18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12NÎSAN1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 YARIŞMA Bayır ödülü sonuçlandı • Kiiltiir Servisi — 1990 yıhnda romana verilmesi kararlaştınlan Ferit Oğuz Bayır Düşün ve Sanat Ödülü, Mehmet Güler'in yayımlanmış 'tstanbul Kanath Ben' adlı yapıtı ile Hidayet Karakuş'un yayımlanmış 'Uykusu Derin Şehir' adh romanına verilmesi seçici kurulca kararlaştınldı. Ayrıca aday yapıtlar arasında M.Sadık Aslankara'nın yayımlanmamış 'Kör Memdali'nin Çmar Ağacı' adlı romanı Nadir Gczer'in yayımlanmış 'Boşluktaki Adam' adlı romanı da Ferit Oğuz Bayır Özel ödülü ile değerlendirildi. Seçici kurul, Başkan Vedat Günyol, Talip Apaydm, Mehmet Başaran, Fakir Baykun, Sami Karaören ve Emin Özdemir'den oluşmaktaydı. Ödüller, Köy Enstitüleri'nin 51. kuruluş yıldönümünü de (17 nisan Şeker Bayramı'na rastladığı için) değerlendiren bir törenle, ödül koyucunun oturduğu İzmir'in Foça ilçesinde 4 Mayıs 1991 cumartesi günü törenle sahiplerine verilecek. Kağan Güner'e ödül • Kültür Servisi — UNESCO'ya bağh Asya Kültür Merkezi tarafmdan 1978 yüından bu yana her iki yılda bir düzenlenen 'Noma Concour-Çocuk Kitabı Resimleme Yanşması' sonuçlandı. 41 ülkeden 237 çizerin katıldığı ve gelişmiş ülke çizerlerinin kaulamadığı bu yanşmada Kağan Güner birincilik ve ikincilik ödüllerinden sonra gelen 10 kişilik mansiyon listesine girdi. Büyük ödülü Kübalı Enrique N.Martinez Blanco'nun, ikincilik ödüllerini de Endonezyah Salim M. ile Sudanh Mahmoud Gahalla Ahmed'in aldığı yanşmaya Kağan Güner, Redhouse Yayınevi için resimlediği, ancak yayımlanmamış bulunan 'Yaralı Yüz' adlı bir Kızılderili masaJıyla katılmıştı. Bu sıralarda Ingiltere'de yaşamakta .olan Kağan Güner'in 3-16 mart tarihlerinde Londra'da ' 'Subtitles-Alt Başhklar' adlı bir de reshn sergisi yer aldı. Işkence Kurbanları Tedavi Merkezi tarafmdan finanse edilen sergide Güner'in 42'si renkli toplam 62 çalışması yer aldı. Bu resimlerden bir bölümü kartpostal olarak basıldı. TELIF HAKLARI Dilmen ve Kenter karşı karşıya • Kültür Servisi — Oyun yazarı Güngör Dilmen "Ben Anadolu" adh oyunuyla ilgüi yaptığı basın toplantısında, Yıldız Kenter'in Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve telif haklannı hiçe saydığını söyledi. Dilmen, Yıldız Kenter'in, oynadığı, "Ben Anadolu" için döküm vermeden ödemede bulunduğunu, eksik ödemeler yaptığını ve hiç telif hakkı ödemeden dış turneler yaptığını iddia etti. Bir yıl önce noter ihtarnamesiyle oyununun Yıldız Kenter tarafmdan oynanmasını engelleyen Güngör Dilmen şunları söyledi: "Yıldız Kenter bu kez daha pervasız bir hamle yaptı ve oyun metninin mülkiyeti ona aitmiş gibi, böyle bir oyunun yazılma fikri ondan gelmiş ve hatta 'Ben Anadolu'yu birlikte yazmışız gibi sözler söyledi. Bugüne kadar ne Yıldız Kenter bir oyun yazmıştır ne de ben bir oyunumu ikinci bir kişiyle yazraışımdır. Bu oyunun yazılma fıkrinin ise, oyunu tngilizceye çeviren TalaYS. Hamman'dan geldiğini Yıldız Kenter bir ABD yayın organında kendisi söylemiştir. (Wall Street Journal). Kısaca Yıldız Kenter resmen yalan söylüyor". Kenter Tiyatrosu'nun kendisiyle telif hakları konusunda hiçbir yazıh anlaşma yapmadığını, bugün bu anlaşmayı yapmak istedikleri halde kendisinin bunu istemediğini belirten Dilmen "Eğer oyunu önümüzdeki hafta Danimarka'da oynarsa bu korsan bir gösteri olacaktır ve buna karşı maddj ve manevi tazmina! açacağız" dedi. Bu arada görüşlerine başvurduğumuz Yıldız Kenter ise söylenilenlerin doğru olmadığını belirterek kendisinin de bugün bir açıklamada bulunacağını bildirdi. SIHEMA Filmlere Ingiliz sınıflaması • ANKARA (AA) — Türk filmleri için Ingiliz usulü sımflama geliyor. Kültür Bakanlığı Ingiliz fihn smıflamasına benzer bir sistemi Türkiye"de uygulamaya koymak için çalışmalar yapıyor. Yeni sistemde, fümlerin yaş durumuna göre izlenebilirliği filmin jeneriğinden, işaret ya da rakamla belirtiliyor. Logodaki " U " harfi tüm seyircüer için, "18" rakamı 18 yaşve üzeri için", PG işareti anne ve babalarla izlenebilecek fihnleri, "R-18" de sadece sex-shoplarda gösterilebilecek "hardcore" fihnleri belirtiyor. "British Board of film clasification" sınıflaması, ANAP Kırşehir Milletvçkilı Gökhan Maraş tarafmdan hazırlanan ve TBMM'de bekleyen yasa önerisindeki yaş smıflamasına benzer özellikler taşıyor. Tüm afişlerde de filmin özelliklerini belirten işaretlerin yer aldığı sistemin denetimi, sinema sektörünün özdenetimi ile gerçekleşiyor. Uymayanlar için büyük para cezaları uygulanan bu sistem, video kasetleri için de uygulanıyor. TİYATRO Çocuk Tîyatroları Şenliği I Kiiltiir Servisi — Şehir Tiyatroları'nın geleneksel hale getirdiği "Çocuk Tiyatroları Şenliği"nin 7.si 22-28 nisan tarihleri arasında Şehir Tiyatrolan'nın tüm sahnelerinde birden gerçekleştirilecek. Bu yılki '">. Çocuk Tiyatroları ŞenliğP'ne Şehir Tiyatroları altı oyunla birlikte katıhyor. Halen sahnelenmekte olan "Kırmızı Pabuçlar", "Barış Kervanı", "Kutuda Rahat Dur" ve "Mavi MasaP'ın (yukanda) dışmdaki yeni sahneye konan "Peter Pan" ve "Hansel ile Gretel" Şehir Tiyatroları'nm yeni çocuk oyunlan. Aynca Türk Ticaret Bankası "Dağ Denize Kavuştu", Barış Oyuncuları "Ali ile Tipitoş", AÇOK "Değişim 1- Arkadaşım Yok", Ziraat Bankası "Ormandaki Sır", İdil Abla Çocuk Tiyatrosu "Çekirge Bir Sıçrar", Tiyatro Elele "Alaaddinin Sihirli Lambası", Sarıyer Halk Eğitim Merkezi "Ayının Fendi Avcıyı Yendi", "Gozort", Berrin Şahinler "Çocuk Korosu", Arkadaş Çocuk Tiyatrosu "Ayının Fendi Avcıyı Yendi", İl Halk Kütüphanesi oyunculan "Pinokyo", Tiyatro Insan "Güvercinler Dosttur", Kartal Sanat Işliği "Dostluk Şarkısı", Kocaeli Bölge Tiyatrosu "Ali ile Velinin Sihirli Sandığı", Istanbul Devlet Tiyatrosu "Masal Bahçesi", Tevfık Gelenbe Tiyatrosu "Mutluluk Adası" ve Kartal Belediyesi Çocuk Tiyatrosu da "Ayının Fendi Avcıyı Yendi" adlı oyunlarla şenliğe katılıyorlar. SEVEMA/iOtLLA DORSAY Tornatore, yeni ve modern Italya'da hoşlanmadıklannı açıkyüreklilikleyansıtıyor Geçmîşîn güzeUilderine ağıtHerkesin Keyfi Yerinde (Stanno Tutti Bene) / Yönetmen: Giuseppe Tornatore / Senaryo: G. Tornatore, Tonine Guerra / Görüntü: Blanso Giurato / Müzik: Ennio Morricone / Oyuncular: Marcello Mastroianni, Michele Morgan, Marino Cenna, Roberto Nobile, Valeria Cavalli, Norma Martelli, Salvatore Cascio / Bir İtalyan-Fransız ortak yapımı / 2 saat (Şişli-Kent/2) Evet, kuşku yok... Giuseppe Tornatore önemli bir yönet- men... "Cemıet Sineması"nda- ki başansı bir rastlantı değıl. Bu yeni filmi de "Cennet Sinema- sı"nı sevenler başta, herkesin görmesi gereken hoş bir film, mevsimin en güzel sürprizlerin- den biri. Çünkü Tornatore, duygusal olmaktan, "romantik" diye ni- telenmekten, hatta kimileri tara- fından "muhafazakâr", giderek "gerici" diye damgalanmaktan korkmuyor. Duygusallığını da, geçmişe özlemini de, yeni ve "modern" ltalya'da hoşlanma- dıklannı da, aynı açık yürekli- likle ortaya döküyor. Bir turlü bir araya getiremediği, üstelik kaç zamandır Sicilya'ya anava- tana kendisini görmeye bile gel- memiş olan 5 çocuğunu yerle- rinde, kendi yaşadıklan çevreler- de görmek için güneyden kuze- ye doğru uzanan bir büyük yol- culuğa çıkan büyükbaba Matto HOŞ BtR FtLM — "Herkesin Keyfı Yerinde" herkesin görmesi gereken hoş bir film. Scuro'nun öyküsu, öngörülebi- lecek tum gelişmeleri içeriyor: Matteo'nun çocuklan, elbette onun artık yaşamayan (ama sü- rekli konuştuğu) eşi Angela'yla birlikte hayal ettikleri parlak ve başanlı kişiler değillerdir; tüm çabalara, fedakârlıklara karşın ana babanın umut ettikleri yer- lere gelememişler, ne meslekle- rinde ne de özel yaşamlannda başanlı olabilmişlerdir. Giderek tüm yaşamlarını berbat ettikle- ri bile söylenebilir. Ama hangi ana baba için çocuklannın um- dukları, özledikleri yere geldik- leri, ana-babaya uygun biçimde "mutlu" olduklan söylenebilir ki? Tornatore, bu temel gözlemi- ni, gerek çeşitli aynntılar, gerek- se biçimsel zenginliklerle beze- miş biçimde karşımıza çıkıyor. Ancak • yönetmen, bu "büyük aile" öyküsünü anlatırken, te- melde daha geniş ve radikal bir eleştiriye girmekten de kaçınmı- yor. "Deniz, güneş ve turizm iilkesi" İtalya'nın bu nitelikleri- ni alaya alırken "dünyanın be- şinci ekonomik gücii" oimanın bu topluma, bu, aslında güler- yüzlü, sıcakkanlı ve temelde ile- tişîm sorunları çekmeyen halka nelere mal olduğunu da göster- mekten çekinmiyor. Bireysel mutsuzluklar biraz "taJih Işi"- dir, rastlantılardan çokça etkile- nirler. Ama gürültüsü, pisliği, hava ve deniz kirliliği, trafiği ve egzoz dumanlan, yoksulluğu, eşitsizliği ve yalnızhğı, metrola- rı, meydanları, sokaklan doldu- ran urkünç kalabahğı, gitgide azalan iletişimi, insanlan daha bebeklikten başlayarak televiz- yona tutsak kılan, diyaloğu, paylaşmayı ve kaçınılmaz biçim- de "aile duygusıT'nu azaltan, gi- derek yok eden, gelişmesi ve modernleşmesiyle, sanayileşen, kalkınan bir ltalya, filmin tum kahramanlannın bağımlı olduk- lan ortak bir yazgı sanki!.. Tornatore, filmini yer yer da- yanılmaz gözlemlerle süslüyor. TV düşmanı "damdaki deii", ça- lışan anasının TV izlemeye mah- kûm ettiği küçOk bebeğe sanki bir "kontr-puan" oluşturuyor... Roma trafiği içinde kamyonet- le taşınan ve çevresine ha>Tetle bakan Roma heykeli, Rimini plajında "toplu tatil" için top- İanmış emekliler kalabahğına göklerden gelen "reklara sesi", en çok sevdiği, en büyük çocu- ğu Alvaro'nun telefon teybinden gelen mekanik sesi her duyuşun- da Matteo'nun dünyasının (fılm- deki dünyayla birlikte) sanki durması, çocuklannın her birin- de zaman zaman onlann küçük- lüklerini gormekten kaçınama- yan büyükbaba... Sanayileşen bir toplumda yok olup giden in- sancıl değerler, kaybolan aiie bağlan, bireyselleşen ve o ölçü- de yalnızlasan yaşamlar... Ego- ist, içine donük. mutluluğa ka- palı, hızlı ve makineleşmiş in- sanaklar.. Geçmişin kent düze- yinde, ülke düzeyinde, aile dü- zeyinde ve de insan düzeyinde yok olup giden güzellikleri, alış- kanlıklan, zenginlikleri.. Evet, Tornatore tüm bunlara ve başka şeylere ağıt yakıyor. Yüksek tondan konuşmaksızın, duygularımıza sesleneıek bize çok şeyi anımsatıyor, düşundu- rüyor ve sayısız ozlemimizi can- landırıyor. Sineması, evet, çok duygusal.. Ama ne denli dene- timli ve de yararh, işlevsel bir duygusallık bu!.. Başta söyledi- ğimizi yineleyelim ve bu filmi, özellikle o güzelim "Cennet Si- nemasT'nt onca sevmiş çok sa- yıdaki seyircilere öğütleyelim... Coppola'nm son "Baba"sıyine Sicilya güneşi altında bir iktidar ve intikam öyküsü 'Baba' veliahtmı arıyorB a b a 3 (Godfather-3) / Yönetmen: Francis Ford Coppola / Senaryo: Mario Puzo, F.F. Coppola / Görüntü: Gordon Willis / MÜzik: Carmine Coppola / Oyuncular: Al Pacino, Diane Keaton, Talia Shire, Andy Garcia, Eli Wallcah, Joe Mantegna, George Hamilton, Sofia Coppola, Bridget Fonda, Raf Vallone, Helmut Berger / UİP (Paramount) yapımı / 160 dakika. Şişli Kent 1, Beyoğlu Atlas, Ankara Metropol Corleone ailesi artık 1970'ler Amerikasının aynlmaz bir par- çası olmuştur. "Baba" Corleo- ne'nin (yani Marion Brando 1 nun) oğlu Michael, aradan ge- çen 40 yıldan sonra artık iyice yaslanmıştır. İki temel isteği var- dır: Yasadışı yöntemlerle çok pa- ra kazanan her insan (ve aile) gi- bi bu parayı ve onun getirdiği saygınlığı tam anlamıyla "mesrufaşurmak" ve ailenin kö- kenlerini, öldürme, kan, cinayet ve soygunlardan oluşan "parlak" gecmişini unutturarak toplumda kesin bir saygınlığa ulasmak... Ve de yine her büyük ve güçlü ailede olduğu gibi, ai- leye bir "varis" ve kendisine bir veliaht aramak... Ancak opera şarkıcılığını seçen ve ailenin "pis" işlerine bulaşmayı kabul etmeyen oğlunun yerine, bu ve- liahtı bir zamanlar bizzat ken- di elleriyle öldürdüğü kardeşinü; öksüz oğlu Vincent Mancini'de bulacaktır... Bir "Baba-3" gerekli miydi? Filmi izlerken, en azmdan be- nim kuşağımdan, ^ n i zamanın- da ilk 2 "Baba"yı izlemiş, izle- mekle kalmayıp sinemasal anı- larının arasında özel bir yere koymuş bir sinemasever için bu soru sık sık akla geliyor. Çün- kü bir görulmüşlük, bir tekrar duygusu veriyor film, çoğu za- man... Coppola'nın sinemasal ustalıklarına, mizansen duygu- suna, mekânlan kullanmasına FİLMİN YANLIŞ NOTASI — Al Pacino ve Andy Garcia'nın Uginç portreler çizdikleri filmde Coppola'nın kızı Sophia Coppola, Batılı yazarlann çok haklı olarak belirttikleri gibi filmin tek 'yanlış notası'. Bu genç kız hiç de çekici olmayan fiziği ve en alt düzeylerde dolaşan oyunculuguy- la filme çok zarar vermis. ve başka şeylerine saygı duysa- nız da, filmde özellikle ilk yarı- da yeni, taze, heyecan verici bir- şeyîer bulmak kolay olmuvor. Bu mafya romantizmi, bu bü- yük aile övgüsü, bu gangsterlik yüceltmesi, onca filmde karşımı- za fazlasıyla gelmedi mi? Ve Amerikan seyircisi, bir yerlerde dendiği gibi, bu "Baba" filmle- rini belki gerçekten de "Corle- one ailesi, belki Kennde>lerle birlikte tanıdığı tek soylu aile ol- dugu için" ilgi çekici bulup bağ- rına basmak mı? Ama bizim gi- bi Osmanlı torunlarının böyle bir gerekçesi de olamaz, değil mi? Ne var ki Coppola aslında az usta ve az zeki değil. Filmi geç- miş "Baba"lann gölgesinden sı- yırmak ve güncel kılmak için hiç bir fırsatı kaçırmıyor. Yine ilk 2 fimde olduğu gibi, kökenlerle kopmayan bir ilişki, Sicilya'yı ve anayurdu ziyaret, Carmine Cop- pola'nın artık yaşamayan Nino Rota'nın lirik ezgilerini devral- dığı müzik aracılığıyla (yeniden) yaratılan Latin düyarlıklan... Ama bu kez yuzünü, günumü- zün moda gelişmeleri koşutun- da, daha çok Avrupa"ya çevirmiş bir öyküyle karşılaşıyoruz. 1980'lerde Avrupa'yı ve giderek tum dünyayı etkile> r en kimı ge- lişmeler, Papalığın ve Katolik ki- lisesinin çeşitli nedenlerle artan etkileri, Vatikan'ın kendi banka- sı ve başka (kirli) işleri aracılı- ğıyla ilk kez adının büyük mali skandallara karışması, bir Vati- kan mali danışmanının bir Londra köprüsü altında bulu- nan cesedi... Bir papanın gizem- li ölümü, bir diğerinin Mehmet Ali Ağca tarafmdan uğradığı bir suikastla yaralanması... Tum bu olaylar ya gerçek boyutlarına çok yakın ya da başka bir çer- ceve (ama asıl olayı düşünduren bir cerçeve) içinde fiunde yakıcı bir güncelliği çağrıştırır biçim- de karşımıza geliyorlar. Coppo- la, ilk 2 filminde Mafya'yı ve onun kendisine özgü mantığını çözümlemek için kullandığı yöntemi, burada bir anlamda Katolik kilisesini çözümlemek için kullanıyor. Eee, ne de olsa kilise ve mafya, İtalya'nın iki öz çocuğu ve bu ulkeyi tanımlayan çok önemli iki olgu/örgüt de de- ğil mi? Ancak bu öğeler, filmin (gö- rece) başarısının ancak yan oğe- leri. Temelde ise Coppola'nın anlatımına (ilk filmlerinde onu Coppola yapan anlatıma) şapka çıkarmamak elde değil. Yönet- men, özellikle filmin yarım sa- at kadar tutan final bölümünü, bir orkestra sefi gibi ustahkia yönetiyor. Tüm ailenin ve he- men tüm kahramanların katıla- cagı Sicilya'daki bu "Cavalleria Rusticana" temsili (o da tipik ttalyan bir aşk, tutku ve intikam öyküsü değil mi?), seyircinin de çok iyi duyumsadığı gibi, film- deki tüm öykücüklerin, temala- rın, olaylann çözüm noktası o(acak ve her şey burada nokta- lanacaktır. Coppola, burada birçok şeyi birden koşut biçim- de, birbirini tamamlar biçimde ustaca kullanıyor; opera ve mû- zik bir yandan öykünün lirik ve dramatik öğelerinin altını çrzer- ken, öte yandan da olaya Hitcbcock'un "Çok Bilen Ada- mı"ını andıran biçimde dekor oluştumyor. Corleone ailesinin yeminli düşmanları, intikamla- nnı almak için bu geceyi seçmiş lerdir. Ama otede, oldukça uzak yerlerde de, Papalığın ve yeni Papa'nın kendisine özgü yön- temlerinin yandaşları ve karşıt- ları, kendi kararlarını uygula- mak, cinayetlerini işlemek ve dünyayı kendi istedikleri biçim- de yönetebilmek için aynı gece- de birleşeceklerdir. Coppola'ya ise, tüm bunlan görülmemiş ba- şanda bir koşut kurguyla birlik- te işlemek, seyircisini bir an bi- le yalnız ve ilgisiz bırakmadan, Sicilya güneşi, bel-canto gelene- ği ve Akdeniz sıcaklığı altında yaşanan bu urkütücü tutku, nef- ret, kıskançhk, intikam ve ikti- dar öyküsüne onu tüm ayrıntı- larıyla ortak etmektir... "Baba-3" ilgiyle izlenen bir film. Oyuncuların da, Al Paci- no'dan Eli VVallach'a, Raf Val- lone'den Andy Garcia'ya ilginç portreler çizdikleri filmde, Cop- pola'nın kızı Sofia Coppola, Ba- tılı yazarlann çok haklı olarak belirttikleri gibi, filmin tek "yanlış notası". Bu genç kız, hiç de çekici olmayan fiziği ve en alt düzeyde dolasan oyunculuğuy- la filme çok zarar vermiş, en azından finalin içermesini gere- ken trajedi duygusunu neredey- se bir rahatlamaya dönüştür- müş... Ne demişler, "kuzguna yavrusu güzel gözükiirmüş".. Ama kimse de çıkıp baba Cop- pola'ya "bu kuzgun yavnısuyla bu iş yürümez" diyememiş mi? Farklı bir kültür, farkh bir sinematki Kadın Arasuııla (Mo'Better Blues) / Yönetim ve Senaryo: Spike Lee / Görüntü: Ernest Dickerson / Müzik: Bill Lee / Oyuncular: Denzel Washington, Spike Lee, Wesley Snipes, Joie Lee, Cynda Wilüams, Giancarlo Esposito, Robin Harris / UlP (Universal) filmi (Fitaş). Amerikan sinemasından gelip de bu sinemanın tümüyle dışın- da olan şey nedir? Yanıt: Ame- rikan bağımsız sineması. Ger- çekten de bu ülkede, Hollywo- od sistemlerinin, "major"ların dışında oluşan bağımsız bir si- nema var. Ve bunun özellikle- ri, tipik Hollyvvood yapımları- nın dışına taşı>or. Bu bağımsız hareket içinde Amerikan zenci sineması da önemli bir yer tutuyor. Bir za- manların Holly*ood filmlerin- de sadece kuçuk roller alan, da- ha sonra "Kökler" TV dizisi vb. filmlerle kültürlerinin, ırk- sal ozelliklerinin kaynakiarına eğilinen zenciler, ancak çok kı- sa bir sureden beri kendi oz sa- natçılannı perdeye getirmeye başladı. Spike Lee, bunların başını çe- kiyor şimdiiik... Bu kendine öz- gu yazar/yönetmen, özellikle "Doğruyu Seç" filmiyle yaptı- ğı çıkıştan sonra filmleri dikkat- le izlenen özgün bir sanatçı ol- du. Son filmi "Mo Better Blu- es", Tavernier'nin "Around Midnight" ve Eastwood'un "Bird" fılmlerinden sonra sine- manın son yıllarında caz müzi- ğine adadığı en ilginç filmlerden biri sayılıyor. Bir caz trompetçisinin, Oscar- lı Denzel VVashington'un başa- rıyla oynadığı Bleek Gilliam'ın yaşamını anlatmasına karşın, "İki Kadın Arasında", klasik anlamda bir caz filmi değil. Lee, Amerikan zencilerini ekrana ge- tiren filmler serisine bir halka daha ekliyor. Sınırlı sözcükler- dcn ve yinelenen cümlelerden oluşan, argonun ağır egtmenli- ği altındaki Amerikancalan, ırklarına özgü davTanışlan, yük- selecek bu beyazlar toplumu içinde kendilerine bir yer yapma tutkuları, caz ve "rock" düş- künlükleri, şiddet \e şehvet eği- limleri ile farklı bir yaşam, kül- tür ve uygarlığın insanlan olan Amerikan zencileri. Ve öte yan- dan bağımsız bir sistemden gel- menin getirdiği "farklı" bir si- nema: Çizgisel anlatımı, tutarlı bir öykü çizgisini. karakter ge- liştirmesini ikinci plana atan, yer yer birbelgesel, yer yer ya- şama adanmış varoluşçu bildiri gibi çekilmiş değişik bir film... Özellikle Amerikan zencileri denen ve çok az tanıdığımız bir etnik grupla ilgilenenler ve de kuşkusuz caz tutkunları için ka- çırılmaz bir film, "Mo'Better Blues". Filmin başından sonu- na fonda Branford Marsalis ve dörtlusünün çaldığı bir muziğin duyulduğunu anımsatmak, fil- min bu açıdan çekiciliği uzeri- ne bir fikir verebilir sanıvo- rum... DEĞİŞİK BtR FtLM — Farklı bir yaşam, kültür ve uygarlıgın insanlan olan Amerikan zencileri ile bağımsız bir sistemden gel- menin getirdiği farklı bir sinema anlayışı bu filmde bir arada. Gezgin ressam Lstaııbul'da • Kültür Servisi — Peyzajları dünyanın çeşitli kentlerini dolasan Teodoro Nieto Anton'un resim sergisi 24 nisan günü Vakıfbank'ın Taksim Sanat Galerisi'nde açılacak. 1944 yıhnda İspanya'mn bir kasabasında doğan sanatçı 25 yaşmda resim yapmaya başladı. 1978'de Meksika'ya yaptığı ziyaret sırasında duvar resimlerinin etkisinde kalan Anton, bir süre Meksika'nın güneydoğusunu resim yaparak gezdi. 1983 yıhnda doğduğu kasaba olan Ayllon'da ilk kişisel sergisini açan sanatçı, daha sonraki yıllarda ABD'de çalışmalannı sürdürdü. 1985 yıhnda akademik resim öğrenimine başlayan Teodoro Nieto Anton, Meksika, Madrid, Washington ve Texas'ta kişisel sergiler açtı. Sanatçının Vakıfbank Sanat Galerisi'nde açılacak sergisi 2 mayısa dek görülebilecek. Çarlık Hazinesi Viyana? da • Kültür Servisi — Viyana'da, Doğa Tarihi Müzesi'nde 14 mart tarihinde açılan ve 15 hazirana kadar sürecek olan "Çarlık Hazineleri" adlı sergide, eski Rus hükümdarlarının büyük takı ustalannca işlenmiş değerli taşları gosteriliyor. Serginin en güzel parçalannı, unlü takı sanatçısı Carl Faberge'in elinden çıkma eserler oluşturuyor. Bu sanatçının atölyesinde yüzyıl sonlannda altın işleme ve taş kesme sanatının en güzel örnekleriyle, zengin süslemeli, yumurta biçimi çeşitli biblolar yapılmıştı. Fünızan'ın okuma günü • Kültür Servisi — Fünızan'ın Kadın Eserleri Kütüphanesi'nde 13 nisan da yer alan okuma günü iptal edildi. "Benim Sinemalanm"ı konu alan söyleşinin Fünızan'ın katüacağı bir festivalden dolayı iptal edildiği açıklandı. Temizlik' karikatürleri, • Kültür Servisi — Istanbul'u Temiz Tutalım Derneği, "tstanbul'un Temizliği" konulu bir karikatür yanşması düzenledi. Yanşmaya çizerler en çok üç yapıtla katılabilecekler. Yapıtlann özgün ve hiçbir yerde yayımlanmamış ohnası şartı aranıyor. Son katılma tarihi 15 hazıran olan yanşmada çeşitli ödüller verilecek. Çalışmalar daha sonra Büyükşehir Belediye Salonu'nda sergilenecek. Aynntıh bilgi elde etme isteyenler Vaniköy Cad. No: 32 Çengelköy Istanbul adresine başvurabilirler. Karikatür yanşması • KONYA (AA) — Türk Standartları Enstitüsü'nce (TSE) "kadın-kalite- tuketici" konulu karikatür yanşması düzenlendi. Yanşmaya en fazla 4 çalışmayla katılınabilecek ve başvurular, en geç 2 Temmuz 1991 Salı günü çalışma saati bitimine kadar bölgelerdeki TSE Yayın ve Tanıtma Müdürlüğü'ne yapılacak. Yanşmaya katılacak eserlerde daha önce yayımlanmamış ve sergilenmemiş olma şartı aranacak. Karikatürlerin boyutlarının serbest olduğunu bildiren yetkililer, değerlendirme sonunda bir kişiye 1 milyon 500 bin, iki kişiye l'er milyon, üç kişiye 800 biner, 4 kişiye 600 biner, 10 kişiye de 400 biner lira para ödülü verileceğini söylediler. BUGÜN • Edebiyat Eğitimi IÜ Öğrenci Kültür Merkezı'nde düzenlenen II. Edebiyat Şenliği kapsamında saat 12.00'de "Kurumlarda Edebiyat Etkinlikleri" başlıklı toplantı yapılacak. İrfan Çiftçi'nin yöneteceği bu toplantının ardından saat 14.00'te "Türkiye'de Edebiyat Eğitimi" başlıklı açıkoturum yapılacak. Katüanlar: Prof. Tahsin Yücel. Hami Çağdaş, Atilla Özkırımlı, Doç. Dr. Mustafa Isen, Oya Adalı ve Milli Eğitim Bakanltğı'ndan bir temsilci. • 'Türk Resminde Gelişme' Sezer Tansuğ'un "Çağdaş Türk Resminde Gelişme Dinamikleri" konulu söyleşisi saat 16.00'da Cemal Reşit Rey Küçük Salon'da yer alacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear