13 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 TEMMUZ 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER • 3. karayolu köprüsüne demiryolu da ekleyerek tüp geçişi 'elemek' istiyorlar... Demiryolu-Metro ve a*»*** Raylı Tüp Geçiş Projesi o> Güzergâhlan ve Japon Köprüsü DOY (1)IRTC'nın1987tanhlı projeande öngomlen Şemsıpaşa (Üsküdar) - Saray- burnu güzefgâhı. Bu proje, aynı anda Yterııkapı-Taksım metro hattıyla da bağtantılı tnr bütünsellik taşıyor. (2) Ulaştırma Bakanlığı'nca Şubat (1996| ayında ihale edilefi etüa-proıe çaJışması ıçın öngörülen Üsküdar-Yenıkapı tûp geçış bagiantısı. (3)20Ekım1995'te Anakent meclısınden geçen 1/50 000 olçeklı Nazım piandakı, Haydarpaşa'yı Surdışı'nda Zeytınburnu'na bağlayar tüp geçış güzergâhı. 'Japon hilesi'OKTAYEKİNCt Son yıllardakı yatınmlanyla Türkı- ye'deki otomotiv sektöründe "otomobU" ağırlıklı geniş bir pazar payina ulaşan Ja- pon sermayesı, şımdı de "ulaşun potitika- sında" etkili olma çabasında. 1990'lann başlannda yine Japonlann önerdikleri ve bu kez "Suriçi" bölgesi ile "Üsküdar-Kadıköy" bölgesinı birleştir- meyi öngören "3. Boğaz Köprüsü" proje- si son günlerde yeniden gündemde. KarayoUarTnın talebi üzerine DPTnin 1988 yılı programına aldığı açıklanan bu "süper köprü" içın fızibılite çalışmalan- nın da kısa adı J1CA olan Japon Mühen- dislik ve Kredı Kurumu tarafından "ba- ğış" (!) şeklınde yapılacağı bildiriliyor. Is- tanbul Büyükşehir Belediyesi ise bu yön- deki haberler üzerine 21 Temmuz 1997 günü yaptığı açıklamada "öncetikk tüp geçjşi" savunduklarını yineleyerek. "3. ge- çiş için gerekH proje çahşmasınında Japon JICA ile birtikte yürütüleceğinr belirti- yor... Büyükşehir Belediyesi, JICA ile yapa- cağı çalışmada "önceülde" tüp geçişi ele alsa bile hem Japonlann, hem de karayol- lannın 3. boğaz geçişi konusunda yine de "köprüyü dayatüklarT bilıniyor. Japon- lar bu dayatmalannı "kredi güçteriyle" sürdürürken karayollan da artık "gelenek- seF denilebılecek "otomobile bagnnh ula- şun potitikasınT hâlâ elden bırakmıyor. Örneğin, daha geçen Arahk (1996) ayın- da yine Karayollan Genel Müdürü Ya- man Kök ımzasıyla lstanbul Büyükşehir Belediyesi'negönderilen "3. köprû" pro- jesi için gerekli "imar planı onayT ısten- mışti. 1. köprünün hemen güneyinden geçmesi tasarlanan ve her nasılsa "Üskü- dar-Levent" arasında bir "demiryolu hat- tuıa" (!) da sadece "not" olarak yer ven- len yenı u karayolu köprüsü" projesınde. bağlantı yollan ise Boğaziçi'nin SÎTalan- lannı parçalıyordu... Japonlann 1990'lardan bu yana Kara- yollan Genel Müdürlüğü arşivlerinde "uygun bir siyasal ortamT bekleyen diğer "süperköprü'? projesı ise 1980'lerde Sa- rayburnu-Csküdar arasında planlanan ve yıllardır "bifimsd bir poJitik erid" bekle- yen "Demiryolu Tûp Geçiş" projesinin "iptaü" anlamına da geliyor. Çünkü bu "Japon mucizesi" tasanm- da, "aynı güzergâhta" hem 6 şeritli kara- yolu var, hem de ıki hatlı demiryolu var. Yani, sadece demiryolunu öngören tüp geçişe bir de yine "otomobüler" eklenmiş oluyor. Üstelik öngörülen bu dev köprii, geçilen açıklık nedeniyle "dünyanın en uzun köprüsü" olmak gibi eşsiz bir "ay- ncabğT (!) da Türkiye'ye ve Istanbul'a kazandırma iddiasını içeriyor. Böylesi bir köprünün, temelde "trafik- ten daha da anndınlması gereken" tarihı Sunçı bölgesıne her gün binlerce otomo- bilı yağmur gibi yağdıracağı bir yana, Marmara'dan Tstanbura yaklaşırken, "Ta- rihi Yanmada-Boğaziçi-Kızkuksi ve Cs- küdar" panaromasını da dev cüssesiyle ezmeye aday olması, elbette ki otomobil lobilerini ve Japonlan hiç ilgilendirmi- yor. Ancak, başta Karayollan ve belediye olmak üzere, tüm "ulusal" kurumlann Is- tanbul'u bu tür darbelere karşı korumak temel görevlen değil midir? Nitekim Prof. Doğan Kuban başkanlı- ğındaki tstanbul III Numaralı Koruma Kurulu da yine 3. boğaz köprüsü gırişim- lerinın gündemde olduğu 1993 yılında al- mış olduğu 23.12.1993 tarih ve 6302 sayı- lı karannda şunu önermişti: "3. Boğaziçi köprüsü konusu, İstanbuTun sadece tari- hi ve dogal varlıgını değil. kent yaşamını ve sağhklı gelişme kararlannı da büyük öi- çüde etkileyeceğinden, aynca 1. ve 2. Bo- ğaziçi köprüleri deneyimleri ışığında sade- ce karayolu ulaşımını amaçlayan çözüm- lerle kentin giderek daha çözümlenmez sorunlarla karşüaşbğı bilindiğinden. ko- nunun bütün ilgililer ve uzmanlar tarafın- dan daha sağhklı tartışılması için („) bi- limsel ve kapsamlı bir sempozyum düzen- lenmesi gerektiğiniıı ilgüi kurumlara iletil- mesine-." Kurulun karanndan bu yana geçen 3.5 yıl içinde meslek odalan dışında hiçbir kurum böylesi bir tartışma toplantısı dü- zenlemedi. Şimdi de yine "ilgüi kunım- lann"bilim ve meslek çevrelenne "kapa- h" yazışma ve görüşmeleri içinde 3. bo- ğaz geçişi tasarlanıyor. Bu "giziiKğin" te- melinde ise hiç kuşkusuz "3. köprü dayat- ması" yer alıyor. Bakalım, öncelikle KarayoOan, Koru- ma Kurulu'nun 1993'tekı karannı ne za- man uygulayacak ve projelerin tartışıla- cağı "sempozvumu" ne zaman düzenle- yecek?.. Karadayı Ukrayna'dan döndii • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanı Orgeneral lsmail Hakkı Karadayı, Ukrayna Genelkurmay Başkanı Korgeneral Oleksandr Ivanoviç'in konuğu olarak bu ülkeye yaptığı 2 günlük resmi ziyareti tamamlayarak yurda döndü. Arkadaşımız Bağcı anıldı • GAZİANTEP (Cumhuriyet)- Gaziantepli gazeteciler, basından sansürün kaldınlışının 89. yıldönümünde, görev sırasında geçırdiği kaza sonucu yaşamını yitiren Mil-Ha ve gazetemiz muhabiri Kemal Bağcı'yı mezan başında andılar. Gazeteciler daha sonra Bağcı'nın yaşamını yitirdiği kazada yaralanan gazetecilerden ikisıni, tedavi gördükleri Konukoğlu Hastanesi'nde ziyaret ettiler. Bağcı'nın ailesıyle dayanışma için valiliğin gözetiminde Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti tarafından Vakıflar Bankası Gaziantep merkez şubesinde 2027359 No'lu bir hesap açıldı. Ev çöktü, iki çocuk öldü • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Öiyarbakır'ın, çevre il ve ilçelerden en çok göç alan bölgesi olan Aziziye Mahallesi'nde sağlıksız yapılaşma nedeniyle bir ev çöktü. Olay sırasında evde oyun oynamakta olan Leyla ve Zeynep Uçak ile Dilnevaz Sert adh 5 yaşlanndaki kız çocuklan çöken yapının enkazı altında kaldı. Mahalle sakinlerinin kurtarma çalışmalan sûrerken Zeynep Uçak'ın olay sırasında öldiiğü anlaşıldı. Hastaneye kaldınlmak iStenen Leyla Uçak ise yplda yaşamım yitirdi. Ağıryaralı Dilnevaz Sert ise Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi'nde tedavi altına alındı. Basın özgürlüğü hemen şimdi Basında sansürün kaldınlışının 89. yıldönümünde siyasiler yayımladıklan mesajlarda basın özgürlüğünün önündeki tüm engellerin bir an önce kaldınlmasını istedi Haber Merkezi - Basından san- sürün kaldınlışının 89. yıldönü- münde, basın özgürlüğü önündeki tüm engellerin kaldınlması ısten- di. Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel, yayımladığı mesajda "Ba- sıa-yayın organlannın sansüre tabi rurulmasu sadece totaüter>e antide- mokratik rejimlerde, kamuoyunun bilgüenınesine vt kendisiyle ilgili ko- nularda fıkir ve tavır sahibi olrnası- na karşı çıkan züınivetlerdc müm- kün olabilir" dedı. f BMM Başka- nı Mustafa Kalemli basını sustur- manın veva sesini kısmanın siyasal iktidarlara hiçbir katkı getirmediği- ni savundu. Kalemli, dün Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Na- U Güreli'ye gönderdiği mesajda, basının hak ve özgürlük mücadele- sinin ülkede demokrasi ve çoğulcu rejimin yerleşmesi yolunda yadsı- namayacak katkılar sağladığını bil- dirdi. Başbakan Mesut Yümaz da amaçlannın basın özgürlüğü önün- deki bazı yasal ve anayasal engel- len aşarak. özgür ama sonımlu bir basın anlayışını hayata geçirmek olduğunu bildırdi. Yılmaz. mesa- jında, basın özgürlüğünün var ola- bilmesinin, demokrasinin sağhklı işleyebilmesi, düşünce ve fıkir öz- gürlüğünün toplumun bütün ke- simlerinde yeterince kullanılabıl- mesi, basının haber alma ve yayma hakkının önündeki engelleri kaldır- makla mümkün olabileceğinı bil- dirdi. ANAP Merkez Karar Yöne- tim Kurulu (MKYK) Doğu Ana- dolu Gazeteciler Cemiyeti tarafın- dan Erzurum'da düzenlenen "De- mokrasi ve Medya" konulu panel- de konuşan Ankara Gazeteciler Ce- miyeti Başkanı Nazmi Bilgjn. Türk medyasında sansürün kalkmadığı- nı belırterek. "Basındakitekelieşme sansürün ikiz kardeşidir" dedi. Kayseri Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan gazeteciler Atatürk Anıtı önünde saygı duruşunda bulundu- lar. Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Oktay Ensari. 24 temmu- zun Türk medyasının önemlı birki- lometre taşı olduğunu söyledı. Anadolu Basın Bırlıği Genel Başkanı Haül Zor basından sansü- rün kaldınlışının 89. yıldönümün- de 'ulusal' ve 'yereT basın aynmı yapmanm "örtülüsansür" olduğu- nu savunarak. "MUB mücadetenin sesi olan Atatürkçü ve laik çizgisin- den taviz vermeyen Anadolu basını üvey evlat olarak görülüyor'' dedi. Adana'da da gazeteciler Atatürk Anıtı'nda basın şehitleri için saygı duruşunda bulunduktan sonra Ba- sın Anıtı'na giderek basın meşale- sıni yaktılar. Diyarbakır Dicle Üniversitesi Kampusu'nda da basın mensupla- nnın rahat çalışması için bir basın bürosu oluşturuldu. Büro, gazete- mizin Diyarbakır temsilcisi Ziya Aksoy tarafından dün açıldı. Demirel, TCC'nin ödül töreninde konustu 'Türkiye Göktepe ayıbını taşıyamaz' lstanbul Haber Servisi-Cumhurbaşka- nı Süleyman Demirel, gazeteci Metin Göktepe'nin gözaltında öldürülmesinin Türkiye'nin artık taşıyamayacağı bir ayıp olduğunu belirterek sorumlulann mutlaka yargı önüne çıkanlacağını ve cezasız kalmayacaklannı söyledi. Demi- rel, bir hükümetin aleyhinde yayın yapıl- maması için devlet gücünü medya üze- rinde kullanmasınm son derece "vahim" olduğunu söyledi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) 24 Temmuz Basın Özgürlüğü Mücadelesini Anma ve Ya- şatma Günü olması ne- deniyle verdiği gelenek- sel "19% Yıh Basın Öz- gürlüğü Ödülleri" dün gece sahiplerini buldu. Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen bir törenle ödüller Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Sa- ray Cezaevi'nde bulu- nan gazeteci IşıkYurtçu adına annesi Kamuran Yurtçu ve gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç'e verildi. Başbakan Mesut Yü- mazve çok sayıda baka- nın da katıldığı törende konuşan Demirel, gözaltında dövülerek öldürülen gazeteci Göktepe'nin katille- rinin mutlaka cezalannı çekeceklerini belirterek "Umanm Türk hâkimleri de bizim gibi düşünüyoıiardır. Bu artık bir onur meselesidir" dedi. Demirel, gazete- ci Işık Yurtçu'nun cezaevinde bulunma- sından da üzüntü duydugunu vurgulaya- rak gelecek "Basm Özgürlüğü Gü- nü"nün şenlik havasında geçmesi için TBMM ve devlet olarak ellerinden gele- niyapacaklannıkaydetti. Demirel, dün- _ • TGC Basın Özgürlüğü ödülleri, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen bir törenle Demireî, gazeteci Iştk Yurtçu adına annesi Kamuran Yurtçu ve gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç'e verildi. yanın her yerinde basınla hükümetler arasında sürtüşmeler yaşandığını belirte- rek ancak bir hükümetin aleyhinde yayın yapılmaması için devlet gücünü medya üzerinde kullanmasının son derece "va- him" olduğunu ifade etti. CHP lideri Deniz Baykal da, Türkiye'nin artık gazeteci tutuklayan, hukuk dışı yöntemlerle gazetecileri baskı altına alan ve düşünce özgürlüğünü en- gelleyen bir ülke durumunda olmaması gerektiğini söyledi. TGC Başkaru Nail Güreli de ödül tö- reni öncesinde yaptığı konuşmada cezaevinde- ki gazetecilerin afTedil- mesi yerine iletişim öz- gürlüğü önündeki ya- saklann tamamen kaldı- nlmasını istedi. Güreli bir başka beklentinin de Göktepe davasının hu- kuk devletine yakışır bi- çimde sonuçlanması ol- duğunu vurguladı. Bu arada Göktepe'nin Af- yon'da görüîen duruş- masından gelen bir grup gazeteci de törene aîkış- lar eşliğinde katılaraİc Güreli'ye üzerinde "Ben gazetecryim. Metin Göktepe" yazı- lı dev bir kalem maketini verdi. Kalemi Güreli'ye sunan gazeteci Musa Ağacık, "Dunışma sırasında polisler kalemin ucunu kırdı. Kalemimiz kınldı, ama sa- blmadL Mücadelemizdevam edecek" de- di. Törende aynca 73 yıldır yayınına de- vam etmesi nedeniyle yerel Bartın gaze- tesi sahibi Esen HaHş'e de ödül verilir- ken sürekli basın kartı kullanma hakkı kazanan 22 gazeteciye de plaketleri sunuldu. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER JKIŞLALI Sarımsaklasak da mı, Yoksa...Yıl 1978. Atatûrk'ün 100. doğum yılı yaklaşıyordu. Kültür Bakanhğı olarak bir yasa tasarısı hazırladık. Amacı- mız olayı kalıcı bir biçimde kutlamaktı. Ve o tasan Meclis gündemine bile gelmedi. Ge- lemedi. Çünkü TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nun gün- demine bile giremedi. Neden? 21 üyeli komisyonda sağcı partiler 11 üyeye sa- hiptilerdeondan. DetnireCin, Erbakan'ın, Türkeş'in partileri aralannda anlaşmışlardı. Başkan AP'liydi. "Kutsal ittifak", Atatûrk'ün anılmasıyla ilgili birya- sayı bile engelledi... • • • Yıl 1996. Anayasa Mahkemesi, ünıversitelerde "türban"ın serbest bırakılması ile ilgili bir yasayı iptal etmiş. Danıştay'ın, YÖK'ün tutumu da aynı yönde. Avrupa Insan Haklan Komisyonu bile, benzer başvurulan aeri çevirmiş. Çokaçık bir karar vermiş: "Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi, kamuya açık alanlarda, bir dinin ya da inanışın emrettiği şekilde davranma hakkını kişiye mutlak olarak verdiği biçi- minde yonımlanamaz!" Ve REFAHYOL hükümetinin Diyanet'ten sorum- lu Devlet Bakanı Nevzat Ercan buyuruyor: - Tesettür Allah'ın emridir! Bu fetvanın sahibi RP'li değil, DYP'liydi... • • • RP Şevki Yılmaz'ı partiden atmış. Ama ona yönelik bir davranış karşısında, RP'li milletvekilleri neredeyse Meclis içinde adam linç edecek. Saldırganlann yüzlerindeki ifade -llhan Sel- çuk'un deyişi ile- Sıvas'ta 37 kişiyi yakanlarla ay- nı... Gazeteci Işm Gürel'i döven RP'li, hapisten çıkar çıkmaz önemli bir göreve getirilmış. Üstelik kendi- sine birde lojman verilmiş. Ödüllendirilmiş... RP'nin kapatılması davasının gerekçesı belli: - Dini siyasete alet etmek! Bu konudaki çok sayıdaki kanrt içinde Erbakan'ın konuşmalan en önde geliyor. Ve hazret, sekiz yıllık temel eğitime karşı çıkarken gene kükrüyor: - Imam-hatip okullan cenneti kolaylaştınr... RP kapatılırsa mallanna el konacak. Ama Türki- ye'nin en vaıiıklı partisinin malı falan yok. Her şeyi başka birilerine ait. Bu neyi gösterir? RP'nin kapatılacak şeyler yapacağını bildiği için, önlemini peşinen aldığını. Çalacağı minareye önce- den kılıf hazırladığını!.. • • • Ülkerfirmasıyıllardır dinciçevretere"büyü/c"des- tek veriyor. "Dinti" bir gazetenin on binlercesinin parasını ödeyip bedava dağıtılmasını sağlıyor. Lis- te uzun. Ama Türkiye Ermenistan'a ambargo uygularken, el altından Ermenistan'aTIR dolusu çikolata ve bis- küvi satmaktan da çekinmiyor. Derken Genelkuımay'ın "şeriatçılara verdiği des- tek" nedeniyle boykot ettiği firmalann isimleri açık- lanıyor. Ülker de doğal olarak başlarda yer alıyor.. Çıkıp da kendini, "Hayır ben laiklikten yanayım; cumhuriyetin temel ilkelehne bağlıyım" diye savu- namıyor.. Savunmuyor. Ve hem de Ankara'nın göbeğinde, ömeğin Gazi Orduevi kantininde hâlâ Ülker ürünleri satılıyor. • • • Işte size bir tablonun bazı parçalan! Kimisi tutarlı, kimisi değil.. Hatta yama gibi duran bile var. Bir yanda, Refah'a asker yetiştiren imam okulla- nnı korumayı sürdüren ANAP ve DYP milletvekille- ri... öte yanda çikolatalar, bisküviler. Kimin eli kimin cebinde! Acaba bu tablonun parçalannı sanmsaklayıp da mı saklamalı.. yoksa sirkeye yatınp turşusunu mu kurmalı?.. Dunışma sırasında suikast emrini vermekle suçlanan Ercan Kartal'la itirafçı Mustafa Duyar arasında tarüşma çıktı. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) Sobonacbu^eâdavasmdakavga tstanbul Haber Servisi - Sabancı Center'da işa- damı Özdemir Sabancı, Nilgün Hasefe ve Haluk Görgün'ün öldürülmesiyle ilgili davanın ikincı du- ruşmasmda itirafçı Mustafa Duyar ve suikast em- rini verdiği iddia edilen Ercan Kartalyüzleştirildi. Duyar'ın, daha önce polise ve savcılığa verdiği ifadelerle çelişen bilgiler vermesi dikkat çekti. Du- yar'ın ifadelerine sert tepki gösteren Ercan Kar- tal. "ttirafcının ne onuru. ne namusu ne de ahlakı olmaz. Sen yerin dibine girsen de seni cezalandıra- cağız. Sen ömrünün sonuna kadar bir böcek gibi yasayacaksın" diye bağırdı. lstanbul 1 No'luDGM'dedüngörülenduruşma- da. Kırıkkale Cezaevi'nde bulunan itirafçı sanık Mustafa Duyar, suikast emrini verdiği ileri sürü- len Ercan Kartal ile suikastı gerçekleştirenlere yar- dım ettikleri iddia edilen avukat Metin Narin. Meh- met Gökmen, Ferhan Taş, Nazlı Güngör, Ejder Güngör ve Melek Akkaya hazır bulundu. Duruş- maya Demir Sabancı adına katılan avukat Hasan Cihat ErbaşpL müdahil talebinde bulundu. Mah- keme ise Erbaşol'un müdahil talebini kabul etti. Narin'i ise 15'e yakın avukat savundu. Mustafa Duyar, emniyette verdiği ifadesini ka- bul etriğini belirterek Özdemir Sabancı, Haluk Görgün ve Nilgün Hasafe'nin öldürülmesi, Ciba- li Karakolu'na sılahlı saldın, Maslak tl Jandarma Alay Komutanlığı'nda nöbet bekleyen iki erin öl- dürülmesi iddialannı kabul etriğini söyledi. Mustafa Duyar, teslim oluşunu "sfyıısi bir ey- lem" olarak nitelendirerek "DHKP-C ve terör ör- gütlerinin gerçek yüzünü halka göstermek için tes- lim oldum" dedi. Duyar, ifadesinde şunlan söyledi: "Örgüt Sabancı eylemi sonrasında ajitasyonlar yaptı. Kimliklerimiz belli olunca da bizi saklama- ya çalışü. Yanlanna gidince onlann nasıl yaşadık- lannı gördüm. Yaşadıklan villalan gördüm. Cep- lerindeki birkaç telefonu lüksten saymayan bu nih hali bozuk kişilerin >aşannsu Türtdye'deld teorile- riyle bağdaşmıyordu. Ben keodi irademle teslim oİdum." Kartal'ın, Duyar'ın ifadesine "Yalan söylüyor" şeklinde bağırarak tepki göstermesi üzerine asker- ler, Kartal'ın ağzını kapattılar. Duyar'dan sonra söz alan Ercan Kartal, "Itirafçının ne onuru, ne na- musu ne de ahlakı olmaz. Seni yerin dibine girsen decezalandıracağız" dedi. Kartal'a küfürle karşı- lık veren Duyar, "Asıl ben seni cezalandıracağun oğhım" dedi. Duyar, daha önce polise ve savcılı- ğa verdiği ifadelerle çelişen bilgiler verdi. Mahke- me heyeti, Duyar ile sanıklan tek tek yüzleştirdi. Mustafa Duyar, Mustafa Gökmen'in adının Veli Canik,Nazlı Güngör'ün ise Muallaolduğunu söy- ledi. Duyar'dan sonra söz alan sanık avukatlann- dan Mihriban Kırdök, Duyar'ın kendilerine yar- dım eden Ejder ve Nazlı Güngör'ün işyerlennin, Duyar'ın saklandığı öne surülen Fatma Erdem'in evine uzaklığını sordu. Duyar'ın "50 metre uzak- hkta" yanıtına sert tepki gösteren Kırdök, "Ev ile dükkân birjşiktir. Duyar, kendisineezbeıietilen şey- leri sö\lemektedir" dedi. Kırdök, Duyar'ın polis- te verdiği ifadesinde, Nurtepe'de evinde kaldığını söylediği Mehmet Gökmen'i tanıyamamasına da dikkat çekti. Samİdann tutukluluk halinin devamına karar v- eren mahkeme heyeti, Sabancı suikastı sonrasın- da olay yerinde bulunan saç örneklerinin Adli Tıp Kurumu'nca istenmesini kararlaştırdı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear