Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 TEMMUZ 1995 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yılmaz: Camiler
dergâh değildir
• KASTAMONU(AA)-
Diyanet tşlen Başkanı
Mehmet Nun Yılmaz.
hiçbir mekânın cami yerine
kabul edilemeyeceğini
söyledi. Yılmaz.
Kastamonu'nun Kuzey-
Kent Toplu Konut alanında
Diyanet Vakfı'nca
yaptınlacak olan "Ulu
Camii"nin temel atma
töreninde yaptığı
konuşmada, camilerin
dergâh olmadığıru
bildirerek. "Hiçbir mekân.
ne kültür merkezleri, ne
dergâhlar. ne tekkeler ne
zaviyeler. cami yerine kabul
edilemez" dedi. tbadet
yerlennin tarih boyunca her
koşulda korunduğuna işaret
eden Yılmaz, "tbadet
yerlerine saygı gösterilirdi.
ister kilise olsun. havra,
sinagog. cami olsun,
bunlara kesinlikle
dokunulmazdı" dedi.
Kumbaracıbaşı
donduyurda
• JSTANBLL(AA)-
Devlet Bakanı Onur •
Kumbaracıbaşı. Bosna'da
yaşanan olavlann devam
etmesi halinde, Birleşmiş
Milletler'in itibannın
kaybolacağını söyledi.
Islarn Konferansı Örgürü
(iKÖ)BosnaTemas
Grubu"nun, Cenevre'deki
toplantısına katılan Devlet
Bakanı Kumbaracıbaşı
yurda döndü.
Kumbaracıbaşı, Atatûrk
Havalimanı'nda yaptığı
açıklamada. Bosna'da
saldırgan Sırplann
uyguladığı soykjnmın
endişe vericı boyutlara
ulaştığını belirterek
Sırplann statüsünün eski
konumuna getirilmesi için
ciddi şekilde çaba
harcanması gerektiğini
söyledi.
TBMM'de
restorasyon
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çeşitli siyasi
partilere mensup 200'ü
aşkın millervekıli, TBMM
Genel Kurul Salonu'nun
yeniden düzenlenmesini
öngören projenin
uygulanmasının
ertdenmesini istedi. Metne
iHcJmzayı koyan ANAP
Giresun Milletvekili Rasim
Zaimoğlu ve mılletvekilleri.
bu amaçla TBMM
Başkanlığı'na yazılı
başvuruda bulundular.
Zaimoğlu ve 200'ü aşkın
milletvekilının TBMM
Başkanlığı'na yaptığı yazılı
başvuruda, "Meclis Genel
Kurul Salonu'nun
restorasyonu için yapılan
çalışmalann ıstenilen
sonuca ulaştınlması bizce
mümkün değildir" denildi.
Cezaevinde
cinayet
• Haber Mcrkezd -
Bayrampaşa Kapalı
Gezaevi'nde dün yine
cinayet işlendi. Çek senet
mafyasından olduğu
belirtilen tutuklu Hacı
Ahmet Figen, tutuklu Kasım
Aslan tarafından A bloktaki
koğuşunda tabancayla
vuruldu. Cinayetle ilgili
. soruşturma başlatıldığını
bildiren yetkililer
tabancanın cezaevine nasıl
sokulduğu konusunda
• herhangi bir açıklamada
! bulunmadılar.
15PKKIİ
öldÜPÜMÜ
• DİYARBAKIR(AA)-
| Tunceli ve Mardin'in kırsal
; kesimlerinde güvenlik
j kuvvetleri tarafından
ı sürdürülen operasyonlar
' sırasında, 15 terörist
; öldürüldü. Çatışmalarda 2
; güvenlik görevlisi şehit
; oldu. Olağanüstü Hal Bölge
' Valiliği'nden yapılan
! açıklamaya göre Tunceli'nin
; Mazgirt ve Nazimiye
| ilçeleri arasında kalan Şişik
> ormanlan ile Pertek ilçesi
i Sağman Köyü yakmlannda
! 14, Mardin'in Yeşilli ilçesi
[ Alıçlı Köyü civannda da 1
I olmak üzere toplam 15
j terörist öldürüldü.
Kutlu,
görevinden alındı
j • ANKARA (Cumhuriyet
1
Bürosu) - Ziraat Bankası
ı Genel Müdür Yardımcısı
! Sadık Kutlu, görevinden
[ alındı. Sadık Kutlu'nun
görevinden alınmasına
• ilişkin ikili kararname,
Resmi Gazete'de
yayımlandı. Sadık Kutlu,
Cihan Paçacı'nın Ziraat
Bankası Genel
Müdürlüğü'ne gelmesinden
sonra, geçen yıl eylül ayında
görevınden alınmış, ancak
yargı karanyla görevine geri
dönmüştü.
Başbakanlığa sunulan gizli rapor, dinci gericiliğin ulaştığı boyutu sergiliyor
Kaymakamlarm yarısı dinci• Devlet içinde örgütlenme çabasını yoğunlaştıran • CHP önlem olarak bu kaymakamlann 'hassas bölgelerde
gericiler, mülki idareye de el attı. 810 kaymakamdan 364"ünün görevlendirilmemesini' istedi. Raporda, imam-hatip lisesi çıkışlı
kadın eli sıkmayacak kadar gerici olduğu Başbakanlığa sunulan gizli öğrencilerin büyük çoğunluğunun üniversite sınavlannda siyasal
raporla belgelendi. bilgiler fakültelerini seçtikleri aynca ele alındı.
MKD:
Laik
devlet
tehlikede
İstanbul Haber Servi-
si - Erzurum Kongresi'nın
gerçekleştirilmesınin 76.,
Lozan Antlaşmasrnın im-
zalanışının da 72. yıldönü-
mü tüm yurtta kutlanıyor.
Mustafa Kemal Derneği.
laik Cumhuriyetin tehlike-
li bir ortama sürüklendiği-
ne dikkat çekti.
Dernek. 23 Temmuz
1919'da gerçekleştirilen
Erzurum Kongresi'nin
yıldönümü nedeniyle yap-
tığı açıklamada L'lusal
Kurtuluş Savaşı'nın çeşit-
li kesimlerde hafîfe alın-
dığını savundu. Bu kesim-
lerin "Kemalizm" yerine
"yeni koşullara yeni çö-
zümler" üretmeye çalış-
tıklannı öne süren dernek.
açıklamada "Bunun so-
rumlusu, bitkisel >aşam
sürecinj parçalanarak ta-
mamlamış olan Osmanlı
devleti özlemiyle laik
Cumhuriyetimizi hâlâ ic-
lerine sindiremeyen ve
Tiirk halkını ortaçağ ka-
ranlığına götürmek isteyen
dış güçlerin uzantısL, kök-
tendinci ve örümcek kafa-
İL çıkarcı, şeriatçı ve kara
yobaz çetelerini yönlendi-
renlerdir" dedi.
ADD ıse Lozan Antlaş-
masrnın imzalanışının 72.
yıldönümü nedeniyle yap-
tığı yazılı açıklamada bu
antlaşmanın, Türk ulusu-
na karşı yüzyıldan beri ha-
zırlanmış ve Sevr Antlaş-
ması ile tamamlandığı sa-
nılmış büyük bir yok erme
eyleminin kınlıp önlen-
mesini bildiren özelliğı ol-
duğunu vurguladı.
AYŞE YILDIRLVI
Türkiye'de görev yapan 810 kay-
makamdan 364'ünün "kadın eli sık-
madığt" belırlendı. Başbakanlığa
"çok gizli'" damgasıyla sunulan ra-
pora göre, el sıkmayan kaymakam-
İarla ilgili olarak herhangi bir işlem
yapılamıyor.
Başbakan Tansu ÇiDer" in "büyük
bir yara" olarak nitelediği gerici
kaymakamlann, daha çok Güncy-
doğu'da görev yaptıklan vurgulan-
dı. Hükümetin CHP kanadının da
kadın eli sıkmayan kaymakamlann
hiç değilse -hassas bölgelerde gö-
re\lendirilmemesinr istediği öğre-
nildi. Devlet kadrolannda y ıllardan
beriv avaş yavaş örgütlenmeye çalı-
şan gericilerin. mülki idarenin bü-
yük bir bölümünü ele geçirdikleri
ortaya çıktı. Raporda. imam-hatip
lisesi çıkışlı öğrencilerin büyük ço-
ğunluğunun üniversite sınavlannda
siyasal bilgiler fakültelenni seçtik-
len aynca ele alındı.
Başbakan Çıller'e sunulan ve
gizli tutulan rapora göre, 84"? ilçe-
nin 810'unda görev yapan kayma-
kamlann 364'ü kadın eli sıkmıyor.
Başbakan Yardımcısı Hikmet Çe-
tin'in de dile getirdiği "hanım eli
sıkmaktan kaçınan kaymakam-
lar"ın özellıkle Güneydoğu'da, son
dönemlerde ıse Trakya'da görev
yaptıklan belirtıldi.
1974 yılında CHP-MSP koalis-
yon hükümetinde Oğuzhan Asil-
türk'ün İçişleri Bakanlığı yaptığı
dönemde bakanlık bünyesı yapısı-
nın değiştirildıği ve bugüne kadar
uzanan halkalann temelinin atıldı-
ÇIZMEDEN YUKARI /MUSAKART
1
LONDRA
ZİRVESl
g\ belirtıldi. 1977 yılında Korkut
Ozal'ın İçişleri Bakanlığı dönemin-
de de mülki idarede "takunyalı"di-
>e tabir edılen gericilerin gittikçe
güçlendiği ifade edildi.
1983 vılında iş başına gelen
ANAP hükümetleri boyunca da
İçişleri bünyesinde ve mülki idare-
de görev yapan gerici ve yobaz kad-
rolann sayısının gittikçe arttığı ile-
risürüldü. 1984-1987 yıllan arasın-
da İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı
yapan, 1987 seçimlerinde ise
ANAP milletvekili seçilen Galip
Demirelile 1987-1991 ara-
sında müsteşarlık yapan es-
ki Izmir Valisi ve şımdiki
Sa> ıştay Başkanı Vecdi Gö-
niÛ'ün görev süreleri boyun-
ca bu görüşteki kaymakam-
lann sayısında artış olduğu
öğrenildi. Kaymakamlann
sınavlaalındığını anımsatan
üst düzey bir Başbakanlık
yetkilisi. "Gerçi kayma-
kamlar sına\la alınıyor. An-
cak. bunlan alan İçişleri Ba-
kanlığı kadrosu da farldı bir
göriişte değil. Dolayısıyla bu-
radaki kadro değiştirilme-
dikçe, laik >c demokrat bir
anlayış getirilmedikçe bu ör-
gütlenme sürecektir" dedi.
Içişlen kadrosundaki yo-
baz kadrolaşmaya dikkat çe-
ken bir yetkili son 5-6 yıldır
mülkiye müfettişleri arasın-
da da "kadın eli sıkma-
yan^lann arttığını vurgula-
dı. Söz konusu kaymakam-
lann daha çok hangı bölge-
lerde görev yaptığına ilişkin
bilgi veren bir yetkili ise
şunlan söyledi:
"Bu anîayışta olanlar, kü-
çük ilçelerde, dördüncü sınıf
ilçelende ka\ makamlık yapı-
yorlar. aynca müfettiş olan-
lar da var. Kaymakamlığa sı-
ra>la başlanı>or. Önce 5. sınıf
bölgelerde 3 yıl, sonra mah-
rumiyet bölgelerinde 2 yıl,
sonra da 4. sınıfbölgelerde, il-
çelerde 4yıl görev yapıyorlar.
4. sınıf bolgeler, doğudaki il
merkezleri: 2 yıl iJçelerde gö-
rev vapıvorlar buralarda.
Doğudaki küçük illerdc vali
yardımcılığı ve\a ilçelerde
kaymakamlık yapıyorlar."
îstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Cumhuriyet'e, Istanbul'un sorunlannı ve çözüm önerilerini anlattı:
Göç, ceza veyasakla önlenemezEVİN GÖKTAŞ
ANKARA - Istanbul'un en büyük soru-
nunun hızlı nüfus artışı ve göç olduğunu be-
lirten İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu.
kente göçü. ceza ve yasaldarla önlemenin
mümkün olmadığını belirterek. "Önemli
olan göçü kanalize edebilmekve yaratbğı so-
runlan çözümlemeye çalışmaktır" dedi.
Kozakçıoğlu, bu tempo ile nüfus artışı de-
vam ettiği takdirde, Istanbul'un 2000'li yıl-
larda nüfusunun 14.5 milyonu bulacağını
söyledi.
istanbul Valisi Kozakçıoğlu, Cumhuri-
yet'in sorulannı yanıtlarken: tarihi, doğal
vekültürelzenginliklerininyanındaherko-
nuda büyük bırmerkez özelliğinı taşıyan ve
ekonomik açıdan büyük potansiyele sahip
olan tstanbul'un, Anadolu ve komşu iller-
de yaşayan insanlar için "vazgeçilmez bir
cazibc merkezi" olduğunu anlattı.
Kozakçıoğlu. "Bu nedenle, kentleşme
olayını vaşayan ülkemizde her yıl binlerce
insan, Istanbul'a verleşmek amacıyla gel-
mekte. Son yıllardaki rakam 300-400 bin
arasında değişmektedir'' dedi.
Istanbul'un nüfusunun 1985 yılında yüz-
de 2.4 oranında doğumdan dolayı artarken.
bu oranın 1990'da yüzde 2.l'e düştüğünü
kaydeden Kozakçıoğlu, aynı yıllarda göç-
le gelen nüflısun ise sırasıylayüzde l .7'den
yüzde 2.3'e çıktığını. bunun da İstanbul nü-
fusunun doğumdan değil. göç nedeniyle
yükseldiğini gösterdiğini ifade ettı.
Kozakçıoğlu. insanlann ~işsi/.lik.\atınm
isteğû nüfus arüşı,daha i>i ve rahat \aşam"
yüzünden İstanbul'a göç etmek zorunda
kaldığını söyledi.
Kozakçıoğlu, "Aslında göç olayı tstan-
bul'da yeni bir olay değildir. Osmanlı dö-
neminde Dersaadet'e değil gecekondu
yapmak. şehre göç bile izne bağlıdır. Bu
dönemde Istanbul'un ikjyakasındaki gi-
riş kapılarından İstanbul'a girmenin \e
çıkmanın Mürur Tezkeresi'ne bajjlandı-
ğı bilinmektcdir."
Kozakçıoğlu, sorunlann çözümü için, İs-
tanbul dışında alınması gereken önlemleri
şöyle anlattı:
-Türkiyt genelinde nüfus planlaması ola-
yı önemle ve dikkatle ele alınmau ve halkı-
mızın kolay benimseyebileceği yöntcmlerlc
alınması gereken tedbirierin esası olarakta-
kip altuıda tutulmalıdır.
- Ülkenin kalkınmasından kaynaklanan
yapısal değişimlerin en önemlisi olan eko-
nomik yapıda meydana gelen değişimın so-
nucu olan göçü kanalize etmek için. Istan-
bul'a alternatif cazıbe merkezleri oluşturul-
malı.
- Teşvik tedbirlerinin desteği ile Anado-
lu'nun değjşik yörclerindc sanayi ile birlik-
te \e özellikle büvük istihdam yaratan hiz-
metler sektörüne de ağırlık verilmeli ve sağ-
lanmabdır.
- Anadolu içerisinde GAP projesi gibı
projeler hızla yapabilir, devreye sokabilır
ve Anadolu'ya yoğun hizmet sektörünü gö-
türebilirsek. Anadolu'nun köyünden kal-
kan insanımız doğrudan tstanbul'a değil.
muhtemel daha yakm cazibe merkezlerine
gidecektir.
- İstanbul'u 2000li yıllarda 20 mihonun
üzerindebir nüfusa sahip olarakdüşünmek
ve idari duzenleme ve organizasyonlannı da
buna göre yapmak gerekecektir.
TBMM
Kavgalı
tatil
kararı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türkiye
Büyük Millet Meclsi (TB-
MM). kavgalı bir oturu-
mun ardından, anayasa de-
ğişıkliği görüşmelennin
tamamlanmasından sonra
salı günü tatile girme ka-
ran aldı. Anayasa değişik-
liği, referandûmu gerektir-
meyecek olan 300 ve daha
yukan bir oyla kabul edi-
lirse TBMM, l eylül yeri-
ne l ekimde toplanacak.
DYP. dün sabah topla-
nan TBMM Danışma Ku-
rulu'nda, genel kurulun
anayasa değişikliği görüş-
meleri tamamlanana kadar
aralıksız çalışması ve l
ağustos salı günü tatile gir-
me önerilerini getirdi. An-
cak, Danışma Kurulu'nda
uzlaşma sağlanamadı.
DYP, bunun üzerine öneri-
sini genel kurula sundu.
Önerge hakkında söz
alan Refah Partisi Grup
Başkanvekili Şevket Ka-
zan, anayasa görüşmelen-
nin tamamlanamayacağı-
nı savunarak "Siz bu ana-
yasa değişikliğini birire-
mezsiniz. Halkoy laması
maddesinde ANAP, erken
seçim şarrını getirecek"
dedi.
Turing'den devralınan turistik merkez, Tayyip Erdoğan tarafından açıldı
Çamhca tesisleri ^Refahlaştırıldı9
AYTaTKÜÇÜKKAVA
tstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin büyük
tartışma ve
çekişmelerden sonra 20
Ocak 1995"te Turing'den
devralarak "milli kimlik,
milli kültür, milli kişilik"
esaslanna uyularak
restore ettirdiği Çamlıca
Sosyal Tesisleri, önceki
akşam düzenlenen
törenle hizmete açıldı.
Açılışta RP'lilere bir
konuşma yapan
Büyükşehir Belediye
Başkanı Recep Tayvip
Erdoğan, "Burada
\-abanci menşeli alkollü
ve alkolsüz içki ve
meşrubat satışına izin
verilmeyecek. Halkımıza
Türk meşrubatı ve Türk
yemekleri sunulacak"
dedi. ÇelikGülersoy'un
başkanlığındaki Turing _ ,
tesislerinden biri olan ve
ö a
5
k a n
Istanbullulara çağdaş hizmet
anlayışıyla tarihi ve turistik
mekânında hizmet veren Çamlıca
Sosyal Tesisleri, 20 ocakta
Büyükşehir Belediyesı'ne
devredilirken bu olayı
seçmenlenne "Bir daha Çamlıca
tepesinde içki kokusu
duymayacaksanız" sözleriyle
müjdeleyen Erdoğan. yeniden
restore edilen tesisin açılışını.
verdiği sözü tutmanın büyük
mutluluğu ile önceki gece yaptı.
Açılışın yapıldığı tesıs çevresını
Refahlılar doldururken Çamlıca
Erdoğan açılıştaki konuşmasında,'
tepesinde Istanbullular. gençler ve
heryaştan sevgililer. Boğaz'ı bu
sefer çımenler üzerinde seyre
dalmıştı. Açılıştan haben
olmayan vatandaşlar. türbanlı
kadın ve sakallı erkeklerden
oluşan kalabalık karşısında
şaşkınlıklannı gizleyemezken
siyasetin RP tarafından
Çamlıca'va da sokulduğunu iddia
ettıler. Erdoğan törende yaptığı
konuşmadd. Çamlıca Sosyal
Tesısleri'nın restorasyon
çalışmalannda 4 milyar lira
harcama yapıldığını belirtirken
Bir daha Çamlıca tepesinde içki kokusu duymavacaksınız' dedi.
tesisi eski nostaljik ortamına
kavuşturduklannı ve tarihi
değerlerini koruyarak halkın
hizmetine sunduklannı söyledi.
Erdoğan, RP'lilerin oluşturdugu
topluluğa karşı konuşmasına
şöyle devam ettı:
"Testsler. milli kimlik, milli kültür,
milli kişilik esaslanna uyularak
restore edildi. Burada yabancı
menşeli alkollü \c alkolsü/ içki \c
satışına izin verilme>ecek.
Halkımıza Türk meşrubatı ve
Türk yemekleri sunulacak. Bize
bu işi başaramayacak diyenler
vardı. İşte biz her zamanki gibi
zoru başardık. Vatandaşımız
burada rahatlıkla 10 bin liraya
çay, 15 bin liraya Türk kahvesini
yudumlayarak İstanbul'un
gü/elliğini tepeden
seyredebilecek."
Erdoğan konuşmasından sonra
restorasyonu yapılan tesisi
gezerken akşam namazını da yine
tesisler içerisinde yer alan
mescitte kıidı. Törene, bazı
ilçelerin RP'li belediye
başkanlan, ılçe başkanlan ve
partililer katıldı.
POLİTİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Bir Gecenin Sabahı...
Temmuz yıldızları o lacivertin içinde salkım saçak-
tı. Yasemin kokusu yudumluyorduk. Umutlar dolu-
dizgin koşuyordu gecenin içınden...
Üçüncü kadehten sonra yüzüne baktım.
Gözlerinde yılların acısı, okyanusun öbürucunda-
ki kız çocuğunun belki de yüreğini taşıyordu avuçla-
rında.
Adı Hülya idi ve o geçmişle geleceğin penceresin-
den demiryolu işçılerinin şarkılarını mırıldanıyor, yal-
nızlıklarıyla avunuyordu.
Sigarasını çekıştiriyordu durmadan..1
.
Masada, közde patlıcan ezmesi, beyazpeynir, ka-
lamar vardı...
O, içıyordu...
Evrenin tüm çiçeklerini, gizli sevdalarını bahçeye
taşımıştı...
Ara sıra babasından söz ederdi...
Buca'daki evlerini, çocukluğunun delidolu çılgın-
lıklarını anlatırdı uzun uzun...
Şiirdeokurdu...
Çizgili defterine yazdığı şıirleronun içevrenini, düş-
lerini yansıtırdı.
Tayyar, bembeyaz olmuş saçlarıyla tam Hülya'nın
karşısında oturur, biraz da alaylı bir tavırla karısını iz-
lerdi.
Yıllar önce bir akşam Ada Gazinosu'nda Suat Ta-
şer'le tanıştığında da şiirler okumuştu Hülya. Suat
Hoca rakısından bir yudum almış ve mınldanmaya
başlamıştı:
"Ve günlerden sonra bir gün
Demir aldı limandaki gemiler
O yine sahilde bizimle beraber
O eski yoldaşımız kimsesizlık.
Saat işler
Zaman geçer
Ve insan unuturmuş."
Yine böyle temmuz yıldızları vardı gökyüzünde...
Gecenin bir vaktinde fuarın Lozan kapısında çığ-
lıkçığlığaydık...
Bir köşede ben, bir köşede Muzaffer izgü ve Tay-
yar bağırıyorduk:
Kanlı zamanlar içinde büyüyüp geldik I Uzandı yi-
ğit ellerimiz yeni sabahlara I Güpegündüz karanlığa
yenildik...
Çeşme'de bir sabah belkı de 'cennet plajında' ıs-
lak ve çekingen bakışlanyla bir kız ne benım ne de
onlann farkındaydı.
O eski soluk albümden çıkarılmış fotoğraflar, ge-
cikmiş bir özlemı belkı de yeniden çoğaltmak istiyor-
du...
•••
Yüreğinde sınırsız bir sevinç büyüyordu her za-
man...
Onun düşlerinde çocukluğumu anımsardım. Onun
bakışlarında delıkanlılık denızlerine uzanırdım.
Alsancak Ilkokulu'nun tam karşısındaki köşede
mısır satan çocuğu görmek için kaç kez gittim ora-
ya...
Çocuk çoktan büyümüştü. Ama inat bu ya, çocu-
ğu değil, belkı butikçi Şükran'ı da bulurum zannet-
miştim.
Basmane'de kokoreççi Necmi'yı aradım. Altın-
park'ta meyhaneci Şükrü'yü buldum. Beyler Soka-
ğı'nda dolaştım, Karşıyaka Iskelesı'nde lokma satı-
cılarını bir türlü yakalayamadım.
Kent bana bomboş geldı...
Kordonboyu o eski havasında değildi...
Ya kızları?
Kızlar yine uzun boylu, dar kalçalı ve uzun bacak-
lıydı. lyonya kokuyordu eski çağlardaki gibi. Hepsi
de yanık tenliydı. Dişleri düzgün ve bembeyazdı.
Hülya, şiirlerinı okurken sarhoş oluyordu...
Tayyar, mangalda çıpurayı çeviriyordu...
Tatlı bir serinlik yalıyordu tüm bedenimizi...
Ben çok eskilerde masallar ülkesıne gidip geliyor-
dum. Kendi çocukluğumda yaşayamadıklarımı şim-
dilerde karton oyuncaklara taşıyordum.
Sanınm hiçfarkına varmadan uyuyup uyuyup uya-
nıyordum...
İşte tam o sırada yıldızlar başıma yağıyordu...
• • •
Gözlerimi kapadım yıldızlara inat. Bir eski defter-
den zamansız masallar çaldım. Eski Milas evlerinde
sırılsıklam sevişmeler yakaladım. Yemyeşil bakan
duygulu bir kadının kirpiklerinde körelmiş sevdaları
bileyledim.
Gece, sabahı yakalıyor gibiydi Çatalkaya'nın üze-
rinden.
Şımak'ı düşündüm, Bosna'yı. Çocukların ellerin-
den tuttum 'kirli savaşa' inat. Barışı, dostluğu, kar-
deşliği yücelttım, kimseler duymadan.
Biraz Gaziosmanpaşa'da dolaştım, biraz da Üm-
raniye'de. Gençlerle konuştum, onların alınlanndan
öptüm. Gencecık ölülerın yakınlarına başsağlığı di-
ledim. Kurşunlanan polıslerın gözlerınin içine baktım;
sevgililerini, eşlerini, annelerıni, babalarını, çocukla-
rını kucakladım. Dağlardaki askere, mağaradaki
gençlere seslendim.
Dedim kı:
"Bu oyun bitsin, akan kan dursun..."
Yürüdüm sabaha dek...
Yıldızlar yorgun düştü beni ızlemekten. Onlar da
çekip gitti hiç haber vermeden. Mezarlıkbaşı'ndan
geçtim, Kadifekale'den Körfez'i yudumladım...
Kendi çocukluğumu, delikanlılığımı unuttum.
Uzun bir gecenin sabahındaydım...
Artık beklemekten yorulmuştum...
Ölümünün 8. yılı
V W
Oymen anıldı
tstanbul Haber Şervi-
si- Gazetecı-yazar Örsan
Öjmen. ölümünün 8. yı-
lında mezan başında anıl-
dı. Öymen'in Zincirlikuyu
Mezarlıgı'ndaki kabri ba-
şında düzenlenen törende
konuşan Gazeteciler Ce-
mij;eti Başkanı Nail Güre-
B, Oymen'in meslek ilke-
lerine saygılı ve yargısız
infaz yapmayan bir gaze-
teci olduğunu söyledi. Gü-
rclı. "Vaşadığımız günler,
onun gazetecilik anlayışını
aratıyor. Onu özlüyoruz"
dedi. Güreli, ölen gazete-
cilerin her yıl mezarlan
başında anılmalan yerine,
adlannaödüllerkonularak
ve yaptıklan çalışmalar
değerlendirilerek anılma-
lannı istedi. Anma töreni-
ne, Öymen'in çocuklan ile
ağabeyı Altan Öymen'in
de aralannda bulunduğu
yakınlan, Basın Konseyi
Başkanı Oktay Ekşi ve
gazeteci dostlan katıldılar.
(KUBİLAYTÜNTÜL)