18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12N/SİN199J HABERLER CUMHURİYET/3 Ronancı Orhan Pamuk, Irak sınırına gitti, izlenimlerini Cumhuriyet içinyazdı i)nunınu koruyan aç kalır- 1 — « R H A Î S PAMUK Haritalsrda, coğrafya kitap- Lannda, crtaokul atlaslarında ' Olie sınırlınnı abartarak işaret dmek içirçizilen renkli ve ka- Lın çizgilrin tam üstünde bir dağ duşüıün. Sınırda büyük yüksek bit dağ. Karlı zinesinin bulutlar ve sis • içâııde olduiu, yaklaştıkça uzak- laştığı, büyidükçe erişilmez ol- doı£u da dûjunülurse, Türkiye- Irak sınıruda bir masal dağı b«lki, amaarvesine yakın tepe- lerde bugiu yaşanan felaketler gönilduğürde ınsan, dağın ma- sallardan ceğil, kutsal kitapla- rııı felaket ve cehennem tasvir- leriyle kapj sayfalanndan çık- tıgını hetnen anlıyor. Insan ha- yatının ne tadar kırılgan oldu- ğuna, felatetlere ve korkunç dönüşümlere ne kadar açık ol- duğuna işaret eden bir dağ. Sızin 'dışandaki' sıradan dünyadan cıkıp geldiğinizi gö- ren biri çarîsizlikle, "Diin ka- n n iiçüz dogurdu, iiçii de so- ğuktan, gıdasızlıktan ölmek üzere, gelin bir bakın!" diyor, siz bakmıyorsunuz. Bir başkası soğuğa, yağmur altındaki uzun yüruyüşe ve açlığa dayanama- yan annesini ve kızını dün göm- düğunü anlatıyor, siz de ona bir sigara ikram ediyorsunuz. Bir sessizlik. Üstunde bir sarhoş gi- bi gezindiğiniz zirve tepelerinde- ki onbinlerce insanın uğultusu- nu duyuyorsunuz. Çocuk ağla- malan, haykınşlar, silah sesle- ri, bağınşmalar; bir felaket, öf- IRAK 4 toplu mezarda 450'den fazla ceset Haber Merkezi — Irak'ın Sü- leymaniye kenti yakmlannda bulunan 4 toplu mezardan 450'den fazla ceset çıkartıldığı öğrenildi. Irak'taki iç savaş ise yer yer suriiyor. Bu arada, ABD Başkanı George Bush, Kurtlerin guvenliğini sağlamak amacıyla •.Amerıkan askerterini kullan- mak istemedigıni belirterek, "Irak'taki içsavaşa hiçbir Ame- rikan askerini sokmak istemiyonım" dedi. AA'nın haberine göre, Irak'- ın Süleymaniye kenti civannda bulunan dört toplu mezardan 450'den fazla ceset çıkarıldı. Cesetlerin çıkanlması işlem- lerine katılan bir görevli, toplu mezarları açma ışlemine 48 sa- atten beri devam edildiğini söy- ledi. Görevli, mezarların, kenti geçen ay kontrolleri altma almış olan isyancılar tarafından öldü- rülenlere ait olduğunu belirtti. AFP , kafalanna birer I kurşun sıkılarak öldürülenlerin ı cesetlerinin elleri arkalarından ! bağh olarak çıkanldığını, birço- ' ğunun ise kafaJannın kollannın ; ve bacaklarının kesilmiş olduğ- ! gunu belirtti. Bu arada, Irak'taki iç çatış- ma da sürüyor. Saddam Hüse- ; yin rejimine bağlı askerlerin dün ; Erbil kentinin kuzeydoğusunda ' düzenledıkkrı saldırının, Kürt ' isyancılar tarafından püskürtül- i düğü öne sürüldü. AA'ya göre, ' Irak Kurdistan Cephesi tarafın- dan Şam'da yayımlanan bildiri- de Kürt isyancılann bu saldın- ! ya karşılık verdikleri ve 80 as- keri öldürdükleri kaydedildi. ke ve utanç duygusu, topalla- yanlar, yuzü napalmle yanmış olanlar, delirenler, her şeyi sa- kin sakin seyredenler, oyun oy- nayan çocuidar, gürültünün ve uğultunun içinde uyuyanlar. Zirveye yakm tepelerde, buyük- çe bir kasabayı kaplayacak ge- niş bir alanda yüzbinlerce Irak- Iı Kürt ve az sayıda Türkmen, Süryani ve tek tük Ermeni; ko- yun koyuna, kucak kucağa aç- lık, soğuk ve yağmurla savaşa- lışırsınız. Silah sesleri, ekmeğin dağmlmaya başlandığı ve asker- lerin açlıktan arabalara saldı- ranlan korkutmaya çalıştığı an- lamına gelir. Ekmek dağıtılırken bazılarının başına geldiği gibi vurulup ölmek ya da kaza kur- şununa hedef olmamak için aç- lığın çağrısını bastınnak, uzak- laşmak gerekir. Tek tuk gazetecilerden fazla bir şey bekleıhemek gerekir, ucuza satar, kampa sızmış ka- raborsacılardan çadır için nay- lon alabilirsiniz. (Metresi elli di- nar, otuz bin lira, piyasa fiyatı iki bin beş yüz lira). El yordamıyla yapılmış bu naylondan çadırlarda uyuyan yetişkinlerin ve ağlayan çocuk- lann çevresinde asağı yukan hep aynı nesneleri gördüm. Kap ka- cak yerine kullanılan boş kon- serve kutuları, civar ağaçlardan kesilmiş yaş odunlar, kurutulan ayağında terlıkler gördüm. Çamura batan, ayaklardan kolayca çıkan bu terlikler Irak- lı Kürt kadujların pek kısa za- man onceye kadar bu kadar ina- nılmaz ölçüde değişebileceğine ihtimal vermedikleri gündelik hayatlarını ve her şeyin çok ça- buk değiştiğini hatırlatıyor. Ba- zılan, yazın erken geldiği Irak'- ta Kürt kadınlarırun evlerinde, birbirlerini görmeye gittiklerin- de zaten hep terlik giydiklerini Gönlük cehennem: Bu cehennem tablosunun içinde kuralları yavaş yavaş belirginleşen bir gündelik hayat da yok değil. Çamurlu su birikintilerine razı değilseniz, zirveye tırmanır, tenekenize İcar doldurur, sonra eze eze eritmeye çalışırsınız. Silah seslerir ekmeğin dağıtılmaya başlandığı ve askerlerin açlıktan arabalara saldıranlan korkutmaya çalıştığı anlamına gelir. Aşiret reisi: Sindi Aşireti Reisi yenilginin başka nedenlerini şöyle anlatıyor: Kurtardıkları' bölgelerde bir düzen kuramamışlardı, aşiretler arasında düzenli bir işbirliği yoktu; Saddam'm ordusundan ele geçirdikleri tankları, uçakları, helikopterleri kullanmayı bilmiyorlardı, orduları yeterince modern ve disiplinli değildi. Uzun boylu, ince, yakışıkh, etkileyici bir adam... rak yeni bir şeyi bir kurtuluş mujdesini bekliyorlar. Cehennemde günliik hayat Bu cehennem tablosunun içinde kuralları yavaş yavaş be- lirginleşen bir gündelik hayat da yok değil. Çamurlu su birikin- tilerine razı değilseniz, zirveye tırmanır, tenekenize kar doldu- rur, sonra eze eze eritmeye ça- ama zamanın bir türlu geçme- diği bu dağın tepesinde değişik bir eğlencedir, ustelik birilerinin sizin felaketinizle ilgilendiğinı sezdirir. En kolay bulunan şey odundur. Sırasını bekleyen, onurunu korumak isteyen aç kalır. Aşiret reisleri itilip kakıl- dığına gore, biraz hırpalanma- ya aldırmamak gerekir. Dinarı- nız yoksa, dağı aşırmak için on- ca zahmete girdiğiniz keçiyi elbiseler, belki bir battaniye, belki karalaşmış bir tencere, bel- ki bîr çaydanlık. Binlerce çadı- rın yalnızca birinde çatal bıçak gördüm, ama insan yuzbin ki- şinin içinden bir tek aynanın çıkmayacağından emin olabilir. Tarih ve terlik Neredeyse her çadırda ve çocuk- lar gibi çamurda çıplak ayak de- ğillerse, kadınların çoğunun anlattı; bazıları bombalamalar başlayınca ve Saddam'ın uçak ve helikopterleri görününce Ha- lepçe anılarının etkisiyle zehirli gaz korkusuna kapılanların ev- leri, kentleri hemen oldukları gi- bi terk ettiklerini söyledi; bazı- ları da kısa sureceği sanılan teh- likeden hemen sonra evlerine dönebileceklerinı sandıklann- dan söz ettiler. Kuzey Irak'taki Kürt isyanında zafer bir günde kazanılmış, kutianarak on beş gün sürmüş, bir günde ise fela- kete dönüşmüştu. Sindi Aşircti'nin yetmiş ya- şındaki reisi Bişari Salih Sindi Saddam'ın bilinen acımasızlığı ve Batı dünyasının bilinen ilgi- sizliği dışında, çok fazla zorlan- madan, yenilginin başka neden- leri olduğunu da söyledi: Kur- tardıkları bölgelerde bir düzen kuramamışlardı; aşiretler ara- sında duzenli bir işbirliği yoktu; Saddam'ın ordusundan ele ge- çirdikleri tankları, uçakları, he- likopterleri kullanmayı bilmi- yorlardı; ordulan yeterince mo- dern, düzenli ve disiplinli değil- di... Uzun boylu, ince yakışık- lı, etkileyici bir adam. Soğuk- tan, gıdasızlıktan, bir turlu gel- meyen yardımlar yüzünden kampta her gece elli kişinin öl- düğünü anlattı, ilk gazetecilik yazısını nasıl çıkaracağını kestı- remeyen benden gerçekleri yaz- mamı istedi, geride bıraktığı dükkânlardan, taksilerden, için- de bir seferinde iki yöz kişiyi ağırladıgı büyük evinden soz et- ti. Her şeyi geride bıraktıran bu göç, tıpkı ölüm gibi, felaketle- rın de insanlann arasındaki eşit- sizliği azalttığını hissettiriyor. Herkesin çadırında birkaç basit nesne, terlikler, konserve kutu- ları, kurutulan battaniyeler ve ortak bir felaket. Dunya kamu- oyu tarihte ilk defa Kürtlerle bu kadar yakından ilgilenıyor; ama gene bir yenilgi ve bir felaket yüzünden. Yarın: Suç, ceza ve atanç EKMEK SAVAŞI — Irak smınnda yiyeceklere saldıran insanlan, askerler havaya ateş acarak durdurmaya çalışıvor. Uotograf: Osman Yıldız) BUGUN ALİSİRMEN Kıvılcım... SHP GenelBaşkanı ErM Inönü, Işıkvenen'de sığmmaalarb görüştü Sıgınmacı sayısı 400 binHaber Merkezi — Türkiye'de- ki Kürt sıgınmacı sayısının da 400 bine ulaştığı bildirildi. Sığın- macılara yapılan yardım kötü hava koşullan nedeniyle bölge- ye ulaştırılamıyor. önceki gün bölgeye giden SHP Genel Baş- kanı Erdal İnönü, Işıkveren'de • sığınmacılarla görüştü. tncele- ' melerde buiunmak amacıyla Başbakan Yıldınm Akbulut bu- gün, DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel yann bölgeye gide- cek. Adana'daki İncirlik Üssü'nde konuşlandırılan "tank katili" olarak bilinen A-10 ucaklarının, Kuzey Irak'taki sığınmacılara malzeme atan ABD, İngiliz ve Fransız uçaklarına karşı girişüe- cek olası bir saldınyı önlemek için yerleştirildikleri öne sürül- dü. Bu arada ABD'nin Kuzey Iraklılara yapılan yardım ope- rasyonlanna müdahale etmeme- si için Irak'ı yeniden uyardığı bildirildi. AA'nın haberine göre, kimli- ğinin açıklanmasını istemeyen bir ABD yetkilisi, "Bu uyarı özellikle Kürtlcri korumaya yö- nelik değildi... Irak'a BM'nin 687 savılı karan uyannca, yar- dım çabalarına izin vermesi ge- rcktigini haürlatmak amacıyla yapıldı" dedi. Türk askerlerinin "düzeni sağlamak" amacıyla Kuzey Irak topraklarına girdiklerinin Dışiş- leri Bakanhğı'nca doğrulanma- sınm ardmdan askeri çevreler de Dışişleri Sözcüsü Murat Sun- gar'm açıklamasını yansıtarak bundan "Irak içinde bir askeri mevcudiyet olarak söz edileme- yecegini" söylediler. Önceki gün bölgeye giden yen sığınmacılara, "Ben de yet- kililere söyleyeceğim bu duru- mu. Ben de çadır yok, ama yet- kililere söyleyeceğim" yanıtım verdi. Inönü, "Benim muhaJefet ol- duğumu soyle>in bunlara. Ben hükümet değilim, durumlannı göriip hükümete eksiklerini söy- lemek için buradayım" diye ko- nuştu. DSP Genel Başkanı Bülent Ece- vit, Irak'ın Ankara Büyükelçisi Rafi Dahan Muovl El Tikriti'- nin, Irak Kızılayı'nın, Türk Kı- zılayı ile işbirliği yapmaya hazır olduğunu bildirmesini önemli bir fu-sat olarak değerlendirdi. Ecevit, "Böyle bir çözüm, ber- halde iki iilke açısından da Irak topraklannda özel bolgeler ve- ya tampon bolgeler oluşturul- İnönü, Iraklı sığınmacılarm yaşadığı dramın sorumlusunun BM ve Güvenlik Konseyi olduğunu söyledi. Başbakan Yıldınm Akbulut bugün, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel yarın bölgeye gidiyor. SHP Genel Başkanı Erdal İnö- nü, Iraklı sığınmacılarm yaşa- dıkları dramın sorumlusunun Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi olduğunu söyledi. Mu- habirlerimiz Mehmet Aka ve Mehmet Faraç'm haberine göre, Işıkveren köyünde sığınmacıla- rm durumunu inceleyen İnönu, sığınmacılann çaresizliğine son verilmesini istedi. İnönü, sığın- macılarla, Siirt Belediye Başka- nı Ekrem Bilek'in "Tiirkçe- Kiirtce" çevirmenliği ile görüştü. SHP lideri, kendisinden çadır, battaniye ve gıda maddesi iste- SHP lideri, konuşması sıra- sında TRT kamerasının arıza yapması üzerine, "Bakın maki- ne bfle dayanamıyor, ama insan- lar burada nasıl dayanacaklar? Burada insan )ı aşamaz" diye ko- nuştu. Öte yandan, Başbakan Yıldı- nm Akbulut da incelemelerde buiunmak üzere bugün bölgeye gidecek. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in sığınmacı- larla ilgili gelişmeleri incelemek amacıyla yapacağı gezinin ise yarın başlayacağı bildirildi. Bu arada, dün bir açıklama yapan masından ve>-a Türk askerlerinin bulundurulmasından çok daha uygundur" dedi. Bu arada, SBP Istanbul il yö- neticilerinin, Kuzey Irak'taki Kürt halkının durumunu incele- mek amacıyla Irak'a girebilmek için bugün vize başnırusunda bulunacaklan bildirildi. Bu arada geçen cumartesi gü- nü sığınmacılarm tedavi edilme- si amacıyla bölgede görevlendi- rilen sağlık personelinin büyük bölümü, dün ilk kez Altınyayla kampına çıktı. Yusuf Toprak'm bildirdiğine göre, kampta görü- len ishalin önlenmesi amacıyla dün 10 bin adet ishal tuzu dağı- tıldı. Olağanustü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, dün Diyar- bakır'da düzenlediği basın top- lantısında, sınırda bekleyen Iraklılarla ilgili genel bir değer- lendirme yaptı. EKyarbakır bö- romozun bildirdiğine göre Ko- zakçıoğlu, Dışişleri Bakanhğı'n- ca görevlendirilen Bağdat Büyü- kelçisi Necati Utkan ve elçilik müsteşan Ahmel Gökçin'in de katıldığı toplantıda, Türkiye'ye giren sığınmacılann sayısının 400 bin olduğunu açıkladı. Kozakçıoğlu, aynca sığınma- cılara şimdiye kadar toplam 520 kamyon çeşitli gıda ve giyecek, ilaç malzemesi ve 440 milyon li- ra nakit para yardımı yapıldığı- nı söyledi. Bu arada bölgeye gerek yur- tiçinden gerekse yurtdışından gönderilen yardımlar da devam ediyor. Sağlık Bakanhğı ile Turk Ta- bipleri Birliği, sağlık hizmetleri- nin sürdürülmesi amacıyla bir protokol imzaladılar. Bölgede bir yandan sığınma- cılann Çukurca 49. sınır taşına nakledilmeleri sürerken önceki gece 50 kişi daha öldü. Onları her görüşümde eski paskalyaları anımsardım. Ka- dıköy çarşısındaki pastacıların vitrinleri renkli paskalya çö- rekleriyie dolu olurdu. Kornşutarımızın bayramlarını kutlar, sa- kızlı paskalyalı çöreklerinden biz de alır, damaklarımıza bay- ram ettirirdik. Sonra, hepsinin sorumluluğu da bize ait olmayan (ama hiç kuşkusuz tarihi utancımız 6-7 eylülün tüm sorumluluğu bi- zimdir) nedenlerJe gitliler, İstanbul'un çeşnilerinin, renkleri- nin, keyiflerinin bir bölümünü de gerı gelmemek üzere gö- türerek... Son zamanlarda, paskaiyada ya da yazları kafileler halin- de gezmeye geliyorlardı. Hep düşünürdüm bu turistlerle kar- şılaştığımda, "Acaba aralarında çocukluğumun Adalar'ında, Kadıköy'ünde yaşamış olanlar var mı? Bunlardan kimileriy- le burada oturdukları sırada sokakta rastlaşmış olabilir mi- yim?" diye. Kimileri, adını duydukları bu ülkeyi ilk kez görmeye gelen- lerdi, ama kimileri bu topraklann çocuklanydılar, köşe baş- larında, kuytularda sıkışıp kalmış anılarını arıyorlardı ve Bo- ğaz'da bir meyhanede oturduklarında onların konuşmaları- nı dinlerken ben de çok eskide kalmış günlere doğru gidı- yordum. Salı günü, bir turist otobüsünün ateş almasıyla 35 Yunan uyruklu turistin can verdiği çok üzücu olaydan sonra artık onları uzun süre yine göremez olacağız. Olay Yunanlılar için otduğu kadar, Türkler için de bir faci- adır. Kişilerin, kuruluşların ve toplulukların olgunluk dereceleri işte böyle büyük facia anlarında soğukkanlılıklarını koruya- bilme düzeyleriyle orantılıdır. Yunan basını ve kamuoyuna baktığımız zaman soğukkan- lılığın katresini görmediğimiz gibi, bunun da ötesinde akıl al- maz iddialarta dolu bir kışkırtıcılıkla karşılaşıyoruz. Kimi gazetelerde 'şimdi de bizi canlı canlı yakıyorlar' di- yor, kimi katliamdan, kimi soykırımdan söz ediyor. Bu arada Yunanistan'da bir misillemeden korkuluyor. Soğukkanlılık gitmiş, Türklerin Yunanlıları yaktıkları iddia- sı yoğunlaşmıştır. Bu arada polisin olayı örtbas etmeye çalıştığı söylendiği gibi, bazı Yunanlılar da yangının ardında MİT parmağı ara- maktadır. Aynca Türk makamlarının olayı örtbas etmek istedikleri, olmayan tüpgazdan söz ettikleri de söylenmektedir. Bu iddiaların gerçekle uzaktan yakından bir ilgısi yok. Her şeyden önce Türk makamları, hiçbir resmi açıklama- da tüpgaz kaçağından söz etmediler. Bu olasılık üzerinde du- rulduysa da kısa sürede geçersizliği anlaşıldığından bırakıl- dı. Şu anda otobüsü Kadir Çal adlı uyuşturucu tutkunu bir sapığın yakmış olması olasılığı ciddiyet kazanmış bulunuyor ve araştırma bu yönde geliştiriliyor. Görgü tanıklarının açık- laması da bu olasılığı güçlendirıyor. Yunanlı turist otobüsünün Türkler tarafından kasten yakıl- mış olması, aklın havsalamn alacağı bir iddia değil. MİT'ın Türkiye'ye, Türkiye görüntüsüne ve turizmine büyük zarar- lar verecek olan böylesi bir girişimde bulunması da düşu- nülemez. Bir sapığın girişimi bile zaten bu alanlarda büyük zararlar doğurmuş bulunmaktadır. Ancak bir gerçeği görmek gerek. Oünyanın her yerinde bu tür yaratıklar vardır ve bu tür olaylar olmaktadır. Cezai ehli- yeti olmayan bir sapığın girişimini bir ulusa mal etmek ve bu yolla iki ülke arasında düşmanlık tohumları ekmeye ya da var olanları körüklemeye çalışmak, sorumlulukla bağdaşmaya- cak bir davranıştır. Ölen turistler kim olsaydı hepimizi üzüntüye boğacaktı. Ama hele bunların içinden bazılarının eskı topraklarını gör- meye gelenler olduğunu düşünmek üzüntümüzü daha da art- tıran bir öğe. Bir kıvılcımın bunca kişiyi yaşamından etmesL kolây unu- tulmayacak bir ka/abasan. Aynı şekilde, tüm çabalara, sağlandığı sanılan ilerlemele- re karşın bir sapığın kıvılcımınm İKİ ülkeJlişkilerinde birden koyu bir düşmanlık ortamı yaratması ise çok daha büyük, çok daha acı bir karabasandır. Olay 36 kişinin çok acı ölümlerini de aşmış, milyonlann ilişkisini ilgılendiren bir boyuta varmıştır. Burada Ellen basını ile komşu ülkede kamuoyunu yönlen- direnlerin sorumluluk paylarını da görmezden gelemeyiz. Bızlere gelince, hamlığa hamlıkla yanıt vererek yaratılan ortama katkıda buiunmak yerine, Türk basını olarak sıfat ve kışkırtıcı deyimler kullanmadan, soruşturmanın bir an önce keşın sonuca bağlanması için çaba harcamalıyız. Ölenlerin ailelerıne başsağlığı dılerken düşünmeden ede- mıyoruz: "İki ulus arasındaki ilışkileri düzeltme yolunda har- canan yoğun çabaların vardığı sonuç, bir kıvılcımla yok ola- cak kadar kırılgan mıydı?" Yazık! Çok yazık! KISA KISA • Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığ; Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Ahmet Saltık, sözleşmesi yenilenmeyerek görevinden uzaklaştırıldı. Bu durumu, "kasıtlı" bir uygulama olarak değerlendiren Doç. Dr. Saltık, görevine yeniden dönebilmek için Edirne Bolge İdare Mahkemesi'ne dava açacağını bildirdi. • Yurdun çeşitli yerierinde dün raeydana gelen trafik kazalarında 11 kişi öldü, 25 kişi yaralandı. Bolu'da önceki gece meydana gelen kazada, Saadettin Uçan, Tacettin İnce, Emine Uçar, Arzu tnce ve Meh'h İnce, Niğde'deki kazada Faruk Hançer ile Gazi Sakin, Manisa'nın Kula ilçesındeki kazada Ali Biçer, Ömer Bahar, Gaziantep-Adana karayolundaki kazada da Mehmet Akif Kervancıoğlu ve Mehraet Aytekin öldü. KAMUOYUNA Hükümet tarafından gündeme getirilen tecil ve anti terör yasaları eşi görulme- dik eşitsizlik ve haksızlıklarla, anti demokratik baskı hükümleriyle doludur. Bu tasarıya göre diğer bazı istisnalarla birlikte sol görüşlü kişiler bu yasanın kapsamı dışında kalmaktadır. Bu durumda, örneğin kamuoyunda Bahçelievler katliamı olarak bilinen TİP üyesi yedi genci öldüren kişiler veya Maraş katliamı- na katıldığı için idam vb. cezalar alanlar salıverilirken, on yıldırtutuklu bulunan ve 125-146. maddelere göre idam veya mühebbet hapis cezası almış binlerce kişi bu yasadan yararlandırılmamaktadır. 12 Eylül mahkemelerinde adli hatalar, haksızlıklar ve eşitsizliklerle dolu ağır kararlar verildi. Hükümetin her zaman övünerek hatırlattığı uluslararası işken- ce sözleşmelerine aykırı olarak işkence belgeleri bu mahkemelerde delil olarak kullanıldı. 12 Eylül mahkemeleri, ustelik kendi getirdikleri 82 Anayasası hü- kümlerine de aykırı olarak sıkıyönetim kaldırıldıktan sonra da gorevlerine de- vam ederek anayasal dayanaktan yoksun olarak hüküm verdiler. İşte bütün bu nedenlerle, baştan sona adli hatalarla, haksızlıklar ve eşitsizlik- lerle, adaletsizliklerle dolu olan 12 Eylül hukukunun, 12 Eylül mahkemelerinin verdiği kararların hepsinin bütün hukuki sonuçlarıyia birlikte ortadan kaldırıl- ması, yok sayılması gerekir. 12 Eylül hukuku bütün halkımıza büyük haksızlıklar ve baskılar getirmiştir. Bi- zim özlemimiz de sadece hapishaneden dışarı çıkabilmek değil, bütün halkımı- zın özgürlüğünü ve özlemlerini paylaşarak yaşayabilmektir. Bu yüzden insanım diyen, demokratım diyen herkesi, bütün ilerici, demokrat ve devrimci güçleri, 12 EYLÜL HUKUKUNUN BÜTÜN SONUÇLARIYLA ORTADAN KALDIRIL- MASI İÇİN MÜCADELE ETMEYE, HÜKÜMETİN GÜNDEME GETİRDİĞİ YENİ BASKI VE ALDATMACALARA KARŞI ÇIKMAYA, TECİL YASASIYLA GÜNDEME GETİRİLEN BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ HAK- SIZLIK VE EŞİTSİZLİKLERE KARŞI ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ! Devrimci Yol Davası Yargılananları Adına OĞUZHAN MÜFTÜOĞLU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear