Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunvc Matbaaulık \e Gazeıeulık Turk Anonım Şırketı adma
ISadır Nadt £ Gcnel \î\\n Muduru Hasan Cemıl, Muesscse Muduru
Eımne l$akhgıi, >a2 I>len Muduru Olt« Gonensııı. % Haher Mer
kezı
Muduru Vatçıa Ba>«ı, Sa>îa Duztm \onetmeı\ı \h A«r £ Temsılaler
AMs\RA Atımn T»fi. I/MİR Hıkmet (, nınkıvs. ADANA Çrlın Yıgenoglıı
l, Polıtıka Cetal B»lı»tn. Dıj H>txrfcr [ ı j ı a Balcı Ekoncmı Cta(U Tartu !ş Scndıka Ş«kıu h m a . kuJıur Cdal l « « .
Islanbul Hab«kr k*mst K»ç«k, Efcıtsm Geftc*? Ş«)tM. Yun Haberkn Necfet DofH Spor Dartsman 4,M«lkadtr ^BtHHıa».
Duı Tazılar b m Çab»kM. *raşurma ŞoMa Uyay, DuzettnK AMallak YuKı £ kooro natör *•«* Korsbas % V 1 a j >
lîler LJ«I trital 0 Muha*ebr BtıkBt >nct 0 Bmce Planlama Scvfi ftını«rtf)rıı|İM 0 Rfklam V K lonm % Ek \av r ar
H.lvı \kn>l 0 Idare Hı>sr>ın l,urr> 0 Ijlt mt OaAer Çriık 0 Bıtgılscm S u l !.•! % PtrvJn V>ı> Bo<lucıo|l<ı
Jünıı kunı.u Baikan NadirNa*
04ua> AktaL \*çm 1**CT Hısuı
L t«r MUIKI llhıa
Alı
Sojon vr îüfaa Cumhunvo MalbaiKıîık « Gaittecıbk TAŞ. Turkoca| Cad 39 4!
>4'34 Isı PK 24» luantaıl Td !12 05 0^ (20 hal) WCT 12246. Faj (1) İ26 «0 ^J 0
SuVar A«kan. Zıya Gokalp BK inkılapS V 19 4 Tei 133 II 41 4*» Tcfcx 42344, Fax (4| 133
0< 65 0 Umr H Z.ya Blv 1312 S 2'J Tcl ,* 12 ÎO T;le< <2359 F»x <>!> 19 " «0
9 U a Inonu C»d 119 ^ Mo k»[ I W 19 V <2 14 hatl Tîle» 62 « Fax f l ) 19 25 ">!
TAKVIM: 10 NISAN 1991 Irasak. 4.56 Guneş- 6 26 Öğle- 13 10 İkındı-. 16.50 Akşam. 19.44 Yatsı: 21 08
IstanbulArkeoloji Müzeleri Müdürü Sovyetler'in, Çanakkale'den kaçırılan hazineyi vermesini istedi
'Troya hazînesi Türldye'nindir'Schliemann Madalyası
sahibi Prof. Ekrem
Akurgal, "Sovyet
dostlanmızdan jest
bekliyoruz. Artık
Osmanlı
İmparatorluğu yok.
Troya hazinesi
Türklere, Miken
eserleri Yunanlılara
verilmeli" dedi.
ÖZGEN ACAR
ANKARA — Çanakkale'den
Berlm'e kaçırılan "Troya hazi-
nesi"nin Moskova'da "Kremlin
Sarayı"nda olduğu yolundaki
haberler Türk arkeoloji dünya-
sında geniş ilgi uyandırdı.
Kultur Bakanlığı, ileride izle-
necek polıtikayı saptamaya ha-
zırhk yapmak amacıyla Dışişle-
ri Baİcanlığı'ndan hazine hak-
kında gereklı bilgi ve belgelerin
derlenmesini istedi.
tstanbul Arkeoloji Müzeleri
Müdurü Alpav Pasinli, "Troya
buluatulannın butunleşmesi için
tstanbul'a gonderilmesi gerekir.
Sovyetler'in Troy» Hazinesi'ni
muzemize vermesi 100. kuruluş
yıldönomunde öoemli bir tarih-
sel armagan olacaktır" dedi.
"Schlicmanıı Madalyası" sa-
hibi Prof. Ekrem Akurgal ise
"Sovyet dostlannmdan jest
bekliyoruz. Schliemann, Trova-
dan başka Mikenden de eserler
göturmüştu. Bugun artık Os-
manlı tmparatorluğu yok. Sov-
yetler, Troya Hazinesi'ni Türk-
lere, Miken eserterini de Yunan-
lara versinler" diye konuştu.
2. Dunya Savaşı'ndan bu ya-
SCHLIEMANN HAZINEYI NASIL KAÇIRDI?
'Hazineyi şalın içine doldurduk'1990 Noel gunu, 100. olum yıldonumımde, dunyanın
;eşitli bılim kuruluşlarınca anılan Alman arkeoloğu-
Heinrich Schliemann 1822 >ılında Almanya'da Meck-
lenburg'dakı fakır bir ko\de doğdu.
Maddi sorunlar ıçmdekı, yeteneklı Heınrich'ın ka-
fasında daima iki olgu vardı. Birıncısı Guney Amen-
ka*^ gidip "koşeyi dönmek."
Ikincisi ıse Izmirlı antık ozan Homeros'un "İlya-
da"sında anlatılan oykude geçen Troya'nın >erını bul-
maktı. Çunku o gune kadar genellikle herkes Troya-
nın duşsel bir yer olduğuna inanıyordu.
Schliemann 28 yaşında Rusya'va \e Kalıfornıya'ya
yaptığı yolculuklanndakı ticaret ıle kosevı dondu. Sov-
yeüer Birliği'ndekı ilk evhhğı mutluluk getırmedı. Ikın-
ci evlıliğıni Amerika'da Yunan kokenlı genç ve guzel
olduğu kadar akıllı Sofıa Engastromenos ile yaptı. So-
fia da Homeros hayranıydı ve tum şiırlennı ezbere bı-
livordu. Yuksek eğitımıni Rostock ve Paris'te yapmıştı.
Istanbul Maarif Nezaretı'nden aldığı ızinle Schlie-
mann 1870 nisanmda Çanakkale'de kazmaya başla-
dığında Troya'yı bulmuştu. Schliemann boylece duş-
sel iki hedefinı de gerçekleştirmış oldu.
Heinrich Schliemann, kazılara başladıktan üç yıl
sonra "Tro>
f
a haainesi"nı nasıl bulduğunu şoyle an-
latıyor:
Heinrich Schliemann,
"Troya hazinesi"ni nasıl
bulduğunu şöyle anlatıyor:
Kral Priam'ın sarayının
yanındaki doğruca uzanan
duvarm ötesini kazarken
büyükçe, bakir bir nesne ile
karşılaştım. lşçilere hemen
'paydos' diye bağırdım.
"Kral Priam'ın sarayının yanındaki doğruca uzanan
bir duvarın otesini kazarken buyukçe bakir bir nesne
ile karşılaştım. Çok kavdedeger olan biçirai dikkati-
mi çekmişti. Ardında altın gorduğumu duşundum. (...)
İşcilerin açgozluluğunden arkeoloji adına hazine>i
kurtarabilmek için çok suratli harekel etmek zorun-
daydım. Daha işcilerin kahvaltı molasına çok zaman
vardı. Bununla birlikte vine de derhal 'Paydos' diye
bağırdım."
Schliemann bundan sonra ışçılen kahvaltı yapar ve
dinlenırken, "yıkılacak bir duvann altında kalma pa-
hasına da olsa yaşamının en buyuk tehlikesini goze
alarak bir bıcakla hazine)i duvardan nasıl çıkardıgım"
ayrıntılı bir bıçımde anlatır
"Arkeolojik değerine paha biçilme>en pek çok nes-
neyi gormek o anda beni çdgına çevirmişti ve artık hiç-
bir tehlikeyi düşunmez olmuştum" diye yazan Schlie-
mann hazineyi kaçırışını anlatmayı anılarında şoyle
surduruyor.
"Bununla birlikte, eşimin yardımı olmaksızıo hazi-
neyi oradan çıkarmam tamamen olanaksızdı. Yanımda
duran eşimin şalını kestim ve o da içine bunları dol-
durarak oradan uzaklaştık."
Heinnch Schliemann daha sonra bu hazineyi Atı-
na'ya \e ardından da Almanya'ya kaçıracaktır. Ber-
lın'de sergilenen bu hazine 2. Dunya Savaşı sonunda
bırdenbıre Berhn'de kaybolacak ve hakkında çeşitli
soylentiler çıkacaktır.
Schliemann, bulduğu bu hazinenın Homeros'un 11-
yada'sındakı unlu "Guzel Helen"ın Isparta Kralı ko-
casını bırakarak kaçtığı Troya Prensı Parıs'ın babası
Kral Pnamos'a ait olduğunu iddia edecektır. Ancak
daha sonra yapılan bilimsel kazılar Schliemann'ın bu
yargısının yanhşhğını ortaya koyunca "Kral Priamos-
un hazinesi"nın adı "Troya hazinesi" olarak değiş-
tirilecektır.
YARl!S:TroyaHazinesi"nin
na geçen 46 yıl boyunca nerede
olduğu bilinmediğı ıçın hakkın-
da çeşitli söylentiler çıkartılan
"Troya hazineleri"nin Mosko-
va'da "Kremlin SarayTnda bu-
lunduğuna ilişkin haberler ulus-
lararası sanat ve bilim dunyası-
nın yaru sıra Türkiye'de de yan-
kı yarattı.
Sovyetler'in, hazineyi yeniden
Almanya'ya geri vermesi yolun-
da hazırlık yaptığına ılişkin ha-
berler Kultur Bakanlığı'nı da ha-
rekete geçirdi.
Kultur Bakanlığı Halkla İlış-
kiler Danışmanı Hilmi Tutar,
yayınımız uzerine telefonla ara-
yıp "Anıtlar ve Müzeler Genel
Muduru M. Akif Isık'ın Dışiş-
leri Bakanlığı Kultur İşleri Ge-
nel Mudurluğu'ne 4 nisan çar-
şamba gunu bir yazı ile gonde-
rerek bu olayı ilk kez en geniş
boyutta inceleyen Amerikan
'Art News' adlı derginin ve ay-
nca 'konuya ilişkin her turlu bıl-
gı ve belgenın temin edılmesını'
istediğini" açıkladı.
Bu arada Anıtlar ve Muzeler
Genel Muduı Yardımcısı Ahmet
Ertekin de elimizde bulunan her
turlu uluslararası yayınların bı-
rer kopyasını incelemek uzere al-
dırdı.
îstanbul Arkeoloji Müzeleri
Mudurü Alpay Pasinli ıse
"Cumhuriyet"e gönişlennı şöyle
açıkladı:
"Dünyaca unlu Troya bulun-
tulannın Türkiye'de kalan bolü-
mu müzemizde konınmaktadır.
Buna karşılık bu hazinenin şim-
di Sovyetler Birliği'nde olduğu-
nu basından öğrenmiş bulunu-
yonız. Eğer bu haberler dogru-
İuk kazanıp bu hazine geri veri-
lecekse, bunlann döneceği yer,
kuşkusuz Turkiye ve ulkemizde
de İstanbul Arkeoloji Muzesi-
dir.
Haberin dogru çıkmasını
can-ı göniılden ümit ederim.
Bundan dort yıl once gittiğim
Bertin'de gezdiğim 'Troya Sergi-
si'nin bir yoneücisi, 'Gunun bi-
rinde bu hazinenin mutlaka bir
yerden çıkacağına inanıyorum.
Bundan hıç kuşkum yok. Inşal-
lah bu hazine bulunacaktır' de-
mişü.
Bu hazinenin gerçek sahibi
hiç kuşkusuz muzemizdir. Çun-
ku Troya buluntulan bu hazine
ile bilimsel bir butunluk, bir an-
lam kazanacaktır. Muzemizin
kuruluşunun 100. yıldönümün-
de mıize ek binamızda sergilen-
mesine Sovyet hukümetinin ola-
nak vermesi, bu yıldönumiı için
önemli ve tarihsel bir armagan
olacaktır."
Uç ay önce altı yabancı bilim
adamı ile birlikte Almanya'da
"Schliemann Madalyası" ven-
len, arkeoloji eğıtimıni savaş ön-
cesınde Berün'de yapan ve çeşitli
Alman bilimsel kuruluşların
onursal üyesi olan Prof. Ekrem
Akurgal ise şöyle konuştu:
"2. Dunya Savaşı sonunda
Ruslartn Almanya'dan çeşitli sa-
nat eserlerinin yanı sıra bu ha-
zineyi de gotururken hiçbir kö-
tu niyetleri yoktu. Sovyetler, Al-
manya'dan ne goturduyse bun-
lan zaman içinde geri verdi. Ni-
tekim Bergama Sunagı'nı da
Berlin'den parca parca götur-
muşterdi. Daha sonra yine par-
ca parca Almanya'ya geri verdi-
îer. Bundan dolayı Ruslara in-
sanlık adına 'aferin' dememiz,
şukran duygulanmızı belirtme-
miz gerekiyor. Troya Hazinesi
savaş sonrasında kaybolduğun-
da herkes gibi ben de 'Eyvah,
bunu bulan herhangi bu Rus as-
ken altını için eritmiş ve bu ne-
denle kaybolmuş olabilır' diye
dUşunmuştum.
Şimdi Sovyet dostlanmızdan
jest bekliyoruz. Sovyet bilim
adamları da bu hazinenin Tro-
ya'dan nasıl kaçırıldığım çok iyi
bilirler. Schliemann, Troya'dan
başka Miken'den de eser götür-
muştu. Bugun artık Osmanlı
İmparatorluğu yok. Sovyetler,
Troya Hazinesi'ni Türklere ve
eger eüerinde varsa Miken eser-
lerini de Yunanlara vererek
önemli bir jest yapsınlar."
YARGICrYA DAVA
Vitrinde
y
kullanmak
mahkemelik
Yargıcı mağazalarının
yılbaşı öncesinde
vitrinlerinde av hayvanı
başı ve doldurulmuş
hayvan kullanması sorun
yarattı. Hayvanlann
Yaşama Hakkını Koruma
Derneği'nin başvurusu
uzerine Şişli Savcıhğı,
Yargıcı firması hakkında
dava açtı.
NtLGÜN TOPTAŞ ~
Yargıcı mağazalan, yılbaşı
öncesinde vitrin duzenlemesin-
de kullandığı av hayvanı başla-
n ile doldurulmuş hayvanlar yu-
zünden mahkemelik oldu. Hay-
vanlann Yaşam Hakkını Koru-
ma Derneği'nin şikâyeti uzerine
Şişli Savalığı, Yargıcı firması
hakkında kamu davası açtı. Da-
vanın görulmesine yann başla-
nacak.
Hayvanlann Yaşamını Koru-
ma Derneği Başkanı Eva Ak-
soy'un verdiğı bilgiye göre böyle
bir dava Türkiye'de ilk kez açı-
hyor. Derneğın şikâyeti uzerine
tstanbul'da 1-4 kasım günleri
arasında duzenlenen "Av 90
Fuan"nın duzenleyicileri hak-
kında da dava açıldı. Dava ge-
rekçesi Avcıhk Merkez Komis-
yonu'nun 90-91 av mevsimiyle
ilgili karanna dayanıyor. Ko-
misyon karannın 29. maddesi-
ne göre 3767 sayüı Kara Avalı-
ğı Kanunu'nca kommaya alı-
nan av hayvanlanna ait baş,
boynuz, post ya da doldurul-
muş hayvanın (tahnit) işyerinde
bulundurubnası yasak.
Eva Aksoy Yargıcı'nm, ala-
geyik, karaca ve ceylan başları
ile doldurulmuş sülün ve ördek-
lerin suslendıği yılbaşı vitrinini
görunce mağazanm çeşıth şube-
lerini yasayı da hatırlatarak
uyardığını belirtti. Bir sonuç
alamayınca savcüığa ve Avcüık
Şube Mudurlüğü'ne başvurdu-
ğunu da söyleyen Aksoy, "Ma-
gaza bu arada vitrindeki deko-
ru degiştirdi. Ancak gerekli in-
celemeyi yapan savcıhk dava
açö" dedi.
Mağazalann sorumlu mudü-
rü Sait Çakıcı ise Hayvanları
Koruma Dernekleri'nin tutum-
larını "biraz fanatik" bulduğu-
nu belirterek şöyle dedi: "Bu
yasa yeni galiba, böyle bir ya-
sak olduğundan haberimiz yok-
tu. Konu bize ulaştıgında doğ-
rulugunu araştırdık. Ondan
sonni^itrini değiştirdik."
Çakıcı, vitrinde doldurulmuş
ördek ve sulünlerın bulunduğu-
nu, hayvan başlannın ise
"iskelet" şeklinde olduğunu, ne
başı olduğunu bilmediğini söy-
ledi.
Bu arada "Av 90 Fuarı"nın
ise "baştan aşağı yasadısı" ol-
duğunu beürten Eva Aksoy şun-
lan söyledi: "Fnarda koruma-
ya alınmış geyik, karaca, cey-
lan, ayı gibi hayvanlann baş,
boynuz ve postlannın yanı sıra
doldnrulmuş hayvanlar sergi-
teadi, satıldı, siparişler alındı."
İOİ
D a h a y a z ı
g °
r m e d e n
- modacılar 1991-92 kışını getirdiler bile.
t g ı j a p o n modacı Kansai Yamamoto onceki gece Tokyo'daki Ne-
ru Guzel Sanatlar Akademiâ'nde onumuzdeki sonbahar-kış için hazırladığı koleksiyonunu sundu.
Modacının defilesinde tanıtılan modellerin çoğu bedeni tamamen sanyordu ve tumu beyazdı.
Giysilerin parlak kapitone kumaşlardan yapılmaları dikkat çekti. (Fotoğraf: Reuter)
Müzelîk ekmeklerAlmanya'daki müzede ekmeğin yapımından
modaya, sanata etkisine kadar her şey
sergileniyor. Bunun dışında müzede tahılla
ilgili her türlü veriyi bulmak mümkün.
Ulm'deki bu müze dışında, ABD ve Avrupa'da
19 müze var, burüar ekmekten çok fırın müzesi.
REFİK DURBAŞ
ULM — Bir ekmek fınnı. Eli
yüzü un içinde bir adam fırına
ekmekleri surüyor, biri raflara
fınndan yeni çıkmış ekmekleri
diziyor. Fınndan taze çıkmış ek-
meğin kokusu neredeyse genzi-
ni yakacak...
Biraz ötede bisikletinin sele-
sine ekmekleri doldurmuş bir
adam satışa çıkmış...
Tarih 1910 yüını gösteriyor.
Ve Kathe Kollwits'in bir tab-
losu: Biri anasının eline, öteki
eteğine sanlnuş iki çocuk. Tarih:
1924.Picasso'nun: Bir kadınla
bir erkek, ikisi de bir deri bir,
kemik kalnuşlar. önlerind^
bir şişe, içi boş bir tabak
ve bir parca ekmek.
Tarih: 1904.
tkinci Dünya Savaşı'nda
kullanılan ekmek karnele
ri...
Bir geminin maketi: Parma.
tngiltere ıle Avustralya arasında
çalışmış. Hem de 1906 ile 1936
yılları arasında. Bir seferini 83
günde tamamhyor ve 58300 çu-
val tahıl taşıyormuş...
Çeşitli ülkelerden buğday öl-
çekleri...
Değirmencüerin, fınncüann,
ekmek satanlann çeşitli çağlar-
da kuUandıklan amblemler...
Ekmek kesen aletler, ekmeği
uzun süre saklayan kaplar...
Ve oldukça şaşırtıcı bir şey:
Turkiye. Anadolu'da fırının ilk
yapılışı. Çünkü tahıl tarihte ilk
kez Hititler zamanında Anado-
lu'da yapümış, t.Ö. 5830 yılında.
Kültür Bakanlığı
Prof.
Mıızaffer
Aksoy'a ödül
Kültür Bakanlığı 1990
bilgi yılı, bilgi çağı ve
bilgi toplumu üstüne
hizmet odüllerini
kazananlar belli oldu.
ANKARA (Cumhuriyet Bti-
rosu) — Kültür Bakanlığı "1990
bilgi yılı, bilgi çağı ve bilgi top-
lumu ustün hizmet ödulleri"ni
kazananlar açıklandı. Bakanlık
"bilgi çağı" ödulünu almaya
hak kazanan bilim adamları
şunlar: "Prof. Muzaffer Aksoy,
Ord. Prof. Ratip Berker, Doç.
Celal Şengor, Prof. Aam Barut,
Prof. Tuncer Ören, Prof. Oktay
Sinanoğlu, Prof. Nejat tnce,
Prof. Atilla Askar, Prof. Metin
Balcı, Prof. Sadrettin Silman.1
'
Bakanlığı "bilgi toplumu üstun
hizmet ödulü"ne de Prof. Nejat
Veziroğlu, Prof. Nesim Fins ve
doktor Tolgay Akman değer gö-
ruldü.
Ödüller duzenlenecek bir
törenle sahiplerine verilecek.
Yine Türkiye'yle ilgih bir başka
bilgi: Turkiye'nın dunyada ı>i
"doyan" ulkeler arasında olma-
sı...
Butün bunlar Ulm'da Salzsta-
delgasse'de "Deutsches Brotmu-
seum"da, yani ekmek müzesin-
de.
Ekmeği müzede gormek. Yal-
nız ekmeği mi? Ekmeğin dolaylı
dolaysız etkilediği, tohumdan
başağa, başaktan hamura insan
elinin değdiğı her şeyı bir müze-
de toplamak. îşte bunu 1955 yı-
hnda Dr. Willy Eiselen gerçek-
leştirmiş. Dr. Eiselen geçımini
yiyecek maddeleri satarak ka-
zanmış. Ikinci Dunya Savaşı'nda
yaşanan açlığı görünce de böy-
le bir müze kurmak karanna
varmış.
Ulm Ekmek Müzesi dunyanın
ilk ve en eski ekmek müzesi. Şef
Karia VVinkler ve Irene Konrad-
m verdiğı bilgiye göre Uun'deki
müze dışında ABD ve Avrupa
1
da 19 müze var ama, bunlar ek-
mekten çok "fınn" müzesi...
Muze 2 Mart 1991 tarihine ka-
dar başka bir yerdeymiş, bu ta-
rihte 1500 yıllannda yapümış bu
tarihi yerine taşınmış. Burası da
1804 yılına kadar aslinda tuz de-
posu olarak kullanılmış, bir ara
da askeri amaçlar için...
»Müzede ekmeğin yapımından
modaya, sanata etkisine kadar
her şey sergileniyor. Bunun dı-
şında müzede tahılla ilgili her
türlü veriyi bulmak mümkün.
Konrad, "On bin materyalden
ancak 1300'ünu sergileyebili-
yonız" dıyor ve eküyor. "Tavan
ara&ını da ekmekle ilgili sergiler
için düzenledik. Sergiler açıyo-
ruz, Ayrıca tahılla ilgili bilimsel
araştırma yapacaklar için kapı-
nuz açık, isteyen gelip çalışabi-
lir."
Müzenin ilginç bir köşesi Le-
nin'e aynlmış. Daha doğrusu Le-
nin'in, adı bilinmeyen birine ar-
mağan ettiği satranç takımına.
Beyazlar komünizmi simgeli
yor, siyahlar feodalızmı. Be
yaz oiyonlar oldukça güç
lü, zıncirlerini kırmışlar.
Siyahlar ıse cüız ve
zincirlerle bagh. Şah ve vezir
de öyle... Satranç takımının ar-
dmda Lenin'in başaklarla süslü
bir rozeti...
1300 materyal
Satranç takımına bakıp dttn-
yamızın halini düşünüyorum.
Birleşen Almanya'yı düşünüyo-
rum. iki zamanlı arabalarıyla
otobanlarda 80 km hızla yol
alan Doğu Ahnanlan düşünü-
yorum .
Müzede dunyanın neresinde
olursa olsun ekmekle ilgili bü-
tun yazılar toplaruyor. Ben ek-
meği değil, ekmeğin müzesini
anlatmaya çakştım. Bu yaayı da
muzeye göndereceğim.
Artık benim de muzeye konan
bir yazım var...
"Yeni bir çağm eşığınde, yeni kuresei eğılımler."
- ı
Kadir gecesi
• ANKARA (ANKA) —
Diyanet lşlerı Başkanı Prof.
Mustafa Said Yazıcıoğlu,
temel hak \e hurriyetleri
ellerinden alınan
Muslumanlar için dua
çagrısı yaptı. Prof.
Yazıcıoğlu, yarınki kadir
gecesi dolayısıyla
yayımladığı mesajda,
Turkiye'nin yanı başuıda ve
dunyanın çeşitli
bölgelerinde zulme uğramış,
acılara ve ölume itilmekte
olan insanlar olduğunu
bildirdi. Yazıcıoğlu, "Bu
insanlann durumu
Müslümanlann kadir
gecesini buruk gönüllerle
idrak etmelerine sebep
olmuştur, Ulkemizde kadir
gecesini huzur ve barış
ıçerısınde ıdrak etmenin
değerini milletçe takdir
etmelıyiz" dedi.
'Süt çocuguna
önerilmez'
• ANKARA (AA) —
Hazır çorbalar, etsuyu
tabletleri, puding, bisküvi,
aromalı sutler, ıçecek
tozlarının ambalajlanna
"Sut çocuklarına
önerilmez" ibaresi
yazılacak. Sağlık
Bakanı Halil Şıvgm'ın
ımzaladığı yönerge 30
hazirandan itibaren
uygulanmaya başlanacak.
Gıda katkı maddeleri ile
bunlarla hazırlanmış
gıdaların etiketlerinde yer
alacak uyarı ifadeleri için
hazırlanan yönergeye göre
bir üründe katkı maddesi
olarak sodyum meta
bisülfit, kukurtdioksıt gibi
kükürtlü bıleşikler
kullanıldıgında, uründeki
miktar kilogram başma 10
miligramdan fazla ise
ambalaj veya etiket
uzerinde "kükürtle
muamele edilmıştir" ifadesi
yer alacak.
4
Sonsıızluk'
Nişantaşı^nda
• Haber Merkezi —
lnfuüty Design, ikinci
mağazasını Nişantaşı'nda
açtı. Mağazanm
dekorasyonunu mimar
Semih Yalçı yaptı. Kesik ve
keskin hatlann hâkim
olduğu uzay çizgileri
kullamldı. Infinity'de
(Sonsuzluk) bu yıl
pastellerden canlı renklere,
toprak tonlanna dek her
renk moda. Kumaşlarda her
türlu puanlara rastlamak
mümkün.
Süper doğum
kontrol aracı
• ANKARA (ANKA) —
Bugune kadar geliştirilen
doğum kontrol araçları
içinde en etkilisi olarak
tanımlanan "Norplant" adlı
materyalin Türkiye'de
uretimi yönündeki
girişirnler sonuç veriyor.
Turkiye'deki bir yerli ilaç
fırmasının bu konudaki
ruhsat başvurusuna Sağlık
Bakanlığı'nca olumlu yamt
verıleceği öğrenıldi. CÛt
altma küçük bir
operasyonla yerleştirilerek 5
yıl süreyle yüzde 99.8
oranında etkili koruma
sağlayan Norplant,
kuüanıldığı ulkelerin
bazılarmda "kelebek" ve
"yelpaze" gibi adlarla da
tanınıyor. ilk kez Nüfus
Konseyi'nin lisansıyla
Finlandiya'da uretilen
Norplant, her biri 3.4
santimetre boyunda ve 2.4
milimetre çapında mini
çubuklardan oluşuyor.