25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3OKASIM1999SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ş Başkanlar Kuruhı • ANKARA (AA)- Türk-Iş Başkanlar Kurulu, 18. olağan genel kurula ılişkin son hazırlıklan değerlendirmek üzere dün toplandı. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantıda, genel knrulu yönetecek divan heyeti belirlenecek. Bu arada Türk-Iş Genel Başkanı Bayram Meral, liste oluşturmak için önceki akşam konfederasyona üye21 sendika genel başkanı ve yöneticisiyle toplanarak muhalefet grubu ise 5. kez bir araya gelerek genel kurulda çıkanlacak liste üzennde çalıştı. penizer'in öUürülmesi • ANKARA (AA)- Yargıtay 5. Ceza Dairesi, eski Türk-lş Genel Sekreteri Şemsi Denizer'in öldürülmesine ılişkin davada, sanıklann Burdur Agır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına karar verdi. Açıklamada, suikast sanıklan Cengiz Balık ile Engin Girgin'in, gûvenlik gerekçesiyle yargılamanın başka bır il merkezine alınmasına ilişkın taleplerinin incelendiği bildırilirken Yargıtay 5. Ceza Dairesi, yargılamanın "gûvenlik" gerekçesiyle Burdur Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıtmasına karar verdi. İlk Cougar geliyor • ANKARA(AA)- PENtX-l programı çerçevesınde savunma sistemıne dahil edilecek 30 adet Cougar AS-532 tipi helıkopterden ilki aralık ayında teslim edilecek. TA1 ile Fransız Eurocopter firması arasında yapılan mukavele çerçevesinde, . Fransa'daki 'Eurocopter ' Marignane tesıslerinde îki' yıl süre ile sistem entegrasyonu çalışmalan tamamlanan ilk helikopter, aralık ayı içinde Türkiye'ye getırilecek. Perinçek ifade verdi • ANKARA(AA)-lşçi Partisi (IP) Genel Başkanı Doğu Pennçek, yaptğı bir açıklama ve bir suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturmalar kapsamında, Ankara DGMde dün ifade verdi. Pennçek, 6 Kasım 1999'da. partisinin lstanbul tl Merkezi'nde basın toplantısı yapmış ve "Ahmet Taner Kışlalı ile Uğur Mumcu'nun, 'süper NATO' olarak adlandırdığı bir tim tarafindan öldürüldüklerini" öne sürmüştü. FP'denAİHM beklentisi • ANKARA ((Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetın Abdullah Öcalan ile ilgili idam dosyasını AlHM'ye yapılan başvuru sonuçlanıncaya kadar bekleterek TBMM'ye göndermeme eğilımi içine girmesi. FP'de RP'nin kapatılması davasıyla ilgili beklentılere neden oldu. FP'liler, kapatma davasıyla ilgili olarak AlHM'ye yapılan başvurunun hâlâ sonuçlanmadığına dikkat çekerek "AİHM kararlan dikkate alınacaksa sadece Apo ile ilgili kararlan değil bütün kararlan dikkate alınmalıdır" görüşünü savunuyorlar. ksmail Cem'den ziyaretler • ANKARA (Cumuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakaru Ismaıl Cem, yann Makedonya'ya, oradan da Güneydoğu Avrupa'da ıstikrann sağlanmasına yönelik uluslararası bir toplantı ıçin Romanya'ya gidecek. Cem. temaslannda Balkanlar'da banşın sağlanmasına yönelik Türkıye'nin görüşlerini ve katkılannı dile getirecek. FP ve DYP özel komisyon kurdu. Deprem vergisine Anayasa Mahkemesi yolu ^Esitlik ilkesiııe aykm 9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Muha- lefet, hükümetin, "gece yansı" operasyo- nuyla, "özel işlem" ve "taiz" vergılerini de eklediği "depremvergisi''ni Anayasa Mah- kemesi'ne götürmek ıçin harekete geçti. FP ve DYP ayn ayn komısyonlar kurarak Ana- yasa Mahkemesı'ne başvuru için hazırlık- lan başlattı. Her iki partırun ortak gerekçe- sini ise yasanın "Anayasanın eşitiikilkesine avku-ıhğı" oluşturdu. Ana muhalefet partısı sıfatıyla doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne iptal başvurusu hakkı bulunan FP, bır inceleme komisyonu oluştururken. DYP'nin ekonomi ve hukuk- çu milletvekıneri de geçen hafta sonu aynı amaçla bir toplantı yaptılar. DYP'den Ana- yasa Komisyonu Uyesi Ahmet tyimaya. toplantıda alırtan karar doğrultusunda. dün gün boyunca çalışarak iptal istemi gerekçe- lerini hazırladı. FP, doğrudan yasayı tek ba- şına Anayasa Mahkemesi'ne götürmenin • Hükümetin bir gece yansı operasyonu ile çıkardığı deprem vergisine tepkiler sürüyor. Fazilet Partisi yetkilileri, ağır vergilerin adalet ve insafla bağdaşmadığını söylerken, DYP de bunun mali gasp olduğunu öne sürdü. FP'nin ana muhalefet partisi olarak konuyu doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne götürme hakkı bulunuyor. yanı sıra. 85 milletvekılı bulunan DYP'ye olan götürü vergi mükellefi ek vergi öde- de, başvuru ıçin gerekli olan 110 imzaya ulaşılması için destek verecek. DYP ve FP'nin, iptal başvumsuna konu olan ortak gerekçeleri şöyle: - Yasanın tümü anayasanın 10. maddesin- de belirtilen "kanun önündeeşitiik"' ilkesi- ne aykınlık taşıyor. 10. maddenin son fık- rası, *De\1et organlan ve idare makamlan bütün işlemltrindc kanun önünde eşitlik ü- kesine u\ gun olarak hareket etmek zorun- luluğunu" düzenlıyor - Ek vergilendirmede, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi ilkesi gözetil- medi. Aylık 100 milyon lira geliri. kazancı mekle yükümlü kılınırken, ayda 1 mıryara kadar kazancı olan bir ücretli ek vergıden muaf tutuluyor Bu durum. anayasanın "herkes kamu giderlerini karşdamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekk yükümlü- dür" ilkesini düzenleyen 73. maddesıne ay- kınlık oluşturuyor. DYP Grup Başkan vekili TurhanGüven. zaten ağır koşullar taşıyan yasaya gece ya- nsı operasyonuyla ek düzenlemeler getirdi- ğine işaret ederek "Bu bir vergi düzenleme- sideğil, açikça maligaspOr" dedi. Yasayı in- celemek üzere bır komisyon oluşturdukla- nnı inceleme bittikten sonra en kısa sürede Ana>r asa Mahkemesi'ne götüreceklerini be- lırten Güven, "Bu yasa gayri meşrudur. Çünkü baştan aşağı anayasaya aykmdır"' dedı. FP Genel Başkan Yardımcısı Cevat Ay- han. ek vergiyi "gece basknu kanunu" di- ye niteledi. Ayhan, "Çıkardan vergi kanu- nu, memleketin iktisadi gerçekleriyle uyuş- madığı gjbi, adalet ve insaf ölçfllerinden de uzakür. Cretim ve ihracaün gerilediği, pi>a- salann durgunhık ve gerüeme içinde oldu- ğu bir dönemde mevcut vergiler toplana- mazken,yenivergiler koymakiktisadi haya- ü büsbütün çökertir'' dıye konuştu. CHP Genel Başkanı AJtanÖymen, "Dep- rem verglsinin depremle bir flgtsi yok. IMFnin talepieri ve Hazine açddannın ka- paülması söz konusu. Önceki kanunlada çe- üşkikr var. Hükümet >ergi konusunda tam bir zikzaklar politikası iziiyor. Ne yapacağı- na tam karar verememiş durumda" dedı. ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART AAAAAH Sendikacı Süleyman Yeter'in işkence altında öldürülmesi davası Uç polise tutuklanıa kararı tstanbul Haber Servisi - Sendi- kacı Süleyman Yeter'i işkence ya- parak öldürdükleri iddiasıyla tu- tuksuz yargılanan 3 polis hakkın- da, davanm ılk oturumunda "su- çun mtetiğT uyannca gıyabi tu- tuklama karan verildı. işkence gördüğü gerekçesıyle davacı olduğu lstanbul Terörle Mücadele Şubesı ekiplennce "teş- his öncea" gözaltına alınan ve sor- gu sırasında yaşamını yitiren Lım- ter-lş Sendikası eğitim uzmanı Süleyman Yeter'in ölümüyle ilgi- li davanın görülmesine dün baş- landı. lstanbul 6. Ağır Ceza Mah- kemesi'ndeki duruşma nedenıyle polis lstanbul Adlıyesı ve çevre- sinde genış gûvenlik önlemleri al- dı. Dava nedeniyle çok sayıda sen- dikacı, Emeğin Partisi Genel Baş- kanı Levent Tüzel, gözaltında öl- dürülen gazeteci Metin Gökte- pe'nin annesı Fadime Göktepe ve Uluslararası Af Örgütü Uyesi Barbara Neppert de adliyede ha- zır bulundular. Davayı izlemek ıs- teyen gazetecıler duruşma salonu- nun yetersiz olduğu gerekçe gös- terilerek otunıma ahnmazlarken duruşma öncesinde Yeter'in ya- kınlan ile polis arasında da ger- ginlik yaşandı. Sivil polislenn du- ruşma salonuna yerleştirildikleri- ni söyleyen Yeter'in yakınlan ve sendikacılar, "tşkencecileriçerde, davacdar dışarda" dıye slogan at- tı. 'Kötü muamele var' tstanbul 6. Ağır Ceza Mahke- mesi'nde görülen davanın ilk otu- rumuna "efrada kötû muamele so- nucu ölüme neden olmak" iddi- asıyla tutuksuz yargılanan A.O., M.Y, E£. gelmezlerken, Yeter'in eşi AyşeYeter, annesi Sırma Yeter ve ağabeyi Mustafa Yeter katıldı- lar. Duruşmada Yeter'in ailesini, aralannda Rasim Öz, Ercan Ka- nar ve Murat Çelik'in bulundugu 20'yi aşkın avukat temsil ederken, sanık polislen ise tlhami Yelekçi savundu. Duruşmada dinlenen Ayşe Ye- ter eşiyle gözaltında bulundugu yerde görüşmek ıstediğini, ancak bir buçuk gün sonra eşinin ölüm haberini aldığını söyledi Eşinin bilinçli bir şekilde öldürüldüğünü söyleyen Ayşe Yeter, "İşkence ya- pan polislerden sadece 3 tanesi yargüanıyor, diğerleri hakkında takipsiziik karan verildL Ben bu potislerin de yargdanarakcezalan- dmlmasım istiyorum" dedı. Ye- ter'in annesı Sırma Yeter de oğlu- nun hiçbir suçu yokken işkence yapılarak öldürüldüğünü kayde- derek "Suçu varsa devlet cezasuu verseydi" dedı. Daha sonra söz alan a\aıkat Er- can Kanar, hazırlık soruşturması- nm göstermelik bir şekilde yapıl- dığını öne sürerek, Yeter'i gözal- tına alan tüm ekibin soruşturma- ya dahil edilmesi gerektiğini kay- detti. Tımde görevli tüm polisle- rin ıfadesınin alınması gerektiği- ni belirten Kanar, suçun ağır ceza- lık bır suç olduğunu da vurguladı. ^uç infial yaratü' Polislenn görevde olduklan için delilleri karartabileceklerini ve suçun toplumda infial yarattı- ğını kaydeden Kanar, sanıklann CMUK'un 104. maddesi uyann- ca tutuklanmalanm talep etti. Savcı da sanıklann suçun nite- liği nedeniyle tutuklanmalan yö- nünde görüş bildirdı. Yeter'in gö- zaltında bulundugu sırada görev yapan timlerin isim listesinin bil- dirilmesi için lstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazılmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, sa- nıklar hakkında CMUK'un 104'üncü maddesi uyannca gıya- bı tutuklama karan verdi. Bakan Oral 'Vergi almaya mecburuz' tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-Malıye Bakanı Sü- mer OraL ek verginin her kuruşunun yerinde kullanı- lacağını savunurken bugün- kü ekonomik durumdan kendilerinin sorumlu olma- dığını söyledi. Malıye Bakanı Sümer O ral ve Orman Bakanı Nami Çağaa tzmir Valisi Kemal Nehrozoğhı'nu ziyaret etti. Çağan ve Oral, Izmir'de "Yeşil Kuşak" projesi imza protokolü ıçin bulundukla- nnı söyledıler. Oral, gazete- cılerin ek vergi ile ilgili so- rulannı yanıtlarken, "Bu- günkü sorun kamu maliye- sinden kaynaklanmaktadır. Kamu mab>eşinin durumu >illann birûdmidir. Bu so- rumiuluğun sebebi biz deği- liz" dedi. Oral. ek vergi ya- sasında, çok titiz davranıldı- ğını, dar ve orta gelirlilerin mümkün olduğu kadar etki- lenmemesi yolunda çaba gösterdiklerini dile getire- rek, şunlan söyledi: "Bu tedbirleri almak zo- rundaydık. Kamu maliyesi- nin aç^ı normalin üzerinde- dir. Karşı karşıya olduğu- muz bu sorun, bugünkü hü- kümetin sorumluluğu değO, yıllann birikimi. Bu sorum- luluğumuzun sebebi biz de- ğiliz. ama Türki>e. meselele- rini ertele>emez artık Gete- cekyıllann bu seneden daha i>i olması için sağlam bir ka- mu maliyesine ihtiyaç var. Sağlam kamu maliyesi ohır- sa. ekonomik ükaniklar açı- lacak, içte ve dışta güven or- tamı \araulacaknr." Oral, Türkiye gündemı- nin binnci maddesinin dep- rem olduğunu belirterek deprem nedeniyle yörede ciddi vergi kayıplan olduğu- nu savundu ve "Devlet 17 Ağustos tarihinden beri ora- dan vergi almıyor. Almama- sı da lazundır. Bölgenin eski haKnt getirilmesi için deviet ckkü kaynak ayınyor. Bunla- n telafi edeceğiz'' diye ko- nuştu. Orman Bakanı Nami Ça- ğan da kamu harcamalannın yüzde 50'ye yakınının borç- la fınanse edildiğini belirtti. IRMIKIAYDIN ENGIN aengincgdoruk.nettr. Duymuşsunuzdur, Ankara'nın ünü bu- güne kadar gelen valilerinden Nevzat Tandoğan, yakalanan Türkiye Komü- nist Partisi üyelerini karşısına dızmiş, sonra da kükremiş: - Bana bakın, demiş. Bu memlekete komünizm Iazımsa, onu da biz getiririz. Tek parti valisinin söylediğı elbet cid- diye alınamaz ama mantığını anlamak kolay. ÜstelikTürkiye'nin çokgeridekal- mış bir döneminin kafası bu. Yani gülüp geçelim. Ama bir karşı soru da biz üretelim: Peki, bu memlekete adam gibi birka- pitalizm Iazımsa onu kım kuracak? Bu ülkeye, şöyle kuralına, ilkesine uy- gun işleyen bir kapitalizm; kara parayı suç, kayıt dışı ekonomiyi ayıp, vergi ka- çırmayı ağır suç sayan; üretimi özendı- ren: parayla para kazanma anlamına ge- len "rant vurgunculuğu"nu cezalandı- ran; arsa rantını utanmadan "ekonomik faaliyet" diye adlandınp kentleri beton çöllerine dönüştürmeyen; bankalan hor- tumlanacak para kaynağı olarak görme- yen; bankacılığı düşükfaizle paratopla- yıp, çok yüksek faizle Hazine bonosu alarak tefecilikyapmak oiarak kavrama- yan bir kapitalizm gerekiyorsa, bunu kim yapacak? Sorunun doğal yanıtı tek sözcüktür Kapitalistler! Isteyen, meşrebine göre "burjuvalar" ya da "parababalan", "egemen sınıflar" Şimdi Paris'te Olmak Vardı, Anasını Satayım... da diyebilir. Sonuçta hepsi aynı kapıya çıkar. Ama soru hâlâ yanıtsız: Bu memle- kette doğru dürüst bir kapitalizm kurmak Iazımsa, bunu kim kuracak? •*• Şu Türkiye'nin garip paradoksuna ba- kınız ki, vurguncu, çapaçul, hırsız, çap- sız, öngörüsuz bir "vahşt kapitalizm " ye- rine, en azından Batı Avrupa'da hayata geçirilmiş düzeyde bir kapitalizmi sa- vunmak bile neredeyse Marksistlere dü- şecek. Yıllardır pazariık masasına oturduğu- muz, her gelişlerinde yere göğe sığdıra- madığımız, aslında kapitalizmin kendi ıç ve insansız kurallan içinde, sermayeyi ürkütmeden (pek de ürkektir yavrum), emekçi sınıflar içinse "altta kalanın canı çıksın" anlamına gelen reçeteler düzen IMF bile artık daha kurallı ve ilkeli bir ka- pitalizmin pazarlığını yapmakta. Yani Latin Amerika'da, reçeteleri ile halklann iliğini kemiğini kurutan IMF bi- le, bizim çapaçul kapitalizmden tedir- gin. Bu gıdişle, ne şu körtopal pariamen- ter demokrasinin yürüyeceğine, ne de köktendincilik ya da ırkçılık gibi uçlara savrulmadan bir "merkez partiler de- mokrasisi" kurulabileceğine inanıyor. Kendi mantığı içinde haklı da. Gel gör ki finans sermayesi (bankala- n diye anlayınız) üretime yatmm yapmak yerine, faiz rantlanndan beslenmeyi yeğ- leyen; sanayicisi çaresiz fabrikasını sö- küp, fabrika arsasından rant geliri uman; sırt namalı, günlük gelirini enflasyondan korumak için döviz bürosu önünde kuy- ruğa gıren; geçınebılmek için akşamüs- tü semt pazannda limon satan öğretme- nin yetiştirdiği gencecik çocuklan "Ne iş olsa yaparım ahi" cıvıklığıyla, üretken hiçbir hünerle donatılmaksızın, kamu sektöründe bir ış kapısı bulmaya çaba- layan bir düzene "kapitalizm" demek, kapitalizme bile ayıp etmek olmaz mı? Oysa karşımızda şöyle adam gibi bir kapitalizm olsa da, bu ülkenin Marksist- leri, sosyalistleri tadını çıkara çıkara onunla hesaplaşsalar; kapitalizmin in- sansız ve haksız yüzünü keyifle sergile- S6IGT... Bir ömek: ABD'de Seattle kentinde DünyaTıca- ret Örgütü'nün "Doruk toplantısı" başlı- yor. Beş günlük Doruk'un gündemi, ül- keler arasında tıcareti zoriaştıran duvar- lan daha da kaldırmak; mal, hizmet, na- kit para, hisse senedi, altın, döviz kılık- lanna girmiş sermayenin, yerkürede ve yerküre çapında daha da serbestçe do- laşımını sağlamak. Ömeğin Atlantik kı- yılanndan tam bir dünya turu atıp Akde- niz, Hint Okyanusu, Pasifik'i aşıp yeni- den Atlantik kıyılanna ulaşan yörüngede bütün büyük borsaları 24 saat açık hale getirmek. "Öğlen açık, akşam açık, ge- ce açık, sabah açık borsa" modeli ile sermayeye benzeri görülmemiş bir ha- reketliliğe, kapitalizmi tarihte görülme- miş bir pazar zenginliğine kavuştur- mak... Atlantik Okyanusu'nun öteki ucunda- ki doruk ıçin, önceki gün Pariste, Ams- terdam'da, Londra'da, Berlin'de, Ce- nevre'de, Madrid'de, Roma'da on bin- leryürüdü. Kapitalizmin bu global saldı- nsına karşı, ömeğin Parisliler "Ya sosyal adalet ya kaos" sloganlan attılan Lond- ralılar "Kapitalizmi lanetleme mitin- gi'nöe omuzlaştılar... Bizse burada vergi kaçırmayan, kara para kullanmayan, kayrt dışına tüymek için dolap döndürmeyen, mafyayla ku- caklaşmayan ve kapitalizmin bütün hak- sızlıklannı ilkesi, kuralı içinde işieten bir kapitalizm aramaktayız... N'aparsınız, kör talih işte. Şimdi Pa- ris'te, Londra'da, Madrid'de, Beıiin'de, Cenevre'de olmak vardı anasını satayım!.. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yasak!.. Gerekçe hep hazırdır... Vali beyler, kaymakam beyier karan veririer: "Türk gelenek ve göreneklerine, aile yapısına aykın göründüğünden, kolluk görevlilerini küçük düşürdüğünden..." OyunyasaklanırL Vali beyler, kaymakam beyler arkalanndaki du- vara yerleştirdiklen Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafı önünde poz verırlerken konuşmadan ede- mezler: "Vatanın bölünmez bütünlüğü..." Hepsi de sözde katıksız Atatürkçüdürleri.. Bu sahte Atatürkçüler yirmi beş yıl önce Tekel'in sigara paketlen üzennde orak-çekiç anyoriardı... Osman Ebiloğlu, Adana'nın Kozan ilçesi kay- makamıdır... Haldun Taner'in ünlü oyunu 'Gözlerimi Kapa- nm Vazifemi Yaparım'ı Kozan'da yasaklayan Kaymakam Osman Bey, Haldun Taner'in adını hiç duymuşmudur?.. Sanmıyorum! Ama ben, Kaymakam Osman Bey'i hiç kınamı- yorum!.. Bugün, Haldun Taner adını duymamış, iki dil bi- len, ABD'de eğitim görmüş diplomalı cahiller oldu- ğu kadar; bakanlık koltuğuna oturan politikacılar, hatta televizyoncular, gazetecıler, işadamlan, sa- nayiciler, savcılar, yargıçlar olduğunu da çok iyi bi- liyorum... Eğer bir ülkede yozlaşma toplumda çürümeyi . getirmişse, Haldun Tanerın, 35 yıl önce Ulvi U- raz'ın sahnelediği 'Gözlerimi Kapanm Vazifemi Ya- panm' oyunu, 2000'e 1 kala Kozan Kaymakamı Osman Bey tarafindan yasaklanıyorsa hepimizin şu soruyu sorması gerekir: "Biz bugünlere nasıl geldik?" . 12 Eyiül 1980 sonrası on binlerce kitabı yakan- ların düşüncelerı bugün iktıdardadır: halkçı Ecevrt ise minibüse binerek partisinin on dördüncü yıldö- nümü törenlerine katılmayı 'A»//fç////c'sanmaktadır... t Birtoplum düşünün ki, 15-16 yaşındaki çocuk- lannı işkenceden geçirenlere tepki koymak yerine işkencecileri omuzlanna alıp "Türkiye sizinte gu- rur duyuyor" diyebilmektedir... Böyle olunca ne olur?.. Vali beyler deprem bölgesınde "Çadırlarda üşü- yoruz" diyen çocuklara "ajan provokatör" der- ler, kaymakam beyler de tiyatro oyununu yasak- lariar... • • • Kozan Kaymakamı Osman Bey'in, Haldun Ta- ner'in 'Gözlerimi Kapanm Vazifemi Yapanm' oyu- nunu yasaklaması, bana, 21 Mart 1995 günü ls- tanbul Ikınci Aslıye Ceza Mahkemesi'ndeki bır sav- cının görüşünü anımsattı... O gün Fikret llkiz ile birlikte aynı mahkemede duruşmamız vardı. Prof. Dr. Çetin Özek'e duruş- ma S4ramızı verdik. Fikret'le birlikte bu ilginç duruş- mayı izledik... Prof. Dr. Çetin Özek, bu davayı 'Basın özgürlû- ğünden Bilgilenme Hakkına' adlı kitabında (Şayfa: 143) şöyle ânlatın _ " ' , . , * ' "21.3.1995 günü, anayasal teme'l nheifkferindef? biri laiklik olan Cumhunyetin bir savcısının ağzın- dan şu sözleri, 'esas hakkında görüş' olarak, şaş- kınlıkla, elem duyarak dinlemek zorunda kaldık: 'Kitabın tamamında hakareti içeren küfür niteli- ğinde sözcükler bulunmamakla birlikte kitap genel itibariyle islam ve şeriatı ve islam âlımlerini düşün- dükleri fikirierinden dolayı şeriata bağımlı olmalan nedeniyle aşağılayıcı nitelikte yazılar içerdiği bü itibarla suçun oluştuğu kanaati hasıl olduğundan sanığın.... cezalandırılmasına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur.' Iddia makamının bu mütalaası, aşağıda değini- leceğigibi, 'suçta kanunilik' kuralına, eyleminti- pikliği' unsuruna aykındır. Bu aykınlık, hukuksalku- rallar konusunda birikim eksikliği olarak bir ölçü- de rnazur görülebilir. Gerçekten 'şeriata', 'şeriat düzenine' karşıt görüşleri suç sayan duşünce, kişilerin şeriata uy- gun düşûnmelen zorlamasını ıfabe eder. Birey'in şeriat kurallanna uygun davranmak zorunda ol- ması, şeriata karşıtlığın suç sayıldığı siyasal yapı teokrasidir. Belirtilen nedenle, iddia makamı, kamu adına değil, laikliğe karşıt şenat adına talepte bulunmuş olmaktadır." ••• Beş yıl önce bir cumhuriyet savcısı, kitabında şe- riata karsı aşağtlayıcı \fadeler kullandığı savıyla Prof. Dr. llhan Arsel'ın cezalandırılmasını istiyor; beş yıl sonra ise bır kaymakam, Haldun Taner'in 'Gözlerimi Kapanm Vazifemi Yaparım' oyununu. yasaklıyordu... , Oysa Tiyatro Birikim, Kültür Bakanlığrndan iki milyar lira ödenek almıştı... Acaba Haldun Taner yaşasaydı ne derdi?.. hikmet-cetinkaya" cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 GOZLERIN POYRAZ Cumhuriyet k ı t a p I a r ı i Gazeteci-Yazar Hikmet Çetinkaya'nın ıçindeki fırtinah evrende geliştirdiği, duygu demzmde dannttığı yazılan. Bir solukta okunacak, kimi zaman bir nisan vagmunı altında, bazan poyraz yelınin soğuk savurganlığmda ya da karanlık bır gecenin yalnızhğmda yemden okunacak, yer yer okunacak bir kıtap bu kıtap r'Cumhurtyrt Çağ PazarJama A.Ş. Tûrfcocağf Cad. K kitap kuluEu ğ ^ (34334)Cağaloğlu-lstanW Tst: (212)5140196
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear