04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 OCAK 2008 CUMA bilim/vaziyet Güneş sistemine benzer ilk gezegen sistemi keşfedildi Mehmet Emin İZLEMEYE Bu keşif, bir bakıma, Kopernik ile başlayıp, Kepler, Galileo ve Newton'la devam eden ve Dünya’nın (ve daha sonra güneşin) evrenin merkezi olarak sahip olduğu özel yeri kaybetmesine yol açan devrimin (Kopernik devrimi) sürdüğünün en yeni işareti. Ekim ayında yapılan bir basın konferansında, NASA astronomları Yengeç burcunda bulunan ve bize 41 ışık yılı uzaklıktaki 55Cancri adlı güneş benzeri yıldızın çevresinde dolaşan 5 gezegenin keşfedildiğini bildirdiler. Gezegenlerden birinin ise yıldızın çevresindeki 'yaşama uygun' bölgede bulunduğu hesaplanıyor. Diğer adıyla 'Goldilok' (Altın Bukleli Kız) bölgesi, yıldızdan olan uzaklığın gezegen yüzeylerinde yaşam için uygun sıcaklık ortalamalarına karşılık gelmektedir. 55Cancri yıldızından olan uzaklığı bu bölgeye karşılık gelen gezegeninin yarıSatürn büyüklüğünde (yani 46 Dünya kütlesinde) olması yaşam için bir sorun oluşturabilecek olmakla birlikte, gezegen çevresinde Titan veya Dünya büyüklüğünde ve özelliklerinde (kütlesi atmosfer oluşumuna ve sıvı su bulundurmaya uygun) uydular bulunabilmesi olasılığı vardır. Böyle bir uydunun yüzey özellikleri, dünyamıza çok benzeyen, hayatın başlamasına ve sürmesine uygun koşullar taşıyabilir. Yağmur Ekim C İdeoloji tavrı ile etkilemiş; etik olmayan davranış bu imiş! Bu yaklaşımı ile Bay Başkanın konunun en can alıcı yanını hiç anlamadığı ortaya çıkıyor. Önce, ‘salt hukuksal’ dediği bir çerçevenin ne olduğunu ve nereden çıktığını bilmiyor. Kendisine ilk anımsatılacak husus, her yasal düzenin ‘ideolojik’ bir temele dayandığıdır. Mevzuat dediğimiz düzenleme buna göre şekillenir, Nitekim, halihazırda başında bulunduğu idarenin tabi olduğu hukuksal çerçeve ve yapı da 1980 yılında ortaya çıkan ideolojinin ürünüdür. Üstelik bu ideoloji, davacı sendikanın dayandığı türden ulusal bir ideoloji değil, 12 Eylül rejiminin ürünü olarak Türkiye’ye dışarıdan aşılanmış yabancı kaynaklı ideolojidir. Bununla, genç İstemi Sel: “Göbeğini değil, ‘göbeğinin altını’ kaşıyan adamdan korkmalıyız asıl. Ne de olsa iktidar onun elinde...” 17 2007’de ekonomi sendelemiş... Sendeleme şöyle olmuştur.. Sen de götür, sen de! NASA bilimcileri sonunda, bizim güneş sistemimize benzer 5 gezegenli başka sistemin keşfedildiğini açıkladı. Böylece astronominin en eski uğraşlarından birisi olan “Dünya’ya benzer dünyalar bulma” yolunda önemli bir adım atılmış oldu. Artık okullarımızda, derslerde güneş sistemimizin yegâne olmadığı, başka benzeri sistemlerin de bulunduğu kesinlik kazanmış bir gerçek olarak okutulacak. dığından zor bir işti. Güneşdışı sistemlerin araştırılması ise daha da zor ve karmaşık bir süreçtir. Bir kere, yıldızlar çok çok uzaklardaydı ve uzaklıkları km'lerle değil ışık yılları ile ölçülmektedir. (1 ışık yılı yaklaşık 10 trilyon km'dir). Bu nedenle, birkaç ışık yılı uzaklıktaki en yakın yıldızların çevresindeki gezegenler bile olağanüstü sönüktürler. Çünkü gezegenler kendileri hiçbir şekilde ışık yaratmazlar, sadece kendi güneşlerinin ışığını yansıtırlar. Yıldızlararası uzaydaki yolculuğu sırasında bu yansıtılan ışık o kadar azalır ki, gezegenlerin yerden görüntülerini alabilmek hemen hemen imkânsızdır. Güneş sistemi dışında ilk gezegen ancak 1995'te keşfedildi. Teleskoplarımız giderek iyileştikçe, bu çok çok sönük güneş dışı gezegenler de giderek daha çoğu görülebilmeye başladı. Gezegen keşiflerinin büyük çoğunluğu, 55Cancri'de olduğu gibi, dolaylı yollardan, gezegenin ana yıldız üzerine yaptığı kütle çekimi tedirginliklerinin takibine dayanarak gerçekleştirilmiştir. Bugün itibarıyla, astronomların varlığını sapladığı güneş dışı gezegenlerin sayısı 260'ı buldu. Gezegenlerin büyük çoğunluğu ise oldukça büyük, Jüpiter kütlesinde cisimlerdir. ortaya çıkması olasılığını arttırdığı görüşündeler. Bu bulguyu takip edecek soru, doğal olarak, “Samanyolu'nda Dünyamıza benzer başka gezegenler olup olmadığı” dır. Nerden bakarsak bakalım Güneşimiz, çok sıradan bir yıldızdır ve Samanyolu'nda ona benzer 20 milyar'dan fazla yıldız olduğu hesaplanıyor. Eğer bu yıldızların bir bölümünün çevresinde Jüpiter veya Satürn benzeri gezegenler varsa, Dünyabenzeri gezegenler almaması mümkün mü? Ve NASA Basın Konferansı duyurusunun hemen birkaç gün sonrasında, bir başka astronomlar grubu, güneşe çok benzeyen, yakın bir ikizinin bulunduğunu açıkladılar. Bu yıldızın etrafında büyük boy Jüpiterimsi gezegenler bulunamadı. Ancak, bu, Dünya gibi küçük boy gezegenlerin de olmadığı anlamına gelmiyor. Ve bu sistem, Univ. California’deki (Berkeley) SETI Enstitüsünde daha 2003 yılında dinlemeye alınmış. Burada olabilecek bir medeniyetin radyo bölgesi izleri, Porto Rico adasındaki 300 m. çaplı Arecibo teleskopu ile defalarca gözlenmesine karşılık, şimdiye kadar en ufak bir 'medeniyet' belirtisine rastlanmamış durumda. Bu ve diğer yıldız sistemlerinde Dünyabenzeri, Jüpiter ve Satürn'den çok küçük gezegenlerin doğrudan izlerinin (delillerinin) bulunması, yeni kuşak çok daha güçlü teleskoplarının işi. Dünya sınıfı gezegenleri 'görmeyi' de bir gün mutlaka başaracağız. Ve sonrasında, bunların hepsinin üstündeki daha büyük soru ile karşılaşacağız: “Orada, ötelerde bir yerlerde başka hayatlar var mı?”. Ve “bunun cevabını ne zaman öğrenebileceğiz?” ARGI kararına uyulmasa da olur düşüncesindeki YÖK Başkanı gibi Özelleştirme İdaresi Başkanı’nın da “aynı tarla”dan yetiştiğini söylüyor Prof. Dr. Aydın Aybay dostumuz: “Bay Başkan, Petkim’in haraç mezat satış işlemini durduran Danıştay kararına, lütfedip uymayı uygun bulmuş. Bu yaklaşımda, ‘uymasak da olurdu ama neyse’ anlamı var gibi gözüküyor. Ama yine de kutlamak lazım; onun yerinde YÖK Başkanı olsaydı, ‘mahkemeyi ilgilendirir, bizi bağlamaz’ türünden bir cevher yumurtlayabilirdi. Buraya kadar olan iyi de Bay Başkan, bunun ardından şikâyetlerini sıralıyor: Sendika, bu davayı açarken etik davranmamış; Petkim’in özelleştirilmesi işlemi, mahkemede salt hukuksal zeminde tartışılmak gerekirken sendika bunu ‘ideolojik’ bir sorun zeminine çekmiş ve yargıyı bu Y cumhuriyetin 7080 yıllık birikiminin ürünü olan kurumları, kuruluşları, haraç mezat yok pahasına elden çıkarma işi, dışarıdan, uygulayıcı piyonları da belirlenerek, ayrıntılı olarak tezgâhlanmıştır. Bay Başkanın ideolojisi olmadığını sandığı salt hukuksal yapı işte bu tezgâhın ürünüdür. Kökü dışarıda bu tuzağın ne olduğu, nasıl işlediği ve nereye varacağı yurtsever aydınlarca yıllardan beri anlatılmıştır. Bay Başkanın bunları izlemeye vakti olmadığını düşünerek, ideolojik yaklaşımının ne olduğunu çarpıcı olarak gösteren şu örneği incelemesini öneriyorum: Dünya Bankası 1990’ların başında, özelleştirmenin Türk halkına benimsetilmesi için 100 milyon dolarlık kredi açmıştı ve bu kredi çarçur edildikten sonra faiziyle birlikte geri ödendi. Bay Başkan, bunun belgelerini okusun da ‘ideoloji’ dediği şey neymiş anlasın!” Göbek Cihan Faruk Yıldız: “Layık olmadığı yerde bulunanları sırtından atarak hak ettiği gerçek yere indiren asil at Cihan’ın ölümünden duyduğum üzüntüyü her iki kişiden biriyle paylaşıyorum.” GEZEGEN AVCILIĞI İngiltere'ye göç etmiş olan Alman müzikçisi ve astronomu William Herschell, 1781'de, Satürn'ün ötesinde, gezegen benzeri bir yörüngede hareket etmekte olan sönük bir gök cismi ile karşılaştı. Daha sonra Uranüs ismi verilecek olan bu gök cismi, gezegen avcılığı konusunda oldukça yaygın bir heyecan yarattı. Amatör ve profesyonel, tüm astronomlar daha başka gezegenler bulma umuduyla teleskoplarını yeni bir heyecanla gökyüzüne çevirdiler. Ancak, güneş sistemimizde yeni gezegenler bulmak sanıl Yeni günler ENİ bir yıla girdik; önümüzde yeni günler var. Görünen köy kılavuz istemiyor; yeni günler iyi ve aydınlık değil, kötü ve karanlık günler olacağa benziyor. Beş yılın sonunda laik devlet yapısı her geçen gün daha çok kemiriliyor. Toplumsal yaşam bilinçli bir şekilde dinselleştiriliyor. İslamcı faşizmin ayak sesleri giderek yükseliyor. Sandık demokrasisi gibi bir ucube ile katılımcı demokrasinin pervasızca ırzına geçiliyor. İşbirlikçilik, ihanet, gaflet diz boyu. Şu hale bakın ki devletin memurlarınca yılbaşının bile dini yönden tartışma konusu yapıldığı bir dönem yaşıyoruz. Yılbaşı deyip geçmeyin; Cumhuriyet devriminin bir kazanımını tartışıyoruz. Şaka değil, Milli Piyango’nun haram olup olmadığını tartışıyoruz. Ortaçağ gömleğini giydirdiler, son provaları yapıyorlar! Önderim Kemal Atatürk’ün Bursa Nutku’nu yeni yıla girerken bir kez daha okurken devrimlerin güçsüz bırakılması durumunda, Cumhuriyeti korumak için bana verdiği görevi düşünüyorum ve “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması Y TABLO 1 : 55Cancri sisteminin ölçülen parametreleri. Yıldız: Uzaklık =41 ışık yılı; Kadir:5,95m; Çap= 0,60,9 Güneş çapı Sıcaklık: 5250 K (Güneşin sıcaklığı:5800K) Koordinatlar: Alfa=08h52m37s; Delta=28d20dk02sn Gezegenler: Kod yıldıza uzaklık(AB) kütle(DK) P(gün) D.M. keşif yılı 55Cancri e 0,038 11 2,8 0,07 2004 55Cancri b 0,115 262 14,6 0,014 1996 55Cancri c 0,240 54 44,3 0,086 2002 55Cancri f 0,782 46 260 0,20 2007 55Cancri d 5,77 1220 5218 0,025 2002 AB: Astronomi Birimi, yergüneş uzaklığı, 150 milyon km DK : Dünya kütlesi olarak (1 DK= 6x10^24 kg). P: Gezegenin 55Cancri çevresinde dönüş süresi, gün olarak D.M. dış merkezlik, eksentrisite, yörüngenin daireden sapma ölçüsü HEYECAN YARATTI 55Cancri yıldız sistemi hakkındaki bulgular astronomlar arasında oldukça fazla heyecan yarattı. (bknz: Tablo 1) Bunun nedeni, belirttiğimiz gibi, gezegenlerden birinin, astronomların 'yaşama uygun bölge' dedikleri, gezegen yüzeylerinde sıvı halde suyun olabileceği sıcaklıklar için uygun uzaklıklar bölgesinde olmasıydı. Bilimciler sıvı suyun varlığının hayatın vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır demeyeceksin” sözünün anlamını yerli yerine oturtmaya çalışıyorum. Laik Cumhuriyetin polisi. Laik Cumhuriyetin jandarması. Laik Cumhuriyetin ordusu. Laik Cumhuriyetin yargısı. Önderim Atatürk, 75 yıl önce verdiği buyrukla beni, bana emanet ettiği ve artık benim olan bu büyük eseri korumak için elle, taşla, sopa ve silahla; neyim varsa onunla eyleme geçme yolunda görevlendirdiğine ve fakat ben hiçbir makam ve yetki sahibi olmadığıma göre, demek ki makam ve yetki sahipleri devrimlerin korunması için Atatürk’ün beklediği görevi gereğince yerine getirmemiş olabilir mi, diye düşünüyorum. Olabilir mi? Olamaz mı! Yoksa oldu da bitmek üzere mi? Şifre çoktan çözüldü. Şifre; türban. Parola çoktan açıklandı. Parola; ılımlı İslam. Şifre türban, parola ılımlı İslam. Yeni yıl yeni umutlar demektir ama, yeni günlerinin daha kötü ve daha karanlık olacağı belli. Bir tek umut var onun da adı çoktan konmuş: Atatürk’ün verdiği buyrukla yeniden devrim, yeniden cumhuriyet! Kömürcü Avni Kurtuldu: “Vali ve kaymakam atamalarına, kamyonla kömür dağıtımı için E sınıfı ehliyet sahibi olma koşulu getiriliyor!” Malum Necati Yıldırım: “Kültür Bakanı, piyanist Fazıl Say’la kahvaltı etmiş. Malum takıyye: Biri söver, öteki över!” Emir Akif Kökçe: “Pakistan’da ‘vur emri’ verilmiş. Biz ise ‘sat emri’ aşamasındayız!” Büyüklük Nami Tepe: “Asgari ücretin günlük artışı 56 yeni kuruş oldu. Vatandaş rahat rahat bir büyük yapabilir!” Sahtekar YASAK GÖRÜŞ! u keşif ve olasılıklar, aslında çok eski bir düşünceye arka çıkmakta, yeryüzü ve güneş sisteminin yegâne olmadığına ilişkin görüşlere yeni bir destek sağlamaktadır. MÖ IV. yüzyılda yaşayan Filozof Epikür'e göre: “Dünya'ya benzeyen ve benzemeyen milyonlarca dünya vardır”. XIII.yy. da Alman Filozof Albertus Magnus: “Yeryüzü gibi birçok dünya mı var, yoksa bir tek dünya mı?” diye sorduktan sonra şöyle devam eder: “Bu, doğayı inceleme çalışmalarımızın en asil ve heyecan verici sorularından biridir”. Görüşleri nedeniyle sapkınlıkla suçlanan ve 1600 yılında Roma'da kazıkta yakılan Giordino Bruno ise “Evrende sayısız güneş vardır ve güneşler çevresinde sayısız dünya dolaşmaktadır” dediği için bu cezaya çarptırılmıştır. Fakat 'bu güneş dışı gezegenler' için ilk güçlü temeli filozof Emanuel Kant vermiştir. 1755'te tamamladığı göklerle ilgili kuramında sadece 6 gezegenin bilindiği o dönemde Kant, “güneş sistemimizde başka gezegenler olduğu gibi, gezegenlerin sadece bizim güneş sistemimizle de sınırlı olamayacağı” düşüncesini ileri sürdü. Ona göre, “Nasıl bizim gezegen sistemimizin merkezinde, Güneş varsa, geceleri gördüğümüz sabit yıldızlar da, büyük bir olasılıkla, benzer sistemlerin merkez cisimleridir.” (Kant'ın bu eserinin Türkçesi için bknz: 'Evrensel Doğa Tarihi ve Gökler Kuramı', Çev. Seçkin Selvi, Sarmal Yayınlar, tarihsiz, İstanbul; s.6164).Kant'ın gezegen öngörülerinden biri yaşamı sırasında Herschell tarafından ispatlandı. Çeviri Ahmet Arpad: “Türkçesi kötü Orhan Pamuk gösterdi ki çevirmenlere de Nobel edebiyat ödülü verilmelidir!” B M. Alpaslan Yener: “Yangın merdiveninden minare yapmayı pratik zekâ zanneden gafiller, Sinan’ın ruhu, sizi sahtekârlığınızla birlikte tarihe gömecektir.” Himayei Etfal Neşriyatından Himayei Etfal Neşriyatından Heidi En meşhur aile ve çocuk romanı. Bütün dünya lisanlarına tercüme edilmiştir. Heidi romanını medeni dünyada okumayan, okuyup zevk duymayan aile ve çocuk kalmamış gibidir. HEİDİ, Çocuk hissiyatına Çocuk safvetine (saflığına) parlak bir numunedir. Ciltlisinin fiyatı 75, ciltlisi 100 kuruş olup her kitapçıda bulunur. Umumi tevzi (dağıtım) mahalli, Ankara’da Himayei Etfal Cemiyeti Merkezi Umumisi’dir. Annelerle Hasbihal Himayei Etfal Cemiyeti Merkezi Umumisi’nin neşretmekte olduğu “Aile ve Çocuk” külliyatının ikinci numerosunu teşkil eden Annelerle Hasbihal (dertleşme) kitabı da intişar etti (yayımlandı). Annelerle Hasbihal kitabı, “Evde Mektep” unvanlı bir serinin ilk kitabıdır. “Evde Mektep”, henüz mektebe girmeyen küçük çocuklara evde neler öğretilebileceğini gösteren bir anne rehberidir. “Evde Mektep” serisinin ilk kitabı olan Annelerle Hasbihal kitabı, tecrübeli muallimler tarafından, yavrularına hakiki bir rehber ve mürebbi (eğitici) olmak isteyen annelere yardım maksadıyla vücuda getirilmiştir. Fiyatı, ciltsizi 100, ciltlisi 125 kuruştur. Bütün kitapçılarda bulunur. Umumi tevzi merkezi Ankara’da Himayei Etfal Cemiyeti Merkezi Umumisi’dir. Telefon: 11591 James Watson’un ataları Afrikalı çıktı Nobel ödüllü bilim adamı James Watson, geçen ekimde yayımlanan bir söyleşisinde siyahların beyazlar kadar akıllı olmadığını söyleyince protesto edilmişti. Son olarak gerçekleştirilen bir DNA analizi ile Watson'un atalarının siyah derili olduğu anlaşıldı. The Independent gazetesindeki haberde Watson'un ortalama bir Avrupalıdan 16 misli siyah derili geni taşıdığı söylenmekte. Bu oranda siyah derili geni ancak büyük büyükbabası veya büyükbüyükannesi siyah derili olan kişilerde görülmekte diye açıklıyor analizi gerçekleştirilen deCODE Genetics firmasından Kari Stefansson. Watson'un kalıtımında ayrıca Asyalı atalara işaret eten %9'luk bir gen grubu da saptanmış. James Watson, Craig Venter'den sonra tüm kalıtım şifresini internette yayımlayan ikinci kişi olmuştu. Ekim ayında “Sunday Times” gazetesinde yayımlanan bir söyleşide Watson, Afrikalı insanların beyazlar kadar zeki olmadıklarını ve Afrika'nın geleceği konusunda çok karamsar olduğunu anlatırken, siyah derililerin de beyazlar kadar akıllı olduğunu savunan sosyal siyasetçilerin Afrikalıların zekâsı hakkında yanıldıklarına değinmişti. Watson bu açıklamalardan sonra Cold Spring Harbor Laboratuvarı'ndan atılmış, Londra'daki “Science Museum” da konferansını iptal etmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle