Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 C 68 Büyük muhalefet ABD’deki ilk kıvılcım sonrası Avrupa’ya ulaşan miras... üresel başkaldırının önemli ayaklarından 1968 olaylarında neler yaşandı? ABD’deki ilk kıvılcım, Avrupa’ya nasıl ulaştı? Gençlik hareketi ne oldu da toplumun diğer katmanlarını kapsayıp büyük bir muhalefete dönüştü? Ülke yönetimleri 68 ruhunu bastırmak için ne tür tezgâhlar üretti? Aralarında çoğunluğu genç birçok insanın yaşamını dizi 20 HAZİRAN 2008 CUMA K yitirmesine yol açan eylem, direniş ve isyanlar ne gibi süreçler geçirdi? 68 olaylarında yeşeren kadınların eşitlik mücadelesi, çevre ve insan hakları, demokrasi, yeni boyutlardaki antikapitalist ve antiemperyalist hareketler, tüketici hakları, dünden bugüne ve yarınlara da uzanan bir miras... Diğer yandan yaşantımızda artık sözü bile edilmeyen kazanımlar da var 68 hareketlerinin sonuçları arasında... Kürtaj, doğum kontrolü, seksüellik, modern eğitim, rock kültürü, sanatta sınırsızlık, savaş karşıtlığı, mini etek, reşitlik yaşı, flört hakkı , prezervatif, jean, karma eğitim, katılımcılık, üniversite özerkliği ve toplumdaki demokratik haklar, bir yanıyla 68 ayaklanmasının yansıması... Yazı dizimizde Avrupa’yı kasıp kavuran, kimilerince şimdiki sorunların kaynağı, geniş kesimlerce de bir nostalji, bazılarına göre toplumsal ilerlemenin motoru olarak değerlendirilen 68 dönemini inceleyeceğiz. Almanya, ABD, Fransa, Çekoslovakya, İtalya ve Polonya, ayaklanmaların en yoğun yaşandığı ülkeler... ALMANYA 1962 yılı ekimkasım arası Küba krizi oluşur. ABD, Küba’daki devrimi boğma hesapları içindedir. 22.11.1963 tarihinde ABD Devlet Başkanı John Kennedy öldürülür. 4 Nisan 1968’de insan hakları savunucusu Martin Luther King öldürülür.1965 yılında ABD, Kuzey Vietnam’a saldırır. Bombalar yağdırır. 500 bine yaklaşır işgal güçlerinin sayısı. Ho Şi Ming direnişin sembolüdür. “Ho, Ho, Ho Şi Ming 1, 2, 3, daha fazla Vietnam” sloganı, dünyanın dört bir yanında yankılanır.21.10.1967 tarihinde Vaşington’da 300 bin kişi barış yürüyüşüne katılır. Berlin Üniversitesi’nin rektör ve dekanının önünde iki öğrenci döneme simge olacak pankartı açarlar: “Bin yıllık cüppelerinizle kokuyorsunuz!” SPRINGER BASINI Der AxelSpringerVerlag 1968 yılında en büyük basın yayın şirketiydi. Springer şirketlerinin sahibi Axel Cäsar Springer kendisini “tutucu Hıristiyan, antikomünist” diye ifade ediyordu. Bu nedenle gazetelerindeki haberler ve yorumlar tek yönlü, yalan, yanlış, çarpıtılmış bilgilerle doluydu. Çünkü başta sahibi olduğu günlük 4 milyon tirajlı Bild olmak üzere diğer gazetelerinde, eylemciler için “Soyguncular... Kızıl SA’lar... Uzun saçlı maymunlar... Kızıllar” manşetleri atılıyordu.Bu karalama ve hedef gösteren yayınlarına karşı öğrenciler, radikal bir taleple “Springer kamulaştırılsın” kampanyasını başlatır. Bu slogan kısa sürede çok yaygınlaşır ve her yürüyüşün temel sloganı ve talebi haline dönüşür. 11 Nisan 1968 günü, tepkilerin zirveye dönüştüğü tarih olur. Bild gazetesi “Genç kızıl terörü durdurun... Tüm pislikleri temizleme hareketi sadece polislere bırakılmamalıdır” gibi başlıklar atar.Bu tutum, 68 olaylarının önemli halkalarından birisini yaratır. Gençler, Dutschke suikastını protesto amacıyla “Artık yeter, masa başı katilleri...” sloganlarını atarak Bild gazetesine doğru yürüyüşe geçip dağıtım kamyonlarının girişçıkışlarını engellemek için oturma grevine başlar... Polisler Almanya’nın tarihinde yaşanmamış oranda copları, göz yaşartıcı bombalarıyla harekete geçti. Çıkan arbedede 2 eylemci öldü, 400’ü aşkın eylemci yaralandı. Vaymar imparatorluğundan beri polisler ilk kez bu ölçüde güç gösterisinde bulunuyordu. Olayların ardından SDS Genel Yönetim Kurulu “Springer kamulaştırılsın!” çağrısı yaptı. 20 kentte 400 bini aşkın insanın katılımıyla gösteriler düzenlendi... Almanya’da yaşanan çalkantılı süreç, 1998 yılındaki Almanya Sosyaldemokrat Parti (SPD) ile Yeşillerin ortak hükümet kurmasına değin uzanır. Bu durum parlemonto dışı muhalefetin bitiş dönemi olur. 1968 yılının sokak eylemcileri, taş ve molotof atanlar, artık hükümette bakan, birçok resmi kurumda yönetici konumundadır. 1945 SONRASI İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya tutucu bir yapıdaydı. Alman vatandaşları, savaş ve Hitler faşizmini yaşamış, Nazi dönemiyle ilgili olarak kendilerini ve tarihlerini henüz yargılamamışlardı. Baba, ailenin reisi, sözleri itirazsız uyulması gereken kişi ve aileyi yönetmekle yasal anlamda görevliydi. Ev bütçesini yapmakla, çocuklarına harçlık vermekle yükümlüydü.Çocukların yükümlülükleri arasında aileye utanç kaynağı olacak durumlar yaratmaması gerekiyordu. 13 yaşındaki bir erkek çocuk, ütülü pantolon ve gömlek giymeliydi.Kadınlar kilise, çocuk ve mutfak üçgeninde sınırlanmıştı. Anneler kocalarına karşı ev işlerinden, çocukların eğitiminden ve okul başarısından sorumluydular. 1963 yılında yapılan araştırmaya göre, kadınlar arasında bile yüzde 60 oranında, çalışmak “normal” sayılmıyordu. Çalışan kadınlar ancak erkeklerin üçte bir oranında ücret alıyorlardı.Meslek kariyeri yapan kadınların sayısı, özellikle kentler dışında parmakla gösterilecek kadar azdı. 1966 yılında yapılan ankete göre üniversite öğrencilerinin yüzde 62’si bakire ve bekârete önem veriyordu. Kadın üniversite öğrencilerinin evlerindeki misafir erkekler, saat 22.00’ye kadar evi terk etmek zorundaydılar. Çünkü Vaymar imparatorluğundan kalma yasa olan Ceza Yasası’nın 201. maddesi gereği, evlilik dışı çiftlere seks olanağı sunan kişi, 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılırdı. Çiftler ev kiralarken evli olduklarını belgelemek zorundaydılar. Komün 1 yaşamı, tabuların yıkılmasında çok önemli rol oynadı. Öğrencilere her gün saldıran Springer basını, Rudi Dutschke suikastına tepki olarak, gösterilerin merkezi olur. Springer basın merkezinin önündeki cadde artık “Rudi Dutschke Caddesi” olarak anılacaktır. Springer medyası artık Rudi Dutschke Caddesi’nin arkasındadır. Rudi Dutschke, bir eylem sırasında arkadaşlarıyla kol kola. RUDI DUTSCHKE Vietnam karşıtı yürüyüş ve eylemlerin düzenleyicisi, büyük koalisyon ve olağanüstü hal yasaları gösterilerini organize eden APO lideri, Springer basınına bayrak açan, kuramcı, gençlik önderiydi Dutschke. Özellikle Springer medyasının sıkça boy hedefidir. Almanların Milli Gazetesi (Deutschen Nationalzeitung) 22 Mart 1968 tarihli sayısında “Dutschke’yi durdurun, yoksa iç savaş çıkar. Günün sloganı: Sol devrimi durdurun! Aksi takdirde tüm dünya huzursuzlarının Mekke’si olacak!” diye haber yapar. Ayrıca Rudi Dutschke’nin 5 fotoğrafına yer verir. 11 Nisan 1968’de Josef Bachmann adlı faşist bir çırağın silahlı saldırısında Dutschke ağır yaralanır. Suikast çok kısa sürede Berlin’i ayağa kaldırır. Teknik üniversite önünden 2 bini aşkın öğrenci, Springer basımevinin olduğu Koch Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçer. “Katiller, Katil Springer... Bild gazetesi de kurşun sıktı... Springer, Batı Berlin’den def ol” sloganları haykırılır. Siyah ve kızıl bayrakların dalgalandığı yürüyüşte sayı 20 bini bulur. Gösteriler sürerken Anayasayı Koruma Örgütü ajanı Peter Urbach, bisikletinin sepetinde getirdiği bir düzine molotofkokteyliyle Springer firmasının bir DEVLET YÖNETİMİNDEKİ İSİMLER 68 olaylarının arifesinde devlet yönetiminde Nazi döneminden kalan etkin isimler yer alıyordu. Nazi dönemi propaganda bakanı Goebbels’in yanında çalışmasına rağmen Georg Kiesinger, başbakan koltuğundaydı. Örneğin kabinedeki bakanlardan Oberlaender, SA’lara bağlı bir özel birliğin başkanı ve 3 bin Polonyalı erkek, kadın ve çocuğun öldürülmesinden sorumluydu.Başbakan Adenauer’in devlet sekreteri Globke, “Nürnberg Irk Yasası”nı hazırlamıştı.Cartens, NaziSA’ların başaktörlerinden biriydi.Krüger’in Polonya’daki ölüm cezaları ve bunun yerine getirilmesiyle ilgili sorumlu, özel bir savcı olduğu daha sonradan ortaya çıkacaktı.En ilginç örneklerden birisi de Peenemünde’deki Nazi çalışma kampının inşaat planını yapan kişi olduğu yönündeki belgelere karşın Heinrich Lübke’nin cumhurbaşkanı yapılmasıydı...Bu süreçte parlamento dışı muhalefet (APO), daha sonra adını Almanya Milli Partisi (NDP) olarak değiştiren Nazi yanlılarına karşı mücadelesi ve toplumsal muhalefetiyle, gençliğe özgüven sağlıyordu. 68 kuşağının simge isimlerinden HansChristian Ströbele, “Sivil direniş, her yerde ve her zaman doğruyu söylemek ve doğruyu yapmak, gerektiğinde yasaları da karşısına almaktır” diyordu. çatışmalar, kapışmalar demek değildir. Devrim, uzun bir yürüyüştür. Eski klikten yeni bir klik yaratıp yeni insan türü demek değildir. Tam tersine, aşağıdan toplumun demokratikleştirilmesi ve yukarıdaki yönetici bürokrasiye karşı mücadeledir. Dünyanın her yerinde bu savaş sürecek. Bu savaş uzun, çok uzun bir süreçtir. Kavga bitmemiştir...” Dutschke, daha sonra 1970 yılında hücresinde ölü bulunan suikastçı faşist Josef Bachmann’ın kurşunlarından konuşma ve anlama yeteneğini büyük ölçüde kaybederek kurtulmuştur, ama iyileşir. Nitekim 1979’da Bremen Yeşiller Partisi listesinden aday olur. Partinin kuruluş kongresine kısa bir zaman kala, Vietnam karşıtı yürüyüş ve eylemlerin 24 Aralık 1979’da, 39 yaşında yaşadüzenleyicisi, Büyük Koalisyon ve Olağanüstü mını yitirir. Birçok eyleme öncülük etHal Yasaları gösterilerini organize eden, APO tiği Berlin Özgür Üniversitesi’nin özel lideri, Springer basınına bayrak açan, siyah deri izniyle, okul bahçesindeki küçük mezarmont giyen, uzun siyah saçları, vurgulayıcı ses lıkta toprağa verilir. Dutschke’nin tonuyla gençlik önderiydi Rudi Dutschke. dostları, uzun süren mücadelelerinin ardından 21 Nisan 2008’de Axelkamyonunu ateşe verir. Ertesi gün tüm gazete Springer binasının kesiştiği caddeye “Rudi ler, öğrencilerin şiddet yanlısı oldukları yönün Dutschke Caddesi” adının verilmesini sağlayade başlıklarla çıkar. Rudi Dutschke, 1978 yılın caklardır. Springer basını ve Bild gazetesi, arda İtalyan arkadaşı Claudio Pozzoli ile gazete tık künyesinde “Rudi Dutschke Caddesi” adını ci Valerio Riva’ya verdiği röportajda o günle kullanmak ve devrimcilerin ölümsüzlüğünü kari şöyle anlatır:“Devrim, birkaç günlük silahlı bul etmek zorunda kalacaktır... ULUSLARARASI DAYANIŞMA Çörçil’in “20’sinde solcu olmayan kalpsiz, 30’unda hâlâ solcu olan beyinsizdir” sözüne karşılık 68’lilerin kuşak çatışmasını da özetleyen “30 yaş üzerine güvenme” sloganı ortaya çıkıyordu. Uluslararası ilk eylem, Kongo Devlet Başkanı Moise Tschombé’nin Batı Berlin’i ziyaret etmesiyle başladı. Bu ziyaretten önce öğrenci lideri Rudi Dutschke’nin belirttiği gibi “Afrika devriminin sembolü Patrice Lumumba ” , Tschombé tarafından katledilmişti. Bu olay üçüncü dünyaya bakış konusunda Alman solun PARLAMENTO TARİHİNDE İKİ ÖNEMLİ OLAY Parlamento tarihinde iki önemli olay, Alman S Ü R E C E K da ayrışmanın başlangıcı oldu. Dutschke, bu eylemleri ve etkilerini 4 yıl sonra şöyle anlatır:“AntiTschombé eylemleriyle bizler, ilk kez Batı Berlin politik girişimini sağladık. Bu eylemler bizim kültür devrimimizin başlangıcı olarak işretlendi. Tüm değer ve normları sorgulamamıza yol açtı.”ABD’nin Vietnam halkına karşı napalm ve zehir gazları kullanması ve Almanya’nın bunu ideolojik ve mantıksal olarak desteklemesi, topraklarındaki ABD üsleri, toplumda derin kriz yarattı. Almanya’da üniversitelilerin politize olmasında Vietnam Savaşı kadar hiçbir unsurun böylesi etkisi görülmemişti.5 Şubat 1965 tarihinde 2 bin 500 öğrenci, Batı Berlin sokaklarında saatlerce yürüdü. Öğrenciler Amerikan kültür merkezine saldırdılar. Berlin basını ve özellikle AxelSpringer şirketine ait gazeteler, bu olayı “esefle” karşıladı. Berlin Eyalet Başkanı sosyal demokrat Willy Brandt, ABD Berlin komutanından bizzat özür diledi. Bunun üzerine Berlin sokakları, parlamento dışı muhalefetin merkezi olan Almanya Sosyalist Öğrenciler Birliği (SDS) tarafından “Erhard ve Bonn hükümeti cinayetleri destekliyor... Napalmlarla ölüm, zehir gazlarıyla ölüm... Cinayet lere ne kadar seyirci kalacağız” yazılı afişlerle donatılıyordu. Bu arada sendikacılar, profesörler ve öğrencilerden oluşan 5 bin kişi, 22 Mayıs 1966’da SDS tarafından Frankfurt’ta düzenlenen “Vietnam” konferansına katıldı. KOMÜN 1 60’lı yılların ortasından itibaren gerçekleştirilen öğrenci ayaklanmaları, okul sorunlarıyla sınırlı değildi. Öğrenci liderlerinden Herbert Marcuse bu durumu “yeni duyarlılık” diye nitelendirdi. “Politik ve bireysel özgürleşmenin pratikte birlikteliği, Marksizm ile psikanaliz arasında düşünceyi birleştirmektir” dedi. Gençler, klasik aile yaşamına karşı “Komün 1” adıyla örgütlendiler. Bu yeni biçim, “yaşamı birlikte paylaşma, ortak karar alma, dönüşümlü çalışma, haşhaş, çıplaklık ve özgür aşk” başlıklarında medyanın ilgisini çekti. ya’da siyaset sahnesinde önemli gelişmelere yol açar: Bunlardan biri, 1966 Aralık’ta kurulan “büyük koalisyon”, diğeri “olağanüstü hal yasası”ydı... 1965 Mayıs’ında Almanya Sosyalist Partisi (SPD), anayasada olağanüstü kanunları çıkarmak için Hıristiyan Demokrat Parti’yle (CDU) çalışmaya başlar, 1966 Mayıs’ında büyük koalisyon kurulur. Antifaşist kimliği ile tanınan Willy Brandt, eski Naziliğiyle tanınan Başbakan Kiesinger’in ve yıllarca olağanüstü hal yasalarının çıkması için çabalayan İçişleri Bakanı Benda’nın kabinesinde dışişleri bakanı olarak görev alır. Bu koalisyona ve hükümetin kararlarına karşı çıkacak, ülkedeki tek güç olan Parlemento Dışı Muhalefet (APO) harekete geçerek “Demokrasi tehlikede” kongre çağrısı ve kampanyası gerçekleşir, on binler harekete geçer. 30 Ekim 1966’da Frankfurt’ta kongre gerçekleşir, bitiminde düzenlenen mitinge 20 bini aşkın insan katılır. 1968 Mayıs’ında olağanüstü hal yasalarına karşı düzenlenen etkinliklere katılım 250 bine yükselmiştir. CİNSEL DEVRİM Seksüel özgürleşme 68 devriminin en önemli sonuçlarından biridir. 1968 yılında Alman Ceza Yasası’nın 175. maddesi yürürlükten kaldırılır. Böylece biseksüel ve lezbiyenlerin örgütlenme özgürlüğü sağlanır. Bu süreçteki önemli gelişmelerden biri de 1971 yılında yazar Alice Schwarzer’in “kürtaj yaptırdığı”nı kamuoyunda açıklamasıyla yaşanır. Hakkında dava açılır. Bunun ardından 374 kadın kürtaj yaptırdığını belirterek kendileri hakkında da dava açılmasını ister. Mahkeme, davayı kapatmak zorunda kalır. Ardından özgürleşme rüzgârları büyümeye başlar. Daha önce pornografi ve suç olarak kabul edilip toplatılan sanat eserleri, nü resim ve fotoğraflar sergilenir. Böylece eski kültür paramparça olmuş, özgürlüğün önündeki en büyük engellerden biri olan cinsellik tabusu yıkılmıştır.