03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nr. 38 / 2007 21 SEPTEMBER 2007 Y9204 KURUCUSU: YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARI: NADİR NADİ (19451991) D: 2 Euro, A: 2.70 Euro, B: 2.70 Euro, NL: 2.70 Euro, F: 2.50 Euro, DK: 20 Dkr, CH: 4.20 Chf İş İşten Geçmeden.. 21’inci yüzyılda dünya siyasetine kuşbakışı bir göz atıldığında insanlığı irkilten kanlı bataklığın Ortadoğu’da oluştuğu görülüyor. Ne yazık ki Türkiyemiz bu bölgede konuşlanmaktadır. Dünyanın öteki taraflarında savaş hali yoktur. Gerçi terör Batı dünyasını tehdit edecek bir içerik kazanmıştır; ama, her yanda barış egemendir. ? Ortadoğu’yu İslam dünyası kapsamında düşündüğümüz zaman, bir gelişmenin daha altını çizmek gerekir; dincilik siyaseti, bütün Müslüman coğrafyasında gün geçtikçe daha ağır basmakta, Kuzey Afrika’dan Güneydoğu Asya’ya dek politika ve devletle haşır neşir olmaktadır. Bu umman ortasında tek laik cumhuriyet olan Türkiye’nin durumu da en hafif deyişle kritiktir. Çünkü Türkiye’ye yönelik tehdit yalnız İslam dünyasındaki veya kendi yapısındaki dinci gelişmelerden kaynaklanmıyor. İlginç bir olay karşısındayız. Atatürk’ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti, bugün Hıristiyan coğrafyasının ve yeryüzünün en büyük gücü ABD’den yansıyan, daha doğru deyişle ihraç edilen bir dinci projenin etkisi altında bunalmaktadır. “Müttefikimiz Amerika” Türkiye için ‘Ilımlı İslam Devleti Modeli’ni öngörmektedir ve bu yolda büyük mesafe de almıştır. Türkiye’nin yapısı ve haritasıyla sınırlansa, belki de bir tehlike oluşturmayacak boyutta kalabilecek İslamcı akımlar, bugün toplumda, iktidarda, devlette yabancı desteğiyle kilit noktalarını büyük çapta ele geçirmişlerdir. ? 21’inci yüzyılın ilk on senesi içinde, Amerika’nın Türkiye üzerindeki ‘Ilımlı İslam Devleti Modeli’ gerçekleşecek gibi görünmektedir. Türkiye ekonomisi Amerika’nın denetimi ve gözetimi altında soluk alıp verdiğinden, bir başka siyasetin ya da laikliği önde tutan politika seçeneklerinin çok partili rejimde olanakları çok zayıflamıştır. Bugünkü AKP iktidarı da dış destekle eline geçirdiği fırsatı yerel yönetimlerde ve devlet yaşamında geçerli kılmak için gerekli adımları birbiri ardına atıyor. ? Diyelim ki Türkiye’de, demokratik görüntü altında, aşağıdan yukarıya, eğitimden medyaya, bürokrasiden iş dünyasına dek şimdi ılımlı gibi görünen İslamcılaştırma projesi gerçekleşti... Türkiye huzura kavuşabilecek midir?.. Bu sorunun yanıtı İslam coğrafyasında süregelen çelişki, çatışma ve yapılanmalarda yatmaktadır. Ilımlı İslam modeli, radikal İslam için gerekli altyapıyı hazırlamaktan gayrı bir işe yaramaz... Bugün büyük ağırlığıyla Türkiye’ye abanarak Ilımlı İslam Modeli’ni öngören “Büyük Müttefikimiz Amerika”, ileride, yaptığı işten dolayı pişmanlık duysa da, iş işten geçmiş olacaktır. KKTC’de Gül’ü karşılama törenine gitmeyen komutanlar resepsiyona da katılmadı Türban protokolde Cumhurbaşkan Gül, ilk yurtdışı ziyaretini eşi Hayrünnisa Gül ile gerçekleştirdi. KKTC’de Gül ve eşini Cumhurbaşkanı Talat ve eşi karşılarken üst düzey komutanlardan katılım olmadı. Komutanlar Gül onuruna verilen resepsiyona da gelmediler. Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Kıvrıkoğlu ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Eröz, Hayrünnisa Gül’ün katılmadığı KKTC Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki resmi karşılamada ise hazır bulundular. Reşat AKAR’ın haberi 18. Sayfada TÜRBAN MAHKEME KARARIYLA ÇELİŞİR AİHM kararı bağlayıcı AKP’nin anayasa taslağındaki “Kanunlar, usulüne uygun olarak yürürlüğe konmuş temel hak ve hürriyetlere ilişkin milletlerarası antlaşmalara aykırı olamaz” hükmü anayasayı bağlıyor. AİHM’nin almış olduğu kararlar da AKP’nin türbana vize veren olası yasal düzenlemesinin üzerinde olacak. Madde anayasaya girse bile Avrupa’da alınan karar buna engel oluşturuyor. Bahadır Selim DİLEK ’in haberi 18. Sayfada AB’de laiklik kaygısı AKP’nin laikliği aşındırmaya yönelik girişimleri Avrupa Birliği’nde de sorgulanmaya başlandı. AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn, yeni anayasada iki unsurun son derece hayati olduğunu belirterek bunlardan birinin laiklik, diğerinin de temel özgürlükler olduğunu söyledi. Rehn, AİHM kararlarının da unutulmaması gerektiğine işaret etti. Haberi 18. Sayfada ‘Türkiye Malezya olmaz’ Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, Ercan Havalimanı’nda KKTC Cumhurbaşkanı Talat ile eşi Oya Talat, Lefkoşa Büyükelçisi Türkekul Kurttekin ve eşi tarafından karşılandı. Türkiye’nin KKTC’nin yanında yer aldığını vurgulayan Gül, “Adada iki halk, iki devlet, iki dil, iki din gerçeği göz ardı edilemez” dedi. Talat’ın verdiği resepsiyonda konuşan Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye Malezyalaşıyor” eleştirilerine yanıt verdi. Gül, “Bunu söyleyenler Malezya’yı bilmiyor. Bu nasıl düşünülebilir? Biz, AB ile tam katılım müzakereleri yapan bir ülkeyiz” dedi. (Fotoğraf: AA) Faizleri yüzde 0.50 düşüren ABD Merkez Bankası enflasyonu göz ardı ederek büyümeye odaklandı C FED ‘günü kurtardı’ Dünya piyasalarının merakla beklediği ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz toplantısından beklentiler dahilinde 50 baz puanlık (yüzde 0.50) indirim kararı çıktı. Yarım puanlık faiz indiriminin, piyasalara ‘kısa bir soluk’ aldırması beklenirken Başkan Bernanke, “Benim için büyüme önemli” dedi. Kararın ardından Dow Jones Endeksi yüzde 2’ye yakın bir yükseliş yaşadı. Türkiye başta olmak üzere gelişmekte olan piyasalarda da ‘olumlu’ karşılanan indirimle borsaların da yeni bir yükseliş trendine girmesi bekleniyor. Necdet ÇALIŞKAN ve Duygu ATAHAN’ın haberi 8. Sayfada Küba Büyükelçisi Ernesto Gomez Abascal Akın ile ölüme yolculuk “Auf der anderen Seite” her şeyden önce ölüm üzerine bir film. Arsız bir sinizm söz konusu değilse eğer ya da karanlık bir nihilizm, bir feylesofun fi tarihinde dillendirdiği bu “metafizik rezalet”i tüm kesinliğine ve bilinmezliğine rağmen olumlamak, binlerce yıldan beri boğuşulan bir dert. “Auf der anderen Seite” ölümü kutsamıyor, ama kahramanlarına ölümün şerefine kadeh kaldırtacak kadar da tutarlı bir duruş geliştiriyor. Tunçay KULAOĞLU’nun haberi 16. Sayfada Dünyanın en güçlü bombası Rusya’dan Rusya yeni bir bomba geliştirdiğini açıkladı. Rusya Genelkurmay Başkan Yardımcısı Rukşin, ABD’nin “dünyanın en güçlü bombası” olduğunu söylediği “Bombaların Anası”ndan 4 kat daha etkili olan bu yeni bombaya “Bombaların Babası” adını verdiklerini söyledi. Aleksandır Rukşin, vakum bombasının nükleer olmadığını ancak tahribat gücü itibarıyla nükleer bombayla eşdeğer olduğunu, radyasyon etkisine sahip bulunmadığını ve çevreye zarar vermediğini savundu. Haberi 10. Sayfada ‘ABD terorizmden besleniyor’ ABD yönetiminin ülkesine yönelik saldırılarını ve Ortadoğu siyasetini kınayan Küba’nın Ankara Büyükelçisi Abascal, “Tartışma götürmez bir teknik üstünlüğe ve askeri güce sahip oldukları doğru. Ama tarih, imparatorlukların da yıprandığını, onların da yenilip yıkılabileceklerini gösterdi” dedi. Abascal, savaş ve haksızlığın halkların özgürlüğünün değil, terörün kökü olduğunu söyledi. Leyla TAVŞANOĞLU nun söyleşisi 12. Sayfada
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle