Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 TEMMUZ 1995 PAZAR • • * • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
Eski eserlerin çalınmasını önlemede imamlardan yararlanılacak
tmanilara 'arkeolojik' görev
ERGÜNAKSOY
ANKARA - Vakıflar Genel Müdür-
lüğü ve Diyanet lşleri Başkanlığı'nca
başlatılan ortak bir çalışma çerçeve-
sinde, cami ve medreselerdeki eski
eserlerin çalınmalannı önlemek ve ko-
runmalannı sağlamak için. din adam-
lannın eğıtılmeleri kararlaştınldı. Va-
kıflar Genel Müdürii Fadıl Ünver, dev-
rin özelliklerine göre zararverilmeden
onanlan camilerin Diyanet lşleri Baş-
kanlıgı'na bağlı din görevlilenne tes-
lim edildiğını belirterek "Ahşap işçili-
ğinin en güzel örneklerini teşkil eden
kapılar, müıberler, mermerlcr boyana-
rak,yıkanarak \eya eskidiği düşünüle-
rek bilinçsizce değiştirilip yıpraülmak-
tadır" dedi.
Eski eserlerin korunması ve çalın-
masını önlemede din adamlanndan da
yararlanılacağı bildirildi. Dinadamla-
nnın bilgilendirilmeleri yönünde Va-
laflar Genel Müdürü Fadıl Ünver ve
Diyanet lşleri Başkanı Mehmet Nuri
Yılmaz tarafından ortak bir çalışma
başlatıldığı, eski eserlerin korunmala-
nnı sağlamak ve çalınmasını önlemek
için hazırlanacak kitapçığın din adam-
lanna dağıtılacağı kaydedildi.
Vakıflar Genel Müdürü Fadıl Ünver,
lcurum olarak eski eserlere zarar ver-
meden onanm yaptıklannı ve bunu ge-
lecek nesillere aktardıklannı söyledi.
Onanmı yapılan abide, cami ve dini
mekânlan Diyanet lşleri Başkanlığı'na
bağlı din görevlilenne teslim ettikleri-
ni anımsatan Ünver, şunlan söyledi:
"Bu tarihi ve kutsaJ mekânlar, o çev-
Camilerde ve medreselerdeki eski
eserlerin çalınmasını engellemek ve
korunmasını sağlamak için, din
adamlannın eğitilmeleri yönünde
Vakıflar Genel Müdürlüğü ile
Diyanet lşleri Başkanlığı'nca ortak
bir çalışma başlatıldı. Diyanet lşleri
Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz,
cami ve dini mekânlardan çalınan
eski eserlerin sayısını saptamak için
müfettiş görevlendirdi.
rede bulunan cemaat ve ibadete gelen-
lerce korunmastna karşın, zaman za-
man iyi niyetlc bilinmeden zarar da ve-
rilmektedir. Türk sanatının zirvesinde-
ki ahşap işçiliğinin en güzel örnekleri-
ni teşkil eden kapılar, minberier, mer-
merier ve taş işçiliğinin en güzel örnck-
leri bilinçsizce yıpranlmaktadır. Bu
yıpratılma uygulamasının başında, es-
ki eserlerin boyanması ve temiz olsun
diye suyla yıkanması geliyor. Oysa es-
ki eserlerin suyla yıkânması büyük tah-
ribata neden oluyor. Eskidiği düşünü-
lerek kapılar değişririlhor \e \erine ye-
ni kapılar takılryor. Taş işçiliğinin en iyi
örneklerini oluşturan du\arlara lev ha-
lar asılıyor. çiviler çakılıyor. Değerü çi-
ni işlemeleri değiştirilip seramik döşe-
niyor. Yiiz yillık riahlar. eskidiği düşü-
nüierek yenileriyle değiştirilmeye çab-
şılryor. Zaman zaman bu şekilde tarihi
eser kayıplan oluyor. Oysa, bu işlemler
yapılmadan önce kurumumuzun ha-
berdar edilmesi gerekjyor."
tbadet yeri ve kutsal mekânlar ol-
masına karşın, zaman zaman camiler
ve medreselerde eski eserlerin çalındı-
ğma dikkat çeken Ünver, her anıt ese-
ri korumakla yükümlü bir bekçi gö-
revlendirmenin de mümkün olmadığı-
m belirtti. Ünver, görüşlenni şöyle di-
le getirdi: "Onanm işi bittikten sonra
camileri din adamlanna teslim ediyo-
ruz. Bu nedenle. kurum olarak Diya-
net İşleri Başkanhğı'yla işbiriiğini ge-
liştirmey i karariaşürdık. Çünkü cami-
leri bekleyen imamlardır. Eski eserlere
yapılan bilinçsizce müdahaleler sonu-
cu. eserin kurtanlması zorlaşmakta ve
otantik dokusu kaybolmaktadır. Diya-
net İşleri Başkanlığı'yla yaptığjmız iş-
biriiğj çerçoesinde. abide \e eski eser
niteligindeki camilerimiz \ e küitür var-
lıklanmızın korunmasını sağtayacak,
restorasyon açısından sakıncalı müda-
haleleri engelleyecek ayruıtılı bir reh-
ber kitap hazniamayı kararlaşbrdık.
Hazırianan bu kitaplar. din görevüleri-
ne dağıtılarak bilgilenmeleri sağlana-
cak. Eski eserlerin korunması sadece
devletin görevi değildir. Halkın da bu-
na yardımcı olması gerekir. Din adam-
lanna da bu konuda büyük görevter
düşüyor."
Unver, eski eserlerin korunması ve
çalınmalannı önlemek için din adam-
lanna uzmanlar tarafından seminerler
verilmesini detasarladıklannı sözleri-
ne ekledi. Diyanet lşleri Başkanı Meh-
met Nuri Yılmaz da abide cami ve di-
ni mekânlarda son zamanlarda "hırsız-
lık otaylannın" arttığına dikkat çeke-
rek "Abide cami ve dini mekânlardan
çahnan eski eserlerin saptanması için
kurum olarak müfettiş görevlendir-
dik" dedi.
Menzir'e ödül
lstanbul Haber Servisi - Istanbul
Milletlerarası Lions Kulübü Derne-
ği, lstanbul Emniyet Müdürü Necdet
Menzir'e Prof. Dr. Fahrettin Ke-
rim Gökay ödülünü verdi. Men-
zir'in, lstanbul'ayaptığı katkılardan
dolayı bu ödülü almaya hak kazan-
dığı açıklandı. Menzir yaptığı ko-
nuşmada, lstanbul'da son günlerde
polise karşı saldınlann kimsenin
moralini bozmaması gerektiğini be-
lirtti. (Fotoğraf: KEREMILGAZ)
Ağar ve Menzir, yaralı
polîsleri ziyaret etti
Bakan Kurt
tarafik
kazası
geçirdi
• Bakanın sağlık
durumunun iyi olduğu,
sol köprücük kemiğinde
kınk tespit edildiği
bildirildi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Samsun'a gitmek
üzere yola çıkan Devlet Ba-
kanı Nafiz Kurt makam ara-
cının, Çorum-Merzifön kara-
yolunun 35. kilomerresınde
dün saat 01.30 sulannda tak-
la atması sonucu yaralandı.
Kurt'a ılk müdahalenın, kal-
dınldığı Merzıfon Asken Ha-
va Hastanesı'nde yapıldığı,
buradan da askeri helıkopter-
le Ankara Bayındır Tıp Mer-
kezı acil servisinde tedavi al-
tına alındığı öğrenıldı.
Yapılan açıklamada,
Kurt'un, "Yapılan nöroiojik,
ortopedik, genel cerrahi ve
kardiyovasküler cerrahi tet-
kiklerindt
1
genel durumunun
iyi» bilincinin açık. sol köprü-
cük kemiğinin kınk olduğu
saptanmtşür" denildi.
Kurt'u. hastaneye getinl-
mesınden sonra lçişlen Ba-
kanı Nahit Menteşe ve DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Halh Dağlı ziyaret ettiler.
Hastaneden çıkarken gazete-
cılenn sorularını yanıtlayan
Menteşe, kazanın yolun kay-
gan olmasından ya da aracın
virajı tam alamayıp takla at-
masından kaynaklanmış ola-
bıleceğıni söyledi. Kazada
yaralanan ıki polisin de ayak-
ta tedavi edildiği bildirildi.
İstanbul Haber Servisi - Emniyet
Genel Müdürü Mehmet Ağar ile
lstanbul Emniyet Müdürü Necdet
Menzir, önceki gün
Gaziosmanpaşa'da uğradıldan
bombalı saldın sonucu yaralanan
polisleri ziyaret etti.
Ağar, olayı gerçekleştirenlerin en
kısa sürede yakalanacakJannı
söyledi. Mehmet Ağar ile Necdet
Menzir, dün yaralı polislerin
tedavi gördukleri özel Doğancan
ve Hayat Hastaneleri ile lstanbul
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi'ne giderek geçmiş olsun
dileklerini ilettiler. Mehmet Ağar,
ziyaret sırasında yaptığı
açıklamada. polisin yüksek
disiplin ve moral ile görevine
devam ettiğinı belirterek,
"Yakın ve makul bir süre içinde
arkadaşlarımızın çalışmalan
sonuçlanacaktır. Bunlar
gangsterdirler.
Gangsterliklerine ideolojik kılıf
uydurmuşlardır.
Kısa süre içinde
yakalanacaklardır" dedi.
Necdet Menzir de doktorlardan
aldığı bilgiye göre yaralı polislerin
hepsinin hayati tehlikeyi atlattığını
belirterek şöyle devam etti:
"Galata Kulesi'ne çıkıyorlar,
cezaevinde gösteri düzenliyorlar.
Amaçları kaybettikleri
prestijlerini kazanmak. Ancak
kimse artık bunlara itibar
etmiyor."
Menzir, önceki gün gözaltına
alınan lise öğrencisi G.A'nın
sorgulanmasına devam edildiğini,
ancak şu aııa kadar olayla
doğrudan bir bağlantısına
rastlanmadığmı sözierine ekledi.
Başbakan böyle konıışamaz• Baştarafı 1. Sayfada
dürmektedir. Başörtüsünün dinsel
yönden zorunlu olmadığı gerçeği bir
yana, bunun siyasal iktidann buyru-
ğundaki okullar yerine üniversite ve
yüksekokullarda yaygmlaştınlmak is-
tenmesinin nedeni, kullanılış amacı
üzerinde bile durulmamaktadır. Şeriat
devleti, din devleti özlemcilerinin bi-
rer flama niteliğinde kullandığı başör-
tüleri, tarikat simgeleri gibi dalgalan-
maktadır. Üstelik TBMM'nin bile gö-
zardı edemeyeceği Anayasa Mahke-
mesi kararlanna karşın!..
Hukuksal durum: Yükseköğretim-
de başörtüsü kullanma olanağını geti-
ren yasa kurallan, Anayasa Mahkeme-
si'nin 7.3.1989 günlü. esas 1989/1, ka-
rar 1989'12 sayılı karanyla iptal edil-
miştir. Atatürk ilkelerini, özellikle la-
ikliği. Türkiye Cumhuriyeri için özgün
yeri ve önemiyle vurgulayan bu karar,
Resmi Gazete'nin 5.7.1989 günlü
20216. sayısındayayımlanmışhr. Ikin-
ci kez korsan madde durumunda yü-
rürlüğe konulan kural da Anayasa
Mahkemesi'nin 9.4.1991 günlü, esas
1990/36. karar 1991'8 sayılı karanyla
iptal edilmiş. Resmi Gazete'nin
31.7.1991 günlü, 20946. sayısındaya-
yımlanmıştır. l'er karşı oyla ve 10'ar
oyla alınan bu kararlar, anayasanın
153. maddesinin son fıkrası gereğince
yasama, yürürme ve yargı organlany-
la türn yönetım yerlerini, gerçek ve tü-
zelkişileri bağlamaktadır. Anayasa
Mahkemesi kararlan Başkan Özden'in
deyişiyle "yalnız kelebekleri bağlama-
maktadır*"
Karar gerekçesiyle bırlikte bir bü-
tün olup her düzeydeki düzenlemede
gözetilecekbiranayasal öngöriidür. tp-
tal karanyla bir yasa kuralı kalmadığı,
herkesın istediği gıbi konuyu düzenle-
yeceği savunulamaz. Anayasa Mahke-
mesi'nin kararuıa, tersine içerikli bir
kararla kaldınhnış sayümadıkça yü-
rütme organı ve tüm yönetim yerieri
uymak zorundadır. Karan dışlayan ya
da etkisiz kılan her işlem ve eylem so-
nımluluk getirir.
Yasama organı Anayasa Mahkeme-
si'nin kimi kararlanna karşı direnme
ya da sonuçsuz kılma niteliğinde ku-
rallar yürürlüğe koyma ya da verilen
süreye karşın boşluğu doldurmaktan
kaçınmaalışkanlığından dönmemiştir.
Anayasa Mahkemesi kararlanna kar-
şı yasa çıkarmak biçimsel yönden ge-
çerli sayılsa da hukuk devletinde ve
anayasal demokrasi çağında bu tür
davTanışlar asla gerçekçi ve geçerli ola-
maz. Bu durumda her yönetim yeri,
doğal olarak > ükseköğretim kurumla-
n Anayasa .Mahkemesi karanna uv-
gun düzenlemeler yaparak sonın ya-
ratmayacaklardır.
Ne var ki yükseköğretim kurumla-
nnda başörtüsü bir direnmeve inat ara-
cı olarak giderek yaygınlaşmaktadır.
Sorumlulan sırasıyla siyasal partiler,
kimi millervekilleri, YOK (özellikle
başkanı) kimi rektör, dekan, öğretim
üyesi ve yöneticilerle kimi yargı ku-
rumlandır. Siyasal partiler, Anayasa
ve Siyasi Partiler Yasası gereğince sa-
vunmasalar da karşı çıkmamakla yü-
kümlü olduklan laiklik ilkesine gere-
ken değeri vermemekte, kimileri kal-
dınlmasına çalışmakta, izlemekle so-
rumlu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı-
lığı da anlaşılmaz bir tutumla kötüye
gidişi sevretmektedir. Kimi milletve-
killeri dokunulmazlıklanna güvenerek
öğretim üyelerine baskı yapmakta,
gözdağı vermekte, gereksiz şikâyet ve
kovuşturmalarla çekinmelerine neden
olmaktadır. Kimi rektör ve dekanlarla
bölüm başkanlan ise öğretim üyele-
rinden polislik ve bekçilik istemekte,
laiklik ilkesini savunmak şöyle dur-
sun. korumak andı içip de unutan ki-
mi miriervekilleri gibi kaldınlması için
çabalara girişmektedir. Kimi aileler de
çocuklannın şeriat kurallanyla yetiş-
mesini isteyerek bağnazlık olaylanna
kanşmaktadır. Avrupa Insan Haklan
Komisyonu'nun diplomalarabaşı açık
fotoğraf yapıştırma gerektiğine ilişkin
karanna karşın başörtüsüne ödün ve-
ren YÖK'ün zorlamasıyla fotoğrafsız
diploma verilmektedir. YÖK Başka-
nı'nın başörtülü fotoğraf yapıştınlma-
sı için telefon ettiği dekanlardan söz
edilmektedir. Durum acıdır. Laikliği
korumaya çalışanlar yalnız bırakıl-
makta. tehdit edilmektedir. Devlet ör-
gütündeki dinsel kadrolaşma, tarikat
bölünmeleri ve kimi bakanlıklann
Türk-lslam sentezcisi gerici ve tutu-
culann eline geçtiği, kimi belediyele-
rin Atatürk ve laiklik karşıtlannın ka-
rargâhı durumuna geldiği söylemleri
artmaktadır. Hiçbirönlemalınmamak-
tadır. Dünyada Müslümanlann çogun-
lukta bulunduğu ülkeler arasında îsla-
miyetin en özgür ve en iyi biçimde ya-
şandığı yerin Türkiye olduğu unurula-
rak dinsel sömürü alabildiğine yürütül-
mektedir. Halk dalkavukluğu ve bağ-
nazlık yanşıyla süslenerek...
Ya Başbakan'm yapüklan!
Cumhuriyetin niteliğini değiştirme
çabalanna karşı çıkmayan, bakanlıkla-
n temizlemeyen Başbakan, partisinde
tutuculan yanına. yakınına almış, ezan
edebiyatıyla. başörtülü görüntülerle
Refah'ın önünü keseceğini sanmıştır.
Oysa öbür siyasal partiler, Refah'laş-
tıkça Refah kazanmaktadır. Bunu gö-
remeyecek. anlayamayacak duruma
düşenlerin siyasal gelecek beklentile-
ri büyük bir aldaniştır. Günde 13.5 ca-
minin yapıldığı Türkiye'de. Diyanet Iş-
leri'ne verilen kadrolar, vakıf destek-
leri, kurslar, pansiyonlar, yurtlar, ce-
maat evleri yetmiyormuş gibi il, ilçe
sözleri, üniversite oluşumlanyla smır-
sız bir ödün dönemi açılmıştır. Başba-
kan'ın 19Temmuz 1995'te Malatya'da
söyledikleri üzücü olmaktan öte tam
bir teslimiyet belirtisidir. Anayasa
Mahkemesi Başkam'nın 25.4.1995
yıldönümü töreninde kınadığı tarikat
liderlerine ilgisini "ezan sesini bütün
Atina'daki son yirmi yıhn en büyük orman yangmında y üzlerce ev kül oldu.
AtüıaMa büyük yangm
ATtNA (AA) - Atina'nın kuzey
banliyösünde, zengin çam ormanlanyla
kaplı Pendeli Dağı'nda dün çıkan orman
yangınında yüzlerce ev ve fabnkayla
ülkenin en büyük çocuk hastanesi kül
oldu.
Fırtma nedeniyle 50 kilometrekarelik .
bir alanda süren son 20 yılın en büyük
orman yangını, Dionisos, Nea Makri,
Rafina, Pikermi, Drafi ve Anthusa
belediyelerine bağlı yerleşim bölgelerini
etkiledi, on binlerce Yunanlı panik
içinde evlerini terk etti.
Fırtına, yangın söndürme uçaklannın
uçuşunu engellerken bölgeye gönderilen
Yunan tugayına bağlı askerlerle çevre
illerden gelen itfaiye ekipleri, yangını
kontrol altına alamadılar.
Pendeli'deki yangmın söndürülmesi için
kurulan koordinasyon komitesi, şu ana
kadar can kaybı olmamasının tek teselli
olduğunu açıkladı. Yunanistan, yangmın
söndürülmesi için AB üyesi ülkelerden
yardım istedi.
Devlet borç batağında
• Baştarafı 1. Sayfada
borç stoku da 71 milyar 581 milyon
dolara yükseldi. Bütçesi, revize edile-
rek 1 katrilyon 331 trilyon liradan 1
katrilyon 400 trilyon liraya yükseltilen
Türkiye'nin borç stokuna ilişkin ra-
kamlannın da 15 haneye ulaşması üze-
rine gündeme getirilen 'liradan üç sı-
fir atma' projesi, henüz yasama geçi-
rilemedi.
Uluslararası para piyasalanndan
planladığı düzeyde kredi alamayan hü-
kümetin geçen yıl yüriittüğü yüksek
faizli, kısa vadeli iç borçlanma politi-
kası, bu yıl da sürdürüldü. Geçen yıl
sonu itibanyla 799 tnlyon lira olan iç
borç stoku, haziran sonunda 1 katril-
yon 107 trilyon liraya yükseldi. Aynı
dönemlerde 65 milyar 601 milyon do-
lar olan Türkiye'nin toplam dış borç
stoku 71 milyar 581 milyon dolara çık-
tı. Dış borç stokunun 58 milyar 415
milyon dolan uzun ve orta vadeli, 13
milyar 166 milyon dolan da kısa vade-
li borçlardan oluşuyor.
Kamu kesiminin toplam borç yü-
kümlülüğü de 1 katrilyon 107 trilyon
lirası iç, 51 milyar 545 milyon dolan
da (bugünkü kur üzerinden yaklaşık 2
katrilyon 293 trilyon lira) dış borç ol-
mak üzere toplam 3 katrilyon 401 tril-
yon liraya ulastı.
Hazine, toplam 51 milyar 545 mil-
yon dolara ulasan dış borç yükümlülü-
ğüne ek olarak bu ay Japonya'ya yap-
tığı 800 milyon dolarhk tahvil ihracı-
nın yanı sıra eylül ayında da Avrupa pi-
yasalanna 1.5 milyar dolarhk devlet
kâğıdı satmayı programlıyor.
Hazine'nin geçen ay sonu itibanyla
1 katrilyon 107 trilyon 332 milyar li-
raya ulasan iç borç stokunun 419 tril-
yon 367 milyar lirasmı tahvil, 2 trilyon
416 trilyon lırasını kur farklan, 579
trilyon lirasını bono, 105 trilyon lirası-
nı da Merkez Bankasf ndan bütçenin
yüzde 12'si oranmda çekilebilen kısa
vadeli avans toplamı oluşturuyor.
OLAYLARIN
ARDINDAKI
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
can'daki Ermeni işgali ve
Çeçenya'daki sorunlarla
iç içe yaşıyoruz; bütün bu
olaylar, kamuoyunu iç po-
litika sıcaklığıyla kavrıyor.
Bulgaristan, Arnavutluk
ve Makedonya ile "Askeri
Güvenlik Belgesi" imzala-
yan Türkiye'nin, Balkan-
lar'daki safını beliriediği ve
cephesini aldığı resmen
görülüyor. Gerçi imzalanan
belgeler banşı amaçlamak-
ta, saldırgana caydıncılık
mesajı vermektedir; ama,
Balkanlar'daki her ülkenin,
bu belgeleri, "Tiran-Sofya-
Üsküp-Ankara" mihverin-
de bir adım olarak yorum-
layacagı kesindir. Daha
açık deyişle, yann öbürgün
çıkabilecek bir Balkan sa-
vaşında, kimin ne yanda
olabileceğinin göstergeleri
somut biçimde ortaya çıkı-
ycx. Yunanistan'ın, elinden
gelse Makedonya'yı birka-
şık suda boğacağını söyle-
meye gerek yok...
Türkiye'nin, dün Doğu
Bloku içinde bulunan eski
komünist ülketerle imzala-
dığı yeni belgeler, dünya-
nın pek kısa sürede ne öl-
çüde degiştiğini de göste-
riyor.
Bosna-Hersek'teki Sırp
vahşeti, bir insanhk dramı-
dır, ancak, Sırplann saldın-
lan bir yerde durdurulama-
dığı zaman, ateşin daha da
büyüyeceği, tüm Balkan-
lar'ı ve belki de dünyayı sa-
rabileceği kuşkusu, yaba-
na atılamayacak türden bir
soru işaretini gündeme ge-
tiriyor.
Türkiye ayağımızın
altından gidiyor.
T.EJVLA.
Türkiye Erozyonla
Mücadele,
Ağaçlandırma ve Doğal
Varlıklan Koruma
Vakfı
Tel.: (0212) 281 10 27
268 09 85
dünyaya huşu içinde dinfetmek" göre-
viyle genişleten Başbakan. ülkemizde
kimsenin namazma, orucuna, camisi-
ne engel olunmadığını bılmiyor mu ki
yok mu ki "Her şeyin önünde din ve
vkdan özgürlüğü istjyorum" diyebil-
mektedir? Büyük Atatürk'e borçlu ol-
duğumuz ezan dinleme ve namaz kıl-
ma özgürlük ve mutluluğunu yadsı-
yanlara destek vermek acıdır. "Yazık-
lar olsun" denilse yeridir. Dinsel ay-
nmlar az geliyormuş, Sünni-Alevi ay-
nmı tehlikeli boyutlar almıyormuş gi-
bi aymazlık, onanlması ve giderilme-
si güç zararlara neden olabilır. Ateşle
oynandığının ayırdında olmak gerekır.
Cerrahpaşa'dan sonra, 9 Eylül Tıp Fa-
kültesi'ndeki olaylan Sıvas Yükseko-
kulu olayının izlemesi bir rastlantı de-
ğildir. Bu, yeni bir deneme alanıdır.
Harp okulundan çıkanlanlann bilinen
bir dernekte açıklama yapmalan. eği-
ümi ve amacı bilinen medya kesiminin
çabalan boşuna değildir. Bunlar, Tür-
kiye düşmanlannın ortak amaca yürü-
yüşlerinin kendilerince gerekli yön-
temleri ve evreleridir.
Başörtüsü takmayan Müslüman de-
ğilmiş ya da Müslüman sayılmak için
başörtüsü zorunluymuş gitrt üstelik
hukuk devleti gereklerini hiçe sayan
anlayış sakatlıklan ödüllendirilmekte-
dir. Başbakan, anayasanın üstünde ve
dışında değildir.
Değiştirtmeye çalıştığı anayasanın
devrim yasalanna ilişkin 175. madde-
sini, Anayasa Mahkemesi kararlanyla
ilgili 153. maddesini, cumhuriyetin ni-
telikleriyle ilgili 2. maddesini bilmiyor
mu? Devletin sokağa ve özel yasama
kanşmadığından habersiz mi? Yükse-
köğretimin kendi koşullanna uygun
çağdaş ve uygar düzenleme hakkını
unuttu mu? lstanbul sokaklannın ka-
rarmasını içine sindiriyor mu? Yann-
larda yargıç, savcı, polis ve subay ha-
nımlann başörtüsü kullanmalanna kat-
lanacak mıdır? Gidişin niçin ve nere-
ye olduğunun bilincinde değil midir?
Böyle ise gerçekten yazık. Başbakan,
bu değişik biçemli yinelemelerinin
kimleri yüreklendirdiğini, ülkeye neye
mal olduğunu görmüyor mu? Buyru-
ğundaki Diyanet tşleri Başkanlığı'na
"Laiklik din düşmanltgı defildir, Ata-
türk, din düşmanı değUdi" dedirteme-
yen bir Başbakan'm sözlerle, sunduğu
olanaklarla aldığı alkışlara kanılma-
malıdır. Ulusun yüreği titremektedir.
Bölgenin ya da ilin özelliğine göre ok-
şayıcı, ödün dolu konuşmalarla bir ye-
re vanlamaz.
Son söz:
Bir başbakan öncelikle ve güçlü bi-
çimde Anayasa Mahkemesi kararlan-
na uymalı ve onlan savunmalıdır. Hu-
kuk devletini gerçekten benimseyen
bir başbakan için bu tutum savsaklan-
ması olanaksız, mutluluk veren bir
görevdir. Batı'da bu gereğe karşı çıkan-
lar değil başbakan, milletvekili adayı
bile olamazlar.
iyi
odulEricsson 337, GSM dünyasının Oscar'ı olarak bilinen
CAESAR "1995 Yılı En İyi Cep Telefonu Ödülü"nü kazandı.
Üst üste iki yıl kazandığı bu ödülle Ericsson, ürettiği
cep telefonlarının teknik mükemmelliğini, güvenilırlik ve servis
kalitesini tüm dünyaya bir kez daha kanıtladı.
Ericsson GH 337'nin, kazandığı "1995 Caesar
En iyi Dijital Dizayn". "En İyi Servis" ve
"Kullanıcıyı Bilinçlendirme" ödülleriyle de
rakip tanımadığı bir kez daha onaylandı.
ERİCSSON
^ _L.I.U1
ERICSSON'unuzda
garantı etiketı
bulunmasına
dikkat edıniz.
CEP TELEFONUNDA ERİCSSON
Ericsson Yetkili tthalatçılan:
9*OM~miPo!iA.f. Tel: (0216) 410 85 00 (6 hat)
Ericssoı Yetklll Sarvte Laboratuvarian:
Genel Pazarlama _ , , * — - — . —*»— * — * — # - * ı__â.»
Sanayi « Tkaret A.ş. Tel: (0212) 287 17 17 (10 hat)
tstanbul Avrups , ^ . ' 2 , 237 3100; Istarbuı *na(Wu (0216ı 342 89 90, Ankara (0312) 22112 61 438 76 33, Izmır (02321486 2168; Mersın (0324) 328 54 33; Antalya (0242) 243 47 86