03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7 EYLÜL 2007 CUMA ekonomi BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Yeni Bakanlar Kurulu, daha serbest piyasacı bir ekonomi politikası izleneceğini ortaya koydu Küresel ekonomi dostu kabine Murat KIŞLALI Aynalar Yalan Söylemez yerine Ilımlı İslam devleti yavaş yavaş oluşturuluyordu. Bu aynı zamanda, Lozan’ın yerine Sevr’in oturtulması demektir. Zaten ABD’nin de istediği bu değil mi? 3) “Piyasa üzerinden sivil darbe”, ulusal politikaların yok edilmesi, devletin çözüştürülmesi ve ulus devletin ortadan kaldırılması için “70 milyon insanın piyasaya bağlanması” gerekiyor. “Genelkurmay Başkanı konuşmasın, yoksa borsa düşer” diyenler işte bunu kastediyor. “70 milyon borsaya bağlansın; borsa, yabancıların elinde; Türkiye Batı’ya bağlansın” cephesinden bakanların kafası böyle. Kediye ciğer emanet eder gibi 70 milyon insanı zincirle borsaya bağlamak istiyorlar. Şeriatçılığın, bölücülüğün ve piyasanın öne çıkarılmaları, “birbirlerini mükemmel bir biçimde tamamlamalarından ötürü”. Bu çerçeve içinde bütün toplumsal tepkilere rağmen Gül’ün AKP, ABD ve AB tarafından Köşk’e yerleştirilmesi ne sonuçlar doğuracak? İslamcı yeniden yapılanma azalacak mı artacak mı? Aklı başında kimse “azalacak” diyemez. Kürdistan projesi, Ermeni soykırım tasarıları ve Fener Patrikhanesi son 5 yılda olduğu gibi yürümeyecek mi? Bu çizginin “yeni yönetim” tarafından değiştirileceğini, insaf sahibi kimse söyleyemez. Köşk’e çıkan Gül’ün son 10 yıl içindeki “icraatı” göz önüne alındığında, bundan sonraki tutumunu kestirmek hiç de zor olmaz. Graham Fuller’den Colin Powell’e kadar uzanan bu çizgi Gül’ün kaderi ile bütünleşmiştir. “Varılan nokta, baştaki ilişkilerin ayrılmaz bir sonucudur.” Şimdi kalkıp, “Bu iş köprüyü geçinceye kadar...” denmesine Amerika’nın (ve AB’nin) izin vereceğini düşünmek biraz fazla saflık olur. Hele kaderinizi onların eline en baştan teslim etmişseniz... Onlarla, çok özel anlaşmalar yapmışsanız. Gül’ün Köşk’e çıkması kutuplaşmaları daha da derinleştirecek. Ve bir kanat belki de “ABD ve AB’den fiili yardım ve himaye talep edecek”... Bunlar kimin işine yarayacak? Emperyalizm bundan yararlanacak... Şeriatçılar ve bölücüler “Arkalarını Batı’ya vermenin” rahatlığını yaşayacak. Başta Meclis’i dolduran bütün milletvekilleri olmak üzere herkes aynaya bakıp gerçekle yüzleşmek zorunda; Türkiye’nin tarafında mıyım? Yoksa ben de bir işbirlikçi miyim? Ve elini vicdanına koyup bunun yanıtını vermek durumunda... Aynalar yalan söylemez... C 9 Başbakan Erdoğan, kabinede yaptığı atamalar ve yeni yapılanmayla yeni dönemdeki politikaların “dış piyasalara, özel sektöre ve rantiye kesimine” dönük olacağını ortaya koydu. ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Bakanlar Kurulu’na atadığı yeni isimler ve yapılanmada yaptığı değişiklikler, yeni dönemde hükümetin “Daha serbest piyasacı, daha satışçı, ancak üretim kesiminin kaygılarına daha çok önem verir gözüken” bir ekonomi politikası izleyeceğini gösteriyor. Uzmanlar, Bakanlar Kurulu’ndaki yeni isimleri ve yapılanmayı Cumhuriyet’e şöyle değerlendirdiler: Nazım Ekren: Ekonomide koordinatör, başbakan yardımcısı olarak atandı. Abdüllatif Şener’in yerine atanan Ekren, Erdoğan’a yakınlığı ve piyasacı kimliğiyle Başbakan’a tam uyumlu olacak gözüküyor. Galataport’u iptal ettiren, ulusal çıkarları öne çıkaran Şener, eski hükümette adeta muhalefet görevini üstlenmişti. Mehmet Şimşek: Hazine’den sorumlu devlet bakanı olarak atandı. Alman finans kuruluşu West LB’nin Türkiye Hazine Müdürü Burak Üstay, Şimşek’in dünyadaki finans piyasaları tarafından çok iyi tanınan bir yönetici olduğunu belirterek “Piyasaların işleyişini bilir. Büyük finans kuruluşlarında tanıdıkları çok fazladır. Kişisel bağlantıları önemli olabilir” dedi. Eski TOBB Başkan Vekili Mehmet Bayduk da Şimşek için “küresel ekonominin istediklerini yapmak üzere geldi” diye konuştu. SATIŞLAR ARTACAK Veysel Eroğlu: Eroğlu, Erdoğan’ın belediye ekibinde yer alan, “vücut dilinden anlayan” bir yönetici. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, “Eroğlu Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nde ‘bizden olan, olmayan’ ayrımı yaparak ve kendi personeli otururken hizmet satışıyla dışarıya iş yaptırarak ikili yapı oluşturdu. DSİ’deki işlevi su kaynaklarının özelleştirilmesine dö nük yapılanma oluşturmaktı. Bakanlığında bu işlevini şehircilik ve çevre konularına da taşıyacaktır” dedi. Yeni Orman Bakanı’nın el atacağı konulardan ilki 2b olarak bilinen “orman arazilerinin ekonomiye kazandırılması adıyla özele rant aktarılması” olacak. Madencilikte zaten özel sektöre rant aktarımı son safhada. Zafer Çağlayan: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na atandı. Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Ankara Sanayi Odası Başkanı Çağlayan’ın atamasını “Sanayinin sorunlarını bilen, sanayici olarak eli taşın altında olan birisi. Özel sektörün, sanayicinin, esnafın açısından gelmesi bizim için bir şans” diye niteledi. Aygün’e göre mikro projeler, ÇED raporlarının daha kolay alınması gibi direkt bakanlığın bünyesindeki konulara daha net çözüm arayacak. Hedeflerini gerçekleştiremese bile yerli özel sektöre “Bizden birisi orada” havası verilmiş oldu. REKABET ORTAMI İÇİN YENİ REFORMLAR BEKLENİYOR Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı: Başbakan Erdoğan’ın iş dünyasının beklentilerini iyi analiz ettiğini düşünüyoruz. Bu yeni kabinede ekonominin başına getirilen kişilerden anlaşılıyor. İhracat merkezli bir program yapılmasını düşünüyoruz. Umarım beklentilerimiz doğru çıkar. Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu Başkanı Hazim Sesli: Alanında uzman insanların ekonominin başına getirilmeleri sevindirici. İşadamları olarak öncelikli isteğimiz rekabet ortamının düşük olduğu bir arenada kurlarla ilgili düzenlemelerin yapılması. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral, yeni hükümetle birlikte Türkiye, çok farklı bir sürece girmiştir. Hükümetten beklentimiz, ekonomideki istikrarın devam etmesi ve Türkiye’nin ihracata odaklı bir ülke haline gelmesidir. Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu: Ekonomiden sorumlu bakanlar dünya gelişmelerine yakından takip eden bankacılık konusunda uzman, devlet tecrübesi görmüş deneyimli kişiler. Türkiye’nin ekonomik anlamda daha ileriye gideceğini öngörüyorum. Türkiye’deki Boeingler hangara çekildi Amerikan Federal Havacılık Dairesi (FAA), havayolu şirketlerini Boeing 737 tipi uçakların kontrolden geçirilmesi yönünde uyardı. Uyarının ardından, Türk Hava Yolları ve özel havayolu şirketleri kontrol için Boeing 737’leri hangara çekti. Ekonomi Servisi Çin Hava Yolları’na ait Boeing 737 tipi bir yolcu uçağının yanmasının ardından, Amerikan Federal Havacılık Dairesi (FAA), olaya üretim hatasının neden olduğunu belirterek havayolu şirketlerini Boeing 737 tipi uçaklarını kontrolden geçirmeleri konusunda uyardı. Uyarının ardından, filosunda Boeing 737 tipi uçak bulunan havayolu şirketleri harekete geçti. Türkiye’de, THY, Pegasus, SunExpres ve Sky gibi havayolu şirketleri kontrolden geçirilmeleri için uçaklarını hangara çekmeye 165 kişi ölümden dönmüştü in Hava Yolları’na ait Boeing 737 tipi bir Ç uçak, Japonya’nın Okinawa Adası’ndaki Naha kenti havaalanına iniş yaptıktan sonra alevler içinde kalmıştı. Uçağın 8 kişilik mürettebatı 157 yolcuyu 90 saniye içinde tahliye ederek olayda can kaybı yaşanmasına engel olmuştu. Kazanın ardından açılan soruşturma sonucunda, kazaya bir civatanın yakıt deposunu delmesinin neden olduğu saptanmıştı. Çin Havayolları, dünyanın en kötü güvenlik siciline sahip şirketlerinden biri olarak tanınıyor. Çin Hava Yolları’na bağlı Boeing 747 tipi bir uçağın 2002’de düşmesi sonucu, uçakta bulunan 225 kişi ölmüştü. ç ve dış dinamikler Türkiye’yi ilginç bir kutuplaşmaya doğru sürüklüyor. İç dinamikleri dış faktörler körüklüyor. Amerika’nın başını çektiği yeni emperyalizm, Avrupa’yı da peşine takarak Ortadoğu’ya taşıdı. Batı kapitalizmi (ve emperyalizmi) dünyayı yeniden yapılandırmak isterken Ortadoğu, olayın odak noktası oluyor. Çin ve Rusya’nın önünü kesmek için Ortadoğu bir maşa gibi kullanılıyor. Enerji ve Ortodoks kartları çok önemli. Bölgenin Müslüman ülkeleri aralarında (ve içlerinde) vuruşturularak bölünmeli ve bağlanmalı. BOP’nin görevi bu. Ortadoğu’nun ABD (ve Batı) adına koruculuğunu AKP üstlenmiş. Tayyip Erdoğan kendisini, BOP’nin bölge temsilcisi olarak ilan etmiş. Abdullah Gül, 3 Nisan 2003’te Colin Powell ile anlaşma imzalamış. AKP’yi (ve Türkiye’yi), ABD’nin Ortadoğu politikasının bir parçası haline getirmek istemiş. Taa 10 yıl önce, 16 Şubat 1997’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan bir söyleşi: “ABD’yle Abdullah Gül arasındaki ilişkiler iç içe. Hatta A. Gül Refah’ın ABD’deki temsilcisi mi, yoksa ABD’nin Refah Partisi içindeki temsilcisi mi?” Konuşan Doğu Perinçek, söyleşiyi yapan Leyla Tavşanoğlu. Ve gelelim bugüne. Bu angajmanlar doğrultusunda Türkiye’nin iç dengeleri değişmeye başladı. 22 Temmuz seçimlerine ve Gül’ün Köşk’e taşınmasına bu “yükümlülükler” sonunda gelindi. 1) PKK terörü söndürülmüştü, yeniden alevlendi. ABD, AB ve İsrail öyle olmasını istemişlerdi çünkü. Irak’ın kuzeyindeki kukla yönetim, AKP’nin “siyasi irade göstermemesi sonucu” gerçekleşti. Gümrük kolaylıkları, inşaat işlerine destek AKP’den geldi. 22 Temmuz seçiminde karşılığı da alındı. 2) ABD, AB ve AKP arasındaki ilişkiler sonucu yalnız etnik bölücülük tetiklenmedi; İslamcı yeniden yapılanma konusunda çok önemli adımlar atıldı. Ünlü Graham Fuller 1996’da Rand Corporation’ın yayımladığı raporunda, “Atatürkçü Türkiye Cumhuriyeti”nin yerine, “Ilımlı İslam devletinin getirilmesini” çoktan önermişti bile. “Öneriler” bir bir yerine getirilmeye başlandı. Tarikatlar ve cemaatler her yere yerleşiyorlardı. Devletin yerini alıyorlardı. Burs olanaklarını devlet yerine tarikatlar vermeye başladılar. Ticaret odalarında, üniversitelerde, bürokraside İslamcı yapılanmalar derinleşti. “İç ve dış niyetler” Ilımlı İslam çatısı altında birleştiler. Aynen Graham Fuller’in öngördüğü gibi. Kemalist Türkiye Cumhuriyeti İ www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Alevler içinde kalan Boeing 737, Türkiye’deki Boeinglerin bakım için hangara çekilmesine neden oldu. THY, şimdiye kadar bakılan Boeinglerde herhangi bir sorun a rastlanmadığını açıkladı. başladı. Uyarının kendilerine ulaştığını belirten THY Teknik AŞ Genel Müdürü İsmail Demir, “10 gün içinde uçakların kontrol edilmesi istendi. Biz de filomuzdaki toplam 41 Boeing uçağını sırasıyla bakıma aldık. Şu ana kadar herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadı. Zaten çok basit bir işlem. Gerekli kontrolleri yapıyoruz” dedi. FAA’nın bildirisinde Çin Hava Yolları’na ait Boeing 737 tipi yolcu uçağının yanmasına “Slat” kanat çıtası civatasının neden olduğu belirtildi. Yakıt deposunu delen “Slat”ın, uçağın inişi sırasında sürtünmeye neden olarak kıvılcım çıkardığı ve yangına yol açtığı ifade edildi. THY’nin 41 Boeing 737 tipi uçağı bulunurken Pegasus Hava Yolları’nın 10, Sun Express’in dokuz, Sky Hava Yolları’nın bir adet Boeing 737 tipi uçağı bulunuyor. Sabah Grubu yeniden satışta TMSF, Sabah ve atv’nin satışını 7 Kasım’da gerçekleştirecek. Muhammen bedel 1.1 milyar dolar olurken ihalede son teklif tarihi 6 Kasım olarak belirlendi. Ekonomi Servisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), “atvSabah Ticari ve İktisadi Bütünlüğü’’nü yeniden satışa çıkardı. TMSF, Bilgin Grubu’na ait atv ve Sabah’nin satışını 7 Kasım’da gerçekleştirecek. Kapalı zarf usulü ile gerçekleştirilecek olan ihalenin muhammen bedeli 1.1 milyar dolar olarak belirlendi. Türkiye’nin ikinci büyük medya grubuna daha önce de açıklandığı gibi ihaleyle Kanadalı CanWest ve Fox TV ilgilenirken, Almanlar ve ABD’liler de bu alanda yatırım yapmaya sıcak bakıyor. Kulislerde ayrıca Finansbank’ın eski sahibi Hüsnü Özyeğin ile Başbakan Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Hasan Doğan ve Ethem Sancak Grubu ile Zorlu’nun da katılakları konuşuluyor. Merril Lynch ile Hariri’nin de grupla ilgilendiği söylentiler arasında. İhale kapalı zarfla verilen mali tekliflerin açılması ile başlayacak ve açık artırmaya katılmaya hak kazananların listesi oluşturulduktan sonra, açık artırma aşamasına geçilecek. İhale için ön yeterlilik başvurusu 15 Ekim’de bitecek. Katılımcılar için son teklif verme tarihi ise 6 Kasım 2007 olarak belirlendi. İhalenin katılım şartları arasında mali yeterlilik ön plana çıkıyor. Katılımcı şirketin 2005 ve sonrasına ait olması şartıyla en son yayımlanan ve bağımsız denetim şirketlerince denetlenmiş konsolide mali tablolarında özkaynaklarının asgari 300 milyon dolar olması gerek. atv ve Sabah ticari ve iktisadi bütünlüğü satışı kapsamında, atv televizyonu, Radyo City, Sabah, Takvim, Günaydın, Yeni Asır ve Pas Fotomaç gazeteleri ile Bebeğim ve Biz Merkez, Sinema Merkez, Sofra Merkez, Home Art Merkez, Şamdan Plus, Yeni Aktüel, Para, Global Enerji Merkez, Transport, Hukuki Persfektifler dergileri yer alıyor. TMSF Park Grubu ile protokol imzalayarak Sabah ve atv’nin satış işlemlerinin Fon tarafından gerçekleştirilmesini; TMSF de Dinç Bilgin Grubu’ndan intikal etmeyip Merkez Grubu’nun faaliyetleri sırasında edinilen veya Park Grubu’ndan aktarılmış nakit değer, varlık ve şirketlerin Park Grubu’na iadesini kabul etti. Forbes listesinde Angela Merkel birinci, Güler Sabancı 65., İmre Barmanbek 88. sırada 100 güçlü kadın arasında 2 Türk Ekonomi Servisi Forbes dergisinin her yıl belirlediği “Dünyanın En Güçlü 100 Kadını” listesinde, Almanya Başbakanı Angela Merkel birinciliğe yerleşirken, listede Türkiye’den Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ve Doğan Şirketler Grubu Holding AŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili İmre Barmanbek yer aldı. Sabancı 65., Barmanbek de 88. sırada dünyanın en güçlü kadınları oldu. Forbes’in internet sitesinde yayımlanan haberde, geçen yıl listenin başında bulunan Almanya’nın ilk kadın Başbakanı Merkel’in, liderliğiyle dünyayı etkilemeye devam ettiği ve bu yıl da birinciliği koruduğu belirtildi. Listede geçen yıl ikinci sırada yer alan ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, bu yıl ikinciliği Çin Başbakan Yardımcısı Wu Yi’ye kaptırarak dördüncü sıraya geriledi. Listede üçüncü sırada Temasek Holding yöneticisi Singapurlu Ho Ching, beşinci sırada Pepsi’nin yöneticisi Amerikalı İndra K. Nooyi yer aldı. Listede, Hindistan Kongre Partisi lideri Sonia Gandi 6., İngiltere Kraliçesi Elizabeth 23., ABD Demokrat Parti başkan adayı Senatör Hillary Rodham Clinton 25., ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi 26., Şili Devlet Başkanı Michelle Bachalet 27., Yeni Zelanda Başbakanı Helen Clark 38., İsrail Dışişleri Bakanı Tzipora Livni 39., Finlandiya Devlet Başkanı Tarja Halonen 50., Filipinler Devlet Başkanı Gloria Arroyo 51., ABD First Lady’si Laura Bush 60. sıraya yerleşti. Listenin son sırasındaki isim Liberya Devlet Başkanı Ellen JohnsonSirleaf oldu. Güler Sabancı. İmre Barmanbek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle