25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Z 7 OCAK 2O0O PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Türtana emekli maaşı Hektronık posta: som@postacumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Bülent Ecevit, Davos'ta kredi arayacakmış... "Arayan bulur!" Giresun NAIayet Protokol Müdürü Cahft Aydoğan'ın Namık Kemal llköğretmen Okulu'nda öğretmen olan eşi Ayset Aydoğan, başındaki türbanı çıkartmamak için iki yıldır evinde oturup raporia idare ediyor ve tam iki yıldır okula gitmeden bir yandan devletten maaş alıyor öte yandan ernekliliğini bekliyordu. Son aldığımız bir habere göre Milli Eğitim Bakanhğı konuyu soruşturması için bir müfettişi muhakkik olarak görevlendirmiş. Fakat, Giresun Valiliği'nce müfettişe öylesine engeller çıkartılmış ki, sonunda müfettiş görevden affını istemiş. Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, konuyu ciddiye alıyorsa, Giresun'da ulaşılamayan belgeleri, Ankara'daki Sağlık Dairesi'nde bulabilir! Aksi halde Vilayetten desteklenen "Giresun Direnişi" başanyla sonuçlanacak ve Türkiye Cumpuriyeti Devleti, Türban"a emekli maaşı bağlayacak! ğer Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti'ne başkal- dırıp Güneydoğu'da Marksist bir devlet kurmaya kalkışıyorsa bu devlet Kürtler ara- sındaki bir mücadele ile neden bir Islam dev- leti olmasın? Bu bağlamda, Güneydoğu'da Hizbul- lah'ın ortaya çıkışına "komünistler"e karşı "şeriat- çılar"ın direnişi diye bakılabilir mi? Başlangıçta "komünist" Kürtler'le çatıştığı bilinen ve dahi devletin içindeki kimi çevrelerce en azından görmezden gelinerek desteklendiği öne sürülen Hiz- bullah'ın, ayrılıkçı terörörgütü PKK'nin çökertilme- si üzerine Saidi Kürdi'nin öğretileri çevresinde top- lanan "şeriatçı" Kürtler'le hesaplaşması olarak açık- lanabilir mi? Hizbullah, örnegin Zehra Vakfı'na neden savaş açtı? Hizbullah'ın katliamlanndan nasibini alan Zeh- ra Vakfı, Nurcular'ın Fethullahçı kanadını oluşturan Zaman gazetesinde Ali Bulaç'ın yazdığı gibi "Gü- neydoğu meselesine karşı ilgisiz ve duyarsız değil- Hizbul-Zehra se bile, asıl kimliği ile siyasi bir misyon teşkil etmi- yor" mu? Zehra Vakfı'nın gerçek misyonu nedir? Kürtçeya- yımlanan Nubihar dergisi, siyasi önder kabul ettiği Saidi Kürdi'den yola çıkarak "Kurtuluş Islamdadır" temasını işlemiyor mu? PKK de bir dönem din mo- tifini kullanmadı mı? PKK terörünün doruğa çıktığı dönemde Istanbul'da düzenlenen "Kürt Sorunu Na- sıl Çözülür" konferansında, Güneydoğu'nun ötesi- ne çıkan ve Ortadoğu'yu kapsayan bir Kürt Islam Federe Devleti'nin fikir jimnastiği yapılmadı mı? Zehra Vakfı'nın kanatları altındaki konferansta Kürtler'in "ulusal haklan" tartışılmadı mı? "Bir Türk, bir Arap, bir Çerkez kendisi için hangi haklan istiyorsa; sosyal, siyasal, kültürel, ulusal, hangi haklan istiyorsa, bir Kürt de istemek zorun- dadır" denmedi mi? "Eğer birlikte bir arada yaşamanın imkânı yoksa ve haJklar birbirlerinden boşanmak istiyorsa boşan- mak da son derece insanı bir haktır" görüşü gün- deme gelmedi mi? Konferansta, "ceberrut", "jakoben", "Kemalist" dev- let yerden yere vurulup, 1970'li yıllardan sonra Is- lam'dan uzaklaşan Kürtler de eleştirilip Ortadoğu'da referansları tarihten alınan yeni bir devlet modeli öngörülmedi mi? Yine tarihe gönderme yapılıp "ulus devlet" anla- yışının artık devrini tamamladığı, etnik aynlıklann "Islam kardeşliği" altında birleşebileceği söylenme- di mi? Hizbullah da bir Kürt Islam Devleti'nin peşinde de- ğil miydi ve Zehra Vakfı gibi Islamcı Kürt çevreler- deyapılan "fikirjimnastikleri"ni bileyoluna çıkan bir engel olarak değerlendirmiyor muydu? SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Bu köşe Atatürk köşesi, bu köşe.. Türbanlı doktor Huriye Kızıl- tan'a görev vermeyen klinikşe- fini cezalandırmaya kalkışan Vakıf Gureba Hastanesi Başhe- kimi Rıza Kutaniş, gerçekleştir- diği bir "operasyon'la Kızıltan'ı Refah- yol döneminin başhekimi Şaban Oda- başı'nın şeflik yaptığı klınikte görev- lendirerek türbanla çalışma olanağı sağladı. Vakıflardaki irticanın kökünü kazımaya kararlı Devlet Bakanı Yük- sel Yalova'nın kulaklan çınlasın! Ve... Gureba'nın "türban hamisi" başhekimi Rıza Kutaniş, ne kadar Ata- türkçü olduğunu göstermek için 7.5 milyar liraya hastanede bir "Atatürk Kö- şesi" yaptırmaya başladı. Türbancılar, zevkten dört köşe... Denizyolları'mn biletsizleri ne oldu? Denizyollan Işletmesi'nin merkez acentesi Vakur Bayraktar'ın geçen Şeker Bayramı'nda eşini, kızını ve kı- zının arkadaşını alarak otomobiliyle ücretsiz Istanbul-lzmir-lstanbul sefe- rine çıktığını yazmıştık... Aradan tam bir hafta geçti, Türkiye I Denizcilik Işletmeleri Genel Müdürü Muzaffer Akkaya, permisiz ve bilet- siz yolcular konusuna yanıt vermedi. Bu arada, Bayraktar'ın akrabası ga- zeteci bir arkadaşımız ile komşusu eski milletvekili bir dostumuz telefon- la arayıp, "Vakur Bey'in böyle şeyler yapmayacağını" bildirdi; Vakur Bay- raktar da "Once bana sor, genel mü- dür bu konuları bilmez" diyerek te- lefonu yüzümüze kapattı. Biz yine de genel müdürden bildiği kadany- la yanıt bekliyoruz. Olaylara Yaklaşmak TANJUERDEM Amiral (E) 21 'incı yüzyıla girerken Büyük Atatürk'ün kurduğu bağımsız, aydınlık, taassuptan arınmış, il- mi rehber alan, banşçı, ulusal ekonomik ve sosyal atılımlara hazır, ulusal kültürü devrimci bir görüşle çağdaş evrensel uygar- lık değerlerine uyarlanmış, fikri hür, vicdanı hür vatandaşlann sosyal ve hukuki güvence altın- da yaşatılmak istendiği Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenliğini teh- dit eden, geleceğini karartmak isteyen tehlikeleri eylemli olarak görmekteyiz. Medya organlan olaylan kamu- oyuna gereğınce yansrtıyor. Za- man zaman bu olaylann ve et- rafındakı kışilerin, iyi niyetle, far- kında olunmaksızın, abartılı yer vermelerte propagandalan ya- pılabilıyor. Arzulanan dehşet or- tamına korku yaratılarak katkı- da bulunuluyor. Bazen aynı doğ- rultuda, daha ılımlı yaklaşımlar adeta kutsanıyor. Ama bu olay- lar, bızim 20'nci yüzyılın ilk yan- sında bir uçurumun eşiğinde Bü- yük Atatürk'ün önderliğinde bir ölüm-kaJım savaşımı vererek kur- duğumuz yepyeni çağdaş bir devletin, cumhuriyetimizin te- mel ilkeleri ve fikir yapısı etrafın- daözdedeğeriendirilmiyor. Ulus bu yönde yeterince bilinçlendi- rilmiyor. Bu, çağdaş Türkiye'yi yü- rekten benimsemiş, onun insan- lıkailesi içindesaygın, onuriu, uy- gar ve gönenç dolu bir ulus dev- let olarak yücelmesi gereğine inanmış yurtsever aydınlann kay- gısıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin var- Itğını ve geleceğini tehdit eden bu örgütlenmeler, bu eylemler birgündeoluşmadı. Bunlann al- tında çeşitli nedenleryatıyor. Bu nedenlen birölçüde sayabilme- miz olanaklıdır. Ama bu günah çı- kartma bugün neyi düzettebilir ki. Asıl olan bu denli ilkellikten, vah- şetten toplumumuzu gelecekte anndırabilmenin yollannı arayıp bulmamızdır. Bugün için ise ive- dilikle olaylann ve yaratıcılannın kökenlerine inilip cumhuriyetin kanunlarının gereği yapılmalıdır. Kanımızca cumhuriyete yö- nelik irtica tehdidine karşı birin- ci öncelikle siyasi partilerin lider ve yönetim kadrolarının kesin tavıralması gerekmektedir. Ka- bul etmek gerekir ki irtica örgüt- leri ve tarikatların oluşması ve bunlann mensuplannın devlete sızması, özellikle merkez sağ- dan aşın sağa uzanan yelpaze- deki siyasi partilerin önder kad- rolannın oy kaygılanyla, ideolo- jik eğilimleriyle sağlandı ve bes- lendi. Şimdi gözler gerçekleri görmelidir. Muhafazakârolabilir- siniz. Yaşamınızda dine, inanç- lannıza ağıriık verebihrsiniz. Ama oyun kurallanna göre oynanma- hdır. Demokrasinin olanaklann- dan yararianarak onu tahribe yö- nelinmemelidir. Demokrat, libe- ral, hoşgörülü olmak lazımdır. Cumhuriyetin anayasasında te- celli eden, tarihsel süreçte olu- şan temel ilke ve fikir yapısına uyulmalı, davranışlar buna göre olmalıdır. Saptanan ikinci önemli husus, laik Türkiye Cumhuriyeti'nde Di- yanet Işleri Başkanlığı'nın işlevi- niyerine getiımedeTürkiye Cum- huriyeti'ne hayat veren ilkelere ve fikir yapısına uygun hareket etmesıdir. Diyanet Işleri Başkan- lığı fetva veren, gerici örgütlen- melere hoşgörü gösteren ya da olanları sessizce seyreden bir müessese olamaz. Diyanet Işle- ri Başkanlığı, TC Devleti'nin em- rinde, onun parçası olarak inanç özgürlüğü ortamında din hiz- metlerini tanzimle görevlidir. Din müesseselerini, camileri denet- leme ve kontrol etme durumun- dadır. Bu yerlerde genç kuşak- lan ve cemaati cumhuriyete ve Atatürkcülüğe karşı eğitici, yön- lendiricı hiçbır faaliyetin olma- masını sağlamak bu teşkilatın görevidir. Türkiya gemisi çağ- daş uygarlığa yelken açıp git- mek isterken, bu geminin için- dekileri tersine yönlendirenleri kontrol ve bu işlerin olmaması- nı temin hususunda bu Başkan- lığın aktif sorumluluğu olduğu kanısındayım. Üçüncü en önemli husus eği- tim sistemimizdir. Eğitim Birti- ği'nin sağlanması, inançlara say- gılı olarak, dünya ışlerinde ilmin, aklın rehberliğinde, özgür dü- şünceli, araştıran, tartışan, ulu- sal kültürel ve evrensel uygarlık değerleriyle beslenen, yurtse- ver, vatandaşlık bilgilerine sa- hip, özellikle yakın tarihimizi bi- linçli algılamış, hoşgörülü de- mokrat kuşaklar yetiştirilmesi, cumhuriyetimizin geleceğinin te- minatıdır. Din adamlarının da aynı nite- liklerie yetiştirilmeleri, dinin si- yasallaştırılmasının önlenmesi, saygınlığı, bir korku unsuru de- ğıl, tüm insanlığı kapsayan bir sevgi unsuru haline getirilmesi demokratik topluma katkı sağ- layacaktır. Dördüncü önemli husus, irti- canın anayasal düzene karşı fa- aliyetlerini, başkaldırma hazır- lıklarını, caydırıcı eylemlerini ce- zalandına hukuki önlemlerin alın- masıdır. Bu arada kadınla erkeğin top- lumda eşrt haklara sahip konum- da olmasını fiilen engelleyenle- re karşı toplumun ve devletin duyarlı olması üzerinde durmak gerekmektedir. Türk ulusunun çekirdek gü- cü, cumhuriyetin önder kurucu kadrosu TSK'nin, ulusal güven- lik tehditlerini sayarken öngör- düğü tehlikelenn boyutu ve bun- lara karşı alınmasızorunlu önlem- leri anayasal zeminlerde ısrarla dile getirmelerindeki haklılığı umanm, şimdi Türkiye Cumhu- riyeti'ni sürekli eleştiren odaklar dahil, herkesçe anlaşılmışür. Ata- türk ve arkadaşlanntn kurucu il- ke ve fikirlerine sadık kalarak onların özlediği çağdaş uygariık değerlerine ulaşıp aşmak isteyen ve bu yönde 1961 'de örnek de- mokratik bir anayasayı bu ülke- ye kazandıranlann TSK ve onlar- la beraber ülkemiz yurtsever ay- dınlan olduğunu unutmayalım. Tüm bu gelişen olaylann asıl uyarması, uyandırması gereken ise bizim haikımızdır. Demokra- tik, laik, sosyal bir hukuk devle- ti olan Türkiye Cumhuriyeti an- cak ona sadık, onun kıymetini bi- len, sahip çıkan evlatlannın el- lerinde sonsuza değin yaşatıla- bilir. AB'ye giriş için gayretleri- mizi yoğunlaştırdığımız bir aşa- mada ülkemizin üstünde dola- şan karanlık, uğursuz, bulutlar arasında Türt<iye dışardan aca- ba nasıl görüimektedir?.. Bugünlerde Atatürkçü düşün- ce sıstemine, başta yönetenler, ulusça sahip çıkmamızın tam zamanıdır. HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ ÇİZGtLtK KÎMİL MASARACI H A R B l SEMİH POROY semihporoy(a yahoo.com BULUT BEBEK NURAYçiFTÇt injanın insana ttikJ«r/ izleâim Artık oJrr»afc-t»an ot\ur duyuyorurn! TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 27Ocak GÖKTEN NAZ/RtVNDİ SİHAM-/ KAZAS/NA.. I6SS "TE gl/GÜM, ÛNLÜ DİM4AI f/4/»/ VE HİCİV USTASI NEF't ÖL&ÜRÜLMÜŞTV. OSMAULl PADİŞAHLARINDAN I. AHMET, 1T.OSMAN VE lp. MURAT'A KASİDELER YAZARAK KORUMALAgl ALTfNA SİREN NEP'İ, BU TÜK ŞİİRCE SÜYÜK BA- ŞARl SAĞLAMlŞn. AAJCAK, ÖI/6ÜYLE YETjMMEYt'P YEJŞ6İ Şır&LEIZİ OE YAZMtŞ, 8İKÇOK. £>£VC£T yETHfi./Sf/V/A/ ÖAAS£SW£- HeOEF OLMUÇTU.8A- ZEN, SÖV6ÛYe VAGAfJ StNIGSrZ Ei£ÇTfHiL£R, 7*ÇLsVM/tLA& YAZAAAtttN KENOİMI AU4MAMIŞ, SZ.MÜKAr'fN UYAGfSI BİLB ONU EHGELLeMEMiÇTİ. SÖYLEAJrtYE GÖ&E, ŞA/gİU *S/HAM-/ KAZA~QeA2A OXC4£f) ADt ALT1NPA TDPLANMlŞ ÇİİeLEfZİNİ OtCUKKBN, YtLD//ZtM DÜŞTÜĞÜNÜ <SÖ£EN TV. MU- GAT, O*JDAN,HtCİI/(y£&£0 YAZMAMASt İÇifJ £02 ALM(ÇTr.'söKTSN NAZME M£>f S/HAM-/ XAZ/)£/A//ıt ", r W£P'/'üti.f'rc£ US&4Pf W/1KXW SELASrNA." S£Xfrf SUfl/EDEA/LEK/İKtPLERt TTVeAFrHPAN SĞY LENMİÇTİ. SÖZÜA/Û TVTAMAytP SAMGEr l&IYM/IICAMt 8AY- RAM PAÇA'Yt HİClsErMESİ CANWA~ M/UOLMUŞ, &OĞULA K O i ATTLMfÇrtf. CpAynı ölçü ve uyakHt BÜYÜKÇEKMECE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1992/723 Davacı Botaş Genel Müdürlüğü vekili tarafından davablar Orhan Yükseloğlu vs. aleyhine açılan tescil davasının yapılan yargılaması sonunda, davalılar Orhan Yükseloğlu. Üısan Yûkseloğlu, Salim Yükseloğlu, Kazım Yükseloğlu, Halim Yükseloğlu, Sahure Aktaş, Ha- fize Birecikli, Selma Şengüder. Fatma Duriç, Aynişah Yükseloğlu, Sabahat Şen, Gülizar Yükseloğlu, Ismet Yükseloğlu, Necmettin Yük- seloğlu, Muradiye Aydın, Yadiye Hacıoğlu, Türkan Özcan, Şadan Yükseloğlu, Hayriye Yükseloğlu, Oktay Yükseloğlu, Koray Yüksel, Şennur Yüksel, Mehmet Salih Tatlıcı yönünden davanın kabulüne, Büyükçekmece Yakuplu köyü 220 parsel sayılı taşınmazın kamulaş- tnrna kararına ekli krokide belirtilen 1931 m2'lik kısnunın bu davalılar adina olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline, di- ğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş ve karar davacı vekili tarafından temyiz edUmiş olup, karann ve temyiz dilekçe- sinin davalılar Mustafa Ezber, Hüseyin Ezber, Ahmet Ezber'e ilanen tebliği gerekmekle, karann gazetede ilanından 7 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı ve 15 günlük temyiz süresinin bulunduğu ilanen olunur. 16.12.1999 Basın: 1414 DÜZ ÇİZGİ UMİT ZİLELİ Yobazın Çirkin Yüzü! Neredeyse iki haftadır bir kâbusun içinde çırpınıyoruz... Akıl almaz bir vahşetin, hiçbir inanç ya da ide- oloji ile açıklanamayacak birsapıklığın görün- tüleri karşısında dehşete düşüyoruz. Gerici yobazın Allah adına, din adına, Müs- lümanlık adına gerçekleştirdiği işkencelere, katliamlara bir bir tanık oluyoruz... Yurdun dört biryanından çıkanlan kadın, er- kek onlarca insanın iç paralayan cesetlerini gördükçe '28 Şubat'm değerini ve "irticanın bi- rinci öncelikli tehdit" olarak ilan edilmesinin önemini bir kez daha anlıyoruz. - Işte şeriat bu!. - Işte ilkel, yobaz kafanın düşlediği rejimin özü bu!. • • • Hizbullah vahşeti, aynı zamanda, halkın di- ni değerlerini acımasızca sömüren, dini siya- si ve ticari rant için utanmazca kullanan geri- ci yobazların ne denli yalancı, ikiyüzlü ve sah- tekâr olduklannı da gösterdü. Güvenlik güçlerinin ilk operasyonunu haber olarak bile vermeyen, dindar kitleden sakJama- ya çalışan dinci basın, cesetler üçer beşer or- taya çıkmaya başlayınca paniğe kapıldı. Yıl- lardır her türiü desteği verdiği katiller için ön- ce, "bunlar Hizbullah değil, bunlar Müslüman olamaz" yalanına sarılmaya çalıştı. - Mumlan yatsıya kadar bile yanmadı!.. Şeriatçı katillerin kimlikleri, işledikleri cina- yetler hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekil- de ortaya konulunca süratle taktik değiştiril- di. Dinci basın, Faziletli siyasetçiler, ikinci cum- huriyetçi-mandacı kesim ve bunlann medya- daki uzantıları yeni 'konsept' üzerinde anlaş- tı. - Bu defa 'derin devlet' ve tabii ki ordu he- def alınacaktı!. öyle de oldu. Hizbullah'ın devlet tarafından. PKK'ye karşı kullanıldığını, 1990'lann başlann- da özellikle Güneydoğu'da güvenlik güçleri tarafından desteklendiğini, bugün artık işi bit- tiği için 'imha edilmeye' çalışıldığını yazdılar. - Doğru!. Gerçekten de Hizbullah'ın PKK'ye karşı kul- lanıldıgına dair güçlü bulgular mevcut. Zaten böyle bir örgütün, o yörede bu denli rahat bir şekilde gelişip serpilmesinin pek mümkün ola- mayacağı da ortada. Ancak 'şer korosu' iki yaşamsal noktayı atladı!.. Hizbullah'ın Güneydoğu'daki rolü neredey- se on yıldır yurtsever aydınlar tarafından bin- lerce kez yazıldı!.. Cumhuriyet gazetesi arşiv- leri, bu konuda yazılmış yüzlerce haber ve di- zi yazılaria dolu. Sevgili Uğur Mumcu'nun kat- ledilmeden ktsa bir süre önce yazdiği'Hizöüi- kontra' başlıklı yazısı daha birkaç gün Önce, ölüm yıldönümünde yayımlandı. Ama bu yıllar içinde ne şeriatçı yobazlardan ne de onlann müt- tefiklerinden tık çıkmadı!.. Ta ki Hizbullah de- şifre olana dek!.. - Bu biir!.. • • • Ikincisi çok daha vahim, çok daha mide bu- landıncı.. Hizbullahçı katillerin PKK'ye karşı kullanılma- sı, rahatça örgütlenmesine göz yumulması bir gerçeği değiştirmiyor, - Hizbullah bir şeriatçı terör örgütüdür!.. Bütün cinayetlerini din adına, darülharp ola- rak gördükleri Türkiye topraklan üzerinde bir Islam devleti kurmak adına işlemiştir. Şeriatçı yobazlar günlerdir bu gerçeği göz- lerden saklayabilmek için her türiü yalana baş- vuruyor. Olmadık senaryolan gündeme getiri- yor. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saldırıyor. Bu operasyonlann Abdullah Öcalan'ın gündem- den düşmesi için yapıldığını ileri sürecek ka- dar bayağılaşıyor. - Ne yaparsa yapsın, mızrak çuvala sığmı- yor!.. Eposta:zileli@ garanti.net.tr. • '' Faks ve mesaj: (0212) 287 42 41 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5SOLDAÎN SAĞA: 1/ Yöneönenli- ğinı Metin Erksan'ınyap- üğı,1963Berlin Film Şenli- ği'nde "Altın Ayı" ödülünü kazanan fîlm. 2/ Ürenin kanda birikmesı sonu- cu ortaya çıkan hastahk... Yapı- sına girdigi söz- cüğe "yeni" an- lamı katan yabancı önek. 3/ Eski Mısır'da ^ güneş tannsı... tran'da _ bir kent. 4/ "Mecliste - — ol kelamı dinle/ El ^ iki söylerse sen birin 4 söyle" (Karacaoğlan)... 5 Eski dilde su. 5/ Ulus- Q lararası Para Fonu'nun j simgesi... Belli bir böl- gede yaşayan hayvanla- nn tümü. 6/ Mis keçisi- 9 ne benzer biı hayvan... Bir gıda maddesi. 7/ Tutsak... Bir soru eki. 8/ Katılmış, ulanmış parça... Hıristiyanlarda, Isa'nın vücudunu ekmek ve kanını şarap olarak simge- leyen tören. 91 Bir olayın anısına ya da bir başan nede- nıyle bir kimseye verilen küçük metal levha... Koûut. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Kesilen kumaşın kenanna, ipliklerin atmaması için ya- pılan çapraz ve seyrek dikış. 2/ Içel'in Silifke ilçesinde- ki antik kent... Örnek alınacak söz. 3/ Tavlada üç sayı- sı... Bir kıta. 4/Çıkaryol, çare... Kromunsimgesi. 5/ Yer- siz ve zamansLZ davranışlarda bulunan kımse... Kuzu sesi. 6/ Gösteriş, caka... Tarih öncesıne dayanan söylen- ce. 7/ Güney Amerika'daki dağ sırası... Küçük tekne kaptanı. 8/Osmanlıtopraksistemindebüyüktımar... Se- lenyum elementinin simgesi. 9/ Uygun bufana, tasdik... Şarap mahzenı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear