18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/16 DİZİ-RÖPORTAJ UNİSAN1991 2 0 2 0 YILINDA TURKIYE SAHINALPAY- 1 3 — "Demokratikleşme değil, ama Avnıpalılaşma Rus- ya için nispeten kolay olacak. Niçin? Çünkü kültü- rel olarak Avrupa'ya yakın. Ortodoks Kilisesi'yle Ka- tolik Kilisesi arasında bin yıllık bir iletişim var. Za- ten ikisi de kilise: Aynı felsefeye mensup. Rusya da şimdi demokratikleşme yolunda bir eğitiınden geçi- yor... O eğrtim kolaylık görecek. önümttzdeki 30 yüın 5-10 yılı bununla geçecek; ama geri kalan 20 yılda Rusya'yı Avrupa'nm devamıgörecegiz. Türkiye'nin Denizer: Doğu Bloku ülkeleri devletçilikten liberalleşmeye doğru gidiyorlar, ama bu çok zor bir olay. Çok zaman alacak ve çok büyük çalkantılar yaşanacak. Bu ülkelerle Türkiye'nin ilişkilerinde sağlıklı gelişmeler olabileceğine inanmıyorum. Avnıpa'yla entegrasyonunun gıderek artan ekono- mik ilişkilerle Rusya ile bütünleşmeden geçtiğini dü- şünüyorum. Onun için Türkiye'nin, AT'yi daha faz- la itelemek yerine Sovyetler Birliği'yle ilişkilerini yo- ğunlaştırması gerektiğine inanıyorum" Işadamı İshak Alaton, Türkiye'nin Avrupa'yla bü- tünleşmesinin, Rusya ile bütünleşmeden geçtiğine üişkın ilginç görüşünü bu sözlerle açıklıyor. Alaton'a göre bu görüşlerinin kültürel-felsefi gerekçeleri de var: "Ruslar, Müslüman felsefesine karşı olmadılar. 70 yıldır Müslümanlarla kardeşçe yaşıyorlar. Avru- palılann Müslümanlara reaksiyonu var; ama Rusla- nn yok. Bundan yararlanalım.." "Avrupa'ya Kuzey'den girmek" Türkiye'nin Avrupa'yla Rusya üzerinden bütunleş- mesi senaryosunda Alaton yalruz değil. Öhart Selçuk. çok benzer bir görüşü "Avrupa'ya Kuzey'den girmek" şeklinde özetliyor. Işadamı Osman Kavala da önu- müzdeki yıllarda Rusya'yla ekonomik ve siyasi iliş- kilerin giderek yoğunlaşacağına inananlar arasında. Kavala'ya göre öteki cumhuriyetlerle bir tür federas- yon içinde yaşamayı başaracak olan Rusya, "Türki- ye'ye siyasi bakımdan en yakın büyük devlet" olmaya aday. "2020 Yılında Türkiye" araştırmasmda görüştu- ğümüz kimselerin çoğuna göre (Alaton, Selçuk, Ka- vala yanı sıra Boyner, Anday, Buğra, Canevi, Çiller, Giiriiz, Elekdag, Özbudun. Ozdalga, Tunçay, Sunar, Yümaz, Vergin, Yalçıntaş ve Yiicel) önümüzdeki otuz yılda Rusya ya da bir tür federasyon şeklinde devam edecek olan Sovyetler Birliği ile ilişkiler giderek yo- ğunlaşacak. Türk seçkinlerinin geleceğe bakışında Rusya ya da SSCB ile iktisadi, siyasi ve kültürel ba- kımdan giderek güçlenen bağlar var. Nur Vergin ve Tabsin Yiicel, Rusya ile ilişkileri- mizi, Türklerle Ruslar arasındaki "ruhsal vakınlığın" da güçlendireceği kanısındalar. Vergin'e göre Türk- ler ve Ruslar "aralannda çok derin psikolojik bağlar" olan, "hem Doğulu hem de Batılı" kimlik taşıyan iki halk: "Otoriter kişilik... Belirli bir hantallık... Iki halkın ortak özelliği. örneğin Ruslar hiç sevmedik- leri komünizme 70 yıl katlandılar... Ses çıkarmadan, fakat taş koyarak. Bu 'taş koyma', örneğin îtalya'da yoktur. İspanyol, Fransız yakar, yıkar, süpürür... Do- ğu'da ise bu katlanır gibi yapıp taş koymak kültürü vardır.." Tahsin Yücel de Ruslarla Türkler arasında "birtakım tarihsel düşmanüklar yamnda, ruhsal bir yakınhk" buluyor: "Ruslan çok yakından tanımıyo- rum, ama bir Rus filmi gördüğüm zaman, bir Rus romanı okuduğum zaman, Ruslan Fransızlardan, Al- manlardan daha yakın hissediyorum... Halk duze- yinde Ruslarla Türklerin dünyaya bakışında büyük benzerlik görüyonım." Türk-Rus yakınlığı Nevzat Yalçıntaş da İshak Alaton gibi Ruslarla Türklerin yüzyıllardır süren beraberliğini iki ulkenin gelecekteki ilişkilerinin ilerlemesi açısından önemli bir etken olarak görüyor: "Türk ulusu Ruslara ya- bancı değil. 6. yüzyılda ilk Moskova prensliğinin ku- rulup büyümesinden bu yana Ruslar daima Türk- lerle beraber oldu. Kazan, Başkırt, Kınm, Kafkas- ya, Orta Asya Türkleri Ruslarla hep birlikte oldu- lar. Rus Çarlık tmparatorluğu'nun, Sovyetler Birli- ği'nin bütün bu unsurlan içinde bulundurması, Türk- lerle nasıl münasebet kurulur, nasıl geçinilir konu- sunda Ruslan belki de en tecrübeli ulus yapmıştırî' Türkiye-Rusya ilişkilerinin giderek güçleneceğine ilişkin görüşler, seçkinlerimizin zihnindeki hâkim se- naryoyu oluşturuyor. Ancak bu ilişkilerin geleceği- ni hayli belirsiz bulanlar (Avcı, Anter, Dicleli, Ecza- abaşı) ve bu ilişkilerin bir noktadan öteye gelişece- ğine ihtimal vermeyenler (özel, Kara, Denizer, Te- keli, Ali Ulvi, Yazgan) az değil. Türkiye-Rusya (SSCB) ilişkilerinin geleceği konu- sunda koşullu ve sırurlı iyimserlerin bir sözcüsü Ziilfü Dicleli: "Türk-Sovyet ilişkilerinin geleceği açısından iki alternatif görülüyor. Biri, Sovyetler'de istikrann daha da bozulması. Sadece cumhuriyetlerin aynlması olarak değil, yeniden sekter, Rus merkezli güçlerin ağır basması. Bu, bütün dünya bakımından çok olumsuz olur. Türkiye'yi de çoİc kötü etkiler. O za- man SSCB'deki Türklerin Türkiye üzerindeki bas- Alaton: Türkiye'nin Avrupa'yla entegrasyonunun, giderek artan ekonomik ilişkilerle Rusya ile bütünleşmeden geçtiğini düşünüyorum. AT'yi itelemek yerine Sovyetler'le ilişkilerin yoğunlaştırılmasına inamyorum. kısı çok artar. Bu da Türkiye'yi yeniden içe kapan- maya, istikrarsızlığa itebüir. tkinci alternatif, bugün- kü eğilimin devam etmesi... O takdirde iktisadi iliş- kilerin son derece gehşeceğini söylemek mümkün... Ama bugünkü eğilim güçlense bile Sovyetler'in 2020 yılına kadar ekonomik sorunlannı büyük bir güç ola- cak ölçüde düzeltebileceğini sanmıyorum!' Sovyetler Birliği'ndeki istikrarsızlığın, Türkiye- Rusya ya da Sovyetler Birliği ilişkilerinin geleceği ko- nusunda iyirnser olmayanlann bir sözcüsü Genel Ma- den İş Sendikası Başkanı Şemsi Denizer. Denizer'e göre SSCB ve tüm eski Doğu Bloku ülkelerindeki istikrarsızlık, Rusya ile ilişkilerimizin geleceği konu- sunda ümit vermiyor: "Doğu Bloku ülkeleri devlet- çilikten liberalleşmeye doğru gidiyorlar, ama bu çok zor bir olay... Çok zaman alacak ve çqk büyük çal- Sovyetler'le iktisadi ve kültürel ilişkilerimiz çok güçlenecek Türkiye, dış Türkleri örnek olacakkantılar yaşanacak. Bu ülkeleri 40-50 yıl sonra da tam anlamıyla düzlüğe çıkmış olarak görmüyorum. Bu koşullardaki ülkelerle Türkiye'nin ilişkÛerinde çok sağlıklı gelişmeler olabileceğine inanmıyorum." Denizer'e göre Sovyetler Birliği 2020 yılına kalma- dan dağılacak, belki 2000 yılında Sovyetler Birliği- nin bütün cumhuriyetleri bağımsız olacak. "2020 Yı- lında Türkiye" araştırmasında görüştüğümüz kim- selerin çok büyük çoğunluğu, Sovyetler Birliği'nin bugünkü yapısıyla devam etmeyeceğini düşünüyor. SSCB, 2020"ye kadar ya bir konfederasyon haline ge- lecek ya da dağılacak... Bu nedenle federe Türk cum- huriyetleriyle ilişkileri SSCB'den ayn düşünme eği- limi egemen. Rehber, Türkiye "Bugün dünyada yüzünü Türkiye'ye döndürmüş, asağı yukan 250 milyonluk bir Türk kitlesi yaşıyor. Türkiye onlar için bir bakırna kâbedir, bir bakıma ABD'den daha güçlü, kendileri için rehber bir ülke- dir. Bu bakış açısı Azerbaycan'dan Kazakistan'a sıç- ramıştır. Suudi Arabistan'ın, ABD'nin buna karşı ça- lışmasına rağmen sıçramaktadır. Ve diğer Türk ül- kelerine sıçrayacağına da hiç şüphe yoktur. Çünkü milliyet asn devam ediyor. Milliyete dayalı işbirliği siyasi ortamı sürüyor!' Türk Dünyası Araştırmalan Vakfı Başkam Prof. Dr. Turan Yazgan, Türkiye'nin dış Türklerle, Türki halkiarla ilişkilerinin giderek güçleneceğine inananlann başmda geliyor. Yazgan'ın, Türkiye'nin Türki halklara rehber ol- ması fikrini, farklı gerekçelerle de olsa, siyaset bi- limci ve tarihçi Prof. Dr. Mete Tunçay da paylaşı- yor: "Sovyetler Birliği'ndeki bugünkü eğilimler de- vam ederse, Ruslar bizim Türki kökenli, Müslüman halkiarla daha yakın iktisadi ve kültürel ilişkiler kur- mamızı teşvik edebilirler... Onlara yol göstermenin bizim ahlaki bir yükümlülüğümüz olduğunu düşü- nüyorum. Dil ve din ortaklığımız olan halklann en Batıusı, en çağdaşı biz olduğumuz için onlara yol göstericiiik görevimiz olduğuna inamyorum... Tabii bu bazı riskleri de içeriyor. Çünkü onlann gerilikle- ri, bizimJe yaklaştıklan ölçüde bizi de geriye çekme tehlikesini getiriyor..." Türkiye'nin Türkçe konuşan ve Islam dinine men- sup cumhuriyetlerle ekonomik ve kültürel ilişkileri- nin gelişmesinden Sovyet yönetiminin "şikâyetci değil hoşnut" olacagını düşünen bir başkası da Türk Si- yasi Ilimler Derneği Başkam Prof. Ergun Özbuduıu "Sovyetler'deki demokratikleşme hareketi bir parca- lanmaya yol açar mı? Ben Sovyetler'in parçalanma- sının Türkiye'run çıkanna olacağuu sanmıyorum. Fa- kat bugünkü demokratikleşme hareketi, federe cum- huriyetlere bugün olduğundan çok daha geniş bir özerklik kazandıracaktır. Bu cumhuriyetin bazılany- la fevkalade yakın kültürel bağlanrmz var. Azerbay- can Türkiye'yi bir model olarak görüyor. thmal edi- lebilir şive farklan dışında aynı dili konuşuyonız. Di- ğer Türkçe konuşan Sovyet cumhuriyetleri de Azer- baycan'ı izkyebilir. Tttrkiye, SSCB'nin bir an önce parçalanmasını istiyor ve Türkçe konuşan ül- kelerle politik birlik oluşturmak istiyor... Böyle bir rüyayı gören insanlar hâlâ vardır. Ama böyle şoven bir imaj vennekten özenle kaçmmak lanm. Biz gü- cü azalrnış da olsa bir süper devletle komşuyuz. Dost- luk üişkilerinden her iki ulkenin de kazanacağı çok şey var. Sovyetler'in de Türkçe konuşan ve İslam di- nine mensup cumhuriyetlerle olan ilişkilerimizden şi- kâyetçi değil, hoşnut olacağı, hatta bunu teşvik ede- ceğini sanıyorum. Çünkü eğer Türkiye bunlara mo- del olmazsa, SSCB'nin geleceği bakımından çok sa- kıncalı olan Iran, Suudi Arabistan model olabilir..!' "2020 Yılında Türkiye" araştırmasında görüştü- ğümüz kimseler arasında, Türk kökenli halklann ya- şadığı Sovyet cumhuriyetleriyle iktisadi ve kültürel ilişkilerin giderek güçleneceğini düşünenler büyük çoğunlukta. Ancak kimse bir siyasi bütünleşmeyi, bazı Batılı senaristlerin öngördüğü "Türk birliği"ni öngörmüyor. Uzun vadede bir Türk kökenli halklar Yazgan: Bugün dünyada yüzünü Türkiye'ye döndürmüş, aşağı yukan 250 milyonluk bir Türk kitlesi yaşıyor. Türkiye onlar için bir bakıma kâbedir, bir bakıma ABD'den daha güçlü, kendilemçin rehber bir ülkedir. "Commonwealth"inin ortaya çıkabileceğinden söz eden tek kişi, son yıllarda Türkler üzerine antropo- loji incelemeleri yazan Prof. Sencer Divitçioglu. Türk kökenli halkiarla ilişkilerin iktisadi ve kül- türel çerçeveyle sırurlı kalacağını düşünenlerin iyi bir temsilcisi TÜSİAD Başkam Bölent Eczacıbaşı: "Bu cumhuriyetler siyasi kimliklerini şu veya bu şekilde düzenledikten sonra ekonomik atılımlara giriştikle- rinde Türkiye ile ilişkilerinin gelişmesi için.yollar açıl- \ mış olacakto. Bu ülkeler Türkiye'ye çok iyi gözle ba- kıyorlar. Türkiye'yi gereksinim duydukları teknolo- jiyi sağlayabilecek, dost ve kardeş bir ülke olarak gö- rüyorlar. Türkiye'nin onlara Batıhlardan daha farklı yaklaşacağmı umuyorlar. Sanıyorum bu konuda hak- lılar... Ekonomik ve kültürel ilişkilerde mutlaka il- ginç gelişmeler olacakUr, Ama bunlann herhangi bir şekilde siyasi gelişmeler doğuracağına ihtimal ver- miyorum." îki emekli büyükelçi Şükrü Elekdag ve Coşkan Anday: Konuştukları diller Türk dilleri ailesine mensup, ama bizim konuştuğumuz Türkçeye pek benzemiyor. Biz, Türk dilleri ailesini bizim dilimiz samyoruz. Bu, dillerinde 300 Türkçe kelime var diye Macarları Türk saymak gibi bir şey... Kırca, Türki halklar âleminin dış politikada Türki- ye'nin önemli bir kozu olduğuna dikkat çekiyor- lar. Elekdag şöyle diyor: "Şimdi bütün cumhuriyet- ler Türkiye ile Uişki geliştirmek istiyorlar. Bunun bir ekonomik temeli var. Yaklaşım kafatascı değil; kork- mamamız lazım. Kafatascı zihniyet Türkiye'nin çok aleyhine olmuştur. Bu yüzden Türkiye bu ülkeleri unutmak zorunda kalmıştır. Kafatascı zihniyeti bir tarafa bırakıp bu ülkelerle ekonomik, ticari ilişkile- ri geliştireceğim; aynı zamanda Türkiye'ye siyasi des- tek sağlayacağım, diye düşünmek gerekiyor!' Kırca'ya göre laik ve demokratik Türkiye'nin TOrki. halklar üzerindeki etkisi, Batı'ya karşı çok önemli bir kozu: "SSCB gitgide daha fazla dağılma işaret- leri veriyor, fakat bu 20 yıl sürebilir... 2000 yıhnda Rusça konuşmayanlann nüfusun yansım oluştura- cağı; 2020 yıbnda Türkçe konuşanların çoğunlukta olacağı söyleniyor... SSCB dağıhrsa ne olur? Oradaki Müslüman Türkler fundamentalist Suudi Arabistan veya Iran'ın mı etkisinde kalacak, yoksa laik Türki- ye'nin mi? Türkiye fundamentalist olursa, onlar da olur... Olmazsa Iran'ın etkisinde kalmazlar. Burada Türkiye'nin, Batı'mn, Çin'in, Japonya'nm, Rusya- nın ortak bir çıkan var...:' "2020 Yılında Tttrkiye" araştırmasında görüştü- ğümüz kişiler arasında Türkiye'nin Türk kökenli halkiarla ilişkilerinde önemli bir gelişme bekleme- yenler azınlıkta. Melih Cevdet Anday, tsmail Kara, Haluk Ozdalga, Ali Ulvi bu grupta yer alıyor. Melih Cevdet Anday, bu konuda şöyle diyor: "Türkçe konuşan dediğüıiz ülkeleri gördüm... Kal- kınmış ülkeler değil. Konuştukları diller Türk dille- ri ailesine mensup, ama bizim konuştuğumuz Türk- çeye pek benzemiyor. Biz, Türk dilleri ailesini bizim dilimiz samyoruz. Hayır, değil. Bu, dillerinde 300 Türkçe kelime var diye Macarları Türk saymak gibi bir şey... Aynı dil ailesine mensup olduğumuz için bizim geleceğimize mutlu bir katkıda bulunurlar de- mek, çok yanlış bir şey!' Yaru: Ege. barış denizi olacak au? HABERLERIN DEVAMI Sınırda sefalet MtHMET AKA / YUSUF TOPRAK / ERGÜN AKSOY / ALİ SEVMİŞ HAKKÂRİ / ULUDERE / ÇUKURCA — Türkiye sınırına dayanan 250 binden fazla Kürt, yağmur, çamur ve açlıkla mü- cadele ediyor. Şiddetli yağmur, konaklama alanlannı balçık ha- line getirdi. Önceki gece, Çu- kurca yakınlanndaki 49. sınır taşı ve Narlı kamplarında don- ma, tifo ve zatürreeden 8'i ka- dın, 14'ü erkek, 16'sı çocuk ol- mak üzere toplam 38 kişinin öl- duğü bildirildi. Sığınmacılara gıda dağıtımın- daki aksaklık ise sürüyor. Ça- dırkente gelen yardım kamyon- lan adeta yağmalanıyor. Çukur- ca çadırkentte kalan sığınmacı- lardan 2 bini gece kent merke- zine yürüyüş düzenledi. Guven- lik güçleri yurüyüşü havaya ateş açarak durdurdu. Olayda bir ki- şi öldu, iki kişi de yaralandı. SHP Genel Başkam Erdal Inönü, bölgede incelemelerde bulunmak üzere dün akşam ka- rayoluyla Şanlıurfa'ya hareket etti. İnönü, Uludere ilçesi ile öteki sınır bölgesindeki bannma merkezlerinde, sığınmacılarla il- gili bilgi alacak. Başbakan Yıl- dırım Akbulut'un da sınırda bekleyen Kürtlerin durumunu incelemek uzere yarın bölgeye gideceği bildirildi. Bu arada, Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler ile ABD'nin Ankara Büyükelçisi Morton Abramovvitz de bölgede incele- melerde bulundular. DYP Genel İdare Kurulu ta- rafından yayımlanan bildiride de "San Francisco Beyanname- si, Helsinki Nihai Belgesi, Pa- ris Şartı, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Avrupa Par- lamentosu, NATO ve Varşova Paktları hepsi bugün Hakkâri dağlarında sınavdan geçmektedir" denildi. Türk ordıısu (Baftarafi 1. Sayfada) releri, önceki gun Dışişleri Ba- kanı Alptemoçin'i ziyaret eden Irak'ın Ankara Büyükelçisi Ra- fi Dahan Mücvel, El Tikriti'nin göruşme sırasında bu konuya değinmediğini bildirdiler. Ote yandan dün akşam BBC'nin sorularım yanıtlayan Devlet Bakanı Kâmran tnan, Kuzey Irak tarafma geçen Türk askerlerinin sığmmacılann gü- venliğini sağlamak amacıyla orada bulunduklannı söyledi. Tampon bölgeye ABD'den destek EDtP EMİL ÖYMEN kabul ettiği bildirildi. Erbil ken- tinin 30 kilometre güneyinden LONDRA — Irak/ın kuzeyin- geçen 36. enlem ile Türkiye sı- de, Kürtler için "tampon bölge" nm arası, Kürt sığınmacıların en ilişkinoluşturulmasına ilişkin öneri, ABD Başkam Bush'un destek verdiğini açıklamasıyla güç ka- zandı. "Tampon bölge" oluşturul- ması konusundaki İngiltere Baş- bakanı John Major'ın getirdiği öneriyi, ABD Başkam George Bush'un ilke olarak kabul ettiği açıklandı. İki lider arasında dün gece yapılan 20 dakika süren te- lefon konuşmasının ardından Ingiltere Başbakanlığı'nın açık- lamasmda, Irak'ın, sığınmacıla- ra yapılmakta olan yardım ope- rasyonuna karışmaması ve en- gellememesi gerektiği belirtildi. Irak ordusundan bir saldıri gel- diği takdirde, sorunun Birleşmiş MiUetler'e götürüleceği belirtil- di. Böylece Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından ilk kez ortaya atılan, İngiltere Başbaka- nı John Major tarafından geçen pazartesi günü Lüksemburg'da Avrupa Topluluğu Liderler Do- ruğu'nda şekillendirilen "ta- mpon bölge^' önerisi, Amerikan yönetiminin konuya uzak dur- masına ve v çekince belirtmesine rağmen gerçekleşme aşamasma geldi. Reuter'in haberine göre ko- nuyla ilgili bilgi veren bir ABD yetkilisi de ABD Başkam Geor- ge Bush ile İngiltere Başbakanı John Major'ın Kürtler için bir güvenlik bölgesi oluşturulması konusunda görüş birliğine var- dıklannı söyledi. Beyaz Saray Sözcüsü Marlin Fitzwater. daha sonra yaptığı bir açıklamada ise Başkan Bush'un tampon bölge oluşturulması ko- nusunu, AT liderleriyle perşem- be günü yapacağı görüşmelerde değerlendireceğini bildirdi. Fitzwater, Bush'un Major'la Irak'ın içinde tampon bölge oluşturulması konusunda tam bir anlaşma içinde oldukları açıklamasının tersine "Bildiğiniz gibi İngiltere ve Türkiye, Irak'- ın içinde bir tampon bolge oluş- turulması konusunda öneri ge- ürdiler, bu öneriyi de diğer öne- yoğun iç göçüne tamk olan böl- ge. Bu bölgenin ne kadarında tampon bölge oluşturulacağı, Birleşmiş Milletler Genel Sekre- teri'nin özel temsilcisi Eric Suy- un önümüzdeki günlerde yöre- ye yapacağı ziyaret le şekillene- cek. Başbakan Major, önerisinı Çin ve Sovyetler Birliği ve BM Genel Sekreteri Perez de Cuel- lar'a da resmen bildirerek des- teklerini talep etti. Bu arada Irak'ın kuzeyinden yaklaşık bir milyon sığınmacının akınına uğrayan İran, Irak sını- nnda özel güvenlik bölgesi öne- risini eleştirerek, bunun İran'a gelmek isteyen Iraklı Şiileri göz- ardı ettiğini savundu. Tahran Radyosu'nda güvenlik bölgesi planı konusunda yapılan bir yorumda, önerinin Irak'ın güneyindeki yanm milyon Şli mülteci için de sağlanması ge- rektiğini savundu. Tahran radyosunda güvenlik bölgesi planı konusunda yapılan bir yorumda, önerinin Irak'ın güneyindeki yanm milyon Şii için de sağlanması gerektiği sa- vunuldu. Planın, "gizü si>usi amaçlan" bulunduğu iddia edilerek Bağ- dat rejiminden zarar gören in- sanlara yardım etmekten çok, Irak'ta istikrarsızlık yaratmayı amaçladığı öne süruldü. Cumhuriyet Ankara Bürosu'- nun haberine göre Türkiye ile Irak arasındaki sınır bolgesinde Kuzey Iraklı sığınmacıların gü- venliğini sağlamak üzere bir tampon bölge oluşturulması ko- nusu "zamana kalıyor." Irak'ın sığınmacılara yapılacak yardım çalışmalarına engel olmama sö- zü vermesinin, tampon bölgenin gerekliliğini tartışmaL hale getir- diği Dışişleri Bakanlığı yetkilile- rince ifade edilirken Sözcu Mu- rat Sungar, "Tampon bölge ça- lışmalarını hızlandırmak için eli- mizde fazla imkân yok. Zaten eğer yardımı engelleyici davra- nışla karşılaşılmazsa mesele nor- raal safhasında yiiriiyor demek- tir" dedi. BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar sınırda incele- meler yapmak üzere Türkiye'ye davet edilirken Irak, yardım ça- Iışmalan için Türk Kızılayı ile Irak Hilal-i Ahmeri arasında iş- birliği yapılmasını önerdi. Irak'ın Ankara Büyükelçisi Rafı Dahan Mücvel El Tikriti ile Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtce- be Alptemoçin arasında önceki gün yapılan görüşmede Bağdat, Ankara'ya bazı 'sıcak' mesajlar iletti. Dışişleri Bakanlığı Sözcü- sü Murat Sungar haftalık basın toplantısında görüşmeye ilişkin bilgi verirken "Kuzey Irak'ta ve Türk sınınnda bulunan Irak va- tandaşlanna >'ardun konusunda Irak Hilali Ahmeri'nin Türkiye Kızılayı'yla tam bir işbirliği için- de hareket edecegini Irak Büyü- kelçisi tarafımıza bildirmiştir. Ajrıca bu bölgeye yönelik yar- dımlann da süralle bölgeye ulaş- tınlması hususunda keza Irak makamlannın >ardım etmeye hazır olduklannı da ifade et- miştir" dedi. BM'de tartışmalar İlk kez Cumhurbaşkanı Özal'ın ortaya attığı "tampon bölge" önerisi, bugunlerde Irak- Kuveyt sınınnda Birleşmiş Mil- letler asker ve sivil gözlemcile- rinin denetimine geçmesi bekle- nen, tampon bölge planına ben- ziyordu. Her iki sınırdan para- lel olarak yaklaşık 10-15 kilo- metre içeriden geçecek bir böl- ge BM denetimine bırakılıyor. Cumhurbaşkanı Özal da Türkiye-Irak sınınnda benzer bir uygulama yapılabileceğini ortaya atmıştı. İngiltere Başba- kanı John Major ise bu öneri- den hareketle, tampon bölgeyi, neredeyse Kürtlerin yaşadıkları tüm yöreyi ve kentleri içine ala- cak şekilde genişletti. Böylece Kürt sığınmacılar Türkiye ve İran sınınndan geri dönmeye 'ikna edilecek'. Yeniden yerleri- ne, yurtlarına kavuşacaklar. Uluslararaşı yardım buralara ya- pılacaktı. Özal-Major planı ilke olarak benzeşirken kapsam ve içerik bakımından farkhlık gös- teriyordu. Gözlemciler geliyor Birleşmiş Milletler Genol Sek- reteri'nin Kuzey Irak'taki duru- mu incelemekle görevlendirdiği temsilcisi Belçika Başbakanı'run danışmanlanndan Eric Suy'un, cumartesi günü Bağdat'ta olaca- ğı bildirildi. Birleşmiş Milletler Basın Bü- rosu tarafından dün New York- ta yapılan açıklamada, Kuzey Irak'a gitmekle görevlendirilen Eric Suy'un dün Cenevre'de Prens Sadrettin Ağa Han, Bir- leşmiş Milletler Yüksek Mülte- ciler Komiserliği yetküileri, Irak, İran, Türkiye ve İngiltere büyü- kelçileri ile görüştüğü bildirildi. BM Mülteciler Yüksek Komi- seri Sadako Ogata'nın da Irak- tan kaçanların yığıldığı İran ve Türkiye sınırlarını ziyaret edece- ği bildirildi. ABD'den Irak'a: Askeri faaliyetlerini durdurDış Haberler Servisi — Irak'- lan kaçarak Türkiye ve İran'a sığınan Kurtlere, uluslararaşı yardımlar sürerken ABD'nin, İrak'ı uyararak sığınmacıların bulunduğu bölgeiere yakın tüm askeri faaliyetlerini durdurma- sını istediği bildirildi. ABD'nin sabah saatlerinde de irak'ı he- likopter ve uçak kullanmaması konusunda uyardığı öne sürül- müştu. Beyaz Saray Sözcüsü Marlin Fitzvvater, dün yaptığı açıkla- mada uyarının Irak'ın "tüm ka- ra ve hava kuvvetlerinin" faa- liyetlerini kapsadığını belirtti. Fitzvvater, ayrıca ABD yöneti- minin Iraklı sığınmacılara yar- dım için Kongre'den ek ödenek isteyereğini de belirtti. le hakkı'nı gündeme getirdiği- toplantıda Batı'mn sığınmacı ni belirıti. "Kurtlere yardım sü- sorununa yardımcı olmasını rebilir. Buna olmalıyız" diyen rilergibi inceliyoruz. Ancak bu İ R n ı t , „ „ „ , , , , konuda kesinleşmiş bir kararı- A B D , I r a k I u y a r d l mız yok" şeklinde konuştu. Irak'ın kuzeyinde oluşturul- ması öngörulen tampon bölge- nin nereyi kapsayacağı henüz belli değil. Ancak Amerikan yö- netimi, bunun ilk ipucunu dün verdi. ABD yönetiminin Irak hükümetine, geçen hafta sonun- da 36. enlemin kuzeyinde savaş helikopter ve savaş ucaklan kul- lanmama ve her türlü askeri fa- aliyeti durdurma uyarısı yaptı- ğı açıklandı. Irak'ın bu uyarıyı AP'nin haberine gore ABD Dışişleri BakanıJames Baker'ın Kahire ziyaretine katılan bir ust düzey yetkili, Irak'ın, Türkiye ile olan sınırının güneyinde, uçak ve helikopterlerle Kurtle- re saldırmasına bir son verilme- sinin istendiğini öne sürdü. Fransa Devlet Başkam Fran- çois Mitterrand dün Bakanlar Kurulu toplantısında yapiığı ko- nuşmada, "Kurtlere insani >ardım" konusunun "müdaha- hazırlıklı Mitterrand, Fransa'nın Kurtlere yardım yo- lundaki girişimlerinin "umduk- larından fazla yankı bulduğunu" söyledi. Irak Başbakan Yardımcısı Tank Aziz, CNN'e verdiği de- meçte Batılıların sığınmacılara yardım konusundaki yaklaşım- larını eleştirdi. Tank Aziz, "Ba- tılı bir ülke Kuzey Irak halkına 50 ton gıda maddesi gönderiyor. Bu manşetlerde büyük haber olarak verili>or. Ola> olu>or. Oysa biz, Kuzey Iraklı halkımı- za her gün 10 bin tonluk gıda yardımı yapıvoruz. Bu Batı ba- sınında >er almıyor" şeklinde konuştu. Aziz, Batılıların Irak'- ın iç işlerine karışmak için fır- sat kolladıklarını da sözlerine ekledi. Yardım ulaşamıyor AP'nin haberine göre iran'a sığınan yaklaşık 800 bin Kuzey Iraklı Kürde gönderilen yardım- lar, yorenin dağlık ve hava ko- şullarının çok kötu olması nede- ni ile sığınmacılara ulaşamıyor. İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti, dun Tahran'da Batılı ulkelerin temsilcileriyle yaptığı istedi. AA'nın haberine gore Kerbe- la, Necef, Hilla ve Bağdat'ı zi- yaret eden ABD'li iki doktor, Bağdat ve Guney Irak'ta açlık ve salgın hastalıkların giderek yayıldığını bildirdi. Insan Hakları İçin Doktorlar Örgütu'nün yoneticileri H. Jack Geiger ve Jonathan Fire, 5 gün- lük 7İyaretleri boyunca salgın hastalıkların yayıldığına ilişkin beürtiler gördüklerini söylediler-. Çekilme hızlanacak. Beyaz Saray, Irak'taki Ame- rikan birliklerinin çekilme süre- cinin gelecek hafta bölgeye BM gözlemci heyetinin gelmesiyle birlikte hızlandırılacağını açıkladı. Beyaz Saray Sözcüsü Marlin Fitznater, Guney Irak'taki Amerikan birliklerinin bir kıs- mının çekildiğini belirterek Tüm Amerikan birliklerinin tam olarak ne zaman çekilece- gini şimdiden söyleyemeyiz, an- cak BM gözlemci heyeti hafta sonuna doğru bölgeye gidecek" dedi. Öte yandan AP, Irak'ta bu- lunan 4 Batılı gazetecinin kayıp olduğunu duyurdu. AA'nın haberine göre Japon- ya, Irak'tan kaçanlar için Türkiye'ye 304 bin dolarlık acil yardımda bulunacağını açıkladı. Japonya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Türkiye'ye 304 bin, İran'a da 470 bin dolarlık battaniye, ça- dır ve ilaç yardımında buluna- cağı kaydedildi. Öte yandan Avustralya, Ku- zey Iraklılar için Türkiye'ye 22 ton yardım gondereceğini açık- ladı. Türkiye'ye 200 milyon dolar yardım ABD Başkam George Bush'- un, Ürdün'e yardımın kesilme- sini öngören bir yasayı imzala- dığı bildirildi. Körfez krizinde Ürdün'ün Irak'ın yamnda yer almasına kongrenin duyduğu öfkeyi yan- sıttığı belirtilen yasa, yine de başkana Ortadoğu barışı için gerekli olduğuna inandığı tak- dirde, yardımı yeniden başlatma yetkisi tanıyor. Sözkonusu olağanüstu tahsi- sat yasası, Körfez savaşı dola- yısıyla uğradıkları zararlar kar- şıhğında İsrail'e 650, Türkiye'- ye ise 200 milyon dolar ek yar- dım sağlanmasını içeriyor. G O Z L E M UĞUR MUMCU (Baftarafi 1. Sayfada) yerek yazmaya çalışıyoruz. Bu tarihsel süreç içinde Kürtle- rin İngiltere ve ABD ile ilişkilerini, belgeleri ile sergilemeye çalışıyoruz. Bu belgelerın büyük birikimini de Kürt aydınlarının yayım- ladıkları dergilerden, gazetelerden ve kitaplardan seçiyo- ruz. O kadar uzaklara da gitmeye gerek yok. 1970'li yıllarda Molla Mustafa Barzani, Kürtlerin kurtuluşunu ABD'ye 'ihalef etmedi mi? Bugün Irak'tan Türkiye'ye sığınan Kürtlerin dramında ABD'nin hiç mi sorumlulugu yok? Emperyalizmin Ortadoğu siyaseti 20. yüzyılda ne gibi oyunlar oynadı? Bugün oynanan oyunların amacı nedir? Bunlann üzerinde hem Türkler hem Kürtler olarak "yurt- taşlık bitinci' ile derin derin düşünmek gerekir, uzun uzun ve derin derin... ^ Anayasa, "Momurlar sendika kuramazlar" diyor mu? Unutmuş! demiyor. 21 öğretmen, 28 Mayıs 1990 günü 'Eğrtim Işkolu Kamu Gömvlileri Sendikası' adıyla sendika kurmuş. Kısa adı 'Eğitim-İş' olan sendika, bir demokratik savaşım veriyor. Hükümet 'hayır1 diyor; "memurlar sendika kuramaz." An- kara Valiliği, sendikanın kuruluş dilekçesini bile almıyor. Valiliğin başvuru dilekçesini almama diye bir yetkisi de yok. Yok, çünkü Sendikalar Yasası'nın 6. maddesi, "Sendi- kalar önceden izin almadan kurulur" diyor. Kuruluş aşama- sında idarenin böyle bir takdir yetkisi' yok. İdare, ancak kurulan ve tüzel kişilik kazanan sendikanın yasada öngörulen koşullara uymadığı savıyla iaaliyetin durdurulması' ve 'sendikanın kapablması' için basvuruda bu- lunabilir. Valilik, hem kuruluş dilekçesini kabul etmiyor, hem no- terlere emir vererek bu tür başvuruların noter kanalıyla ya- pılmasını da yasaklıyor! Sendika da ne yapsın? PTT aracılığı ile başvuruyor. Valilik, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığfna başvurarak sendika kuruculan hakkında ceza soruşturması açılması- nı istiyor. Savcılık, "Memurlann sendika kurmalannı yasak- layan bir yasa hükmû olmadığı" gerekçesiyle kovuşturma- ya yer olmadığı kararı veriyor. Ankara valiliği, bir yandan savcılığa başvururken bir yan- dan da iş mahkemesinde sendikanın kapatılması için da- va açıyor. Ancak başvuruyu usulüne göre yapmadığı için dava dosyası kapatılıyor. valilik yine pes etmiyor. Sendikanın kapatılması için Ça- lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Yargıtay'a başvuru- yor. Yargıtay, bu işler için görevli mahkemenin iş mahke- mesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğuna karar veri- yor. Yargıtay'ın bu kararına karşın valilik, Eğitim-lş Sendika- sı'nın kapatılması için görevsiz mahkeme olan 8. İş Mah- kemesi'ne başvuruyor. Görevsiz mahkeme 17-18 Kasım 1990 günü yapılması gereken olağan genel kurulun toplanma- sını yasaklayan 'ihtiyati tedbir karan' veriyor. Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde kapatılma da- vası bugün başlıyor. Kamu çahşanları 'memur', 'işçi've 'sözleşmeli personel' olarak üçe ayrılır. İşçiler, kısıtlı da olsa sendika kurma, toplusözleşme ve grev haklarına sahipler. Sözleşmeli personel ile memurta- rın toplusözleşme, grev hakları yoktur. Türk idare hukukunda memurlar "aylıklı köleier'diT. Bu 'ay- lıklı köleler' haklarını arayabilmek için sendika kurmak isti- yorlar. Bu hak da kendilerine çok görülüyor. Oysa Türkiye'nin imzaladığı sözleşmelerde kamu görev- lilerine sendika kurma hakları tanınıyor. Bu sözleşmelerden biri 'Insan Hakları Avrupa Sözleşmesi', öbürü de Uluslara- raşı Çalışma Örgütu'nün (ILO) 98 sayılı sözleşmesidir. Anayasa da "Usulüne göre yürürlüğe konmuş uluslara- raşı sözleşmeler kanun hükmündedir" diyor. Türkiye, bu uluslararaşı sözleşmelere "Valilikleri bağlamaz" diye bir çekince mi koydu da bizler bu çekin- celeri bilemiyoruz!/
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear