28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 Sıcak para yolunu buldu: Dolar yüzde 20 düşerken Türkiye’de dolar bazında yüzde 60 kazandı C ekonomi 10 AĞUSTOS 2007 CUMA Dövizin saadet zinciri 2000’li yıllarla Yabancının kolay yoldan birlikte dolar çok para kazanma tüm dünyada düformülü belli: Japonya, şüşe geçerken, İngiltere, ABD’den “tatlı kârlarından” vazgeçmek borçlan, Türkiye’den al. istemeyen sıcak Kendi ülkenin para birimi para, çareyi, Türdeğer kaybederken kiye başta olmak NECDET gelişmekte olan ülkelerde üzere yüksek geÇALIŞKAN kârına kâr kat. tiri sunan gelişmekte olan ülkelere akmakta buldu. Böylece rettiği birkaç ülkeden biri. Son le Japonya gibi ucuz borçkendi ülkesinde kalsaydı yüzde yıllarda Türkiye ekonomisinde lanma imkânları olan ülke20’leri bulan kayıplarla karşılaenflasyonun yüzde 10’ların altılerden kaynak temin eden şacak olan yatırımcı, Türkiye’ye na gerilemesine karşın faizlerin yabancı yatırımcıları, yine gelerek, dolar bazında yüzde yüzde 17’lerden aşağıya çekileTürkiye gibi faiz oranları 60’lara varan kârlar elde etti. memesi, yatırımcı açısından da yüksek olan ülkelere yöneltiTürkiye’nin yabancı yatırımİMKB başta olmak üzere Haziyor. Var olan tablo içinde cılar için en cazip ülkelerden bine bonosu ve devlet tahviline yurtdışından yüze 13 arasınri olmasını sağlayan bu getiriyönelik alımlarını artırmasına da borç para bulan yatırımcı, nin arkasında yatan ise yüksek yol açıyor. faizleri yüzde 17’lerde seyrefaiz. Çünkü Türkiye, reel faiz Türkiye’deki yüksek getiri den Türkiye’de kârına kâr kaoranlarının yüzde 8’lerde seyolanakları, yurtdışından özelliktıyor. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Zamanlama me sonuçlara, domino taşlarına şöyle bir değinmekte yarar var: Gerçi din üzerinden siyaset almış başını gidiyor. “Allah’ın takdiri kuraklık” her söylemde yinelene yinelene bilinçaltına kazınıyor. Bu arada hava raporları ile ayarlanmış yağmur duaları taktiğine gülmek mi ağlamak mı gerek bilemiyorum. Meteorolojinin yağmurun damlamayacağını söylediği haftalarda hiç yağmur duasına çıkıldığını duydunuz mu? Bir yanda çoluk çocuk, inanmış insanların yağmur duasında çekilmiş fotoğraf kareleri, diğer yanda hoca dua ederken bastıran yağmur sahneleri... Cumhuriyetin çağdaşlık yolunda atılmış onca adımı, çabasından sonra bu Ortadoğu manzaraları iç acıtıcı. Bilimin bağıra bağıra duyurduğu, ağustosböceği örneği çıkar üzerinden ucuz siyasetle iktidar anlayışının kulak arkası ettiği boyutları çok ağır kuraklık, sorunları, öyle ucuz yağmur duaları ile ortadan kalkacak değil. Hoca dua ederken yağan yağmurun barajlara katkısı sıfıra sıfır. Sonbahar, kış anlamlı yağışlar gelse bile susuzluk çekilecek. Üstüne üstlük, dibe vuran barajlarla birlikte kapımızı çalan enerji, elektrik sorunu da başa bela olacak. Kaynaklar kıt, acil sorun çözümleri çok pahalı. Elektrik, su fiyat artışları faturanın sadece sıradan ayakları. Bilim yok sayılarak kullanılan yerüstü, yeraltı su kaynaklarının iflası ile bağlantılı, tarımda yaşanan felaketlerin sonuçları peş peşe. Manav vitrinlerinde sebzemeyvenin fiyatları hemen fırladı, ürün kalitesi düştü. Arkası, bizim yoksul halkımızın temel gıdalarında, unda, yağda, bakliyatta gelecek. Çok geride değil, onlarla yıl öncesinde stoklama, üretim fazlası, ihracat sorunu yaşayan Türkiye, tüm tarım ürünlerinde ithalata muhtaç konuma düştü. Halkının karnının doyabilmesi, bırakın iyi beslenmeyi, açlıktan ölmemesi için dövizle tarım ürünü satın alacak. Gördüğünüz gibi, daha sonbaharla birlikte enflasyonun doğal yükselişinin etkisine gelemedik. İktidarı bir dönem, Allah’ın sevgili kulu olarak ayakta tutan dünya piyasalar dengelerindeki beklenen, kaçınılmaz dalgalar eklenecek. Kanlı petrolün önlenemez yükselişinde bollaşan, gidecek yer bulamayan kanlı paradan, dünyadan daha az olsa da Türkiye’ye düşen payla iyi işleyen borsalar, piyasalarda bugünlerde dalgalanmalar var. AKP’nin seçim zaferi bile işe yaramadı. Dalga az ya da çok hemen bizi de vuruyor. Yani çarpıtılan medyatik algılama ile daha önceki sanal iyi gidişin AKP’nin marifeti olmadığı da ortaya çıkıyor... AKP hiç sonbahar ya da kışa kayacak bir seçimi göze alabilir miydi? soner?cumhuriyet.com.tr BORSANIN ÖTEKİ YÜZÜ 2 Böyle kazanç dünyada yok 5.5 yıllık sürede dolar YTL karşısında yüzde 20 değer kaybederken, İMKB’deki yükseliş yüzde 396’yı buldu. Son 1 yıllık süre zarfında ise dolara yatırım yapan ortalama yüzde 12 zarar ederken, borsa yatırımcısı yüzde 40’lık kâra geçti. Yine son bir yılda birikimini ABD, İngiltere, Japonya ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerin borsalarında değerlendirenler yüzde 415 arasında bir getiri ile yetinmek zorunda kaldı. Londra Borsası’ndaki en önemli gösterge olan FTSE 100 Endeksi, son bir yılda yüzde 5 ancak kazandırdı. Buna karşın yüksek faizlerin cazibesiyle parasını İstanbul Borsası’nda değerlendiren yatırımcı, kârına kâr kattı yıllık kazancını da yüzde 40 artırdı. Geçen yıl bu zamanlarda 1000 YTL ’sini İMKB’de değerlendiren yatırımcının parası 1427 YTL ’ye çıkarken, dolara yatıranın parası 130 YTL kayıpla, 870 YTL ’ye indi. Enflasyon oranı da dikkate alındığında borsanın yıllık reel getirisi yüzde 27’yi aştı. Son 1000 dolarla gelen bir yılda 600 dolar kâra geçti eçim tarihinin 22 Temmuz olarak belirlenmesini Başbakan Erdoğan’ın ekibinin kurnazlığı olarak değerlendirip eleştirirken sadece yaz sıcağı, tatilcilerin, göçerlerin seçime katılmalarının güçlüğü üzerinden tartıştık. Çok daha önemli kaçış nedenleri, anlamları üzerinde çok az kişi durduysa da kamuoyunun dikkatinden kaçtı. AKP yönetimi ise çok başarılı bir medyatik sunumla, elbette medyanın sınır tanımaz desteğini arkasına almış olarak, erken seçime gidilmesinin sorumluluğunu muhalefete atmayı başardı. Sanki cumhurbaşkanı seçilemediği için erken seçime gidilmiş oldu. AKP’nin tarih dayatması ise kamuoyunun dikkatini hiç çekemedi. Oysa Erdoğan ekibi zaten önceden de cumhurbaşkanını seçip ilkbahar sonuyaza girmeden bir erken seçimi programına almış, cumhurbaşkanı seçildikten sonra eski Meclis’in görevini tamamlamış olduğu gibi bir gerekçeyle kamuoyunu alıştırmaya çalışıyordu. Oysa bugün sokağa çıkıp vatandaşa mikrofon dayasak en azından yüzde 90’ı, erken seçimin muhalefet tarafından dayatıldığına yemin edebilir. Erken seçimi muhalefet sadece, iktidarın azınlık oyu ile çoğunluk Meclis’inde cumhurbaşkanı seçmemesi için istemişti. Erken seçimi de bir yıl önceki son aylar ile bu yılın ilk ayları için önermişti. Ne mi fark ederdi? Zamanlama, sanal demokrasinin geçerli olduğu, seçmenlerin günlük değişimler, medyatik etkiler, ruh halleri ile oylarını çok fazla değiştirdikleri bir dünyada çok şeyi değiştiriyor. Örneğin AKP’nin kendi uzman kadroları, sonbaharkışa doğru yapılacak bir seçimde, bugün alınan oy oranından en az 1015 puanlık bir geri gidişi öngörebiliyorlar. ??? Herhalde kuraklık, siyasal İslamcı motivasyonla halka yutturulmaya çalışıldığı üzere Allah’ın bir takdiri değil. Bunu elbette Başbakan Erdoğan, AKP yönetim kadroları bizden daha iyi biliyorlardı. Çünkü iktidarın başı olarak, bizim göremediğimiz tüm bilimsel raporlar onların önlerine gidiyordu. Başta başkentimiz, seçim sonrasına kadar kamuoyunun algılaması, anlaması, bilincine varmasından uzak tutabildikleri, sorumlu oldukları susuzluk felaketinin sandığa yansımasından kurtulmuş oldular. Vanaları kesme fiilinde ancak 22 Temmuz’a kadar dayanabildiler. Seçim sonbahara kalsaydı, seçime kadar halkı aldatma şansları hiç olmayacaktı. Daha da büyük felaketle yüz yüze kalınacaktı. Şimdi yavaş yavaş öğrenmeye başladığımız, çoğunun vahametini hâlâ algılayamadığımız, sonbahar ve kışa doğru bizi öfke ve çaresizliğe sürükleyecek zincirle S Geçen yıl bu zamanda 1000 doları olan Bay X, Türkiye’ye gelerek parasını o zamanki kur olan 1.4800’den YTL’ye çevirir. 1480 YTL’si ile İstanbul Borsası’nda hisse senedi alır. Aradan geçen 1 yıl içinde Bay X’in 1480 YTL’si ortalama yüzde 40 değer artışıyla 2 bin 72 YTL olmuştur. 30 Temmuz 2007’de borsada 2 bin 72 YTL’si olan Bay X, kur seviyesi olan 1.30 YTL’den tekrar dolara çevirerek karşılığında 1593 dolar alır. Böylece Bay X, dolar bazında sadece bir yıl içinde yüzde 60’lık bir getiri elde eder. Eğer Bay X, geçen yıl Türk piyasasına girmeyip, 1000 dolarını ABD borsalarında değerlendirseydi 1150 doları, İngiltere’deki Londra Borsası’nda değerlendirseydi 1050 doları ancak olabilecekti. HAFTAYA: LONDRA VE İSLAMİ SERMAYE Sıkın dişinizi, 43 yıl kaldı! Ekonomi Servisi Ernst & Young’ın 800 üst düzey yönetici ile konuşarak gerçekleştirdiği uluslararası bir anketin sonuçlarına göre, Türkiye bu yüzyılın ikinci yarısına dünyanın en gelişmiş 7 ülkesinden biri olarak girmeye aday ülkeler arasında yer alabilecek. “Avrupa’da Yatırım Çekiciliği” anketinin sonuçlarına göre, bugün “gelişmekte olan” ülkeler arasında sayılan Rusya, Brezilya, Hindistan, Çin, Endonezya, Meksika ve Türkiye’nin GSMH’si, 2050 yılında gelişmiş 7’lerin (G7) GSMH’sini geçecek. Ancak bu sonucun gerçekleşmesi, diğer ülkelerin ve Türkiye’nin, küresel yatırımlara paralel bir şekilde altyapılarını geliştirip geliştiremeyeceklerine, değer yaratan yatırımlardan tam anlamıyla fayda sağlayıp sağlayamayacaklarına, şeffaflık, açıklık ve eşitlik konularında gerekli değişiklikleri yapıp yapamayacaklarına bağlı gözüküyor. Başka bir deyişle, anket sonucu ortaya çıkan öngörünün gerçekleşmesi için bu temel sorunların olumlu sonuçlanması gerekiyor. Anketteki diğer bulgular da özetle şöyle: Gerileme yaşamasına rağmen halen Batı Avrupa, yüzde 55 ile dünyanın en çekici yatırım merkezi olarak gösteriliyor. Üretim açısından en çekici ülke ise Çin. Yatırım tercihlerini belirleyen iki temel unsurun taşıma ve lojistik altyapısı ile işgücü maliyetleri olarak gösterilen raporda, Avrupa’ya yapılan yabancı yatırımların bir önceki seneye göre yüzde 15.2 oranında arttığı ve 3 bin 531’e ulaştığı belirtiliyor. Yabancı yatırımlardan en çok pay alan ülke ise yatırımların yüzde 19’unu tek başına çeken İngiltere. İngiltere’yi Fransa ve Almanya izliyor. Tüm yatırımlar Avrupa’da 200 bini aşkın istihdam yaratmış durumda. Üstelik uluslararası üst düzey yöneticilerin yarıdan fazlası Avrupa’nın çekiciliğinin daha da artacağı kanısında. Özellikle de Orta Avrupa’nın gelecek 3 yılda en cazip bölge olması bekleniyor. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Güneydoğu Avrupa’nın cazibesinin artacağına inananların oranı ise yüzde 48. 6 AYDA 10 MİLYAR DOLAR Yabancı alımda tam gaz U luslararası vergi ve danışmanlık kuruluşu Deloitte, Türkiye’de 2007 yılının ilk yarısında 10.5 milyar dolarlık birleşme ve satın alma işlemi gerçekleştiğini, toplam tutarı 9.6 milyar dolar olan 41 işlemin yabancılar tarafından yapıldığını bildirdi. Ayrıca Avrupalı yatırımcıların toplam hacmi 6 milyar doları bulan 31 işlemi yaptığı kaydedildi. Deloitte Türkiye’nin hazırladığı rapora göre bu yılın sonunda Türkiye’de birleşme ve satın alma hacminin 18 milyar dolara ulaşacağı da bildirildi. Rapora göre, Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşananlara ve parlamento seçimlerine karşın Türk şirketleri bu yıl da yabancı sermaye için etkinliğini korudu. Avrupa’dan Hollandalı yatırımcıların satın alımlarının dikkat çekici olduğu ifade edilen raporda, 10 işlemde 3.6 milyar dolara kadar çıkan hacimleri ile Hollandalıların Türkiye’ye yüksek ilgi gösterdiği kaydedildi. Hollandalı yatırımcıları Alman ve İngilizlerin takip ettiği dile getirilen raporda, Hollanda yatırımları arasında ING tarafından Oyak Bank’ın, Eureko tarafından Garanti Sigorta ve Garanti Emeklilik’in, TBIH tarafından Ray Sigorta’nın ve Corio tarafından da çeşitli gayrimenkullerin satın alındığı anımsatıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle