07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 GÜNCEL C haberlerin devamı KASIM CUMA İşte YİMPAŞ’lı AKP’liler YİMPAŞ’IN ESKİ YÖNETİCİLERİ AKP İKTİDARIYLA BİRLİKTE BAKAN MİLLETVEKİLI BELEDİYE BAŞKANI BELEDİYE MECLİS ÜYESİ OLDU AYKUT KÜÇÜKKAYA Almanya’nın ciddi gazetelerinden Die Welt’in YİMPAŞ’la iktidar partisi AKP arasındaki ilişkileri mercek altına alması geçmişi işaret ediyor. Almanya’nın Interpol aracılığıyla tüm dünyada ‘‘uluslararası tutuklama emri’’yle aradığı ancak Adalet Bakanlığı’nın Almanya’dan istediği dosyanın gelmediğini gerekçe göstererek gözaltına almadığı YİMPAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar’la çalışan YİMPAŞ’ın eski yöneticileri AKP ile birlikte ‘‘bakan, milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi’’ oldu. UYAR’IN DANIŞMANI BAKAN OLDU Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kabinesinde Devlet Bakanı yaptığı Beşir Atalay, YİMPAŞ Holding’in eski yöneticilerinden. Bakan Atalay, Almanya’nın Interpol kanalıyla aradığı Dursun Uyar’ın şirketinin danışmanlığını yapmıştı. Alman gazetesinin haberinde, YİMPAŞ’ın AKP’nin kamuoyu anketlerini gerçekleştiren ve Bakan Atalay’ın kurduğu ANAR şirketini finanse ettiğini yazması da dikkat çekiyor. YİMPAŞ MÜDÜRLÜĞÜNDEN AKP VEKİLLİĞİNE YİMPAŞ’ın Kahramanmaş Şubesi’ni kuran Fatih Arıkan bugün AKP milletvekili olarak Meclis’te yer alıyor. YİMPAŞ şubesinde kendi parasını da değerlendiren Arıkan, YİMPAŞ mağdurlarının aksine hem anaparasını hem de kârını geri almış. Arıkan’ın 2005’teki, ‘‘Sistemin batmasına, vatandaşın mağdur olmasına çok üzülüyorum’’ sözleri çok şeyi ifade ediyor. Arıkan’ın, Dursun Uyar’la tanışıklığı ise üniversite dönemine rastlıyor. Uyar, Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde edebiyat, Arıkan ise işletme bölümünde okurken tanışıyor. Arıkan, YİMPAŞ’ın 19992001 dönemindeki para akışını ise 800 milyon mark olarak açıklıyor. UYAR’LA ARANIYORDU, BELEDİYE BAŞKANI OLDU Almanya’da Darmstadt Savcılığı’nın 18 Şubat 2004 tarihli resmi yazısına göre YİMPAŞ soruşturması kapsamında 5 kişi dolandırıcılık suçlamasıyla bu ülkede aranıyor. İlk isim Almanya’nın aradığı Dursun Uyar. Aranan 5 kişi arasında Veli Korkmaz’ın ismi de yer alıyor. Veli Korkmaz, arandığı sırada Mart 2004’te AKP’den Kırıkkale Belediye Başkanı oldu. KAÇAK ALTINLA YAKALANDI AMA... YİMPAŞ Holding Yönetim Kurulu üyesi Kadir Şöhret 10 Mayıs 1997’de Esenboğa Havalimanı’nda 24 kilo kaçak altınla yakalanmış, Çubuk Cumhuriyet Savcılığı tarafından serbest bırakılmıştı. Ve o dönem RP Yozgat Milletvekili Abdullah Örnek ve İlyas Arslan’ın (Şeker Bayramı öncesi yaşamını yitiren AKP’li vekil) Şöhret’in serbest bırakılması için devreye girdiği basına yansımıştı. Şöhret ve Örnek, halen YİMPAŞ şirketlerinin yönetim kurulunda yer alıyor. Arslan ise AKP’nin Yozgat milletvekiliydi. Şöhret şu anda Yozgat Protokolü’nde AKP’li belediye meclis üyesi. SPK’nin, 2005 yılı Ağustos ayında aralarında Dursun Uyar, Şöhret ve Örnek’in isimlerinin de yer aldığı aralarında 17 YİMPAŞ yöneticisi hakkında suç duyurusunda bulunması dikkat çekici. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY CÜNEYT ARCAYÜREK Kısırdöngü şsizlerin gözü aydın olsun. RTE iktidarının beşinci yılında nihayet istihdam ve işsizlik sorununu incelemeye almaya karar vermiş; AKP merkezinde bu adla bir komisyon kurulmasını emir buyurmuş. Dört yıldır hemen her ankette, hatta partisinin yaptırdığı kamuoyu araştırmasında Türkiye’nin başta gelen ve bir an önce çözüme kavuşturulması gereken sorunu nedir sorusuna gelen yanıtlarda tam bir ittifak vardı: İşsizlik! Ne çare; RTE işsizlik feryatları yükselir yükselmez AKP grubunda kürsüye fırlar; ‘‘İşsizlik mi, nerede yok ki; İngiltere’de, Almanya’da da yani gelişmiş ülkelerde de işsizlik bir sorun’’ diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışır. O ülkelerde işsizlere iş buluncaya dek maddi yardım sağlayan sağlam sigorta sistemlerinin varlığından söz etmezdi. ??? Son bir araştırmada Türk halkına göre Türkiye’nin çözülmesi gereken sorunlarını sıralayan tabloda işsizlik; ekonominin, eğitimin, terör ve bölücülüğün ve sağlığın önünde birinci sırada yerini koruyor. RTE’nin partisinde istihdam ve işsizlik sorununu incelemeye aldığını ‘‘müjdeleyen’’ habere fazla sevinmemek gerekiyor. Nedeni ise, müjdeyi veren haberde yer alan başka bir müjde! Görevlendirdiği genel başkan yardımcılarından ‘‘istihdam ve işsizlikle ilgili dünyadaki durumu dikkate alarak ve yerinde inceleyerek araştırma yapmalarını ve bir rapor hazırlamalarını’’ istiyor. Seçim öncesi, seçimde kullanılmak üzere tabii kimi çözüm önerileri de içerecek bir raporu RTE seçmeni yeniden kazanma umuduyla kullanacağa benziyor. İşsiz elbette mutsuz. Ya işçi emeklisi? Geçim sıkıntısı şiirlere yansımış; kitaplaşmış: ‘‘Maaş düştü yarıma / Sözüm geçmez karıma’’. ??? Oysa hükümetin (IMF kaynaklı ve IMF’nin başarılı bulduğu) ekonomi programı neresine dokunulursa ıstırap yüklü sesler veriyor. Dışarıdan uyarıcı açıklamalar gelmeseydi bu hükümet cari açığın gelecek mevsimlerde yeni bir krizi tetikleyebileceğini acaba kabul eder miydi? CHP Ekonomi Bülteni, ‘‘İşaretin IMF’den geldiğini, ardından da hükümetin aşırı cari açığın kötü bir şey olduğunu anladığını’’ yazıyor. ‘‘Cari açığa karşı kimi önlemler almamız lazım’’ diyen Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın niyeti halkın üzerine daha çok vergi salmak! Zira cari açık yeni bir rekor düzeye çıktı. Açık son bir yıllık dönemde 29.615 milyar dolar... Geçenlerde medyada bu hükümetin hazırlayıp Meclis’e sunduğu Özel İdareler ve Belediye Gelirleri Kanunu Tasarısı’nın doğrudan halkın sırtına binecek vergi ve harç düzenlemelerinin listesi yayımlandı. Neredeyse vatandaşın nefes alışı bile vergilenecek! Sinema, lunapark, sirk, bilet, jetondan başlayarak aklınıza ne ve neresi geliyorsa vergiye giriyor. ??? Uzmanlara göre, izlenen program çok yüksek düzeyde dış ticaret açığı yaratılmasına neden oldu. İhracatla karşılanmayacak kadar büyük ithalat patlaması yaşanıyor. Neden açık; ihraç malları üretimi büyük ölçüde ithal kaynaklı ara mallarına bağımlı hale geldi. Bu bir kısırdöngü! Toplam (kamu+özel) borcumuz ise yüzde 71.1 oranında artarak (Ağustos 2006 sonu itibarıyla) 375.3 milyar dolara tırmandı. 1950’den beri gelip giden sağ iktidarlar ve kendini muhafazakâr iktidar diye tanıtmak isteyen, oysa dinciliğe yakın bugünkü iktidarın da sürdürdüğü politikalar 195060 arasında cumhurbaşkanlığı yapan Celal Bayar’ın bir sözünün izinde yürüyor. ‘‘Borç yiğidin kamçısıdır’’. Tam 56 yıldır halkın sırtına vurulan bir kamçı! İ Sezer’in Oluşturduğu Ortak Payda C Dursun Uyar Beşir Atalay Veli Korkmaz Fatih Arıkan AKSU VE ÇİÇEK AÇILIŞLARDA Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da YİMPAŞ’ın mağaza açılışlarına katılan isimler arasında yer alıyor. VEKİLLERDEN 28 ŞUBAT’A SUÇLAMA AKP’li bazı vekillerin Meclis komisyonunda ve kürsüsünde YİMPAŞ’ın mağdurlar yaratmasını, ‘‘28 Şubat sonrası şirketin yatırım yapmasının engellenmesi olarak gördüklerini’’ açıklaması ise iktidardaki milletvekillerinin bu şirkete bakış açısını ortaya koyuyor. EMNİYETTEN AÇIKLAMA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YİMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar ile ilgili tartışmalar sürerken; Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan Adalet Bakanlığı’nın Almanya’dan ‘‘dava devri’’ni istediğini açıkladı. Çalışkan, düzenlediği basın toplantısında, Uyar hakkında Interpol tarafından arama kararı çıkartılan Uyar’ın neden yakalanmadığının sorulması üzerine konuyla ilgili 22 Ekim’de bir açıklama yapıldığınığını söyledi. Uyar hakkında Almanya’nın Interpol kararıyla difüzyon çıkarttığını, bu kararın Emniyet Genel Müdürlüğü Interpol Dairesi’ne geldiğini ve kara ‘Almanya’dan dava devri istendi’ rın Adalet Bakanlığı’na iletildiğini belirten Çalışkan, Adalet Bakanlığı’nın söz konusu şahsın Türk vatandaşı olması nedeniyle dosyasının istenerek, Türkiye’de yargılanmasına dair dava devri yönünde görüş bildirdiğini kaydetti. Çalışkan, Adalet Bakanlığı’nın bu görüşünün Interpol tarafından Almanya’ya iletildiğini de belirtti. Almanya’daki YİMPAŞ mağdurları adına avukatlar Acun Papakcı ve Elif Kösedağı, Dursun Uyar’ın yakalanması için İstanbul’da suç duyurusunda bulundular. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, suç duyurusunu Yozgat’a iletme kararı aldı. Holdinglere ‘Milli Görüş’ vizesi EMİNE KAPLAN ANKARA Yüksek kâr vaadiyle binlerce yurttaşı dolandıran İslami holdingler, RP hükümeti döneminde ve 28 Şubat sürecinin ardından sayıca artarken holdinglere para akışı, mevzuat değişiklikleriyle kolaylaştırıldı. Necmettin Erbakan, başbakanlığının son günlerinde yönetmelik değişikliği yaparak yurtdışından getirilen dövizin 5 milyar TL’yi aşması durumunda gümrüğe bildirim yükümlülüğünü kaldırdı. Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) İslami holdinglerin yöneticilerine yönelik 143 suç duyurusunun 42’si af kapsamına girdiği için ertelendi. Aftan da KOMBASSAN ve YİMPAŞ gibi en fazla parayı toplayan holdingler yararlandı. TBMM İslami Holdingleri Araştırma Komisyonu’nun raporu, binlerce vatandaşı mağdur eden, toplanan paraları tarikatlara aktardığı ortaya çıkan İslami holdinglerin ‘‘Milli Görüş’’ tarafından desteklendiğini gözler önüne serdi. Raporda yer alan bazı saptamalar şöyle: ? İzinsiz halka arz kapsamında incelenen holdinglere genel olarak bakıldığında holdinglerin 1990’lı yıllarda kurulmaya başlandığı, ağır TBMM İslami Holdingleri Araştırma Komisyonu’nun raporu, yurtiçinde ve yurtdışında binlerce vatandaşı mağdur eden İslami holdinglerin RP hükümeti döneminde sayıca arttığını, bazı mevzuatların holdinglere para akışını kolaylaştıracak biçimde değiştirildiğini ortaya koydu. SPK’nin verilerine göre, söz konusu holdingler hakkında yapılan 131 suç duyurusunun 42’si af kapsamına girerek ertelendi. Bu süreçte, yolcu beraberinde getirilen nakit dövizlerle ilgili yasal olarak gümrüklerde herhangi bir beyan yükümlülüğünün bulunmaması, olaya etkin bir şekilde müdahalede bulunulması ve kayıt altına alınmasını engellemiştir. AFTAN YARARLANDILAR ? SPK’nin İslami holding yöneticilerine yönelik suç duyuruları, ‘‘Rahşan affı’’ olarak nitelendirilen yasa uyarınca cumhuriyet başsavcılıklarının ve mahkemelerin verdiği erteleme kararları ile kaldırılmıştır. Bu çerçevede SPK tarafından yapılan 131 suç duyurusundan 42’si ya da bir başka deyişle yaklaşık üçte biri anılan yasa kapsamında ertelemeye uğramıştır. Ertelemeye uğrayan suç duyurularının dağılımına bakıldığında bunların 1999 yılı öncesinde özellikle ilk ve en çok para toplayan holdinglerle ilgili suç duyuruları olduğu dikkati çekmektedir. Bu kapsamda, KOMBASSAN grubuna ait 10, YİMPAŞ grubuna ait 8, Sayha Holding’e ait 6, Endüstri Holding’e ait 3 ve İttifak grubuna ait 2 ve diğer holdinglere ait 13 suç duyurusunun ertelemeye uğradığı anlaşılmıştır. Necmettin Erbakan lıklı olarak ise kuruluş tarihlerinin 19971999 yıllarına isabet ettiği görülmektedir. Söz konusu holdinglerin en yoğun olarak kurulduğu yıl olan 1998 içerisinde toplam 19 holdingin kuruluşu gerçekleşmiştir. ? Holdinglere ortak olmak vaadiyle toplanan paralar genellikle temsilciler ve bazen de holding yetkilileri tarafından yolcu beraberinde ülkemize getirilmiştir. Frankfurt Sinema Festivali yaşında Baştarafı 1. Sayfada Dr.Selahattin Yıldız, Tolga Örnek. Sinemaseverler, festival boyunca, Biket İlhan’ın “Ayın Karanlık Yüzü”, Çağan Irmak’ın “Babam ve Oğlum”, Hakan Algül’ün “Döngel Karhanesi”, Ezel Akay’ın “Hacivat’la Karagöz Neden Öldürüldü?”, Kutluğ Ataman’ın “İki Genç Kız”, Nuri Bilge Ceylan’ın “İklimler”, Reha Erdem’in “Korkuyorum Anne”, Semih Kaplanoğlu’nun “Meleğin Düşüşü”, Cem Başeskioğlu’nun “Sen Ne Dilersen”, Ulaş İnanç’ın “Türev”, İsmail Güneş’in “The İmam” ve Erden Kıral’ın “Yolda” filmlerini izleyebilecekler. Ayrıca festival çerçevesinde 8 Kasım günü saat 18.30’da “Sanat ve Din” konulu bir de panel yer alacak. Panel, Cine Star Metropolis’te gerçekleştirilecek. umhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Cumhuriyet’in 83. yılı nedeniyle Çankaya Köşkü’nde verdiği resepsiyona katılanlara göz atarken içimden şu geçti: Sezer, Türkiye’yi geleceğe taşıyabilecek kadrolardan ortak bir payda oluşturmuş! Cumhurbaşkanı üniversitelere ayrı bir önem veriyor. Bunun yansıması olarak Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Ülkü Bayındır’dan, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Ferit Bernay’a kadar geniş bir kadro katılımcılar arasındaydı. Sezer, sanatçıları davet ederken doğası gereği ‘‘Türkiye’de en çok kim izleniyorsa onu seçeyim’’ havasına girmemiş, sanatın hakkını veren sanatçılardan bir seçki yapmış. Gülriz Sururi, ‘‘Hangi koşullarda olursa olsun, önümüzdeki yıl Cumhuriyetin 84. yılını Sezer’le birlikte kutlamak isterim’’ diyordu. Sezer; yargı çevrelerinden iş âlemine, bürokrasiden kurum temsilcilerine kadar geniş bir yelpazede, girişte sözünü ettiğimiz kaygıyla hareket etmiş. Sezer için yapılabilecek pek çok tanımdan biri şu olabilir: Halk dalkavukluğuna girmeden halkın en beğendiği kişilerden biri oldu. Çankaya Köşkü’nde son Cumhuriyet resepsiyonunu veren Sezer’in cumhurbaşkanlığı dönemiyle ilgili gözlemlerimizi önümüzdeki yazılarda paylaşacağız. ??? Çankaya Köşkü’nün büyük salonundaki sohbet konuları için şu özeti yapabiliriz: Ankara’da 2007 yılı başladı! Önümüzdeki yılın iki önemli olayı; cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler, başkentin gündemine şimdiden yerleşmiş durumda. Elbet öncelikli durum 11. cumhurbaşkanının seçimi... Sezer’den sonra Çankaya Köşkü’nde, bir başka deyimle Atatürk’ün koltuğunda kim oturacak? Salonun değişik köşelerindeki ortak sorulardan biri buydu. Görünen o ki, Başbakan sağlığına kavuşma mücadelesi verirken cumhurbaşkanı seçimini de kafasına sağlıklı şekilde yerleştirme uğraşına girmiş. Erdoğan’ın konuya ilişkin sorulara verdiği yanıt şu oldu: ‘‘Nisan ayına kadar bu konuyu konuşmayacağım...’’ Sezer’in görev süresi 16 Mayıs 2007’de doluyor. Bu tarihten 30 gün önce yeni cumhurbaşkanını seçme takvimi başlıyor. Başbakan nisanda zaten konuşmak durumunda! Bugünkü görünüme bakılırsa, Erdoğan 2007 Nisan’ına kadar konuyu gündem dışı tutmayı, ardından da sıkıştırılmış bir takvimle Çankaya Köşkü’ne çıkmayı hedefliyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da stratejisini buna göre çizmiş görünüyor. ??? Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, gazetecilerin 11. cumhurbaşkanı başta olmak üzere gündemdeki konulara ilişkin sorularına gülümseyerek ‘‘Sürekli olta atmayın, yemem’’ karşılığını verdi. Sorular artınca ‘‘Bu durumda Genelkurmay Başkanı olarak değil, bir yurttaş olarak konuşmak istiyorum’’ deyip devam etti: ‘‘Cumhurbaşkanı; Cumhuriyetin değerlerini tam olarak koruyan, mükemmel bir kişi.’’ Org. Büyükanıt’ın bu değerlendirmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin orada görmek istediği kişiyle ilgili bir tarif niteliği de taşıyor! Toplumun çok geniş bir kesiminin ortak paydası da ‘‘Sezer gibi bir kişinin Köşk’e çıkması’’ yönünde... Ankara’da siyaset, devlet katları 2007’ye girdi. Toplum da girmeli... Bunun ilk adımı Ankara’da 4 Kasım Cumartesi günü yapılacak miting neden olmasın? Bu miting neden büyük bir buluşmaya dönüşmesin!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle