görüş-
tükten sonra liderler zirvesini
topladı. Cumhurbaşkanının uz-
laşmayla seçilmesinden yana ol-
duğunu belirten Ecevit, TBMM
içinden bir aday çıkanlmasına
öncelik verilmesi, ancak bir zo-
runluluk doğarsa dışardan bir is-
min gündeme getirümesi konu-
sunda FP ve DYP liderleriyle ay-
nı görüşü paylaştıklannı söyle-
di. Adaylann bugünden itibaren
belirmeye başlayacağını kayde-
den Ecevit, ANAP Genel Başka-
nı Mesut Yılmaz' ın kendisine
"adayhk talebmin" olmadığını
söylediğini bildirdi. TBMM
Başkanı Yıknnm Akbulut, aday
olabüeceğini açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı için aday-
lık başvurulan bugün başlarken;
• Başbakan Bülent Ecevit, gün boyu sürdürdüğü
ziyaretleri sonrasında görüştüğü ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'ın "adaylık talebinin" olmadığını
söylediğini bildirdi. TBMM Başkanı Yıldınm Akbulut da
aday olabüeceğini açıkladı.
Başbakan Ecevit, dün yoğun bir
görüşme trafiği gerçekleştirdi.
Ecevit, ilk önce FP ve DYP li-
derleriyle Meclis'te ayn ayn gö-
rüştü. Görüşme sonrasında açık-
lama yapan Ecevit, hükümet or-
taklanyla yaptığı görüşmede,
muhalefet liderleriyle görüşül-
mesinin en uygun yöntem oldu-
ğu sonucuna vardıklannı vurgu-
layarak Kutan ve Çiller'in de bu
yöntemi çok olumlu karşıladık-
lannı söyledi.
Ecevit, görüşmede herhangi
bir ismin gündeme gelmediğini
belirterek şunlan söyledi :"Önü-
müzdeki hafta sürdürülecek di-
yalog ortamında isimlerin de
kendiliğinden adım adım ortaya
çıkabüeceğini söylediler. Bu bir
süreçtir, adaylar elene elene so-
nuca vanhr. Bu sürece hüküme-
tin müdahalesi değil, ancak kat-
lası olabiür. Biz de o konuda hü-
kümetortaklan olaraketimizden
geleni yapacağH" dedi.
FP ve DYP üderlerinin Mec-
lis içinden bir ismin seçilmesine
öncelik verdiklerini kaydeden
Ecevit, "Ancak bir zorunluluk
olursa Meclis dışından bir ismin
seçilebileceğini belirtiyoriar.
Önümüzdeki hafta süreç işleme-
ye başlayacak" dedi. Ecevit, bir
gazetecınin "Görüşmede Mesut
Yılmaz'ın ismi gündeme geldi
mi? ANAP'ta Yılmaz'ın cum-
hurbaşkamolması isteniyor" so-
rusuna, "Hiçbir bderin adı geç-
medi" yanıtını verdi.
Kutan, görüşme öncesi, cum-
hurbaşkanlığı seçiminde parti-
sının anahtar partı olduğunu be-
lirterek "FP'ye rağmen yeni bir
cumhurbaşkanıseçilmesi söz ko-
nusu olamaz" dedi. FP lideri,
Ecevit'le görüşmesinin ardından
yaptığı açıklamada da "Dünya
ve Türkiye'yi bilen. gerçek an-
lamda demokrasiyi içine sindir-
miş, ismi ûzerinde herhangi bir
dedikodu ve şaibe buhınmayan,
milletin değerlerine sahip olan"
bir isme her türlü desteği vere-
ceklerini söyledi. Çiller de yön-
tem konusunda partisinin gere-
ken katkıyı yapacağını söyledi.
Ecevit, muhalefet liderlerinin
hemen ardından ANAP Genel
Başkanı Yılmaz ve MHP lideri
Devlet Bahçeli ile bir araya gel-
di. Ecevit, yaklaşık 10 dakika
süren zirveden sonra yaptığı
açıklamada, muhalefet liderle-
riyle temaslan hakkında Bahçe-
li ve Ydmaz'a bilgi verdiğini, bu
konuda kendi görüşlerini aldığı-
m söyledi.
ni, aynı zamanda MGK'nin
başkanı olduğunu kaydeden
Ecevit, "CumhurbaşkanıUeT-
SK'nin bu gibi nedenlerk çok
özel ve çok önemü ilişkikri var-
dır. Cumhurbaşkam seçilirken
bu gerçekler de mutlaka göz
önündetutuhnabdır. Bu son de-
rece doğaldır" dedi.
Ecevit, Genelkurmay'dan
kendisine bir görüşün iletilip
iletilmediğinin sorulması üze-
rine, "Şu aşamada gehnedi a-
ma gelebüir. Saym Genelkur-
mayBaşkanı da benimle görüş-
mek istiyor. Ben de bunun
çok yararh olacağma ina-
nrvorum. Çünkü beurtti-
ğim gibi, cumhurbaşkan-
lığı seçimi ile TSK arasın-
da çok önemh' bir iüşki
vardır. Benimle de Saym
Genelkurmay Başkanı, T-
SK adına istediği zaman,
her konuda görüşmede
bulur" diye konuştu.
Ecevit, TBMM'deki te-
maslan ve liderler zirve-
sinin ardından Genelkur-
may Başkanı Orgeneral
Kıvnkoğlu'nu Başbakan-
lık Merkez Binası'nda
kabul ederek yaklaşık 40
dakika görüştü. Baş başa
geçen görüşmenin ardın-
dan basına açıklama ya-
pan Ecevit, Kıvnkoğ-
lu'nun cumhurbaşkanlığı
seçmiyle ilgili beklentile-
ri ve temennilerini iletti-
ğini, çok yararh bir görüş-
me olduğunu söyledi.
'Laiklik önemlT
Kıvnkoğlu'nun devle-
tin, anayasanın 2. ve 24.
maddelerinde yer verilen
niteliklerine ve özellikle
laiklik ilkesine dikkat çe-
kerek cumhurbaşkam
olacak kişinin bu özellik-
leri taşıması gerektiğini
vurguladığı kaydedildi.
FP Genel Başkanı Re-
cai Kutan, bu yöndekı so-
rulan yanıtsız bıraktı. FP
Genel Başkan adayı Ab-
duDah GüL Genelkur-
may "ın cumhurbaşkanlı-
ğı seçimine ilişkin açık-
lamasıyla ilgili sorusu
üzerine,"Cumhurbaşka-
nmı Meclis seçer" dedi.
Gül, "Bu siyasi bir olay-
dır; sryasi partiler, millet-
vekilleri seçer" diye ko-
nuştu.
DSP'li Uluç Gürkan
da, Genelkurmay'ın açık-
lamasım, TBMM'nin
cumhurbaşkanlığı seçi-
mine bir müdahale olarak
görmediğini bildirdi.
Gürkan, şu değerlendir-
meyi yaptı:
"Nitekim TSK'ninböy-
le bir nhetinin olmadığı,
cumhurbaşkanhğı için
anavasa değişikliği görüş-
meleri sırasında açıkça
göziendL TSK, bu ana-
vasa değişikliği sırasmda
da adının yönlendinne
olarak küni spekülasyon-
lara konu olmasma tepki-
sini, bu açıklamayla da di-
le getiriyor. Nitekim bu
açıklama, bir gazetede
cumhurbaşkanhğı ile ilgi-
li, TSK'nin adının bu kez
yönlendirici olarak 'ilgi-
siz' gibi gösterihnesme
karsırahatsızüğım ortaya
koyuyor."
IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk.net tr.
Dün TırmıkHa cumhurbaşka-
nı seçimine bir ucundan ben de
girdim. Kapaiı kapılar ardında
sürüp giden ve "yangından
cumhurbaşkanı kaçırma" giri-
şimi kuşkulan uyandıran pazar-
lıklara, "Bizim de sözümûz ol-
sa gerek" demeye getirip rriraz
ettim.
Ne rastlantı. Aynı gün, Genel-
kurmay Başkanlığı da aynen
benim gibi yaptı. Onlar da "Bi-
zim de sözümüz var" dediler.
Cihet-i Askeriye ile belki de ilk
kez, ortak bir noktada buluş-
mamızı tarihi bir an olarak de-
ğerlendiriyorum. Tabii sözünü
ettiğim kendi kişisel tarihim.
...Diyerek tarihe not düşüp
geçelim.
Cumhurbaşkanı seçiminin,
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
tekelinde olduğunu düşünmü-
yorum. Seçilen TBMM Başka-
nı değii, bir yurttaşı oldugum
Türkiye Cumhuriyeti'nin başka-
nı...
Söylenecek sözüm, seçim
sürecini etkilemek kararlılığım
var. Bunun yurttaşlık ödevim ol-
duğu kanısındayım.
Ben de seçilecek cumhur-
Eğer O5
Benim de
Cumhurbaşkanım Olacaksa...
başkanının özelliklerini, nrtelik-
lerini tanımlamak, bu nrteJik ve
özellikleri taşıyan birinin seçil-
mesi için ısrar etmek istiyorum,
Tabii eğer "o", benim de
cumhurbaşkanım olacaksa...
• • •
Eğer "o", benim de cumhur-
başkanım olacaksa...
Demokrasiyi içi boş bir kav-
ram, beş yılda seçmenlerin
sandık başına gittiği, ondan
sonra da yüzde 19 ile yüzde
18'in koalisyon kurup bildikle-
rini okuyacaklan bir gösterme-
lik siyaset oyunu olarak kavra-
yamaz.
Demokrasinin biryaşam biçi-
mi olduğunu bilmek; laiklik ve
özgürlüğün onun bileşenleri, ol-
mazsa olmazlan olduğunu kav-
ramak zorundadır.
Eğer "o", benim de cumhur-
başkanım olacaksa...
Demokrasiyi böyle kavrama-
sı yetmez. Onu her koşulda sa-
vunacağının güvencesini ve gü-
venini vermesi gerek.
Önünde soylu örnekler var.
11 Eylül 19731e Moneda Sara-
yı tanklarla kuşatılıp gökyüzün-
de jetler dalış yaparken göğsü-
nü demokrasiye siper eden,
demokrasiyi savunurken canı-
nı vermekte duraksamayan
Salvador Allende örnektir.
"Gün geldiğinde ben de bir
Salvador Allende'yim" diyebi-
lecek bir cumhurbaşkanım ol-
sun istiyorum. Bunda ısrar edi-
yorum.
Eğer "o", benim de cumhur-
başkanım olacaksa...
Hukuku ciddiye almasını şart
koşuyorum. Lafta değil eylem-
de ciddiye almasını...
Elindeki bütün aygıtlan bir
yolsuzluğun, bir hukukdışılığın
üstüne yöneltmesinı istiyorum.
Çankaya'dan Ankara'yı seyret-
mektense, Ankara'nın ve ülke-
nin pisliklerinin üstüne gitmek-
te duraksamasın. "Yetkim yok"
diye sızlanacağına yetkisi için-
deki devlet aygıtlannı harekete
geçirsin. Ömeğin Devlet Denet-
leme Kurulu'nu çetelerin, hırsız-
lann, banka soygunculannın
üstüne, iş işten geçmeden sür-
sün; toplumun çürük dişlerini
düşmeden çeksin; toplumun
mikroplarını doğmadan boğ-
sun.
Eğer "o", benim de cumhur-
başkanım olacaksa...
Toplumdaki siyasal güçler
arasında kısır denge arayışlan
ile ülkenin gelişmesinin kelep-
çesı, prangası olacağma, Çan-
kaya'yı, bu ülkeyi yannlarataşı-
yacak "d/ri"güçlerin buluştuğu
bir ışıklı saraya dönüştürsün.
Eğer "o", benim de cumhur-
başkanım olacaksa...
Başkanı oiduğu devletin bağ-
naz bir savunucu olmayı yeğle-
yeceğine, devlet erkini özgüriü-
ğü, demokrasiyi savunanlann
sığınağı kılsın. Hattademirasa,
demirçankyollaradüşsün. Hu-
kuk sisteminin labirentlerinden
fetvalar çıkanp özgür düşünce-
yi demir parmaklıklar ardına iten
gericiliğe meydan okusun.
Örneğin gitsin Çankın Ma-
pushanesinde Eşber Yağmur-
dereli'yle simgese) bir volta at-
sın. Yurttaşla hükümet erki ara-
sında yurttaşın yanında yer al-
dığını böylece kanıtlasın. Huku-
kun yetmediği alanlan kendi
doldursun. Yann yeni bir Eşber
Yağmurdereli için kollan sıva-
yanlann elleri titresin. Çanka-
ya'da kaşlann çatılacağını bil-
sinler ve yüreklerine korkular
dolsun.
Bu ülkenin yurttaşlan evleri-
nin pencerelerini ateşböcekle-
rine dönüştürdüklerinde, Çan-
kaya'nın pencereleri de yanıp
sönsün ve eğer "o", benim de
cumhurbaşkanım olacaksa,
bunu yavere, köşk görevlisine
bırakmadan kendisi elektrik
düğmesinin başına geçip de
yapsın...
•••
Eğer "o", benim de cumhur-
başkanım olacaksa...
POLİTİKA GÜINLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Okyanus...
Buğulu aynalann, ölmüş alevlerin içinde yine bir-
birlerine bakıyorlardı...
Adam, sıcak yaz akşamlannı özledi, sonu gel-
mez öpüşlerle avundu...
Sonra kendi kendine mınldandı:
"Kalınlaşan bir duvardı aramızda gece I Seçer-
dim o karanlıkta gözbebeklerini I Mestolur, mah-
volurdum nefesini içtikçe..."
Kadın umursamaz görünüyor, uçsuz bucaksız bir
inci çiçeğinin iki yaprağı gibi Andre Breton'un düş-
leriniyansıtıyordu...
Adam yerinden kalkarak karanlığın içinde kaybo-
lan yıldızlara seslenir gibi yapıp kadının gümüş bir
gerdanlığı andıran ayak bileklerinden öpmeye baş-
ladı...
Ve sonra haykırdı:
"Saçlannın okyanusunda, içli türkülerle, nerulus-
tan güçlü insanlaria, sonsuz sıcaklığın yan gelip
yattığı uçsuz bucaksız bir gök ûzerinde ince ve
kanşık yapılan oymalar gibi beliren, biçim biçim
gemilerie kaynaşan bir liman görûyorum.
Saçlannın okşamalannda, güzel bir geminin ka-
marasında, bir drvan üstünde geçmiş, çiçek sak-
sılanyla sehnlik verici testiler arasında limanın fark
edilmez yalpasıyla ığralanmış uzun saatlehn bez-
ginliğini yeniden buluyorum.
Saçlannın kızgın ocağında, afyonla, şekehe ka-
nşmış tütün kokusunu çekiyorum içime; saçla-
nnın gecesinde, sıcak iklim göğünün sonsuzluğu-
nu panldar görûyorum saçlannın ince ince tüylü kı-
yılannda, katranın, miskin, hindistancevizi yağının
birbirine kanşmış kdkulanyla sarhoş oluyorum.
Bırak da uzun uzun ısırayım ağır, kara örgülerini.
Ele avuca sığmaz, ferman dinlemez saçlannı diş-
lediğim zaman, anılan yer gibi oluyorum."
• • •
Bir sıkıntı büyüyor Içinizde biliyorum; o sıkıntı ya-
şamdan alıp kopanyor sizi anlıyorum...
Akvaryumda o turuncu küçük balığı izlediğinizin
farkındayım. O balığın yalnızlığını kendi iç evrenin-
de büyüttüğünüzü görûyorum...
Kuşku dalga dalga yayılıyor o anda...
Çevrenizde belki de bir nisan kokusu var...
Gözlerinizin ufaldığını, ellerinizın tıtrediğini seze-
biliyorum...
Savaşı kendi düşlerimizde yok edebilir miyiz, gü-
neşi, havayı ve suyu çağırarak?
Bir kadın yaşamın gölgesinde sevdayı anyor
durmaksızın, bir adam kuşlan salıveriyor kafesle-
rinden, bir çocuk kâğıttan kayıklarını sulara bırakı-
yor...
Yağmur mu yağıyor yoksa fırtına mı esiyor bile-
miyoruz. Yorgun muyuz yoksa âşık mıyız anlayamı-
yoruz...
Ben durmadan gözlerine bakıyorum senin...
Mavi sabahlarda uyanmayı sevtyorum, saçlan-
nı okşamayı arzuluyorum...
Geceleri çok sıcak oluyor buralarda uyuyamıyo-
rum...
Ne trenler geçiyor istasyonlardan ne de beyaz ge-
miler yanaşıyor limanlara...
Sizleri düşündüğüm oluyor, özlediğim; göverd#-
leri uçurduğumuz sabahlan da anyorum..: ''
Biliyorum, bizim buralarda yabancı bir adamla
kadın ilk kez konuştular aylar sonra. İlk kez yan ya-
na durdular.
Kadının gözleri ve saçlan siyahtı...
Bir şeyler mınldandılar ama hiç kitaplardan söz
etmediler, sinemaya gitmeyi düşünmediler...
Bir iki dakika konuştular ve aynldılar...
Akvaryumdaki o turuncu yalnız balık onlara hiç
aldınş etmedi...
Bir ses duyuldu bir süre sonra, eski zamanlan
anımsatan...
Bir şiir okundu Şükran Kurdakul'dan, insanın içi-
ne reyhan kokulan dolduran:
"Bir hapislik korkusu, bir cesaret/Bir seferberlik
karanlığı, bir ışık/Bir kitap, her yaprağında anılann
kanı/Bir şarkı alanlara sığmayan/Bir heves denize
çıkargibi/Bir sevda dargelir damahanna/Bir resim,
kendini arayanlardan bih/Bir kuşku soranlardan
sormayanlara/Bir gerçek dünyalann gerçeği/Bir
kadın senin gibi/Bir adam benim gibi."
• • •
Kadın ve adam başka iklimlerdeydi artık...
Güneşler derin denizlerde yıkanıp aydınlık sa-
bahlarda buluşuyordu...
Hüzün çiçeği gülümsüyor, yeni sevdalann boy
verdiği ormanlarda değişik günlerin mavi yüzüyle
kucaklaşıyordu...
Mutlu olmak onlann da hakkıydı...
Bunca acılar, savaşlar yüreklennde derin izler bı-
rakmasına karşın denizin bittiği yerde sonu gelmez
öpüşlerle, havaya, yaprağa, suya, güneşe doğ-
ru koşuyorlardı...
Onlar buğulu aynalan. ölmüş alevleri artık hiç
umursamıyoriardı...
Onlar insan derisryle kokulanmış mevsimleri
bulmaktan kıvanç duyuyoriardı...
Çünkü onlar insandılar ve insan olmanın onu-
runu çoktan hak etmişlerdi...
hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Fethullah Cülen'den dava
Değer'in kitabına
sansür istemi
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Ankara
DGM Başsavcılığı'nca
hakkında ölüm cezası
istemli soruşturma baş-
latılmasının hemen ar-
dından ABD'ye giden
Fethullah Gülen'in avu-
katı Hasan Günaydın.
hukukçu Emin Değer'in
"Gülen'i konu alan" kı-
tabı hakkında açtığı da-
vanın dilekçesinde,
"Müvekkttımin Atatürk
düşmanı oiduğu herkes-
çe biünebüir bir olgu de-
ğfldir" dedi.
Gülen avukatı aracıh-
ğıyla tstanbul Asliye
Hukuk Mahkemesi'ne
başvurarak hukukçu
Değer'in 8-9 Şubat'ta
gazetemizde yayımla-
nan ve "Bir Cumhuriyet
Düşnıanı'nın Portresi ya
da FethuUah Gülen Ho-
caefendi'nin Derin Mis-
yonu" adlı kitabından
alıntı oiduğu belirtilen
yazılannda müvekkiline
hakaret ettiğini ileri
sürdü ve "Cumhuriyet
düşmanı olduğunun is-
paüanmasuu1
" istedi.
Bu sözleri değerlendi-
ren Emin Değer ise
"Atatürk düşmanı degil-
dir' demiyor. Eğer Ata-
türk düşmanı değüse,
Cumhuriyet düşmanı
değflse müvekkilim
'Atatürk ve cumhuriyet
düşmanı değil' desin"
diye konuştu.