07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 GÜNCEL C haberlerin devamı Türban konusunda CHP ve Doğan Medya Grubu’na ağır eleştiriler yöneltti 15 ŞUBAT 2008 CUMA GÜNDEM MUSTAFA BALBAY CÜNEYT ARCAYÜREK Oyun İçinde Oyun ürbanın bir numaralı savunucusu hükümet sözcüsü Çiçek Cemil; “Rektörlerden özel bir beklentileri olmadığını” söyledi. Rektörlerin “Milletin ne beklentisi varsa onu dikkate almaları gerektiğini” özenle vurguluyor; türbanı ve türban sonrasını bütünüyle ulusun bir beklentisi olarak niteliyor. Yasa Çankaya’daki AKP’li 11’incinin onayından geçip Resmi Gazete’de yayımlanmadan işlem tamamlanmış gibi hareket eden rektörlerin erken uygulamalarına yeşil ışık yakıyor. AKP, ortağı MHP’yi ürkütmemek için anayasal sürecin tamamlandığını ve şimdi YÖK Yasası’nın 17. maddesindeki değişikliği içeren yasa sürecine girildiğini yineleyip duruyor. Oysa perde arkası başka, bambaşka. Her konuda olduğu gibi bu konuda da takıyye yapıyor. Sadece türbanla değil, anayasal değişiklikle çarşafın, peçenin, takkenin, cüppenin de önünü açtıklarına hiç ama hiç değinmiyorlar. “Kızgın topu rektörlerin kucağına bırakıp ne olacağına bakalım” mantığı ile hareket etmeyi kararlaştırmış görünüyorlar. MHP düşünüldüğünden daha fazla basiretsiz bir parti mi? Ne çare bu oyunun kargaşayı daha da körükleyeceğini anlamamış görünüyor. ??? AKP’nin bir başka yüzü tabii hukuka saygılı olmayı emrediyor. Hükümet sözcüsüne göre, “Herkes ne yapacaksa hukuka sorarak yapması lazım. Kanun, nizam çerçevesinde bunları değerlendirmek gerekir”. Hukuk devletinde durum bu olması gerekiyorsa, hükümet gerçekten hukuk devletinin hükümeti ise, uygulamaya geçmek için YÖK Yasası’nda yapmayı taahhüt ettikleri değişikliğin yasalaşmasını beklemenin zorunlu olduğunu neden açıklamıyor? Yasal süreç tamamlanmadan türbanı serbest bırakan rektörlerin yasalar önünde suç işlemiş olacağını içeren bir başka açıklamayı neden yapmadı? Anayasa değişikliğinin bu haliyle üniversitelerde türbanı serbest bırakamayacağını, yasayla düzenleme yapmaktaki zorunluluğu, üstelik bir hukuk adamı, eski bir Adalet Bakanı olarak Bay Sözcü Çiçek Cemil, güncel demeçlerinden birinde acaba niçin seslendirmedi? ??? RTE’nin de Çiçek’in de böyle açıklamalara iltifat etmemelerinde özel bir amaç var. Anayasadaki hiç kimsenin yükseköğrenim hakkından mahrum edilemeyeceği ifadesinin uygulamada yeterli olacağını düşünüyor, 17. maddeye gereksinilmeden anayasal değişiklikle yetinilmesini istiyorlar. Üstelik RTE, ülkeyi daha yoğun karanlığa sokacağını umursamadan kara çarşafa da, peçeye de serbestlik getirmeyi düşlüyor. “Bu memleketin yüzde 99’u Müslüman, elbette şeriat gelecek” diyebilen bir kafa; türban kılıfı içinde çarşafa, peçeye de serbestlik tanımayı elbette istiyor. Bu nedenle fırsat bu fırsat diyerek anayasa değişikliği ile türbana serbestlik getirilmesine olanak sağlayacak siyaset izlemesi doğal mı doğal! Anayasadaki düzenlemenin peçeye, kara çarşafa olanak tanıyacağı kuşkularını doğrulamak için davranış ve demeçleriyle dinci ve din devleti yanlısı görünen, üstüne üstlük 11’inci ile Başbakan’ın akıl hocası eski Meclis Başkanı “ağabeyleri” Bülent Arınç’ın son demecine bakmak yeterli. YÖK Yasası’nda bir değişikliğe gerek olmadığını, anayasadaki değişikliklerin uygulamaya yeterli olanak tanıdığını söylüyor. İktidardaki kadronun türbana takıntılı kafa yapısının, Türkiye’yi Ilımlı İslam modeline uydurmak için her şeyi yapmayı göze aldığını artık anlamayan kalmadı. Bu açıdan bakıldığında diğer kimi heyetler gibi, Türkiye Barolar Birliği heyetinin Çankaya’daki AKP’linin ülkeyi laik Cumhuriyet olmaktan çıkarmanın bir parçası olan türban hamlesini onaylamaması için, üstelik yukarıdakinin aşağıdakinden farkı olmadığını bile bile huzura çıkmaları, kara mizaha bir örnek. Üniversitelere öğrenim özgürlüğünün getirilmesini oturduğu koltuktan ilan eden, eşi türbanlı kırk yıllık Yani, olur mu Kâni? T Erdoğan geriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP’nin yandaşı olmakla suçladığı Doğan Medya Grubu’na “Bunların derdi laiklik değil menfaat hesabı. Bunlar köşeye sıkıştırma metotları. Tehditle bizden bir şey alamazsınız. Bunların istediği düzen demokrasi değil, diktatoryal düzen” dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a da sert eleştiriler yönelten Erdoğan, “İdam sehpasının yolunu gösteriyor. Biz bu yola çıkarken daha önce de demokrasiye inanmış insanların söylediğini söylüyoruz. Biz o beyaz çarşaflarla beraber yola çıktık, biz bu konuda bedel ödemeye hazırız, bu konuda rahatız” diye konuştu. Erdoğan, partisinin grup toplantısında CHP ile Doğan Medya Grubu’na ağır eleştiriler yöneltti. Çok sayıda türbanlının da izlediği toplantıda, Erdoğan’ın konuşması sırasında CHP ve medya ‘yuhlanırken’ sık sık tezahüratta bulunuldu. Almanya’daki Türk vatandaşlarının Alman sistemine entegre olmalarını istediklerini, ancak hiç kimsenin Türk milletine asimilasyon uygulayamayacağını belirten Erdoğan, “Sayın Merkel ile farklı düşünüyor olabiliriz, ama benim düşüncem bu. Hiçbir zaman Türk toplumunu asimile etme gayreti içerisine kimse giremez. Ama entegrasyon noktasında ne gerekiyorsa biz bunu yapmaya hazırız” diye konuştu. ÜNYA BASINI DA HEDEF TAHTASINDA Türban konusunda CHP ve özellikle Doğan Medya Grubu’na ağır eleştiriler yönelten Erdoğan, TBMM’de hak ve özgürlükler konusunda bir adım atıldı diye CHP ve yandaşı medya grubunun yaygara kopardığını ileri sürdü. Bu grubun gazetelerinin Türkiye’yi bölünmüş ve ikiye ayrılmış gibi göstermenin gayreti içinde olduklarını savunan Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi: “Dünyaya ‘iki Türkiye’ fotoğrafı vererek, sanal kutuplaşmalar üreterek, gerilimi arttırarak bir netice ala Dünya: Türkiye Nereye? İran: Bize Doğru... KPMHP türbanla ilgili mutabakatın yarısını yerine getirip, kalanını rektörlere bıraktı! İki partinin genel başkan temsilcileri bundan sonra doğacak karmaşayı hissettikleri için olsa gerek, topu atacak yer aradılar. Rektörlerde karar kıldılar! Normal zamanda, “Biz ne diyorsak o. Hukukçuların görevi yasaları uygulamaktır” türünden çıkışlarıyla tanıdığımız AKP temsilcileri şunu söylüyordu: “Anayasa değişikliği tamam. YÖK Yasası’nda değişikliğin gerekli olup olmadığına Cumhurbaşkanı’nın onayından sonra karar verilir. Hukukçuların değişik görüşleri var. Onları dinlemek lazım. Sorun uygulamada çözülebilir...” MHP’liler ise şunu söylüyordu: “Mutabakatımız devam ediyor. Uygulamada sorunlar çıkarsa, o zaman bakılır!” Uygulamaya baktık; en azından Ankara’daki üniversitelerde bölünmüşlük vardı! ??? İçimizdeki bu tartışmalara biz belli ölçülerde “alışmış” olabiliriz. Ama dünya TBMM’den çıkan değişikliklerle birlikte Türkiye’de ne oluyor sorusunu sormaya başladı. AB’nin ve ABD’nin belli başlı yayın organlarının birleştiği nokta şu: Türkiye’de laiklik yara alıyor! AKP tayfası “Bu değişikliklerle laiklik daha da güçlenecek” yalanlarını Türkiye’de kimi kesimlere yutturabilir ama, doğal olarak dünya yutmuyor! İtalyan gazeteleri La Stampa ve La Repubblica’nın bakışı şuydu: “Atatürk Türkiyesi yara alıyor. AB kapısındaki dev İslam ülkesi nereye gidiyor?” ABD yayın organları The New York Times ve Washington Post da AKP’nin Türkiye’ye kendi değerlerini empoze etmeye giriştiğini ve son hamlede başarılı olduğunu yazıyordu. BBC’nin yorumu da tanıdıktı: “Türban, iki tarafta da güçlü tepkilere ve büyük bir ayrışmaya yol açtı!” İki taraf dediği ne? Laikantilaik! Türkiye’de yeni dönemin ayrışma tohumları Meclis eliyle ekilirken, dünya da seyrimize bakıyor! ??? İran’da mollaların yayın organı Cumhuri İslami gazetesinin 30 Ocak günü manşeti şuydu: Türban tamam! Haberin ayrıntılarında satırbaşlarıyla şunlar yer alıyordu: İran İslam Devrimi’nin 29. yıldönümünde Türkiye’den çok güzel haber geldi. AKP’nin muhalif partilerden MHP ile uzlaşmasıyla en ciddi sorunlardan biri çözüldü. Erdoğan’ın İslami hükümeti TBMM çoğunluğunun desteğini alarak üniversitelerde türban yasağını kaldırıyor. Laikler giderek yok oluyor. Koydukları engeller bir bir kaldırılıyor. Türban yasağının kaldırılmasının bu İslami ülkede bir milli bayrama dönüşmesi bekleniyor. Cumhuri İslami’nin manşeti benzer yorumlarla uzayıp gidiyor... Türkiye’deki aydınların, yönü uygarlığa dönük insanların, 29. yılını kutlayan İran Humeyni hareketini bir kez daha irdelemesi gerekiyor. Başa geldikten sonra 3 yıl içinde tüm solu ve liberalleri tasfiye eden mollalar, Türkiye’yi ellerini ovuşturarak izliyor! Türkiye gerilimli bir finale gidiyor! A D caklarını zannediyorlar. Sonra kendi yaygaralarının yansımalarını delil gösterip, ‘Bakın dünya medyası da bizim gibi düşünüyor’ diye manşet atıyorlar. Güya, Türkiye’de bir kaos, belirsizlik havası ortaya çıkmış, kimse ne yapacağını, ne olacağını bilemiyormuş. Kimseyi yanıltmayın, dünya medyasından işinize geldiği gibi cımbızlayarak, seçerek verdiğiniz örnekler, sizin sesinizin yansımasıdır.” CHP’nin sosyal demokrat olmadığını söyleyen liderlerin sesinin neden duyulmadığını soran Erdoğan, “Bizzat şahsıma, sosyal demokrat bir liderin CHP’yi nasıl gördüğünü anlatan kendileri olduğunu bile gazetelerinde yazamazlar, ama bana anlatırlar. Çünkü dürüst değiller. Bunlar ikircikli” dedi. “Üçlü olana ne denir” sorusuna milletvekillerinden “trio” yanıtı gelmesi üzerine Erdoğan, Türkiye’de bir kaos ve tutarsızlık varsa bunun bu başlıkları atanların kafasında olduğunu ileri sürdü. Daha düne kadar seçim atmosferinin heyecanıyla CHP lideri Deniz Baykal’ın başörtüsünü çözme vaadini manşetlerine taşıyanların, “üniversitelerde böyle yasak olmamalı” diyen yazılarının mürekkebinin kurumadığını kaydeden Erdo ğan, şöyle devam etti: “Ne oldu da şimdi yaygara koparıyorsunuz. O zaman istismar mı yapıyordunuz? İstismara alet mi oluyordunuz? CHP zihniyeti seçimlerden önce gerilim siyaseti izledi. Ama 22 Temmuz’da da gereken dersi millet kendisine verdi. Şimdi siz de gerilim politikasıyla hareket ediyorsunuz. Hiç mi CHP’nin yaşadıklarından ders almıyorsunuz! Sizin aslında başörtüsü ile bir derdiniz yok. Sadece fırsattan istifade başka bir hesabı görmek istiyorsunuz. Derdiniz başka. Aslında çıkarlarınızı tehlikede görüyorsunuz, yoksa laikliği değil. Bu manşetler yalnızca çıkar kavganızı örtmek için bir maske.” HAKARET ğunu, sipariş üzerine konuşmadığını kaydeden Erdoğan, “Sizin istediğiniz düzen demokrasi değil, düpedüz diktatoryal bir düzendir” görüşünü savundu. CHP lideri Deniz Baykal’ın ahkâm kestiğini, yargıya akıl vermeye başladığını söyleyen Erdoğan, “Şimdiden yönlendirmeye başladı. İstikamet veriyor. Ve idam sehpasının yolunu gösteriyor. Sen nasıl demokratsın ya! Biz yola çıkarken o beyaz çarşaflarla beraber yola çıktık. Bedel ödemeye hazırız” dedi. İR ŞEY ALAMAYACAKLAR’ TBMM’de hukuk çerçevesinde bir adım atıldığını savunan Erdoğan, demokrasinin kurallarının işlediğini söyledi. Erdoğan, “Türkiye’de de işler beğenseniz de beğenmeseniz de bu, böyle yürür” dedi. Laikliği çıkar kavgasına maske yapanların hükümetten haksız menfaat elde edemeyeceğini belirten Erdoğan, “Tehdit suretiyle bizden menfaat elde edemeyeceksiniz. Bunlar daha önce alıştıkları köşeye sıkıştırma metotlarıdır. Ama bunlar bizden bir şey alamayacak, boşuna uğraşmayın” dedi. ‘B ERTUĞRUL ÖZKÖK’E “Çoğunluğun Zorbalığı” yazısı nedeniyle Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ü edepsizlikle suçlayan Erdoğan, “Bunun edeple adapla bir ilişkisi var mı? Azınlığın çoğunluğa tahakkümüne evet diyeceksin, 411’i kaos olarak göstermek suretiyle demokrasiyi yok farz edeceksin?” dedi. Kendisinin ciğerlerinden konuştu İzmir Ekonomi Üniversitesi öğrencileri, kampus bahçesinde yaptıkları eylemle AKP ve MHP’nin türban düzenlemesini protesto ettiler. Laiklikten taviz vermeyiz İTÜ Rektörü Karadoğan türban konusundaki uygulama için Anayasa Mahkemesi’nin kararını bekleyeceklerini açıkladı. Üniversitelerde türbana yönelik tepkiler devam etti Haber Merkezi AKP ve MHP’nin anayasada yaptığı türban düzenlemesine tepkiler sürüyor. Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aytekin Berkman ve İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Faruk Karadoğan, türbanla ilgili düzenlemenin süreç tamamlanmadan uygulanamayacağına dikkat çekerek üniversitelere türbanla girilmemesi konusunda uyarıda bulundu. Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aytekin Berkman anayasanın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişikliklerin türban yasağının uygulanmasında herhangi bir değişiklik yaratmayacağını belirterek uygulamanın yürürlük kazanması için yeni bir yasa çıkarılması gerektiğini vurguladı. Prof. Berkman, “Dini inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü ve türbanla kapatılmasının öncelikle anayasaya aykırı olduğu Anayasa Mahkemesi kararında belirlenmiştir. Dolayısıyla 17. maddede belirtilen ‘yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak’ koşulu, anayasaya aykırılığı saptanmış olan, dini inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü ve türbanla kapatılması durumunu, kılık kıyafet serbestisi dışında tutmaktadır. Anayasanın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişikliklerin Yükseköğretim Kanunu’nun yürürlükteki ek 17. maddesinin uygulanması açısından herhangi bir değişiklik yaratmayacağı görüşündeyim” dedi. OLMAZ’ li olup olmayacağının sorulması üzerine Prof. Karadoğan, “Hukukçularımıza göre Köşk onayının yeterli olmadığını düşünüyorum. İçtihatlar da işin içinde vardır, gerekçeler de bağlayıcıdır.” dedi. AMPUS BASKISINA DÖNÜŞECEK’ İzmir Ekonomi Üniversitesi öğrencileri, kampus bahçesinde yaptıkları basın açıklamasıyla AKP ve MHP’nin türban düzenlemesini protesto ettiler. Ellerinde Türk bayrakları ve Atatürk posterleri bulunan öğrenciler adına basın açıklamasını okuyan Onur Gözümoğulları, yasa değişikliğiyle mahalle baskısının kampüs baskısına dönüşeceğini vurguladı. Ülkenin asıl gündeminin türbanla kapatılmak istendiğini vurgulayan Gözümoğulları, “Bir yanda sayıları on milyonlarla ifade edilen ve açlık sınırında yaşam mücadelesi veren işsizler, bir yanda vatan bütünlüğünü hedef alan terörist saldırılar söz konusu iken Türk halkının türban tartışmalarıyla meşgul edilmesinin yapaylığı ve yersizliği ortadadır” dedi. Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. K. Süha Aydın da üniversitenin radyosuna verdiği yeni yarıyıl demecinde “Biz ilerici, aydın, açık fikirli, kafasının içi de dışı da açık olan öğrencilerle birlikte olmak istiyoruz” dedi. Aydın, Mersin Üniversitesi’nin Atatürkçü çizgiden ayrılmayacağını her öğrencinin bilmesi gerektiğini söyledi. ankcum?cumhuriyet.com.tr Ne Oluyor? Baştarafı 1. Sayfada zengini Arap ülkelerinden destek gören bir dinci politikanın içerdeki tarikat ve cemaatlerle toplumsal örgütlenmesini gerçekleştirdiği de dikkate alınırsa, projenin başarıya ulaşması olanağı yüksek görünüyor. ? Türkiye böylece dış destekli AKP iktidarı marifetiyle ikiye bölündü. Bir yanda Meclis çoğunluğunu (MHP dahil) elinde tutan iktidar “milli irade” diyor; öte yanda anayasanın değiştirilemez temel maddelerine dayanan ana muhalefet “hukuk” diyor. İkiye ayrılan Türkiye, laik Cumhuriyet’in var oluşu ya da yok oluşu üzerine büyük bir hesaplaşmanın çatışmasına sürüklendi; şimdi kavgasına doğru itiliyor. ‘K ‘KÖŞK ONAYI YETERLİ İkinci yarıyıl eğitimine başlanması dolayısıyla gazetecilerin sorularını yanıtlayan İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Faruk Karadoğan, türban konusunda yasal sürecin tamamlanmadığını belirterek uygulama için Anayasa Mahkemesi’nin kararını bekleyeceklerini açıkladı. Prof. Karadoğan, “Bizim hukukçularla yaptığımız görüşmeler bu sürecin henüz tamamlanmadığını, dolayısıyla eski içtihatların geçerli olduğunu göstermektedir” dedi. Köşk’ün yasayı onaylamasının yeter ÇÜ’DE PROTESTO Çukurova Üniversitesi’nde (ÇÜ) öğretim üyeleri ve öğrenciler türbanı protesto etti. ÇÜ merkez yerleşkesinin girişinde toplanan öğretim üyesi ve öğrenciler, “AKP’yi istemiyoruz” yazılı pankart açtı. Alkış ve ıslıklarla türbanı protesto eden eylemciler, “AKP’nin türbanı Amerikan bayrağı”, “AKP’yi istemiyoruz” ve “Tayyip Amerika’ya Fethullah’ın yanına” şeklinde sloganlar attı. C
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle