18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10NİSAN1991 EKONOMİ CUMHURÎYET/13 SBBESTPfYASAMOflVİZ ABOOotan AtMnMario İMIÇfV H4A0I HolMidaFkKM IngftStertnı Frânso Frangı 100 l.ünet SAFSya» Avus Şilinı 3855 2285 2685 2015 6820 675 305 1000 320 Satış 3880 2290 2885 2025 8870 680 310 1015 325 ALT1N6ÜMÛŞ Cumhuriyet Reşat 24ayar attm 22 ayar bilezik 900 ayar gümûş Vakrfbank AJtmı Ziraat Altmı Hatattm Ahş 293.000 310.000 44.500 40.000 567 231.000 232.000 233.000 Satş 297.000 325.000 44.700 44.200 594 236.000 237.600 238.000 M.BANKAS1 PİYASA1JUU TL AHm Ptyasası Oıt.Faö(H) fe.Hac. (Myar TL) OoUr kapjntş (O.) tşl.Hac.(Mılyon $) Kapanış <ons/$) ışlanı Haani (kg) 110.00 2.797.0 388S 74.8 'Mffletin yeddi eminiyiz' • İSTANBUL (AA) — Ziraat Bankası Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, Ziraat Bankası'nın devletin bankası olarak nitelendirildiğini, ancak öncelikle ulusun bankası olduğunu belirterek, kendilerini "milletin parasının yeddi emini" olarak gördüklerini söyledi. Coşkun Ulusoy, düzenlediği basın toplantısında, 1990 yılı bankacıhk faaliyetlerini anlatn. Ulusoy, bankanın 1990 yıhnda sektörde tüm zamanlann kâr rekorunu kırarak, 1989*a oranla yflzde 308'lik artışla 1 trilyon 3 milyar lira kâr ettiklerini belirtti. Ulusoy, bu kararın bankacılık faaliyetlerinden elde edildiğine dikkat çekti. 1990 yıhnda 21.4 trilyon liralık mevduat topladıklarını da bildiren Ulusoy, "Bu paralan kullanırken milletin parasını kullanma bilinci içinde hareket ettik. Biz, kendimizi milletin parasını borç almış bir kunım olarak görüyoruz" dedi. Coşkun Ulusoy, Ziraat Bankası olarak bu yıl hedeflerinin dünyada ilk 100 banka arasına ginnek olduğunu belirterek, "Bunun da yolu özkaynakların arttırılmasından geçer" diye konuştu. Ozcan Ertıına'ya yeni görevler • Ekonomi Servisi — Hürriyet Gazetesi'nin eski Genel Müdürii özcan Ertuna, Erdemir'den sonra TÖBANK'ın da yönetim kurulu üyeliğine getirildi. Hürriyet'tekî görevinden ayrüdıktan sonra Ertuna'run Magic Box Yönetim Kurulu üyeliğine getirildiği iddia edilmiş, sonra bu söyienti yalanlanmıştı. Ertuna geçen hafta da Ereğli Demir Çelik Yönetim Kurulu üyeliğine getirilmişti. TÖBANK Yönetim Kurulu'nda boş bulunan iki Uyelikten diğerine ise Toplu Konut Idaresi Başkanı Can Cangır atandı. Genel Müdürlüğü'nü Osman Erk'in yürüttüğü bankanın yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluşuyor: Osman Ünsal, Osman Erk, Hamdi Aydın, Can Cangır, özcan Ertuna, Erdinç An. KISA • STEP AŞ, IBM uyumlu Borsa/400 programı geliştirdi. Programla, emir işlemlerinden portföy takibine, muhasebeden bilançoya kadar tüm işlemleri tuşlara dokunarak gerçekleştirmek mümkün. • OÜVETTİ bayi toplanüsı 5 nisan günü 42 yetküi satıcısının katılımıyla gerçekleştirildi. • MARMARİS MARTI OTEL 1990 yılında ' sermayesini 5 milyardan 10 milyar liraya çıkardı. Şirket ortaklanna temettü olarak 600 milyon lira dağıtma karan aldı. • SANDOZ ürünlerinin tsviçre'den gelen Yönetim 'Kurulu Başkanı Dr. Max Link, Dr. Güzen Poffet- Tamaç'ın 32 yılı aşan yöneticilikten sonra aktif çalışma hayatından emeküye aynlması vesilesiyle 7 nisanda Çırağan Sarayı Oteli'nde bir akşam yemeği düzenledi. DOĞUM Sutopu Milli Takım eski kaptanı ve 1988 Camel- Trophy şampiyonu GALİP GÜREL üe eşi BERNA GÜREL'in erkek çocuklan oldu. GÜREL çiftine ve ALt adı verilen bebeğe sagbklı günler dileriz. CUMHURtYET GAZETESİ SPOR SERVİSt ÇALIŞANLARI k yol erken seçiirf Yalım Erez istikrar tedbirlerinin kaçınılmaz olduğunusöyledi ABDURRAHMAN YILPIRIM Son günlerde erken seçim is- teğiyle dikkatleri çeken TOBB Başkanı Yalım Ereı, Türkiye'nin ekonomik açıdan büyük bir çık- mazla karşı karşıya bulunduğu- nu belirterek yeni ekonomik is- tikrar tedbirlerinin alınması ge- rektiğini söyledi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Yalım Erez'e yönelttiğimiz sorular ve cevaplan şöyle: — Savaştan sonra ekonomi- nin caolanmamasını neye bağlı- yorsunuz? EREZ — Bugünkü durgun- luk ekonomi politikalarındaki yanlışlardan ileri geliyor. 1990> ın ilk altı ayındaki iyimser tablo sıhhatli bir tablo değildi. Körfez krizi olmasaydı da o tabloyu de- vam ettirmek olanaksızdı. — Ekonomi politikasındaki yanlışlık nerede? EREZ — Şimdi bakm, 60 tril- yon iç borç, 40-42 milyar dış borç, 9.5 milyar dış ticaret açı- ğı, 2.5 milyar cari işlemler açı- ğı, yüzde 60'larda seyreden bir enflasyon var. Bu tabloya bak- tığınız zaman 11 yıl evvel 70 cen- te muhtaç bir Türkiye, 11 yıl sonra 7 milyar dolara muhtaç hale gelmiştir. Hatta bunu biraz daha acile getirirsek bugün 700 milyon dolara muhtaçtır. tşte aranan 1 milyar dolar. Bu da uy- gulanan ekonomi politikalannın ülke gerçeklerine uymadığını göstermektedir. — Erken seçim isteginizin ge- rekcesi nedir? TOBB Başkanı Yalım Erez 11 yıl önce 70 sente muhtaç olan Türkiye, şimdi 7 milyar dolara muhtaçtır. Asıl önemlisi, krizden çıkmak için bilinen bütün araçların kullanılmış olması. O yüzden acı reçete şart. Bunun için de erken seçim gerek. EREZ — Bakın Türkiye eko- nomik açıdan büyük bir açmaz ve çıkmazla karşı karşıya. Bu sı- kıntılan günlük kararlarla hal- letmek mümkün değil. Anık ra- kamlar öyle bir noktaya geldi ki Türkiye'nin yeniden bir ekono- mik istikrar programına ihtiya- cı var. Bazı acı recetelerin uygu- lanması gerekiyor. Belli bir ke- mer sıkma politikasına ihtiyaç var. Ekonomik istikrarı sağla- manınilk şartı da siyasi istikrar- dan geçiyor. Önünde seçim en- geli bulunan bir iktidann, uzun vadeli bir istikrar politikası ha- zırlaması ve bu paketin de aa re- çeteleri içermesi mümkün değil. Ülkenin gündeminde biri bu sonbaharda ara, diğeri 1992 son- baharında genel olmak üzere iki seçim var. Şimdi bu kadar sıkın- tıda olan Türk ekonomisinin bir sene içerisinde iki lane seçimi kaldırması mümkün değil. Ben erken seçimi sırf ekonomideki bu sıkıntılan Ulke bir an önce aşsın, ülke istikrara kavuşsun di- ye istiyorum. Ve bu benim şah- si görüşüm değil. Bunu tabanla uzun temaslardan sonra ifade ediyorum. — Size göre ekonomi durgun- luğu ne zaman aşabilir? EREZ — Piyasalarda ocak ayına göre karşılaştınrsak bir canlılık var. Ama bu, ocak ayın- daki büyük durgunluktan son- raki canlıhktır. Yoksa genelde piyasamn normal canlıhğmdan söz etmek mümkün değil. Tür- kiye her şeyden evvel enflasyon sorununu halletmelidir. — Devletin, para bulmakta çok zoriandıgı bir dönemde aca- ba özel sektör ne yapıyor? EREZ — Türkiye'nin iki bü- yük problemi var. Biri yüksek enflasyon, biri de yüksek faiz politikası. Eğer devlet bu iki so- runu uzun vadede halledecek tedbirleri almazsa ne devlet ne de özel sektör borçlanacak kay- nağı bulabilecektir. Önümüzde- ki dönem Türkiye'nin en önem- li sorunu, bütün enstrümanlann kullanılmış clmasıdır. Yani artık dış ve iç borç, emisyon gibi araç- lan kullanarak Türkiye'yi bir ye- re göiürmek mümkün değil. Ya- pılacak olan iş, dış borç nasıl ha- fifletilebilir, iç borç nasıl disip- line edilebilir, devletin gelirleri nasıl arttınhr, bunların araştınl- rnasıdır. Yoksa bu borçlanmamn bir müddet sonra kuyudaki su- yu kurutacağı belliydi. Nitekim o noktaya gelinmiştir. Devlet ar- tık borçlanamamakta, Merkez Bankası'na başvurmaktadır. — Bankalaria iş âleminin iliş- kisi nasd? EREZ — tş âleminin hakika- ten bankalara ilişkin büyük şi- kâyetleri var. Faizin serbest ol- duğu bir ülkede bankanın batı- şırun da serbest olması lazımdır. O zaman bankalar kendilerine çeki düzen vereceklerdir. Türki- ye'nin sıkmtısı sistemde değil, uygulamadadır. Bugün uygula- nan serbest piyasa ekonomisi değil, komuta ekonomisidir. — Para politikasını nasıl de- ğerkndiriyorsunuz? EREZ — Bugün Merkez Bankası parasal programı yapa- maz ve açıklayamaz duruma gelmiştir. Hatta geçen sene yap- tığı parasal programın dışında- ki işlemlere başlamıştır. Merkez Bankası'nın para programı ülke- nin Hazine ve Maliye politika- larına paralel yürütülmelidir. Yoksa ben Merkez Bankası'yım, tek başıma parasal programı ya- par çıkarım, dediğiniz zaman Türkiye bugünkü noktaya gelir. T U K E T I C I G O Z U Y L E Petrol aramasına darbeALt DOĞAN ANKARA — Petrol Ofisi, BOTAŞ ve TÜPRAŞ gibi kuru- luşlann özelleştirilmesine daya- nak sağlayacak yeni petrol yasa tasansımn Meclis'te kabul edil- mesi halinde Türkiye'de petrol aramalanna büyük darbe vuru- lacağı belirtiliyor. Yürürlükte olan Petrol Kanu- nu'nun 6. maddesine göre ara- ma ve işletme ruhsatnameleri al- ma hakkı devlet adma Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na (TPAO) ait bulunuyor. Yasa yer- li ve yabancı sermaye şirketleri- ne Bakanlar Kurulu karan ile aynı nıhsatnamelerin verilmesi- ne olanak tanıyor. Arama ve üretim faaliyeti dışındaki pazar- lama, tasfiye ve depolama faa- liyetleri ise mevcut yasada "bdge" alma şartına bağlanıyor. Bir şirketin belge alabilmesi için yasada, "arama yaptınmı yapma ve üretim" koşullan aranıyor. Türkiye'de halen TPAO, TÜP- RAŞ, BOTAŞ, DİTAŞ ve PET- KİM kamu sektöründe, Shell, Mobil ve BP ise özel yabancı sektörde "betge" sahibi kuruluş- lar olarak faaliyet gösteriyor. Mevcut yasada aynca, arama yatınmlarını özendirmek ama- ayla çeşitli teşvikler sağlamyor. TBMM'de yasalaşmayı bekle- yen yeni petrol yasasımn getir- Petrol vasa tasansımn sakıncaları 1 • Arama yatınmı yapmayan şirketîere 'belge' verilmesi, arama yatınmlannı baltalayacak. 2* Yalnızca dağıtım alanına kayacak şirketler, arama yapıyormuş gibi teşviklerden yararlanacak. 3 . Fiyat denetimi kalkınca şirketler pahahya ithal ettikleri petrolü ucuza ihraç edecekler. diği değişiklik ile dağıtım, rafi- naj ve depolama alanlannda fa- aliyet gösterebümek için aranan "arama yatınmı ve üretim" ko- şullan kaldınhyor. Petrol Mühendisleri Odası Başkanı Necdet Pamir yeni yasa tasansını şöyle yorumladı: "Petrol sektöründeki kunıluş- lann da özelleştirilmesi giin- demdedir. Mevcut yasadaki 6 madde değiştirilmedikçe özel sektöriin kamuya ait belge ko- nosn bir hakkı özelleştirme yo- luyla devralması güçtür. Yapıl- mak istenen budur. Bu da Türkiye'de neredeyse tamamen TPAO Urafından yüriitülmek- te olan >-atınmlann baltalanma- sına yol acacaktır." PMO tarafından haziTİanan raporda yeni yasarun sakıncalan şöyle sıralandı: "— Arama yatınmı ve üretim yapmayan şirketîere 'belge' ve- rilmesi, zaten çok sınıriı,risklive pabalı olan arama yatınmlannı durduracaktır. — Yeni yasa ile hampetrol it- hal ve ihraç fıyatlannın serbest bırakılması, şirketlerin kendi kumluşlanmn pahahya aldıklan hampetrolü işleyip ucuza ihraç etmelerine ve böylece döviz kay- bına yol acacaktır. — Tasanda nıhsatlann süre- lerinin uzatılması konusu doğ- nı tanımlandığı takdirde Tür- kiye'de arama potansiyeli oluş- turan alanlann fiilen aramaya kapaülması sonucunu dofura- caktır. — Şirketler, sadece pazarla- ma dağıtım ve tasfiye alanlann- da çalıştıklan halde aramayı teş- vik amacıyla getirilen sayısız maddeden haksız olarak yarar- lanacakıardır. — Petrol sektörü, tüm ülke- lerde riskli ve pabalı arama ya- tırımlarına, risksiz ve kârlı pa- zarlama vb sektörlerde kaynak sağlar. Bu nedenle petrol kuru- luşlannın özelleştirilmesine ola- nak tanımrsa üretimini gnnde 20 bin varilden 73 bin varile çıkar- tan TPAO'nun arama faaliyet- leri dunna noktasına gelecek- Ür." Petrol yasa tasansımn 1989 TBMM komisyonlanna getiril- mesiyle birlikte dünyanm ünlü petrol şirketlerinin TüTkiye'deki petrol pazarlama alanına yöne- lik ilgisi arttı. Fransız Elf firma- sı, OYAK Ue birlikte "SELYAK" adh bir akaryakıt dağıtım şirke- ti, ABD'li EXXON'un kurulu- şu ESSO ise Çolakoğlu ile Ulus- lararası Petrol Ticaret AŞ'yi (UPET) kurdu. Ttoaco fırması- nın ise dağıtım pazanna ginnek için araştu-ma yaptığı belirtili- yor. Bu şirketlerin Petrol Ofisi- nin verimli bayilerini 3-5 milyar arası ücretlerle transfer etme re- kabetine girdikleri öğrenildi. ESSO'nun bu yolla bayilerini 40'a yaklaştırdığı kaydediliyor. Ûnlülerin otomobilleri Fransa'da Courcy Şatosu'nun sahibi Michel Gatelier'nin ilginç bir hobisi var. Gatelier 6200 minik otomobili şatosunda sergiliyor. Koleksiyoncunun elinde tuttuğu gümüş tepside ise servetinin en değerli parçaları görülüyor. (Soldan sağa) Hitler'in Mercedes 700 k'sı, eski ABD Başkanı Eısenhovver'ın Cadillac Eldorado'su, Selem Sultanı'nın arabası, Papa 6. Paul'ün Mercedes 600'ü, Kraliçe Elizabeth'in Rolls Phantom V'i ve en önde General de Gaulle'ün Simca'sı. (Fbtoğraf: AFP) 6 Obür'Avrupa ile pazarlık Türkiye ile EFTA arasında işbirliği anlaşması görüşmeleri başlıyor Ekonomi Servisi — Türkiye ile Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) arasında ya- pılacak serbest ticaret bölgesi ve işbirliği an- laşmasına ilişkin görüşmeler bugün Cenev- re"de başlıyor. 12 nisana kadar sürecek olan görüşme- lerde, EFTA'mn (Isvec, tsviçre, Avusturya, Finlandiya, Norvec, Izlanda) ihracat ve it- halata yaptığı özel vergi uygulamaları, Türkiye'nin ihracat ve ithalat politikaları, fikri mülkiyet ile kamu alımlan konulan dı- şında anlaşma içi ve dışı tutulacak tarım ve tekstil ürünleri listesi ele alınacak. EFTA ile Türkiye arasında serbest ticaret bölgesinin kurulmasına ilişkin anlaşmanın imzalanma- sı halinde gümrük vergileri ve kotalann ta- mamen kaldırılacak olması, özellikle hazır giyim ve konfeksiyon ihracatçılarının ko- nuyla ilgilenmesini sağlıyor. Dışişleri Bakanlığı tarafmdan yürütülen EFTA görüşmelerine gözlemci olarak katı- lan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (GSD) Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Ab- ra, EFTA ülkelerinin ekonomik potansiyel- leri açısından ileride Türkiye için son dere- ce önem kazanacağını belinerek, görüşme- lerin olumlu sonuçlanması için ellerinden geleni yaptıklan söyledi. EFTA ülkelerinin tekstil ürünlerine uygulanan gümrüklerin korunması konusunda ısrarlı olduklannı hatırlatan Abra, GSD'nin EFTA ülkelerin- deki bu tavrın geçersizliğini ve yanlışlığını vurgulayan bir rapor hazırlayarak Dışişleri Bakanlığı'na verdiğini söyledi. Giyim Sanayicileri Derneği'nin hazırla- dığı raporda tekstil ve hazır giyim endüst- risinin Türkiye için önemli bir sanayi dalı olduğu ve gelecekte de büyük bir ihracat po- tansiyeli taşıdığı vurgulanarak, gelecek 10 yülık dönemde teknoloji yoğun üretime ka- yan Türkiye'nin coğrafi konumu ve politik tercihleri nedeniyle Avrupa pazarlarına yö- neldiği anlatılan raporda, Avrupa standart- larında üretime geçıldiğinden bu yana re- kabetin Pakistan-Hindistan gibi Uzakdoğu ülkeleriyle değil, Portekiz ve Yunanistan gi- bi Avrupa ülkeleriyle yapılmaya başlandı- ğı belirtildi. Türkiye ile Portekiz ve Yunanistan'm EF- TA ülkelerine yaptıklan ihracatın rakamsal olarak kıyaslandığı raporda, tekstil ve kon- feksiyonda Almanya pazarının yüzde 10'una hitap eden Türkiye'nin EFTA için- de yüzde 1.7'lik paya sahip olmasının, çö- zülmesi gereken bir sorun olduğu vurgulan- dı. Sorunun gümrük oranlanndan kaynak- landığı anlatılan GSD raporunda, Avrupa- nm iyi bir iş ortağı olan Türkiye'nin EFTA içinde Avrupalı rakipleri ile eşit haklara sa- hip olması gerektiği bildirildi. MERAL TAMER KAUFHOF'tan şikâyetçiyiz Kaufhof'tan şikâyetçiyiz. Evet, yanlış okumadınız. Almanya'nın yay- gın mağazalar zinciri Kaufhof'un Frankfurt şubesinden şikâyetçiyiz bu hafta... Türkiye'deki tüketici sorunlarını bitirdiniz de sıra Almanya'ya mı geldi diye soranları- nız olabilir. Siz okurlanmızdan aldığımız mek- tuplar arasında ilk kez yurtdışındaki bir fir- mayla ilgili şikâyet dile getirilmiş ve bizden yardım istenmiş. Bize ilginç geldi. Umarız sizler de ilgiyle okursunuz. Gelibolu'dan yazan okurumuz Yavuz Şentürk, yıllardan beri köşemizi izlediğini ve bu çerçevede kendi haklarına da sahip çık- tığını, Almanya'daki Kaufhof fırmasıyla kar- şılaştıkları sorunda da önce aynı yolları iz- İeyerek çözüm aradıklarını ancak başarama- yınca bize başvurduklannı belirtiyor. Okurumuz sorunu- nu şöyle özetliyor: "Geçen yıl 27 ağustos-21 eylül ara- sı yurtdışında bulun- duk. Gezimizin büyük bölümünü de Frank- furt'taki dayımın evin- de geçirdik. Türkiye'- ye dönmeden önce oranın en büyük ma- ğazalarından Kauf- hof'tan bir çay seti al- mak istedik. Mağaza- daki teşhirde beğen- diğimiz çay setini pa- ketlemek istediğimiz- de görevli kasaya ödeme yapmamızı, bu arada seti hazırla- yacaklanm söylediler. Biz ödeme yaptık, iş- lemler bittiğinde seti kendi orijinal karton am- balajında önümüze getirdiler. Ben ambalajı açıp, eksiği-kırığı var mı diye bakmak istedi- ğimde dayım "buralarda böyle şey olmaz" deyince paketimizı aldık. Aynı alışverışte dük- kândan 3 adet tek fıncan da almıştık. Türkiye'ye döndükten ve Gelibolu'ya gel- dikten sonra çay setini ambalajından çıkar- tıp yerine yerleştirmek istediğimizde büyük düş kırıklığına uğradık. Çünkü 6 tabağa karşı 5 firtcan vardı. Durumu hemen Kaufhof ma- ğazasına bir mektupla bildirdik. Bize karşı zamanında yanıt verdiler ve marka bildirdi- ğimiz halde bir markanın çok çeşitli desen- leri bulunduğunu bu nedenle fincanın fotoğ- rafını göndermemezi istediler. Bu arada ikinci mektubumuzda, galiba fazla iyi niyetli ve saf olmamızdan olacak, fo- toğrafla birlikte aldığımız 3 tek fincandan, 3 tek daha istediğimizi belirttik. Yine hemen yanıt geldi bu kez 3 fincanı yollayabilmek için kredi kartı numaramızı istediklerini belirtiyor- lar ve 3 fincanın 10 mark civanndaki posta masrafıyia birlikte 50 mark dolaylannda tu- tacağını yazıyorlardı. Biz de üçüncü mektu- bumuzda kredi kartı numaramızı bildirdik. Ama ondan sonra ses seda çıkmadı. Umut- la malımızı bekleyip de alamayınca şubatta bir mektup daha yazdım. Yine cevap alama- yınca, bu kez istanbul'daki Alman Başkon- solosluğu'na başvurdum. Onlar da bir şey yapamayız dediler. Şu anda büyük bir kızgınlık ve düş kırıklı- ğı içindeyim. Çünkü orada yasadığımız bir- kaç olumlu örneğin de etkisiyle genelde Al- manya ve Almanların, özelde de büyük bir mağazanın yabancı bile olsa tüketiciye kar- şı bu denli kayıtsız kalabileceğini düşünme- miştim." Okurumuz bu mektupla birlikte bize Kaufhof'tan ba- yan Voges ımzasıyla gelen 2 mektubun fo- tokopilerıni de gön- dermiş. Bu mektup- lardaki telefonlardan bayan Voges'e ulaşa- rak durumu öğrenme- ye çalıştık. Vtoges, ön- celikle Türkiye'den bir gazeteden bu neden- le arandığına şaşırdı. Ama ardından olduk- ça lakayt bir tavırla kendisinin durumu il- gili departmana aktar- dığını, onların da bu fincanları göndermiş olmaları gerektiğini, dolayısıyia konunun kendisi açısından kapan- mış olduğunu söyledi. "Müşterl almadım dlyorsa bunu neden araştırmadınız?" dediğimde, "Araştırdım. Yolladıklannı söylediler. Onun için mesele kapandı" dedi. Müşterinin konuyu öğ- renmek üzere yazdığı mektuba neden ya- nrt vermek gereğini duymadınız?" deyin- ce de "Türkiye'ye yazmak masraflı oluyor" gibisinden bir yanıt aldık. Bayan Vo- ges'e paketi ne şekilde gönderdiklerini, im- za mukabili teslim yoluyla gönderdilerse, pa- ketin ulaşıp ulaşmadığının da ortaya kolay- lıkla çıkabileceğini hatırlattık. "Ucakla gön- dermişler. İmza konusunu araştıracağım ve sonucu Yavuz Şentürk'e yazılı bildireceğim" yanıtını verdi. Ama genelde müşteri sorunlanna pek duyarlı yaklaşıyor gi- bi değildi. Bu konuyu sıcağı sıcağına yazmak istedik. Gelişmeleri izleyip, sonucu yeniden yazaca- ğız. """ek başına bu örneğe bakarsak, Türki- ye'de Kaufhof'tan daha duyarlı çok sayıda sa- tıcı bulunduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. T U K E T İ C İ N İ N S E S İ Etiketi ezberiemek mi gerek? Geçen yıl kış ucuzluğunda Yargıcı'dan eşime krem rengi, yaka ve kolları hardal rengi gü- deriden bir anorak aldtk. Mon- tun temizlenmesi gerektiğinde içine baktım, hiçbirtemizleme talimatı yoktu. Bunun üzerine otomatik çamaşır makinesin- de ılık suyla yıkanabileceğini düşündüm. Ancak anorak makineden çıktığında kol ve yaka ağzındaki tüm güderiier etraflarını boyamıştı. Nişanta- şı Yargıcı'ya gittim. Ancak ba- na biraz da kaba bir tavırla üzerinden 1 yıl geçmiş bir mont için bir şey yapamaya- caklarını, ayrıca montun üze- rinde yıkama talimatının kar- ton etiket olarak yazılı olduğu- nu belirttiler. Belki bu anorağı yıkamamam gerektiğini kendi sağduyumla anlamam iazım- dı. Yani burada hatalıyım. Fa- kat hâlâ neden Yargıcı firma- sıntn tüm normal iirmalar gi- bi giysinin içine bir etiket koymak yerine, giyilebilme- si için kopartılıp atılması ge- reken bir etikete temizleme talimatı yazdığını anlayabil- miş değilim. Demekki Yargı- cı'dan yaptığımız alışverişler- de, giysilerin üzerindeki yıka- ma talimatlarını ezberlememiz gerekecek, ezberlenemiyorsa üzerlerine hangi giysilere ait olduğuna dair notlar düşülüp saklanacak. Ayrıca Yargıcı markası yalnızca malın sezo- nu için geçerii. Üzerinden se- zon geçince mal gibi marka da zaman aşımına uğruyor. Tülin Danış-İstanbul 7 argıcı mağazaları Genel Koordinatörü Yasemin Vazıcı ise "Aradan bir yılı aşkın zaman geçmiş bir mal için yapabileceğim bir şey yok. Aynca kullanma kılavuzu üzerine dikilecek mal vardır, dikilemeyecek mal vardır. Güderiyi otomatik makinede yıkamışlarsa ben ne yapabilirim?" diyor. Dodanlı malı değiştirmiyor Suadiye Dodanlı mağaza- sından 13 mart günü 200 bin liralık alışveriş yaptım. Aldığım eşyalar arasında 64 bin 500 li- ralık bir banyo paspası da var- dı. Paspas naylonla sıkıca ka- patılmış olduğu için alırken aç- mak mümkün değildi. Ancak eve gelip açtığımda paspasın tüylerinin çok seyrek olduğu- nu ve dibinin lastiğinin görül- düğünü fark ettim. Dodanlı'ya geri götürdüm, diğer banyo paspasları da aynıydı. Bunun üzerine başka bir malla değiş- tirmek istedim. Ancak kabul edilmedi. Değiştirme işlemi sadece aynı malla yapılabılır- miş. 65 bin liram bu durumda çöpe mi gidecek? Yüksel Kılıçturgay - İstanbul JArkadaşlarımız Dodanlı mağazası yetkilileriyle görüştüler ve öğrendik ki gerçekten de okurumuzun dediği gibi Dodanlı sadece aynı malı hatalıysa bir başkasıyla değiştiriyor, bir malı geri verip başka bir mal alınmasına olanak tanımıyor. Haberleşme kopukluğu mu var? Erzincan'da görev yapmak- tayken Milliyet Pazarlama Mil- pa'nın "süper markalar, sü- per fırsat" adıyla başlaugı bir kampanyaya katıldım ve 173 bin lira peşinat yatırdım. Bu arada tayinim çıktı ve Eylül 1990'da Antalya'nın Elmalı il- çesine geldik. Milpa şartlarını yerine getirmek için İş Banka- sı şubesine gittiğimde (kefille- rimle birlikte) bilgisayara geç- mediklerini, şubelerinin bu iş- lemleri yapmadığını Antalya1 ya gitmem gerektiğini söyledi- ler. Durumu mektupla Milpa- ya bildirdim ve mücbir sebep- ler nedeniyle kampanyaya de- vam edemeyeceğimi bikjirerek ödedığim peşinatı geri iste- dim. Ancak aradan 1 ay geç- tikten sonra Milpa, bu mektu- bu almamış gibi benden KDV farkını istedi. Yeniden durumu bildiren bir mektup yazdım, ancak bu kez Milpa'dan ban- ka işlemlerimi tamamlamamı isteyen bir mektup aldım. Yi- ne oturup ayrıntılı bir mektup daha yazdım. Ama bunlara rağmen 16 ocakta Milpa'dan 3. mektubu alınca bu kez size yazıyorum. Ben Milpa'dan bu peşinatı alamayacak mıyım? Birsen Müftüoğlu - Antalya URETICIYE TEŞEKKUR ECE TAÇ üzmedi Ece Taç firmasından al- dığımız su ısıtma cihazı bir müddet kullandıktan sonra arızalandı. Garanti belge- sinde, garantinin geçerii ol- ması için cihaza dışarıdan müdahale edilmemesi şartı olduğu halde eşim onar- maya kalkışarak bu mad- deyi ihlal etti. Sonuçta ba- şarılı olamayınca garanti kapsamına girmememıze rağmen cihazı servisine gönderdik. Çok kısa süre içinde cihazımız, yenisiyle değiştirilmiş olarak geri döndü. Sevgül Taviloğlu-İzmir ŞANOta tesekkür İki yıl önce aldığım ŞA- NOL marka mini fırınım bo- zuldu. Atölyesine götürdüm ve garantisinin bitmiş oldu- ğunu söyledim. Buna rağ- men hem bozuk olan mini fınnımı hem de daha büyük bir başka fırınımı, hiçbir üc- ret talep etmeden tamir edip geri verdiler. ŞANOL'a tesekkür. Çiçek Abbasgil/İstanbul ÇARŞI'nın jesti BEYMEN ÇARŞI mağa- zaları Sultanhamam Şube- si'nden almış olduğum 2 ayakkabı, imalat hatası so- nucu bozuk çıkmış, fakat aytarca gidip gelmeme rağ- men ne gerçekten tamir edilmiş ne de başka malla değiştirilme konusunda ça- bagösterilmişti. Birden ak- lıma, ÇARŞI mağazalannın Bakırköy'deki merkezine faks çekip durumu bildir- mek geldi. Ve hiç de umut- lu olmamama rağmen Sa- yın Aytuğ İğneli hanımdan "Ayakkabtlan istediğiniz zaman geri götürüp her- hangi bir malla değiş- tirtniz" cevabını aldım. Yıl- lardır alışveriş ettiğim Çar- şı mağazalannın bu üst dü- zey yöneticisine tesekkür. Günsü Akçagöz-İstanbul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear