12 Mayıs 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25TEMMUZ1997CUMA CUMHURİYET SAYFA 15 Trafikçilere bir soru istanbul'un trafîğinden sorumlu kişilere, vatandaş izzet Yaşar'ın bir sorusu var "SayınMüdür, N,__^ Trafîk J- ekiplerince, yanlış yere park eden araçlara ceza kesmek yerine, ceza almamaları için uyarmak amactyia, sinir bozucu çeşitli sesler çıkaran sirenler çalarak ve hopariörlerden bağırarak, konuyla hiç bir ilgisi olmayan suçsuz insanlan gün boyu cezalandırmanın bir mantığı var mı? Varsa, lütfen açıklar mısınız? Eğer yoksa, bu mantıksız uygulamayı lütfen brtirir misiniz?" Boğazîçi Boğaziçi'ne nazır Reşitpaşa Zergedan Sokak'ta sanklı- cüppelilerin girip çıktığı ve "tadilat" bahanesiyle her tarafı kapatılmış binaya Boğaziçi Imar Müdüriüğü tarafından Ali Bayramoğlu adına verilmiş "çatı tamiri" ruhsatı ile yeni bir kat ekleyerek deniz manzaralı 40-50 milyartık daire yapılıyor... Intemet: http: / / www.planet.com.tr / Xn Sektronik posta: Deniz£om®pJanetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Devlet Bakanı Güneş Taner'e göre enflasvon yûzde 100 olacakmış... "Daha yüksek çıkacağına vüzde 100 emin olabilirsiniz.' A FYON - Gazeteci Metin Göktepe'yi gözattında öldürdükleri iddiasıyla yargılanan polislerin Afyon'daki duruşması dün basının şey gününde yapılırken acı bir gerçek ortaya çıktı: 55. Hükümetin Başbakanı Mesut Yılmaz henüz daha başbakan olamamış. Üzüldük... Önceki gün Mesut Yılmız kendisini ziyarete gelen bir grup gazetecinin önünde keşke telefonu kaldınp da Içişleri Bakanı Murat Başesgioğlu'na "Gıyabi tutuklu polislerin yann Afyon'daki duruşmada hazır bulunmasını istiyorum" demeseydi... Gıyabi tutuklu polisler Başbakan'ın talimatına rağmen bulunduklan mahalden ya da görev yerlerinden alınıp duruşmaya getirilmeyince Başbakan'ın henüz Başbakan olmadığı 55. hükümette Içişleri Bakanı'nın da Içişleri Bakanı Göktepe Davasıolamadığı dolayısıyla anlaşılmış oldu... Konuyla pek ilgileri yok ama Başbakan Yardımcılan ve öteki bakanlar hakkında aynca bir yoruma gerek kalmadı. Ama Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun adını anmadan geçmek olmaz. Çünkü Afyon'daki mahkemenin duruşma salonu Adalet Bakanı'nın makam odasından küçük. Küçücük salonda iğne atılsa birinin başına çarpıp yere düşmeyecek denli bir kalabalık, temmuz sıcağında herkes sınlsıklam, avukatlar ve gazeteciler sandalyelerın tepesinde birbirinin omuzunda, içerı alınmayan, giremeyen bir o kadar gazeteci sokakta ve dışanda slogan atan, şarkı söyleyen yüzlerce kişi, polisin zaman zaman tartakladığı insanlar ve kırılan sembol SESSÎZSEDASIZ(!) NURÎKURTCEBE kalem. Sokağın uğultusu duruşma salonunda. Istanbul'da işlenen bir cinayetin duruşması neden Afyon'da yapılıyor? Dönemin Adalet Bakanı eski polis şefi Mehmet Ağar'a göre Istanbul'da görülmesi halinde güvenliğin sağlanması mümkün olmayacağı gerekçesiyle önce Aydın'a sonra Afyon'a gönderilen dava dosyası bu yanıyla da polis için ayn bir ayıp. Koskoca Istanbul Emniyet Müdüriüğü'nün fedekâr ve cefakâr polisleri alt tarafı bir duruşmanın güvenliğini sağlamaktan aciz mi, müdürieri gerekli önlemi alamayacak kadar yeteneksiz mi? Istanbul polisi adına gerçekten üzüntü verici bir durum. Bu üzüntüyü ortadan kaldırmak yine Adalet Bakanı'na düşüyor. Sungurlu isterse makam odasından küçük bir salonda ve Afyon'da görülen bu davayı Istanbul'a aldırabilir ve dahi Inönü Stadı'nı tahsis ettirebilir. Inanın koca stad dolar. Yoksa buna Başbakan izin vermez mi? Böptü Bacı'ya siyah sayta: Kuşku Burnu ödül kazanmış olan, son yılların en poşetengiz kara mizah denemesi." "Kuşku Burnu çayını fazla kaçıran Cihan Demirci, bizi bu kez gaf dağı- nın ardındaki tanıdık bir ülkeye yani Öreke'ye götürüyor. Burası potkıran- ların hası, ak kaşıkların sultanı Börtü Bacı'nın albızlar alası, kara paralar ka- rası ülkesi Öreke... Burası, zümrütye- şili sahte pasaportlu 'hasss' yiğitlerin diyarı, burası 'şerefli' katillerin otağı, yani burası bir yerde; Anamızın öre- kesi! Evet beyler, burası öreke ve şimdilerde burada KDV dahil her şey vatan için!" Cihan'ın onuncu ve son sıralama- ya göre sonuncu kitabı "Kuşku Bur- nu" Inkılap'tan çıktı çıkıyor. Bir süre öncesine kadar "Laforiz- malar"ı ile Vaziyet'e katkıda bulunan arkadaşımız Cihan Demirci, son ki- tabı "Kuşku Burnu" ile okurtarın huzurunda: "Kuş Burnu'nu içtikten sonra herkesi 'kuş beyinli' sanmaya başlayan Börtü Bacı'ya artık bir kara mizah sahibinin 'Siyah Bir Say- fa' açma zamanıdır. O halde şimdi sı- raaa 'Kuşku Burnu'nda!" "O hep Kuş Burnu içti... Bize ise Kuşku Burnu düştü." "Bu çayı kuşburnu çayından ayıran en önemli özellik, bu çay içilince mı- deye değil akla gidiyor." "Demli bir mizahın parmak izlerini taşıyan ve şu ana dek 18 ayrı sahte PALAS PANDIRAS Hükümete değil devlete; başbakana değil cumhurbaşkanına muhalefetet... Bu "postmodern muhalefet" olsa gerek... iMüfftBozaci -1 Aktaş, görevi devraldığı Yenişen'e teşekkür plaketi verdi. Istanbııl Valisi göreve hızlı başladı İstanbul Haber Servisi - Merkeze çekilen Rıdvan Yenişen, dün Istanbul Valiliği'nde düzenlenen törenle görevinı Kutlu Aktaş'a devretti. Istanbul halkına ve çalışanlara teşekkür eden Yenişen, "kıtaları birleştiren şehrin valisi olmanın ber mülki amirin hedefi olduğunu" söyledı. Göreve başlayan tstanbul'un yenı Valisi Kutlu Aktaş ise tek hedefınin vatandaşa adil ve hukuk ilkeleri çerçevesinde hizmet vermek olduğunu vurguladı. Aktaş aynca, basın mensuplannın rahat çalışması için gerekli önlemleri alacaklannı söyledi. Törende yenı Vali Aktaş'a, başan dilekleri sunan Yenişen, "Görevimden aynldığım için hiçbir burukluk ve üzüntü duymuyorum. Çünkü Istanbul'da devleti çok iyi tenısil ettiğime inanıvorum" diye konuştu. Istanbul'un dünyadakı mega şehirler içinde en huzurlusu olduğunu söyleyen Rıdvan Yenişen, "ıstanbul'da gece her yere gitmek mümkün" dedi. Rıdvan Yenişen, Türkiye nüfusunun altıda birine sahip İstanbul'un Türkiye potansiyelinin yansını taşıdığını da belırterek. çalışmalanndan dolayı tüm çalışanlara ve Istanbul halkına teşekkür etti. Istanbul Valisi Kutlu Aktaş da konuşmasında. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın belirttiği ilkeler doğrultusunda \atandaşlara hizmet götüreceklerini vurguladı. "Amacımız iyi niyetii olarak çalışmak, çalışmak, çalışmak" diyen Aktaş, lstanbullulann sorunlannı çözmek için elinden geleni yapacaklanna söz verdi. Kutlu Aktaş, hizmetlerinden dolayı Rıvan Yenişen'e teşekkür plaketi verdi. Valilıkteki devir teslim törenıne 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu, 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Edip Baş-er. Kuzey Denız Saha Komutanı Koramiral tlhami Erdül, Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Faruk Cömert, Merkez Komutanı Tuğgeneral Niyazi Hatipoğlu. Istanbul Büyüİcşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Istanbul Emniyet Müdürü Ramazan Er, eski Millı Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz, İTO Başkanı Mehmet Yıldınm. tstanbul Sağlık Müdürü Tolga Evren, DYP Istanbul tl Başkanı Celal Adan. işadamı Kadir Has, tstanbul Universitesi Rektörü Bfilent Berkarda, ilçe belediye başkanlan ve ilçe kaymakamlan katıldı. Törenin ardından basın mensuplannı kabul eden Kutlu Aktaş, basın mensuplannın görevleri sırasında şiddete maruz kalmalanyla ilgili olarak. "Basın mensuplan kamu görevi yapıyor. Rahat görev yapacaklardır. tzmir'de olaylar sırasında yanlarına koruma vererek, onların güvenliğini sağüyorduk" 1 diye konuştu. Görevi sırasında halkın sorunlannı halkla konuşarak öğreneceğini ifade eden Aktaş, vatandaşlarla sık sık görüşerek onlan dinleyeceğini belirtti. Önümüzdeki günlerde İstanbul'un sorunlannı yetkililerden dinleyeceğini kaydeden Aktaş. gazetecilere. "Bize birkaç ay avans tanıyın" dedi. Vali Kutlu Aktaş. göreve başladığı gün milli eğitım müdürlüğüne gelerek, tl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey'den tstanbul'un eğitim sorunlanyla ilgili brifing aldı. Milli Eğitim Müdürü Balıbey ve il milli eğitim müdür yardımcılannı sorulanyla terleten Vali Aktaş, eğitim istatistiklerine ilişkin sayılar üzerinde ısrarla durdu. Sultanbeyli ve Sangazi bölgelerindeki okul ihtiyacının kapatılması için çalışmalara başlanmasını isteyen Vali Aktaş, "Yapılacak okul inşaatlarının hepsini ihale ettireceğim. Beni asıl korkutan. arsa durumu. Bütün ihaleleri, encümene başkanlık ederek ben yapacağım. Adam tutulmayacak. Adam tutanı, kayıranı görevden alırım" uyansında bulundu. HAYVANLAR İSMAIL GLLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI BULUT BEBEK NURAYÇiFrçt TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Temmuz BLEKlOT,UÇAĞ/ İLE POVSKt W- OİSİ UCAKLA İLK KEZ MANS'I AST/f. 19OS'DA BUGÖN.FIZANSIZ LÛUIS SLERIOT, UÇASlY- LA MANŞ DBNİZİNİ AfM/f , İNGİLİZ SAZ£TSSİ OAIL Y HAAIL 'IN KOYCMJĞU 8IN ST&eüNÜ/C ÖOÛLLJ DE tCAZANMIÇTI. KEMbİ YAPIMI OLAN 'BLE&OT Xi" MÛNOPLANE(JSK KANATll) ÜÇA& SOOAgAİ/* LiĞtHM,8MEm£ UZUNLUĞutJMYDJ. /ZAMTAÇHC. LI6l ?,8O METREitH. 7S km/Saat HOİA UÇA- ) TEee SN VM £A*TT£ AIM/ŞT7. SO YIL SONGA, UÇAĞtU 6* KDPrASI, ANI Y Ü££E H4VetAMCX6NM P£N HtWACt:"SOM ALTtN gİK. SAICAI SAATl AAZAAIUAK İÇİN &İLE, fU ŞEYUE HAVALAHMAZDfM " DİYEC£ICTİR<. ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Tan Çiçeği Yıllarca önce Ingilız devlet adamı Heath geldi Is- tanbul'a. Bir tekne gezisinde karşılaştık, yemek yedik; adaları, Anadolu kıyılarını, Boğaz'da eski yalılan seyrederek güzel bir gün geçirdik. Müzik- ten söz ettik, Atatürk'ün müzik devriminden, Londra'da dinledıği Türk yorumculardan. Sonra orkestralardan, o da bir orkestra yöneticisi. Vakit buldukça Londra dışında da konser verdiğini an- latınca şaşıranlar da yar. Dahası orkestra yönetici- liği ile devlet yönetimini bağdâştıramayanlar. Oysa yaşamı bu yan uğraşlar güzelleştiriyor. Kimîiğini, kişiliğini kalın çizgiyi tırmandırarak, tek- düzelıği aşarak buluyor insan. Başkent orkestra- sını oluşturan çalgıcılan özenle izlerim yıllık konser- lerinde. Kimi doktor kimi Yargıtay üyesi kimi bilim adamı, ama ayda bir iki kez buluşup müzik ureti- yorlar. Değerii bir bilim kadını olan Prof. Gülten Kazgan ekonomiyi meslek seçmeseydı piyanist olurdu belki. Ünlü bir işadamı Yüksel Erimtan da piyanoyu bırakıp mühendisliğe yönelme kararını hayli güç veriyor. Ama ikisi de vazgeçmiyor piya- nodan, çalmayı sürdürüyor. Kimi çalıyor, kimi da- lıyor. Cem Duna'nın bankadamlıgını yeni öğren- dim. Bozburun'da batık bir gemiye ulaşmayı amaç- lıyor. Rüşdü Saracoğlu halâ uçuyor mu bilmem, ama Merkez Bankası Başkanlığı döneminde ilginç uçuşlan var. Biri de Libya Merkez Bankası Başka- nı'yla. Kimi resim kimi heykel yapıyor: kimi roman, öykü yazıyor. Yargıtay üyesi Naci Ünver*in ne gü- zel romanlan, öyküleri var. Tan Çiçeği nedeniyle yazıyorum bunlan. Anaya- sa Mahkemesi Başkanı Sayın Yekta Güngör Öz- den'in son günlerde yayımlanan şiir kitabı nede- niyle. Kimileri soğuk bakar orta, çok konuştuğu için eleştirilir; ama bildiğini okur, inandığını söyler Sa- yın Özden. Konuşması gerektiği zaman susmayı yeğlemez, dahası konuşması gerekenler sustuğu zaman da sessizliği güzel deler. Yoğun trafiği var; protokol görevlerini yerine getırmekten, sergilere, konserlere gitmekten geri ka'maz, çağrılara katılır, kimi zaman bir selamlık, ama yeri boş kalmaz. Sö- zün kısası yoğun bir yaşam, ama şairlikten geri kalmıyor. O gerilime, yorgunluğa şiırie direniyor besbelli. Anayasa Mahkemesı'nin her zaman yüklü günde- mi var. Başkan da, uyeler de yoğun çalışıyor, bir hukuk devletinin varlığını kanıtlayacak karariar ver- mesi bekleniyor. 1982 Anayasası'nın eleştiriye açık maddeleri de az değil; ama, değişmediği sürece o doğrultuda çalışmak, anayasal kuruluşlann, örne- ğin sıyasal partılerin aykırı davranışlarını da yargı- lamak gerekıyor, belki de kapatmak... Böyle ger- gin bir ortamda şiir kitabı yayımlayan bir başkanı yadırgayanlar da var ama kimler? Belki de şiirı cid- di bir uğraş diye düşünmeyenler, dahası şiir oku- mayanlar, şiirsiz bir yaşamın boşluğunu, anlam- sızlığını hissetmeyenler. Sayın Ecevit'in "Atinalı Kardeşim" şiirini anım- sar mısınız? Onu da yadırgadılar, Kıbns ile ilgili sı- cak olayların yaşandığı günlerde havayı soğutmak için kürsüde okuyan muhalif milletvekilleri de var. Güzel yanıt verdi onlara: - O şiiri bugün de imzalarım!.. Yan uğraşlara saygı duyanm ben. Hangi dalda olursa olsun yaşamı yeşertıyor, asıl uğraş için güç ve hız veriyor, insanın özüne bir şey katıyor. Belki bıliyorsunuz, vaktiyle bir büyükelçimiz vardı Was- hington'da. Lozan konferansına katılan, sonra Pa- ris'e, Londra'ya atanan değerii bir diplomat; Mü- nir Ertegön. Son görevi de VVashington. Başkan Roosevelt ile yakın dostluğu var. Massachusetts Avenue'deki güzel elçievine sık sık geliyor Baş- kan, alt katta bir arka odada baş başa oturuyoriar. Başkan'ın elinde bozuk bir saat, onarmaya çalışı- yor; Büyükelçi Ertegün de gümüş yüzükler, iğne- ler yapıyor! MünirErtegün çok saygın bir diplomat VVashington'da. Öldüğü zaman ABD'nın ünlü sa- vaş gemisi Missouri getırdi cenazeyi. Adı hâlâ say- gıyla anılıyor, kuyumculuğu da masal türü anlatılı- yor. Yazarken hüzünleniyorum. Başkan Clinton'ın VVashinton Büyükelçiliğimizegelmesi düşünülebı- lir mi bugün? VarsayaTım geliyor, Büyükelçimizle eşit düzeyde bir söyleşi, bir dostluk düşünülebilir mi? Arada yıllar da var dağlar da; Büyükelçi Erte- gün, Atatürk'ün Büyükelçisi. Kurtuluş Savaşı'nı, Lozan'ı başaran, bağımsızlığını kazanan, içeride ve dışanda banşçı politika uygulayan bir devleti temsil ediyor VVashington'da. Oysa bugün Kıbns sorununa Türkiye'nin dışında çözüm aranıyor! Ül- kemiz yalnızlığa itiliyor her yerde. Vatandaşlık onu- runu zedeleyen olaylar yaşanıyor. VVashington, New York, Londra, Paris, Roma; diplomatlar figü- ranlık görevi üstleniyor ancak. En iyisi şiir okumak! Şiiri önemli bir uğraş diye düşünür, ozanlarımızla mutlanır, onurlanınm her zaman. Başucumda birkaç şiir kitabı durur, kimi ge- celer karanlığı sevdiğim dizelerle delerim. Nâ- zım'dan, Ahmed Arif ten, Melih Cevdet'ten, Or- han Veli ya da Külebi'den. Dağlarca'dan, bir şi- irie gülümserim yeni güne. Son günlerde Tan Çi- çeği de katıldı o kıtaplara. Rasgele bir sayfa açı- yor, okuyorum. Şiirsever okuriarıma da öneriyo- rum. Bir dize belleğime yerteşiverdi: Yüreğime yürek vurdum Yüreğim güneş! B U L M A C A SEDAT YAŞAYA\ 1 2 3 4 5 6 7 8 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/ Hızla dönen rüzgârlann oluş- turduğu şiddetlı siklon fırtınası. 2/Eskrimdekul- 3 lanılan üç silah- tan bın... Saz, kamış. 3/ Kav- rulmuş ceviz ya da bademle ya- pılan şekerle- me...Türkmüzi- ğınde bır ma- kam. 4/ Başkala- nnm sırtından geçtnen kimse... Radon elementinin sımgesi. 5/ -j llen süriilerek savunulan _ düşünce... Bır nota. 6/ Başlıca üyesi Jules Ro- 3 mains olan ve toplumun 4 ortak bılincıni dile getır- ^ meyi amaçlayan edebiyat akımı. 7/ Atasözlerine fa dayanan didaktik Çin şi- 7 in... Müslümanlıkta 8 mezhep kuran kimse. 8/ g Japon lırik dramı... Şid- detli acı ve sıkıntı. 9/ Doğu Karadenız, özellıkle Rıze yö- resinde dokunan çamaşırlık ınce bez. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Divan şıınnde. bırbırıyle ilgili sözcük ya da kavramla- nn bır dize ya da beyıtte toplanması sanatı. 2/ Bestelenış sırasına göre numaralanmış müzik yapıtı... Torun sahıbı kadın. 3/ Bır tür yelkenlı \e motorlu yarış teknesı... Müs- tahkem yer. 4/ Herkesın gözü önünde yapılan 5/ Bır renk... Yola çikma, gidış. 6/ Pirınci kabuğundan ayırmak ya da bulgur dövmek için kullanılan dibek... "Ati çıkınca orta- ya — silinmeli" (Tevfik Fikret). II tspanyollann sevınç ünlemı... Duygu ve düşüncelerı belırtecek bıçımde yüz- de beliren kımıldanışlar. 8/ Yurdumuzda kurulmuş yirmi bır köy enstıtüsünden bırı... Numaranın kısa yazılışı. 9/ Namaz çağnsı... Düz ve ensız kılıç.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear