Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 C ekonomi En ucuza giden liman Mersin Limanı, 755 milyon dolara PSAAkfen OGG’nin, İzmir Limanı, 1 milyar 275 milyon dolara GlobalHutchisonEİB OGG’nin olurken Türkerler Grubu Derince Limanı’nı 195 milyon dolara aldı. 21 EYLÜL 2007 CUMA İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Neler Oluyor Bize? ayaklar altında, yine de her şeyi yüze göze bulaştırmaktan boş geçen ders saatleri ile yeni ders yılına girilmiş oluyor. ??? Yaz ortası seçim kampanyalarının yüz karası bir tablosu, partilerin seçim stantlarının yanı başında öğretmenlerin kurdukları, sorunlarını kamuoyuna mal etme amaçlı stantlarıydı. Öğretmenler, siyasi partilerden, öğretmen sömürüsü, kadrosuz, kayıt dışı, aslında hukuka, yasalara karşı suç olan çalıştırmaya karşı güvence istiyorlardı.. Değişen ne oldu? Öğretmenler aleyhine bu tablonun katlanması değil mi? Kara mizah örneği yeni ders yılının açılması haberlerine, öğretmenlerin ekmek kavgasının, trajik, ölümcül boyutu eklenmişti; işsiz, mağdur öğretmenler çaresiz özel dershanelerin çok ucuz, kayıtsız emek sömürüsüne araç oluyorlardı. İki özel dershanenin rekabet kavgasında da, bir dershanenin günlük 20 lira yevmiye karşılığı broşürünü dağıtan bir öğretmen adayı, rakip dershanenin aracının üzerlerine sürülmesi sonucu ayağını kaybetmişti.. AKP’nin birinci iktidar süreci içinde, Cumhuriyetin en önemli kazanımlarından olan eğitim birliği ilkelerinin sürekli ayaklar altına alınmasında, üniversitelerden ilköğretime, anaokullarına uzanan halkada, eğitim kalitesinde her şeyde geriye gidilmesinde diğer iktidarlara göre rekor kıran icraatlar gündemdeydi. Bakan ise kamuoyu gündemine sürekli laiklik, türban bağlantılı, yasaları delme çabaları, YÖK çatışmaları ile geliyordu. AKP’nin 2. iktidar sürecinde merkeze oturacağını savlayan liberaller, en azından kavganın simgesi olmuş Bakan’ın değişeceğine inanmışlardı. 2. Erdoğan hükümeti daha militan bir gidişin işareti olarak aynı Bakan’la yoluna devam etmeyi seçti. Şimdilerde padişahmışçasına, laiklik, türban konularında en kritik anayasa taslak maddelerinde son karar yetkisi Başbakan Erdoğan’a devredildi. Biz henüz metnin son şeklini bilmiyoruz. Ama ABD, AB çevrelerine bizden saklanan bilgiler üzerinden hesap verilip duruluyor. Sahi bize ne oluyor böyle? Sadaka, bir iftar yemeği için saatlerce kuyrukta beklemeyi olağan kabul etmenin aymazlığı mı? Masaya konmuş bir bedava kitap uğruna, devletin sorumluluğunda olan eğitim hizmetlerinin parasının bizden zorla alınmasına sesimiz soluğumuz çıkmıyor? Çok daha vahimi, eğitim kalitesinin yerlerde sürünmesine, öğretmenlere yapılan haksızlıklara, çocuklarımızın beyinlerinin yıkanmasına, siyasal İslamcı her tür aracın seferber edilmesine, her şeye ama her şeye katlanıyoruz.. soner?cumhuriyet.com.tr Türkerler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Kâzım Türker ve diğer şirket yetkilileri ihalenin ardından yaptıkları açıklamada, ödemenin peşin olacağını belirttiler. Derince, Gökçek’in müteahhidine Mersin ve İzmir limanlarına göre çok daha düşük fiyata ihale edilen Derince Limanı ihalesini kazanan grup aynı zamanda Ankara Metrosu’nda müteahhitlik yapıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne (TCDD) ait Derince Limanı’nın 36 yıl süreyle işletme hakkının devri ihalesinde en yüksek teklifi, 195 milyon 250 bin dolar ile Türkerler Ortak Girişim Grubu (OGG) verdi. Türkerler Grubu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in metro projesinin bir kısmının müteahhitliğini yapıyor. Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı Hasan Köktaş’ın komisyon başkanlığında beş grubun (Limak, Akfen, Çelebi HoldingKocaeli Sanayi Odası, Global, Türkerler) katıldığı ihalede açık artırmaya 195 milyon dolar “başlangıç fiyatı’’ ve 250 bin dolar artırım aralığı ile geçileceğini belirtti. Türkerler Ortak Girişim Grubu ihalenin ilk turunda, 195 milyon 250 bin dolar ile en yüksek teklifi verdi. İhale komisyonu başkanı Köktaş, ihalenin teknik olarak sonuçlandığını kaydetti. İhalede Rekabet Kurulu’nun ihaleye ilişkin görüşünün alınmasının ardından, komisyonun nihai kararı, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun onayına sunulacak. TCDD’ye ait liman, İzmit Körfezi’nin kuzeyinde stratejik konuma sahip. Limanın demiryolu ve karayolu şebekesi ile de bağlantısı bulunuyor. İhaleden sonra Türkerler Grubu Genel Müdür Yardımcısı Faruk Yıldırım, Derince Limanı özelleştirme ihalesinde ödemenin peşin yapılacağını bildirdi. Yıldırım, grup olarak ana hedeflerinin enerji ve ulaştırma sektörü olduğunu belirterek, Derince Limanı’nın ulaştırma konusunda ilk yatırımları olacağını belirtti. Ortak Girişim Grubu’nda Türkerler Grubu’nun kendi şirketleri olduğunu ifade eden Yıldırım, Derince Limanı’nda ağır elleçleme ve konteyner elleçlemesi için “en az 50 ile 70 milyon dolarlık yatırım” yapılacağını söyledi. Yıldırım, Türkerler Grubu’nun faaliyet alanlarını ise, “İnşaat sektöründeyiz, çimento sektöründeyiz, hidrolik santrallar konusunda lisanslarımız var’’ şeklinde açıkladı. Aynı zamanda giyim mağazaları da olan Grup, Ankara Metrosu’nda da müteahhitlik yapıyor. ABD Merkez Bankası faizleri beklentiler dahilinde yüzde 0.50 düşürdü Bernanke topu taca attı Necdet ÇALIŞKAN Duygu ATAHAN Dünya piyasalarının merakla beklediği ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz toplantısından beklentiler dahilinde 50 baz puanlık (yüzde 0.50) indirim kararı çıktı. Böylece ABD’de uygulanan temel faiz oranı yüzde 5.25’ten yüzde 4.75’e çekilmiş oldu. FED bünyesindeki Açık Piyasa Komitesi’nin toplantısında, 10 üyenin “oybirliği” ile al Piyasada yaprak kıpırdamadı ABD’nin faiz kararına kilitlenen piyasalarda yatay bir seyir izlendi. İMKB’de Ulusal 100 Endeksi 36 puan düşüşle 50 bin 501 puana gerilerken işlem hacmi 1.5 milyar YTL olarak gerçekleşti. Serbest piyasada ise dolar 1.2680 YTL, Avro ise 1.7580 YTL ile bir önceki günkü kapanışından işlem gördü. Uluslararası piyasalarda ise ham petrolün varil fiyatı 81.46 dolarla yeni bir rekor kırdı. dığı kararla ABD faizleri 4 yıldan bu yana ilk defa düşürülmüş oldu. FED, faiz indirimi sonrası yaptığı açıklamada şu mesajları verdi: İndirim kararı, konut piyasasındaki dalgalanmaları sınırlamak için alındı. Büyümenin devam etmesi için bu gerekliydi. Diğer taraftan enflasyondaki riskler devam ediyor. Fiyat artışları izlenmeye devam edilecek. ŞİMDI NE OLACAK? FED, yarım puanlık indirimle “Benim için büyüme enflas yondan daha önemli” mesajını verdi. Böylece piyasalarda bundan sonraki olası dalgalanmalarda faiz indirimi beklentisi de 50 baz puanın üzerine çıkmış oldu. FED’in açıklamaların hemen ardından New York Borsası, yüzde 2’ye yakın bir yükseliş yaşadı. Türkiye başta olmak üzere gelişmekte olan borsaların da yeni bir yükseliş trendine girmesi bekleniyor. Piyasalarda şimdi gözler Japonya Merkez Bankası’nın açıklayacağı faiz kararına çevrildi. na haberler okulların açılışı. Çok doğal genç nüfusu çok yüksek ülkemizde, yeni öğretim yılına giriş herkesin yaşamının odağında. Haberlerin odağında olması gereken kimi bilgilere ulaşmaya çalışıyorum.. Ne gezer? İstanbul’da trafik krizi yaşanmaması için gecikmiş kaç yol inşaatının birkaç günlüğüne durdurulduğu dönen ana haber olarak yinelenip duruyor da, eğitimin olmazları arasında olması gereken kimi bilgiler, rakamlardan sözü açan yok.. Gerçekten kaç öğretmen açığı ile yeni ders yılına girdik? Kaç okulda kaçlı öğretim, kaç öğrencili sınıflar söz konusu? Zamanında yapılmayan yatırımlar nedeni ile normal derslikte okuyamayan öğrenciler ne kadar? Okulların en temel araçgereçleri ne kadarı ile tamamlandı? Zorla toplanan bağışlar, varsıl semtlerin okulları dışında, susuz, badanasız, onarımsız, sıraları kırık, en sıradan bir depremde çocuklarımızın altında kalabileceği binaların.. yakıt sorunu olacak okulların dökümü ne? Erdoğan hükümetlerinin medyası nasıl ki ramazan haberlerini iftar çadırları reklamları, sadaka dağıtılmaları üzerine oturtmuş, toplumsal sadaka kültürü isterisini moda haline getirmişse.. Her gece milyonlarca insanın saatlerce çadır kuyruğunda bedava yemek, yiyecek paketi peşinde koşturması övünülecek bir düzen olarak pazarlanıyorsa.. Yeni ders yılı haberlerinde de birinci sırada gecikmiş yol inşaatlarının durdurulması, kamu araçlarının öğrenci ve aileleri için bedavaya getirilmesi, çöp dahil kimi kamu araçlı hizmetlerinin yapılmaması, kamu çalışma saatlerinin değiştirilmesi.. yani bir dizi iktidar sorumsuzluğu, icraat suçu başarıymış gibi pazarlanarak, alınan önlemler sayesinde trafik sıkışıklığının ilk günde hafif atlatılması AKP iktidarının başarı hanesine yazılıyor. Sanki okullar açılmıyor, olağan bir kamu hizmeti gündeme gelmiyor da, beklenmeyen bir felaket, deprem gibi afet yaşanıyor. Çocukların sıralarına konulmuş parasız ders kitaplarının reklamı kim bilir kaç yüzüncü kez haber yinelenmesiyle beyinlere kazılırken, aynı okulların en sıradan eğitim hizmeti gereksinimleri için hükümetin ayırmadığı ödeneklerin çarpıcı sonuçları gündem dışına kaçırılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’na sorarsanız yeni ders yılına birkaç on bin öğretmen açığı ile girmiş bulunuyoruz. Öğretmen örgütleri ise birkaç yüz binlik öğretmen açığından söz açıyorlar. Bu uçurum fark nereden mi çıkıyor; Bakanlık giderek artan sayılarla kadrosuz, geçici sözleşmeli, hatta daha da illegal yöntemlerle saat anlaşmalı öğretmen çalıştırma ile açık kapamayı yeğliyor. Eğitim kalitesi, öğretmen güvencesi A ünlerdir Merkez Bankası Para Kurulu’nun faiz indirimi konuşuluyor. Kimine göre zamansız, kimine göre sürpriz. Uluslararası piyasalardaki dalgalanmalar durulmadan indirime gitmek bana göre de zamansız, ama sürpriz değil. Malum 22 Temmuz, AKP için kazanılması kolay ama IMF programından sapmadan sıyrılması gereken bir seçimdi. Yeşil kart ve ilaç yardımı gibi seçmeni doğrudan etkileyecek bazı harcamalarını bu nedenle öne çekerken… Bir yandan da il özel idarelerine 8.4 milyar, büyükşehir belediyelerine 5.2 milyar YTL aktarmıştı. Tarım reformuna rağmen tarım desteklemelerini 4.7 milyar YTL arttırması da cabası! Oylar sandığa girdiğine, Abdullah Bey de Çankaya’ya çıktığına göre sıra tahsilatta! Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı revize edilmiş bütçe hedeflerine bakılırsa tahsilat başladı. Revize bütçe hedeflerine göre: Yılbaşında 16.8 milyar YTL olarak öngörülen bütçe açığı 8.5 milyar YTL’de kalacak, 36.1 milyar YTL olarak öngörülen faiz dışı fazla da 44.4 milyar YTL’ye yükselecek. Bakanlık bu hedeflere ulaşmakta kararlı. Hem de enflasyonu kontrol altında tutmak için mevcutların yanı sıra harcamaları disipline etmeye yönelik ek tedbirler de alacak kadar kararlı!. Gelin görün ki bütçe açığı yıl sonunu G GÖZ UCUYLA TÜRKEL MİNİBAŞ beklemeden 8.4 milyar YTL’ye ulaştı bile! Bu durumda bütçe açığındaki 8.5 milyarlık hedefin tutturulabilmesi için bütçenin dört ay boyunca hiç açık vermemesi gerekiyor. Daha da önemlisi: 2007’nin 8 ayındaki bütçe açığı geçen yıla göre ikiye katlanmış. 2006’nın OcakAğustos’unda 3.99 milyar YTL iken 2007’nin aynı döneminde 8.42 milyar YTL’ye çıkmış. Faiz dışı fazla da 2006’nın OcakAğustos’unda 34.0 milyar YTL iken, bu yılın aynı döneminde ancak 28.55 milyar YTL olmuş. Vergi gelirleri ise ağustos sonu itibarıyla ancak 8 milyar YTL. Üç veri de halihazırdaki önlemlerin yanı sıra harcamaları disipline etmeye yönelik önlemler de alınacağını göstermeye yeterli. Yani? Maliye Bakanlığı harcamaları disipline etmek için ya faiz politikalarını kullanacak ya da vergi gelirlerini arttıran, gelir artışlarını sınırlandıran maliye politikalarına ağırlık verecek. Aksi takdirde seçimin de etkisiyle 8.4 milyar YTL’ye çıkan bütçe açığını finanse etmesi mümkün değil. Bütçe Revizyonu 22 Temmuz’un Tahsilatı mı? Tayyip Erdoğan’ın seçim konuşmalarında vergi vaadinde bulunmadığını biliyoruz, ama… Hükümet için ağustostaki enflasyon verileri harcamaları baskı altına alacak politikaları kullanmak iyi bir bahane olabilir! Kaldı ki, ağustos ayındaki artışın önümüzdeki aylarda sürme olasılığı da yüksek! Malum, eylül hem okulların açılması hem de ramazan nedeniyle gıda, ulaşım harcamalarının yükseldiği bir ay. Ekimde Şeker Bayramı, aralıkta da Kurban Bayramı ve yılbaşı var. Dolayısıyla hükümetin elindeki harcamaları baskılamak için yeterince bahanesi var. Kısacası, önümüzdeki aylarda fiyat ve vergi ayarlamalarıyla karşılaşmaya hazırlıklı olmak gerek! Sanayi odalarının “0.50 puanlık düşüş bekliyorduk” şeklindeki mesajlarına bakılırsa sanayici 22 Temmuz zaferinin karşılığını tam alamamış! Dolayısıyla, faiz politikalarını kullanarak harcamaların disipline edilmesi AKP hükümetinin şimdilik önceliğinde değil. Çünkü iç ve dış piyasalara I. AKP Devri’nde makro ekonomik dengelerin düzenlendiği, II. AKP Devri’nde de sürdürülebilir hale geldiğini kanıtlanması lazım. Ne var ki: Dış piyasalarda yeni dalgalanmalarla birlikte kurlar artarsa, 18 Eylül’de FED’den faiz indirim kararı çıkmazsa Merkez Bankası ile piyasaların enflasyon öngörü makası açılmaya devam ederse, Hedge fonlarla ilgili ödeme sorunlar bizde de yaşanmaya başlarsa, Ağustosta olduğu gibi enflasyon artmaya devam ederse, 0.25 puanlık faiz indirimi olsa olsa Ankara Sanayi Odası Başkanlığı’ndan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na taşınan Zafer Çağlayan’ı mutlu etmekten başka işe yaramayacak demektir. Diyelim ki… Siyasi baskıyla düşürülen faizler piyasaları etkiledi ve yatırımları özendirdi. Hatta yatırım artışları istihdamı da etkiledi. Harcamaları kısıcı politikalar yine de AKP’nin gündeminden inmeyecek. Zira, sanayicinin tek beklentisi faiz oranlarının indirilmesi değil. 22 Temmuz’daki desteğin ardında esnek çalışma saatleri, esnek ücret, sosyal güvenlik paylarının minimize edilmesi gibi talepler vardı. Bu talepleri karşılamak AKP’nin boynunun borcu olduğuna göre sıkı politikalar sadece bu yıl değil 2008’in de gündeminde olacak. Eh, ne yaparsınız, gün 22 Temmuz’u tahsilat günü! turkmini@superonline.com www.turkelminibas.net Traktörlerin Ferrari’si Türkiye’de Ekonomi Servisi Koç Topluluğu ler tarafından satılacak. Trakmak iştiraklerinden Trakmak, Hollandalı CASEIH bayi teşkilatı, Türk çiftçitarım makineleri üreticilerinden si için en önemli konulardan satış CNH’nin CASEIH markalı traktör, sonrası servisi de Türkiye çapındaki biçerdöver ve pamuk toplama makigeniş hizmet ağı ile sağlayacak” diye nelerini Türk çiftçisinin hizmetine konuştu. sundu. Konuyla ilgili düzenlenen baCNH International Üst Düzey Yösın toplantısında verilen bilgiye göre neticisi Franco Fusignani de Koç Trakmak ile Türkiye pazarına giriş Topluluğu’yla çalışmanın mutluluğuyapan CASEIH, Türkiye’de beş yıl nu yaşadıklarını söyleyerek Türkisonunda 2 bin adet satış ve yüzde beşye’de sadece traktörlerle değil, diğer lik pazar payı elde etmeyi ve 2007 somekanizasyon araçlarıyla da büyünuna kadar 12 adet satış, servis ve yemeyi amaçladıklarını vurguladı. dek parça bayiine ulaşmayı hedefliyor. Koç Holding Savunma Önen ve Sanayi ve Diğer Otomotiv GruFusignani el bu Başkanı Kudret Önen, Türsıkıştı. kiye’de tarımda hedeflenen üretim ve ihracat miktarlarının yakalanabilmesi için üretimde verimliliğin artırılması gerektiğini söyledi. Önen, CASEIH’in, 55’ten 535 beygir gücüne uzanan çok geniş bir güç yelpazesinde, farklı ihtiyaçları karşılayabilecek özelliklere sahip modern traktörleri içinde barındırdığını belirterek “CASEIH markalı traktör ve tarım makineleri, Trakmak’ın oluşturacağı bayi