03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 EYLÜL 2007 CUMA bilim/vaziyet Refah ve teknoloji, maden kaynaklarının sonunu getiriyor Böyle giderse platin kaynaklarının ömrü 15 yıl!. LCD ekranlarda kullanılan İndiyum kaynaklarının en iyi koşullarda 10 yıl daha idare eder; 2003’te kilosu 60 dolardan Ağustos’unda 1000 dolara fırladı. Cep telefonu ve benzer elektronik aygıtların üretiminde kullanılan tartalyum gibi ender başka madenler için de aynı durum sözkonusu Rita URGAN bir bölümünün yıllık tüketim miktarı tam olarak bilinmiyor. Ayrıca, birçok maden için çıkartılabilir kaynakları hesaplamak da son derece güç. İndiyum ve galyum gibi ender bulunan madenler söz konusu olduğunda, bu değerler maden şirketleri tarafından büyük bir giz olarak tutuluyor. Almanya Augsburg Üniversitesi kimya uzmanlarından Armin Reller ve arkadaşlarından oluşan ekip bu konuyu bir süredir araştırıyor. Reller'in yaptığı hesaplamalar indiyum kaynaklarının en iyi koşullarda 10 yıl daha idare edebileceğini ortaya koyuyor. Kaynaklarının yakında tükenecek olmasının şimdiden fiatlara yansıtıldığı bile söylenebilir. Çünkü, Ocak 2003'te kilosu 60 dolardan satılan indiyumun fiatı 2006 Ağustos'unda 1000 dolara fırladı. Gezegenimizin üzerinde yaşayan tüm insanların günün birinde batı yaşam biçemine kavuşacağı yönündeki düşler, bu gerçek karşısında suya düşebilir. Yeni teknoloji maliyetlerini kullanılan malzemeler ve teknolojiler gelişmekte olan ülkelere yayıldıkça, gezegenimizin giderek artan nüfusu ve giderek yükselen yaşam ölçütleri, doğanın ürettiği malzemelere duyulan gereksinimi arttırıyor. den geçirildi. Bu veriler sayesinde yaşam standartlarındaki yükselişin temel madenlerin tükenme hızını nasıl etkilediği konusunda birtakım bilgilere ulaşılabildi. Örneğin, yeryüzündeki her insanın bu madenleri ortalama bir Amerikan vatandaşının tükettiği miktarın yarısı kadar tüketmesi durumunda kaynaklar kaç yıl daha idare edebilir? Böylesine kabaca bir hesaplama bile dehşet verici sonuçları gözler önüne seriyor. Daha fazla geri kazanım olmaksızın, alev almayı geciktiren malzemelerin yapımında kullanılan antimonun 15, gümüşün 10, indiyumun 5 yıldan daha kısa bir süre içinde tümden tükeneceğine dikkat çekiliyor. Reller, yeni gelen teknolojileri dikkate alarak, çinko kaynaklarının 2037 yılında, bilgisayar yongalarında giderek daha yoğun kullanılan indiyum ve hafniyumun 2017 yılında, floresan lambalardaki yeşil fosforların üretiminde kullanılan terbiyumun 2012 yılından önce tükenebileceğini ortaya koyuyor. Yağmur Ekim C İnkılap hükümleri Kabulü Hakkında Kanun. Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun. Efendi, Bey, Paşa Gibi Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun. Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun. Bunlardan hangisi yürürlükte? Hepsi! Peki bunlardan hangisi, “Cumhuriyet Devrimi”ne bağlılık ilkesiyle gerçek anlamda uygulanıyor? Hiçbiri! Adalet Bakanı Şahin üniversitelerde türbanı serbest bırakacak düzenlemenin anayasada nasıl yer alacağını bakın nasıl anlatıyor: “Biz Taslak, yolsuzluğa anayasal davetiye çıkarıyormuş... Anayasal yolsuzluk hakkı! dönmemiş politikacılar ve şaşkın demokrat akademisyenler de bu gerçeğin farkına varmış olmalı ki, türbanla ilgili son kararı Başbakan RTE’ye bırakmışlar. Gözünü sevdiğimin demokrasisi... Kâğıt üstünde katılımcı, çoğulcu, çoğunlukçu, sivil, mivil olacaksın ama bir adamın ağzının içine bakacaksın! Bunların demokrasiden nasibini alması için 40 fırın ekmeğin üstüne 40 fırın da pide yemesi gerek! Ramazanda bu fırsatı kaçırmasalar bari! Neyse... Demokrasi her derde çare bulur ya, kimse merak etmesin bunlar bu konuyu da tereyağından kıl çeker gibi çözerler. Nasıl mı? Aynen şöyle: Tarikatlar arası uzlaşma sonunda verilecek merkezi bir emirle kara çarşaflılar ortadan kaybolur. Bir sabah kalktığınızda, sokaklarda kara çarşaflı bir tek genç kız göremezsiniz. Emre karşı gelebilecek birkaç kara çarşaflıyı da üniversite kapılarında görevlendirecekleri türbanlılar aracılığıyla ikna etmek zor olmaz: “Kardeşim biraz sabırlı ol. Yüzdük, yüzdük kuyruğuna geldik. Az kaldı, bekle.” İknada zorlanırlarsa Emineler ile Hayrünnisalar ne güne duruyor; türbanlarıyla kefil olurlar, olur biter! 17 Rice’ın lezbiyen olduğu iddia edilmiş. Onu bilmeyiz ama ezbiyen olduğu kesin! ALLAH, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’den razı olsun; türbanı üniversiteye sokmak için hazırlamakta oldukları Anayasa taslağını değerlendirirken “İnkılap hükümleri vardır” buyurmuşlar. Gazeteciler bunu “Devrim Kanunları” olarak algılamış olmalı ki “Anayasa taslağının son şeklinde yer alan ve üniversitelerde türbanlı öğrencilerin okumasının önünü açan düzenlemede cüppe, kara çarşaf ve sarığın önünü kesmek için Devrim Kanunları’na atıfta bulunuluyor” yorumunu yapmışlar. Hangi Devrim Kanunları? Anayasanın 174. maddesinde sıralanan “inkılap kanunları”nı anımsayalım: Tevhidi Tedrisat Kanunu. Şapka İktisası Hakkında Kanun. Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbekârlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun. Beynelmilel Erkamın hadiseye özgürlükler açısından bakıyoruz. Herkesin eğitim hakkından yararlanması açısından. Bu nedenle kılık, kıyafet, asıl hareket noktamız değil. Hareket noktamız özgürlükler. Kimse endişe etmesin. Anayasamızın başlangıç hükümleri vardır. İnkılap hükümleri vardır. Özgürlükler bunların aleyhine kullanılamaz. Genel ahlak kuralı vardır.” Mehmet Ali Şahin’in sözünü ettiği “inkılap hükümleri”ni anayasanın 174. maddesinde “inkılap kanunları” başlığı altında yer alan “Devrim Kanunları” diye algılamak için şaşkın ördek olmak gerek. Adama, “Sen önce Devrim Yasalarını adam gibi uygula ondan sonra ‘inkılap hükümleri’ni ağzına al” derler! İşte bu nedenle Allah, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’den razı olsun; çünkü türbanı üniversiteye sokmak için bir “inkılap” yapacaklar; onu açıklıyor! ir bilim adamı sokakta çöpçülerin süpürdüğü atıklarla neden ilgilensin? Cardiff Üniversitesi yerbilim uzmanlarından Hazel Prichard'ı arada sırada çöpçülerin torpalarını karıştrırken görebilirsiniz. Çünkü torbalar yeryüzünün en ender, en pahalı madenlerinden biri olan platin kırıntılarını içeriyor. Araba, kamyon ve otobüslerin havaya yaydıkları kirletici maddeleri kabul edilebilir bir düzeyde tutan katalitik değiştirgeçlerin tümünde platinden yararlanılıyor. Her yıl tonlarca platin kırıntısı cadde ve sokaklara püskürtülmekte. Bu maddenin yeniden ele geçirilmeye değecek kadar yoğun olduğu bölgelerde iz sürmek, kârlı bir iş olabilir!.. Platin yalnızca katalitik değiştirgeçlerin değil, yakıt pillerinin de vazgeçilmez bir unsuru ve platin kaynakları her geçen gün azalıyor. Hesaplamalara göre, dünyadaki 500 milyon motorlu aracın tümünün yeniden EMİRDE DURGUNLUK yakıt piliyle donatılması durumunda, dünya üzerindeki tüm platin kaynakları Ne var ki, metal ve minerallere duydu15 yıl içinde tükenip yok edecek. ğumuz bu gereksinim belirsiz bir artış Petrol ya da elmasın tersine, platinin EKNOLOJİK GELİŞMENİN göstermeyebilir. Yale Üniversitesi'nden yerini tutacak yapay bir seçenek yok. PlaSINIRI Tom Graedel ve arkadaşları demir tüketin kimyasal bir element, kaynaklarının timiyle ilgili değerleri incelediklerinde tükenmesi durumunda yeniden elde ediİndiyum ile birlikte indiyum galyum A.B.D'de kişi başına tüketimin 1980 yıllemez. arsenit yapımında kullanılan galyum malarında dengelendiğine tanık oldular. O zaman, hava kirliliğinden kurtulmadenini ele alalım. Bu yarı iletken madde, ”Bu durum teknolojik açıdan gelişmiş nın bedelini ağır ödediğimiz söylenebiyeni kuşak güneş pillerinin özünü oluşbir toplumda yaşayan bir bireyin ancak lir mi? turuyor. Her iki madenin rezervleri de belli sayıda demir köprü, yapı ve arabaÜstelik, platin kaynağı dehşet verici tartışmalı. ya gereksinim duyabileceğini gösteribir hızla tükenmekte olan tek madde de Ancak Leiden Üniversitesi kimya uzyor,” diyen Graedel hiç bir değişikliğin değil. manlarından René Kleijn kısa süre önce yaşanmadığı bu durgunluk döneminin • LCD televizyonların yapımınyayımladığı bir raporda, mevcut rezervevrensel bir olgu olup olmadığını araştıda benzersiz miktarlarda kullanılan indilerin geleceğin güneş pillerinin üretimirıyor ve elde edilen sonuçtan gelişmekte yum, ne pek de katkıda bulunamayacak denolan ülkelerin gelecekteki demir gerek• Cep telefonu ve benzer elektli az olduğu sonucuna varıyor. sinimi konusunda bir kestirimde bulunronik aygıtların üretiminde kullanılan Sorunun boyutunu daha iyi kavrayamayı tasarlıyor. tantalum gibi ender bulunan birçok başbilmek için, A.B.D Yerbilim AraştırmaBaşka madenlerin tüketiminde benzer ka maden için de aynı durum söz konuları'nın yıllık raporları ve Birleşmiş Milbir durgunluğun söz konusu olup olmasu. letler'in dünya nüfusuyla ilgili istatistikdığını belirlemek çok daha güç gibi gö• Yeni bir nükleer çağda dünya leri gözrünüyor. Graedel'in incelediği tek başka üzerindeki uranyum kaynakları daha ne maden olan bakıra duyulan gereksikadar yeterli olabilir? nimde herhangi bir dengelen• Çinko, bakır, nikel ve me belirtisine rastlanmıgübrelerde kullanılan fosE YAPILABİLİR? yor. for gibi sıradan eleGraedel'in 2006 mentlerin bile yakın Reller soruya açık seçik bir yanıt getiriyor ve, “Atık miktarını en aza yılı kişi başına bir gelecekte tümdüşürmek, olabildiğince farklı seçenekler bulmak ve tüketilenleri yeniden işleyip tüketim değerden tükeneceği geri kazanmak zorundayız,” diyor. lerinden yola kesin. İyi de, Birmingham Üniversitesi'nden Lynne Macaskie ile birlikte çalışan Prichard sokaklarda çıkarak yapyeryüzündeki biriken tozun milyonda 1,5 parçasını platinin oluşturduğunu ortaya koydu. İki araştırmacı tığı hesapmaden kayşimdilerde bu kentsel platin atıklarının en çok nerelerde birikmiş olduğunu bulmaya lamalar naklarının çalışırlarken, Macaskie platin özünü tozdan elverişli biçimde çıkartmaya yarayan bakterilere 2100 yılına bugüne dek dayalı bir süreç geliştiriyor. gelindiğinkaçta kaçını Bu tür alışılmışın dışındaki yerlerden başka madenler de elde edilebilir. Kleijn kentlerin de dünya tükettiğimizi yeniden tasarlanabilecek maden depoları olduğuna, söz gelimi, bakır su borularının plastik çapında bave geriye ne olanlarla değiştirilmesi suretiyle büyük miktarda bakırın başka alanlara kır isteminin kadarının kalaktarılabileceğine dikkat çekiyor. topraktan çıdığını biliyor Deniz suyundan da kimi madenlerin elde edilebileceğine parmak basan kartılabilen mikmuyuz? Kleijn sorunun tümden bir enerji maliyeti sorunu olduğuna inanıyor tarı aşacağı gibi bir Şaşırtıcı, ama gerve,”Değerli madenleri aydan da elde edebilirsiniz. Önemli sonucu gözler önüne çek: bu denli bel bağlaolan bunun ekonomik yükünü kaldırıp seriyor. dığımız bu elementlerle ilgikaldıramayacağımız,” diyor. li kesin bir bilgiye sahip değiliz. Kaynak: New Scientist, 26 Mayıs Söz gelimi, değerli madenlerin büyük B Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Yudum Hasan Baş: “Gerçekten oruçlu birinin jetonu kaçıncı yudumda düşer?” Kara Çarşaf NAYASAYI değiştirip “üniversitede kılık kıyafet serbesttir” dediğinizde türbanın yerini kara çarşafın alacağını yazmıştık. Türban, inancına göre yaşamaksa kara çarşafın da gözleri açıkta bırakanından peçelisine kadar aynı inancın bir parçası olduğunu anımsatmıştık. Anayasa Mahkemesi’nin eski başkanlarından Mustafa Bumin aynı görüşü savundu ve şöyle dedi: “Anayasa’da, ‘kılık kıyafet serbesttir’ dediklerinde sanmasınlar ki, bu türbanla sınırlı kalır. Birisi çıkıp, çarşaflı gelse, artık çarşaflıya ’hayır’ diyemezsiniz. Sadece çarşaflı değil, başka dinden olanlar da özel kıyafetleri ile girmek isteyecekler...” Bumin, bir adım sonrasını da gösterdi: “Üniversiteye türban serbestisi getirirlerse, bu kıyafet serbest olursa, türbanlılar başı açık gelenleri almayacaklar. Türbanlı öğrenciler ‘yüzde 98’i Müslüman olan ülkede yaşıyorsunuz’ diye başı açık gelenleri sokmayacaklar. Bu ülkede oruç tutmadığı için sokakta insanları dövüyorlar.” İslamcı iktidar için anayasa taslağı hazırlayan dönmüş Boynuz Yaşar Şengel: “Bazıları selamlaşırken tokalaşmak yerine ‘tos’laşıyorlar. Evrim geçirip boynuz çıkarmazlar inşallah!” A Garanti Yavuz Oymak: “Ankara’da yakalanan bombaların zanlısı Arap şiveli ve sakallı bir gençmiş. Sorsan, ‘Elhamdülillah Müslümanım’ diyecektir, garanti!” D T Anket Mehmet Ünal: “Amaca uygun sorular hazırlanır, soruya uygun yanıtlar aranır, sonuçlar duygusal ölçütlere göre değerlendirilir. Hizmette kusur yoktur; anketlerimizin bilimselliği tartışılmaz.” N Müdür Ahmet Önen: “Hizmet dilenmek için iktidar milletvekilinin önünde diz çöken müdür, müdür müdür!” Geç Nihat Mürşitpınar: “Eskiden ‘devlet adamları’ tiyatro veya operaya geç kaldıklarında perde geç açılırdı. Şimdi, başbakan camiye yetişemeyince ezan ve namaz geç başlatılıyor!” ABDullah’ın çeşnicibaşısı varmış... “İbrikçibaşısı da olur inşallah!” Hukuk doktorları Darülfünun’da bu sene başında açılacak doktora sınıfı için hazırlıklar yapıldı. Darülfünun Hukuk Fakültesi doktora sınıfı bu ders senesi bidayetinde (başlangıcında) açılacaktır. Bu sınıf için Darülfünun’da lazım gelen hazırlıklar yapılmış ve hususi bir sınıf inşa edilmiştir. Doktora sınıfına Hukuk Fakültesi’nin lisan bilen bu seneki mezunlarıyla eski mezunları da girebileceklerdir. Doktora sınıfına devam eden talebeler bir ihtisas dersi üzerinde sene nihayetinde bir tez vereceklerdir. Hukuk Fakültesi’nden mezun olan 15 efendi bu sene doktora sınıfına devam edecektir. Bu efendilerden bir kısmı iktisat, bir kısmı da idare hukuku sahasında çalışacaklardır. Darülfünun Divanı tarafından doktora sınıfı için lazım olan müderrisler (profesörler) de temin edilmiştir. Doktora sınıfının dersleri Hukuk Fakültesi’nin müderrisleri arasında taksim edilmiştir. Doktora sınıfını ikmal eden (tamamlayan) ve tezi kabul edilen hanım ve efendiler hukuk doktoru unvanını alacaklardır. 14 Ağustos 1927 Pazar AN ND I S YA ÜN D İM BİL KISA HABERLER... DÜNYANIN EN ESKİ ELMASI Münster Üniversitesi Mineraloji Enstitüsü bilim insanları Batı Avustralya'da dünyanın en eski elmasını buldu. Thorsten Geisler'in açıklamasına göre elmas parçaları 4,25 milyar yıllık, yani neredeyse dünyamız kadar eski. Araştırmacı, dünyamızın sanıldığından daha önce soğuduğunu dolayısıyla da sert kabuğun da daha önce oluştuğunu düşünüyor. Bugüne kadar bulunan en eski elmaslar yaklaşık olarak 3,3 milyar yıllıktı. Karbon, gezegenimiz üzerindeki yaşamın temel yapıtaşıdır. Yeni bulunan elmaslar içindeki karbon türlerinin (izotoplar) incelenmesi ile 4,2 milyar yıl önce dünyamızda yaşamın var olup olmadığı anlaşılabilir. Elmasın aksine zirkonun yaşı belirlenebilmekte. Söz konusu elmaslar çıplak gözle görülemese de Raman tayf analiziyle saptanabiliyor. KÖK HÜCRELERİ BEYİNDE PROGRAMLANDI Alman bilim insanları, beyin hastalıkları tedavisinde önemli bir gelişme kaydettiler. Rostock Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre kök hücreleri gen transferiyle ilk kez beyinde programlanmış. Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler çerçevesinde Brigitte Pützer ile çalışan ekip, nezle virüsü yardımıyla genleri beyinde bulunan kök hücrelere aşılamış. Bu şekilde kök hücreleri beyinde onarım görevini üstlenecek şekilde değiştirilebilmiş. Araştırmacılar bu yöntemin gelecekte Multiple Skleroz, Alzheimer veya Parkinson gibi hastalıkların tedavisinde kullanılabileceğini umuyor. Pützer, kök hücrelerin bugüne kadar beden dışında programlandıktan sonra beyne aşılandığını söylüyor. 15 kadın tacirimiz var Kadınlarımız hayatın diğer şube ve sahalarında olduğu gibi ticaret sahasında da temayüz etmeye (yükselmeye) başlamışlardır. Haber aldığımıza nazaran 15 kadar Türk kadını ticari sahada çalışmaktadırlar. Fakat bunların pek fazla sermayeleri olmadığından Ticaret Odası’na dördüncü ve beşinci sınıf tacir olarak kaydedilmişlerdir. Kadınlarımızın ekseriyetle ticari sahada meşgul oldukları şube ıtriyat ticaretidir. Maahaza (bununla beraber) bundan başka içlerinde bakkaliye işleriyle uğraşan kadınlarımız da mevcuttur. 4 Ağustos 1927 Perşembe
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle