Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 2000 PAZAR
14 J v L J L i l LJlı. kuttur@cumhuriyetcom.tr
Istanbul Film FestivalVnin ikinci gün programında ustaların sıradışı yapıtlan ağırlıkta
ChabroPdan yine taşra öyküsüCUMHUR CANBAZOGLU
Festival'in ikinci gününde; EmekSi-
neması programında Almodovar'ın An-
nem Hakkındaki Herşey ı ıle Chen Ca-
ige'nın İmparator veKanTı yer alıyor.
Çın. Batılılar içın hâlâ zenguı kültürel
bir malzeme olma özelliğini taşıyor.
Caıge de bu gizem ve ihtişamdan ye-
nıden yararlanmak için önce on milyon
dolar bulmuş ve sonra Çin tarihinin en
pahalı filmini çekmiş.
Devletin de yardım ettiği yapım bir
halk efsanesinden yola çıkıyor.
Bu ülkede güncel konulu senaryola-
n kabul ettırmek zor olduğundan Ca-
ige tarihe dönüp fazla derin olmayan
bir film çekmiş ve yanına da üçüncü
kez Gong li'yi almış...
Atlas-1'dc ise Claude Chabrol un
Yalanlann Rengi'yle başlıyor gün. 69
yaşındakj Fransız yönetmen, çok iyi
bıldığı taşra yaşamından ihanet, acıma-
sızlık, kaypak duygular üzerine ilginç
bir öykü anlatıyor. Bntanya'da bir ba-
lıkçı köyünde on yaşındakı bir kızın ır-
zına geçiliyor ve öldürülüyor. Cinaye-
ti soruşturmak için köye gelen bayan
komisere herkes bir şey anlaöyor ama..
kimse tam anlamıyla doğruyu söyle-
miyor... Komiser rölündeki Valeria
Bnıni-Tedeshi, Chabrol'un elinde ıyı
bir oyuncu olmuş.
A. Huston'un 2. yönetmenüği
Bu salonun dığer filmı, Agnes Bıw-
ne, Angelica Huston'ın ikinci uzun
metrajlı yönetmenlik denemesi (Birin-
cisi 1996 tarihli Bastard Out Of Caro-
lina). Huston yenı filminde Brendan
O'Carroll'un romanından yola çıka-
rak, yaşlan iki ile 14 arasında olan ye-
di çocuğuyla dul kalmış bir kadının
ayakta durma savaşını anlatıyor. Agnes
Browne, aılesinın geçimini sebze sa-
tarak sağlamaya başladıktan bir süre
sonra duygulanna ve aşklanna 'şans\er-
meye' başlıyor... Bira, trlandabaladla-
n, eğlence ve Tom Jones'u seviyorsa-
nız tam size göre bir film.
Atias-2'de yine Bir Kitano filmi var:
HiçBecerebiKyormusun? Motosikiet
kazası geçirdikten sonra setlere döndü-
ğü ilk filminde Kitano'nun kahrama-
ru, karşı cuısle yakınlaşmak içın aktör-
lügü~seçen bir 'ddikanh'.
Dün 'gece sanemasT bölümünde gös-
terilen Mifune (Dogma 3) ise bugün
İSTAMUl
«yırm
ve s«K*r
VAKft
19.ULUSLARARASI
İSTANBUl
FİLM FESTİVALİ
• • hı
• 69 yaşındaki Fransız
yönetmen Claude Chabrol
'Yalanlann Rengi'nde, çok iyi
bildiği taşra yaşamından ihanet,
acımasızhk, kaypak duygular
üzerine ilginç bir öykü anlatıyor.
Eleştirmenlerin gözdesi: Annem Hakkındaki Her Şey
'Ödüllere boğulan' film
SUNGUÇAPAN
1999'un en iyi Avrupa yapımı
(Felix) ve yabancı film Oscar'ı baş-
ta olmak üzere ödüllere boğulan
'Annem Hakkındaki Her Şey', ge-
çen yıllarda festivalin sinemasever-
lere tanıtıp sevdirdiğı, Ispanyol si-
nemasının haşan, haylaz çocugu
PedroAlmodovar' ın arük olgunlaş-
tığını örnekliyor. Cannes 99'da en
iyi yönetmen seçilen ve film eleş-
tirmenlerinin gözdesi halüıe gelen,
'anasuun kuzusa' Almodovar '1b-
do Sobre Mi Madre - Annem Hak-
kındaki Her Şey'de tek başına ço-
cuğunu büyütme mücadelesindeki,
yolun yansına varmış hemşire Ma-
nuela'yla, ünlü Amenkalı eşcinsel
yazar Truman Capote'ın hayranı
olan, 18 yaşındaki oğlu Esteban'ın
hikâyesini anlatıyor. Esteban bir ge-
ce, otomobil çarpması sonucunda
ölünce ağlamaktan gözleri kuru-
yan, acılı anne Manuela,
babasıru hep merak etmiş
oğlunun anısına. kalkıp
Esteban'a hamileyken teık
ettiği, 18 yıl önceki baba-
sını aramaya koyulur Mad-
rid'le Barcelona arasında.
Vaktiyle oğluna hiç söyle-
yemediği gerçek, aslında
babasının saf değiştirip eş-
cinselliğe meylettığidır...
Cecilia Roth, Marisa
Paredes,CandetaPena, Pe-
netopeCruz, Antonia San
Juan'ın başlıca rollenni
oynadığı 'Annem Hakkm-
daki Her Şey', Pedro Al-
modovar'ın şamatalı, eğ-
lenceli, esprili ve oynak
üslubundan keyif alanlar
için kaçınlmayacak bir si-
nemaşöleni.
'nonnal program'da tekrar ediliyor.
Danımarka sinemasının sıradışı çocuk-
lan Dogmacılar'dan olan yönetmen So-
ren Kragb-Jacobsen sakin sakın sey-
redilebilecek bir film çektiğinı söylü-
yorama.. yuppileri yerden yere vurdu-
ğu yapım için karar sizin...
Bu salonun son filmı ise Jean Coc-
teau'nun yanm yüzyıllık başyapıtı Or-
fe. TV'de izlemeyen için büyük perde-
de bulunmaz bir fırsat.
Alkazar'da ise Kleimert'ın bılmedı-
ğimız bir yapıtı. festıval broşüründe,
boynu bükük bır aşkı ve bir adamın
ruhunun yavaş yavaş tahrip olmasını şı-
irsel dılle anlatan kent filmi olduğu
yazıh... Programdaki Buz Pisti ise film
sektöründeki yapıyı hicveden bir kara
komedi. Yönetmen Belçikalı Jean-Phi-
Kppe Toussaint.
\ letnam'daki ilk ABD filmi
Beyt>0u Sinemas'nın ilk seansı, okul-
lu genç yönetmen Lynne Ramsay'ın
Glasgow'da kanallar ve çöpler arasın-
da günlerinı geçıren bir çocuğun dün-
yası üzenne cesur ve derin çahşması
Sıçajt Avcısı'na aynlmış. Ikinci film
ise 12 dakikalık siyab-beyaz bir giriş-
le açılan romantık bir masal Hayvan-
lar,Meleklerwlnsanlar MkhadDiJi-
acomo'nunfilmi,konusundan çok gör-
sel denemeleriyle dikkat çekecektir.
Kadıköy Reks'in bugünkü ilk filmi
Insan Postundaki Hayvan Yüreği, He-
lene Angel'e Locarno'dan büyük ödü-
lü getiren, Fransız taşrasında ayakta
kalmaya çabalayan bir ailenin öyküsü.
Edebiyattan Beyazperdeye kuşağı-
nın en önemli çalışmalanndan Şeytan-
ia Yolculuk ise Hollywood'un yeni us-
talanndan Ang Lee'nın çahşması. Bu
kez geçıtrişe dönüp Amerikan içsava-
şının ülkede ve yüreklerde yarattığı
tahribatı inceliyor Ang Lee. Günün en
iyilerinden...
Üç Mevsinı ise Vietnam savaşmdan
sonra bu ülkede cekilmış ilk Amerikan
fihnı. Konu Vietnam savaşı sırasında
yitirdiği kızını arayan babayla birlikte
Amerikan kültüründen etkilenip geç-
mışini özlemeye başlayan bir ülkenin
etrafında gelişıyor. Yönetmen iki ya-
şında Vietnam'dan ABD'ye göç etmiş
26lık Tony BuL
Reks'in son filmi Zürafa. New
York'ta yaşayan iki insanın aşkı ve bir-
birine bağh bir dolu minik yaşam. Zü-
rafa, hem sıyasi bir gerilim fîlmi hem
de romantik bir öykü...
Hale Tenger 'bireyin toplumdaki yeri ve içinde yaşadığı çelişkileri' yansıtmaya çalışıyor
Leonard Cohen'in (üzelerindeacı huzur
AYŞE KÖKSAL
Sankı sonsuza dek sürecekmiş izlenimi veren
tekdüze temposu ile Leonard Cohen'in yumu-
şak sesi kaplamış bembeyaz odayı. Odada, si-
yah renkli tek eşya olan televizyonun içindeki
görüntüde beyazlık hâkım: Beyaz tüllerin orta-
sında, küçük beyaz bir çocuk yatağı ve üzerin-
de beyaz bir yastık. Yastığın içinden çıkan dı-
kenlerin siyahlığı ıle yatağın ayak ucundaki per-
vanenin sıyah rengi bütünleşmiş. Insam huzura
yönelten, rahatlatan bu beyazhğm içinden fış-
kıran dikenli yastık, bir anda insam 'iğnefcyen'
bir sıkıntı, boğan bir darahna ve 'aa'ya doğru
ıtiyor. Cohen yumuşak sesiyle söylüyor: "Nef-
retimi her yerde harcadım/ Her işie ve her yflz-
de/ Birisi benden bir dilek dilededi/Ben sevgi do-
lu bir sarüış dikdim."
Hale Tenger, geçen ay Şahkulu Sokak 39-1 'de
yer alan ve küçücük bir odadan ıbaret sergi me-
kânında, Ankara'da gerçekleştirdiği 'Kalp Ağ-
rıa' seıgısi üzerine temellendirilmiş bır vıdeo gös-
terisine Leonard Cohen'in 'Teachers' şarkısı ile
eşlik ettiği bır proje sundu.. Tenger'le bu proje
ve çalışmalan üzerine konuştuk:
- Bu çahşmanızdaki iki obje, dikenli yastık ve
pervane iki ayn sergiden bir araya getirilerek
oluştunılmuş. Biraz eski çahşmalanmzdan da
bahsedebilir misiniz?
TENGER-Dikenli yastığı 'Kant'ın portresf
adlı sergiyi 1994 yıhnda Sao Paolo Bienali'nde
sergıledim. içinde normal kullanım şekli ve gö-
rüntüleri ile bir sürü malzeme olan bir odada mü-
dahale edilmış olan tek şey bu dikenli yastıktı,
Kant'ın felsefesini değü kişiliğıni de ele alan bir
iştı. Immanuel Kant, her gün aynı saatte yürü-
yüşe çıkan, büyüdükçe bahçedeki ağaçlann göl-
geleri değişiyor diye komşusundan onları
kesmesini rica eden, hatta 'Kâbuslardan kaçın'
diye yazacak kadar kendısini ve çevresim kont-
rol etme arzusunda olan biriydı. Işte o dikenli
• " Yaşamın kuralcı sertliği
ve insanın içindeki çocuğun
kınlganlığı arasında mücadele
ömür boyu devam ediyor.
Çalışmalanm bu zıtlığın bir
yansıması."
yastık bu kontrol arzusu ile kontrol edihnek is-
tenen arasındakı çatışmayı sımgeliyor. tnsanlar,
çevrelenndeb degışıklıklere uyum sâğlamada ına-
nılmaz bir esnekliğe sahip ama öte yandan her
şeyi kontrol etme arzusunu taşıyor.Pervane ise
New Museum'daki 'Enclosures-Kefen' adh ça-
lışmamdan geldi. Eşyalarla dolu bir salonda, ke-
fene sanlı bir ölü halı üzerinde yatıyor ve başın-
da bir pervane devamlı ona doğru usul usul üf-
'KalpAğna
I9995ayraıö
lüyordu. Burada da ölümün, sonluluğun insan
üzerinde yarattığı ağırlığı hafıfletmeye çalışan
bır kımlik yüklemyordu.
- Buprojeye dönersek Leonard Cohen'in ağır-
uğınedir? '
TENGER - Bu proje aslında tamamen Le-
onard Cohen'in şarkısı üzerine kurulu. Şarkının
yumuşak melodisi sonsuza kadar akıp giden bir
nehir gibi. Ninnı gibi rahat ve huzur dolu bir akı-
şı var. Fakat sözlere kulak verince müzikteki yu-
muşaklığın aksine çok çarpıcı bir sertlikle kar-
şı karşıya kalıyoruz. Bunu ancak sözlerle anla-
tabilirim: "Yedim,yedim,yedim/Tektabakbik
kaçu-madım/ Bu yemekler kaça mal olacak/ Biz
aasını nefretle çıkannz"
- Projeye bakıldığmda da yasöğm verdiği hu-
zur, dikerüerie bozuluyor. Çahşmalanmzda ge-
neUikle sertiiğin içinde bir kınlganhk gizK.
TENGER - tnsanlar çocukluktan itibaren al-
ternatifı olmayan bir eğitim, disiplin sürecine ta-
bi tutuluyorlar. Bu dayatılan eğitim karşısmda
çocuk, yetişkinlerin dünyasma adapte olma mü-
cadelesi veriyor. Sosyal yaşam kendi kurallan-
nı ve sınırını net olarak belirlediği çerçevenin içi-
ne girmeyeni dışan itiyor ama her insan bir yan-
dan da içinde bir çocuk banndırmaya devam
ediyor. Yaşamın kuralcı sertliği ve insanın için-
deki çocuğun kınlganlığı arasında mücadele
ömür boyu devam ediyor. Yastığın verdiği yu-
muşaklık ve dikenlerin iticiliğinin yarattığı hu-
zursuzluk yaşamımızı çevreleyen bu zıtlığm bir
anlatunı. tki zıtlığın arastnda gidip gelen bir ens-
tantane.
Geçen ay Kore'de düzenlenen 'Kwangju Bi-
enaü'ne katılan Tenger, burada yer alan dört
Türk sanatçıdan biri oldu. Şımdi ise AKM'de açı-
lan ve sekiz Türkjlsviçreli sanatçının çalışma-
lanndan oluşan 'Önermeler/Argunıents' sergi-
sine Tenger, 'Thb ts Mars' adını verdiği yapı-
tıyla katılıyor. Sanatçı, salonun ortasına sırt sır-
ta yerleştirdiği iki koltuğun birisıni, Mars 'ın yü-
zeyinı yansıtmaya çalıştığı kurgu fotoğrafa, di-
ğerini ise Taksim Meydanı'na baktırarak dünya
üzerinde yaşanan derin bir çelişkiyi vurguluyor.
Tenger, bu" tarafta gezegenlere gitmek için mil-
yonlarca dolar harcanırken diğer tarafta 'açhk-
tan kınlan ülkelerin' varhğı karşısmda insanın
'hangi tarafa bakması' gerektiği üzerine soru
işaretleri yaratmaya çalışıyor. Sergi 27 Nisan'a
dek görülebilir.
Geçıııişteıı günümüze takviınde zaman
KüİtürServisi- Yapı Kredı Yayınlan'nın
üç aylık düşünce dergisi Cogito, son sa-
yısında takvım konusunu ele alıyor. Der-
giye yeni eklenen 'Rüzgâr Gûlü' başlık-
lı bölümde Descartes, Julıanus Heykelı,
' Rönesans acaba gerçekten var oldu mu?',
Deleuze'ün Kristal tmgesi, Giordano Bru-
no, Edward Said, Strabon ve Şinnler ile
ilgili yazılar yer alıyor.
Diğer bölümlerde ise, 'Çenesinı Aç-
ma' adlı Pierre Bourdieu'nun Günter
Grass ıle yaptığı söyleşi; 'Yeni Perspek-
tifler' başlıklı sayfalarda Francb Fukuya-
ma'nm 'Büyük Bozulma' adlı yazısı bu-
lunuyor. 'Islam, Değişim tçin Bir Güç' ile
Graham E. Fuller; Bozkurt Güvenç Tak-
vım'de Zaman, Geçmiş ve Gelecek' adlı
yazılan ile derginin diğer sayfalarında yer
alıyor. Metin And'ın kalemi ve arşiviy-
le Osmanlı'da burçlar ve Dflek Bektaş'ın
zamanın tasanm1
yazısıyla Türkıye'de
takvim tasanmının gelışımı hakkında bil-
giler veriliyor. Çiğdem Dürüşken ve Enis
Batur'un yazılanyla farklı uygarlıklarda
zamanın ölçümü üzenne bilgileri; 'Biz-
de' talcvim bölümünde unutulmaya yüz tu-
tan takvimler Safim Aydûz, Ömer Faruk
Şerifoğlu. Emin Nedret Işn ve Artun Ün-
sal'ın yazılanyla inceleniyor.
Müneccimbaşı Takvimleri, Ebüzziya
Takvımleri, Aygün Takvimleri ve Saatli
Maanf Takvimi diğer konular arasuıda
bulunuyor.
Jeolog, tarihçi, şair ve yazann yeni za-
man tasanmlannı öğrenmek isteyenler
için Alternatif Takvim Söyleşisi; Tıpkı-
basım bölümünde ise Halfl SahiffioğhTnun
1968'de yayımlanmış 'Sıvış yılı Buhran-
lan' yazısı, o günlerde Iktisad Fakültesi
Mecmuası'nda yayımlandığı haliyle su-
nuluyor.Aynca, Cogito'nun bu sayısmda
Cdal Şengör'ünJeolojik Takvim yazısı Je-
olojık zaman tablosuyla beraber ek ola-
rak veriliyor.
Y A P I Y O R L A R ?
Wajda, Oscar'ını
armağan etti
M AndreJ Wajda
73 yaşmdaki
yönetmen, Oscar
heykelıni Krakov
Üniversitesi'ne hediye
etti. Yönetmen, Oscar
heykeünin korunması
için 16 yıllık
üniversiteden daha
uygun bir yer
olamayacağını söyledi.
• Jeff Buckley n
1995-96 yıllan
arasında Avustralya,
Fransa ve Amerika'da
verdiği konserlerde
yapılan kayıtlardan
oluşan albümü
'Mystery White Boy'
9 Mayıs'ta çıkıyor.
Geçen yıllarda, hazin
bir kaza sonucu
yaşamını yitiren genç
müzisyenin
albümünde, Big Star
adlı grubun 'Kanga
Roo' ve Judy
Garland'ın 'The Man
That Got Away' adlı
parçalan dışında tüm
yapıtlar 'Grace'
albümünden.
• Sam Raiml
'Örümcek Adam'ı
sinemaya taşıyor.
Steve Ditko'nun
çizimlerini, Stan
Lee'nin ise öykülerini
yazdığı çizgi roman
kahramaru 'Örümcek
Adam'ı kimin
canlandıracağı ise hâlâ
meçhul.
• StlnO'in Londra
Albert HallWa verdiği
konserden sonra
düzenlediği gecede,
bir torbanın içerisinde
yüklü miktarda
uyuşturucu bulunması
müzisyene zor anlar
yaşatıyor. Şarkıcı
kendisinden
şüphelenihnesine
karşm konu hakkında
hiçbir açıklama
yapmadı.
• Kevin Spacey
'Amerikan Güzeli'
fUmi ile hemen hemen
tüm önemli ödülleri
topladıktan sonra,
şimdi de 'Tann'nın
Eseri, Şeytanın
Parçası' rîmıinin
yönetmeni Lasse
Hallstrom'un yeni
füminde başrol
oynamaya
hazırlamyor. 'The
Shipping News' adını
taşıyacak fümde
Spacey, iki kızını
alarak evi terk eden ve
onlan fahişe olmaya
zorlayan kansmm
eünden kızlarmı
kurtarmaya çalışan bir
gazeteciyi
canlandınyor.
• Greta Carbo Ue
lezbiyen ilişki yaşadığı
öne sürülen Mercedes
de Acosta'nın yazdığı
ve halen
Philedelphia'daki
Rosenbach
müzesinde bulunan
55 mektubun halka
açıklanacağı
söyleniyor. Garbo
dışında Marlene
Dietrich ve Isodora
Duncan'la da ilişki
yaşadığını öne süren
DeAcosta, 1960
yılmda yayımlanan
otobiyografisinde
30'lu yıllarda Garbo
ile çok derin bir aşk
yaşadıklannı
açıklamıştı.
• Johnny Depp,
Jeanne Moreau'nun
Marguerite Duras'yı
canlandu-dığı filmde,
yazann Yunanlı erkek
arkadaşı Yann
Andrea'yı
canlandıracak.
Yönetmenliğini Josee
Dayan'ın yaptığı 'Cet
amour-la' adlı fıhn,
Andrea'nm Duras ile
ilişkisini anlattığı
kitaptan sinemaya
uyarlanıyor.
• İsabelle
Huppert, Claude
Chabrol'un David
Bowie'nin Lozan'daki
evinde çektiği, 'Merci
pour le Chocolat'
filminin baş kadın
oyuncusu. Büyük bir
çikolata fabrikasımn
müdürünü oynayan
Huppert, filmde,
Jacques Dutronc'un
canlandırdığı genç bir
piyaniste âşık oluyor.
• Amos Cltal, bu
yıl Istanbul FihnT^"".
Festıvalı'nin
programında bulunan
'Kadosh'tan sonra
ikinci fîlmi 'Kippur'u
dabitirdi. 1973'teki
savaşta yedı Israilli "--^
askerin helikopterle
esirleri kurtanna
görevi su^smda
yaşadıklan olaylann
anlatıldığı filmde,
başrolleri daha önce
'Kadosh'ta oynayan
Yoram Hattab, Meital
Barda, Uri Ran
Klausner paylaşıyor.
• Leonardo
DiCaprlo,
Hollywood'un en çok
beğenilen oyuncusu
olmasını anneannesine
borçlu. 84 yaşındaki
AJman asıllı anneanne
Helen Indenbirken,
Leonardo
DiCaprio'nun bir filmi
kabul etmeden önce
senaryosunu kendisine
gönderdiğini ve onay
beklediğini behrtiyor.
• Elliott smltti,
Amerikahlann
görmezden geldiği
ancak Avrupalılann
yakmdan tanıdığı
şarkıcı, geçen hafta
Paris'teki hayranlanyla
buluştu. 'Amerikan
Güzeli' fihninin bitiş
jeneriğinde yer alan
'Because' şarkısmı
uyarlayan Smith'in
yeni albümü 'Figure
8', 17Nisan'da
piyasaya çıkacak.
• Pattf SlHİttl yeni
albümünü bu ay
çıkanyor. 'Gung Ho'
adını taşıyan
albümündeki bazı
parçalarda Michael
Stipe vokalde, Tom
Verlaine gitarda,
'Husker Du'nun eski
bateristi Grant Hart ise
klavyede Smith'e eşlik
ediyor.