Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM 1999 SALI
HABERLER
DimADA BUGÜN
ALt StRMEN
Teröp Batağında ETA
Bask Ülkesi Bağımsczlık Örgütü ETA (Eus-
kadi ta Akatasuna), geçen hafta sonunda, 14
ay önce, tek taraflı olarak ilan ettiği ateşkesi
bozduğucıu açıkladı.
ETA 1900'lü yıllann bitimine bir kala, 21. yüz-
yılın en sosyal ve siyasal tehlikelerinden birinin
de altını çiziyordu.
Evet, 21. yüzyilın küreselleşmiş dünyasının
devlerini en çok korkutan olay, terör örgütleri-
dir.
Bu terörün haklı nedenlere dayanıp dayan-
mamasının bir önemi yok. Zaten ilk bakışta ne-
denleri ne denli haklı görünürse görünsün, bi-
zatihi terörün kendisinin haklı olmasına olanak
yok.
Bu gerçeği 1992 yılında Bask ülkesinde gö-
rüştüğüm, bir zamanlar, Bourgos'ta idama
mahkûm olup son anda kurtulmuş olan eski E-
TA militanı Mario Onaindia da açıklıyor ve
"Amacı ne kadar haklı ve asil görünürse gö-
rünsün, terör ile bir yere varılamaz, terör
sonucu haklı, insancıl, demokratik bir top-
lum kurulamaz" diyordu.
1959 yıtında, özellikle Basklar üzerinde taa
1937'deki Guernica katliamından beri uygula-
nan, Franco damgalı devlet terörüne karşı ku-
rulmuş olan ETA, bu gerçegin en canlı ve güzel
kanrtıdır.
•••
ETA'yı kimin kurduğu sorusuna, zamanın Is-
panyol demokratlarının çok ilginç yanıtlan var.
"ETA Franco'nun eseridir", diyorlardı onlar.
Gerçekten de, bu örgüt kurulduğu zaman,
herkes onda bir kurtuluş savaşı ve demokrasi
girişimi odağı görmekteydi.
, Yıllar yılı ETA, bütün dünyada, bir demokrasi
simgesi olarak sempati topladı, üstelik aslında
bir terör örgütü olmasına karşın.
Baskı, zulüm ve devlet terörü, kuruluşun ger-
çek yüzünün ortaya çıkmasını engelliyordu.
ETA'nın gerçek yüzünün görülebilmesi için,
Franco'nun ötmesi, Ispanya'da çok az istisna
ile, solda ve sağdaki partilerin elbirliği ile ve de
Kral'ın da büyük katkısı ile demokrasiye doğru
yol alınması gerekti.
Gelişmeleri yakalayamayan, kendi şiddetinin
kör kısırdöngüsüne sıkışmış olan ETA demok-
rasiye doğru yol alındıkça, Bask ülkesinin de,
diğer 16 bölge gibi otonom bir bölge haline gel-
mesi sürecinde ileriendikçe, eylemlerini kesip,
demokratik bir çözüme yönelmek yerine, terö-
rü Franco dönemine oranla onla çarpmaya baş-
layırfca, insanlann yavaş yavaş gözleri açılma-
ya başladı.
Yalnız örgüt karşıtlan degil, önce Bask halkı-
riıh gittikçe artan bir bölümü, sonra bizzat ör-
güt militanlan ETA'nın yöntemlerinin yanlışlığı-
nı, tutulan yolun çıkmaz olduğunu görüp, ona
karşı seslerini yükseltmeye, eleştirilerini yoğun-
laştırmaya koyuldular.
Bu arada, Fransa teröre karşı Ispanya ile iş-
birliğine girince, örgütün militanları teker teker
avianmaya başlandılar ve kuruluş çökme süre-
cine girdi.
• • •
1992 yılında, Ispanya ve Bask ülkesine gitti-
ğimde ETA'nın ardındaki tek siyasi güç Herri
Battasuna (HB) idi. Siyasi kılıf niteliğini taşıyan
kuruluşun lideri Jon Idigoras, 1.5 yıldır, ETA'yı
destekleyerek teröre bulaştığı için hapiste.
Şimdi Idigoras da, artık ETA'ya destek olarak,
teröre bulaşmayacaklannı söyleyerek hem bir
anlamda tartışılan karann doğruluğunu ilan et-
miştir hem de terör örgütünü koyu bir yalnızlı-
ğın içine itmiştir.
Ama bütün bu gerçekler, Bask halkının kar-
şrt gösterileri de gözünü açmıyor ETA'nın. Çün-
kü o, terörün batağına batmış durumdadır.
Hiçbir haklı görünen nedeni olmamasına, bü-
tün güçlerin kendisıne karşı olmasına rağmen
ETA bataktan kurtuiamıyor.
Ve ne yazık ki, demokrasilerde terörü bıçak
gibi kesecek bir yöntem de bulunamıyor.
Sınır ötesi harekât
Nokta operasyonda
80 terörist öldürüldü
DtYARBAKIR(Cum-
huriyet Bürosu) - Kuzey
Irak'ta geçen hafta başm-
da PKK'ye yönelik ola-
rak başlatılan smır ötesi
operasyonun önemli öl-
çüde tamamlandığı bildi-
rildi. 80'e yakın teröristin
öldürüldüğü harekâtın,
önceden belirlenen he-
deflere yönelik özel ope-
rasyonlar şeklinde ger-
çekleştirildiği ve birlik-
lerin aşamalı olarak çe-
kildiği belirtildi. Diyar-
bakır'ın Kulp ilçesinde 5
terörist öldürüldü.
Kuzey Irak'ta. Irak
Kürdistan Demokratik
Partisi(IKDP) lideri Me-
sut Barzanidenetiminde-
ki bölgelerde yer alan P-
KK kamplannda kış ha-
zırlıklannı engellemeye
yönelik olarak geçen haf-
ta başlatılan sınır ötesi
harekâtın amacına ulaş-
tığı belirtildi. Askeri kay-
naklardan alınan bilgiye
göre, sayılan 1.500'übu-
lan özel yetiştirilmiş su-
bay ve astsubay oluşan
Genelkurmay Başkanlı-
ğVna bağlı A-l Timleri
kontrolünde gerçekleşti-
rilen operasyonlarda, da-
ha önceden yapılan istih-
barat çalışmalan sonucu
belirlenen hedeflere yö-
nelik saldınlardüzenlen-
di. Sayılan 20 bini bulan
askeri birlikler ve Mesut
Barzani kontrolündeki 2
bin kadar peşmergenin
de destek verdiği operas-
yonlarda. önümüzdeki
günlerde lran-Kuzey Irak
sınınnda toplanması
planlanan PKK'nin 7.
kongresi için hazırlıkla-
nn yapıldığı Hakurk. Ka-
nimasi. Metina ve Ame-
diye kasabalan yakınla-
nndaki örgüte ait kamp-
lar ve evlere baskınlar
düzenlendi. A-l Timleri
belirlenen hedeflere etki-
li operasyonlar gerçek-
leştirirken destek birlik-
leri ıse kaçışlan engelle-
mek içîn çember oluştur-
du. Olası sızmalar karşı-
sında sınır boyunca uza-
nan bir hat oluşturan bir-
likler, Türkiye'den Kuzey
Irak'a terörist sızmasını
engellerken. operasyon
bölgesinden kaçmak is-
teyen PKK'lilerin de
önünü kesti. Operasyon
süresince 80 teröristin öl-
dürüldüğü belirtildi.
Terör örgütüne göre şeriat düzeninin gelmesi için laiklerin hâkimiyetinin kınlması şarH
IBDA-C'nin hedefi laik basınANKARA(CııınhıııiyetBürosu)-Şeri-
atçı terör örgütü IBDA-C'nin laiİdik ve
demokrasi yanlısı yaym organlannın et-
kinliğinden rahatsız olduğu belirlendi. ts-
lami gruplan pasiflikle suçlayan tBDA-
C, şeriatuı hâkim kılınmasının cebre bağ-
lanmasını, Türkiye'nin her alanda zayıfla-
masma ve laik rejimin yıpranmasına kat-
kıda bulunulması gerektiğini savunuyor.
Laik basının ülkedeki hâkimiyetinin ne pa-
hasmaolursaolsun kınlmasını isteyen IB-
DA-C, "tslami gruplann mevcut strateji-
leriyle istedikleri netieeyi alamayaeaklan-
nı kabul etmek zorunda otduklannT dıle
getiriyor.
Laikaydınlariçintehditlersavuran, dev-
let yöneticilerini ve Atatürkçü, laik aydın-
lan ölüm listesine alan. son dönemlerde
Atatürkçü Düşünce Dernegi'ne (ADD)
yönelik saldınlannı yoğunlaştıran irticacı
terör örgütü tBDA-C. Islami gruplan da-
ha da radikal yöntem izlemeye çagınyor.
Istıhbarat birimlerince hazırlanarak Baş-
bakanlık Takip Kurulu'na (BTK) gönde-
rilen raporlarda terör örgütünün bütün ça-
balanna karşm halkı yanına çekememek-
ten rahatsız olduğu vurgulandı. Raporda,
"Nakşibendi Tarikati'nm İsmaü Ağa Der-
gâhı ya da Mahmut Hocacdar olarak biB-
nen ve İBDA-C'nin hâkinıryeti altmda bu-
hınan kolu. yapbğı değeriendinnede, irti-
canın. TürkiyeTdeki karşüaşuğı önemli so-
runlan: halkı yeterince yanlanna çekeme-
mekvelaikbasuıın kendikrineyönetik po-
Btikasikmücadekedememekolarakgör-
mektedn-" denildi.
tBDA-C'nin kontrolündeki cemaate
üye öğretim görevlilerince yapılan çalış-
mada, Türkiye'deki Islami gruplann kar-
şısına çıkan en önemli sorunun laik basın
olduğu dile getirildi. Istihbarat raporlann-
da yer verilen çahşmada, Islamcı basının
her türlü olumlu koşula karşın okuyucu
sayısuu son 3 yüda hiç artöramadığından
yakııulıyor. Çalışmada, "Bunakarşüık,la-
ik basının halk vç siyasal iktidar üzerinde-
ki etkisini her gün biraz daha hissettirme-
\i başarması Müslümanlar için çok menfi
sonuçlar vermiştir" denildi.
Islami gruplara ait gazete. deıgı, televiz-
yon ve radyolarm Türkiye'nin her köşesi-
ne yayıhnalanna karşın etkisiz kaldığı ve
gündemi oluşturamadığı dile getirüen ça-
hşmada, "Bumm yerine laik basmm yaz-
dıklanna tepki gösteren ildnd derece bir
medya obnaktan kurtuiamaması. günlük
meselelerie uğraşması Müslümanlann
Türkiye'dtetkisiz kalmasına nedenotanuş-
tur'" denildi. Islami kesımın her hareketi-
nin laik kesim tarafindan öğrenilerek ka-
muoyuna duyurulduğu kaydedilen çalış-
mada, yapılabilecek gizli bir etkinlik kal-
madığı, Islami gruplann dahi laik televiz-
yon kanallannı izlediklerine dikkat çekil-
di.
Şeriatçı terör örgütünün kontrolünde
olan cemaate üye iki öğretim üyesine "ls-
larmnTürkiyeldekiMesekkri''başhklıbir
çalışma yaptınldığı belirtilen raporlarda,
buçalışmadaözellikle siyasal Islamcılann
hatalan üzerinde de durulduğu bildirildi.
Çalışmada. Islamcılann gruplaşarak fark-
lı partilerde örgütlenmeleri nedeniyle 1997
yılından sonra yaşanan olaylan kendi leh-
lerine kullanarnadıklan dile getirilirdi.
TURSAB
Umre
vizesikrîzi
tstanbul Haber Servisi - Suudi
Arabistan Kralhğı'nın. seyahat
acenteleri aracılığıyla umre
zıyareti yapacak yurttaşlara
vize vermeyeceğini
açıklaması, turizm
acentelerinin sert tepkisine
neden oldu. Türkiye Seyahat
Acentalan Birligi (TÜRSAB)
Genel Başkanı Talha Çamaş.
sorun çözülmezse kayıt
yaptıran binlerce yurttaşın
mağdur olacağını, acentelerin
da devlete olan güvenlerinin
sarsılacağını söyledi.
Çamaş, TÜRSAB Genel
Merkezi'nde düzenlediği basın
toplantısında, acenteler
aracılığıyla umre turlanna
katılmak isteyen yurttaşlara,
anlaşılamayan nedenlerden
dolayı vize verilmesinin
engellendiğini vurguladı.
Umre ziyarerinin ramazan
ayında yapılan en değerli
ibadet olduğunu anımsatan
Çamaş, "Suudi Arabistan
Kralhgı, umre ziyareti
vizcsinin, Diyanet İşJeri
Başkanlığı araalığı>1a seyahat
edenlere verflmesini istiyor.
Yüriiriükte olan Umre
Kararnamesi'ne göre umre
organizasyonlan Diyanet tşleri
Başkanhğı'nca yapılabHeceği
gibi seyahat acentekri
tarafindan da düztnlenraekte.
Diyanet tşleri Başkanlığı
yetkflileri bu uygulamadan
haberdar olmadıklaruu ve
böyle bir sistetni başkanhk
üzerinden yürütecek
hazırhklannm bulunmadığını
söytedfler" dedi. Umre
ziyaretinın 3 hafta tuttugunu
ifade eden Çamaş, "Suudi
Arabistan Başkonsolosluğu.
seyahat acenteleri aracıhğryta
umre zryaretine çıkan
yurttaşlann program süresinin
dısuıa çıktıklannı ve bu
nedenle kendilerinin böyle bir
uygulama başlatbklannı
açıkladı'' dedi. Seyahat
acenteleri ve Türkiye
Cumhuriyeti'nin, vize verilen
yurttaşlann geri döneceğine
dair güvence verdikleri
takdirde, Suudi Arabistan
Kralhğı'nın bu uygulamadan
vazgeçeceğıni duyurduğuna
dikkat çeken Çamaş, umre
vizesi krizinin ancaİc Dışişleri
Bakanlığı, Turizm Bakanlığı
ve Diyanet tşleri
Başkanhğı'nca birlikte
çözülebileceğini savundu.
Çamaş, sorunun çözülememesı
durumunda acenteierin zor
durumda kalacağını, mağdur
yurttaşlann ise hem acentelere
hem de devlete olan
güvenlerinin kaybolacağını
söyledi.
İĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇİN Yarış kızısıyor
YÖKBaşkanhğı'na
8pmfesöradqy
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Öğretim
Kurumu'nda (YÖK) Prof.*Dr. Kemal Gûrüz'ün görev
süresinin 6 Aralık'ta dojacak olması nedeniyle başlayan
kulis yoğunlaştı. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Suha Sevûk,
Ankara Universitesi Rektörü Günal Akbay, Gazi Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr.Enver Hasanoghı. Istanbul
Teknik Oniyresitesi Rektörü Prof. Dr. GüLsün Sağlamer,
Hacettepe Universitesi Rektörü Prof. Dr. SüleymanSağ-
lam'ın aday gösterildiği YÖK Başkanlığı'nda; yanşa
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin doktoru N'umune
Hastanesi Başhekımi Prof. Dr. Osman Muftöoğhı ve
Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı
Prof. Dr. RafetGenç'in adlan da eklendi.
Görev süreleri bu yıl dolacak olan Ankara'daki üni-
versite rektörleri, YÖK Başkanlığı seçimi öncesinde
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 'e yaptıklan ziyaret-
leri arttırdılar. Sürekli Köşk'e çıkarak, YÖK Başkanlı-
ğı kulislerinin nabzını yoklamaya çalışan rektörlerin,
çevrelerine de kendilerinin şanslı olduğu yönünde açık-
lamalar yaptıklan öğrenildi.
Tüm Öğretim Üyeleri Demeği Başkanı Prof. Dr. la-
hır Hatipoğlu, Demırel'in YÖK Başkanı seçimi önce-
sinde öğretim üyesi örgütlerinden de görüş alması ge-
rektiğini belirttı. "Demirel, bizleri de Köşk'e çağumah.
Biz de bu ülkede vanz" dıyen Hatipoğlu. YÖK Başkan-
lığı'na Atatürkçülük ve laiklikten "sözde değü", "uygu-
faunada ödün venneyecek" birisinin getınlmesını istedi.
MHP'nin Gûrûz saldınlan
MHP de Prof. Dr. Ketnal Gûrüz'ün yeniden YÖK
Başkanı seçilmesini önlemek için başlattığı çalışmalan
ve kulisleri hızlandurdı. Oniversitelerdeki kılık kıyafet
yönetmeliği uygulamalan, yeni sınav sistemi ve
OSYM'nin sınav sonuçlanna ilişkin hatalan nedeniyle
Gürüz'ü "istenmeyen adam
n
ilan.eden MHP, Cumhur-
başkanhğı seçtmınden de bir koz.olarak yararIanıyof,1/(
MGV'nin hedefi 4.2 milyon marklık fitre ve zekât toplamak
Diııcileriıı Ramazan atağıANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Milli Görüş VakfVnın (MGV)
Türkiye'de türbanlı olarak üniver-
sitelerde öğrenımlerini sürdüreme-
yen ögrencileri yurtdışındaki ünı-
versitelere yönlendirdiği belirledi.
MGV'nin şimdilik 172 öğrenciyi
yurtdışında okuttuğu, sayının art-
tınlması için arayışlanru sürdürdü-
ğü ve başını açarak eğitimini sür-
dürmek isteyenleri çeşitli vaatler-
le yarunda tutmaya çalıştığı kay-
dedildi. MGV ve Mazlum-Der'in
14 Kasım'da yapmayı planladıkla-
n türban yasağını protesto eylemi-
ni aralık aymın ortalanna ertele-
dikleri belirtilirken, Avrupa'daki
tslam Toplumu Milli Görüş Teşki-
laö'nın (IGMG) ramazan ayında
4.2,2000 yılında da 8 milyon mark
fitre ve zakat toplamayı hedefledi-
gi bildirildi.
Istihbarat birimleri, DGM'de da-
vası süren MGV'nin son dönem
çalışmalan hakkında hazırladığı
raporu Başbakanlık Takip Kuru-
lu'na gönderdi. Raporda, "Dini
esaslara dayalı bir devlet kurma
amaandaolan M31İ Görüşyanlıla-
rmın başta eğitim v« türban oknak
üzere çeşitli alanlardaki faaliyçüe-
ri devam etmektedir" denildi. Tür-
ban]ı olarak üniversıtelere devam
edemeyen kız öğrencilere yurtdı-
şında eğitim sağlama çabalannın
Akder ve IMGM aracılığıyla sür-
nnı Almanya merkezli sürdürdüğü
anlatılan raporlarda. "Oğrenim
masraflannm çok yüksek olması
nedeniyie sözkonusu arayışlar şim-
dilik ükanmışür" görüşüne yer ve-
rildi.
tstihbarat birimleri, çok sayıda
kız öğrencinin başını açarak öğre-
• MGV türbanlı ögrencileri yurtdışına
yönlendiriyor. Yurtdışında toplam 172 öğrenci
okutuluyor, Başını açan ögrencileri çeşitli vaatlerle
yanlarında tutmaya çalışıyorîar. MGV ve
Mazlum-Der eylemlerini aralık ayına erteledi.
dürüldügü kaydedilen raporlarda,
1999-2000 öğretim yılında Al-
manya, Irlanda, Avusturya, Maca-
ristan, Hollanda, Azerbaycan,
ABD. Kanada, lngiltere, Belçika
ve Fransa'daki üniversitelerde top-
lam 172 kişinin okutulduğu belir-
lendi. Milli Görüşçülerin, Türki-
ye'de türban yasağından etkilenen
üyeleri için yurtdışındaki arayışla-
nime devam etmelerinden rahat-
sızlık duyan. bu tavnn genelleşme-
sinden endişe eden MGV yanlıla-
nrnn, çeşitli vaatlerle ögrencileri
yanlannda tutmaya çahştığını be-
lirledi. Kamu kurumlanndaki tür-
ban yasağrnın gündemde tutuhna-
sına yönelik protesto eylemlerinin
her alanda zayıflamasına karşın
sürdürülmeye çalışıldığı kaydedi-
len raporlarda, "Türban yasağını
protesto eylemlerindeki başansız-
lıkta. Güvenlik Mahkemesi'nde
davası devam eden MGV nin, gü-
venlik güçleriyle sürtüşmeleıie
gündeme gelmekten kaçınmasın-
dan ka> naklandığı bilinmektedir"
denildi.
Aynmcılığa Karşı Kadın Hak-
lan Dernegi (AKDER), MGV ve
Mazlum- Der tarafindan türban ya-
sağını protesto amacıyla 14 Ka-
sım'da düzenlenmesi planlanan
"eleletutuşma e>1emi"nin ortarran
uygun olmadığı gerekçesiyle ara-
lık ayının ortalanna ertelendiğini
tespit eden isrihbarat birimleri, söz
konusu eylemde yeteri kadar katı-
lımcının bulunamayacağırun tah-
min edildiğinı bildirdi.
tstihbarat raporlannda, Milli
Görüşçülerin. Avrupa'daki teşkila-
tı IMGM aracılığıyla yaklaşan ra-
mazan ayında 4.2,2000 yılında da
8 milyon mark toplamayı hedefle-
dikleri. yurtiçi ve yurtdışında kur-
ban derisi toplama hazırlıklannı
sürdürdükleri kaydedildi.
l t NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net
Iç sorunlann büyüdüğü, kaosun arttı-
ğı, şiddetin ve silahın konuştuğu dönem-
lerde en çok aydınlann başı derde girer.
Çünkü böyle dönemlerde demokrasi, in-
san haklan, yaşam hakkı ve birçok öz-
gürlük alanı sınırianır; şiddetin taraflan
olan güçler, herkesi susturmayı bir gö-
rev olarak benimser ve uygularlar. Böy-
le dönemlerde toplumdaki gerilim de
yükseldiği, tepkiler sertleştiği için olay-
lara objektrf bakabilmek ve akliselimi
kullanmak güçleşir.
Yeni geride bırakmaya başladığımız
15 yıllık "dûşük yoğunluklu savaş" dö-
nemi de böyle birdönemdi. Binlerce in-
sanın yaşamını yitirdiği, silahın ve şidde-
tin egemen olduğu böyle dönemlerde
halk acılar çekti, ancak aydınlann dramı
daha acıydı. Çünkü böyle dönemlerde
elinde silah olanları, elinde güç olanlan
eleştirebilmek ya da farklı bir tavır almak
zordu, tehlikeliydi, bin bir belayı üstüne
çekebilecek engellerle doluydu.
Işte böyle dönemlerde, en büyük he-
deflerden birisi de aydınlar oldu. Güney-
doğu'da uygulanan devlet polrtikasını,
çok dikkatli ve özenli bir dille eleştirebil-
mek bile riskler taşıyordu. Aynı şey P-
KK'ye yönelik eleştiriler için de geçerliy-
di. Bu dönemde her kesimden, aydınla-
n susturmayı amaçlayan baskılar geldi.
Öcalan'ın îdamı ve Aydınlar
Örneğin devletin siyasetini eleştirenler;
"Boğaz'da viski içip insan haklan lük-
sûyle önümüzü kesmek isteyen enteller"
tanımıyla sürekli hedef alındı.
Bu konuda eleştirme cesareti göste-
renler, tehdit edildiler, işlerinden, güçle-
rinden olma baskılarıyla yüz yüze geldi-
ler, mahkeme kapılannda süründürüldü-
ler, can güvenlikleri tehlikeye girdi, top-
lumun bir kesimince hedef gösterilip
susturulmak istendiler. Aynı tehlike, P-
KK'ye karşı çıkan ve onun politikalannı
eleştirenler için de geçerliydi. Birçok ay-
dın ölüm tehdidi altında yaşamlannı sür-
dürmek zorunda kaldı.
Bu ikili sıkıştırma, aydınlar üzerinde et-
kili oldu. Aydınlar da insandı ve korkula-
rı vardı. Kimisi sesini kısıp kenara çekil-
di, kimisi saflardan birine katılıp kendi-
sini güvenliğe almaya çalıştı. Özellikle
büyük şehirlerde, toplumun gözü önün-
de yazıp, çizip, konuşup tahlil yapmaya
çalışan aydınlar, büyük bir bunalım ya-
şadılar. Bir kısmı korkarak da olsa, teh-
ditleri göze alarak özgürlükçü ve ger-
çekleri dile getiren cesaretli tutumlarını
sürdürdüler; büyük çoğunluğu, böyle bir
riski haklı olarak göze almadı. almak is-
temedi. Bir kısmı da bu ortamın yarattı-
ğı durumu bir fırsat olarak değerlendir-
di, yükselen milliyetçi rüzgânn rantından
yararlanmayı seçti. Şiddetin akıl hocalı-
ğı görevini üstlenenler oldu. Aslında ay-
dınlanmız bu tehlikelerle dolu süreçte
travmalar yaşadılar.
Birçok aydın, gerçek düşüncesini di-
le getirebilmek için; önce herkesin kabul
edebileceği, genel-geçer kaba fikirleri
arka arkaya sıralamaya ve ondan sonra
kendi gerçek düşüncesini utangaç bir
şekiide söylemeyi seçti. Bu, aydın için
kolay değildi. Içeride vicdan muhasebe-
leri yapıldı, inanmadığı şeyleri söyleme-
nin bir yandan rahatsızlığı yaşandı, bir
yandan kendini vicdanen aklayabilmek
için gerekçeler arandı. Bu ciddi bir ay-
dın yozlaşmasını da birlikte getirdi.
•••
Şimdi Öcalan'ın idamı tartışması da
aydınlar açısından benzer bir nski bera-
berinde getiriyor. Çünkü, toplumun çok
duyarlı olduğu bir konuda fikir beyan et-
mek kolay değil. Hele de basit bir duy-
gu sömürüsünün ötesinde, toplumun
uzun vadeli çıkarlan açısından mesele-
ye bakmak, toplumda esen rüzgânn ter-
si yönde fikirler söylemek oldukça zor-
dur.
Bu konuda en dramatik örneklerden
birisıni Emin Çölaşan yaşadı. Çölaşan,
"Ülkenin çıkariarı açısından öcalan'ın i-
dam edilip edilmemesini tartmalı, dö-
şünmeli ve aklıselim içinde karara var-
mahyız" anlamında bir şeyler söyledi.
Vay sen misin böyle söyleyen, onun ba-
sındaki karşıtlan, Çölaşan'a veryansın
ettiler. Onun bölücülüğünden devlet
düşmanlığına kadar, Çölaşan'ın durdu-
ğu yerin tam tersi bir yerde onu göster-
meye çalıştılar.
Herhalde önümüzdeki günlerde, bu
tür "belden aşağı" vuruşlarla yeniden
karşılaşacağız. Aydınlanmız yeniden vic-
danlanyla esen rüzgâr arasında salınıp
duracaklar. Ancak unutmayalım ki. tarih
hükmünü yürütecek. Türkiye, uygarlık
dünyasına doğru yol almaya devam
edecek. Idam cezasının kalmadığı bir
topluluğa adımımızı atıyoruz.
Silahlann sustuğu, aklın konuştuğu,
toplumsal çıkarlann, banşın ve uzlaşma-
nın etkili olduğu bir sürece yolculuk ya-
pıyoruz. Gelin bu kez, ucuz tahriklerden,
ucuz karalamalardan kaçınalım, farklı-
lıklarımızı uzlaşma ve hoşgörüyle çöze-
bıleceğimiz yeni bir kültürü yaratabilmek
için kollan sıvayalım.
Türkiye
îsrail
tatbikatı
yapılıyor
ANKARA (Com-
huriyet Bürosu) - Tür-
kiye ile Îsrail arasmda
imzalanan askeri işbir-
liği kapsamında ve
ABD'nin de kaöhmıy-
la başlatılan ortak as-
keri tatbikat, 14-17
Aralık günlerinde An-
talya açıklannda, ulus-
lararası sularda yapık-
cak. Tatbikat, başta
Suriye olmak üzere
birçok Arap ülkesinin
tepkisine neden olu-
yor.
Genelkurmay Genel
Sekreterliği'nden dün
yapılan açıklamada,
Türkiye-ABD-Israil
taraftndan gerçekleşti-
rilecek "GuvenilirDe-
nizkm" askeri tatbika-
tıınn 14-17 Aralık
günlerinde Türki-
ye'nin güneyinde
uluslararası sularda
yapılacağı kaydedildi
Açıklamada, basına
açık olarak gerçekleş-
tirilen tatbikatın insani
yardım amaçb arama
ve kurtarma harekâtt
kapsamında işbirliği
ve ortak çalışma yön-
temlerini geüştirmek
amacryla yapıldığı bil-
dirildi.
Tatbikat süresince
her üç ülkenin deniz
kuvvetlerinin ortak ça-
lışma ve birbirierini ta-
rumayoluyla olası ara-
ma ve kurtarma faali-
yetlerinde daha etkin
vehızb insani yardım-
da bulunabilecekleri-
nin belirtildiği açıkla-
mada, Türkiye'nin tat-
bikata 2 fîrkateyn ve 2
sabil güvenlik botuy-
la, ABDve tsraiFinise
toplam 3 gemi, 2-3 he-
Iikopter ve 1 deniz ka-
rakol uçağıyla katıla-
caklan kaydedildi.
Ortaktatbikat yapan
üç ûlke, askeri manev-
raya isteyen her ülke-
nin gözlemci göndere-
bilecegi çağnsında bu-
lunuyor.