Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nr. 35 / 2007 31 AUGUST 2007 Y9204 KURUCUSU: YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARI: NADİR NADİ (19451991) D: 2 Euro, A: 2.70 Euro, B: 2.70 Euro, NL: 2.70 Euro, F: 2.50 Euro, DK: 20 Dkr, CH: 4.20 Chf Tarihe Not Düşmek... Türkiye Büyük Millet Meclisi yeni bir cumhurbaşkanı seçti. Bu cumhurbaşkanı eski cumhurbaşkanlarına benzemiyor. Benzemezlik çok boyutlu olmakla birlikte, dört noktada özetlenebilir. ? 1) Yeni cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yaygın tabiriyle, ‘dosyalı’dır. Milletvekili olduğu için askıya alınmış davalarından ‘zanlı’dır. Daha başka deyişle, yeni cumhurbaşkanı adalete hesap vermeden, davalı olduğu halde aklanmadan Çankaya’ya çıkacaktır. 2) Geçmişi nedeniyle, Sayın Gül’ün iki kişiliği olduğuna ilişkin kanı yaygındır. Ana muhalefet lideri Sayın Baykal bu savı açıkça çeşitli kez dile getirmiştir: “Abdullah Gül ‘Laikliğin ve Cumhuriyetin sonu gelmiştir’ diyerek cumhuriyetimizin temel ilkelerini reddetmiştir. Bu sözleri söyleyen insan, bu düşünceleriyle ilgili bir özeleştiri yapmadan cumhurbaşkanı olamaz.” Gerçi Sayın Gül bugün “Rol yapmıyorum” diyerek topluma güven vermeye çalışıyor; ama, iki kişiliği olduğuna ilişkin kuşku ağır basmaktadır; eski sözlerine ve tutumuna dönük bir özeleştiriyi açıkça yapmadan, şaibe altında kalmaktan kurtulamayacaktır. 3) Sayın Gül’ün eşinin tesettürlü olmakla kalmayıp, kamu alanlarında tesettürü meşru kılmak için ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurması, kaybedeceğini anladığından davasından vazgeçmesi de, yeni cumhurbaşkanı adayının ailecek eski cumhurbaşkanlarına hiç benzemediğini göstermektedir. 4) Kadının tesettürünü kamu alanları dışında yasaklayan bir yasa yoktur. AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) ile bizim Anayasa Mahkememiz de tesettürün toplumda serbest olduğunu kabul etmişlerdir. Ancak ‘İnsan Hakları Bildirisi’nin temel ilkesi, kadınerkek eşitliğidir. Kadını erkekten farklı, daha açıkçası aşağı ve günah gibi görerek örtünmesine yol açan anlayışın demokratik olmadığı da açık seçik ortadadır. Yeni cumhurbaşkanının bu açıdan da eski cumhurbaşkanlarından farklı olduğu kesindir. ? Demek ki dosyalı, zanlı, üstelik Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerini reddetmiş, eşi tesettürlü ve kadınerkek eşitliğini benimsememiş cumhurbaşkanı adayı, Büyük Millet Meclisi’nde seçildi... Bu gerçeği, olguyu, olayı bugünden tarihe not düşmek zorundayız. ? Seçim, demokraside ancak koşullardan birisidir; ama, yalnız seçimle demokrasiye ulaşılamaz. Temel demokratik ilkeleri hiçe sayan ya da dışlayan seçimi eleştirmek de demokrasinin gereğidir. Yapılan seçimle Çankaya’ya çıkacak Sayın Gül, ülkede bir uzlaşmayı simgelemediği ve bir mutabakatı vurgulamadığından dolayı huzura ve güvene değil, tedirginliğe yatırımdır. Bu bakımdan, yukarıda da dile getirdiğimiz gibi, tarihe not düşmeyi kaçınılmaz bir gazetecilik görevi saydık. Türkiye’yi inat ve dayatmayla gergin bir sürece sokan AKP, Meclis’te CHP’nin katılmadığı oylamanın ve komutanların gelmediği yemin töreninin ardından adayını Çankaya’ya çıkardı Gül cumhurbaşkanı 339 oyla seçildi TBMM’de Cumhurbaşkanlığı için yapılan 3. tur oylamada 339 oy alan Abdullah Gül, 11. Cumhurbaşkanı seçildi. Tam kadro katılan iktidar partisinden 3 fire olması dikkati çekti. AKP böylece ilk kez eşi türbanlı, hakkında fezleke bulunan ve laik demokratik sistemi benimsemediğini birçok kez dile getiren bir kişiyi ülkenin en üst noktasına taşıdı. Gözler şimdi bugüne kadar fren görevi yapan ve denge unsuru olan Köşk’ün uygulamalarına çevrildi. Haberi 18. Sayfada Askerden tavır Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Genel Kurulu’nda yemin ederek görevine resmen başladı. Gül, salona girişinde ayakta karşılandı. Yemin törenine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt ve Kuvvet Komutanları gelmedi. Danıştay Başkanı Çörtoğlu dışındaki yüksek yargı organları başkanları törene katılırken Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül, “kızının nikâh hazırlıklarını” gerekçe göstererek Meclis’e gelmedi. Sezer gibi frak giymeyen Gül, siyah takım elbiseyi tercih etti. Haberi 18. Sayfada Türkiye, çağdaşlığın savunucusu Sezer’i unutmayacak Son ziyaret Anıtkabir’e Cumhurbaşkanlığı görevini Abdullah Gül’e devreden Ahmet Necdet Sezer, devir teslim töreni öncesi son ziyaretini Anıtkabir’e gerçekleştirdi. Sezer, Anıtkabir Özel Defteri’ne, “Sonsuza kadar kalıcı olan ilke ve devrimlerinizin kuruluş felsefesini oluşturduğu, laik, demokratik, çağdaş ve aydınlık Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye Cumhuriyeti, başlattığınız aydınlanma savaşını kararlılıkla sürdürecektir. Görevimi; ilke ve devrimlerinize, yeminime, anayasal kurallara, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine bağlılıktan ayrılmadan tamamlamanın mutluluğunu yaşıyorum” diye yazdı. Haberi 18. Sayfada Avrupalı, kendi kültür başkentini tanımıyor İstanbul, 2010 için Avrupa’nın kültür başkenti ilan edildi. Bu nedenle olmalı, bu dünya kentinin geçmişine ve güncel konumuna yönelik uluslararası ilgide sürekli bir artış gözleniyor. Nitekim, çalışmalarını başta Frankfurt olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerindeki üniversitelerde hazırladığı seminerlerle ve düzenlediği sergilerle sürdüren yazar, küratör, sanat tarihçisi ve tasarımcı GeorgChristof Bertsch’e göre, İstanbul, Avrupa’nın kültürel yaşamında ve tarihinde eşsiz bir yere sahip; ancak bunun ne İstanbullular ne de Avrupalılar farkında. Osman ÇUTSAY’ın haberi 12. Sayfada Dış basında geniş yankı Köşk’te yeni dönem Görevini sade bir törenle Abdullah Gül’e devreden Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer, Çankaya Köşkü’nden alkışlar ve karanfillerle uğurlandı. Çok sayıda yurttaş Sezer’e sevgi gösterisinde bulundu. Sezer daha sonra Köşk’ten ayrılarak Gölbaşı’ndaki evine gitti. Sezer çifti Gölbaşı’nda da sevgi gösterileriyle karşılandı. Komşuları “7 yıldır 24 saat bizim için nöbet tuttu, gururluyuz’’ diye konuştu. Sezer çiftinin ayrılmasının ardından Köşk’e akın eden AKP’liler resepsiyon salonunu şov alanına çevirdi. Haberi 18. Sayfada Fotoğraf: AA ‘İslamcıların zaferi’ Yabancı basın Gül’ün Köşk’e çıkmasını “Laik Türkiye’ye İslami hareketten gelme Gül cumhurbaşkanı seçildi” şeklinde duyurdu. Seçimin İslami kökenli AKP’li eski İslamcı Gül’ü destekleyenlerle geleneksel laik siyasi yapı arasında çatışmaya neden olduğu belirtilen değerlendirmelerde “ilk kez bir first lady’nin türban takacağı ve bunun ülkenin imajını zedeleyeceği yönünde eleştiriler bulunduğu” kaydedildi. AB ve ABD de memnun olduklarını açıkladılar. Haberi 18. Sayfada Fethullah’a 16. darbe Gülen cemaati ile bağlantılı bir lise, öğretmenlerinin Rusya’da turist vizesi ile bulunmaları, ders kitaplarının onaylanmış olmaması gerekçesi ile devlet yönetimine geçirildi. Okulun Nur cemaati ile yakından bağlantısı olan Tolerans Vakfı ile ilişkisinin, okulun gerçek kapatılma nedeni olduğu belirtiliyor. Rusya böylece Gülen cemaatiyle bağlantılı 16 okulu kapatmış ya da el koymuş oldu. Haberi 5. Sayfada C Genç yazını Avrupa’da Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı’nın 2008’deki konuğu Türk edebiyatına “Batı ilgisindeki” artış, süreklilik kazanıyor. Almanca konuşulan dünyanın önde gelen kültür ve sanat dergisi “Wespennest”, yeni sayısını son dönem Türk edebiyatından örneklere ayırdı. Viyana’da uzun yıllardır yayımlanan ve Almancada önemli bir ağırlığa sahip üç aylık dergide, edebiyatımızın genç kuşağından çağdaş bir kesit veriliyor. Osman ÇUTSAY’ın haberi 16. Sayfada Avrupa’ya AKP uyarısı Saadet Işıl Aksoy. Saraybosna Film Festivali Türkiye’ye 2 ödül Özer Kızıltan’ın yönetmenliğini yaptığı “Takva”, İngiliz oyuncu Jeremy Irons’ın başkanlığını yaptığı jüri tarafından en iyi film ödülüne değer bulundu. Festivalde Semih Kaplanoğlu’nun yönettiği “Yumurta” adlı filmde oynayan Saadet Işıl Aksoy da en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı. Haberi 7. Sayfada ‘Laikliğin altını oyuyorlar’ Göttingen, Harvard, Singapur, Bilkent gibi dünya üniversitelerinde dersler veren Prof. Dr. Bassam Tibi, son kitabında Avrupa siyasetine de çok ağır eleştirilerde bulundu. Prof. Tibi, AKP’nin şeriatçı kimliğinin görmezlikten gelindiğini ve açıkça desteklendiğini belirterek Kemalizm ve laikliğin altının oyulduğu bir Türkiye’nin Avrupa’da yeri olmadığını, AKP Türkiyesi’nin de yaşlı kıtaya çok pahalıya mal olacağını savundu. Osman ÇUTSAY’ın haberi 5. Sayfada