23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

15 ŞUBAT 2008 CUMA haberler SÖZ ÇİZGİNİN TURHAN SELÇUK DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA C 3 Türban Neleri Örtüyor? ini siyasete alet edenler mutlaka ardından akçeli işler çevirmekte ve çevirenlerle ortaklaşa girişimlerde bulunmaktadırlar. Türkiye’de türban bir yandan riba yani faizi örterken öte yandan da kimilerini zengin etme girişimlerine paravanlık ediyor. Geçen gün, araştırmacıgazetecinin hası Tuncay Mollaveisoğlu’ndan bir email aldım. Söz şimdi Cumhuriyet okurlarının Kanaltürk’teki “Yolsuzluk ve Yoksulluk” programından ve “Cumhuriyet Kitapları”nda yayımlanan “Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda” adlı eserinden tanıdıkları değerli genç dostumun: “Sayın Sirmen; AKP hükümeti enerji alanındaki en büyük rant alanlarından biri olan elektrik üretim ve dağıtım özelleştirmesinin önünü açtı. Bildiğiniz gibi enerji dağıtım ihaleleri henüz gerçekleşmedi, ancak elektrik üretim lisansları ile birlikte termik, hidroelektrik rüzgâr enerjisi santralları yapım ve işletim işleri açık bir şekilde AKP’ye yakın işadamlarına verildi… Buz Kesmiş Gecede... ece kendi içinde soluk alıp veriyor... Buz kesmiş bir yalnızlık hüzün dilimleri oluyor... Bahçenin tam ortasındaki elektrik lambası yanmıyor bu gece... O anda yüzlerce gizemli kokuları, gümüş renkli güneşleri, buzulları, gökleri, fildişi suları ruhuma doldurmak istiyorum. Karanlığı sevmem!.. Aydınlıktır benim düşlerim!.. Başkent Ankara soğuk mu bu gece? Kar yağıyor mu, bilmiyorum... İstanbul bağışlanmaz bir yazgının, dağılmış umutların ve acıların rüyasında olmalı bu sabah. Biliyorum ortaçağın karalığının ne olduğunu; bağnazlığı, aşiretlerin, şeyhlerin yoksulların o koca kenti kuşattığını... Biliyorum sözde bilim insanı kılıklı aymazların televizyon ekranlarında konuştuklarını... Ankara sessiz, Ankara uykusuz, Ankara umutsuz... Benim başkentim kuşatılmış, Devrim Yasaları çiğnenmiş... On binlerin çığlığını duyar gibi oluyorum Sıhhiye Alanı’ndan... Ellerim ceplerimde salonda dolaşıyorum... Bir ışık süzülmüyor içeriye... Bir ürkek yontuyu andıran kadın bedenlerinde, yüzlerinde, bakışlarında aşağılanmışlığın, köleleştirilmişliğin fotoğrafını görüyorum... Ülkem, ortaçağın karanlığına gömülürken susmam! Susturmaya kimsenin gücü yetmez... Yıldıramaz kimse beni!.. ??? Boğaziçi Üniversitesi, CIA desteğinde Fethullahçı yapılanmanın merkez üssü değil midir? Sözde bir bilim insanı NTV ekranında “bayrak milliyetçilerin simgesi”, “laikçi havariler” deyip, AKP iktidarına övgüler yağdırıyor... “Gerici bir parti kimliğini bir kenara iten AKP, reformların öncüsüdür...” Sözde bilim insanı “hanım” neler neler biliyor, neler... Sapla samanı karıştırıyor... Laik, demokratik Cumhuriyete sahip çıkanları aşağılıyor, onlara “milliyetçi”, “laikçi havariler” deyip dalga geçiyor... Ne diyeyim ben bu “hanım”a... Bunların Boğaziçi Üniversitesi’nde sayıları o denli çok ki!.. Salonda bir koltuğa oturup dünü, bugünü düşünüyorum... Türkiye’nin geldiği çizgi içimi acıtıyor... Üşüyorum... Uyku girmiyor gözüme!.. Bir şiir kitabına uzanıyor ellerim... Sıvas yangınında yobazların katlettiği Metin Altıok’un dizelerinde “Mavi Zamanları” arıyorum: “Bunları yap, sakın unutma, Mum yak bir aşkın sıcak anısına, Cesedini bul bir yokluğun kıyısında Bunları yap sakın unutma.” Unutmuyorum yobazları!.. Kanlı 1 Mayıs’ları... Kahramanmaraş katliamını!.. Malatya’daki vahşeti!.. Trabzon’daki rahip cinayeti, Hrant Dink’in öldürülmesi... 301302’den yargılanan gazetecileri, yazarları!.. Devlet içindeki örgütlü çeteleri... Katilleri, eroincileri, kara para aklayıcılarını, şeriat pazarlamacılarını... Tüm bunlara karşın yüzlerini sabaha döndüren sokaklarda yaşamı arıyorum, sevgiyi, aşkı... ??? Laikliği yaşam biçimine dönüştürmüş demokratik bir hukuk devleti düşünün Avrupa’da... Giyim kuşam, eğitim özgürlüğü belirlenirken İncil’den referans alınarak mı değiştiriliyor yasalar? Bunu düşünün, TV ekranlarında boy gösteren sözde bilim insanları, barbie bebekleri, Soros çocukları, Amerikan mızıkacıları... Artık “Kuran’ın hükümlerine göre” çıkarılacak yasalar... Türkiye yüzünü Batı’ya değil Doğu’ya çevirecek, kadınlar köleleştirilecek!.. Dalıp dalıp gidiyorum... Gece kendi içinde soluk alıp veriyor... Buz kesmiş bir yalnızlık hüzün dilimleri oluyor... Bahçenin tam ortasındaki elektrik lambası yanmıyor bu gece... Hrant Dink cinayeti nasıl aydınlanacak? Çeteler nasıl temizlenecek devletin içinden? Ergenekon’dan nasıl sonuç alınacak? Ne yıldızlar gülümsüyor yüzüme, ne ay!.. Bütün şeyler soğuk, insafsız şimdi... Dincifaşizmin ayak seslerini duyar gibi oluyorum!.. D G “ERKEK KARNAVALI”.. ELEKTRİK ÜRETİM LİSANSLARI AKP’Lİ YANDAŞLARA EPDK verilerine göre; en çok ihale kazanıp üretim lisansı alanlar şunlar: Ak Enerji Grubu: 13 elektrik santralı (toplam 760 mv kurulu güç). Aksa (Kazancı) Grubu: 5 elektrik santralı (toplam 235 mv kurulu güç). Kuyumcu Cihan Kamer Grubu: 16 elektrik santralı (toplam 615 mv kurulu güç). Zorlu Grubu: 6 elektrik santralı (toplam 427 mv kurulu güç). Enerjisa Enerji: 4 elektrik santralı (toplam 381 mv kurulu güç). Entek Elektrik: 3 elektrik santralı (toplam 305 mv kurulu güç). Ere HES: 7 elektrik santralı (toplam 387 mv kurulu güç). Karadeniz Holding: 6 elektrik santralı (toplam 296 mv kurulu güç). Tektuğ Enerji: 5 elektrik santralı (toplam 80 mv kurulu güç). İbrahim Çeçen Grubu: 2 elektrik santralı (toplam 27 mv kurulu güç). Çalık Grubu: 2 elektrik santralı (225 mv kurulu güç). Eren Holding: 1 elektrik santralı (135 mv kurulu güç). Sanko Holding: 1 elektrik santralı (34 mv kurulu güç). ??? Yukarıda sayılan grupların büyük bir kısmı EPDK’den toptan elektrik satışı ve/veya elektrik ithalat ve ihracatı lisansları da aldılar. Örneğin, kuyumcu Cihan Kamer grubuna ait Şavk Enerji, Global Grubu’nun patronu Mehmet Kutman’ın ortak olduğu Kartet Karadeniz Enerji gibi. Emrullah Turanlı’ya ait Taşyapı Grubu, Turanlı’nın kendi ifadelerine göre, Eti Elektrik Üretim AŞ isimli bir şirket kurdu, su kullanma izinlerini aldı ve 5 yıl içinde 6 baraj ve hidroelektrik santral projesine 300 milyon dolarlık yatırım yapmayı planlıyor. Keza, basında çıkan haberlere göre, bir başka AKP yandaşı Boydak (İstikbal) Grubu, 850 milyon dolarlık enerji yatırımına hazırlanıyor. ??? Sayın Sirmen, Enerji pastasının paylaşıldığı dönemde ortaya ‘çantacılar’ diye bir grup çıktı… Bu grubun özelliği şu: Hükümete yakın olan işadamları elektrik üretim lisansları alıyorlar. Bu işadamlarının çoğunun enerji ile uzaktan yakından ilgisi bulunmuyor. Kimi tekstilci, kimi kuyumcu… Bu işadamları aldıkları lisansları üçüncü kişilere satarak alınlarından tek bir damla ter akmadan ‘havadan’ para kazanıyorlar. Oysa yapılması gereken, lisans hakkını alan şirketlerin derhal bu hakkın gereği olan yatırıma soyunmaları… Bu çantacılar böyle yapmıyorlar, lisans hakkını alıp bekliyorlar. O alanda lisans kotası dolunca harekete geçip ellerindeki lisansı gerçek anlamda bu işi yapmak isteyen işadamlarına satıyorlar. Milyonlarca doları böylece cebe indiriyorlar. Başbakan Erdoğan’ın ‘kuyumcusu’ Cihan Kamer arka arkaya enerji şirketleri kurduğu dönemde ben ‘Yolsuzluk ve Yoksulluk’ programında, dünün kuyumcusu bugünün enerji devi olmaya hazırlanıyor diye haber hazırlamıştım. Ancak Cihan Kamer bu alanda beklenen yatırımı yapmadı. Enerji piyasasında adı ‘çantacılara’ çıkan diğer simsarlar gibi elindeki 4 enerji şirketini Hamdi Akın’a sattı. Böylece işadamı Hamdi Akın, enerji alanında iş yapmak için kurduğu Akfen Enerji’ye, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yakın arkadaşı Cihan Kamer ile Ömer Bağcı’nın ortak olduğu 4 enerji şirketini de katmış oldu. Cihan Kamer’in Şavk Elektrik bünyesindeki İdeal Enerji, Elen Enerji, Pak Enerji ve Beyobası Enerji şirketleri için taraflar anlaştı ve onay için EPDK’ye başvuruldu. Sayın Sirmen; EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu) çantacılar için daha sonra önlem aldı. Ancak atı alan Üsküdar’ı geçmişti.” Görüyorsunuz, türban neleri örtüyor, her şey yoruma gerek bırakmayacak kadar açık. Ağıtlarla uğurlandılar Yangında ölen 9 Türk vatandaşı için Gaziantep Asri Mezarlığı’nda bir tören düzenlendi. Türk bayrağına sarılı 9 cenazeyi, alanda yan yana dizili görenler gözyaşlarına boğuldular. Cenaze törenine devlet bakanları Mustafa Said Yazıcıoğlu ile Mehmet Şimşek, Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz, Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey ve çok sayıda yurttaş katıldı. Fotoğraflar (AAAP) GAZİANTEP (Cumhuriyet) Almanya’nın Ludwigshafen kentinde, oturdukları apartmanda çıkan yangında yaşamını yitiren 9 Türk vatandaşı memleketleri Gaziantep’te gözyaşları içinde toprağa verildi. Ludwigshafen’deki apartmanda 3 Ocak’ta çıkan yangında ölen Medine Kaplan (48), kızı Belma Özkaplı (22), torunu İlyas Çağlar, hamile olan Hülya Kaplan (31) kızları Karanfil (4) ve Dilara Kaplan (11), Döne Kaplan (21) ile çocukları Kamil (3) ve Kenan Kaplan’ın (2) cenazeleri Gaziantep’e ulaştı. Gaziantep Asri Mezarlığı’nda düzenlenen tören öncesinde ölenlerin yakınları, cenazeleri evlerinin önüne götürmek istedi. Ancak Gaziantep Valiliği, 9 cenazenin caddelerden geçirilişi sırasında Almanya aleyhine gösteriye dönüşebileceği olasılığına karşı aileleri ikna edip buna izin vermedi. Bunun üzerine Asri Mezarlık Morgu’nda bekletilen bayrağa sarılı 9 cenaze, alanda yan yana dizilince törene katılanlar gözyaşlarına boğuldu. ÜĞÜNÜNÜ YAPACAKTIK, TABUTUN GELDİ’ Medine Kaplan’ın kardeşi Şaibe Kaplan, “Kalk bacım kurban olayım. Biz düğün yapacaktık. 2 arabayla gelecektiniz. Şimdi bir tabuta sarılıp nasıl geldin” diye ağıt yakarken Fatih Özkaplı eşi Belma Özkaplı’nın fotoğrafını bir an olsun elinden bırakmadı. Özkaplı’nın annesi Türkan Karaoğlu ise “Kızım bu yaşta seni toprağa mı verecektim” diyerek gözyaşı döktü. Faciadan yaralı kurtulan ve yeğeni Onur Kaplan’ı binadan atarak kurtulmasını sağlayan, annesi, eşi, 2 çocuğu, yengesi ve yeğenlerini kaybeden engelli Kemal Kaplan ise tabutları tek tek öptü. Cenaze törenine ölenlerin yakınlarının yanı sıra devlet bakanları Mustafa Said Yazıcıoğlu ile Mehmet Şimşek, Gaziantep milletvekilleri, Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz, Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey ve çok sayıda yurttaş katıldı. TÜRKÇE KONUŞTU Törende konuşmasını Türkçe yapan Büyükelçi Cuntz, “Yangında hayatını kaybedenler hem Gaziantep’in, hem de Ludwigshafen şehrinin evlatlarıdır. Allah rahmet eylesin, başınız sağ olsun” dedi. Asım Güzelbey ise Almanların da en az Türkler kadar bu olaydan etkilendiğini ifade ederek, “Bu olayın sebeplerinin ortaya çıkarılması için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını gördüm. Bunun da bilinmesini istiyorum’’ diye konuştu. Konuşmaların ardından Gaziantep İl Müftüsü İsmail Canpolat tarafından cenaze namazları teker teker kıldırıldı. İl Müftüsü Canpolat ve Hacı Bektaş Veli Derneği görevlisi İsa Uğur tarafından cemaate ayrı ayrı dua ettirildi. Yangında ölen 9 Türk vatandaşı yan yana açılan mezarlara tek tek gömüldü. Defin sırasında ölenlerin yakınlarından bazıları baygınlık geçirdi. BÜYÜKELÇİ renkli ilan ‘D asirmen?cumhuriyet.com.tr hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: +90 0212/ 343 72 69
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle