22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 GÜNCEL C haberlerin devamı 31 AĞUSTOS 2007 CUMA TBMM’deki 3. turda 339 oy alan Abdullah Gül, 11. Cumhurbaşkanı oldu. İktidar partisi 3 fire verdi CÜNEYT ARCAYÜREK İki Cumhurbaşkanı, Bir Parti, Bir Anayasa ürkiye Cumhuriyeti’nin 10. Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer’i özetlemek gerekirse: Laik, demokratik, sosyal hukuk devletini bütün gerekleriyle savunan ‘son cumhurbaşkanı’ olarak anmalı ve böyle değerli bir devlet adamına kim bilir ne zaman kavuşacağımıza hayıflanmalıyız. Arkasında onurlu bir yedi yıl bırakarak ayrılıyor. Laik rejimi, hukuk devletini, yasaların verdiği bütün olanakları –iktidar şamatalarına kulak asmayarak kullanarak savunan, aksine girişimleri önleyen, devletin gerici kafaların eline geçmemesi için anayasal haklarını sonuna kadar kullanan bir cumhurbaşkanı! Öyle bir beş yıl ki, AKP iktidarına karşı tek başına savaşan, Çankaya’yı tek başına laik rejimin ‘son kalesi’ konumuna getiren bir cumhurbaşkanı! Atatürkçüler, laik rejime sevdalı olanlar 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i asla unutmayacaklar! Altını çizerek söylemeliyim: Bütün bu yazılanlar Çankaya’da yaşanan son altın çağın destansal öyküsünün ancak çok kısa bir özetidir…” (Cüneyt Arcayürek ”ÇankayaGelip Gidenler” kitabı 1. Baskı: Nisan 2007) Bugün TBMM’de AKP oylarıyla seçilen Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı ise Çankaya Köşkü’ne iki koltuğunun altında birer dosya ile çıkıyor. Birinci dosya dokunulmazlığa sığınarak yargılanmadığı bir dava ile ilgili. İkinci dosya ise ikinci cumhuriyetçiliği ve yeni Osmanlılığı sahiplenen, laik rejimi ve Cumhuriyeti mutlaka değiştireceklerini ifade eden, hiçbirini yalanlamayarak ve ne çare hâlâ benimsediğini gösteren geçmişi ile bugünü arasında köprü kuran açıklamaları içeren kalın bir dosya! ??? Bir partiyi (MHP’yi) gazetem Cumhuriyet dün, tek satırı yadsınamaz şu manşetle kamuoyuna sundu: Birinci başlık: “… Seçimlerden önce meydanlarda esip gürleyen Bahçeli, TBMM’de AKP’nin arayıp bulamadığı muhalefet oldu…” Büyük puntolarla manşet: “…Gül’ü MHP seçtirecek!...” İşte Devlet Bahçeli’nin 22 Temmuz’un hemen ardından MHP’nin dününü yadsıyan, bugün sergilediği birbirine zıt iki portresini özetleyen söylemindeki cümle: “Milletin iradesiyle yeniden iktidar olan AKP, Cumhurbaşkanlığı’na da istediği kişiyi seçebilir, bu konudaki karar tamamen AKP’nindir” Dün MHP’nin AKP’nin önünü açan tutumuyla 11. Cumhurbaşkanı seçildi. 11’incinin üçüncü turda 276’nın üzerinde oy alarak seçilmesinden önce partinin ikinci adamı MHP Grup Başkanı Vekili Mehmet Şandır, “Bizim isimlerle sorunumuz yok” diyor, “demokrasinin önünü açmaktan gurur duyduklarını” beyan buyuruyordu. Genel Başkanları AKP’nin “istediği kişiyi seçebileceğini” resmen açıkladığına göre, hatta bugünkü gibi dindarlığı tartışılmaz kişi yerine, şeriat istekli, İslam Cumhuriyeti yanlısı birini seçerlerse, Şandır’a göre, demek ki MHP, demokrasinin önünü açmaktan gurur duyduklarını söyleyecekti! Böylece 11’inci, sadece AKP’nin değil, MHP’nin de özde de sözde de bir olduğuna inandığı bir cumhurbaşkanı oluyor. ??? Bir cumhurbaşkanı seçimi ile yeni bir anayasa girişimi aynı günlere rastlıyor. Bizim parlak zekâlı, Avrupa gözlüğü ile dünyaya bakan ve pek çoğu AB Avro’cukları ile donanan kimi aydınlarımız, bilim adamlarımız: Turgut Özal’’la başlayarak iktidardaki sağ görüşlere koşut bilimsel hizmet veren ve şimdilerde AKP’nin son yıllardaki yürürlükteki anayasadan ve uygulamalardan şikâyetlerini özenle not ederek bir anayasa taslağı hazırlayan Prof. Ergun Özbudun’un kimi siyasal ve toplumsal haklara yaptığı makyajsal düzenlemeleri daha kesinleşmeden alkışlamaya başladılar. Ergun Özbudun’un hazırladığı taslak gerçekten tam anlamıyla bir sivil bir anayasa mıdır, yoksa... Özbudun, RTE’nin başbakan olarak, AKP olarak beş yıla yakın sürekli açıkladığı anayasadan şikâyetlerini anayasaya geçiren aslında adıyla sanıyla bir “AKP Anayasası” taslağı hazırlayan ve iktidar partisinin beğenisine sunan ilim adamı değil midir? Özenle bakıldığında birçok maddesiyle bu anayasa taslağı: Bir AKP Anayasası kimliğini taşıyor. ??? AKP’nin klasik taktiği gereği, taslaktaki AKP maddeleri sızdırıldı medyaya. Görünen o ki; Özbudun taslağında AKP açısından yok, yok! Örnekler: RTE, dört buçuk yıldır Askeri Şura’daki özellikle ihraç kararlarının yargıya gitmesini savunuyor. Taslak, ihraçlara yargı yolunu açıyor. RTE, dört buçuk yıldır YÖK’ün kaldırılması için sonuç alamadığı savaşımlar sürdürüyor. Özbudun taslağı, YÖK’ü kaldırıyor. RTE, dört buçuk yıldır Anayasa Mahkemesi’nin hem içeriğine hem de üyelerinin cumhurbaşkanı tarafından atanmasına karşı. Özbudun taslağı Yüksek Mahkeme üyelerinin sayısını Meclis’in, yani egemen siyasal partinin istediği kıvamda üyelerden seçilerek 11’den 17’ye çıkarılmasını öneriyor. RTE, siyasal bir partinin bir yasayı iptal başvurusuna Anayasa Mahkemesi’nin kapılarını kapamasına yanlıydı. Özbudun taslağı bu olanağı sağlıyor. Dokunulmazlıklara dokunulmasına sürekli karşı çıkan RTE’ye Özbudun taslağı, bir başka kıyak daha yapıyor; milletvekili isterse dokunulmazlığının kaldırılabileceğini hükme bağlıyor. RTE, iktidara geldiği zaman AB bahanesiyle anayasal bir kurum olan Milli Güvenlik Kurulu’nda sivil üye sayısını arttırdı, MGK Genel Sekreteri’nin sivillerden seçilmesini sağladı. Özbudun taslağı MGK’yi anayasal kurum olmaktan çıkartıyor. RTE, yargıdan sürekli şikâyetçi oldu. Özbudun taslağı, iktidarın icraatını denetlemekle görevli yargının yetkilerini daraltıyor, hatta TBMM’ye yüksek yargı organlarının oluşumunda yetki tanıyor. RTE, kanun hükmündeki kararnamelerin Cumhurbaşkanı tarafından geri gönderilmesine fena halde bozuk çalıyordu. Özbudun taslağına göre hükümet kararnamede ısrar ederse cumhurbaşkanı onaylamakla yükümlü oluyor. Cumhurbaşkanını anayasa değişikliği yasalarını onaylamak zorunda bırakıyor. ??? Örnekler daha çoğaltılabilir. AKP merkezinde incelemeye alınan taslağı Bay Dengir Mir Mehmet Bey, “Türkiye,medeni bir anayasaya kavuşacak” diye tanımladı. Taslakla öngördükleri anayasa, “devlet odaklı olmaktan çok, insan odaklı” imiş. Ve lakin.. açıkladılar ki, taslak için “her partinin temsil edileceği bir komisyon kurulmayacak!” Söyler misiniz lütfen; bu taslağa göre hazırlanacak anayasa, AKP odaklı bir AKP Anayasası değil de nedir? Gül, AKP oylarıyla seçildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’de Cumhurbaşkanlığı için yapılan 3. tur oylamada 339 oy alan AKP Kayseri Milletvekili, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 11. Cumhurbaşkanı seçildi. Oylamaya tam kadro katılan iktidar partisinden 3 fire olması dikkati çekti. Başbakan Tayyip Erdoğan, sonuçlar açıklandıktan sonra, “16 Mayıs’tan beri bilinmezliğe mahkum olmuş bir yapı vardı. Bu, milleti de, bizleri de rahatsız ediyordu. Bunlar aşılmış oldu. Ülkemiz, milletimiz ve Cumhuriyetimiz için hayırlı olsun” dedi. Cumhurbaşkanlığı için yapılan ilk iki tur oylamada adaylardan hiçbiri seçilmek için gerekli olan 367 desteğe ulaşamadı. Genel kurulda 20 Ağustos’ta yapılan ilk tur oylamada Gül 341, MHP’li Sebahattin Çakmakoğlu 70, DSP’li Tayfun İçli 13 oy aldı, 1 oy geçersiz sayıldı, 23 oy da boş çıktı. 24 Ağustos’taki 2. tur Cumhurbaşkanı seçilen Abdullah Gül oylamanın ardından milletvekillerinin kutlamalarını kabul etti. TBMM’deki oylamayı, Gül’ün oğlu Mehmet Gül ile kuzeni Ahmet Gül de izledi. (Fotoğraflar:AA) oylamada ise Gül 337, Çakmakoğlu 71, İçli ise 14 oy aldı ve 23 boş oy kullanıldı. TBMM’de dün yapılan 3. tur oylama öncesinde DTP’liler grup yönetimi odasında 2 saat süren bir toplantı yaptı. DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, toplantıdan sonra “Cumhurbaşkanının demokrasi ve barış adına bazı gelişmeleri sağlayacak mantıkla ortaya çıkmasını bekledik. Baktık ki gelişme yok. Biz de tavrımızı sürdürmeye karar verdik. Boş oy kullanacağız’’ açıklamasını yaptı. Gül, oylama öncesinde AKP grubundaki odasını boşalttı. Gül’ün odası AKP İstanbul Milletvekili Ertuğrul Günay’a tahsis edildi. Gül, Bakanlar Kurulu’na ayrılan yerde son kez “Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı” sıfatıyla oturdu. Gül’ün oğlu Mehmet Gül ile kuzeni Ahmet Gül izleyici sıralarından oylamayı izledi. Eşi Hayrünnisa Gül ise kızının nikah hazırlıklarını gerekçe göstererek TBMM’ye gelmedi. Başbakan Erdoğan’ın Mücahit Arslan ve Erol Olçak başta olmak üzere bazı danışmanlarının yüksek yargı temsilcilerine ayrılan locaya oturması gerginliğe yol açtı. 456 MİLLETVEKİLİ KATILDI TBMM Başkanı Köksal Toptan birleşimi açtıktan sonra genel kurulda kaç milletvekili bulunduğunu belirlemek üzere oylama yaptı. Toptan oylamaya 403’ü elektronik, 53’ü de oy pusulası göndererek 456 milletvekilinin katıldığını açıkladı. Toptan, oylama sonucu saat 16.15’te ilan etti. Gül 339 oy alırken Çakmakoğlu 70, İçli de 13 oy aldı. 24 oy boş, 2 oy da geçersiz çıktı. Böylece, Gül 3. turda gerekli 276’nın üzerinde oy alarak 11. Cumhurbaşkanı seçilmiş oldu. Bu sonuçlar, AKP’den 3 fire olduğu ortaya koydu. Gül’e oy vereceklerini açıklayan BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile Şanlıurfa Milletvekili Seyyid Eyyüboğlu’nun beyanları dikkate alınırsa, Gül’e 342 oy çıkması gerekiyordu. DTP’lilerle Mesut Yılmaz, Ufuk Uras ve Hamit Geylani de boş oy kullananlar arasında yer alıyor. Bu durumda, AKP’nin 3 firesi olduğu, bunların 1’inin boş ve 2’sinin de geçersiz oy kullandıkları tahmini yapıldı. “T n yemin Askerleri gelmemesi törenine elik tavır Gül’e yönğerlendirildi olarak de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dün TBMM’de yemin etti. Yemin törenine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile kuvvet komutanlarının katılmaması dikkat çekti. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in ant içme törenlerine dönemin Genelkurmay başkanları ile kuvvet komutanları katılmışlardı. Cumhurbaşkanı seçilen Gül 18.00’de yemin ederek resmen göreve başladı. Gül, TBMM’ye gelişinde askeri törenle karşılandı. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer gibi frak giymeyen Gül, siyah takım elbiseyi tercih etti. TBMM’deki ant içme törenine ana muhalefet partisi CHP katılmadı. MHP, DTP ve DSP ile bağımsız milletvekillerinin hazır bulunduğu törene, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu dışındaki yüksek yargı organları başkanları, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, TOBB, Türkİş, Hakİş baş Komutanlar katılmadı ğünde takıldı, metindeki “laik cumhuriyet ilkesine” biçimindeki ifadeyi “laik cumhuriyet ilkelerine” biçiminde seslendirdi. ANITKABİR’İ ZİYARET ETTİ Daha sonra Anıtkabir’i ziyaret eden Gül, deftere şunları yazdı: “Aziz Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı olarak yüce makamınızda nöbeti devralıyorum. Büyük zorlukların üstesinden gelerek kurduğunuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yüceltmek, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü muhafaza etmek, milli birliğimizi ve beraberliğimizi güçlendirmek, Cumhuriyetin, demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti niteliklerini pekiştirmek kararlılığıyla yola çıkmış bulunuyorum. Ülkemizi gösterdiğiniz hedeflere ulaştırmak ve bize bıraktığınız emaneti daima yükseklere taşımak için bütün gücümle çalışacağım. Manevi huzurunda saygıyla eğiliyor, minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Ruhunuz şad olsun.” TBMM’de Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarına ayrılan localar boş kaldı. (AA) kanları, SP lideri Recai Kutan, Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, yabancı misyon şefleri de katıldı. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’in gelmediği törende Anayasa Mahkemesi’ni de başkan seçilmediği için Başkan Vekili Haşim Kılıç temsil etti. Cumhurbaşkanlığı seçiminin 3. turu öncesinde yayımladığı mesajda Türk ulusunun birlik ve beraberliğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik ve demokratik yapısını bozmak ve çağdaş kazanımlarını ortadan kaldırmak amacıyla sinsi planlar yürütüldüğünü belirten Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanları yemin törenine katılmadı. Askerlerin törene gelmemesi Gül’e tavır olarak değerlendirildi. Gül’ün ant içme metnini okurken heyecanlı olduğu gözlendi. Gül, “Atatürk ilke ve inkılapları” ifadesini okurken “inkılapları” sözcü Son ziyaret Anıtkabir’e ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanlığı görevini Abdullah Gül’e devreden Ahmet Necdet Sezer, devir teslim töreni öncesi son ziyaretini Anıtkabir’e gerçekleştirdi. Sezer, dün saat 09.30’da Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu, Ankara Valisi Kemal Önal ve Çankaya Köşkü çalışanlarıyla birlikte Aslanlı Yol’un başından yürüyerek Anıtkabir’e geldi. Mozoleye çelenk bırakan Sezer, saygı duruşunda bulundu. Daha sonra İstiklal Marşı okundu. Sezer, Misakı Milli Kulesi’ne geçerek, Anıtkabir Özel Defteri’ni de imzaladı. Sezer, deftere şunları yazdı: “Yüce Atatürk, Cumhurbaşkanı olarak son kez huzurunuzdayım. Görevimi, ilke ve devrimlerinize, yeminime, anayasal kurallara, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine bağlılıktan ayrılmadan tamamlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Türk Ulusuna sizin makamınızda Cumhurbaşkanı sıfatıyla hizmet etmiş olmanın onurunu, yaşamım boyunca taşıyacağım. Hizmet makamları ve kişiler gelip geçicidir. Sonsuza kadar kalıcı olan ilke ve devrimlerinizin kuruluş felsefesini oluşturduğu, laik, demokratik, çağdaş ve aydınlık Türkiye Cumhuriyeti’dir. Hedefini; ‘çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak ve onu aşmak’ biçiminde ortaya koyan Türkiye Cumhuriyeti, başlattığınız aydınlanma savaşını kararlılıkla sürdürecektir. Türk Ulusu, bugünkü kazanımlarını size ve kurduğunuz Cumhuriyet’e borçlu olduğunun bilinciyle eserlerinize sahip çıkacak, ilke ve devrimlerinizden, çağdaş değerlerden ödün vermeden gösterdiğiniz hedeflere elbirliği ile ulaşacaktır. Bağlılığımı en içten duygularla bir kez daha yineliyor, yüksek anınız önünde saygıyla, özlemle ve minnetle eğiliyorum.’’ ‘İslamcılar zafer kazandı’ Haber Merkezi Türkiye’nin 11’inci Cumhurbaşkanı’nın Abdullah Gül olmasını “flaş haber”, “acil” ve “son dakika” şeklinde duyuran uluslararası haber kuruluşları, Gül’ün cumhurbaşkanlığını “İslamcıların zaferi” olarak yorumladı. CNN, “eski İslamcı” Gül’ün, ülkeyi bölen ve ordunun da muhalefet ettiği çekişmenin ardından cumhurbaşkanı seçildiği yorumunu yaptı. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın seçimden önce yaptığı açıklamaya da yer verilen haberde, “Askerler, 1997’de yasaklanan İslami partiye (RP) bakan olarak hizmet eden Gül’e güvenmiyor” denildi. Haberde, ilk kez bir first lady’nin türban takacağı ve bunun ülkenin imajını zedeleyeceği yönünde eleştiriler bulunduğu kaydedildi. BBC ise, AKP ve Cumhurbaşkanı arasında gergin bir ilişkinin hâkim olduğu belirtilerek “Gül’ün cumhurbaşkanlığı AKP için de yeni bir dönem olacak” denildi. France 24 televizyonu, “Laik Türkiye’ye İslami hareketten gelme Gül cumhurbaşkanı seçildi” yorumunu yaparken BFM TV, “Hayrünnisa Gül türban militanı olarak biliniyor” ifadelerini kullandı. BD VE AB MEMNUN ABD Başkanı George Bush, Gül’ü arayarak tebrik etti. Bush’un görüşmede ABD’nin, “ortak ve müttefik ülke” Türkiye ile olan güçlü ilişkilere bağlılığını dile getirdiği öğrenildi. İtalya, Almanya ve Yunanistan’ın devlet ve hükümet başkanları ile Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı da Gül’ü tebrik etti. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinin TürkiyeAB ilişkilerine yeni bir atılım getirebileceğini söyledi. APTürkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk ise Gül’ün, kendisini eleştirenlerle diyaloğa girmesi gerektiğini kaydetti. Sezer alkışlarla uğurlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Görevini sade bir törenle Abdullah Gül’e devreden Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer, Çankaya Köşkü’nden alkışlar ve karanfillerle uğurlandı. Sezer çiftinin ayrılmasının ardından Köşk’e akın eden AKP’liler resepsiyon salonunu şov alanına çevirdi. Gül, görevi Sezer’den sade bir törenle devraldı. Gül’ün gelişinden saatler önce Köşk’ün 1 Numaralı kapısı önünde geniş güvenlik önlemleri alındı. Çok sayıda yurttaş da Sezer’e sevgi gösterisinde bulunmak ve Gül’ü protesto etmek için Köşk’ün önünde toplandı. Ellerinde Türk bayrakları ve Cumhuriyet gazeteleri taşıyan yurttaşlar, “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları attı, Onuncu Yıl ve Ankara marşlarını söyledi. Yurttaşların Köşk kapısında beklemelerine izin vermeyen emniyet güçleri, Çankaya Caddesi’nin karşı bölümünde güvenlik zinciri oluşturdu. Gül ve Sezer’in görüşmesi 19.30’da başladı. Sezer’in isteğiyle basına kapalı olarak gerçekleştirilen devir teslim törenine Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül katılmadı. Sezer’in Gül’e “Hayırlı olsun” demekle yetindiği öğrenildi. Kısa süren törenin ardından Köşk çalışanları tarafından alkışlanarak uğurlanan Sezer’i taşıyan “06 BB 9512” plakalı sivil Mercedes, A saat 19.50’de Köşk’ten ayrılarak Sezer ailesinin Gölbaşı’ndaki evine hareket etti. Köşk önünde bekleyen yurttaşları, bazı sivil toplum örgütü üyelerini ve basın mensuplarını görünce arabasını durduran Sezer, eşiyle birlikte arabadan indi. Bu sırada aracın etrafını saran yurttaşlar Sezer çiftine yüzlerce karanfil attı. Kendisini bekleyen grubu selamlayan Sezer, bir süre sohbet etti. Sezer gazetecilere de “Hepinize esenlikler diliyorum, hoşçakalın” dedi. Bu sırada “Türkiye laiktir, laik kalacak”, “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları atan gruptaki yurttaşlardan bazıları gözyaşlarını tutamadı. Saat 20.15’te evine ulaşan Sezer’i burada da yurttaşlar ellerinde Türk bayrakları ve çi çeklerle karşıladı. Sezer çiftinin gelişi sırasında davulzurna çalındı. Komşuları gazetecilere, Sezer ile komşu olmaktan gurur duyduklarını belirterek “7 yıldır 24 saat bizim için nöbet tuttu, gururluyuz’’ dedi. Gül, 20.05’ten itibaren kutlamaları kabul etmek üzere, konuklara kokteyl verilen Köşk’ün küçük resepsiyon salonuna geldi. Kutlamaya gelenler arasında TBMM Başkanı Köksal Toptan ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, bakanlar, milletvekilleri, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve ATO Başkanı Sinan Aygün de yer aldı. Program gazetecilere poz verilmesinin ardından basına kapalı olarak devam etti. Gül geceyi Dışişleri Bakanlığı Resmi Konutu’nda geçirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle