02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Strateji 1 Eylül 2008 / 218 Dilek FİLİZFİDANOĞLU TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası [email protected] ünya ülkelerinin Afrika kıtasındaki ülkelere karşı olan ilgisi giderek artıyor. Pek çok ülke bu ilgisini kanıtlamak için 2005 yılını "Afrika Yılı" ilan etmişti ve Türkiye de bu ülkelerden bir tanesiydi. Afrika kıtasını temsil eden Afrika Birliği’nin (AFB) önemi de bu bağlamda giderek artıyor. Afrika ülkelerinin devlet başkanları pek çok zirve ve toplantıya davet edilir hale geldi. Hatta G8 ülkeleri bile son toplantılarına bazı Afrika liderlerini davet etmişlerdi. Bu yılın Ocak ayında AFB Çin, Hindistan ve Japonya’dan sonra Türkiye’yi de Afrika’nın stratejik ortağı ilan etmişti. Türkiye de üzerine düşenleri yerine getirmek adına geçtiğimiz günlerde sloganı "Ortak Bir Gelecek İçin Dayanışma ve İşbirliği" olan TürkiyeAfrika İşbirliği Zirvesi İstanbul’da gerçekleştirdi.Zirveye AFB’ye üye 53 ülkenin tamamı davet edildi ve bunlardan 50 tanesinden katılım oldu. Katılımların 6’sı devlet başkanı, 5’i cumhurbaşkanı yardımcısı ve 6’sı da başbakan düzeyinde gerçekleşirken diğer ülkeler başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı düzeyinde temsil edildiler. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Zirveye katılan bütün ülkelerin heyetleriyle ayrı ayrı görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerde heyetler tarafından Afrika kıtasında Türkiye’ye ve Türklere karşı bir sempatinin ve saygının olduğu vurgulandı. Türkiye’nin Afrika’da daha etkin olmasının beklendiği ayrıca belirtiliyor. Şu an Afrika’da 12 büyükelçilikle temsil edilen Türkiye en kısa zamanda açılacak 15 yeni elçilikle birlikte 2009 yılında Afrika ülkelerindeki elçilik sayısını 30’a çıkarmayı hedefliyor. Türkiye, bu zirve ile öncelikle Afrika ülkeleriyle her alanda işbirliği ve bu işbirliğinin sürdürülebilir hale getirilmesini amaçlıyor. Dile getirilmeyen ancak bilinen diğer bir amaç ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) geçici üyeliği adaylığında destek bulabilmek. Zirvede neler olduğunu ortaya koymadan önce, daha zirve başlamadan neler olduğuna kısaca bir göz atmak gerekiyor. Zirvenin duyurusu yapıldıktan sonra davet edilen ülkeler arasında biri vardı ki daha gelmeden nasıl ağırlanacağının endişeleri yaşanıyordu. Gittiği her yere çadırı ve devesiyle giden Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi’nin bu Zirveye katılması durumunda devesiyle birlikle nasıl ağırlanacağını kara kara düşünen yetkililer Kaddafi’nin Zirve’ye katılmayacağını açıklamasının ardından rahat bir nefes almışlardı. Ancak bundan çok daha önemli uluslararası bir sorunla karşılaşılması davetlilerin gelmesiyle birlikte ortaya çıktı. Zira bu kez de soykırımla suçlanan Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan Ahmet El Beşir’in Zirve’ye katılmasıyla birlikte pek çok ülkeden tepkiler geldi. Daha önce de Türkiye’yi ziyaret eden El Beşir bu kez çok daha sert tepkilere neden oldu. Türkiye’nin böylesi önemli bir toplantıya ev sahipliği yapmasının yanı sıra AfrikaTürkiye İşbirliği Zirvesi dünya kamuoyunda El Beşir’in katılımı ile ön plana çıkarıldı. El Beşir gölgesine karşın, İstanbul’daki Türkiye AFB zirvesi başarılı geçti C S TRATEJİ 17 yan ve parlamentoyu fesheden El Beşir ülkenin başına geçti. 1993 yılında kendisini iktidara getiren askeri cuntayı dağıtarak, ülkesinde İslamcı bir yönetim oluşturmak amacıyla sivil devlet başkanlığını ilan etti. El Beşir, Sudan’ın Darfur bölgesinde 2003 yılında başlayan olaylar sonucu dört yılda 300 binden fazla kişinin ölümüyle ve 3 milyona yakın insanın evsiz kalmasına neden olmakla suçlanıyor. BM tarafından resmen kabul edilmeyen ancak pek çok kaynağa göre tarihte 21. yüzyılın soykırımı olarak anılacak gibi gözüken bu olaylardan sorumlu tutulan El Beşir, 14 Temmuz 2008’de Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Luis MorenoOcampo tarafından soykırım, insanlığa karşı suç ve Darfur'da savaş suçu işlediği gerekçeleriyle suçlandı ve tutuklanması talep edildi. Eğer resmi olarak suçlanırsa Ömer El Beşir görevi başında iken hakkında dava açılmış ilk UCM zanlısı devlet başkanı olacak. Ömer El Beşir’e göre ise Darfur’da küçük çaplı çatışmalar oluyor ve ölü sayısı 9 bin civarında. Bu iddialarına rağmen pek çok dünya ülkesi tarafından soykırımla suçlanmaktan kurtulamadı. D Afrika’nın stratejik ortağı Türkiye Zirveye 53 Afrika ülkesinin tamamı davet edildi. Bunlardan 50 tanesinden katılım oldu. Katılımların 6’sı devlet başkanı, 5’i cumhurbaşkanı yardımcısı ve 6’sı da başbakan düzeyinde gerçekleşti. YÜKSEK KATILIMLI ZİRVE El Beşir gölgesine karşın, sağlanmış olan yüksek katılımdan zirvenin oldukça başarılı geçtiği anlaşılıyor. Zira şimdiye kadar yapılan toplantılarda AFB’ye bu kadar geniş katılım sadece Çin’de yapılan toplantıda olmuştu. Çin’de yapılan Zirve’nin ardından AFB tarafından tek bir ülkenin yaptığı zirvelere tüm Afrika ülkelerinin katılmasının Afrika’nın imajına zarar verdiği gerekçesiyle katılım 15 ülkeyle sınırlandırılmış ve Çin’deki zirveden hemen sonra Hindistan’da düzenlenen zirveye sadece 15 Afrika ülkesi katılmıştı. Böylesi bir karar alınmış olmasına karşın birliğe üye 53 ülkeye de davetiye gönderilmesi ve Lesotho, Mozambik ve Svaziland dışındaki 50 ülkenin katılımının gerçekleşmesi Türkiye’nin başarısı olarak nitelendirilebilir. Zirve’nin ardından yapılan açıklamaya göre; "TürkiyeAfrika İşbirliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirve Toplantısı"nın beş yılda bir düzenlenmesine karar verildi. Buna göre bundan sonraki Zirve 2013 yılında bu kez bir Afrika ülkesinde gerçekleştirilecek. İstanbul’daki zirveden sonra yapılan açıklamalar barış, kardeşlik, güvenlik, her konuda işbirliği ve Afrika’nın gelişmesine katkıda bulunmak yönünde. Türkiye, 20092010 döneminde BMGK’nin geçici üyeliğine adaylığını açıklamış iken El Beşir’in İstanbul’da ağırlanması çok büyük tepkilere neden oldu. Afrika Zirvesi Zira Türkiye’nin adaylığında Afrika ülkelerinin desteğine ihtiyacı olduğu kesin. Ancak her ne kadar desteklediklerini söyleseler de oylamanın gizli yapılacağı düşünülürse bu durum Türkiye için büyük bir risk teşkil ediyor. Dünya topraklarının 5’te birini oluşturan ve zengin doğal kaynakları bulunan kara kıtanın Türkiye’ye her konuda güvenip güvenmediği daha şimdiden belli olmaz. Sonuç olarak diyebiliriz ki Afrika ülkeleri Zirve’den oldukça memnun ayrıldılar ancak, Türkiye’nin bunun meyvelerini toplayıp toplayamayacağı BMGK’nin geçici üyelik oylamasında kendini gösterecek. EL BEŞİR GÖLGESİ 1944 yılında Sudan’ın küçük bir köyü olan Hosh Bannaga‘da dünyaya gelen El Beşir ilkokulu doğduğu köyde okuduktan sonra ailesinin Hartum’a taşınmasıyla kalan eğitimini burada tamamladı. Çok genç yaşta Sudan ordusuna katılarak Kahire’deki askeri akademide eğitim alıp paraşütçü oldu. Daha sonra 1973 yılında Mısır'ın İsrail'e saldırması sonucu Mısır ordusunda yer alan El Beşir Sudan'a döndü ve Sudan Halk Özgürlüğü Ordusu'nda görev yaptı. 1980’lerde general olan El Beşir 1989 yılında demokratik yollarla seçilen devlet başkanı Sadık el Mehdi'yi deviren askeri darbede görev üstlendi. Darbenin ardından ülkedeki siyasi partileri kapatan, basına sansür uygula
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle