Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nr. 16 / 2007 20 APRIL 2007 Y9204 KURUCUSU: YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARI: NADİR NADİ (19451991) D: 2 Euro, A: 2.70 Euro, B: 2.70 Euro, NL: 2.70 Euro, F: 2.50 Euro, DK: 20 Dkr, CH: 4.20 Chf Dönüm Noktası!.. Ankara’da gerçekleşen ‘14 Nisan Cumhuriyet Mitingi’, son yıllarda adeta yok sayılan ‘laik, toplumsal ve ulusal’ bilincin doğrudan ve dolaysız eyleme dönüşmesi ve gündeme girmesiyle bir dönüm noktası oluşturdu. Son hafta içinde önce Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın, ardından Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in konuşmaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin ciddi tehdit altında ve büyük tehlike içinde bulunduğunu vurgulamıştı. 14 Nisan’da gerçekleşen mitingin çapı bu bilincin halk kesiminde paylaşıldığını gösteriyor. Cumhuriyet gazetesi bir süredir kamuoyuna soruyordu: ‘Tehlikenin farkında mısınız?’ Tehlikenin farkına varılmıştı. ? Ne var ki bu tehlike, asla Cumhurbaşkanı olamayacak evsafta birinin Çankaya’ya tırmanmasıyla sınırlanacak kadar basit değildir. Türkiye’nin var oluşunda vazgeçilemeyecek iki kırmızı çizgisini çiğnemeye yönelik iç ve dış güçlerin birbiriyle dayanışması, neredeyse işbirliğine dönüşecek bir nitelik kazanmaya başlamıştır. İki kırmızı çizgiden biri, artık herkesin bildiği gibi, laiklik, öteki bölünmezliktir. Ankara’da Tandoğan Meydanı’nda toplanarak Anıtkabir’e yönelen vatandaşların ortak bilinci bu gerçeklerde odaklaştığından, varlığımızın savunulmasında paha biçilmez bir değer taşıyor. ? 14 Nisan Cumhuriyet Mitingi’nde eller üstünde dolaşan ve sözle de dile getirilen kavramlardan biri de ‘bağımsızlık’ idi. Ne yazık ki Türkiye dünya ve yurt olaylarını bağımsız düşünebilmek olanaklarını bir bir kaybediyor. Medyanın bağımsızlığını yitirmesi, bu yolda en büyük kayıplardan biridir. Ülkemiz gerek siyasette, gerek ekonomide büyük çapta dışarıdan yönetilmektedir. Bush yönetiminin elinde IMF ile AKP birer araca dönüşmüşlerdir. AKP, iktidarını Amerika’ya medyun iken, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını nasıl savunabilecektir? ABD’nin bir elinin altında PKK, öteki elinin altında AKP bulunuyor. Zaman zaman güçlükler de çıksa, Bush yönetiminin, geleceğe yönelik tasarımı içinde bu ikisini bir süre daha birlikte idare etmesi kaçınılmaz görünüyor. ? Bu bakımdan, günümüzün realitesini düşünürken ‘14 Nisan Mitingi’ni salt Sayın Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkmasına karşı bir protesto eylemi saymak büyük yanılgı olur. Erdoğan, Bush yönetiminin Ortadoğu Projesi’nden soyutlanarak değerlendirilemez; ABD arkasından desteği çektiği gün AKP iktidarı çöker. 14 Nisan eylemi, Ortadoğu’da büyük değerlendirme hatalarına düşen ABD’ye de ilginç bir uyarı içeriğini taşıyor. Washington Türkiye’deki güçleri ve dengeleri hesap ederken “Ilımlı İslam Devleti”nin gerçekçi bir “model” oluşturmadığını belki bu vesileyle düşünmek fırsatına kavuşacaktır. Cumhuriyet tarihinin en büyük mitingi Ankara’da yapıldı ALANLARA SIĞMADILAR Tandoğan Meydanı, yüz binleri bir araya getiren ‘Cumhuriyet Mitingi’ için dar geldi. Alana sığmayan katılımcılar Anıtkabir, Beşevler ve Maltepe istikametlerine yönlendirilirken kilometrelerce uzunlukta kuyruklar oluşturdu. Anıtkabir’i Türk bayraklarıyla dolduran yurttaşlar “10. Yıl’’, “Dumlupınar’’ ve “Gençlik Marşı’’nı hep birlikte seslendirdi. Ulusal uyanış 1 milyon kişi haykırdı Yurtiçinden ve yurtdışından başkente akın eden yaklaşık 1 milyon yurttaş, Tandoğan Meydanı’nda düzenlenen “Cumhuriyet Mitingi”nde buluştu. Meydanı ve çevresini dolduran yüz binlerce kişi, Cumhuriyetin temel niteliklerinin sonsuza dek korunacağını ve bir karşıdevrime asla izin verilmeyeceğini haykırdı. Yurttaşlar, Başbakan Erdoğan ya da onun gibi düşünen bir kişiyi Çankaya’da görmek istemediklerini vurguladı. Asıl Cumhuriyet Bayramı bugün Çankaya’ya “antilaik” bir ismin çıkması olasılığına karşı tepki amacıyla düzenlenen mitinge, özellikle kadınlar ve gençler damgasını vurdu. Katılımcıların “Asıl Cumhuriyet Bayramı bugün, Atatürk sanki ikinci kez Samsun’a çıktı” yorumlarını yaptığı mitingde yüz binlerce yürek, başlarının üzerinde taşıdıkları metrelerce uzunluktaki Türk bayrağıyla yürüyerek “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganlarını attı. Haberi 45. Sayfada Jetpa soygunu Avrupa mahkemelerinde aşbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Jetpa’nın sahibi Fadıl Akgündüz arasındaki ilişkiler ağının “tuhaf bir uzlaşmaya” işaret ettiğini ileri süren Stuttgartlı Avukat Fatma Civelek, “Erdoğan’ın hakaret gerekçesiyle en fazla tazminat davası açan başbakan olduğu biliniyor. Ama Erdoğan, kendisine Almanya’nın en yüksek mahkemeleri nezdinde ağır hakaretler yağdıran Fadıl Akgündüz karşısında neden sessiz kalıyor?” diye sordu. Almanya başta olmak üzere Hollanda, Belçika gibi AB’nin çekirdek ülkelerinde büyük reklamlar ve toplantılarla toplanan milyonların iç edilmesinde bu devletlerin de sorumluluğu olması, olayı uluslararası bir dolandırıcılık boyutlarına taşıyor. Bu arada, Almanya’da Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen’in 17 soruluk önergesini ”Haberimiz yok” gibi skandal nitelikli yanıtlarla geri gönderen Alman hükümetinin etrafındaki çemberin giderek daralması dikkat çekiyor. Jetpa para toplarken büyük destek verenler arasında Cemil Çiçek ile Bülent Arınç da vardı. O dönemdeki dev destek konserlerine sonraların başbakanı Tayyip Erdoğan da katılmış ve bu, fotoğraflarla saptanmıştı. 1999 yılında Bülent Arınç “Proton yatırımı çölde ırmak gibidir” diyerek açıkça Akgündüz’e destek olduğunun altını çizerken, Cemil Çiçek de “Devlet desteği şart” diye konuşmuş ve bütün bunlar yayımlanmıştı. Osman ÇUTSAY’ın haberi 618. Sayfada B C Tehditler yıldırmadı TBMM Başkanı Arınç’ın tehdide varan uyarıları, şeriatçı basının günler süren iftira çamuru, provokatörlerin astığı sahte afişler, ADD otobüslerinin engellenmesi ve miting pankartlarının belediye ekiplerince indirilmesi, Anadolu aydınlanmasının meşalelerini taşıyan yüz binlerin Ankara’ya sel gibi akmasını önleyemedi. İnsan yığınları, aydınlık bir gelecek uğruna Tandoğan’a uzandı. CUMHURBAŞKANLIĞI YARIŞI GAFFAR OKKAN’I KİM VURDU! Fransa’da zor seçim 2002 deneyiminden de ders almış gibi görünen Fransızlar, pazar günü yapılacak ilk tur seçimler öncesinde hâlâ kararsız. Seçim kampanyasında sosyoekonomik endişelerin yanı sıra göçmenler, ulusal kimlik ve Türkiye’nin AB üyeliği bile gündeme geldi. 12 yıllık Chirac dönemini kapatacak yarış öncesinde Sarkozy birinci, Royal de ikinci sıradaki yerini koruyor. İlk turu Sarkozy’nin almasına kesin gözüyle bakılıyor. Heyecanla beklenen soru ise 2. turda yarışacak ikinci adayın kim olacağı. Uğur HÜKÜM’ün yazısı 1011. Sayfada ‘Fail’ meçhul oldu Eski Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ve 5 polis memurunun 24 Ocak 2001’de şehit edilmesiyle ilgili olarak yargılanan 6 Hizbullahçının mahkumiyetiyle ilgili gerekçeli kararda, bir yandan çok daha basit biçimde gerçekleşmesi olanaklı olan eylemin planlı ve gövde gösterisi şeklinde yapıldığı belirtilirken diğer yandan da örgütün bu çapta bir suikastı gerçekleştiremeyeceğine ilişkin yorum yapılıyor. Sorular artık Okkan’ı kimlerin vurduğunda değil, kimin vurdurduğunda kilitleniyor! Mehmet FARAÇ’ın haberi 18. Sayfada Argo gitti, dini vurgular kaldı Milli Eğitim Bakanlığı’nın, küfür ve argo ifadelerle dolu “100 Temel Eser” arasındaki kitaplardan 8’ini liste dışına çıkardığı ve tüm okul kütüphanelerinden toplattığı öğrenildi. Skandalın ortaya çıkışının üzerinden geçen 8 ayın ardından, kitapların okullardan toplanması için harekete geçebilen MEB, dini vurguyla çevrilen “Pinokyo”, “Heidi” gibi dünya klasiklerine ise “ses çıkarmadı”. Zeynep ŞAHİN’in haberi 18. Sayfada