25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27" OCAK 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER rîelsinki zirvesinde Avrupa Birliği'ne aday olan Türkiye, AB eğitim programlanna da kabul edildi e AB yolıuıa giriyoruz YUSUFZÎYAAY Helsinki zirvesinde Avrupa Birli- ği'ne (AB) aday olan Türkiye, Avrupa Parlamentosu ve Bakanlar Konseyi'nce AB eğitim programlan Socrates, Le- onardo da Vinci ve Youth for Europe'a da kabul edildi. AB eğitim programla- nna uyum için çalışmalara başlayan Türkiye, bu doğrultuda "Socrates Tfir- kiye Ulusal AjansT kuracak. Türkiye, 18 ayhk geçiş dönemınde 1.5 milyon EURO olarak saptanan Socrates bütçe- sınin yüzde 20'sini karşılayacak. Yıllardır AB eğitim programlanna Türkiye'nin de alınması için gönüllü çahşma yürüten Türk üniversite öğren- cilerinin oluşturduğu Avrupa Öğrenci- leri Genel Forumu (AEGEE) Istanbul ve AEGEE Ankara öğrenci dernekleri, çabalannın sonucunu aldı. AB adayı olarak önünde uzun ve zorlu bır yol açı- lan Türkiye, AEGEE 'li Türk öğrencile- rin katkılanyla AB'deki eğitim prog- ramlanna kabul edildi. Türkiye'nin AB'ye aday kabul edilmesiyle de yo- ğunlaşan AB eğitim programlanna uyum çahşmalan, AEGEE'b üniversi- te öğrencılerinin geçen günlerde Dışiş- leri BakanJığı'nda verdiği brifingle hız kazandı. AB eğitim programlanna ha- zırlık ve uyum çalışmalan için DPT Av- rupa Işleri Genel Müdürlüğü görevlen- dirildi. DPT, bu programlara uyum doğ- rultusunda çerçeve yasa taslağı hazırla- yacak. Türkiye, 30 Ekim 1995 tarihindeki ortakhk konseyi toplanosında AB eği- tim programlanna başvurdu. AB Ko- misyonu, Avrupa Parlamentosu ve Ba- kanlar Konseyi'nin ortak karan için programlara kanlmayı öngören bir öne- ri sunan Türkiye'nin başvurusu, Avru- pa Parlamentosu Eğitim, Kültür, Genç- İik ve Medya Komitesi 'nce, Türkiye'de insan haklan ihlalleri olduğu gerekçe- siyle Şubat 1997'de bloke edildi. AE- GEE Istanbul ve Ankara demeklerine üye Türk öğrencilerinin yoğun girişim- leri sonucu 1999 Ocak aymda bloke kal- dınldı. Avrupa Parlamentosu ve Bakan- lar Konseyi, Türkiye'nin 2000-2006 ydlannı kapsayacak Socrates'in ikınci aşamasının yanı sıra Leonardo da Vin- ci ve Youth for Europe eğitim program- lanna kanlımını 1999 yüı arahk ayı so- nunda onayladı. AB eğitim programlan, katdımcı ül- kelerin finansal katkısmı öngörüyor. Program, ülkeler arasında eşit düzeyde yürüyen bir işbirliğini ıçeriyor. Bu du- rumda Türkiye deprogramlara fmansal katkıda bulunacak. Socrates programı- nın 2000-2006 yıllan arasmı kapsayan ikinci aşamasının AB için genel bütçe- si 1 milyar 850 milyon EURO olarak belirlendi. Türkiye'nin bu bütçeye kat- kıda bulunacağı yüzde 20'lik bölümü Milli Eğitim Bakanlığı'nca karşılana- cak. Leonardo da Vinci programında Tür- kiye'nin yine yüzde 20'lik bölümüne katkıda bulunacağı bütçesi ise 1 mil- yon 100 bin EURO olarak belirlendi. Bu programın Avrupa içın genel bütçe- si de 1 milyar 150 milyon EURO ola- rak saptandı. Youth for Europe'un büt- çesi ise henüz onaylanmadı. Katılımcı ülkelerin ortak havuzdan alacağı pay, yalnızca "merkeziotaıayan eylemkr" kapsamuıda tahsis edilecek kaynağı içeriyor. Geri kalan finansman, katıümcı ülke yararlamcılannın suna- caklan proje önerilerinin başansına bağh bulunuyor. Destek goren etkinlikler Socrates programı kapsamuıda şu eüdnlikler destekleniyor: - üniversite öğrencileri, öğreüm üye- leri, öğretmenler ve eğitimle ilgitiyöne- ücüerin uluslararası hareketüliği. -Bügiîletisim teknolojisinin eğitim- de kuüanımı hakkındaki uluslararası projeter. - BUgi ve deneyim aktanmı ile ku- rumsal Uifkileri amaçlayan bilgiüeti- şimağlan. - Dilöğreümi ve kültürler arası eği- timi öngören uluslararası projeler ve kişi hareketliliği - Eğitimde yenilikçi yaklaşunlan içeren uluslararası projeler. ÎÜ'DE YENİ StSTEM Amerikan modeli Avrupa Birliği eğitim programlan AB'nin Socrates, Leonardo da Vinci ve Youth for Europe adlı üç eğitim programı bulunuyor. Avrupa vatandaşhğı kavramuun Avru- pa yelpazesi altında bulunan tophımlarca benimsenmesi, kültür mi- rasının konmması ve çevre konusunda duyarhhğınm artbnlması gi- bi pek çok proje, ülkeler arası işbiriiği ile gerçekleştiriliyor. Özel- likle eğitim programlan, kültürlerarası etkileşimi kolaylaşnrma ve farklı toplumlardan gelen insanların birproje çevresinde toplanma- sı ile dayanışma bilıncüun artttnlmasını amaçhyor. A\Tupa Parlamentosu Kültür, Eğitim, Gençlik, Medya ve SporKo- mitesi, AB'nin eğjtün programlannı yürütüyor. Avrupa eğitimprog- ramı Socrates, Avrupa Parlamentosu ile Bakanlar Konseyi'nin 14 Mart 1995 tarihındealdığıkararadayanılarak 1995-1999 \illan ara- sında birinci aşaması işietilmek üzere kuruldu. Socrates programı içinde AB'ye üye ülke- ler arasında üniversite öğrencilerinin hareket- liliğini gelıştirmek için hazırlanmış AB eylem planına Erasmus adı verilıyor. Erasmus, Soc- rates programmin içinde yer ahyor. AB Ko- mısyonu tarafmdan 3 Ocak 1985'te Avrupa Konseyi'ne sunulan Erasmus eylem planı, Temmuz I987'de uygulanmaya başladı. Eras- mus'un başlıca üç hedefi şunlar - Avrupa üniversiteleri arasındaişbiriiği agı kurmak. - Ögrencilere doğrudan mali yardım ola- oaklan bulmak. - DiplomaJann karşılıklı tanınmasını saglamak. Socrates'in içinde yer alan diğer eylem planı Comenius ise çok ta- raflı okul ortaklıklannı öngörüyor. Erasmus Comenius eğitim• Yeni sisteme karşı olan öğrenciler ve öğretim üyeleri, bu sistemle birçok başansız öğrencinin dersten geçeceğini, başanh öğrencinin ise ortalama düzeyde kabul edileceğini öne sûrüyor. Birçok öğretim üyesi, sistemi ardamadığı için tam uygulayamıyor. İstanbul Haber Servisi- Istanbul Üniversitesi'nde (ÎU) yeniden yapdanduTna kapsamında bu yıl uygula- maya konulan bağıl değer- lendirme ve kredili ders sistemiyle bütünleme sı- navlan kaldınlıp, bütünle- me yerine paralı yaz okulu getirilu"ken, dersler dö- nemlik oldu. Yeni sisteme karşı olan öğrenciler ve öğretim üyeleri, bu sistem- le birçok başansız öğrenci- nin dersten geçeceğini, ba- şanlı öğrencinin ise orta- lama düzeyde kabul edile- ceğini öne sürüyor. Birçok öğretim üyesı, sistemi an- lamadığı için tam uygula- yamıyor Yeni sisteminko- ordınatörü Yrd. Doç. Dr. Mehmet Keskin ise bağıl değerlendirmenin, öğren- cilerin gerçek başansını öl- çen sağlıkİı bir sistem ol- duğunu savunuyor. İÜ öğrencileri, üniversi- tede uygulanmaya başla- nan yeniden yapılandırma kapsamında bu yıl Ameri- kan sistemi eğitimin harfli not, çan eğrisi, dönemlik kredili dersler ve yaz oku- lu gibi kavramlanyla tanış- maya başladı. Bütünleme sınavlannm kaldınldığı, yerine parah yaz okullan- nuı getirildiği yeni ders ve not sisteminde, sınıf orta- lamalanna göre geçme ve kalmanm sözkonusu oldu- ğu çan eğrisi modeli uygu- lanacak. ÎÜ'nün bu yıl ta- nıştiğı bağıl değerlendirme sistemi, Boğaziçi, Istanbul Teknik, Yıldız Teknik, Or- ta Doğu Teknik üniversite- lerinde yıllardır uygulam- yor Öğrenciler karşı Yeni sisteme birçok öğ- renci ceşitli nedenlerle kar- şı çıkıyor. Öğrenciler, çan eğrisi ya da bağıl değerlen- dirme sisteminde dersten geçmek için sınıf ortala- masının çok altına düşme- menin yeterli olduğunu, oysa ortalama notun ideal not olduğunu öne sürüyor. öğrenciler, çan eğrisi yön- teminde bir smıfla bir ders- ten 35 not ortalaması ile geçilirken diğer sınıfta ay- nı dersten 80 notla bile ka- lınabıldığını iddia ediyor. Öğrenciler, bir sınavda or- talama not 100 üzerinden 20 ise 15-16 ham not alan öğrencinin o dersten geçe- büeceğini, buna karşın or- talama notun 85 olduğu bir sınıfta 65 gibi fena olma- yan bir not alanın başan- sız, 90 gibi yüksek bir not alanın ise orta düzey başa- nh sayılacağını vurgulu- yor. öğrenciler, bağıl de- ğerlendirmenin adaletsiz- lik doğurduğunu savunu- yor. öğrenciler bütünleme sınavlannın kaldınlarak paralı yaz okulunun geti- rilmesıne de karşı çıkarak, bazı öğretim üyelerinin ek gelir elde etmek için yaz okullannı istismar edebi- leceğini öne sürüyor. ÎU'de görevli çok sayıda öğretim üyesi ise yeni not sistemi konusunda eğitim almalanna karşın sistemi henüz tam olarak anlaya- madıklannı belirtiyorlar. Öğretim üyeleri, yeni sis- teme hızb geçilmesinin kendilerinde şaşkınlık ya- rattığmı kaydederek, bir geçiş dönemine gereksi- nimleri olduğunu vurgulu- yoriar. Yeni sistemin koordina- törü Mühendislik Fakülte- si öğretim üyesi Yrd.Doç. Dr. Mehmet Keskin ise ÎÜ'de yıllanür uygulanan ağniıklı not sisteminin, farklı birikime sahip öğ- renciler arasında kryasla- ma yapmayı güçleştirdiği- ni söyledi. Keskin, eski sistemin öğretim üyesinin dersi sunma ve öğrenci düzey- lerini ölçmesinin yanı sıra öğrencinin derse ve hoca- sına karşı tutumunun, ba- şan değerlendirilmesinde adil olmayan sonuçlar do- ğurduğunu savundu. Kes- kin, yeni getirilen bağıl de- ğerlendirme sisteminde ise bu tür kişisel etkilerin en aza indirileceğini ileri sür- dü. Yeni sistemin, bu olum- suz eddleri bağıl değerlen- dirme ile normalleştirdiği- ni belirten Keskin, bağıl değerlendirme sisteminde öğrencinin sınıf içindeki gerçek başan düzeyinin, ham notlannın standart notlara dönüştürülmesiyle belirlendiğini vurguladı. öğrencilerin kısa süre- de yeni sisteme uyum sağ- layacaklannı kaydeden Keskin, sistemin farklı dü- zeylerdeki öğrencileri aynı kefeye koymasmın ancak sistemi büinçsiz uygula- yan öğretim elemanlanuın yanlış kararlanndan kay- naklanabileceğini belirtti. Keskin, bunun önlenmesi için de öğretim elemanla- nnın sistem konusunda egitildiklerini söyledi. § Istanbul ve Ankara'da okullar bugûnden itibaren açılacak donarak öldü IstanbuVda trafikfelç oldu tstanbuTu iki gündür etkisi arana alan kar yağışı kentiçi uiaşnnı otumsuz etkfledL İETTnin pek çok hattaki otobfis seferlerinm de buzlanma nedeniyle gecikmeü yapdması yurttaşlann uzun sûre kuynıklarda bekkmesine neden oldu. Devlet Meteoroloji Bölge Müdürlüğü'nden ahnan bügiye göre, Marmara Bölgesi'nin doğu kesimlerinde bugün arahkh kar yağışı bekleniyor. YetkflOer, cuma gûnûnden itibaren soguk hava rialgasının tstanbul'u terk edeceğmi ifade ederek kar kalınlığınm Kilyos'ta 4, Sanyer'de 22, Göztepe'de 8 Bahçeköy'de 30 santimetreyi bukluğunu söylediler. Haber Merkezi - Soğuk hava ve kar yağışı tüm yurtta etkisini sürdürürken iki kışı donarak öldü. Kötü hava koşul- lan nedeniyle bazı il ve ilçelerde okul- lann tatil edılmesı nedeniyle yanyıl ta- tili erken başladı. Yurtta kapalı köy yo- lu sayısı 10 bini aşarken birçok bölge- ye elektrik enerjisi verilemiyor ve te- lefon haberleşmesi sağlanamıyor. An- kara ve Istanbul'da eğitim bugün yeni- den başlıyor. Tüm yurtta etkisini sürdüren soğuk hava ve kar yağışı nedeniyle çok sayı- da köy yohı ulaşıma kapanırken birçok ana karayolunda da yer yer buzlanma nedeniyle ulaşımda aksamalar oluyor. Zonguldak, Samsun, Ordu, Amasya, Kütahya, Ağn ve Konya'nın merkez ve bazı ilçelerinde okullar tatil edildi. Enerji nakil hatlannda meydana an- zalar nedeniyle bazı ilçe merkezleri ile çok sayıda köye elektrik verilemediği, bazı köylerde de telefon görüşmesı ya- pılamadığı bildirildi. Samsun-Ankara ve Samsun-tstan- bul karayolunun bazı kesimlerinde ulaşımda aksamalar meydanagelırken Zonguldak-lstanbul karayolu ulaşıma kapandı. Giresun'un Dereü ile Şebin- karahisar üçeleri arasındaki karayolu Eğribel mevkiinde, Bayburt ile Trab- zon'un Çaykara ilçesi arasındakikara- yolu da Soğanlı dağı mevkiinde kar ve tipi nedeniyle ulaşıma kapalı bulunu- yor. Kayseri-Malatya karayolunun Zi- yarettepe, Kayseri-Sıvas karayolunun Lalebeli, Kayseri-Maraş karayolunun Dokuzdolambaç mevküennde buzlan- ma ulaşunı aksatryor. KöyHizmetle- ri'ne bağh 116 ekip, 2 kar makinesi, 103 greyder ve 60 dozerle köy yolla- nnın açılmasına çahşıyor. Olumler Nevşehir merkeze bağh Alacaşar Köyü'ndeki evinde yalnız yaşayan Haznn Çetinkaya (51), dışanya çık- maması üzerine eve giren komşulan tarafından donarak ölmüş halde bulun- du. Erzincan'ın Konarlı Köyü Karşı- karabaşlar mezrasında su almak içın dağ yamacındakı çeşmeye giden AB- şan Şekenli (34), üzenne çığ düşmesi sonucu öldü. Hakkâri'nin 2 bin nüfus- lu Doğanlı Köyü, çığ tehükesi nede- niyle geçici olarakbaşalühyor. Hakkâ- ri Valisi Orhan Işm, Çukurca'mn Uzundere beldesinin boşaltılmasından sonra Doğanlı bölgesine yerleştirilen kişilerin çığ tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Vali Işın, yan yıl ta- tılınde bu kişilerin Kız Yatılı Bölge Okulu ve Sosyal Hizmetler Kurumu bınalanna yerleştınleceğuıı açıkladı. tstanbul'da yoğun kar yağışı nede- niyle iki gündür yapılamayan öğretim bugün yeniden başlıyor. Istanbul Mil- li Eğitim Müdürü Ömer Batabey, ilde- ki bütün öğrencilerin cuma günü kar- nelerini alacağuu bildirdi. 29-30 Ocak tarihlennde yapılması planlanan Açı- köğretim Lisesi 1. dönem sınavlan ise sınav merkezlerine ulaşmada güçlük- le karşılaşdabileceği gerekçesiyle 19- 20 Şubat'a ertelendi. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde güz yanyıh sınavlan ise bugûnden itiba- ren programa uygun olarak yapılacak. Yeditepe Üniversitesi'nde ise bugün ve yann eğitim verilemeyecek. Giresun, Kars, Yalova, Trabzon'un Vakfikebir ilçesi ile Iznik, Büyükor- han ve Harmancık ilçelerinde ilköğre- tim okullan ve liselerde eğıtıme ara verildi. Bursa'da 13 köy yolu ulaşıma kapandı. Bursa'nın diğer illerle bağ- lanüsını sağlayan karayollannda karla mücadele çahşmalan sürüyor. Marma- ra Bölgesi'nin doğu kesimlerinde bu- gün aralıklı karyağışı bekleniyor. Me- teroloji yetkilileri, cuma gününden iti- baren soğuk hava dalgasırun Istan- bul'u terk edeceğini ifade ederek kar lcalmlıgımn Kih/os'ta 4, Sanyer'de 22, Göztepe'de 8, Bahçeköy'de 30 santi- metreyi bulduğunu söylediler. Deprem bölaesi Bolu, Kocaeh, Sakarya Düzce'de de etkisini sürdüren soğuk hava ve kar ya- ğışı depremzedelerinyaşam koşullan- nı güçîeştinneye devam ediyor. Bolu merkez ilçede gündüzleri -3, geceleri -7 dereceye kadar düşen hava sıcaklı- ğı, depremzedelere zor anlar yaşanr- ken kar kahnhğı Bolu merkez ilçede 13, Taşlıyayla'da 15, Boludağı'nda da 20 santimetreye ulaşu. Bolu dağı ge- çişi ekıplerce açık tutulmaya çahşıhr- ken birçok köy yolu ulaşıma kapandı. Yalova Kazim Karabekir Çadırken- ti'nde, kann ağlrlığına dayanamayan 2 çadır çöktü. Depremzedeler, çadırkent görevhlerinın, çadırlann üzerierindeki karlann sürekli temizlenmesi gerekti- ğı yönündeki uyanlannı dikkate ala- rak kar temizliği yapıyorlar. Sakarya'nm Ferizli ve Kaynarca il- çelerinde, yoğun kar yağışı nedeniyle okullar 1 gün süreyle tatil edilirken Ko- caeh'deki tüm ük ve orta dereceli okul- lann 2 gün tatil edildiği açıklandı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Semih Günver Gençliğimde, diplomatlanmız hakkında pek de hayıriı şeyler düşünmezdim. Onlar için kul- lanılan "monşer" srfatını uygun bulur ve asalak bir meslek grubu olduklarına inanırdım. öyle sanıyorum ki tüm ortaöğretim boyunca tarih derslerinde, kafamıza sokulan yanlış birdüşün- cenin sonucu idi bu. Bu yanlış düşünce, "savaş- larda kazandığımızı masa başında yitirdiğimiz- le" ilgili bir düşünce idi ve daha ileri yaşlanm- da, bu düşüncenin ne denli haksız olduğunu an- lamıştım. Diplomatlanmız hakkındaki düşüncem; ken- di yaş grubumdaki arkadaşlanmın, Dışişleri Ba- kanlığı meslek memuru olma konusundaki hırs ve çabaları karşısında sarsılmaya başladı. Bu işi başaranlar, "iyilerin en iyileri" oluyordu. Bakan- lık nasıl bir yer olursa olsun, bu gençleri bu ka- dar çabuk "bozmasr mümkün değildi. Daha ileri yaşlanmda, yurtdışı temsilcilikleri- mizde görüp tanıdığım diplomatlanmızın çoğu, müthiş yurtsever, becerikli ve bilgili insanlar ol- du. Çoğu, "gurbette vatanımıyaşattılar". Sağol- sunlar. Peki, bunlar arasında "monşer" olan, yani hal- kından ve Türkiye'nin gerçeğinden uzaklaşmış züppeler yok muydu? Elbette vardı. Ama her meslek grubu içinde gördüğümüz niteliksizler- den daha fazla değil. Diplomatlarımızla ilgili olarak eleştirilen bir nokta da genellikle diplomat çocuklannın dip- lomat olduğudur ki; bu da doğaldır. Bır bölümü bunu hak etmese bile; diplomat çocuklannın bir bölümünün aynı mesleğe girmeleri, "baba- lannın kartvizitiyle" değil, "babalannın ortamı" ile ilgili bir sonuçtur. Doğdukları andan itibaren, farklı ülkelerde eğitim gören ve çok nrtelikli okul- larda okuyan bu çocukların, baba mesleğini seçmesinden daha doğal ne olabilir? Benzer bir durum, "akademisyenler" için de söz konusu- dur. Çok küçük yaşlanndan itibaren belirli tar- tşmalan dinleyerek, belirii kavramlan duyarak büyüyen çocuklann yönleri, daha o minicık yaş- lannda belirlenmiyor mu? ••• Geçen hafta yaşama veda eden, çok değer- li diplomat-yazar Semih Günver'le ilgili bir ya- zı yazmaya oturmuşken, bakın laf nerelere gel- di. Neyse asıl konumuza dönersek; Sayın Gün- ver'in adını ilk kez, kızı sevgili Gül (Günver) Tu- ran'la biıiikte akademik yaşama başladığımda duymuştum. O zamanlar Istanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi; ne bugünkü gibi dal budak sal- mıştı ve ne de dallannı kırmak isteyen eller var- dı. Biz; genç asistanlar, dayanışma ve mutluluk içinde, ülkemizin geleceği konusunda umut ye- şertirdik. Gül'ün daha sonra, çok sevgili llter Turan'la evlenerek kürsümüzün "gelini" olması, o gün- lerde daha da sıcak ilişkiler yaratmış ve karde- şi sevgili Haydar'ı da o arada tanımıştım. Fakat Semih Günver'i tanımam çok daha ileri yıllarda, emekli olduktan sonra oldu. lyice anlamam ise 1987 yılında Rize'de, Türkiye Denizciler Sendi- kası'nın düzenlediği birseminerdolayısıyla, bir- likte 4 gün geçirmemizle olacaktı. Müthiş biri- kimli, mütevazı, esprili ve inanılmaz hareketli bir insandı. Bugün bazı ortak anılarımı sizlerle paylaşmak yerine, çok sayıda kitabından biri olan "Bir Ki- raz Ağacı Olsaydım" (Bilgi Yayınevi, Ankara 1986) başlıklı anı-/ kitabından iki kısa bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu anılan bize, 1930'lann Türkiyesi hakkında da bazı ipuçlan veriyor (s. 75)"... Sınıfımızda Musevi, Ermeni ve Rum kökenli Türk vatandaşı arkadaşlanmız vardı. Okulda insanlar arasında eşitliği, din, ırkayrımı yapmamayı da öğrenmiştık. Bu arkadaşlar bu- gün ülkemizde önemli görevleryapmaktadırtar. Galatasaray'da laiklığı, medeni olmayı, hoşgö- rüyü de farkına varmadan benimsedik. Yurtse- verdik, Atatürkçüydük, ateşli ve hareketliydik. Sokaklardaki protesto göstehlerine katılır, Wa- gons-Uts Merkezi'ni taşlar, Şişli'deki Bulgar mezaıiığına kara çelenk koyardık..." ••• (s. 82 vd)"... Ankara, cumhuriyetin kalesi idi. Ankara birkent değil, birsembol, biridealdi. Ye- ninin, güzelin, uygahığın örneği Ankara'ydı... Atatürk, bizleriçin Inönü 'nün ifade ettiğigibi, gerçekten sönmez bir meşale idi... O yıllarda gençlik bir bûtündü. Ulusal her olay bizleri bir- birimize daha sıkı bağlıyordu. Bizler için dün- yanın en güzel ülkesi Türkiye, en soylu en ileri milleti Türklerdi. Atatürk; imanı, inancı, milli gu- ruru, yurt sevgisini kalplerimizi dağlayarak biz- lere aşılamıştı. Dershaneye bir memur girdi. Hocamızın ku- lağına bir şeyler fısıldadı. Mahmut Esat birden donakaldı. Cebinden mendilini çıkardı. Terleyen yüzünü ve gözlerini sildi. Başını ellerinin arası- naaldı. Bir iki dakika sustu. Sınıfta çıt çıkmıyor- du. Kimse ne olduğunu soramıyor, ne olabile- ceğinidüşünmekistemiyordu. Sonra, hocamız yerinden doğrulurgibi oldu, boş ve ıslak göz- lerie sınıfa baktı. 'Çocuklar' dedi, 'Çocuklar, Atamız bu sabah saat dokuzu beş geçe haya- ta gözlerini yumdu.' Devam edemedi, kürsüden düşergibiindi, dışanyaadeta kaçtı. Sınıfta kim- se konuşmuyordu. Notianmızı toplayarak ses- sizce fakülteden ayrıldık. (Ankara'daki törende)... O sabah da yağmur çiseliyordu. Hava kapalı ve soğuktu. Halk, kal- dınmlann üzerinde yağmur altında sabırla, te- vekkülle bekliyordu... İnsanlarağlıyordu. Fakat ne bir ses, ne bir nefes duyuluyordu. Yaşlar, genç, ihtiyar yanaklardan süzülüyor, mendiller gözlere gidiyor, birbihni tutan dost eller aynı acıyla birbirine kenetleniyor. Fakat gidene say- gı ve bağlılık, ifadesini bu derin ve vakur ses- sizlikte buluyordu. O sabah kalabalığın içinde kaybolmuş şun- lan düşünüyordum:... O bize gideceğimiz me- deniyet yolunu göstermiştir. Sağlam temeller üzerinde kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, onun da istediği gibi ilelebet devam edecektir. Bugün de aynı düşünceleri, aynı fikri, bu ya- şımda o çocukça heyecanla sizlere tekraria- mak fırsatını bulduğum için çok mutluyum." ••• Giden Semih Günver'lere rahmet, yaşayan Semih Günver'lere uzun ömür ve mutluluk di- liyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear