Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 Seul’de her saat açık bir restoran bulabilir, büyük mağazalarda geç saatlere dek alışveriş yapabilirsiniz C dizi 7 EYLÜL 2007 CUMA Gece uyumayan kent eul camçelik gökdelenli, bol ışıklı bir “global şehir”. Bir yanda küresel, Amerikanvari yaşam tarzı... Diğer yanda Asya... Kadın, erkek, genç, yaşlı satıcılar; sosisli sandviçten blucine, ayakkabıdan, aksesuvara; gece yarılarına dek açık kalan işportalarında her şeyi satıyor... Ama buna karşın her köşede de bir Starbucks kahvesi var... Kaldığımız otel bile bir Starbucks’ın yanında. Rehberimiz S “Starbucks”ların, Kore’nin en revaçta iş alanı olduğunu söylüyor. Sadece Güney Kore’de 200’ü aşkın Starbucks kahvesi varmış. ABD dışındaki Starbucks’ların bu nerdeyse yüzde biri... NÜFUSUN YARISI BURADA YAŞIYOR Seul gece uyumayan kentlerden. Her saat açık bir restoran, açık bir dükkân, açık bir işporta tezgâhı bulabiliyor, büyük mağzalarda geceyarılarına dek alışveriş yapabiliyorsunuz. Bu canlılığı daha önce Tayland’da, Bangkog’da görmüştüm. Asya’nın büyük kentleri; karanlık bastı mı kepenklerini indiren yaşlı Avrupa kentlerinden çok farklı. Başka kıta değil; sanki başka bir gezegen burası. Gençliği, dinamizmi her yerde hissediyorsunuz. Seul caddelerinde İstiklal Caddesi gibi günün her saati gençlik akıyor. Güney Kore nüfusunun yarısı zaten Seul’da yaşıyor. Ekonomik gelişmeyle kentlere yönelen hızlı göç, kırsal alanı tamamıyla boşaltmış. Doğa bu nedenle hemen hemen hiç bozulmamış. DOĞA BOZULMAMIŞ Eski Çin metinlerinde “İpekle işlenmiş nehirler ve dağlar..” adıyla anılan Kore, anlayacağınız hâlâ baki. Nerdeyse olduğu gibi yerinde duruyor. Dağcılık, yürüyüş, golf, kaplıca/nehir turizmi, birdwatching/kuş gözlemciliği, ormanların arasındaki ücra Budist manastırlarına düzenlenen turlar.. bu yüzden tercih ediliyor. Zengin doğa turizmi, Güney Kore’de turizmin ana eksenini oluşturuyor. Seul, bol gökdelenli, bol ışıklı bir kent. Asya’nın büyük kentleri; karanlık bastı mı kepenklerini indiren yaşlı Avrupa kentlerinden farklı. Başka kıta değil; sanki başka bir gezegen burası. Gençliği, dinamizmi her yerde hissediyorsunuz. Seul caddelerinde İstiklal ‘EVERLAND’ MUCİZESİ Kore’nin Harikalar Diyarı K Eski Çin metinlerinde ‘İpekle işlenmiş nehirler ve dağlar’ diye anılan Kore’nin muhteşem doğası bozulmamış. Doğa turizmi; dağcılık, yürüyüş, golf, kaplıca, nehir turizmi, kuş gözlemciliği, ormanların arasındaki ücra Budist manastırlarına düzenlenen turlar çok revaçta. Tıpkı göller bölgesinde yer alan Chungjuho gibi. Yerleşimin olmadığı bu bölge eşsiz bir güzellikte...(büyük fotoğraf) ore’nin Disneyland’ı sayılan “Everland”, bir başka “eğlence turizmi” modeli. Dünyanın “7 büyük eğlence parkı” arasına giren “Everland” ülkenin ünlü sanayi ailesi “Samsung” tarafından 30 yıl önce kurulmuş... İçinde İstanbul’ un Ayasofya’sından tutun, Venedik’in “San Marco” kilisesine dek dünyaca ünlü tüm yapıların “minyatürleri” var. Bizim “Minyatürk”ün dünya versiyonu gibi bir şey... Bu “minyatür yapıların” yanı, altı, sağı, solu ağzına dek hatıra eşyalar satan mağazalar ve ülke mutfaklarını tanıtan restoranlarla çevrili... Yılda on milyon ziyaretçi alan, Seul’ dan bir buçuk saat mesafedeki parkın etrafında, hafta içinde bile konvoy konvoy otobüsler duruyor. Sağlısollu havaalanı büyüklüğündeki silme dolu otoparkları görünce, “para kesen”, çok başarılı bir “şirketle” karşı karşıya olduğunuzu hemen fark ediyorsunuz. Yılın her mevsiminde; noel, kar, bahar, çiçek, cadılar bayramı gibi her vesileleyle düzenlenen değişik festivallerle müşteri çeken ve bir büyük ormanlık alana yayılan parkta son teknolojiyle donatılmış devasa bir su parkı, lunapark, hayvanat bahçesi ve de “yapay safari” bölümü var. Sokaklarda her saat yemek bulmak mümkün. Ormanların arasında ücra manastırlar... GENETİK HARİKASI ‘LİGER’ 7’den 70’e herkesin en çok ilgisi çeken yer, bu “safari” bölümü. Bu alana dağların, tepelerin üzerinden geçerek; teleferikle varıyorsunuz. Teleferikten inilen yerde, pencereleri sımsıkı kapalı otobüslere aktarılıyorsunuz. Süper korunaklı bu otobüsler, turistlere birkaç saatlik bir tur attırıyor. Birdenbire kendinizi balta girmemiş Asya, Afrika ormanEverland’de mini Venedik. ları ve çöllerini andıran bir ortamda buluyorsunuz. “Everland” safarisinin bana göre en çarpıcı yanı bu. Ayılar, filler, develer, arslanlar, kaplanların doğal habitatları; hiçbir masraftan kaçılmaksızın, tümüyle yapay biçimde aslına uygun olarak yeniden yaratılmış... Ancak Koreliler bununla yetinmemiş, “safariye” bir de “showpiece” merak yaratan çok özel bir teşhir objesi eklemişler. “Liger” isminde arslan ve kaplanın birleşmesinden meydana gelmiş bir hayvan bu. “Liger”; arslan anlamındaki “lion” ve kaplan sözcüğünün karşılığı olan “tiger”dan üretilmiş. Yeryüzünde eşi benzeri yok. Bulunmuyor. Arslanla kaplan normal şartlarda çünkü asla bir araya gelmez, yan yana yaşamazlarmış. “Everland mucizesi” bu doğa harikasını başarmış! Artık “genetik mühendislikle” mi, tümüyle doğal yöntemlerle mi, bilemiyorum. “Liger”lı safari bu yanıyla insanı, hafif ürperti veren, bir gelecek yolculuğuna çıkartılıyor. Everland’de lunapark safarisi kaplanları... Asmalı Konak furyası: Hallyu er şeye olduğu gibi turizme de “vizyon” ve bir “strateji” ile yaklaşan Koreliler, “eğlence turizmine” de ağırlık veriyor... Bu turizm türü daha çok ABD ve komşu Japonya ile Doğu Asya’dan gelen turistlere hitap ediyor. “Kore DalgasıHallyu” adı verilen popüler kültürü “eğlence turizminin” merkezine koyan Koreliler; “kültürel trend yaratmayı” amaçlayan “Kore Dalgasını” popüler TV dizileriyle bölgeye yayıyorlar ve dizileri, turizmin promosyon aracı olarak kullanıyorlar. Reyting rekorları kıran “Daejanggeum” H isimli bir TV dizileri var mesela. Dizi, Kore’nin tarihi Joseon Krallığı’nda 500 yıl önce yaşamış bir kadının serüvenlerini anlatıyor. Toplumun alt katmanlarından gelen kadın, saraya önce aşçı olarak giriyor. Ardından “hanedan hekimliğine” yükseliyor.... AKIN AKIN TURİST... Saraylarda, görkemli tarihi kostümler içinde çekilen bu dizi, Kore’ nin mesela “saray yemekleri” ve “geleneksel tıbbını” tanıtmak için kullanılıyor. Rehber kitapçıklarında, yalnız dizi ‘Harikalar Diyarı’nda Koreli çocuklar... BİTTİ (Daejanggeum) üzerine hazırlanmış, özel gezi programları var... Öyküye konu olan şehirler, saraylar, yemekler, tarih ve de giysileri görmek için özellikle dizinin gösterime girdiği komşu ülkelerden akın akın turist geliyor. “Asmalı Konak” furyasıyla bir dönem zirve yapan “Kapadokya turizmini” andıran bir dalga bu. Yalnız şu farkla: Kore’ninki kendiliğinden harekete geçen bir “iç turizmi” değil, dış turizmi hedef alan bilinçli bir “tarihi kültür tanıtımına” odaklanıyor. “Turizm yoktan nasıl var edilir” konusunda kısacası her yöntem düşünülmüş...