07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 BÖLGEDE GERGİNLİK SÜRERKEN PKK EYLEMLERİNİ BÜYÜK ŞEHİRLERE YAYIYOR C d haberler BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ 21 NİSAN 2006 CUMA ‘Vatanı hiç kimse bölemez’ MAHMUT ORAL İYARBAKIR üneydoğu Anadolu Bölgesi’nde geçen ay sonunda yaşanan gerginliklerin ardından terör eylemleri arttı. Elazığ’da geçen hafta teröristler İl Jandarma Alay Komutanı’nın aracını hedef seçti. Uzaktan kumandayla patlatılan mayın sonucunda 1 yarbay ile 1 de er şehit oldu. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde özellikle PKK’li teröristlerin geçen ay sonunda Diyarbakır’da toprağa verilmelerinin ardından baş gösteren terörist hareketlilik, giderek üst düzey hedeflere yöneliyor. Geçen hafta Elazığ’da PKK/KONGRAGEL üyesi teröristler, il jandarma karakollarında denetime çıkan İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Ergülmez’in konvoyu, mayınlı saldırıya uğradı. Albay Ergülmaz, 8 Nisan günü beraberinde Yarbay Alim Yılmaz ile birlikte Arıcak ilçesine 20 kilometre uzaklıktaki Erimli beldesi Bileç Mahallesi yakınlarındaki yol ayrımından saat 13.00 sıralarında geçerken yola döşenen mayın uzaktan kumandayla patlatıldı. Patlamada Albay Ergülmez ile yanında bulunan Yarbay Alim Yılmaz, koruması Sinan Gümüştaş ve Uzman Çavuş Erkut Kaya yaralandı. Yaralılar önce karayoluyla Kovancılar ilçesinde hastaneye kaldırıldı. Ancak Yarbay Yılmaz ile er Gümüştaş, tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı. Albay Ergülmez ile uzman çavuş Kaya ise helikopterle Elazığ Askeri Hastanesi’ne sevk edildi. Elazığ Valisi Muammer Muşmal da askeri hastanedeki yaralıları ziyaret edip yetkililerden durumları konusunda bilgi aldı. YARBAYIN EVİNDE ÜZÜNTÜ 8’inci Kolordu ve Garnizon Komutanı Korgeneral Nusret Taşdeler de patlama bölgesine gitti. Bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı. Erimli Belde Belediye Başkanı Ömer Cengiz’in anlatımlarına göre patlamanın ardından, aynı gün olay yerine yaklaşık 10 metre uzaklıkta ikinci bir patlama daha meydana geldi. Ancak bu patlamada can ve mal kaybı oleçen hafta Elazığ’da madı. Olayın ardından PKK/KONGRAGEL Yarbay Yılmaz’ın Muğüyesi teröristler, il jan la’daki evinde büyük darma karakollarında üzüntü yaşandı. denetime çıkan İl JandarYarbayın evini ziyaret eden Muğla Valisi Temel ma Alay Komutanı Albay Koçaklar ve İl Jandarma Ali Ergülmez’in konvoAlay Komutanı Albay Zayuna, mayınlı saldırı fer Karataş, acılı anne badüzenlenmişti. bayı teselli etmeye çalıştı. Oğlunun şehit olduğunu öğrenen emekli Uzman Çavuş Mehmet Yılmaz ise rahatsızlandı. Şehit Jandarma Er Sinan Gümüştaş’ın şehit olduğu haberi ise aileye 1. Ordu Komutanlığı’ndan gelen bir yüzbaşı tarafından bildirildi. Her iki şehit için önce Elazığ’da, ardından da memleketlerinde ayrı ayrı törenler düzenlendi. PKK saldırılarının tırmandığı dönemde Kara Kuvvetleri Komutanı Büyükanıt’la Van ve Hakkâri’de sınır birliklerini denetleyen Özkök, kararlılık mesajları verdi. Özkök, ‘‘Türk askerinde bu beraberlik ve fedakârlık devam ettiği sürece vatanı hiç kimse bölemeyecek, rejimi kimse değiştiremeyecek’’ dedi. Türk ulusunun müsterih olması gerektiğini belirten Orgeneral Özkök, son olayları Diyarbakır veya Güneydoğu halkını temsil eden bir olay olarak görmediklerini vurguladı. İki Müjde... marttan beri Avrupa genelinde protesto ediliyordu. Almanya’da Berlin’de, yüzlerce stajyer, beyaz maskeler takarak protesto eylemi yaptılar. Gençler, üniversiteyi bitirdikten sonra girdikleri işlerde işverenlerce ağır biçimde sömürüldüklerini belirtiyorlardı. Öte yandan, binlerce genç Viyana’da ve Paris’te, aynı gerekçelerle gösteri yaptılar. Paris’te olanlar özellikle dikkat çekiciydi. Gerçekten, Fransa’da, geçen yılın sonlarında yaşanan ‘‘Varoş isyanları’’na çözüm olarak getirilen yeni İş Yasa Tasarısı, daha büyük gösterilere yol açtı; 26 yaş altı çalışanların işten çıkarılmasını kolaylaştıran yasa önerisi, büyük kitleleri sokağa döktü. Düzenlemeye karşı çıkan öğrencilerin başlattığı boykot ve işçilerin protestosu, Başbakan Dominique de Villepin’in koltuğunu iyiden iyiye sarsmış bulunuyordu. Olaylar, gençlerin zaferiyle noktalanmıştır. İlginçtir, Fransa’daki olaylara bakıp Anglosakson çevrelerde, ‘‘küreselleşmeden habersizlik’’ deniyor; ‘‘sahte devrim’’ diye alay ediliyordu. Bu teraneye bizde de katılanlar oldu. Söz konusu olan, elbette devrim değil, bir sosyal hakkın istenmesi idi, sosyal devlette doğaldı ve Fransa bu konuda direniyordu. Öğrencileri de, sonuca bakıp alkışlamalıyız! Ya bizim öğrencilerimizin durumu? Eğitim yıllarında çektiklerini biliyorlar ve sonunda karşılaştıkları da genellikle hüsrandır. Kim değiştirecek bu koşulları? Fransız öğrencileri boyun eğmiyor; ama bizim öğrencilerimiz bu bilinçte değil, böyle yetiştiriliyorlar, demokrasiye yabancılaşıyorlar. Ne yapmalı? Deniz Kavukçuoğlu, 12 Nisan günlü Cumhuriyet’teki ilginç yazısını şöyle bağlıyordu: ‘‘Sağlıklı bir toplum olabilmek için her şeyden önce demokratik haklarının bilincinde olan, bu haklarını sırası geldiğinde kullanmaya hazır, bunların kullanım yöntemlerini iyi bilen bir gençliğe gereksinim vardır. Yarının yetişkinleri olarak bu gençlik nasıl yaratılır sorusu, gündemin en tepesine oturtulması gereken yaşamsal konulardan biridir.’’ Siz ne düşünüyorsunuz sevgili okur? 12 Paşa’dan armağan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Şırnak’ta şehit olan Komando Onbaşı Mükremin Başaran’ın cenaze töreninde şehidin babasına sarıldığı anda çekilen fotoğrafı çerçeveleterek şehit ailesine gönderdi. Anadolu Ajansı foto muhabiri Hakan Göktepe’nin çektiği fotoğrafı, Orgeneral Büyükanıt’ın armağanı olarak şehidin babası Vedat Başaran’a askeri yetkililer sundu. Baba Başaran, bu ince armağandan dolayı devlete olan sevgisinin bir kat daha arttığını belirtti. g Yarbay Alim Yılmaz Nisan günkü Cumhuriyet, ‘‘İstanbul Kültür Başkenti’’ başlığıyla, bir müjde veriyordu: ‘‘Tarihi kent Boğaz’ı, Haliç’i, çanları, minareleri ve kültürel zenginliğiyle Kiev’i geride bıraktı. Avrupa Birliği (AB) Seçici Kurulu 2010 yılı Avrupa kültür başkenti olarak İstanbul’u önerdi. Brüksel’de kamuoyuna açıklanan seçici kurulun kararının Finlandiya dönem başkanlığında, kasım ayında yapılacak AB kültür bakanları toplantısında onaylanması bekleniyor.’’ Bu müjde, bütün gazetelerde. Gazetemizde, ayrıca, olaya anlam kazandıran, Zeynep Oral ile Elçin Poyrazlar’ın yazıları. Ve hepimizde sevinç... AB jürisinin, İstanbul’u 2010 Avrupa kültür başkenti olarak seçmesinde, önemli nedenler var: İstanbul’un, Avrupa kültürünün kesişme noktalarında yer alması; kentin kültürel zenginliği; bir de doğasındaki büyü. Böylece, ne siyaset, ne kayırma ve bağış. İstanbul, hak etmiştir bu değerbilirliği. Bu yolda emek verenler, özellikle sivil toplum örgütleri kutlanmalı. Karar, İstanbul’un bütün kültürel zenginliğinin dünyanın önüne çıkarılmasında rol oynayacak; böylece Türk ve AB kültürlerinin yüzyıllar boyunca etkileşim içinde olduğu anlaşılacak. Onun yanı sıra, İstanbul’un şehirciliği ortaya konacak, ne olduğu ne olmadığı da görülecek. Konuya, sadece turizm, onun kazanacağı hareketlilik bakımından bakmamalı. Şu gerçeğin de altı çizilmeli: İstanbul, özellikle 1950’lerden başlayarak, her bakımdan büyük kayıplara uğramıştır. Başta, kente musallat olan göç, onun doğasından, dil ve kültüründen çok şey alıp götürmüştür. Ona plansızlığı, siyasetçilerin ve belediyecilerin düzeyindeki düşüşü eklemeli. Özellikle 1980’lerde yapılan yanlışlar, kentin bugün yaşadığı ‘‘facia’’ya yol açtı. İstanbul, bizzat Büyük Belediye’den kaynaklanan, Orhan Bursalı’nın deyişiyle ‘‘toplu bir saldırı ile karşı karşıya’’dır. İstanbul’un yeni bir kurtuluşu, önce bu belediyede çöreklenmiş olanlardan kurtarılması ile gerçekleşecek... ? Hatırlanacaktır: Üniversite mezunu gençlerin çalışma koşulları, ALMAN YEŞİLLER PARTİSİ GENEL BAŞKANI ROTH TÜRKİYEM PLATFORMU BAŞKANI MUSTAFA ÖZBEK PKK’ye silah bırakma çağrısı ‘Dayatmalar terörü azdırıyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Alman Yeşiller Partisi Genel Başkanı Claudia Roth, Diyarbakır’da PKK’ye silah bırakma çağrısı yaptı. Roth, operasyonlar sırasında Alman tanklarının kullanılıp kullanılmadığını da soruşturacağını söyledi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile makamında görüşen Claudia Roth, son dönemde bölgede yaşanan olayların kaygı verici olduğunu ifade etti. Roth, Türkiye’nin AB süreciyle ilgili olarak da şunları söyledi: ‘‘Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunun, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve gelişmesi yolunda önemli bir temel olduğunu düşünüyorum. AB nezdinde Kürt sorunu ve demokratikleşme pek çok defa tartışıldı. Çok net ifade etmek istiyorum ki silahların susması gerekiyor.’’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiyem Topluluğu Sözcüsü Mustafa Özbek, peş peşe verilen şehitlerin sorumlusunun AKP hükümeti olduğunu belirterek ‘‘Sıfır terör ile aldıkları ülkeyi 3 yıl içerisinde kan gölüne çevirmişlerdir. Çünkü bu iktidar terörün önlenmesi için güvenlik kuvvetlerinin istediği hiçbir yasayı çıkarmayarak güvenlik kuvvetlerinin elini kolunu bağlamıştır’’ dedi. Özbek, Türkiyem Platformu’nun ‘sağ’ ya da ‘sol’ olarak sınıflandırılamayacağını vurgularken ‘‘Biz dipten gelen dalgayız’’ değerlendirmesini yaptı. Türk ekonomisi ve sanayiinin hızla çöktüğüne dikkat çeken Özbek, borçlanmanın da hızla arttığını, Türkiye’nin 80 yıllık süreçte toplam 231 milyon dolar borçlandığını AKP’nin ise sadece 3 yılda Türkiye’yi ‘117 milyar dolar’ daha borç altına soktuğuna dikkat çekti. ŞEMDİNLİ RAPORU ‘Turist görünümlü ajanlar’ AYŞE SAYIN ANKARA TBMM Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonu raporunda, Doğu ve Güneydoğu’da ‘‘turist görünümlü’’ ajanların cirit attığı uyarısı yer aldı. TBMM Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonu, hafta başında Meclis Başkanlığı’na sunacağı 670 sayfalık raporunda, Doğu ve Güneydoğu’ya yönelik ‘‘yabancı ilgisi’’ konusunda değerlendirmelere yer verdi. Raporda, Hakkâri ValiliPKK’nin silah ği’nin 2005 yılı deposu Rusya içerisinde il ve ilkomisyon çelerine gelen raporunda, yabancı turistlerin ülkelerine terör göre sayısı ve örgütlerinden geliş amaçlarını ele geçirilen gösteren çizelsilahların geler de yer aldı. Valiliğin rapoülkelere göre runda, Nisan dağılımına yer 2006’da Nevruz verildi. Buna kutlamaları için il göre Rus ve merkezine Fransa’dan 10, İtalBDT menşeli ya’dan 11, Jasilahlar ilk ponya’dan 4, sırada yer Almanya’dan 1 alıyor. olmak üzere toplam 26 kişi geldiği kaydedildi. Valiliğin verilerine göre 2005 yılı içinde Şemdinli ilçesine gelen yabancı uyruklu şahısların ise Suriye 2, İngiliz 1, Japon 1 olmak üzere toplam 4 kişi olduğu ifade edildi. Hakkâri’ye müzik ve folklar araştırmaları yapmak amaçlı geldiklerini beyan ederek Ocak 2005 tarihinde valiliğe ikamet tezkeresi için başvuruda bulunan, Fransız uyruklu Etselle Amy de la Breteque ile Yunanistan uyruklu Kanakis İoannis isimli şahısların geliş beyanlarına uymayan faaliyetleri nedeniyle sınır dışı edildiğine dikkat çekildi. Türkiye’deki uyuşturucu organizasyonlarının çoğunun Doğu ve Güneydoğu bölgesinden yapıldığına dikkat çekilen raporda, komisyonun bölgedeki çalışmaları sırasında bir sivil toplum kuruluşu temsilcisinin, Afganistan’dan yola çıkan uyuşturucunun kilosunun Yüksekova’da bin dolara, İstanbul’da 15 bin dolara ve Hollanda’da 50 bin dolara satıldığını söylediği bildirildi. Raporda, Yüksekova ayağında PKK terör örgütünün bu şekilde önemli finansman sağladığına dikkat çekildi. SİLAN ÜRETEN ÜLKELERİN İSMLERİ VERİLDİ Raporun PKK’nin silah kaynağıyla ilgili olarak doğrudan ülkeler suçlanmamakla birlikte, silahları üreten ülkelerin isimleri verildi. Raporda, ‘‘Terör örgütlerinden ele geçirilen silahların ülkelere göre dağılımları incelendiğinde; Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu, Çin, Macaristan, Doğu Almanya (eski), Almanya, Belçika, İspanya, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Irak, Fransa ve ABD gibi ülkeler başta gelmektedir. Bu silah ve patlayıcıların, teröristlere bu ülkeler tarafından verildiğine dair bir bilgi bulunmamaktadır. Zira bu ülkelerin çoğu, ürettikleri silahları dünyanın birçok ülkesine satmaktadırlar’’ denildi. Raporda, PKK’nin, elindeki silahların bir kısmını 1. Körfez Harekâtı’ndan sonra Irak’ın kuzeyinde oluşan otorite boşluğundan yararlanarak elde ettiği ve bir kısmını da 2003 Irak harekâtından sonra dağılan Irak Ordusu’nun yağmalanan silahlarından sağladığı belirtildi. O ral Çelik’in Bugün gazetesine üç gündür anlattıkları sizde bir isyan duygusu yaratmıyor mu? Ülkemizin en önemli gazetecisi, bundan 27 yıl önce herkesin gözü önünde öldürüldü. Katil yakalandı, onunla bu cinayete ortak olanların isimleri de ortaya çıktı. Bunlardan birisi de Oral Çelik’ti. Olayın örgütleyicilerinden birisi olduğunu bizler biliyorduk. Belgeleri bilgileri biraz dikkatle izleyince bu gerçeği kolayca öğrenmek mümkündü. Bizim bildiklerimizin daha fazlasını devlet güçleri, savcılık ve yargıçlar biliyordu. Oral Çelik yeşil pasaport verilip yurtdışına gönderildi. Orada da adı çeşitli yasadışı olaylara karıştı, tutuklandı. Sonunda Türkiye’ye gönderildi. Yargılamanın sonunda Türkiye’de beraat ettirildi, tıpkı İbrahim Çiftçi gibi. Her şeyi bilen adalet, her şeyi ortaya çıkarabilen güvenlik güçleri, ne olmuşsa ülkemizin en büyük gazetecisinin katilini, katillerini ve olayın arkasındaki güçleri bir türlü ortaya çıkaramamış ve cezalandıramamıştı. Oral Çelik, devlete nanik mi yapıyor? ‘‘Ben işin merkezindeydim’’ diyor. Cinayetin nasıl planlandığını, katil olarak yakalanan Mehmet Ali Ağca’nın cezaevinden nasıl kaçırıldığını anlatıyor. Bunu biz de biliyorduk. Ayrıntılarını da biliyorduk. Mahkeme Oral Çelik’i beraat SIFIR NOKTASI ORAL ÇALIŞLAR ‘Olayın Muhatabı Türk Devleti’ ‘‘cinayeti planlayanlardan’’ birisi olarak bildiği halde yurtdışına göndermişti. Şimdi bizzat kendi dilinden her şeyi itiraf ediyor. Neden Oral Çelik her şeyi itiraf ediyor? Anlaşılıyor ki, kendisi bir dizi senaryosunun yazarı haline gelmiş. ‘‘Kurtlar Vadisi’’nin ilgi görmesinden sonra hakiki bir Kurtlar Vadisi daha ortaya çıkarılacak anlaşılan. Abdi İpekçi’yi, solcu öğretmenleri, Ankara Bahçelievler’de TİP’li gençleri nasıl öldürdüklerini bize yeniden seyrettirecekler. Papa’yı nasıl vurduklarını anlatacaklar. İşin açıkçası geçmişimizi, acılarımızı film sahnelerinde ticari olanağa çevirecekler. Reyting meraklısı televizyoncularımız da bundan para kazanacaklar. ??? Türkiye, demokratik bir ülke olabilir mi? Kimilerine göre zaten demokratik bir ülke. Geçmişinde binlerce faili meçhul cinayet bulunan bir ülke, nasıl demokratik sayılabilir ki! Katilleri yargıla ettirdi. Yargı kararına saygımız sonsuz diyelim mi? ??? Oral Çelik, Mehmet Ali Ağca’yı sorgu sırasında polisin elinden alan dönemin İstanbul Sıkıyönetim Komutanı ve 12 Eylül darbesinin kuvvetli generali Necdet Üruğ’un kulaklarını çınlatarak şunları da anlatıyor: ‘‘Kartal Cezaevi’ne elimizi kolumuzu sallayarak girip çıkıyorduk. Havacı binbaşı içeri götürdü. Cezaevindeki Cengiz Ayhan’ın planlaması gereği 12 kişi kaçacaktı. Sonra durum değişti. MHP’den birisi bana gelerek, ‘Kaçışı iptal edin, Mahir Çayan gibi vuracaklar’ dedi. Vakit geçirmeden ‘Yahya Efe’ kimliğiyle cezaevine gittim. Geç kalmıştım. Sevk alıp ajan Atilla Serpil’le birlikte hastaneye gitmişler. Gerisi malum.’’ ‘‘Gerisi malum’’ diyor Oral Çelik. Gerisi malum, bu cinayet örtbas edildi. Oral Çelik yeşil pasaportla yurtdışına çıkarıldı. Devlet onu MİT raporundaki yıp mahkum edemeyen, askeri darbecileri üniversitelerde öğretim üyesi gibi ağırlayan bir ülke, demokratik olabilir mi? En büyük gazetecisinin, savcısının katillerinin işadamı, senaryo yazarı olarak ortalıkta, itibarlı kişiler olarak sokakta dolaştığı; sonra da bu kişilerin ortaya çıkıp ‘‘Onları biz öldürdük’’ diye övündüğü bir ülkeye, demokratik bir ülke diyebilir miyiz? ??? Olayın en sinir bozucu ve itici boyutu ise, bu tür gerçeklerin tekrar tekrar ortaya çıkmasından sonra, dönüp Abdi İpekçi’nin ailesine ‘‘Ne diyorsun?’’ sorusunu sormak oluyor. Ne desinler? Ne demelerini bekliyoruz? ‘‘Adalete güveniyoruz, güvenlik güçlerine güveniyoruz, hak yerini buldu’’ demelerini mi istiyoruz? Ben bir gazeteci olarak onlardan utanıyorum. Bu cinayetlerin yükünün hepimizin omuzları üzerinde olduğuna inanıyorum. Sevgili Nükhet İpekçi her seferinde sorulan sorulara ders olacak cevaplar veriyor. Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet bu kez de çok haklı olarak şunları söylüyor: ‘‘Olayın tarafı biz değiliz, onu yargılayan Türk adaleti ve Türk devletidir’’ dedi. Daha ne desin ki! oralcalislar?cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle