05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

3 AĞUSTOS 2007 CUMA haberler SÖZ ÇİZGİNİN DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA C 3 ‘Seçim Sonucuna Şaşma Şebekeyi Gör Artık!’ evgili okurlar, “Sivil Örümceğin Ağında” “Ulus Dağına Düşen Ateş” ve “Bir Meczup Yaratmak” kitaplarının yazarı Mustafa Yıldırım’dan seçimlerle ilgili bir ileti aldım. Çok öğretici ve düşündürücü bulduğum için bugün sizinle paylaşıyorum. Şimdi söz Mustafa Yıldırım’ın: “Herkes şaşkın; soru aynı: Nasıl oldu da bu seçimin sonucu böyle oldu? Bu aşamaya bırakınız 3,5 ayı 56 yılda varıldığını sanmak, hem yanıltıcı ve hem de yıkıcı sonuçlara yol açabilir. Yeniden düşünmek için, operasyonların temelini sıkıcı olsa da yinelemekte yarar var. Biraz özenle düşünülürse canlı örneklerin, olayların içinde yaşamakta olunduğu kolayca anlaşılabilecektir. Ulusal devletin yıkım koalisyonu içinde yer alanların düşünmesi de dirimsel önemdedir: Son elli yıldır, ülkelerin içişlerine, ittifak anlaşmalarıyla yön veren egemen devlet yönetimi, kendisine rakip gördüğü sosyalist düzenler yıkılmaya yüz tutunca, artık kimliği ve yapısı ne olursa olsun devletlerin egemenlik alanı içinde, açıktan paralel egemenlikler yaratmakta bir sakınca görmemektedir. Bu tutum, halkın şu ya da bu demokratik ve bağımsız örgütlenmesiyle ya da demokratik örgütlere verilen uluslararası destekle karıştırılmamalı. Yabancı devletin, bir ülkenin içinde örgütler kurmasının, eski örgütleri, sendikaları, odaları yönlendirmesinin, onlardan raporlar almasının, bu raporlara göre o ülkeye yön vermesinin bir tek anlamı olabilir: O ülkede var olan devlete paralel, merkezi dışarıda bir yönetim oluşturmak… Uygulamada ülkeden ülkeye küçük değişiklikler gösterse de, ana program değişmiyor: İçine sızılan devletin, bürokratlarının da yardımıyla, yaygın bir ‘medyatik’ ve ‘entelektüel’ yedek güç operasyonuyla, Amerikalıların ‘manufacturing public perception’ dedikleri, ‘kamuoyunun algılama dizgesini üretme’ sürecinde, aşamalar bir bir geçiliyor. ‘Algılama dizgesi üretimi’ sonucunda, o ülke insanları, aslında kendilerine benimsetilmiş olan düşünceleri, ya da eylem planlarını, bizzat kendi kurumlarının, kendi beyinlerinin ürünüymüş gibi algılayıp, eyleme geçiyorlar. 1) Kamuoyu oluşturucuları –bizdeki adlandırmayla aydınlara, yazarlara, bilim adamlarına yönelik, içerde ve dışarıda, masrafları karşılayarak, konferanslara çekmek. Katılımcılarla doğrudan ilişki içinde, ilgili ülke hakkında bilgi almak ve ‘düşünce ve örgütlenme’ özgürlüğü başlığı altında yeniden yapılanma düşüncesini benimsetmek. 2) … uzaktan yönlendirilebilecek bir ilişkiler ağı altında insan hakları dernekleri ve benzeri örgütlenmelerin kurulması, 3) Yeni propaganda aygıtlarının (radyo, gazete, dergi, televizyon, video yayını) devreye sokulması. 4) Casuslar yerine yayın muhabirleriyle yerinden bilgi elde etmek için yaygın bir yayıncı eğitim programının gerçekleştirilmesi, 5) …konferansların çoğaltılması. Yerel vakıf ve ‘think tank’ derneklerinin kurulması, 6) İşadamları derneklerinin, sendikaların kurulması, var olanların içine bilim danışmanlarıyla sızılması. Siyasi partilere eğitim programlarıyla, particilik dersleriyle yaklaşarak kadroların yönlendirilmesi, gençliğin ‘düşünce özgürlüğü’ ve ‘siyasi katılımcılık’ propagandasıyla örgütlenmesi, (…) 8) Etnik ayrılıkları güçlendirmek… ulusal ve bölgesel tarihin bütünleştirici özelliklerinin azımsanılarak, yerel tarih, yerel kültür araştırması adı altında en eskiye özlem yaratılması, 9) Kitlelerin akıl denetimlerini ele geçirmek üzere yoğun propaganda ve yanlış bilgilendirmeyle tarihsel devlet kurumlarının ve etnik sürtüşmeleri önleyen geleneksel kurumların yıpratılması, toplumsal kimliği karıştırmak için tarihsel ve toplumsal gelişim gerçeklerini tahrif ederek, yeni kimlikli topluluklar yaratılması. (…) İktidar Havuzu... ürkiye 22 Temmuz seçim sürecini nasıl yaşadı, AKP yüzde 47’yi bulan oyları nasıl aldı? Nedense bu sorulara yanıt aranmıyor, AKP’nin seçim yengisi “Zafer” olarak değerlendiriliyor... Seçim öncesi dolaştığım kentlerde sadece kömür değil, gıda yardımı ve para dağıtılıyor, düğün, nişan, sünnetlerde ailelere çeyiz, altın düzülüyor, cenaze çıkan evlere tencerelerle yemek gönderiliyordu. Ankara’da 350 bin, İstanbul’da 600 bin, Kayseri’de 100 bin, Adana’da 400 bin aileye düzenli yardım yapıldığını duymayan kalmamıştı. Nereden geliyordu bu değirmenin suyu? İşin içinde denetimden uzak AKP’li belediyeler vardı. İhaleleri kendi yandaşlarına veren AKP’li belediyelerden kimse hesap soramıyordu. Peki bu ihaleler AKP’li yandaşlara verilirken ne yapılıyordu? “Camiye yardım” dönemi kapandığı için “havuza para” deniliyordu. Ortak bir havuz vardı... İnşaat yapılacak arsaların imar planı yoktu. Hemen hukuk dışı imar değişikliği yapılıyordu. Bu değişiklikler nasıl oluyordu? Gayet basit!.. 2 emsal yerine 5 emsal veriliyor, arsanın değeri birden 34 katına çıkıyordu... Havadan gelen bir para vardı. Arsa sahibi taş atıp yorulmamıştı. Arsa sahibi “havadan gelen” paranın yarısını “ortak havuza” seve seve aktarıyordu. Bu paranın ne kaydı vardı ne kuydu!.. Kayıt dışıydı!.. ??? Tekstilciler, kunduracılar, marketler, kırtasiyeciler... Buradan satın alınan erzak, kalem, defter, giysiler yoksul insanlara dağıtılıyor... Eh, tarikatçı, dinci, yandaş toptancı esnafın kasası doluyor, yoksullar AKP’ye şükrediyor... İşadamı parasına para katıyor, borsa oynayan büyükler Tayyip Bey’e şükranlarını sunuyor... Deniz Baykal’ın şu sözlerini unuttuk galiba: “Belediyelerde her imar değişikliğiyle arazi sahiplerinin cebine milyonlarca dolar giriyor. Bu paranın bir bölümü, artık olimpik hale gelen havuzlarda toplanıyor.” Amacım seçimlerde ne olup ne bittiğini açık açık anlatmak... Bu nedenle bazı gerçekleri aktarıp, okurları bilgilendirmek gazeteci olarak benim görevim. Okurlardan gelen mektupları okuyorum... Mektupların çoğunluğu “Elim kırılsaydı da CHP’ye oy vermeseydim, Deniz Baykal olduğu sürece CHP’liler adam olmaz...” diyor... Sosyal demokrat seçmen doğal olarak CHP’nin yüzde 20.8 oy almasını, 112 milletvekiliyle Meclis’e girmesini içine sindiremiyor... CHP’nin yanlış adaylar saptaması, önseçim yapmaması, sosyal demokrat çizgiden sapması, bir yandan ulusalcı kimliğini öne sürerken öbür yandan liberal ekonomik politikaları savunması doğru değil... Aylar önce büyük bir kentimizin CHP’li belediye başkanıyla konuşurken sormuştum: “Belediye olarak kaç kişiye öğrenci bursu veriyorsunuz?” Başkan “İki yüz kişiye” diye yanıt verince, ben “İstanbul Büyükşehir 25 bin öğrenciye 1994’ten beri burs veriyor” diye karşılık verince şaşırıp sormuştu: “Herhalde onlar Atatürkçü, laik, çağdaş öğrencilere değil, kendi takımlarına burs veriyorlardır...” Başkanın yanıtı üzerine devam etmiştim: “Ya siz?” Başkan: “Biz Atatürkçü, laik diye ayrım yapmayız. Siyasi görüşü ne olursa olsun burs veririz...” Tüm bunları bir kenara koyalım ve soralım: “Yurdum insanı tarikatçıları, dincileri, üçkâğıtçıları, ihaleye fesat karıştıranları, naylon faturacıları, komisyoncuları neden çok seviyor?” ??? Cumhuriyet yazarı Prof. Dr. Erol Manisalı’nın “Faşizmin Ayak Sesleri” (Truva Yayınları) kitabını okumaya yeni başladım... Ayrıntılarını önümüzdeki günlerde yazacağım... Manisalı, son günlerde değindiğim bazı gözlemlerime derinliğine açıklık getiriyor kitabında... Ulusalcı olmanın dayanılmaz hafifliğinden AB’nin gergedanlarına; Türkiye’nin paylaşılmasından erken seçime, AKP ve sermayeye dek güncel konulara ışık tutuyor... Daha doğrusu yakın tarihimize ışık tutuyor... Mutlaka okumalısınız!.. S T KARŞI DEVRİM KAZANDI.. TRT’de trilyonluk aklama TRT, milyonlarca dolara mal olan onlarca film ve diziyi değerinin kat kat altında iki ayrı şirkete ANKARA TRT Teftiş Kurulu, kurukiraladı. Yapılan sözleşmelerin Cumhuriyet mun milyonlarca dolara mal olan onlarca tarafından gündeme film ve dizisini değerinin 25 kat düşük figetirilmesinin ardından TRT yatına iki şirkete kiralayan Genel Müdür Genel Müdür Vekili Güney, Vekili Ali Güney’i mevzuattaki açık hükonuyu teftiş kuruluna havale kümlere karşın akladı. TRT, bir süre önce toplam 12 film ve 55 etti. Ancak konuyu inceleyen TRT Başmüfettişi dizi için iki ayrı şirketle, iki sözleşme imza“amirini aklamak için” yasaları göz ardı etti. lamıştı. Limon Program Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. ve Digital Platform İletişim Hizmetleri AŞ ile imzalanan sözleşmelerle kurumun yüzlerce film ve dizisi için yalnızca toplam 1 milyon 727 bin 854 dolar alınmıştı. Ancak kurumun 2001’de belirlenen taban fiyatlarına göre, TRT’nin Limon Program’a devrettiği film ve dizilerin toplam değeri 39 milyon 74 bin doları, Digital Platform’a devrettikleri ise 1 milyon 418 bin 400 doları buluyordu. Yapılan sözleşmelerin Cumhuriyet tarafından gündeme getirilmesinin ardından Başbakanlık Teftiş Kurulu, TRT yönetiminden konuyu incelemesini istemişti. TRT Genel Müdür Vekili Ali Güney de konuyu teftiş kuruluna havale etmişti. Ancak konuyu inceleyen TRT Başmüfettişi Salih Bektaşoğlu, “amirini aklamak için” yasaları göz ardı etti. Bektaşoğlu tarafından hazırlanan raporda, radyo ve televizyon programları ve program materyali kiralanma ve kiraya verilmesi alım ve satımı hakkındaki yönetmeliğe göre, taban fiyatın altında bir ücretle program veya program materyali kiralanması konusunda yetkinin genel müdüre ait olduğu belirtildi. Ancak 11.3.2000 tarihli yönetmelikten 2 yıl sonra çıkarılan Kamu Kurum ve Kuruluşlarının ÜrettikFırat KOZOK leri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Yasalarda Değişiklik Yapılması Hakkında Yasa’nın 1. maddesinde, tam tersi bir kurala işaret ediliyor. İlgili maddede, “Bu kanunun yayımı tarihinden önce üçüncü fıkrada belirtilen kanunlar dışında, kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge ve benzeri düzenleyici işlemler ile diğer idari işlemlerle tesis edilmiş bulunan ücretsiz veya indirimli tarife uygulamalarına 31.12.2001 tarihinden itibaren son verilir” deniyor. HaberSen Ankara Şube Başkanı Osman Köse, söz konusu sözleşmelerle TRT’nin yaklaşık 38 milyon dolar zarar ettiğini söyledi. Köse, “Kurumu zarara uğratan sözleşmeye imza atan Ali Güney, geçmişte müfettişlik ve teftiş kurulu başkanlığı yaptığı için bu tür soruşturmalardan nasıl kurtulacağını çok iyi biliyor. Bu raporda da, yasal düzenlemeler göz ardı edilerek Güney’in açıkça aklandığı görülüyor. Bu nedenle konunun mutlaka Başbakanlık Teftiş Kurulu ya da Yüksek Denetleme Kurulu tarafından soruşturulması gerekiyor” diye konuştu. Şimdilik burada bırakıyorum. Geri kalan 11 maddeye ve ayrıntılara kitaptan (Sivil Örümceğin Ağında A.S. ) bakılabilir. Şimdi bu çalışmalara, CIA, BND, MI6, MOSSAD, EOKAATİNA, SAWAMA vb. operasyonel kurumların içerde (devlet içinde ve halk arasında) kurdukları şebekeyi eklersek şu sorulara ve benzerlerine yanıtları daha kolay bulabiliriz. Şu parti birlikteliği niçin oluşmadı? Şimdi nasıl oldu da böyle bir muhalefet çıktı? Bu medya organı birdenbire nasıl düşünce değiştirdi? Durup dururken ulusal güçleri zayıflatacak bu cinayet neden işlendi? Şu işadamının önü nasıl da açıldı? Şu bizim genel başkanın kararlarını, seçim propaganda tekniklerini kim etkiliyor? Ve hepsinden daha önemlisi halkın düşüncesi ulusallık temelinden nasıl koptu? Vs. vs. Mustafa Yıldırım.” Yeni vekillerin kayıt heyecanı 22 Temmuz seçimlerinin ardından milletvekili seçilen vekiller TBMM’ye kayıtlarını yaptırmaya başladılar. AKP Ankara Milletvekili Zeynep Dağı, önce TBMM Şeref Salonu’nda oluşturulan ilk başvuru masası yerine, araç kartlarının verildiği masaya geldi. Gazetecilerin, “Ters taraftan başladınız’’ demesi üzerine Dağı, “Acemilik böyle oluyor’’ diye espri yaptı. Daha sonra ilgili belgeleri dolduran Dağı, “Hayırlı olsun’’ diyen gazetecilerle tek tek tokalaştı. 22. dönemde de milletvekili olan AKP Erzurum Milletvekili Muzaffer Gülyurt da kayıt masasına geldi. Mazbatasını henüz almadığını belirten Gülyurt’un, elektronik oylama ve yoklama işlemleri için parmak izi alındı. Gülyurt, sipariş vererek 425 YTL değerindeki saf altından rozeti alan ilk milletvekili oldu. Rozeti olduğunu ifade eden Gülyurt, “Bunu takmak için değil, daha çok hatıra olarak saklamak için alıyorum. Çocuklarımıza bırakacağımız, onurlu bir hatıra’’ dedi. (Fotoğraf:AA) renkli ilan asirmen?cumhuriyet.com.tr hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: +90 0212/ 343 72 69
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle