Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3OKASIM1999SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ş
Başkanlar
Kuruhı
• ANKARA (AA)-
Türk-Iş Başkanlar
Kurulu, 18. olağan genel
kurula ılişkin son
hazırlıklan
değerlendirmek üzere dün
toplandı. Basına kapalı
olarak gerçekleştirilen
toplantıda, genel knrulu
yönetecek divan heyeti
belirlenecek. Bu arada
Türk-Iş Genel Başkanı
Bayram Meral, liste
oluşturmak için önceki
akşam konfederasyona
üye21 sendika genel
başkanı ve yöneticisiyle
toplanarak muhalefet
grubu ise 5. kez bir araya
gelerek genel kurulda
çıkanlacak liste üzennde
çalıştı.
penizer'in
öUürülmesi
• ANKARA (AA)-
Yargıtay 5. Ceza Dairesi,
eski Türk-lş Genel
Sekreteri Şemsi
Denizer'in öldürülmesine
ılişkin davada, sanıklann
Burdur Agır Ceza
Mahkemesi'nde
yargılanmasına karar
verdi. Açıklamada,
suikast sanıklan Cengiz
Balık ile Engin Girgin'in,
gûvenlik gerekçesiyle
yargılamanın başka bır il
merkezine alınmasına
ilişkın taleplerinin
incelendiği bildırilirken
Yargıtay 5. Ceza Dairesi,
yargılamanın "gûvenlik"
gerekçesiyle Burdur Ağır
Ceza Mahkemesi'nde
yapıtmasına karar verdi.
İlk Cougar
geliyor
• ANKARA(AA)-
PENtX-l programı
çerçevesınde savunma
sistemıne dahil edilecek
30 adet Cougar AS-532
tipi helıkopterden ilki
aralık ayında teslim
edilecek. TA1 ile Fransız
Eurocopter firması
arasında yapılan
mukavele çerçevesinde, .
Fransa'daki 'Eurocopter '
Marignane tesıslerinde îki'
yıl süre ile sistem
entegrasyonu çalışmalan
tamamlanan ilk
helikopter, aralık ayı
içinde Türkiye'ye
getırilecek.
Perinçek
ifade verdi
• ANKARA(AA)-lşçi
Partisi (IP) Genel Başkanı
Doğu Pennçek, yaptğı
bir açıklama ve bir suç
duyurusu üzerine
başlatılan soruşturmalar
kapsamında, Ankara
DGMde dün ifade verdi.
Pennçek, 6 Kasım
1999'da. partisinin
lstanbul tl Merkezi'nde
basın toplantısı yapmış ve
"Ahmet Taner Kışlalı ile
Uğur Mumcu'nun, 'süper
NATO' olarak
adlandırdığı bir tim
tarafindan
öldürüldüklerini" öne
sürmüştü.
FP'denAİHM
beklentisi
• ANKARA
((Cumhuriyet Bürosu) -
Hükümetın Abdullah
Öcalan ile ilgili idam
dosyasını AlHM'ye
yapılan başvuru
sonuçlanıncaya kadar
bekleterek TBMM'ye
göndermeme eğilımi içine
girmesi. FP'de RP'nin
kapatılması davasıyla
ilgili beklentılere neden
oldu. FP'liler, kapatma
davasıyla ilgili olarak
AlHM'ye yapılan
başvurunun hâlâ
sonuçlanmadığına dikkat
çekerek "AİHM kararlan
dikkate alınacaksa sadece
Apo ile ilgili kararlan
değil bütün kararlan
dikkate alınmalıdır"
görüşünü savunuyorlar.
ksmail Cem'den
ziyaretler
• ANKARA (Cumuriyet
Bürosu) - Dışişleri Bakaru
Ismaıl Cem, yann
Makedonya'ya, oradan da
Güneydoğu Avrupa'da
ıstikrann sağlanmasına
yönelik uluslararası bir
toplantı ıçin Romanya'ya
gidecek. Cem.
temaslannda Balkanlar'da
banşın sağlanmasına
yönelik Türkıye'nin
görüşlerini ve katkılannı
dile getirecek.
FP ve DYP özel komisyon kurdu. Deprem vergisine Anayasa Mahkemesi yolu
^Esitlik ilkesiııe aykm
9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Muha-
lefet, hükümetin, "gece yansı" operasyo-
nuyla, "özel işlem" ve "taiz" vergılerini de
eklediği "depremvergisi''ni Anayasa Mah-
kemesi'ne götürmek ıçin harekete geçti. FP
ve DYP ayn ayn komısyonlar kurarak Ana-
yasa Mahkemesı'ne başvuru için hazırlık-
lan başlattı. Her iki partırun ortak gerekçe-
sini ise yasanın "Anayasanın eşitiikilkesine
avku-ıhğı" oluşturdu.
Ana muhalefet partısı sıfatıyla doğrudan
Anayasa Mahkemesi'ne iptal başvurusu
hakkı bulunan FP, bır inceleme komisyonu
oluştururken. DYP'nin ekonomi ve hukuk-
çu milletvekıneri de geçen hafta sonu aynı
amaçla bir toplantı yaptılar. DYP'den Ana-
yasa Komisyonu Uyesi Ahmet tyimaya.
toplantıda alırtan karar doğrultusunda. dün
gün boyunca çalışarak iptal istemi gerekçe-
lerini hazırladı. FP, doğrudan yasayı tek ba-
şına Anayasa Mahkemesi'ne götürmenin
• Hükümetin bir gece yansı operasyonu ile çıkardığı deprem
vergisine tepkiler sürüyor. Fazilet Partisi yetkilileri, ağır vergilerin
adalet ve insafla bağdaşmadığını söylerken, DYP de bunun mali gasp
olduğunu öne sürdü. FP'nin ana muhalefet partisi olarak konuyu
doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne götürme hakkı bulunuyor.
yanı sıra. 85 milletvekılı bulunan DYP'ye olan götürü vergi mükellefi ek vergi öde-
de, başvuru ıçin gerekli olan 110 imzaya
ulaşılması için destek verecek. DYP ve
FP'nin, iptal başvumsuna konu olan ortak
gerekçeleri şöyle:
- Yasanın tümü anayasanın 10. maddesin-
de belirtilen "kanun önündeeşitiik"' ilkesi-
ne aykınlık taşıyor. 10. maddenin son fık-
rası, *De\1et organlan ve idare makamlan
bütün işlemltrindc kanun önünde eşitlik ü-
kesine u\ gun olarak hareket etmek zorun-
luluğunu" düzenlıyor
- Ek vergilendirmede, çok kazanandan
çok, az kazanandan az vergi ilkesi gözetil-
medi. Aylık 100 milyon lira geliri. kazancı
mekle yükümlü kılınırken, ayda 1 mıryara
kadar kazancı olan bir ücretli ek vergıden
muaf tutuluyor Bu durum. anayasanın
"herkes kamu giderlerini karşdamak üzere
mali gücüne göre vergi ödemekk yükümlü-
dür" ilkesini düzenleyen 73. maddesıne ay-
kınlık oluşturuyor.
DYP Grup Başkan vekili TurhanGüven.
zaten ağır koşullar taşıyan yasaya gece ya-
nsı operasyonuyla ek düzenlemeler getirdi-
ğine işaret ederek "Bu bir vergi düzenleme-
sideğil, açikça maligaspOr" dedi. Yasayı in-
celemek üzere bır komisyon oluşturdukla-
nnı inceleme bittikten sonra en kısa sürede
Ana>r
asa Mahkemesi'ne götüreceklerini be-
lırten Güven, "Bu yasa gayri meşrudur.
Çünkü baştan aşağı anayasaya aykmdır"'
dedı.
FP Genel Başkan Yardımcısı Cevat Ay-
han. ek vergiyi "gece basknu kanunu" di-
ye niteledi. Ayhan, "Çıkardan vergi kanu-
nu, memleketin iktisadi gerçekleriyle uyuş-
madığı gjbi, adalet ve insaf ölçfllerinden de
uzakür. Cretim ve ihracaün gerilediği, pi>a-
salann durgunhık ve gerüeme içinde oldu-
ğu bir dönemde mevcut vergiler toplana-
mazken,yenivergiler koymakiktisadi haya-
ü büsbütün çökertir'' dıye konuştu.
CHP Genel Başkanı AJtanÖymen, "Dep-
rem verglsinin depremle bir flgtsi yok.
IMFnin talepieri ve Hazine açddannın ka-
paülması söz konusu. Önceki kanunlada çe-
üşkikr var. Hükümet >ergi konusunda tam
bir zikzaklar politikası iziiyor. Ne yapacağı-
na tam karar verememiş durumda" dedı.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART
AAAAAH
Sendikacı Süleyman Yeter'in işkence altında öldürülmesi davası
Uç polise tutuklanıa kararı
tstanbul Haber Servisi - Sendi-
kacı Süleyman Yeter'i işkence ya-
parak öldürdükleri iddiasıyla tu-
tuksuz yargılanan 3 polis hakkın-
da, davanm ılk oturumunda "su-
çun mtetiğT uyannca gıyabi tu-
tuklama karan verildı.
işkence gördüğü gerekçesıyle
davacı olduğu lstanbul Terörle
Mücadele Şubesı ekiplennce "teş-
his öncea" gözaltına alınan ve sor-
gu sırasında yaşamını yitiren Lım-
ter-lş Sendikası eğitim uzmanı
Süleyman Yeter'in ölümüyle ilgi-
li davanın görülmesine dün baş-
landı. lstanbul 6. Ağır Ceza Mah-
kemesi'ndeki duruşma nedenıyle
polis lstanbul Adlıyesı ve çevre-
sinde genış gûvenlik önlemleri al-
dı. Dava nedeniyle çok sayıda sen-
dikacı, Emeğin Partisi Genel Baş-
kanı Levent Tüzel, gözaltında öl-
dürülen gazeteci Metin Gökte-
pe'nin annesı Fadime Göktepe ve
Uluslararası Af Örgütü Uyesi
Barbara Neppert de adliyede ha-
zır bulundular. Davayı izlemek ıs-
teyen gazetecıler duruşma salonu-
nun yetersiz olduğu gerekçe gös-
terilerek otunıma ahnmazlarken
duruşma öncesinde Yeter'in ya-
kınlan ile polis arasında da ger-
ginlik yaşandı. Sivil polislenn du-
ruşma salonuna yerleştirildikleri-
ni söyleyen Yeter'in yakınlan ve
sendikacılar, "tşkencecileriçerde,
davacdar dışarda" dıye slogan at-
tı.
'Kötü muamele var'
tstanbul 6. Ağır Ceza Mahke-
mesi'nde görülen davanın ilk otu-
rumuna "efrada kötû muamele so-
nucu ölüme neden olmak" iddi-
asıyla tutuksuz yargılanan A.O.,
M.Y, E£. gelmezlerken, Yeter'in
eşi AyşeYeter, annesi Sırma Yeter
ve ağabeyi Mustafa Yeter katıldı-
lar. Duruşmada Yeter'in ailesini,
aralannda Rasim Öz, Ercan Ka-
nar ve Murat Çelik'in bulundugu
20'yi aşkın avukat temsil ederken,
sanık polislen ise tlhami Yelekçi
savundu.
Duruşmada dinlenen Ayşe Ye-
ter eşiyle gözaltında bulundugu
yerde görüşmek ıstediğini, ancak
bir buçuk gün sonra eşinin ölüm
haberini aldığını söyledi Eşinin
bilinçli bir şekilde öldürüldüğünü
söyleyen Ayşe Yeter, "İşkence ya-
pan polislerden sadece 3 tanesi
yargüanıyor, diğerleri hakkında
takipsiziik karan verildL Ben bu
potislerin de yargdanarakcezalan-
dmlmasım istiyorum" dedı. Ye-
ter'in annesı Sırma Yeter de oğlu-
nun hiçbir suçu yokken işkence
yapılarak öldürüldüğünü kayde-
derek "Suçu varsa devlet cezasuu
verseydi" dedı.
Daha sonra söz alan a\aıkat Er-
can Kanar, hazırlık soruşturması-
nm göstermelik bir şekilde yapıl-
dığını öne sürerek, Yeter'i gözal-
tına alan tüm ekibin soruşturma-
ya dahil edilmesi gerektiğini kay-
detti. Tımde görevli tüm polisle-
rin ıfadesınin alınması gerektiği-
ni belirten Kanar, suçun ağır ceza-
lık bır suç olduğunu da vurguladı.
^uç infial yaratü'
Polislenn görevde olduklan
için delilleri karartabileceklerini
ve suçun toplumda infial yarattı-
ğını kaydeden Kanar, sanıklann
CMUK'un 104. maddesi uyann-
ca tutuklanmalanm talep etti.
Savcı da sanıklann suçun nite-
liği nedeniyle tutuklanmalan yö-
nünde görüş bildirdı. Yeter'in gö-
zaltında bulundugu sırada görev
yapan timlerin isim listesinin bil-
dirilmesi için lstanbul Emniyet
Müdürlüğü'ne yazı yazılmasını
kararlaştıran mahkeme heyeti, sa-
nıklar hakkında CMUK'un
104'üncü maddesi uyannca gıya-
bı tutuklama karan verdi.
Bakan Oral
'Vergi
almaya
mecburuz'
tZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)-Malıye Bakanı Sü-
mer OraL ek verginin her
kuruşunun yerinde kullanı-
lacağını savunurken bugün-
kü ekonomik durumdan
kendilerinin sorumlu olma-
dığını söyledi.
Malıye Bakanı Sümer O
ral ve Orman Bakanı Nami
Çağaa tzmir Valisi Kemal
Nehrozoğhı'nu ziyaret etti.
Çağan ve Oral, Izmir'de
"Yeşil Kuşak" projesi imza
protokolü ıçin bulundukla-
nnı söyledıler. Oral, gazete-
cılerin ek vergi ile ilgili so-
rulannı yanıtlarken, "Bu-
günkü sorun kamu maliye-
sinden kaynaklanmaktadır.
Kamu mab>eşinin durumu
>illann birûdmidir. Bu so-
rumiuluğun sebebi biz deği-
liz" dedi. Oral. ek vergi ya-
sasında, çok titiz davranıldı-
ğını, dar ve orta gelirlilerin
mümkün olduğu kadar etki-
lenmemesi yolunda çaba
gösterdiklerini dile getire-
rek, şunlan söyledi:
"Bu tedbirleri almak zo-
rundaydık. Kamu maliyesi-
nin aç^ı normalin üzerinde-
dir. Karşı karşıya olduğu-
muz bu sorun, bugünkü hü-
kümetin sorumluluğu değO,
yıllann birikimi. Bu sorum-
luluğumuzun sebebi biz de-
ğiliz. ama Türki>e. meselele-
rini ertele>emez artık Gete-
cekyıllann bu seneden daha
i>i olması için sağlam bir ka-
mu maliyesine ihtiyaç var.
Sağlam kamu maliyesi ohır-
sa. ekonomik ükaniklar açı-
lacak, içte ve dışta güven or-
tamı \araulacaknr."
Oral, Türkiye gündemı-
nin binnci maddesinin dep-
rem olduğunu belirterek
deprem nedeniyle yörede
ciddi vergi kayıplan olduğu-
nu savundu ve "Devlet 17
Ağustos tarihinden beri ora-
dan vergi almıyor. Almama-
sı da lazundır. Bölgenin eski
haKnt getirilmesi için deviet
ckkü kaynak ayınyor. Bunla-
n telafi edeceğiz'' diye ko-
nuştu.
Orman Bakanı Nami Ça-
ğan da kamu harcamalannın
yüzde 50'ye yakınının borç-
la fınanse edildiğini belirtti.
IRMIKIAYDIN ENGIN aengincgdoruk.nettr.
Duymuşsunuzdur, Ankara'nın ünü bu-
güne kadar gelen valilerinden Nevzat
Tandoğan, yakalanan Türkiye Komü-
nist Partisi üyelerini karşısına dızmiş,
sonra da kükremiş:
- Bana bakın, demiş. Bu memlekete
komünizm Iazımsa, onu da biz getiririz.
Tek parti valisinin söylediğı elbet cid-
diye alınamaz ama mantığını anlamak
kolay. ÜstelikTürkiye'nin çokgeridekal-
mış bir döneminin kafası bu. Yani gülüp
geçelim.
Ama bir karşı soru da biz üretelim:
Peki, bu memlekete adam gibi birka-
pitalizm Iazımsa onu kım kuracak?
Bu ülkeye, şöyle kuralına, ilkesine uy-
gun işleyen bir kapitalizm; kara parayı
suç, kayıt dışı ekonomiyi ayıp, vergi ka-
çırmayı ağır suç sayan; üretimi özendı-
ren: parayla para kazanma anlamına ge-
len "rant vurgunculuğu"nu cezalandı-
ran; arsa rantını utanmadan "ekonomik
faaliyet" diye adlandınp kentleri beton
çöllerine dönüştürmeyen; bankalan hor-
tumlanacak para kaynağı olarak görme-
yen; bankacılığı düşükfaizle paratopla-
yıp, çok yüksek faizle Hazine bonosu
alarak tefecilikyapmak oiarak kavrama-
yan bir kapitalizm gerekiyorsa, bunu kim
yapacak?
Sorunun doğal yanıtı tek sözcüktür
Kapitalistler!
Isteyen, meşrebine göre "burjuvalar"
ya da "parababalan", "egemen sınıflar"
Şimdi Paris'te Olmak Vardı,
Anasını Satayım...
da diyebilir. Sonuçta hepsi aynı kapıya
çıkar.
Ama soru hâlâ yanıtsız: Bu memle-
kette doğru dürüst bir kapitalizm kurmak
Iazımsa, bunu kim kuracak?
•*•
Şu Türkiye'nin garip paradoksuna ba-
kınız ki, vurguncu, çapaçul, hırsız, çap-
sız, öngörüsuz bir "vahşt kapitalizm " ye-
rine, en azından Batı Avrupa'da hayata
geçirilmiş düzeyde bir kapitalizmi sa-
vunmak bile neredeyse Marksistlere dü-
şecek.
Yıllardır pazariık masasına oturduğu-
muz, her gelişlerinde yere göğe sığdıra-
madığımız, aslında kapitalizmin kendi ıç
ve insansız kurallan içinde, sermayeyi
ürkütmeden (pek de ürkektir yavrum),
emekçi sınıflar içinse "altta kalanın canı
çıksın" anlamına gelen reçeteler düzen
IMF bile artık daha kurallı ve ilkeli bir ka-
pitalizmin pazarlığını yapmakta.
Yani Latin Amerika'da, reçeteleri ile
halklann iliğini kemiğini kurutan IMF bi-
le, bizim çapaçul kapitalizmden tedir-
gin. Bu gıdişle, ne şu körtopal pariamen-
ter demokrasinin yürüyeceğine, ne de
köktendincilik ya da ırkçılık gibi uçlara
savrulmadan bir "merkez partiler de-
mokrasisi" kurulabileceğine inanıyor.
Kendi mantığı içinde haklı da.
Gel gör ki finans sermayesi (bankala-
n diye anlayınız) üretime yatmm yapmak
yerine, faiz rantlanndan beslenmeyi yeğ-
leyen; sanayicisi çaresiz fabrikasını sö-
küp, fabrika arsasından rant geliri uman;
sırt namalı, günlük gelirini enflasyondan
korumak için döviz bürosu önünde kuy-
ruğa gıren; geçınebılmek için akşamüs-
tü semt pazannda limon satan öğretme-
nin yetiştirdiği gencecik çocuklan "Ne iş
olsa yaparım ahi" cıvıklığıyla, üretken
hiçbir hünerle donatılmaksızın, kamu
sektöründe bir ış kapısı bulmaya çaba-
layan bir düzene "kapitalizm" demek,
kapitalizme bile ayıp etmek olmaz mı?
Oysa karşımızda şöyle adam gibi bir
kapitalizm olsa da, bu ülkenin Marksist-
leri, sosyalistleri tadını çıkara çıkara
onunla hesaplaşsalar; kapitalizmin in-
sansız ve haksız yüzünü keyifle sergile-
S6IGT...
Bir ömek:
ABD'de Seattle kentinde DünyaTıca-
ret Örgütü'nün "Doruk toplantısı" başlı-
yor. Beş günlük Doruk'un gündemi, ül-
keler arasında tıcareti zoriaştıran duvar-
lan daha da kaldırmak; mal, hizmet, na-
kit para, hisse senedi, altın, döviz kılık-
lanna girmiş sermayenin, yerkürede ve
yerküre çapında daha da serbestçe do-
laşımını sağlamak. Ömeğin Atlantik kı-
yılanndan tam bir dünya turu atıp Akde-
niz, Hint Okyanusu, Pasifik'i aşıp yeni-
den Atlantik kıyılanna ulaşan yörüngede
bütün büyük borsaları 24 saat açık hale
getirmek. "Öğlen açık, akşam açık, ge-
ce açık, sabah açık borsa" modeli ile
sermayeye benzeri görülmemiş bir ha-
reketliliğe, kapitalizmi tarihte görülme-
miş bir pazar zenginliğine kavuştur-
mak...
Atlantik Okyanusu'nun öteki ucunda-
ki doruk ıçin, önceki gün Pariste, Ams-
terdam'da, Londra'da, Berlin'de, Ce-
nevre'de, Madrid'de, Roma'da on bin-
leryürüdü. Kapitalizmin bu global saldı-
nsına karşı, ömeğin Parisliler "Ya sosyal
adalet ya kaos" sloganlan attılan Lond-
ralılar "Kapitalizmi lanetleme mitin-
gi'nöe omuzlaştılar...
Bizse burada vergi kaçırmayan, kara
para kullanmayan, kayrt dışına tüymek
için dolap döndürmeyen, mafyayla ku-
caklaşmayan ve kapitalizmin bütün hak-
sızlıklannı ilkesi, kuralı içinde işieten bir
kapitalizm aramaktayız...
N'aparsınız, kör talih işte. Şimdi Pa-
ris'te, Londra'da, Madrid'de, Beıiin'de,
Cenevre'de olmak vardı anasını satayım!..
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Yasak!..
Gerekçe hep hazırdır...
Vali beyler, kaymakam beyier karan veririer:
"Türk gelenek ve göreneklerine, aile yapısına
aykın göründüğünden, kolluk görevlilerini küçük
düşürdüğünden..."
OyunyasaklanırL
Vali beyler, kaymakam beyler arkalanndaki du-
vara yerleştirdiklen Mustafa Kemal Atatürk'ün
fotoğrafı önünde poz verırlerken konuşmadan ede-
mezler:
"Vatanın bölünmez bütünlüğü..."
Hepsi de sözde katıksız Atatürkçüdürleri..
Bu sahte Atatürkçüler yirmi beş yıl önce Tekel'in
sigara paketlen üzennde orak-çekiç anyoriardı...
Osman Ebiloğlu, Adana'nın Kozan ilçesi kay-
makamıdır...
Haldun Taner'in ünlü oyunu 'Gözlerimi Kapa-
nm Vazifemi Yaparım'ı Kozan'da yasaklayan
Kaymakam Osman Bey, Haldun Taner'in adını hiç
duymuşmudur?..
Sanmıyorum!
Ama ben, Kaymakam Osman Bey'i hiç kınamı-
yorum!..
Bugün, Haldun Taner adını duymamış, iki dil bi-
len, ABD'de eğitim görmüş diplomalı cahiller oldu-
ğu kadar; bakanlık koltuğuna oturan politikacılar,
hatta televizyoncular, gazetecıler, işadamlan, sa-
nayiciler, savcılar, yargıçlar olduğunu da çok iyi bi-
liyorum...
Eğer bir ülkede yozlaşma toplumda çürümeyi .
getirmişse, Haldun Tanerın, 35 yıl önce Ulvi U-
raz'ın sahnelediği 'Gözlerimi Kapanm Vazifemi Ya-
panm' oyunu, 2000'e 1 kala Kozan Kaymakamı
Osman Bey tarafindan yasaklanıyorsa hepimizin
şu soruyu sorması gerekir:
"Biz bugünlere nasıl geldik?" .
12 Eyiül 1980 sonrası on binlerce kitabı yakan-
ların düşüncelerı bugün iktıdardadır: halkçı Ecevrt
ise minibüse binerek partisinin on dördüncü yıldö-
nümü törenlerine katılmayı 'A»//fç////c'sanmaktadır...
t
Birtoplum düşünün ki, 15-16 yaşındaki çocuk-
lannı işkenceden geçirenlere tepki koymak yerine
işkencecileri omuzlanna alıp "Türkiye sizinte gu-
rur duyuyor" diyebilmektedir...
Böyle olunca ne olur?..
Vali beyler deprem bölgesınde "Çadırlarda üşü-
yoruz" diyen çocuklara "ajan provokatör" der-
ler, kaymakam beyler de tiyatro oyununu yasak-
lariar...
• • •
Kozan Kaymakamı Osman Bey'in, Haldun Ta-
ner'in 'Gözlerimi Kapanm Vazifemi Yapanm' oyu-
nunu yasaklaması, bana, 21 Mart 1995 günü ls-
tanbul Ikınci Aslıye Ceza Mahkemesi'ndeki bır sav-
cının görüşünü anımsattı...
O gün Fikret llkiz ile birlikte aynı mahkemede
duruşmamız vardı. Prof. Dr. Çetin Özek'e duruş-
ma S4ramızı verdik. Fikret'le birlikte bu ilginç duruş-
mayı izledik...
Prof. Dr. Çetin Özek, bu davayı 'Basın özgürlû-
ğünden Bilgilenme Hakkına' adlı kitabında (Şayfa:
143) şöyle ânlatın _ " ' , . , * '
"21.3.1995 günü, anayasal teme'l nheifkferindef?
biri laiklik olan Cumhunyetin bir savcısının ağzın-
dan şu sözleri, 'esas hakkında görüş' olarak, şaş-
kınlıkla, elem duyarak dinlemek zorunda kaldık:
'Kitabın tamamında hakareti içeren küfür niteli-
ğinde sözcükler bulunmamakla birlikte kitap genel
itibariyle islam ve şeriatı ve islam âlımlerini düşün-
dükleri fikirierinden dolayı şeriata bağımlı olmalan
nedeniyle aşağılayıcı nitelikte yazılar içerdiği bü
itibarla suçun oluştuğu kanaati hasıl olduğundan
sanığın.... cezalandırılmasına karar verilmesi kamu
adına talep ve mütalaa olunur.'
Iddia makamının bu mütalaası, aşağıda değini-
leceğigibi, 'suçta kanunilik' kuralına, eyleminti-
pikliği' unsuruna aykındır. Bu aykınlık, hukuksalku-
rallar konusunda birikim eksikliği olarak bir ölçü-
de rnazur görülebilir.
Gerçekten 'şeriata', 'şeriat düzenine' karşıt
görüşleri suç sayan duşünce, kişilerin şeriata uy-
gun düşûnmelen zorlamasını ıfabe eder. Birey'in
şeriat kurallanna uygun davranmak zorunda ol-
ması, şeriata karşıtlığın suç sayıldığı siyasal yapı
teokrasidir.
Belirtilen nedenle, iddia makamı, kamu adına
değil, laikliğe karşıt şenat adına talepte bulunmuş
olmaktadır."
•••
Beş yıl önce bir cumhuriyet savcısı, kitabında şe-
riata karsı aşağtlayıcı \fadeler kullandığı savıyla
Prof. Dr. llhan Arsel'ın cezalandırılmasını istiyor;
beş yıl sonra ise bır kaymakam, Haldun Taner'in
'Gözlerimi Kapanm Vazifemi Yaparım' oyununu.
yasaklıyordu... ,
Oysa Tiyatro Birikim, Kültür Bakanlığrndan iki
milyar lira ödenek almıştı...
Acaba Haldun Taner yaşasaydı ne derdi?..
hikmet-cetinkaya" cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
GOZLERIN POYRAZ
Cumhuriyet
k ı t a p I a r ı i
Gazeteci-Yazar Hikmet Çetinkaya'nın ıçindeki fırtinah
evrende geliştirdiği, duygu demzmde dannttığı yazılan.
Bir solukta okunacak, kimi zaman bir nisan vagmunı
altında, bazan poyraz yelınin soğuk savurganlığmda ya da
karanlık bır gecenin yalnızhğmda yemden okunacak, yer
yer okunacak bir kıtap bu kıtap
r'Cumhurtyrt Çağ PazarJama A.Ş. Tûrfcocağf Cad.
K kitap kuluEu
ğ ^
(34334)Cağaloğlu-lstanW Tst: (212)5140196