Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 1.5 milyon Iraklıyı kabul eden Suriye, bu durumu yaratan ABD’yi harekete geçmeye çağırdı C dış haberler ATİNA’DAN MURAT İLEM 3 AĞUSTOS 2007 CUMA Ortadoğu’yu sarsan göç Irak’tan her ay 50 bin kişinin kaçtığı belirtilirken mülteci sorununun bütün Ortadoğu’nun istikrarını tehdit edecek bir insani felakete dönüşmesinden endişe ediliyor. Af Örgütü, Suriye ile Ürdün’e mali yardım yapılmasını istedi. Dış Haberler Servisi ABD işgalinin ardından yüzbinlerce Iraklının ülkelerini terk etmesiyle ortaya çıkan “insani kriz” Ürdün’de düzenlenen toplantıda masaya yatırılırken Uluslararası Af Örgütü de aynı gün yaptığı çağrıda Iraklı mülteci akınıyla başa çıkabilmeleri için Suriye ve Ürdün’e acilen mali yardım yapılması gerektiğini bildirdi. Suriye de, Irak ve ABD’nin sorunu çözmesini istedi. Birleşmiş Milletler’e göre her ay 50 binden fazla Iraklı ülkesini terk ediyor. Mültecilerin çoğu da Suriye ve Ürdün’e gidiyor. BM, bu kitlesel göçün, bölgenin istikrarını tehdit ettiğini vurguluyor. BM, Irak’ın işgalinin yol açtığı mülteci akınının, Ortadoğu’da İsrail’in kuruluşuyla birlikte yüz binlerce Filistinlinin Irak hükümetine ait olduğunu ve “bu durumu yaratan” ABD’nin de üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti. RDÜN VE SURİYE’YE YÜK Af Örgütü’nün Ortadoğu ve Kuzey Afrika Programı sorumlusu Malcolm Smart, 2 milyondan fazla Iraklının ülkelerindeki mezhepler arası çatışmadan kaçtığını, yaklaşık 2 milyon kişinin de Irak içinde yer değiştirmek zorunda kaldığını söyledi. Smart, “Mültecilerin çoğu Suriye ve Ürdün’de bulunuyor ve bu ülkeler üzerinde ağır bir yük oluşturuyorlar. Uluslararası toplum harekete geçmezse bölge bir insani krize sürüklenebilir” dedi. Af Örgütü’nün, “Iraklı mültecilere kapılarını açmasından memnuniyet duyduğunu” ifade ettiği Suriye’ye her ay 30 bin yeni Iraklı mülteci geliyor. Suriye’de toplam 1.5 milyon, Ürdün’de 750 bin Iraklı mültecinin yaşadığı sanılıyor. Ürdün bu mültecilerin yıllık maliyetini 1 milyar dolar olarak hesaplıyor. Yaşanan insani krizin baş sorumlusu olan ABD yönetimi ise eylüle kadar yalnızca 7 bin Iraklıyı kabul edeceğini açıklamış olmasına karşın, geçen 9 ayda sadece 133 mülteciyi kabul etti. Yunan Basını ne karşı galip geldiği söyleniyor, bunun yanı sıra Kürtlerin Meclis’e girmiş olması da vurgulanıyor, Bozkurtların önemli sayıda sandalye elde etmeleri ise bu ortama biraz da olsa gölge düşürüyor. ELEFTHEROS TÜPOS (26 Temmuz): Türkiye’de ordunun kenara itilmesini isteyenler İslam’a yöneliyor, laik devleti ve Batı kültürünü örnek almak isteyenler ordunun hâkimiyetini savunuyor. Türkiye’de “demokratlar” Batı yanlısı değil, daha fazla İslamcıdırlar. Batı taraftarları ise aslında o kadar da demokrat değil, daha fazla ordunun siyasette “başrol” oynamasından yanadırlar. Bizim Batı demokrasisini Türkiye’de isteyen olmadığı anlaşılıyor. Türk toplumu da buna dayanacağı belirtileri vermiyor. Ve de en kritik soru: Ülkeyi bugün yönetmekte olan İslami parti, ılımlı görüşte bir partidir. Ancak, ordunun hâkimiyetini (korkusunu) yok ederse, “ılımlı” kelimesi kalacak mı? KATHİMERİNİ (26 Temmuz): Sayın Erdoğan haklı olarak biraz üzüntü duymuş olabilir çünkü halk etkisi artmış olmasına rağmen, sandalye kaybına uğraması elbette gariptir. Ancak, geçen Meclis’teki yapay ve bir dereceye kadar haksız “süper gücünün” aksine bu kez, milletin talimatıyla yine tek başına hükümet kuracak, üstelik bu, elde edilen sandalye sayısı ve güç dengeleri açısından daha adilane kurulan bir Meclis’te olacak. Böylece, yapacağı girişimler ve oylayacağı yasalar siyasi rakipleri, generaller ve toplum karşısında ahlaki açıdan daha büyük bir yasallık kazanacak. ELEFTHEROTİPİA (26 Temmuz): Kısa bir süre önce yapılan seçimlerden Erdoğan’ın büyük bir zafer alarak çıkmasına Atina ve Lefkoşa olumlu gözle bakıyor. Ancak Yunanistan’a ilk resmi ziyaretini gerçekleştiren Kıbrıs Dışişleri yeni Bakanı Erato Markulli ve Yunan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni yaptıkları açıklamalardan Türkiye Başbakanından bazı adımlar beklediklerini açıkladılar. KATHİMERİNİ (26 Temmuz): Türkiye’de muhafazakâr Müslüman Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kazandığı büyük zafer, Tayyip Erdoğan’ın kişisel siyasi bir zaferiydi ve Türk milletinin generallere, Kemalist askeri kurulu düzene ve uluslararası topluma gönderdiği mesajla ilgili çeşitli yorumlara yol açması da doğaldı. ELEFTHEROS TÜPOS (27 Temmuz): Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni parlamento grubunun yapısı tam bir saatli bomba özelliğine sahip. Bu yeni oluşumda elbette Başbakan Erdoğan çoğunluğa sahip ancak Mecliste bugüne kadar görülmemiş şekilde bazı zıt görüşlü guruplar (MHP ve DTP grubu) ön planda olacak. İşte Yunan basınından “tam çeviri” paragraf alıntıları. Yorum size ait. murilem@otenet.gr yi yeniden iktidara taşıyan genel AKP’ seçimleri komşumuz Yunanistan’dan onlarca gazeteci izledi. Bunlardan bazıları yüzüncü kez Türkiye’ye giderek çeşitli temaslarda bulundular. Yunan yazılı ve görsel basını, seçim döneminde haber bültenlerinin dörtte üçünü Türkiye’ye ayırdı. Her gün onlarca başyazı ve yorumun hemen tamamı Türkiye ile ilgiliydi. Seçim sonuçları belli olunca kafalarının arkasında olanlar satırlarına da yansıdı. On gazeteden beşinin manşetinin “Ordu ve Kemalistler tokat yediler” şeklinde olması dikkat çekiciydi. Bu noktada Yunan gazetelerinde yer alan bazı yorumları bilginize sunmayı düşündüm. Aşağıdaki alıntılar tam çeviridir. İşte seçimlerin netleşmesinden sonra bazı gazetelerde çıkan yorumlardan alınan paragraflar: ELEFTHEROTİPİA (24 Temmuz): Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak Abdullah Gül’ün seçilmesi için Erdoğan’ın, Ekümenik Patrikhane’ye karşı düşmanca bir tutum benimsemiş olan Bozkurtlar partisiyle işbirliğinde bulunması olasılığı Yunan hükümetinde kaygıya yol açmasına rağmen, Erdoğan’ın siyasi ortama hâkimiyeti olumlu bir gelişme olarak yorumlanmaktadır. Hükümet yetkilileri sık sık “iyi ki Türkiye’nin başında Erdoğan var, aşırı milliyetçilik üzerinde yatırım yapan birisi yok” şeklinde bir yorumu dile getiriyorlar. ELEFTHEROTİPİA (24 Temmuz): TürkYunan ilişkilerini körükleyen askeri kurulu düzen, tehdit edemeyeceği bir rakiple, Erdoğan’la karşı karşıya geldi. Bu bağlamda, siyasi yönetim başka düzeyde hareket ederken, Ege’de ihlalleri tırmandırarak kendi politikalarını uygulayamayacak. APOYEVMATİNİ (24 Temmuz): Türkiye Başbakanı’nın, sadece iyi bir diplomat olarak değil aynı zamanda iyi bir “oyuncu” olarak da kendisini göstermesi gerekecek. Ancak ilk aşamada merak edilen, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk aşamasında Kemalistlerle uzlaşmayı mı, yoksa risk alıp onları siyaset sahnesinde bir köşeye iterek tahrik edici bir tutumu mu benimseyeceğidir. Bu durumda askeri kurulu düzen nasıl tepki verecek? ELEFTHEROS TÜPOS (25 Temmuz): Seçimler Türkiye’yi daha Avrupalı bir ülke haline getirmez. Zaten Türkiye’nin Avrupa yörüngesindeki varlığı, Sarkozy’nin Fransa Cumhurbaşkanı seçilmesiyle son buldu. Bugün artık bu konu, ne Brüksel ne de Ankara’nın öncelikli konusudur. TA NEA (25 Temmuz): “Kral öldü. Yaşasın kral!” Bu slogan kulağımıza biraz garip gibi geliyor, ancak kurumların kişilerden daha uzun ömürlü olduklarını ima ediyor ve hem anayasal monarşilerde hem parlamenter demokrasilerde aynı şey geçerlidir. Pazar gününden bu yana Tayyip Erdoğan’ın seçimleri kazanmasıyla ilgili olarak, epey yazılar yazıldı, epey mürekkep döküldü. AKP liderinin Kemalizm’in generalleri Ü yurdunu terk etmek zorunda kaldığı 1948 yılından bu yana en büyük mülteci hareketi olduğuna dikkat çekiyor. Ürdün’ün başkenti Amman’da yapılan toplantıya Irak, Suriye, Mısır ve Ürdün’den temsilciler katılırken aralarında Türkiye, İran ve ABD’nin de bulunduğu ülkeler gözlemci sıfatıyla toplantıda yer alıyor. Türkiye toplantıya, Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Oğuz Çelikkol başkanlığındaki “Yerlerinden Edilmiş Kişiler Çalışma Grubu” ile katılıyor. Irak heyetinin başkanı Mu hammed El Hac El Hmud, “Irak hükümeti, başta komşuları olmak üzere uluslararası toplumu bu zorlu aşamayı atlatabilmesi için Irak’a destek olmaya çağırmaktadır” dedi. AZI ÜLKELER GERİ YOLLUYOR Bu sorunun ciddi olarak ele alınmasını ve gerçek bir insani krizin varlığının kabul edilmesini isteyen El Hmud, Irak’taki durum düzelinceye kadar Iraklıların kaçtığı ülkelerde kalabilmeleri, bu ülkelerde Iraklı çocuklara okul açılması ve B tıbbi yardım sağlanması gerektiğini kaydetti. Bazı ülkelerin Iraklıları topraklarına kabul etmediğini ve ülkelerine dönmeye zorladığını ifade eden El Hmud, bazı ülkelerde de Iraklıların havaalanlarında günlerce bekletildikten sonra dönmeye zorlandıklarını, bunun insan haklarının ihlali anlamına geldiğini söyledi. El Hmud, söz konusu ülkeler hakkında ayrıntı vermedi. Suriye heyetinin başkanı Büyükelçi Milad Attiye, Iraklı mülteciler sorununu çözüme kavuşturma sorumluluğunun Nancy Türk Kültür Merkezi’nin kampına katılan 96 çocuğun ‘fiziksel olarak tehdit altında olduğu’ sonucuna varıldı Fransa’da tarikat kampına kilit Dış Haberler Servisi Türkiye’de çok tartışılan tarikat kamplarının bir benzeri de Fransa’da ortaya çıktı. Ülkenin doğusundaki Vosges Dağları’nda Nancy şehrinden bir Türk grup tarafından düzenlenen bir tarikat kampı, çocukların çok katı koşullarda tutulduğu yolundaki kaygılar üzerine kapatıldı. Epinal şehrinden bir yetkili, çocukların “aşırı” uygulamalara maruz bırakıldığını söyledi. Bölgede gençlik ve spor konularından sorumlu yetkili Frederic Roussel, “Elimizdeki bilgiler, çocukların fiziksel olarak tehdit altında olduğu yolunda” der Çocukların çok katı koşullarda tutulduğunu söyleyen yetkililer, incelemenin bir çocuğun jandarmayı arayarak “fiziksel zorlamalardan” şikâyetçi olması üzerine başladığını kaydettiler. Aynı grubun ağustosta bir kamp daha düzenleme isteği reddedildi. ken aynı grubun ağustos ayında bir kamp daha düzenleme isteğinin bölge yöneticilerince reddedildiğini açıkladı. Nancy Türk Kültür Merkezi’nin düzenlediği kampa katılan 96 çocuk, yerel yöneticilerce 13 Temmuz’da alınan ve 18 Temmuz’da da teyit edilen karar doğrultusunda ailelerine teslim edildi. YKUDAN KALDIRIP NAMAZ KILDIRIYORLAR İncelemenin temmuz ayı başında, kampta kalan bir çocuğun jandar U mayı arayarak kamptaki “fiziksel zorlamalardan” şikâyetçi olması üzerine başlatıldığı belirtiliyor. Bu zorlamalar arasında çocukların gece yataklarından kaldırılarak namaz kılmalarının istenmesi de var. İnceleme sonucunda kamp ortamının “aşırı katı ve disiplinli olduğu, Türk din ve kültürünün yoğun ve zorlayıcı bir şekilde uygulandığı kampta başka eğitim ve eğlence faaliyetlerine yer verilmediği” belirtilerek “Bu uygulamalar kurumun gözetiminde olan çocukların fiziksel ve zihinsel bütünlüğünü tehdit etmektedir” ifadeleri kullanıldı. Türk halkının yüzde 77’sinin ABD’yi potansiyel askeri tehdit olarak gördüğü ortaya çıktı ABD en büyük potansiyel tehdit Dış Haberler Servisi Türk Pew Araştırma Merkezi’nin “Küresel ya güvenmediğini gözler halkının yüzde 77’sinin ABD’yi önüne serdi. Türk medyasıEğilimler” raporuna göre, Türk halkının potansiyel askeri tehdit olarak nın etkisini olumlu bulanlayüzde 64’ü ABD’yi Türkiye’ye yönelik en gördüğü ortaya çıktı. Amerikan rın oranı yüzde 26’yla, ankebüyük tehdit kaynağı olarak görüyor. Pew Araştırma Merkezi’nin yatin yapıldığı ülkeler arasınyımladığı “Küresel Eğilimler” da en düşük düzeyde kaldı. raporunda, Türk halkının yüz2002’de medyaya güvenenListede yolsuzluk yapan liderler ve hade 64’ünün ABD’yi Türkiye’ye yönelerin oranı yüzde 47 idi. va kirliliği de var. Gelecek nesil daha len en büyük tehdit kaynağı olarak de47 ülkede 45 bin kişiyi kapsayan iyi olacak diyenlerin oranı yüzde 31, ğerlendirdiği belirtildi. araştırmanın en dikkat çekici bulgulakötü olacak diyenler yüzde 51. Araştırma, nisanmayıs aylarında 47 rından biri, “ABD’nin hem en büyük Araştırma, sürdüğü yaşamdan memülkede yapılırken yoklamanın Türkiye müttefik hem de en büyük tehdit” olanun olanların oranının 2002’ye göre ayağında 971 kişinin görüşlerine başrak görülmesi. 47 ülkeden 17’sinde yüzde 10 artarak yüzde 26’ya ulaştığıvuruldu. Türk halkının tehditler listeABD tehdit sıralamasında birinci olurnı gösteriyor. Devletten memnun olansinde ABD’yi yüzde 13 ile Irak, yüzde ken 19 ülkede müttefik olarak öne çılar yüzde 39, hükümetten memnun 9 ile Rusya ve yüzde 6 ile İran izliyor. kıyor. Washington’ı “tehdit” gören ülolanlar ise yüzde 61. Pew tarafından üç hafta önce yayımlakeler arasında yüzde 72 ile Bangladeş nan başka bir yoklamada da Türk halyer alıyor. Bu oran Çin’de yüzde 66, EDYAYA GÜVEN YOK kının sadece yüzde 9’unun ABD’ye Türkiye’de yüzde 64, Rusya’da ise yüzolumlu baktığı dile getirilmişti. Yeni de 49. ABD’yi potansiyel askeri teharaştırma, Türk halkının gördüğü en dit olarak görenlerin başında yüzde 93 Türk halkının yüzde 63’ü siyasi libüyük sorunlar listesinde yüzde 72 ile ile Bangladeşliler gelirken bunu yüzde derleri beğenirken Türk Silahlı Kuvilk sırada terör gelirken bunu yüzde 65 77 ile Türkler ve yüzde 73 ile Pakistanvetleri’ne olumlu bakanların oranı yüzile uyuşturucu, yüzde 64’le suç izliyor. lılar izliyor. de 85. Yoklama, Türk halkının medya M (Fotoğraf: AP) Dış Haberler Servisi İngiltere ordusu, 38 yıl süren ve “tarihinin en uzun operasyonu’’ olarak bilinen Kuzey İrlanda’daki görevini tamamlayarak çekiliyor. Kuzey İrlanda’daki İngiliz askerlerinin çekilmeye başladığı, bölgede sadece 5 bin askerden oluşan sembolik bir gücün kalacağı ve Kuzey İrlanda’nın güvenliğinden tamamen bölge polisinin sorumlu olacağı bildirildi. 38 yıllık Kuzey İrlanda operasyonuna nokta İngiliz ordusunun çekilme kararı, yıllardır İngiltere yanlısı Protestanlarla ayrılıkçı Katolikler arasında yaşanan tartışmaların sona ermesi ve hükümetin kurulmasından iki ay sonra geldi. 1969 yılında Kuzey İrlanda’daki Katoliklerle Protestanlar arasında çıkan çatışmaların ardından, “Operation Banner’’ adıyla başlatılan operasyon kapsamında 300 bin İngiliz askeri bölgeye gönderilmişti. İngiliz askerler, İngiltere’den bağımsızlığı savunan İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu’nun (IRA) hedefi haline gelmiş ve 763 İngiliz askeri hayatını kaybetmişti. İlk kadın başkan görevde H indistan’ın ilk kadın Devlet Başkanı Pratiba Patil, dün yemin ederek görevine başladı. Gösterişli bir törenle görevine resmen başlayan Patil, bir milyar nüfuslu “gelişmekte” olan ülkesini bir arada yaşamaya ve işbirliğine çağırdı. 72 yaşındaki başkan, düzenlenen seçimlerin ardından, meclis üyeleri tarafından devlet başkanı seçilmişti. Hindistan’da sembolik bir konumu olan ve silahlı kuvvetlerin komutanı kabul edilen devlet başkanının, siyasi kriz dönemlerinde önemli yetkileri bulunuyor.