23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

11 MAYIS 2007 CUMA haberler Gazetemizin yayınları ve reklamları Başbakan Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ü rahatsız etti C 7 Cumhuriyet’i hedef gösterdiler ABDULLAH GÜL GEÇMİŞİNİ UNUTTU BAŞBAKAN ERDOĞAN ‘Tarihi bir gazeteye yakıştıramadım’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül, The Guardian gazetesine verdiği demeci reklam sloganı olarak kullanan gazetemize tepki gösterdi. Gül, Cumhuriyet’i eline alıp kameraya göstererek, “Şimdi bu yakışır mı böyle, Türkiye’nin önemli bir gazetesine, tarihi bir gazetesine?” dedi. Abdullah Gül, TRT’de katıldığı bir programda The Guardian’daki karsanız. Guardian gazetesi de bununla ilgili Abdullah Gül’den böyle bir düzeltme aldık biz diye onu da yazmış. Cumhuriyet gazetesi, bunları çok güzel bir şekilde özetlemiş. Burada çok acı olan şey şu, Cumhuriyet gazetesini getirsin biri de göstereyim, (Cumhuriyet’i eline alıp kameraya göstererek) Cumhuriyet gazetesi 3 gündür manşetinin altında, kırmızı zemin üzerinde, tırnak içinde benim ağzımdan kotasyon yaparak, öyle de değil. Yani o gazetecinin yazdığıyla bile değil, bunu öyle bir şekilde yazıyor ki... Altına da Abdullah Gül... Ayıp bir şey. Ben Cumhuriyet gibi Türkiye’nin, fikrini severim sevmem, bağdaşırım bağdaşmam bu ayrı. Ama, Cumhuriyet gazetesi Türkiye’nin en önemli gazetelerinden birisidir. Ben de Bakanlığımda, arkadaşlarımla alıp önce Cumhuriyet gazetesine bakarız, birçoğumuzun belki geldiği ekoldür. Böyle bir gazeteye yakıştırmam bunu. Gazetecilik açısından yakışmaz.” Konuyu yargıya taşıdığını belirten Gül, şöyle devam etti: “Türkiye’nin önemli bir gazetesi açısından üzüldüm. Benimle ilgili görüşlerini zaten her gün yazıyorlar, yazabilirler. Bunun ne kadar yanlış olduğunu söyleyebilirler. Şimdi bu yakışır mı böyle, Türkiye’nin önemli bir gazetesine, tarihi bir gazetesine? Bakın Cumhuriyet gazetesi, böyle üstüne kırmızı, tırnak içinde altına Abdullah Gül...” ONFERANSTA KONUŞMADIM’ Abdullah Gül, çeşitli konferans ve panellerde, “Ne mutlu Türküm diyene” sözünü eleştirdiği yönündeki haberlerin de doğru olmadığını savundu. “Türklük konusunda benim kadar, 7 sülalesini değil, 77 sülalesinin Türk olduğunu ispatlayacak başka adam çıkmaz” diyen Gül, kendisiyle ilgili bu görüşleri dile getiren kitapların da gerçekdışı olduğunu söyledi. Gül, “Benim Türkiye’de yazılmış bütün kitapları okuyacak halim yok” dedi. YER ALDI ‘Belli bir ideolojinin kalıntısı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin cumhurbaşkanı adayı, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün ardından Başbakan Tayyip Erdoğan da Cumhuriyet’i hedef aldı. Cumhuriyet için “malum bir gazete” ifadesini kullanan Erdoğan, “Bunlar belli bir ideolojinin kalıntılarıdır. Bu ideoloji milli değildir, gayri millidir” dedi. Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında gazetemizi hedef aldı. Abdullah Gül’ün The Guardian’da yayımlanan sözlerini kamuoyuna aktaran Cumhuriyet’i “malum bir gazete” olarak nitelendiren Erdoğan, gazetemizi, “Abdullah Gül’ün söylemediği, aklının kenarından dahi geçirmediği bir ifadeyi laiklik ve cumhuriyet karşıtı gibi göstererek sürekli bant olarak vermekle” suçladı. Erdoğan, şöyle dedi: “Bunlar aynı malum gazete, geçmişte de bunu yaptı. Tekzibi yapılmasına rağmen yine bunu yaptı. Bunlar belli bir ideolojinin kalıntılarıdır. Bu ideoloji milli değildir, gayri millidir. Ve bu ideolojinin mantık silsilesinin içinde ‘İftira at, tutmasa da iz bırakır’ anlayışı yatar. Bunların mantığı budur. Şu anda da bununla zannediyorlar ki milletin sinesinde yer bulacak, bulamayacaklar. Tarih boyunca milletimiz bunlara sinesinde yer vermedi, yine vermeyecek.” Asıl bu yapılanların ayrımcılık ve bölücülük olduğunu, bunların yeni şeyler olmadığını kaydeden Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçileceği zaman da “otobüsleri haremlik selamlık ayıracak” diye yazıldığını söyledi. Erdoğan, “Bunlar geldiği zaman bu ülkede bizim yaşam tarzımız tamamen değişecek dediler. O İstanbul’da CHP iktidarı vardı, çöp dağları vardı, hava kirliliği vardı. Malum gazeteler maske dağıtıyordu maske, vatandaş zehirlenmesin diye” dedi. İngiliz gazeteci: Haberimin arkasındayım İstanbul Haber Servisi Abdullah Gül ile 1995’te Refah Partisi (RP) Genel Başkan Yardımcılığı döneminde röportaj yapan İngiliz gazeteci Jonathan Rugman, Gül’ün kendisine “laik sistemi kaldırmak” değil değiştirmek istediğini söylediğini aktararak “Haberimin arkasındayım” dedi. Rugman’ın Abdullah Gül ile yaptığı röportaja yönelik haberiyle ilgili değerlendirme, Milliyet gazetesinin 2 Mayıs 2007 Çarşamba günkü sayısında yayımlandı. Haberde Rugman, 27 Kasım 1995’te The Guardian gazetesinde yayımlanan röportajında, Gül’ün kendisine “Cumhuriyet dönemi bitmiştir” dedikten sonra şu ifadeleri kullandığını söyledi: “Eğer Ankara’nın yüzde 60’ı gecekondularda yaşıyorsa laik sistem çökmüştür ve biz bunu kesinlikle değiştirmek istiyoruz.” ‘K Gazetemizin yayımladığı “Tehlikenin farkında mısınız”, “16 Mayıs’ta saatler 100 yıl geri alınıyor” uyarıları tüm Türkiye’de geniş yankı bulmuştu. AKP’nin sert tepkilerine yol açan duyurular Tandoğan ve Çağlayan’da milyonların sloganı haline geldi. Basın meslek örgütleri gazetemizi hedef alan Başbakan Erdoğan’a tepki gösterdi ‘Cumhuriyet’e söyleyecek sözü olamaz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Basın meslek örgütleri, gazetemizi hedef alan Başbakan Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi. Meslek örgütleri Başbakan’ın Cumhuriyet’e yönelik sözlerini şöyle değerlendirdi: TGS Başkanı Ercan Sadık İpekçi: Başbakan gazeteleri, basın kuruluşlarını hedef göstermek yerine demokrasiyi benimsemeli. Başbakan’ın zorlamasıyla bugünkü ortam, meydana gelmiştir. Bu telaşı nedeniyle de bu tür davranışlar sergiliyor. Başbakan’ın basına ve basın mensuplarına yönelik olumlu çalışmaları olmadığını bir yıl önce fark edip kendisinden hukuksal bir beklentimizin kalmadığını ilan ettik. Giderayak demokrasiyi ve saygıyı elden bırakmamasını ve gergirliği tırmandırmamasını tavsiye ediyoruz. ÇGD Başkanı Ahmet Abakay: Düşünce ve ifade özgürlüğüne en fazla karşı olan bir başbakan sıfatını koruyan Erdoğan’ın, söylediklerini ciddiye alamıyorum. Sayın Başbakan, Cumhuriyet gazetesinin ideolojisini suçluyor, milli olmadığını söyleyebiliyor. Başbakan önce, Türkiye’nin siyasi tarihini doğru bilmesi gerekiyor. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın içinde doğan Cumhuriyet gazetesinin, bağımsızlık ve laik cumhuriyetin içeriğini, varlığını, Anadolu insanına ve emperyalist dünyaya yaymak, anlatmakla kendini görevli sayan yüzde 100 ulusal bir yayın organı olduğunu, birilerinin bilmeyenlere anlatması gerekiyor. Gerici Arap rejimlerinin yaşamını Türkiye’de uygulamaya kalkan kişilerin Cumhuriyet gazetesine ve onun ideolojisine söyleyecek sözü olamaz. Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi: Başbakan kafasındaki önyargılara uymayan her gerçeği reddediyor. Sonra, kendisinin demokrasiyi özümsediğini savunuyor. Abdullah Gül’ün, 1995 yılında The Guardian muhabirine verdiği demeç, Posta gazetesinde yayımlanmıştı. Gül, o sözlerini o zaman tekzip etmedi. Şimdi, Cumhuriyetin temel değerleriyle çatışan zihniyet, ikide bir bunun bedelini ödemek zorunda kalıyor. Geçmişini inkârdan başka çare bulamıyor. HaberSen Ankara Şube Başkanı Osman Köse: AKP’nin ve Başbakan Erdoğan’ın hiçbir eleştiriye tahammülü yok. Bu tahammülsüzlük seçim yaklaştıkça artıyor. 1 Mayıs’ta emekçilere yapılanlar ve İstanbul’da basının görev yapmasını engelleme girişimleri, Başbakan’ın, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşma tahammülsüzlüğün sonucu. Başbakan, gruptaki konuşmasıyla Cumhuriyet’i hedef göstermiştir. Siyasetçilerin, yöneticilerin eleştiriye tahammül göstermeleri gerekmektedir. GUARDİAN VE POSTA’DA sözlerini kamuoyuna duyuran gazetemizi hedef aldı. Gül, 1995 yılında Türkiye’ye gelen bir İngiliz gazetecinin kendisiyle görüştüğünü, ülkesine döndükten sonra da Türkiye ile ilgili 1 sayfalık bir yazı hazırladığını söyledi. Gül, şunları kaydetti: “Bu Guardian gazetesi 1995 yılında çıkınca, ben bunu tekzip etmişim, yazı yazmışım. Cumhuriyet gazetesinde var, ba Gül, 27 Kasım 1995 tarihli İngiliz The Guardian gazetesinde yer alan değerlendirmesinde, “Bu cumhuriyetçi dönemin sonudur. Şayet Ankara nüfusunun yüzde 60’ı gecekondularda yaşıyor ise, o halde laik sistem başarısızlığa uğramış demektir ve biz bunu kesinlikle değiştirmek istiyoruz” demişti. Gül’ün sözleri 28 Kasım’da da Posta gazetesinde “Ürperten İtiraf” başlığı ile manşetten yayımlanmıştı. AKP’nin cumhurbaşkanı adayı, Meclis tutanaklarına yansıyan bu sözlerini de yalanlamıştı Gül’e göre AB Hıristiyan Birliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı boyunca dış politikada AB’yi ön plana çıkaran AKP’nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül, Refah Partisi milletvekili olduğu dönemde “AB karşıtlığı” ile gündeme damgasını vurmuştu. Meclis tutanakları, Gül’ün 1995 yılında yaptığı konuşmalarda AB’yi “Hıristiyan Birliği” olarak tanımladığını gösteriyor. Gül’ün 1995 yılında AB aleyhine söylediği, “Fransa’da yasaklanan bir kitap var; büyük İslam âlimlerinden Kardavi’nin ‘İslamda Helâl ve Haram’ diye Türkçeye de çevrilen ve her yerde satılan kitabı, bölücülük yapıyor diye Fransa’da yasaklanmıştır. Avrupa’nın özgürlük anlayışı budur ve Avrupa’nın özgürlük anlayışı, sadece kendi çıkarlarınadır. Dolayısıyla, bu konuda da gerçek yüzü bellidir. Burada dikkati çekmek istediğim nokta budur. Avrupa kulübünün gerçek tavrı budur. Türkiye’ye bakışı da budur. Müttefiklerin amacı, Türkiye’yi bölmektir” yönündeki sözlerini CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen 2003 yılında gündeme taşıyınca, gazetecilere “Meclis zabıtları ortadadır, hangi gün ve oturumda bu konuşmayı yaptığımı ispatlamalısınız” diyerek açıklama gönderdi. Gül, bu sözlerini, RP milletvekili iken 2 Mayıs 1995 Salı günü, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Türkiye aleyhine aldığı bir karara ilişkin yaptığı bir konuşmada söylemişti. Gül’ün bu sözlerine, TBMM Tutanak Dergisi’nin “Dönem: 19, Yasama Yılı: 4, Cilt: 85, Birleşim: 107 bölümünde” de yer verildi. Milliyet gazetesinden Hasan Pulur da konuyu köşesine taşıyınca, başta bu sözlerini yalanlayan ve ispat isteyen Gül, Pulur’a telefon açıp özür dilemek zorunda kaldı. Pulur da Gül’ün özrünü, “Abdullah Gül, Amerika’dan telefon etti: ‘Özür dilerim, hata yapmışım!’...” ifadesiyle, “Abdullah Gül Takıyye Yapmış” başlığını kullandığı köşe yazısında okuyucularına aktardı. GÜL, AB KARŞITIYMIŞ Gül, AB’den Hıristiyan birliği olarak söz ettiği konuşmasını da TBMM’nin 8 Mart 1995 tarihli oturumunda yapmıştı. Gül şunları söylemişti: “Aslında, Avrupa Gümrük Birliği’ne Türkiye’nin gayretleriyle girilmedi. Bunu burada açıklıyorum. Bu tamamen ideolojiktir, tamamen siyasi bir olaydır. Bu ideolojik ta vır, hem şu anda Türkiye’yi yönetenler açısından geçerlidir hem de Avrupalılar açısından geçerlidir. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giremeyeceği kesindir; bunu Avrupalılar söylemektedir, Avrupa’nın önde gelen bütün politikacıları söylemektedir, Avrupalı filozofların hepsi söylemektedir. Çünkü Avrupa Birliği bir Hıristiyan birliğidir. Bunu biz söylemiyoruz; bunu, dünkü, Avrupa Birliği’nin başındaki Delors söylüyor, dünkü İngiliz Başbakanı söylüyor, bunu Avrupa’da herkes söylüyor, herkes biliyor... Şimdi, Türkiye şayet buna girerse, anlaşmalar tamamlanırsa bakın ne olacak; yabancı sermaye gelecek deniliyor. Doğru, yabancı sermaye gelecek; ama, yabancı sermaye Türkiye’ye yatırım yapmak için gelmeyecek, yabancı sermaye, rekabet karşısında sarsılan Türk sanayiini, fabrikaları, hisseleri, getirdiği birkaç yüz bin dolarla satın almak için gelecek.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle