03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 MAYIS 2006 CUMA BİLİM ADAMLARI ARAYIŞTA bilim/çizgilik/bulmaca C UŞAK FABRİKASI’NDA 600 AMELE (İŞÇİ) ÇALIŞMAKTADIR 17 Gizleri doğada y aratıcı Tanrının varlığı Avrupa’daki bilim camiasında kısa bir süre sonra silinmiş ve yaratılışın gizlerini sadece doğada arayan bir bilim adamı nesli doğmuştu. Bu araştırmacılar bilgilerini ve teorilerini en başından itibaren Darwin teorisine göre kuruyorlardı. Ve hiçbiri artık insan ve maymunun ortak atasından kuşku duymuyordu. Bu konuda günümüzde sayısız kanıtlar çıkarıldı ortaya. Etiyopya, Tanzanya, Java ve Çin’de bulunan öncü insan fosilleri insana giden yolu aydınlatmakta. Tüm bu kalıntılar modern insanın (Homo sapiens) Afrika kökenli olduğunu göstermekte. Darwin, en yakın akrabalarımızın şempanze ve goril olduğunu tahmin ettiğinde Afrikalı olduğumuza karar vermişti. Soyağacımızdaki boşluklar birer birer doldu. Sahelanthropus gibi maymuna benzer canlılardan Australopithecus ve Homo erectus ve en sonunda da Homo sapiens’e doğru uzun bir yol katetmişti insan. Hatta 90 yıllık bir gecikmeyle Hıristiyanlığın temsilcisi bile Darwin’in o kadar hatalı olmayacağını gördü. Papaz Pius XII, 1950 yılında, Darwin öğretisinin "ciddiye alınabilecek bir hipotez" olabileceğini kabul etti. Hatta Vatikan bile evrimi "üzerinde düşünülmesi gereken bir araştırma" olarak görüyordu. Ne var ki Atlantik’in öbür yakasında durum farklıydı. Florida Eyalet Üniversitesi filozofu Michael Ruse, “Beyaz Amerika dini ideolojilere sahip insanlar tarafından kuruldu” diyor. Püritenler, Menonitler ve diğer dinci gruplar inançlarını yaşayabilmek için ülkenin içlerine kadar sızmışlardı. Çocuklarını kendi okullarına ve kendi üniversitelerine gönderiyor ve doğu kıyısındaki elitlerden uzak duruyorlardı. Bu şekilde Amerika’nın güneyinde ve batısında "fundamentalist" (köktendinci) olarak adlandırılan bir din akımı yaygınlaşmıştı. Bu akımın ardılları bugün dindar Avrupalılardan daha sık kiliseye gidiyor ve her şeyden önce İncil’le yemin ediyor ve bu nedenle de İncil’deki yaratılış öyküsünü türlerin değişimiyle değiştirmek zor geliyor. EVRİM KARŞITLARININ YILDIZLARI SÖNDÜ 1950’li yılların sonunda yaşanan Sputnik şokuna kadar yaratılış yanlıları üstünlüklerini korudular. Fakat Rusların uzaya açılmalarından sonra Amerikan hükümeti okullarda doğa bilimleri eğitimine önem vermeye başladı ve böylece evrim karşıtlarının yıldızı söndü. Ama yine de bazı eyaletlerde seksenli yıllarda "maymunlarla ilgili şeyleri" , İncil versiyonu olmadan okutulmasına izin verilmiyordu. Yaradılış efsanesi 1987 yılında nihayet mahkeme kararıyla biyoloji kitaplarından tamamen uzaklaştırıldı. İşte bu karardan sonra yaratılış masalı "Akıllı tasarım" hikâyesine dönüştürüldü. Akıllı tasarım yanlıları doğadaki tüm evrimsel güçleri yok saymak yerine modern biyolojinin dolduramadığı boşlukları doğaüstü bir tasarımcıyla açıklamaya çalışıyorlar. Aslında yeni ve eski akım arasındaki fark, Tanrının yerini Akıllı tasarımcının almasından başka bir şey değil. Milli fabrikalarımız kunduralar da imal edilmeye başlanacaktır. Bundan başka deri ihracatı da yapabilecek bir hale getirilecektir. Feshane ve Hereke fabrikaları ise başlıca yün istihsal eden fabrikalarımızdır. Bu fabrikalarımızda da mesai geceli gündüzlü devam etmektedir. Hereke Fabrikası, boş kalan tezgâhlarında ince mensucat, yazlık elbise kumaşları çıkartmakta ise de, bunun piyasayı tatmin edemeyeceği düşünülmüş, yeni ve asrî makineler ilavesi suretiyle halkın ihtiyacının tatmin edilmesi kararlaştırılmıştır. Bu makineler hakkında tetkikat (incelemeler) yapılmaktadır. Hereke Fabrikası geçen sene 108 metro askeri kumaş ve 5300 metro da kostümlük kumaş imal etmiştir. T icaret ve Sanayi Bankası’na devrolunan fabrikalarımız bankanın himmetiyle daha faal bir hale getirilmektedir. Yalnız Yıldız’daki çini fabrikasının, mevkii bakımından bir iktisadi kıymeti olmamasından dolayı faaliyetinden vazgeçilmiştir. Beykoz Deri Fabrikası en ziyade güşayiş (gelişme) gösteren fabrikadır. Bu fabrika son 5 ay zarfında faaliyetine hız vermiş ve eski istihsaline (üretimine) nisbetle umumi istihsali iki mislini aşmıştır. GECELİ GÜNDÜZLÜ MESAİ... Fabrikaya yeni makineler ve yeni tesisat yapılmak suretiyle istihsalatın arttırılması da kararlaştırılmıştır. Fabrikadan, bankaya devredildiği zamanlarda yevmi (günlük) 375 kilo mamul deri istihsal edilebildiği halde, bu miktar şimdi üç mislini aşmıştır. Fabrika iki ayda 43 bin kundura yapmakla beraber, askeriye ile resmi bazı müesseselerin ihtiyaçlarını da tatmin etmektedir. Yakın zamanda gayet sağlam ve zarif Kadıköyü Bez Fabrikası da ıslah edilerek bu sene 600 bin metro bez istihsal edebilecek hale getirilmiştir. Diğer taraftan banka Anadolu’da 20 kadar şirketle ortaklık kurmuştur. Bunların içinde en mühimi, Uşak Şeker Fabrikası’dır. Fabrika Teşrinievvel (Ekim) nihayetinde tamamlanacak ve Teşrinisani (Kasım)’de şeker istihsaline başlanacaktır. Fabrikada yevmi 500 ton pancar işlenecek ve 50 ton şeker alınacaktır. Fabrikanın makineleri Hamburg’dan yola çıkarılmış ve ilk parti memleketimize gelmiştir. Şirket pancar ziraati için mühim miktarda tohum getirtmiştir. Zirai çalışmalara nezaret etmek üzere yakında Avrupa’dan bir mütehassıs getirtilecektir. Uşak Fabrikası’nda 600 amele (işçi) çalışmaktadır. Banka diğer taraftan Lehlilerle beraber İstanbul’da büyük bir çivi fabrikası tesisine (kurulmasına) de karar vermiş ve hatta teşebbüslere de başlamıştır. 18 Nisan 1926 milyon dolarlık bağış Discovery Enstitüsü’nün girişimleri, Amerikan din (veya Tanrı) devleti rüyasının bir parçası. Enstitü belli ölçüde George W. Bush’u Beyaz Saray’a taşıyan Hıristiyan konservatifler tarafından finanse edilmekte. New York Times gazetesine göre sadece 2003 yılında yaklaşık olarak 4,1 milyon Dolarlık bağış dinsel amaçlarda kullanıldı. Discovery Enstitüsü’nün bir manifestosu gerçek motifleri açıklamakta. "Realitenin materyalist bakış açısı kültürümüzün her alanına, politika ve ekonomiden, edebiyat ve sanata kadar her yere bulaşmakta." Bu nedenle hedef 20 yıllık kampanyayla akıllı tasarımı insanların aklına yerleştirmek. Oysa mikrobiyoloji alanında yaşanan gelişmeler sayesinde bilim adamları laboratuvarda, evrim sürecini doğrudan doğruya izleyebiliyorlar. Bilim adamları binlerce nesil bakteriyi sıvılarda çoğaltırken birbirinden farklı çevre koşulları yaratıyorlar ve bu tür deneylerle türleşme ve ayıklanma ilkesi kanıtlanmakta. Ve bilim kısa bir süre önce köpek kalıtımını da çözdü. Köpeğin kalıtımı, köpeğin evrimi, köpek ırkları arasındaki farklılıkları ve hangilerinin insanlara daha yararlı olduğu ve hangi hastalıklara karşı daha duyarlı oldukları hakkında bilgiler verecek. Ortak yaşam ağacı çalışmaları e Bilim adamları binlerce nesil bakteriyi sıvılarda çoğaltırken birbirinden farklı çevre koşulları yaratıyorlar ve bu tür deneylerle türleşme ve ayıklanma ilkesi kanıtlanmakta. vrim biyologları uluslararası gen verileriyle dünyadaki tüm canlıları bir soyağacına ("Tree of Life"/"Yaşam ağacı") yerleştirmeye başladılar. Kalıtım analizleri öte yandan evrimin daha iyi anlaşılmasına da yardımcı olacak. Bacaklar kanatlara, yüzgeçler bacaklara tam olarak ne şekilde dönüşmekte? Dünyada yüz binlerce böcek türü varken neden sadece 300 primat türü yaşıyor? Doğa haddi hesabı olmayan çeşitliliği nasıl yarattı? Bu soruların yanıtı seks. Bazı canlılar kendi türlerindekileri çekici bulmamaya başlayarak birbirlerinden bağımsız olarak üremeye devam ediyorlar. Mesela Afrika’daki Victoria gölündeki 500 hani balığı türü bu şekilde oluşmuş olmalı diyor bilim adamları. Türleşme ustası balıklar evrim bilimcilerine olağanüstü bilgiler sunarak teori yapısındaki bazı boşluklardan birini doldurdular. Yaratılış yanlıları bu konuda Tanrı’nın parmağını kullanmayı pek seviyorlar. Çünkü bazı hayvan gruplarında niçin bu kadar büyük türleşmelerin olduğu bugüne kadar bilinmiyordu. Örneğin ışın yüzgeçlilerin (Actinopterygii) tam 25.000 türü bulunuyor. Son araştırmalar bu balıkların atalarının kalıtımlarını yakla şık olarak 350 milyon yıl içinde ikiye katladıklarını gösterdi. TÜRLEŞMENİN SIRRI Balık uzmanı Meyer, çift kalıtıma dayanan türleşme ilkesini şu şekilde açıklıyor: A kopyası normal görevini yaparken, B kopyası türleşiyor. Kalıtımlardan biri bildik üremeyi ve hayatta kalmayı garantilerken, balıklar kopyayla diledikleri gibi "oynayabiliyorlar". Ve Meyer bu şekilde türleşmek için 20.000 yılın yeterli olduğunu buldu, ki bu doğa tarihinde göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir süre yalnızca. Üreme ve çift kalıtım, doğa sanki bir an önce yeni türler yaratmak için geliştirmiş bu iki mekanizmayı. Aynı şaşırtıcı ilke başka bir bulguda da rastlandı ve şu sıralar evrimin anlaşılmasında yardımcı olacakların başında geliyor. Bilim adamları en azından 500 milyon yıldır hayvanların bedenini biçimlendiren bir gen saptadılar ve bu ister medüz ister yassı kurt ya da insan olsun hepsinde işlemekte. Homeobox olarak adlandırılan bu genler adeta usta mimarlar gibi hareket ederek büyük planlar çiziyor, embriyodaki hücrelere kafa veya kuyruk olarak gelişeceklerini ve hangi kalıtım sekanslarının okunacağını, hangilerinin devre dışı kalacağını söylüyorlar. Aynı gen hem insandaki mercek gözde ve hem de kelebekteki petek gözde işliyor. SONA DOĞRU Bu yapı genlerinden sadece birinde yapılan bir değişiklikle Kanada gölünde iki dikence tü rüne farklı yaşam alanı kazandırılmış. Biri açık sularda dikenleriyle düşmanlarını kovalarken, diğeri dipte dolaşıyor. Burada ise saldırgan yusufçuk larvaları, yavru balıkları dikenlerinden yakalıyorlar. Yeni yapıların gelişmesi için aynı anda yüzlerce genin değişmesi gerekmiyor, yapı genlerini bazen az bazen biraz daha fazla, bazen de bedenin başka bir yerinde veyahut da başka bir zamanda okumak yeterli, diye açıklıyor bu durumu Wisconsin Üniversitesi’nden Sean Carroll. Ve bilim adamları insan ve şempanze arasındaki küçük farklılıkların da bu şekilde açıklanabileceğini umuyorlar. İNSAN BEYNİNDEKİ HÜCRE Çünkü kısa bir süre önce, insan beyninde, şempanze beynindekinden farklı işleyen bir mekanizma keşfedildi. İnsan beynindeki hücreler, belli başlı bir maddeyi çok daha büyük miktarda üretiyorlar. Çeşitli nöropeptitlerin bir ön aşaması olan bu madde, algılama, davranış, hatırlama ve sosyal bağlar gibi bilinç süreçleri üzerinde etkili. Maymundan Homo sapiens’e giden yolda maddenin yapı planı değil, sadece bu maddeden nerede ve ne zaman ne miktarda üretileceğini ayarlayan kalıtım sekansları değişmiş. Amerikalı evrim genetikçisi Bruce Lahn’e göre bu değişimin, bizi insan yapan ana faktör olduğunu söylemek için henüz erken ama en azından mantıklı bir hipotez. Nilgün Özbaşaran Dede Spiegel 52/2005’ten derleme. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle